Zıplanacak içerik

deniz_kizi

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

deniz_kizi tarafından postalanan herşey

  1. deniz_kizi şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    İşbirlikçiler içeri atılıyor İşbirlikçileri temizleme harekatı İran, seçimler sonrası ABD ve AB’nin emriyle sokaklara dökülerek ülkeyi kaosa sürüklemeye çalışan ’paralı askerleri’ tek tek topluyor İran’da 12 Haziran yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini Mahmud Ahmedinecad’ın kazanmasının ardından ’sandıkta hile var’ iddiasıyla sokaklara çıkan ABD ve AB’nin ’paralı askerleri’ tek tek tespit edildi. ABD istihbarat birimi CIA’nın Dubai’de kurduğu ofisten gönderilen 400 milyonla fonlanan işbirlikçilerden iki bin kişi tutuklandı. Devlet düşmanı... Darbe tertipçisi George Soros, CIA ve İngiltere bağlantıları deşifre olan ’reformcu’ların gözaltına alınma korkusuyla güvenlik güçlerinden köşe bucak kaçtıkları belirtildi. Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın emriyle işbirlikçilere karşı başlatılan operasyonun genişleyerek süreceği belirtildi. Batı işbirlikçilerini ’devlet düşmanı’ olarak ilan eden güvenlik güçlerinin, belirledikleri adreslere ani baskınlar yaptığı kaydedildi. Operasyonlardan kaçan yüzlerce kişinin izini kaybetirmek için kırsal kesime gittikleri ifade edildi. ’Reformcu’ların lideri Mir Hüseyin Musevi’nin ise bilinmeyen bir yerde saklandığı iddia edildi. İran güvenlik güçlerinin işbirlikçilere karşı başlattığı operasyona karşı kampanya başlatan Batı basını, Ahmedinecad’ı hedef aldı. Tahran yönetimini muhalifleri sindirmekle suçlayan İngiliz The Times gazetesi, “İran’da bugün korku ve terör iklimi hüküm sürüyor” ifadesini kullandı. CIA, 400 milyon dolar harcadı Mir Hüseyin Musevi’nin ’yeşil devrim’ hayalinin CIA tarafından fonlandığı ortaya çıkmıştı. Gerçeği ortaya çıkaran İran haber ajansı Mehr, CIA’nın 2006’dan beri ’yumuşak devrim’ hareketi yürüttüğünü belirttimişti. Uygun zaman için seçimlerin beklendiğine dikkat çeken ajansa göre, hareket Dubai’den yönetildi. CIA, İranlılarla ilişkiyi sağlayan bir “network” ağı kurdu. Bu operasyon için 400 milyon dolar para harcandı. Bilim adamları, sanatçılar, sporcular ve daha pek çok kişinin yer aldığı bir liste hazırlandı. Bu listede yer alanlar ABD’ye davet edildi. Kendilerine Dubai kaynaklı kredi kartları verildi. ABD Konseyi de, 2006’da ’İran’ın demokratikleşmesi fonu’ adı altında 61 milyon dolarlık bütçe ayırdı. Aynı yıl Avrupa’daki ABD büyükelçiliklerine ’İran gözlemcileri’ yerleştirildi. ABD Dışişleri Bakanlığı ise, Dubai’de kurulan ofisin başına Jillian Burns isimli yetkiliyi direktörü yaptı. 30/06/2009 22:33 Yeniçağ
  2. PAPAZ emrediyor AKP yapıyor Fener Papazı Bartholomeos, AB sopasıyla diz çöktürdüğü AKP’ye Heybeliada Ruhban Okulu’nu açtırıyor Bürokratların hazırladığı iki formül rapor haline getirilerek Başbakan’a sunulacak, nihai kararı hükümet verecek Selda Öztürk KAY Kendisini ’ekümenik’ ilan eden Fener Rum Kilisesi Papazı Bartholomeos’un telkinleri sonucu AB ve ABD’den gelen baskılara boyun eğen AKP iktidarı, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması için harekete geçti. CNNTürk’ün haberine göre, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun talimatı ile bürokratlar, Ruhban Okulu konusunda yeni bir rapor hazırlandı. Raporda Ruhban Okulu’nun lise kısmının Milli Eğitim’e yüksek okul bölümünün de YÖK’e bağlı olarak açılması öngörülüyor. Bu seçenekler ve altındaki alternatifler sıralandı. Sonuçları detaylandırıldı. Raporda, okulun yeniden “Milli Eğitim’e bağlı açılması imkansız” denildi. Din lisesi formülü Rapora göre Ruhban Okulu’nun ancak lise kısmı Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olabilir. Bunun için de din lisesi formülü geliştirildi. Ancak Özel Öğretim Kanunu’nun değişmesi gerekiyor, çünkü bu kanunda “dini ve askeri okul açılamaz” hükmü var. Yasa değiştirilerek Ruhban Okulu’na bir çeşit İmam Hatip Lisesi statüsü verilecek. Okul öğrencilerini ne şekilde alacağını kendisi belirleyecek ama müfredatını, ders kitaplarını Bakanlık belirleyecek. Öğretmenler de Milli Eğitim Bakanlığı’nın standartlarına uygun alınacak denetimi bakanlığa ait olacak. Ancak bu formülün hayata geçirilmesi yeni bir lise türünün doğmasını da beraberinde getirecek. Yani Özel İmam Hatip Liseleri için yol da açılacak. Rapora göre Ruhban Okulu’nun yüksek okul kısmı YÖK’e bağlı faaliyet gösterecek. Ancak bunun için 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun değişmesi gerekiyor. Bu formül daha önce de tartışılmış ancak orta yol bulunamamıştı. Kılık kıyafet engeli Öğretim üyelerinin din adamlarından seçilecek olması, rahibelerin giyisilerinin kılık kıyafet yönetmeliğine aykırılığı da yüksek okul statüsü verilmesinin önündeki engeller arasında. Bu iki seçeneğin dışında Ruhban Okulu’nun bir vakıf bünyesi altında açılması da alternatifler arasında. Öneri ilk olarak 2004 yılında dönemin YÖK Başkanı Erdoğan Teziç tarafından ortaya atılmıştı. Bu formüle göre Ruhban Okulu tıpkı diğer vakıf okulları gibi Hıristiyan din adamı yetiştirmek üzere Teoloji bölümü adı altında açılabilir. Patrikhane ise, özerk üniversite statüsü istiyor. İşte tüm bunlar masaya yatırılacak. