Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

bezgin

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    206
  • Katılım

  • Son Ziyaret

bezgin tarafından postalanan herşey

  1. Afaki yazmayalım reel olalım ve gerçekleri yazalım...Yasayı okuyup yazalım duyduklarımızla kalmayalım... *Romanya'dan Dirayf Mardikyan *Bulgaristan'dan Kevork Haceryan, Rupen Kirkoryan ve Husan Pardafyan adı size bir şey hatırlatıyormu Açıyorum konuyu..NET VE KESİNDİR SAV VEYA TEZ DEĞİLDİR... Bunlar Ülkelerinin ileri gelen pazarları bunların önderliğinde (her taşın altından ABD çıktığı gibi burada da o var) ABD'deki finans merkezleriyle bağlantılı olarak Bulgaristan, Beyrut ve Romanya'da, Türkiye doğumlu Ermeniler ile onların mirasçılarına ulaşılıyor, bu kişiler adına mevcut olan Osmanlı tapu kayıt ve makbuzlar satın alınıyor, Bunlar daha sonra Budapeşte'deki Osmanlı Türkoloji Enstitüsünde tercüme ettiriliyor ve nihayetinde de bunlar kilise vakıflarına noterden bağış yoluyla aktarılıyor. Trakya'da Kırklareli ve Tekirdağ, İç Anadolu'da Kayseri, Sivas, Konya ve Niğde, Doğu Anadolu'da Erzurum, Kars, Van, Diyarbakır ve Elazığ, Marmara'da Bursa, Yalova ve Gemlik'te toplam 1500 tapu, bu şekilde devir ve intikal işlemine esas olmak üzere alt yapısının hazırlandığını görmeyenler için benim yapacak ve yazacak hiç birşeyim yok... Mesela İlgililerin elinde Bursa Karacabey Harası civarında 450 civarındaki tapunun alındığına dair belge var bu taşınmazlar 1 şekilde kilise vakıflarına intikal ettiriliyor. ŞUNU KARIŞTIRIYORUZ Cemaat vakıfları kavramı ile cemaat mensupları kavramı FARKLIDIR Cemaat mensupları Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıdır ve onlar, Anayasal sınırlar içinde dernek ve vakıf kurabilirler. Ama cemaat vakıfları, Anayasa ve Medeni Kanuna göre etnisiteye dayalı vakıf kuramazlar. TBMM'de görüşülen kanunda, cemaat vakıflarının da yeni vakıflar gibi değerlendirildiğini bilmeyenler öğrensin lütfen Bir taraftan yasal alt yapı çalışmaları hükümet tarafından kararlı ve ısrarlı bir şekilde sürdürülürken, bir taraftan da birilerince fiili bir organizasyon sürdürülüyor. Tam bir örtüşme ve uyuşma görmüyormusunuz dostlar nasıl olur da böyle yorumlar yapılır anlamış değilim Bazı vekiller hadi görmüyor gözlerine türban gelmiş kaldırıp görmüyorlar yoksa bizde mi görmüyoruz... Şu an neler oluyor açıklayayım ; cemaat vakıfları organizasyonu ile Hükümetin vakıflara yönelik sosya-ekonomi politikaları bal gibi örtüşüyor ha tamam anlarım Hükümet üzerinde etkili olan odakların çıkarları, bu yapıyla örtüşebilir ama bu yapının ülkemizin ve halkımızın çıkarlarıyla uyuşmadığı açıktır Bakın bu türban konusu gümdemde iken onun gölgesinde neler çıkarılacak bu meclisden ... neşe ile kalın
  2. neyi anladı...%22 ile %45 i temsil eden bir sistemi kim anlar nasıl anlar...evet dediğiniz "okur anladı ..."Sonarın en son anketinde en büyük kayıp %7 ile şu an ki hükümet ... O İstanbul'un lüx kokan cevreleri dediğiniz yerlere Sivas'daki gibi Vali eliyle kömür gitmediği halde oy verip umutlarını sokağa atan insanlar merak etmeyin Liberaller de gerçekleri görmeye başladı.. neşe ile kalın
  3. bezgin

    DEVENİN BAŞI ....!

    NE BİTMEZ DİYETMİŞ... ANKARA(ANKA)- Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığına, Abdullah Yağlı atandı. Resmi Gazete'de yayımlanan atama kararlarına göre, Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığına Bağ-Kur eski Genel Müdür Yardımcılarından olan Abdullah Yağlı atandı. Öte yandan, Mehmet Akif Ulusoy'un Gelir İdaresi Başkanlığına atanması ile boşalan İstanbul Defterdarlığına (Vergi Dairesi Başkanlığına), Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı yapmış olan, Başhesap Uzmanı Bekir Bayrakdar getirildi. Ayrıca, Adana Defterdarlığına, Milli Emlak Kontrolörü Tamer Utkucu, Antalya Defterdarlığına, Milli Emlak Kontrolörü Hidayet Mat atandı. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyeliğine Muammer Çolak atandı. Çolak, Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü'nde daire başkanlığı yapıyordu.Ayrıca, Enerji Bakanlığı BOTAŞ Genel Müdür Yardımcılığına, aynı bakanlığa bağlı Elektrik Üretim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğünden İbrahim Tan atandı NOT:YAZMAYACAĞIM DİYORUM ELİM GİDİYOR KLAVYEYE İŞTE SADECE KÜÇÜK BİR ÖRNEK APDULLAH YAĞLI 22 TEMMUZ SEÇİMLERİNDE AKP DEN MİLLETVEKLİL ADAYI OLMAK İÇİN ÇALIŞMA BAKANLIĞINDAKİ MÜŞTEŞAR KOLTUĞUNDAN İSTİFA ETMİŞ AMA VEKİL OLAMAMIŞTI NEDİR BU DİYET BORCU VE NE ZAMAN BİTECEK NEŞE İLE KALIN
  4. bezgin

    DEVENİN BAŞI ....!