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu raporu Başbakan’a sunacak, son sözü ise Bakanlar Kurulu söyleyecek. ATATÜRK DiYOR Kİ: Patrikhane bir fesad ve hıyanet ocağıdır! “Bir fesad ve hıyanet ocağı olan ve memleketimize nifak tohumları eken, uyuşmazlıklar yaratan, Hıristiyan hemşehrilerimizin huzur ve refahı için de uğursuzluğa ve felakete sebep olan İstanbul Rum Patrikhanesi’ni artık topraklarımız üzerinde bırakamayız. Bu tehlikeli teşkilatı memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebebler gösterilebilir? Türkiye’nin Rum Patrikhanesi için arazi üzerinde bir sığınılacak yer göstermeye ne mecburiyeti var? Bu fesad ocağının hakiki yeri, Yunanistan değil midir? Büyük Millet Meclisi tarafından idare edilmekte olan yeni Türkiye, Babıali’nin taht-ı idaresindeki eski Osmanlı İmparatorluğu değildir. Yeni Türkiye şeref ve haysiyet, kudret ve kuvvetini müdrik ve hukukunu muhafaza için mevcudiyetini tehlikeye atmaya hazır ve amadedir. Mustafa Kemal Hakimiyet-i Milliye Gazetesi / 20 Ocak 1923 Türkiye’yi şikayet etti Fener Rum Kilisesi Papazı Bartholomeos, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu’nda 2007 yılında yaptığı konuşmada Türkiye’yi şikayet etmişti. Bartholomeos, Patrikhane’nin statüsü, Heybeliada Ruhban Okulu konularında yaşanan sorunları dile getirmişti. Obama, Meclis’te ‘açın’ çağrısı yaptı ABD Başkanı Barack Obama da Türkiye’ye ziyareti sırasında TBMM’de yaptığı konuşmada Heybeli Ruhban Okulu’nun açılması çağrısında bulunmuştu. Obama, şunları kaydetmişti: “Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması gibi eylemlerin son derece güçlü sinyaller vereceğini düşünüyoruz. Ayrıca hukukun üstünlüğüne olan taahhüt, adaletin insanlara ulaştırılması anlamında atılabilecek en önemli adımdır. Azınlık hakları sayesinde halk, her tür katkıdan, her bireyiyle yararlanma fırsatı bulacaktır.” Rehn, yine çirkin yüzünü gösterdi AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn, müzakekerde aksama olmaması için, Ruhban Okulu’nun açılmasını istemişti. Brüksel’de Türk gazetecine konuşan Rehn, şu dayatmalarda bulunmuştu: “Türkiye’nin temel özgürlükler konusunda ciddi reformlar yapacağına, dini özgürlüklere önem vereceğine inanıyorum. Örneğin Patrik Bartholomeos’un ekümeniklik unvanı ve Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması sorunlarına olumlu yaklaşacağını umuyoruz.” Poettering tehdit savurdu Fener Rum Kilisesi ile AP Hıristiyan Demokratlar Grubu‘nun 2005 yılında İstanbul’da ortaklaşa düzenlediği uluslararası konferansta konuşan Avrupa Parlamentosu Hıristiyan Demokratlar-Avrupa Demokratları Grubu Başkanı Hans-Gert Poettering, “Burada ekümenik patriğin davetlisi olarak bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Heybeliada Ruhban Okulu‘nun bir an önce açılmasını istiyoruz. Bu yapılmadığı takdirde, Batı Avrupa toplumlarında İslam fobisi artacaktır” demişti. Kilisenin sözcülüğüne soyundular Çelik: Kapalı olması vahim bir hatadır AKP hükümeti, papaz okulu için dört koldan seferberlik başlatmıştı. Kilise sözcüsü gibi konuşan Milli Eğitim eski Bakanı Hüseyin Çelik, kendi kendini ekümenik ilan eden Bartholomeos’un iddiasını güçlendirme çabalarına tam destek vermişti. Bu tartışmalara şaşırdığını ifade eden Çelik, “Patrik ekümenik olsa ne olur ki. Patriğin ekümenik olup olmadığına sen niye karar veriyorsun kardeşim?” demişti. Heybeliada Ruhban Okulu’nun kapalı olmasını vahim bir hata olarak nitelendiren Çelik, “Kapatılma gerekçesi haksızdır. Ruhban Okulu’nun bugün hiçbir kanun değişikliği yapılmadan açılabileceğini düşünü-yorum” diye konuşmuştu. Bağış açılmasını istiyor Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da, verdiği bir demeçte, Heybeliada Ruhban Okulunun açılmasının Türkiye’nin bir iç meselesi olduğunu söyledi. Azınlığının sorunlarına çözüm getirmesi gerektiğine inandığını” belirten Bağış, şunları söylemişti:” “Heybeliada Ruhban Okulunun, Türk vatandaşlarının ihtiyaçları olan hizmetleri sunabilmek için açılması gerektiğine inanıyorum. Türkiye’deki Ortodoks cemaati vergi ödeyen, ordumuzda hizmet eden ve bu ülkeye katkıları olan Türk vatandaşlarından oluşmaktadır. Eğer din adamlarına gereksinimleri varsa, bu din adamlarını eğitmelerine yardımcı olmalıyız.” Günay da seferberliğe katılmıştı Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması gerektiğini söylemişti. Günay, “Ben, hükümette net karara bağlamadığımız konuda, ancak kişisel eğilimimi söyleyebilirim, sanıyorum Ruhban Okulu’nu açacağız. Hem kişisel hem de edindiğim genel eğilim, okulun açılacağı yönünde. Şu andaki üniversite sistemine uymuyor ama başka bir formül bulunacak, siyasi bir sorun yok. Çalışmalar teknik seviyede devam ediyor. Artık ’dünle beraber geçti ne varsa düne ait’, şimdi yeni şeyler söylemek lazım” diye konumuştu. Günay, kabinede kendisi gibi düşünen bakanların olduğunu da kaydetmişti. 29/06/2009 23:07 Yeniçağ
  3. AKP iktidarı kanunlarda ayar tutturamıyor Yabancıya toprak satışı için çırpınan AKP, önüne çıkan her engeli, hemen bir kanun değişikliğine giderek kolayca aşabiliyor. Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Yardımcı Doçent Doktor Tevfik Özlüdemir, AKP İktidarı, “2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” ile kıyı belediyelerini cezalandırmayı amaçlamakta olduğunu söyledi. 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde, 8 bin 333 kilometre olan kıyılarımızda yer alan belediyelerin çok büyük bir kısmını muhalefet partilerine kaptıran AKP iktidarının, bu belediyeleri cezalandırmasının beklenen bir şey olduğunu kaydeden Özlüdemir, “Bu cezalandırma, bir yasa teklifi ile ve sanıldığından daha hızlı bir şekilde yürürlüğe konulmak istenmektedir” dedi. Yetkiler merkezde 17 Mart 1984 tarihinde yürürlüğe giren 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu’nda bugüne kadar 20 kez değişiklik yapıldığının altını çizen Özlüdemir, şöyle dedi: “Bu değişikliklerden 11’i 2002’den sonra, yani AKP’nin iktidar olduğu yıldan sonra yapılmıştır. 17 Nisan 1990 tarihinde yürürlüğe giren 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nda ise bugüne kadar 5 değişiklik yapılmış, bunun 4’ü 2002’den sonra AKP iktidarı sırasında gerçekleşmiştir. 16 Mart 1982 tarihinde yürürlüğe giren 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ise 14 kez değiştirilmiş, bu değişikliklerden 7’si, 2002’den sonra yapılmıştır.” * Salim YAVAŞOĞLU 29/06/2009 23:08 Yeniçağ
  4. ALLAH’TAN TEĞET GEÇMiŞ! AKP iktidarı, her fırsatta övündüğü ekonomik başarısıyla (!) nihayet tarihe geçmeyi başardı. TÜİK rakamlarına göre İlk çeyrekte ekonomi yüzde13.8 daraldı. Bu oran, 1945 yılındaki yüzde 15.3 küçülmeden sonra Türkiye Cumhuriyet tarihinin en yüksek küçülmesi oldu. Büyüme bekliyordu... KRİZİN Türkiye’yi teğet geçeceğinde ısrar eden Başbakan Tayyip Erdoğan, Nisan ayında katıldığı televizyon programında, “Eksi büyümeyi telaffuz etmem! Bana bunu söyletemezsiniz! Kesinlikle eksilere Türkiye girmeyecektir, büyümede yine artıda kalacağız” demişti... AKP İKTİDARI TÜRKİYE’Yİ EKONOMİDE TAM 64 YIL GERİYE GÖTÜRDÜ! Utanç veren küçülme rekoru Türk ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 13.8 küçülerek Cumhuriyet tarihinin ikinci en kötü seviyesini gördü. Rakamlar, 3 ay önce “Eksileri görmeyeceğiz” diyen Başbakan’ı adeta yalanladı Zor günler geçiren Türkiye ekonomisi yüzde 13.8 küçülme ile 2. Dünya Savaşı yıllarındaki verilere geri döndü. TÜİK’in açıkladığı rekor küçülme oranları, 29 Mart seçimlerinden 3 gün önce katıldığı bir televizyon programında “Eksi büyümeyi bana söyletemezsiniz. Türkiye eksiyi görmeyecektir” diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı haksız çıkardı. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) I. Dönem 2009 sonuçlarına göre, ekonomi yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13.8 küçüldü. Buna göre GSYH aynı dönemde sabit fiyatlarla 21 milyar 145 milyon TL’ye inerken, cari fiyatlarla GSYH yüzde 2.2 azalarak 210 milyar 997 milyon TL’ye geriledi. Dolar bazında cari fiyatlarla GSYH yüzde 29 azalarak 127 milyar 812 milyon dolara düştü. Üreticinin hali vahim GSYH gelişim hızlarına batıkldığında üretim yapanlar adeta çöküş yaşadı. Geçen yılın ilk çeyreğine oranla en büyük düşüş yüzde 25.4 ile toptan ve perakende ticarette oldu. Sektörler GSYH’si toplamda yüzde 11.5 küçülürken, vergi-sübvansiyon kaynaklı GSYH yüzde 21.2 azaldı. Sabit fiyatlarla yaşanan bu GSYH gelişmelerinin sonucunda, GSYH içinde sektör payları imalat sanayiinde yüzde 25.9’dan yüzde 24.4’e, toptan ve perakende ticarette yüzde 14’ten yüzde 12.1’e, ulaştırma ve haberleşmede yüzde 15.3’ten yüzde 14.6’ya, inşaatta yüzde 6.1’den yüzde 5.7’ye geriledi. Tarımda yüzde 4.1’den yüzde 4.6’ya, mali aracı kuruluşların faaliyetlerinde yüzde 10.2’den yüzde 13.2’ye, dolaylı ölçülen mali aracılık hizmetlerinde yüzde 6.4’ten yüzde 8.2’ye çıkış görüldü. Savaş dönemlerinden kötüTürkiye 1945 yılında gördüğü yüzde 15.3’lük küçülmeden sonraki en yüksek küçülmeyi bu dönemde yaşıyor. Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı ve 1929’daki büyük buhranı atlatan Türkiye, tarihinin 5. çift haneli küçülmesini gördü. Devlet harcadı, vatandaş kıstıCari fiyatlarla harcamalar yöntemiyle GSYH’ye bakıldığında gayri safi sabit sermaye oluşumu yüzde 29.7 azalarak 40 milyar 122 milyon TL’ye geriledi. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5.7 artarak 29 milyar 495 TL’ye çıktı. Hanehalklarının tüketimi ise yüzde 9.2 azalarak 160 milyar 759 milyon TL’ye indi. Tükeimdeki en büyük payı gıda oluşturuken, mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri tüketimi 13 milyar 589 milyon TL’den 11 milyar 624 milyon TL’ye indi. Resmen durgunluktayız Türkiye ekonomisi 2009 yılının son çeyreğinde de yüzde 6.2 küçülmüştü. Böylece iki dönem üstüste küçülme yaşayan Türkiye ekonomisi, Avrupa’da kabul edildiği biçimiyle teknik olarak resesyona girmiş oldu. 2008 ilk çeyrekte yüzde 7.3, ikinci çeyrekte yüzde 2.8, üçüncü çeyrekte yüzde 1.2 büyüyen ekonomi, bu büyümede gerileme trendinin ardından son çeyreği yüzde 6.2 küçülme ile kapatmış, 2008’da yıllık büyüme de yüzde 1.1’de kalmıştı. Tepkiler gecikmedi... Tepkiler gecikmedi... Halkın krizdeki alınteri tuzu kuru ithalatçıya gitti Yılın ilk çeyreğindeki 13.8 oranında tarihi küçülmenin yankısı büyük oldu. Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, devletin ve halkın krizdeki son alın teri damlalarının, “Tuzu kuru ithalatçılara” aktarıldığını söyledi. Erçelebi, Türkiye’nin faiz giderlerinin geçen yıla göre 3 kat arttığını belirterek, ülkeyi faizcilerin sömürdüğünü kaydetti. Bütçedeki deliğin her geçen gün büyüdüğünü ancak yamanın küçüldüğünü anlatan Erçelebi, “Çünkü Türkiye üretimden düşmüştür. Alındığı söylenen sanal teşvik önlemleri hiç bir işe yaramamaktadır. Türkiye ekonomisi yüzde 13,8 oranında küçülerek, tarihe geçmiştir. Türkiye, ekonomik olarak alev alev yanmaktadır” diye konuştu. DİSK: Kriz derinleşecek, tahribatı artacak Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’ndan (DİSK), “Kriz insani birikimi tahrip etmeye yönelmiştir. GSYH’nin küçülmeye devam edecek olması bu yıkımı dayanılmaz noktalara