    Küpe takan gence meydan dayağı Bursa'da küpe takan bir genç kendisini uyaran 4 kişi tarafından tekme tokat dövülerek hastanelik oldu. Burnu şişen ve yüzünde izler oluşan genç diğer kulağını da deldirip küpe takacağını söyledi. Polis, olayla ilgili zanlıları gözaltına aldı. Bu haber sizi etkiledi mi peki..syn ramell durmak yok yola devam ... alıntı my net neşe ile kalın
  5. sayın suheda kendimden emin olduğum kadar eminim "beni anlamadınız" ama anlamanızı da beklemem yersiz olur bu anlamadınız veya anladınız olayı bu yazıları okuyanları belki sıkar ama zannımca beni avutmak ve konuyu yumuşatmak istiyor olabilirsiniz gene de iyiniyetiniz konusunda tereddütlerim var ; açıklar veriyorsunuz mesela yazdığım yazılardan küçük anektodlar yakalayarak çökertme politikası...gibi *Amaca giden yol sözü ünlü Düşünür N.Machiavelli nin bir sözüdür ve İtalya 'da uzun bir süre bulunduğumdan bilirim oldukca fazla kullandıkları bir atasözü (Siyasal amaca ulaşmak için, her türlü ahlaksızlığı yasal sayan tutumdur. Bu tutumu savunan İtalyan düşünürü Niccola Machiavelli'nin adından türetilmiştir. Günümüzde her türlü girişimde amaca ulaşmak için bütün davranışları meşru sayan davranışlar bu adla anılmaktadır.) *syn. Karabekir; Tabi ki Türban bir put değil ama amaç olarak eski çağlarda (idol eski çağ medeniyetlerinde dini törenlerde kullanılan deforme edilmiş güç simgeleridir...kötü ruhları kovduğuna ve idolü taşıyan kişiyi koruduğuna inanılır...idoller genelde insan tasvirinde şekillendirilir )nasıl kişiler idol tarafından korunulduğuna inanılıyor ve kullanan kişiye geçici bir güven veriyorsa günümüzde de bu örtünün altına girilerek veya kullanılarak veya takılarak kişiler amaçlarına uygun hareket etmek için toplumsal ve manevi destek alıyor demek açısından idol yaklaşımında bulundum sizin gibi "bunlar konu mankeni değil insan üzerlerinde yorum yapmak yakışmaz"diyen hümanist paylaşımcıların eksiklikleri belirtmeyip tamamlayıcı olması lazım diye düşünüyorum Ne de olsa bunu da yazan o resimlerdeki gibi bir insan.. neşe ile kalın
  6. Hala israrla o kadar açıklamalı şekilde yazmama karşın..hala olaylara kendi açınızdan bakıyorsunuz sorum şu idi her ne kadar syn Karabekir türbanın bir idol veya simge olmadığına dair açıklama yapıyor ise de ben syn. Başbakan ın "Türban, siyasal bir simge olsa ne olur?"sözüyle bir kez daha öne çıktı arkasından AK Parti Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin'in, ''Önce üniversitelerden başlayacağız. Aşama aşama gideceğiz'' şeklinde bir gazete beyanı arkasından AK Parti Konya Milletvekili Hüsnü Tuna ile AK Parti'li bir belediye başkanının da benzer açıklamalar yaptığını hatırlatmak isterim. Cumhuriyet'ten intikam almak isteyenler, bugün bayram yapıyorlar. Kimin sayesinde? ''Başörtüsü'' diye bir sorun, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bulunmamıştır.Oy avcılığı peşinde koşan Parlamento bunları gündeme getirmiştir.Cumhuriyet'in bütün kazanımları, bu düzenlemeyle ayaklar altına alınmış olmayacak mı .Kadın-erkek ayrımı yapmaksızın, aklın ve bilimin özgürleşmesinde, bu düşünceleri savunan insanların yanında olunacağına,çağdaş uygarlığın gerisine düşüren örümcek kafalılardan hesap sorulacağına,türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasıyla ilgili netleşen metninarkasından , ilköğretim okullarına da türbanla girilmesinin yolunu açılıp açılmayacağının tartışılması yerine kimse özellikle bu düzenlemeler yapılırken, 'Hangi ulemanın görüşü alındı' diye sormayıp (Çünkü aklın alacağı bir düzenleme değil. Akıllı insanın yapacağı bir düzenleme değil) bakıyorumda hala resimlerden bahsediyor Yazınızda Cumhuriyetle yönetilen idare edilen demokratik bir ülkede ezilen zulme uğrayan Türbanı kullanan kişilerin ezikliğinden bahsediyorsunuz..olaya bu yönden bakarsak o zaman tarih boyunca farklı düşüncelere sahip kişi ve toplulukların bu topraklar üzerinde defalarca sosyal,kişilik ,haklarına zarar verildiği örnekleri ile doludur ki "o bunu yaptı bu şunu yaptı hadi biz de intikam alalım" tarzında yaklaşımlarla olaylar çok farklı boyutlara varır.Bu da üzerinde yaşadığımız Demokratik yapıya