vardıracaktır. Vakit kaybetmeden sosyal paket hazırlanmalı” açıklaması yapıldı. İSO: Sanayideki kötü gidiş belgelendiİstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, “İlk çeyrek verileri, mali kuruluşlar büyürken, sanayi başta olmak üzere, reel sektörde, iç talepte ve yatırımlarda rekor düzeyde olumsuzluklar yaşandığını ortaya koymuştur” dedi. ESİAD: Krize en sert tepki veren ülkelerdeniz Egeli Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) Başkanı Sıtkı Şükürer, “Türkiye küresel ekonomik krize diğer ülkelerden çok daha sert tepki veriyor. Bu ilk çeyrek rakamlarından anlaşıldı. Türkiye artık diğer ülkelerden daha tedbirli girmek zorundadır” dedi. BASK: Hükümetin politikaları iflas etti Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Başkanı Resul Akay, diğer ülkelerde küçülme oranlarının makul seviyede olmasına rağmen Türkiye’de bu derece büyük olmasının hükümetin ekonomi politikalarını iflas ettiğinin en temel kanıtı olduğunu belirtti. 30/06/2009 22:31 Yeniçağ
  5. Türkiye ekonomisinde tarihi küçülme 30.06.2009 - 11:19 Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 13.8 daraldı. Krizin etkisiyle ekonomideki daralma ilk üç ayda hızlandı ve tarihi bir küçülme yaşandı. Türkiye ekonomisi art arda iki çeyrek küçülerek resmen durgunluğa girdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) ilk çeyrekte yüzde 13.8 daraldı. CNBC-e anketinde ekonominin yüzde 12 daralması bekleniyordu. Yüzde 13.8’lik rakam tarihin en yüksek çeyrek bazlı daralması oldu. Ekonomi en son 2001 yılının son çeyreğinde yüzde 9.85 ile çeyrek bazda rekor daralmıştı. Ekonomideki daralma gçeen yılın son çeyreğinde yüzde 6.2 olmuştu. 2008’in tamamında ise ekonomi yüzde 1.1 büyümüştü. Yılın ilk üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla GSYH yüzde 2.2’lik azalışla 211 milyar TL oldu. Dolar bazında GSYH yüzde 29 düşüşle 127.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. EN YÜKSEK DARALMA TİCARETTE Sektörlere bakıldığında ilk çeyrekte en yüksek daralma krizin etkisiyle yüzde 25.4’le toptan ve perakende ticarette görüldü. Daralma tarımda yüzde 3, madencilikte yüzde 13, inşaatta yüzde 18.9, ulaştırma ve haberleşmede yüzde 17.6, eğitimde yüzde 0.2, sektörler toplamında ise yüzde 11.5 olarak gerçekleşti. TÜKETİM YÜZDE 9.2 AZALDI Krizin talebi etkilemesi nedeniyle tüketimdeki daralma ilk çeyrekte artarak devam etti. Geçen yılın son çeyreğinde yüzde 4.6 azalan tüketim, yılın ilk üç ayında yüzde 9.2’lik düşüş kaydetti. Bu yılın tamamında ekonomide yüzde 4 büyüme öngörülmüştü ancak bu rakam daha sonra yüzde 3.6 küçülme olarak revize edilmişti. Bunun da yeniden revize edilmesi bekleniyor. İyi ki kriz teğet geçti ...
  6. Başka söze ne gerek bu sesi dinledikten sonra
  7. İletiyi yeniden okudum. Çok yoğun biranımda cevap yazmışım, sadece asker konuşacağı bilse yerine takılmışım
  8. deniz_kizi şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Askere 'darbe' Yüce Divan'da MUHALEFET, AKP’nin gece yarısı önerge vererek askerin sivil mahkemelerde yargılanmasına imkan tanıdığı yasayı, iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne götürüyor. Toptan da bilmiyor TBBM Başkanı Köksal Toptan’ın bile habersiz olduğu yasa değişikliği için harekete geçen CHP iptal davası açacak. MHP de başvuruya destek verecek. Gece yarısı darbesi yargıya taşınıyor Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasa değişikliği CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürülüyor. MHP de destek verme hazırlığında İktidarın gece yarısı sunduğu son dakika önergeleriyle TBMM’den geçirdiği yasayla askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünün açılması ortalığı karıştırdı. TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın bile habersiz olduğu, muhalefetin “aldatıldık” dediği yasa değişikliği için CHP Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açacak ve yürütmeyi durdurma isteyecek. MHP’nin de başvuruya destek verebileceği bildirdi. MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, başvuruyu destekleyebileceklerini açıkladı. Savcıları etkileyecek Yürütmeyi durdurma kararı çıkması, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un “Kağıt parçası” dediği “İrtica ile mücadele” belgesi nedeniyle Albay Dursun Çiçek’in şüpheli sıfatıyla ifadesine başvurup, dava sürecini başlatmak üzere olan Ümraniye savcılarını da etkileyecek. TBMM’de gece yarısı 01.12’de önerge ile yapılan değişiklik ile askerlerin işlediği “Anayasal düzen, terör ve çete” suçları doğrudan özel yetkili sivil savcılıklar tarafından soruşturulacak. Askerlerin darbe girişimi, cunta veya hükümete karşı eylem planları yapmaları gibi suçlarda yetki sivil yargıya verildi. Bu yetki, devam eden soruşturma ve davaları da kapsıyor. Askeri yargı devre dışı Bugüne kadar yürürlükteki kanuna göre, asker kişilerin sivil kişilerle iştirak halinde işledikleri suçlarda yargılanacakları mahkemede kriterlere bakılıyor. Buna göre işlenen suç, Askeri Ceza Kanunu’nda yazılı bir suç ise dava askeri mahkemelerde görülüyor. Eğer suç, Askeri Ceza Kanunu’nda yazılı olmayan bir suç ise yargılama sivil mahkemelere bırakılıyor.Ayrıca asker kişilerin askeri yerde, sivil kişiler olmadan kendi aralarında işledikleri her tür suç askeri mahkemelerin görev alanına giriyor. 28/06/2009 22:50 Yeniçağ
  9. Elbette biliyorlar merak etmeyin , bence asıl konuşmayı başkaları öğrenmeli... ! Ananı da al git hiç hoş bir üslup değil öyle değil mi ?