sahip Cumhuriyetimizin ve bayrağımızın ayaklar altına alınmasına yardımcı olur sanıyorum siz de bana katılıyorsunuz http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=116647&st=0&&do=findComment&comment=667625 "Kimliği etnik kökeni ne olursa olsun kim olursa olsun yaşadığı ülkenin en kutsalı sayılan bağımsızlık sembolune el uzatmasının af edilir yanı yoktur bana göre, gerçi bu ilk olmadı son olacağada benzemiyor ilkinde dersi vermezsen böyle cesaret bulurlar aynı eyleme devam ederler." son kez anlaşılmak için açıklıyorum syn suheda BEN BU KONUYA AİT RESİMLERİ YAŞAM TARZI İLE İTİKADİ YÖNDEN FARKLILIK ARZ EDİP ARKASINDA DA "EVET TÜRBAN BİZİM İÇİN BİR İDOLDÜR BİR SİMGEDİR" DİYEN ZÜMRE İÇİN GÜNDEME GETİRDİM BEN PAPARAZZİ DEĞİLİM BEN DE BU ÜLKENİN VATANDAŞIYIM VE AİLEMİN İÇİNDE 1.DERECEDEN BAŞÖRTÜLÜ İNSANLAR VAR ben herzaman atasözlerinin verdiği mesajlara bayılırım ama en çekindiğim bir atasözü var ki AMAÇ İÇİN YAPILAN HERŞEY MÜBAHDIR" bu beni çok korkutuyor.. Allah mağdurların herzaman yanındadır.. bu konu benim için bitmiştir (korkduğum veya sıkıldığım için değil artık açıklama yapmaktan yılgınlık geldi )Siz devam edin durmak yok yola devam az kaldı ... Neşe ile kalın
  7. Haklısınız syn Suheda ... hele bu yaşanılan ülke Türkiye Cumhuriyeti ise konu çok daha önemli dışarıdan ve içeriden gelecek tehlikelere karşı(Yeni rejimler yaptırımlar ince düzenler ile yıkmalar vb.)hep birlikte yıkmaya değil yapmaya gayret etmeliyiz bu konuda sizinle sonuna kadar hemfikirim neşe ile kalın
  8. İlk olarak şunu aktarmak isterim...;Bu konu Eğer 600 yıllık bir İmparatorluğun üstüne Yeni Taze bir Cumhuriyet kurulmasında şehit olmuş,gazi olmuş,şekerli su içerek cephede savaşmış..bir neslin yarattığı Cumhuriyeti dışarıdan ithal rejim getirerek yıkmaya yönelik hareketlerden oluşumlardan biri ise önce ben ve benim gibileri ilgilendirir.. Syn.ali 0_1 tabi ki ben de sizin yazdığınız "dini vecibelerini samimiyetler yerine getiren Bayanlarımızı ilgilendirmeyeceğini"biliyorum ve katılıyorum...yazdıklarım bilakis bazıları tarafından kullanılırak bir yerlere varma açısından çok aşağılık bir konumda bulunan bu müstesna konuyu aşağılardan alıp yukarılara önem açısından hakettiği yere getirmekti..ama şu 4 başlıktır hala aşağılarda duruyor bunun sorumlusu ben değilim..:)Bu olay artık jakoben zihniyetlerin sorunu falan değil bütün milletin sorunudur...Toplumun açlıkla yoksullukla terbiye edilen itaatkarlığa zorlanan kesiminden başka kimse olaya artık pembe gözlüklerle bakmıyor.. syn Suheda... Ben Resimleri bu konuya inanın muallakta kalınan çelişkide olan toplumun bir kısmı tarafından tezat teşkil ettiği düşünülen bir konuyu güncellemek forum ortamında ortak bir sonuca varmak için aldım.Hasbelkader yanlışlıkla yapıldığını farzedelim(yanlız bu resimler ülkenin en güncel 4 gazetesinde günlerce kaldı onu hatırlatmak isterim.. O zaman da mı böyle Koyun ile keçi örneği veya"insan önce kendi kusurlarını görmeli.."tarzından edebi yazışmalar yapacaktınız merak ederim)1.bu benim değil bizim kusurumuz 2.Amaç bağcıyı dövmek değil üzüm yemek 3.Tabi ki insanlar İlkeleri için yaşar herkesin toplumda bir yeri değeri vardır kimisine" bak ne kadar zeki kimisine bak ne kadar iyi bir müslüman kimisine bak ne kadar zengin"diye sıfatlar takılır neden takılır bu sıfatlar çünkü o idol olmuştur..Güzel kardeşim eğerbu ülkede "türban benim için şeriat özlemimi dile getiren bir simgedir,Ben İslamı şeriatın şemsiyesi altında yaşamak istiyorum hatta bu yüzden okuluma bile gidemiyorum "diyip bunu bir alet olarakkullanarak mesaj verenler varsa aferin bu basına derim iyi yakalamış...Şimdi söylermisin bana bu tartışmanın neresi seviye krizine uğramış Tam tersi kriz seviyesinde ve siyah beyaz olan bir tartışmayı krizden kurtarıp renkli hale getirmeye çalışdım..Hadi yukarıdak örneklerden bana bir sıfat takalım adım hizipci olsun..ama sizinki de verilen mesajı anlamama özelliğine sahip bir kullanıcı olacak sanırım(daha kısa bir kelimesi vardı ama ben yıkıcı değil yapıcı olduğumdan o nükte ile bahsettiğiniz"belden aşağıya vurma"özelliğimi kullanmadığımdan böyle telafuz ediyorum GENE DE SİZE ANLAMANIZDA YARDIMCI OLMASI AÇISINDAN KISACA YAZAYIM KONU İSLAMİYETİ ŞERİATLA YAŞAMAK İSTEYENLER İÇİN TÜRBAN BİR İDOLSE BU RESİMLERDE BİR TEZATLIK YOKMU idi ana konu bu idi..ben konuyu açmaya çalışdım ama siz kişiselleştirerek bu izmi savunan beyinler gibi konuyu kapatmaya çalışıyorsunuz..Ben bu resimlerin arkasından sizin yanlış anlayıp aktardığınız gibi Ne kılık kıyafetden dolayı ilerleyen zamankarda insanların yargı da bile farklı algılanacağından ne de alacağı cezadan bahsediyorum konu şu ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol Bu arada evet son resim çok romantik..katılıyorum:) Eğer zaten taşlar yerine otursa şeriat konusunda yarım yamalak öğretilerle gençlerimiz kullanılmasa gerçekler görülse syn Karabekir in de dediği gibi "bu çoçuklarımız şeriatın gelmesinden herkesden çok korkar" kızmadım syn Suheda kızmadım yanlızca yanlışanlaşıldığım için çok üzüldüm.. neşe ile kalın
  9. Baba Çalık’tan Erdoğan’a mektup: "2 bin işçimi ücretsiz izne çıkardım. 500 personelle çalışıyoruz. İşletmelerimi kapatmak zorunda kalacağım" SABAH-ATV’yi 1.1 milyar dolara satın alma adımıyla öne çıkan Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık’ın babası, Malatya’da kurulu Anateks’in Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Çalık, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, "2 bin işçimi ücretsiz izne çıkardım. 500 personelle çalışıyoruz. Ayda 2 milyon dolar zararımız var, işletmelerimi kapatmak zorunda kalacağım" mektubu gönderdi. Hürriyet Gazetesi'nde yer alan habere göre önce Türkmenistan’daki yatırımlarıyla adını duyuran, sonra enerji yatırımlarında öne çıkan, son dönemde de Sabah-ATV’ye 1.1 milyar dolarlık teklif verip, devralmayı bekleyen Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık’ın babası, Anateks Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Çalık, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a "Sıkıntıdayım, işletmelerimi kapatmak zorunda kalabilirim" mektubu gönderdi. İşletmeleri Malatya’da bulunan Mahmut Çalık, aynı mektubu Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ile AKP Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı’ya da iletti. KAPATMAK ZORUNDA KALIRIM Tekstil sektörünün duayenlerinden olan Mahmut Çalık, mektubunda yaşadığı sıkıntıyı şöyle dile getirdi: "Tekstil sektöründeki sıkıntılar bu şekilde devam ederse, içimiz sızlayarak son elemanlarımızı da izine gönderip, tüm işletmelerimizi kapatmak zorunda kalacağız. Kapatmadan devam edersek, her ay 2 milyon dolar zarar ederiz. Gerek faiz oranlarının yüksekliği gerek döviz kurlarının düşük seyretmesi ve buna bağlı olarak kontrolsüz ithal iplik girişi bizleri çözümsüzlüğe itiyor." AVRUPA’NIN TEKSTİL ÜSSÜ Türkiye’nin 15 yıllık tekstil projesi düzenlemesi gerektiğini vurgulayan Mahmut Çalık, böylece Türkiye’nin Avrupa’nın tekstil üssü olacağını savundu. Mahmut Çalık, bunun gerçekleşmesi halinde bugünkü ihracat rakamının 5 katına çıkacağını anlatarak mektubunda "Hatta bu üretim için Türk insanının sayısı yetmez, belki Mısır, Fas, Tunus gibi ülkelere de istihdam sağlarız" dedi. KEFEN BEZİ BULAMIYORDUK Doğru projelerle sektörün elinden tutulmaması durumunda tekstilin söneceğini bildiren Mahmut Çalık, şunları aktardı: "O zaman Türkiye kendi ihtiyacı olan tekstil ürünlerini iki üç kat pahalıya dışarıdan almak zorunda kalır. Geçmişte 5 metre kefen bezi bile üretemeyip, Amerika’dan getirmek zorunda kalıyorduk. O günlerden bugünlere gelebilmek için çok gayret gösterdik ve çok büyük yatırımlar yaptık. Maddi ve manevi bunca yatırımın bir çırpıda yok olmaması ve o eski zor günlere dönülmemesi için ilginizi bekliyoruz. Ben 68 senedir piyasanın içindeyim." Ağlamak için değil Türkiye için yazdım ANATEKS Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Çalık, Başbakan ve ilgili bakanlara gönderdiği "sıkıntıdayım" mektubunun sonuna küçük bir not ekledi. Mahmut Çalık, 68 yıllık sanayici olduğuna dikkat çekerek, "Bunları ağlamak için değil, Türkiye için yazıyorum" dedi. ÇARESİ VAR İŞTE ALTERNATİFLER: 1-Türkiye topraklarından bir parça satar veya işletmelerden birinin ihalesini sana bedava verir seni düzlüğe çıkarır,merak etme! 2-Merak etmesin, örtülü ödenekten bir çorba parası çıkacaktır mutlaka da niye mektup yazdığı anlaşılmadı hergün beraber değiller mi? Yoksa başka bir tezgah mı var? neşe ile kalın