  10. deniz_kizi şurada cevap verdi: gloria başlık Yabancı Sinema
    Tek başıma seyretsem de fena değildi ben beğendim.
  11. Haklısınız Dipnot, aynı fikirdeyiz. Saygılar benden
  12. Bende aynı şekilde şaşırmadım. Engellemesinin nedeni belli zaten .
  13. Amaç belli zaten ordunun otoritesini azaltmak halkın gözünde.
  14. Gökçek'e 64 inceleme engellendi CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında neden soruşturma izni verilmediğine yönelik soru önergesine İçişleri Bakanı Beşir Atalay’dan cevap alamayınca Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde sorularını İçişleri Bakanlığı’na yöneltti. Köktürk’ün sorularına bakan adına cevap veren İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hasan Canpolat, Ankara Büyükşehir Belediyesiyle ilgili 2004-2009 yılları arasında toplam 17 adet araştırma-ön inceleme onayı verildiğini, 64 adet de işleme konulmama onayı alındığını söyledi. 27/06/2009 09:55 Yeniçağ.
  15. TSK’dan elinizi çekin! BAŞBUĞ, ‘belge’ denen kağıt parçasını kampanya aracı yapanlara sert çıktı: Komutanı olarak açıkça söylüyorum ki, artık TSK üzerinden elinizi çekin, TSK üzerinden kendinizi siyasi tanımlama gayretlerinden vazgeçin. TSK’ya karşı medya üzerinden, asimetrik bir psikolojik harekat yürütmeye son verin. Kim yaptı ve amacı ne? BU kağıt parçasının kimler tarafından ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılması görevi, devletin istihbarat organları ile ilgili yargı organlarına düşüyor. Biz bu ’belge’nin kimler tarafından ve ne maksatla hazırlandığının ortaya çıkarılmasını istiyoruz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan... Konu MGK’ya gelecek TSK, kendisine yönelik psikolojik harekata kamuoyu önünde cevap vermekten kaçınıyor. TSK üzerinden oynanan oyunlar, kararlılığımızı etkileyemez. Kimse tahriklere kapılmamızı beklemesin. Yasal platformda konuşuruz. Son olayları da önümüzdeki hafta MGK toplantısı gündemine getireceğiz. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, hiçbir belge olmadan, sadece iddia ve dedikodularla hareket etmeyeceklerinin altını çizdi: Cadı avı başlatmamızı beklemeyin! Asker mesaj verdi Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’ndaki İnönü Salonu’nda yapılan toplantıya tüm Kuvvet Komutanları’nın yanı sıra Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık ve yaklaşık 30 general katıldı. TARAF GAZETESİNDE YAYINLANAN BELGEYE ‘KAĞIT PARÇASI’ DEDİ VE YÜKLENDİ... Ordu ile millet arasına fitne sokmak istiyorlar Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay tarafından hazırlandığı iddia edilen “darbe planı” tartışmalarına sert tepki gösterdi Genelkurmay Başkanı, iddiaların TSK’ya karşı örgütlü şekilde yürütülen asimetrik bir psikolojik harekat olduğunu söyledi Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Taraf gazetesi tarafından yayınlanan ve TSK tarafından hazırlandığı iddia edilen “AKP’yi ve Gülen’i bitirme Planı” olarak adlandırılan belge ile ilgili sert açıklamalarda bulundu. gazete de yayınlanan belge “kağıt parçası” diyen Başbuğ, Ümraniye davasını yürüten Cumhuriyet savcılarına da “Bu belgeleri kim ne maksatla hazırladıysa ortaya çıkarın çağrısında bulundu. Başbuğ satır başları ile şunları kaydetti: Boşuna enerji harcadık * Türkiye neredeyse iki haftadır Genelkurmay Askeri Savcılığının soruşturması neticesinde ulaşmış olduğu kararla ortaya çıkan bir kağıt parçası etrafında gereğinden fazla enerjisini tüketmiştir, harcamıştır. Şu anda elimizde olan hukuki anlamda bir kağıt parçasıdır. Kendileri küçülüyor * Askeri savcılığın verdiği kararı beğenebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz. Ancak bu karara karşı saygısız ve küçümseyici tavırlar içine giremezsiniz. Bu tip davranışlar askeri yargıyı küçültmez, bu şekilde davrananları küçültür. Son dönemlerde artan bir şekilde ve örgütlü olarak, altını çiziyorum örgütlü olarak gerçekleştirdiği değerlendirilen kurgulanmış bazı olaylar, TSK’yı yıpratma ve karalama kampanyasına dönüştürülmektedir. Hukuk açısından yaşadığımız olayda bugün, bir kağıt parçası olduğunu, yani bir belge olmadığını bize göstermektedir. Bu görev yargının * Bu kağıt parçasının kimler tarafından ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılması görevi devletin istihbarat organları ile ilgili yargı organlarına düşüyor. Bunun gereğinin yerine getirilmesini istiyorum. Çünkü, bu ve buna benzer olayların devlet, millet ve ordu içinde fitne ve fesat çıkartma eylemleri olarak görüyoruz. Çekin elinizi * TSK’nın komutanı olarak açıkça söylüyorum ki artık TSK üzerinden elinizi çekiniz, TSK üzerinden kendinizi siyasi tanımlama düşüncesinden ve gayretlerinden vazgeçiniz. TSK’ya karşı medya üzerinden, asimetrik bir psikolojik harekat yürütmeye son verin. TSK, tarihsel misyonu, kurumsal kültürü ve devlet adamlığı ve tecrübesinin gereği olarak kendisine karşı asimetrik olarak medya üzerinden yürütülen psikolojik harekata her zaman ve özellikle kamuoyu önünde cevap vermekten kaçınmaktadır. * Türk Silahlı Kuvvetlerinde, demokrasi ve hukuk devletleri ilkelerine aykırı düşüncenin içinde olan davranışlarda bulunan personel barınamaz. Hukuka sadığız * Askeri Savcılık ve Genelkurmay Karargahı hukuk kuralları çerçevesinde yapması gereken her şeyi en ince noktasına kadar yaptı. * Kovuşturmaya yer olmadığı kararı kesin odeğildir. Biz hukuk devleti ilkelerine sadığız. Önemli olan bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil, bilgi, emare çıkarsa elbette bu soruşturma tekrar açılabilir. Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un açıklamalarını, yerli ve yabancı basından toplam 120 gazeteci izledi, 20’nin üzerindeki kanal canlı olarak yayınladı. Kağıdı kim hazırladı, savcılık bulsun Genelmurmay Başkanı İlker Başbuğ açıklamalarının ardından gezetecilerin sorularını cevapladı. Bir soru üzerine askeri mahkemelere yönelik eleştirilere cevap veren Başbuğ ” Efendim askeri mahkemeler tarafsız değildir) iddiaları da var. Çok çirkin. Bu, devlete, Anayasa’ya, hukukumuza saygısızlıktır. “ diye konuştu. Başbuğ, konuşmasının sonunda da ’kağıt parçası’ile ilgili gerçeklerin açığa çıkarılmasını istedi. ” Bizim istediğimiz şudur; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından istiyoruz, diyoruz ki, bu belgenin gerçek olmadığı noktasından hareketle bu kağıt parçası kimler tarafından, ne amaçla hazırlandı? “ diyen Başbuğ şöyle devam etti: ” Bunu bulun. Biz bu belgenin doğru olmadığı noktasından hareket ederek, bu belgenin kimler tarafından ne maksatla hazırlandığını istiyoruz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından. Basına neden sızdırılıyor Belge ile ilgili soruşturma sürecinde bazı bilgilerin basına sızdırılmasını da eleştiren Başbuğ, bu tür girişimlerde kasıt aradıklarını ifade etti. Başbuğ şunları kaydetti: Bakın, söz konusu kağıt ayın 4’ünde bulundu. 6’sında İstanbul’daki mahkemenin oturumunda bu dosya açıldı, 12’sinde bir gazeteye servis edildi. Şimdi bunu sormaya hakkımız yok mu? Acaba bir özel kasıt mı var burada? Soruşturma kapsamında birtakım raporlar hazırlandı. Birisi Jandarma Genel Komutanlığımızın hazırladığı kriminal rapor. 17’sinde hazırlandı, özel kuryeyle gönderildi. 19 ve 20’sinde bu kriminal raporun bazı parçaları, bazı basın organlarında yer aldı. Niye? Hem de işin acı tarafı, belgenin tümü de değil. Nedir bu? Kamuoyu oluşturmaktır. Bakın bugün ilk defa bir ifade kullandım, medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat yapılıyor. Görüşlerimi Başbakan’a ilettim Orgeneral Başbuğ, bir gazetecinin, “Başbakan Erdoğan’ın doğruluğu kanıtlanmamış bir kağıt parçasından hareketle partisinin Şanlıurfa il kongresinde, TSK’yı hedefe oturtmasından hicap duyuyor musunuz?” sorusuna, “Hicap duyma esasında çok ağır bir laf. Ben niye hicap duyayım ki bir kere. Kesinlikle öyle bir düşünceye sahip değilim. O konuyla ilgili fikrimi soruyorsanız, bu konuya ilişkin ben görüş ve düşüncelerimi Sayın Başbakan’a ilettim. O konuda söyleyeceğim budur” yanıtını verdi. Habere konu belgeyle ilgili gelişmelerin, 30 Haziran Salı günü yapılacak Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı’nda gündeme getirileceğini de belirten Orgeneral İlker Başbuğ, “Biz hukuk devleti ilkelerine ve hukuka saygılıyız, bağlıyız. Bu konulara ilişkin görüş ve düşüncelerimizi yasal platformlarda getiririz” diye konuştu Generaller geçidi gibi... Orgeneral Başbuğ’un basın toplantısı, saat 11.00’de başladı ve yaklaşık 1 saat sürdü. Toplantının başında 20 dakika açıklamalarda bulunan Orgeneral Başbuğ, 40 dakika süre ile de basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’ndaki İnönü Salonu’nda yapılan toplantıya, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık ile yaklaşık 30 general katıldı. 26/06/2009 23:09 Yeniçağ
  16. Kadının biri alışveriş için şehre inmiş, ilk girdiği dükkânda harika ayakkabılar bulmuş, ikincide de nefis bir elbise.. Üçüncü dükkânda her şey 5 dolara inmiş, gözlerine inanamazken birden cep telefonu çalmış.. Hattaki kadın doktor ona kocasının feci bir trafik kazası geçirdiğini, durumunun kritik olduğunu, yoğun bakıma kaldırıldığını söylemiş.. Kadın doktora kocasına çarşıda olduğunu iletmesini, bir an önce orada olacağını söyleyerek telefonu kapatmış, ama akabinde hayatının en verimli alışverişini yapmakta olduğunu fark etmiş ve hastaneye gitmeden 1-2 mağazaya daha girmiş, birkaç saat sonra sabah alışverişini bir fincan kremalı kahve ile tamamlanmış ki birden kocasını hatırlamış.. Suçluluk duygusu ile hastaneye koşmuş.. Koridorda doktoruna rastlayıp kocasını sormuş.. Bayan doktor,kadının elindeki paketlere bakıp "Buraya hemen gelmek yerine alışverişine devam ettin değil mi?.." demiş bağırarak, "Sanırım kendinle gurur duyuyor olmalısın.. Adam burda yoğun bakımda, sen mağaza mağaza dolaş.. İyi be..! Ama bu senin son alışverişin olacak.. Artık ömrünün sonuna kadar onun hasta bakıcıs ıolacaksın, hem de başından 1 dakika bile ayrılamadan.. !" Kadın son derece üzgün başını önüne eğmiş.. Bayan doktor,onun bu haline uzun uzun baktıktan sonra kıkırdamaya başlamış, "Şaka yapıyorum kıııız şakaaaa.." demiş, "Takıldım sana.. Kocan öldü.. Vallahi öldü.. Hadi aç bakayım şu poşetleri de neler aldın görelim..!"
  17. Kesinlikle amaçlarına ulaşmada başarılılar, özellikle duduklarına ve gördüklerine araştırmadan bilinçsiz inanan halkın büyük kesimi üzerinde.Bence en büyük örnekte orduya çamur atmaları.