  10. Gülen cemaatinin ilginç ziyareti! Fethullah Hoca'nın cemaati Irak savaşının mimarı Cheney'den "Müslümanlığı birleştirmek" için yardım istedi Odatv'nin haberine göre, ABD Başkan Yardımcısı ve Irak savaşının mimarı olan Dick Cheney’in Mart ayı başında Türkiye’ye bir gezi yapması bekleniyor. Cheney’in en son savaş öncesi Türkiye’ye geldiğini hatırlatan kaynaklar, özellikle İran’a yapılabilecek bir hava saldırısı konusunun gündemde olabileceğine dikkat çekiyorlar. Gülen Cemaatin önemli temsilcilerinden birinin Cheney’in ofisine giderek, Başkan Yardımcısının ekibine “Müslümanlığı birleştirmemizde bize yardım edin” dediği öğrenildi. Cemaatin binlence Müslümanın ölümüne neden olan savaşın beyni sayılan Cheney’le temasa geçmek istemesi kafaları karıştırdı. Bu ziyaretin Cheney’nin Türkiye gezisi öncesine gelmesi de dikkat çekici bulundu. Dipnot: *İngiliz araştırma şirketi Opinion Research Business'ın verilerine göre, Irak Savaşı’nın başladığı 2003 yılının mart ayından beri ölenlerin sayısı yaklaşık 1 milyon 30 bin kişi olarak hesap ediliyor. *EĞER İŞİN İÇİNE ABD GİRMİŞ İSE HERKESİN ELLERİNİ BAŞLARININ İÇİNE ALIP DÜŞÜNMELERİ GEREKİR.ABD DEN YARDIM İSTEMEK DÜŞMANA MERMİ VERMEK GİBİDİR.NEDEN ABD DE YAŞAMAK NEDEN ABD İLE DİRSEK TEMASINDA OLMAK BUNU TÜRK MİLLETİNE AÇIKLAMANIZ GEREKİR Kİ İNIANDIRICI OLUN.ABD GİREN HER MÜSLÜMANI TÖHMET ALTINA SOKMAYIN *Üc sey cogaldı.cemaatler- kadrolasma -yoksulluk;ama bazı yazılı ve görsel basında de her sey gulluk gulıstanlık. *İNSANLIĞIN DÜŞMANI OLAN BİR ZİHNİYETLE YAN YAN OLMAK NASIL BİR ŞEY ACABA.İNSANLIĞA DÜŞMAN OLAN ZİHNİYET ALLAHA VE İSLAMA DOST MU OLUYOR? YOKSA TENCERE YUVARLANDI KAPAĞINIMI BULDU. NEŞE İLE KALIN
  11. SAKIN BANA "bunlar fotomontaj-Bu fotograflari cekmekte ne var. Basörtüsü heryerde satiliyor, pardüsede heryerde satiliyor. Para karsiligi rol oynamak isteyenerde var, isin ne zorlugu kaliyor ki???"gibi şeyler yazmayın amacım burada belden aşağıya vurmak değil tabi ki türbanlı da öpüşecek içecek veya flört edecek amacım türbanın işleniş tarzı ;madem bu bir dinsel simge itikatın kuvvetliliğini simgeliyor o mesajı veriyor o zaman ya bu resimlerde bir yanlışlık var ya da türbanın işlenişin de ne dersiniz neşe ile kalın
  12. Syn Semazen bizim yaptığımız iş değil doğru söylersin ..ama türbanın sadece örtünme olduğuna dair inancım aşağıdaki resimleri görünce baya artdı ne dersin ...Bu resimlerde ki zevatların kalpleri mühürlü değil ,gözleri de kör değil bizim idrakten yoksun akıllarımıza anlayış gelmesi için bazı şeyleri anlayabilmemiz için bence bakmalıyız hem de uzun uzun ....Dediğin gibi Allah islah etsin Votkalımı Klasik mi Arjantin mi anlayamadım ah bu medya...nerden de bulur böyle şeyleri.. neşe ile kalın
  13. Syn Fuzuli Bu ülkede Medya Tanzimatdan beri vardı hala vardı ve uyguladıkları sistem hep aynı kamuoyu yani anlatmak istediğim şu;eğer ülke gündeminde hassas bir konu varsa tabi ki halkın yorumları baz alınacak ve kamuoyu tetiklenecek...Bunun bir kısmı asparagas haber olabilir size bu konuda katılıyorum ama unutulmamalıdır ki ..ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye 1 atasözümüz var..Hadi biz susduk onlar susdu başkaları susdu diyelim Herşeygünlük gülüstanlık dertüstü derman üstümü yani...Unutulmamalıdır ki Bu ülkede hala kalemi ışık saçan kuvvetli yazarlarımız var..Tabi ki Ülke,vatan,İlkeler ve Demokrasimiz ayaklar altına alınırsa bazı şeyler yazılacak bu konular bazen saptırılabilir ama zaten yukarıda saydığımız hassas kavramlara da aynı oranlarda saldırılmıyormu Yok anlatmak istediğiniz şey "Devlet yönetimini etkiliyorlar veya hükümet üzerinde medya baskısı var" tezi ise .. aşağıdaki manşetler bakılmasını önemle rica ederim. http://www.bedavaca.biz/upload/guest/2347_..._19022008_5.jpg bu aralar bu ülkede Vatan Ülke İlkeler anlamında birilerinin birşeyler yapması, yazması kadar doğal hiç birşey olamaz neşe ile kalın
  14. bezgin

    DEVENİN BAŞI ....!

    HARİKA YA ÇOK GÜZEL YAKALAMIŞSIN ...BU ARADA ELİMİZDE NE KALDI Kİ GÜLMEKTEN BAŞKA... BİRAZ DAHA GÜLELİM Mehmet Y.Yılmaz'ın yazısı Aslında olayın hemen ertesinde aramak istemişti ama o sırada telefonda Başkan Bush ile konuştuğu için buna fırsat bulamadı. O akşam eve biraz erken geldi. Yemek erken bitince, yatsıya kadar kalan zamanı Tarsuslu kızlara telefon etmek için kullandı. Kızları bizzat kendisi aradı ve ikisine de ayrı ayrı başlarına gelen bu olay nedeniyle duyduğu üzüntüyü ve geçmiş olsun dileklerini iletti. "Arkanızdayız, korkmayın, sokağa istediğiniz kıyafetle çıkın" dedi. "Beşir Amcanız ile konuştum, polise talimat verildi, bunu yapanları da hemen yakalayıp, mahkemeye çıkaracaklar, bakın Emine Teyzeniz de konuşmak istiyor" diye devam etti. Emine Hanım da Tarsuslu kız çocuklarına geçmiş olsun dedi ve yolu Tarsus?a düşerse kendilerini ziyaret edeceğini ve evde onlarla bir çay içeceğini söyledi. Başbakan?ın bu telefon konuşları için ayrı bir bütçesi yok. Bu iş için GSM operatörlerinin "kontör bizden" programından yararlanıyor. Buraya kadar olan yazıyı ben kafamdan uydurdum. Bir tek kelimesi bile doğru değil. Ama Başbakan, bir törende türbanlı olduğu için mağdur edilen küçük kıza gösterdiği hassasiyeti, bacaklarına kimyasal madde atılan kızlara da gösterir diye düşündüm. Gecenin o saatinde de orada olamayacağım için bu hayali konuşmayı yazdım. Ne dersiniz, Başbakan Tarsuslu kızları da telefonla aramış mıdır? neşe ile kalın
  15. bezgin