  18. 'Belge' Erdoğan'ın canını fena sıktı! Ortaya çıktığında ’darbe planı’nı doğru varsayarak bazı kesimlere yüklenen Başbakan Tayyip Erdoğan, dün üslubunda büyük değişiklik yaptı: Bu, ülkemizin ortak meselesi ve bunun mücadelesini hep birlikte vereceğiz. Muhalefet kenara çekilemez Darbe belgesine seyirci kalmayacaklarını günlerdir dilinden düşürmeyen Başbakan, askeri savcılığın ’sahte’ kararının ardından muhalefetten destek istedi Taraf gazetesinde yayınlanan darbe belgesini eleştirirken, “AKP’ye karşı yapılan bu gayri hukuku sürece seyirci kalamayız. Dava açacağız” diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Askeri Savcılığı’nan “belge sahte” kararının ardından çark ederek, bu konuda muhalafetin de kenara çekilemeyeceğini söyledi. İrtica Eylem Planı ile ilgili Askeri Savcılık kararı hakkında ilk değerlendirmesini dün yapan Erdoğan, mücadeleyi sürdüreceklerini söylerken, muhalefetten de destek istedi. Erdoğan, Arnavutluğa hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, karara ilişkin, “Savcılık gerekli çalışmaları yapacağı gibi bizler de gerekli çalışmaları yapacağız. İnanıyorum ki Silahlı Kuvvetlerimiz de gerekli çalışmaları yapacak. Çünkü Silahlı Kuvvetlerin içinde bu tür gayret, çaba var mı yok mu, orada da bu çalışmaların yapılması gerekiyor” dedi. İlgili mercilere bildirsinler Bir gazetecinin, “Muhalefetin ’Bu belgenin kimler tarafından hazırlandığını bulmak hükümetin görevidir’eleştirilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine, Erdoğan, şunları söyledi: “Burada bizler hükümet olarak gerekli olan çalışmaları yapıyoruz. Hep birlikte bir dayanışma içinde, iktidarıyla muhalefetiyle, yani muhalefet bu ifadeleri kullanarak kendisini bir kenara çekip alamaz. Onların da bildikleri, duydukları bir çok şey olabilir. Bunları da ilgili mercilere onların da bildirmesinde büyük fayda var. Bu ülkemizin ortak bir meselesidir. Demokrasiye gönül vermiş olan, demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru olan tüm siyasi partilerin ortak sorunudur. Ve bunun mücadelesini de hep birlikte vereceğiz. Şüphesiz ki iktidar partisi olarak biz şu anda bu mücadelemizi sürdürüyoruz. Nerede ne var, demokrasiyi zafiyete düşürmek için nasıl gayretler var, bunun bizler menşeine, nereye varırsa varsın inmenin gayreti içinde olacağız.” İçli: Başbakan küçük düşürüldü Eskişehir Bağımsız Milletvekili Tayfun İçli, Taraf gazetesinde yayımlanan belge konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıltıldığını iddia etti. İçli Meclis’te düzenlediği basın toplantısında İrticayla Mücadele Belgesi’yle ilgili tartışmaları değerlendirdi. İçli, Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın açıklamasının Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuarları üzerinde siyasi baskı olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. İçli, Askeri Savcılığın açıklamasının ardından Başbakan Erdoğan’ın Arnavutluk’a giderken yaptığı açıklamayı üzüntüyle izlediğini belirterek, “Bu ülkenin Başbakanı küçük düşürülmüştür” dedi. 25/06/2009 22:19 Yeniçağ
  19. Ekonomik Makyaj Önerileri Büyüleyici makyaj yapmak için çok fazla para harcamanıza gerek yok. Mutfağınızdaki ve makyaj çantanızdaki malzemelerle harikalar yaratabilirsiniz. Ekonomik makyaj önerileri size bu konuda yardımcı olacak. Ekonomik Makyaj Önerileri Gözlerinizde şişlik ve bazı bölgelerde kararmalar varsa salatalığın yenileyici gücünden faydalanabilirsiniz. Makyaj yapmaya başlamadan 15 dakika önce göz kapaklarınıza salatalık dilimleri koyup bekletin. Gözünüzdeki şişlikler inecek ve kapatıcı kullanmanıza gerek kalmayacaktır. Güzelliği gölgeleyen sivilceleri kapatmak için mutlaka kat kat fondöten kullanmanız gerekmiyor. Bir parça buzu sivilcenin üzerinde tutun. Sivilcenin üzerindeki kızarıklık ve şişlik yok olacaktır. Bu sayede tek kat fondötenle sivilcenizi gizleyebilirsiniz. Fondöteninizi daha uzun süre kullanabilmek için ekonomik ve başarılı bir yöntemdir. Sıcak havalardan etkilenen rujunuz yumuşamışsa bir süre buzdolabında bekleterek eski haline gelmesini sağlayabilirsiniz. Eğer istediğiniz sonuca ulaşamıyorsanız rujunuzu küçük bir krem kutusunun içine yerleştirin. Ruj fırçası yardımıyla dudaklarınıza sürün. Özellikle en sevdiğiniz rujun başına böyle talihsiz bir olay geldiyse muhteşem bir çözüm olduğunu göreceksiniz. Dudaklarınızı dolgun göstermek için başvuracağınız yöntemlerden biri de göz farıdır. Dudağınızın alt ve üst bölgesinde tam ortaya denk gelecek şekilde parlak bir göz farı sürün. Dolgun ve ilgi çekici dudaklarla büyüleyin. Kirpiklerinizin dolgun görünümü bakışlarınızın etkisini artırır. Kat kat rimel sürmek yerine alt kirpiklerine incecik siyah kalem çekerek aynı etkiyi yaratabilirsiniz. Böylece rimeliniz daha uzun süre kullanıma hazır olacaktır. Makyajınızı temizlemek için temizleme jeli ya da sütü yoksa paniğe kapılmayın. Pamuğun üzerine bir miktar doğal zeytinyağı sürerek makyajınızı derinlemesine temizleyebilirsiniz. Zeytinyağı aynı zamanda cildi besleyici özelliğe sahiptir. Ekonomik makyaj yöntemlerini denerken makyaj malzemesinin son kullanma tarihine dikkat edin. Küçük bütçelerle makyaj yapmak istersen bozuk makyaj ürünleriyle cilt sağlığınızı tehlikeye atmayın. En etkili güzellik yöntemi gülümsemeyi yüzünüzden eksik etmeyin. Gülen gözlerinizin güzelliğini hiçbir makyaj ürünü sağlayamaz.