    DEVENİN BAŞI ....!

    VALİ'DEN KEZZAPLI SALDIRI AÇIKLAMASI Tarsus'ta etekli kızlara yönelik asitli saldırılara yenileri eklendi. Dün üç kamu görevlisi kadının ayaklarına asit atıldı. Ancak Vali Aksoy son üç saldırının pantolonlu kadınlara yönelik olduğunu açıkladı Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, 11 Şubat Pazartesi günü 2 öğrencinin bacağına yakıcı madde atıldığını, dün meydana gelen olaylarda 3 kamu görevlisinin daha benzer olayla karşı karşıya geldiğini acıkladı. Aksoy, kamu görevlilerinden ikisinin olay esnasında üzerinde pantolon bulunduğunu belirtti. Aksoy, saldırganla ilgili "Tamamen psikolojik sorunları olan kişi veya kişilerin yaptığını düşünüyoruz” diye konuştu. Emniyet güçlerinin olayla ilgili hassasiyetle çalıştığını vurgulayan Aksoy, olaya maruz kalan vatandaşların sağlık sorunu yaşamadığını da kaydetti. Tarsus'ta, ilköğretim okulu 6'ncı sınıf öğrencisi B.Y. (13) ile lise son sınıf öğrencisi G.K'nin (17) bacağına ve hemşire A.İ'nin pantolonuna kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişiler tarafından asit benzeri yakıcı madde dökülmesi olayı kamuoyuna duyurulmuştu. KISACASI Saldırılar sürüyor yeni hedef kamu görevlileri DURMAK YOK YOLA DEVAM Neşe ile kalın ******************************************************************** Ardahan'da pansiyonda bira içtikleri gerekçesiyle okuldan uzaklaştırılan 7 öğrenci, dilekçeyle valiliğe başvurdu Ardahan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde okuyan 7 öğrenci, liseye ait pansiyonda bira içtikleri gerekçesiyle okuldan uzaklaştırıldı. Sarıkamış İmam Hatip Lisesi'ne sürülen öğrenciler, velileriyle birlikte haksızlığa uğradıklarını öne sürerek Ardahan Valiliği'ne başvurdu. Ardahan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin 11/A sınıfında okuyan öğrencilerden D.Y., M.Ş., M.S., E.A., F.K., İ.K. ile H.A., liseye ait pansiyonda bira içtikleri gerekçesiyle 12 Şubat tarihinde okuldan uzaklaştırıldı. Kars'ın Sarıkamış İlçesi'ndeki İmam Hatip Lisesi'ne sürgün edilen öğrenciler, durumu ailelerine bildirdi. Dün öğrenci velilerinden Mehmet Şimal, Aslan Koç, Ahmet Akgün, Rahim Arslan, ortak dilekçe yazarak valiliğe başvurdu. Bazı veliler, Okul Müdürü Ali İhsan Ballı'nın öğrencileri toplayarak birer boş kağıt verdiğini belirterek, "Yazın biraları çarşıdaki büfeden aldık ve içtik. Suçumuzu kabul ediyoruz. Kendi isteğimiz doğrultusunda, Sarıkamış İmam Hatip Lisesi'ne tasdikname ile gidiyoruz diye yazın ve imzalayın" dediğini öne sürdü. Ardahan Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yıldırım, "Soruşturma sürdürülüyor. Şimdiden bir şey söylemek erken" dedi. DURMAK YOK YOLA DEVAM Neşe ile kalın ****************************************** KÖPRÜDEN SONRA AKMERKEZ DE NAMAZ ŞOVU Alış veriş merkezinin giriş katındaki bir mücevher mağazasının (Gilan Mücevherat) önünde, saat 16.55 sıralarında, önce bir kadının hemen ardından da eşi olduğu sanılan bir adamın namaz kıldığını görenler, şaşkınlığını gizleyemedi. Alışveriş merkezinin ibadete uygun olmadığını ve böylesi ilginç bir durumla ilk kez karşılaştıklarını ifade eden alışveriş merkezinin işyerleri sahipleri ve bazı çalışanları, bir süre şaşkınlıkla baktıktan sonra bu görüntüyü cep telefonlarına da kaydetti. Tanıkların DHA'ya verdikleri bilgiye göre, ard arda namaz kılan çifte, çevreden kimsenin herhangi bir müdahalesi sözkonusu olmadı. Daha sonra hiç kimseyle konuşmayan ve kimlikleri hakkında bilgi edinilemeyen çift, oturdukları yerden kalkarak Akmerkez'den ayrıldı. DURMAK YOK YOLA DEVAM Neşe ile kalın
  16. * Adam, yillarca ülkesinden uzak kaldiktan sonra > nihayet yurda dönmüstür. > Havaalanindan bindigi taksiyle sehre dogru > giderken,soföre sigara > almak icin tekel bayinde durmasini soyler. > "Tekel bayinde ne yapacaksiniz beyim?" diye sorar > taksi soförü. > - Sigara alacaktim... > - Sigaralari artik camilerde satiyorlar beyim... > - Camide mi? Yahu cami Allah'in evidir, oraya > ibadet etmeye gidilmez mi? > - Hayir beyim, ibadet icin artik üniversiteye > gidiliyor.. > - Allah Allah! Peki o zaman egitim nerede > yapiliyor? > - Egitim hapiste yapiliyor beyim... > - Hapiste hirsizlar yok mu? > - Hirsizlar artik iktidarda beyim... neşe ile kalın
  17. EVDEKİ BULGUR... Sudi Arabistanda bayanların araba kullanmasının yasak olduğu sanırım hepimiz tarafından bilinir. Bilmeyenleriniz varsa bu vesileyle öğrenmiş oldu. Bu konu hakkında biraz konuşup gelişmeler hakkında sizleri bilgilendireyim istedim. Evet bu memlekette 3. sınıf muamelesi gören kadınlara araba kullanmak yasak. Çünki Allah öyle emir etmiş, kitap öyle yazıyor. Nediyor kitapta? kadınların icat olacak dört tekerli ve benzeri vasıtaları kullanması haram kılınmıştır... "Midyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" Ne anlamlı bir ata sözüdür ve bu konuya nasılda uyuyor. Ne alakası var demeyin. Okuyun bana hak vereceksiniz... Araba kullanması yasak olan bayanların günlük ihtiyaçlarını gidermesi için bu yasağa bir çözüm bulunması pek sorun yaratmadı. Halkının büyük bir çoğunluğu zengin olan S.Arabistanda eşlere, kızlara, annelere özel şöförler tutularak bu sorun bir nevi giderildi. Uzun süredir alan memmun veren memmum şeklinde bu uygulama sorunsuz devam etti, taki patroniçelerin şöförlerine aşık olmasına kadar. Son günlerde bu memleket şöför, patron ilişkileri ile çalkalanıyor. Şöförüyle garajda münasebetsiz bir durumda yakalanan patronun kızını mı dersiniz, kendi yatağında karısıyla şöförünü basan iş adamını mı dersiniz. Ve hatta bayanlardan bir tanesi Asyalı bir çocuk dünyaya getirmiş. Tıpa tıp Asyalı şöföre benzeyen bebeğin ikili arasındaki ilişkiyi suyu yüzüne çıkarmasıda pek gecikmemiş. Kadına 3.sınıf insan muamelesi yapan, kadını sadece üreme ve ihtiyaç giderme vasıtası olarak gören zihniyetler, eşlerinin, çocuklarının kendilerinden göremediği ilgi ve sevgiyi başkalarında aramalarını engellemek için türlü yasaklar uydursalarda, görüldüğü üzere su yolunu buluyor. Ve evdeki bulgurdan olmak değilse nedir bu
  18. bezgin