  20. En çok sevdiklerin ve ailenle mutlu bir yıl dilerim .
  21. deniz_kizi şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    CHP lideri, "Belge niteliği olmayan bir kağıda dayanarak ağır ithamlarda bulunan Başbakan Erdoğan’ın toplumdan özür dilemesi gerekiyor" dedi. Bu bir komplodur ‘BELGE’ konusunda Başbakan’ın büyük bir hata yaptığına dikkat çeken CHP lideri Deniz Baykal, “Askeri Savcılığı’nın kararı, kağıdın belge niteliğinde olmadığını gösterdi. Bu bir komplo ve bunu yapanlar ortaya çıkarılmalı” dedi. Failleri bulunmalı Baykal, cevap bekleyen diğer sorulara da dikkat çekti: Bu komployu kimler, niçin yapmıştır? Bu fırsatı nasıl bulmuşlardır? Onları kimler himaye etmiştir? Kimler o noktalara taşımıştır ve bundan önce ortaya atılan komplolarla ilişkisi nedir? Albay Çiçek: Bu işin peşini bırakmam!.. Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın kararını değerlendiren Albay Dursun Çiçek, “Gerçekler ortaya çıktı. Bu işin peşini bırakmam. Şimdi bu asılsız iddianın sahipleri düşünsün” dedi. “Askeri Savcılık kağıdın ’belge’ olmadığını belirledi. Komplo suçluları bulunmalı” Başbakan özür dilemeli CHP lideri Baykal, belge niteliği olmayan bir kağıda dayanarak ağır ithamlarda bulunan Başbakan Erdoğan’ın toplumdan özür dilemesi gerektiğini söyledi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bir kağıt parçasını ciddiye alıp ağır suçlamalarda bulunduğunu öne sürdüğü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı özür dilemeye davet etti. Baykal, parti genel merkezinde, basın mensuplarının, gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı. Baykal, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının kararının, ortaya atılan kağıdın belge niteliğinde olmadığını gösterdiğini söyledi. Baykal, bunun bir komplo olduğunu ve komployu yapanların ortaya çıkarılması gerektiğini bildirdi. Baykal, “bu iddiayı bir belge olarak kabul edip değerlendirme yapanların şimdi ne söyleyecekleri ne düşündükleri önem kazanmaktadır” diyerek Başbakan Erdoğan ve AKP’yi topa tuttu. Bu aşamaya yeni geldi Başbakan Erdoğan’ın, haberden sonraki tavrını eleştiren Baykal, Erdoğan’ın, muhalefeti bildikleri noktasında katkı vermeye çağırdığını anımsattı ve “Ne yazık ki Başbakan, bu aşamaya yeni gelmiştir. Keşke Başbakan, Şanlıurfa AKP Kongresi’nde esip gürlerken, bu iddiayı bir belge olarak kabul ederken, muhalefet partisi ile istişare etmek, muhalefet partisinin bu konudaki düşüncelerini dinlemek ihtiyacını hissetmiş olsaydı” dedi. Suçlama kampanyası Baykal, şöyle devam etti: “Erdoğan, partisine ve hükümete karşı bir komplonun yapıldığını, demokrasinin hukuk devletinin inkar edilmek istendiğini, milli iradeye meydan okunduğu, bir askeri darbe hazırlıklarının bu belgede açıkça görüldüğünü iddialı bir şekilde söylüyordu. Geldiğimiz aşamada iddiasının desteklenmesi için bizden yardım bekliyor. Geç kalmıştır Sayın Başbakan. Bunu daha önce, iddiayı ortaya atmadan önce istişare etmeliydi. Geldiğimiz noktada maalesef bir ağır tahribat ortaya çıkmıştır. Başbakan bu kağıdı ciddiye almıştır, bu kağıda dayanarak ağır ithamlar ifade etmiştir, suçlamalar yapmıştır. Bütün bunlar, bu olayın ’doğru’ diye kabul edilerek toplumda bir ağır suçlama kampanyasının dayanağı haline dönüştürülmesi maalesef çok yanlış olmuştur. Bu tablo karşısında başbakan toplumdan özür dilemelidir.” Ağır ithamlar Baykal, “Yanlış bir iş yaptığını, haksız olarak geçerli olmayan iddiaları doğruymuş gibi kabul ederek devletin kurumlarına yönelik ağır ithamları, suçlamaları dile getirmiş olduğunun artık görüldüğünü tespit ederek yaptığı yanlış yönlendirme, ağır suçlama için toplumdan Sayın Başbakan özür dilemelidir. Bu bir temel ihtiyaçtır” şeklinde konuştu. Albay Çiçek: Şimdi yapan düşünsün Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın Taraf’ta yayınlanan belgenin Genelkurmay’da hazırlanmadığını açıklaması, en çok belgede imzası olduğu öne sürülen Albay Dursun Çiçek’i sevindirdi. Belgenin sahte olduğunu bildiren Askeri savcılığın, hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar vermesini Genelkurmay karargahındaki görevi başında öğrenen Albay Dursun Çiçek’in ilk tepkisi “Gerçekler ortaya çıktı” şeklinde oldu. Habertürk gazetesine konuşan Albay Çiçek, şunları söyledi: “Ben zaten çıkan kararın haricinde bir karar beklemiyordum. Çünkü ben böyle bir şey yapmadım. Artık bu işin peşini bırakmayacağım. Sadece ben değil, Genelkurmay Başkanlığı da bunun peşini bırakmayacak. Şimdi bu asılsız iddiayı ortaya atanlar düşünsün.” 25/06/2009 22:19 (Yeniçağ )
  22. deniz_kizi şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    CHP’li Kart, Akman’a yönelik, “haksız mal edinimi ve yalan beyana dayalı tekzip başvurusu hakkında soruşturma izni verilip verilmeyeceğini” sordu CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, TBMM Bakanlığına sunduğu soru önergesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, RTÜK Başkanı Zahid Akman’lya ilgili soruşturmayı sordu. Kart, Erdoğan’a “Nitelikli dolandırıcılık iddiası ve Deniz Feneri Derneği olayları dışında; Akman’a yönelik haksız mal iktisabı ve yalan beyana dayalı tekzip başvurusu hakkında, idari ve adli sürecin başlatılması anlamında soruşturma iznini halen vermeyecek misiniz?” sorusunu yöneltti. CHP’li Kart, “Tarafınızdan soruşturma izninin verilmemesi ve bu konuda direnilmesi, bir taraftan hukuk devleti sisteminin sabote edilmesi, bir taraftan da Akman ile aranızda mevcut olduğu ifade ve iddia edilen siyasi çıkar yapılanmasının, her şeyin üstünde olduğu anlamına gelmez mi?” dedi. (ANKA)
  23. Temizlikçi bir kadın dışardan İlkokul diploması almak için sınava girer. Tabiat bilgisi soruları ve cevapları şöyle; Soru; Mide ne iş yapar? Cevap;Sindirim yapar, yediklerimizi ögütür. Soru;Akciğer ne iş yapar? Cevap;Solunum yapar,Bizi yaşatır. Soru;Kalp ne iş yapar? Cevap;Dolaşım yapar. Soru;Beyin ne iş yapar? Cevap;Bizim apartmanda kapıcılık yapar.
  24. Çok doğru politika Orduya çamur atıp, ordunun halk üzerindeki itibarına zarar vermek isteyenler gözaltına alınmalı.
  25. deniz_kizi şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Kadın Erkek İlişkileri
    Yarışmacılar erkek olsa sonuç tablosu değişmezdi bence.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.