    DEVENİN BAŞI ....!

    YASAKLI ÖZGÜRLÜKLER ÜLKESİ.... Suudi Arabistan'da din polisi, 14 Şubattaki Sevgililer Gününde sevgililerin birbirine kırmızı gül almasını yasakladı... İyiliği Teşvik ve Kötülükten Men Komitesi !, başkent Riyad'daki çiçekçilere ve hediye eşyası satan dükkân sahiplerine, sevginin sembolü olarak görülen kırmızı renkli eşyaları tezgâhlarından indirmelerini emretti. Suudi Arabistan, evli olmayan kadın ve erkeklerin toplum içinde beraber olmalarına ve kadınlara koyduğu sıkı yasaklarla batı dünyasının tepkisini çekiyor Neşe ile kalın
  19. bezgin

    DEVENİN BAŞI ....!

    MUTAVİN nedir bilen var mı? HALKIN ŞERİAT KURALARINA GÖRE UYGUN YAŞAYIP YAŞAMADIĞINI.!KONTROL EDEN AHLAK POLİSİNE VERİLEN ADDIR. S.arabistan da bunlardan 5000 tane var...ne işe mi yarıyor;!? Suudi Arabistan'da kadınların akrabası olmayan erkeklerle gezmek için bir erkek vasisinin yazılı iznini yanında bulundurması gerekiyor. Ülkede sayıları 5 bini bulan ve halkın şeriat kurallarına uygun yaşayıp yaşamadığını kontrol eden "Mutavin" adlı din polisleri, özellikle kadınlar üzerinde büyük bir baskıya sahip. çeşitli örnekler verelim... 1)Mutavinler, 2002'de Mekke'deki bir okulda çıkan yangından kaçmaya çalışan 15 genç kızı dini kurallara uygun giyinmedikleri gerekçesiyle engellemiş, kızları kurtarmaya çalışan itfaiyecileri de "günah" olduğu gerekçesiyle durdurmuştu. Artan tepkiler üzerine İçişleri Bakanlığı geçen sene Mutavinlerin halkı tutuklamasına sınır getiren bir yasayı kabul etmişti. 2)Hapishanedeki polislerin "yalnız yolculuk yaptığı" gerekçesiyle tutuklandığını söylediklerini belirten Suudi kadın, eşini aramasına izin verilmediğini ifade etti. Bir din adamıyla da görüştürüldüğünü kaydeden kadın, "Bana meslektaşımın sık sık birlikte gezdiğimizi itiraf ettiğini ve işlediğim suçun büyük olduğunu söylediler" diye konuştu. Arab News gazetesinin haberinde, üç çocuk sahibi 40 yaşındaki Yara 'nın Suriyeli erkek meslektaşıyla toplantı yaptığı sırada baskın yapan "Fazileti Teşvik ve Haysiyetin Korunması Komisyonu" üyesi polisler tarafından tutuklanarak hapishaneye götürüldüğü ve tepeden tırnağa soyularak sorgulandığı belirtildi. Gazeteye gözyaşları içinde açıklama yapan kadın, " akrabası olmayan bir erkekle yakalandığına" dair bir itiraf kâğıdı imzalamaya zorlandığını belirterek "Başka şansım yoktu. Hayatımdan endişe ediyordum" diye konuştu. Suudi kadın, hücrede birkaç saat tutukluluktan sonra kocası tarafından kurtarılırken, Suriyeli meslektaşının halen tutuklu olduğu bildirildi. Kadın, çalıştığı şirketin Riyad'da açılan şubesini incelemek üzere Cidde'den geldiğini, şubedeki elektrik tesisatının tamamlanmasını beklemek üzere iş arkadaşıyla Starbucks'taki "aile" bölümüne oturduklarını ve işle ilgili konularda sohbet ettiklerini söyledi. 3)"Şeriat kurallarının ihlali" suçlamasıyla idamın çok sık uygulandığı İran'da ise iki kız kardeş, geçen günlerde zina yaptıkları iddiasıyla "recm" cezasına çarptırıldı. Kardeşlerden Zühre 'nin (27) kocası, eve gizlice yerleştirdiği kameradaki görüntülerde eşini başka erkeklerle beraber gördüğünü söyledi. Daha sonra eşi ve işbirliği yapmakla suçladığı kız kardeşi Azar hakkında dava açtı. Yargılanan iki kız kardeş zinadan suçlu bulunarak önce 99'ar kırbaç cezasına çarptırıldı, ancak daha sonra cezaları recme çevrildi. Erkeklerle görüştüklerini kabul eden, ancak cinsel ilişkiye girdikleri yolundaki suçlamaları reddeden kardeşlerin avukatı da "Taşlamayla ölüm cezasını gerektirecek hiçbir yasal delil olmadığını, buna karşın Yüksek Mahkeme'nin recm cezasını onayladığını" belirtti. 4)Ülkede geçen ay bir kadın dergisi de "toplumun psikolojik güvenliğini bozma ve ruh sağlığını tehlikeye sokma" gibi gerekçelerle kapatılmıştı. Daha bitmedi sadece kadınlar mı? Son dönemde İslam ülkelerinde "şeriat kurallarına uymadıkları" gerekçesiyle özellikle kadınları hedef alan ve bazen ölümle sonuçlanan şiddet olayları giderek artıyor. "Şeriat kurallarına uymayan" erkekler de ölüm cezasıyla karşı karşıya kalıyor. 1)Afganistan'da "İslama hakeret ettiği ve kadınların İslamdaki yerini yanlış yorumladığı" öne sürülen bir makaleyi internet üzerinden dağıttığı gerekçesiyle 23 yaşındaki gazeteci ve öğrenci Pervez Kambakş 'ın ölüm cezasına çarptırılması, uluslararası kamuoyunda da büyük tepkiye yol açtı. Senatonun da ölüm cezasını onayladığı Kambakş'ın serbest bırakılması için gösteriler ve kampanyalar sürüyor. 2)Yine İran'da içki içen 22 yaşındaki Muhsin, bu hafta içinde ölüm cezasına çarptırıldı. Avukatı müvekkilinin içki yüzünden daha önce 3 kez tutuklandığını ve her defasında da kırbaçlandığını söyledi. sadece aktardım...yorum yapmayacağım... neşe ile kalın
  20. bezgin

    DEVENİN BAŞI ....!

    2020 üniversite mezuniyet hatırası
  21. 2020 üniversite mezuniyet hatırası
  22. bezgin

    DEVENİN BAŞI ....!

    Sevgili ve değerli dostlar, Bu hikayeyi ve sonrasında yazıyı sonuna kadar lütfen okuyun... Belki bilenleriniz vardır, ancak tekrarlamakta bir yarar var...Devamlı aynı konu işleniyor ve Forumda olaylara hep 2 veya 3 yönden bakıyoruz Mustafa Kemal'in emanetine ihanet edenler bir gün tarih karşısında mutlaka yargılanacaktır ve umarım o gün bizim ve Türkiyemiz için çok geç olmaz!!!!!!!!!! Hareket edelim lütfen daha geç olmadan........ Deve'nin Başı!.. Lider Kimdir?.. İngiliz gazeteci, Sina dağında karşılaştığı bir Bedevi'ye sorar: "Sence lider kimdir?.." Bedevi; "Bir tanım yapmak yerine, bir öykü ile sorunuza cevap verebilir miyim?" der. Gazeteci; "Elbette, anlat öykünü" diye yanıtlar. Bedevi anlatır; "Benim gibi bir Bedevi, devesinin üstünde ve kızgın güneşin altında, Sina Çölü'nde yol almaktadır. Birden ufuk çizgisi kararır, gökyüzünde nadiren tek tük görülen kuşlar, bu kez toplu halde, karanlığın aksi istikametine doğru, telaşla kanat çırpmaktadır. Çölün mutlak sessizliği, daha da yoğunlaşır sanki. Deneyimli Bedevi; bu alametlerin, şiddetli bir kum fırtınasının habercisi olduğunu hemen anlar. Devesini çökertir, üstünden iner. Heybeden aldığı sağlam bir kazığı, kızgın kumlara çakar ve devesini sıkıca bu kazığa bağlar. Sonra yine heybelerden, katlanmış parçalar halinde çıkardığı küçük çadırını alelacele kurup, içine girer ve kapı örtüsünü her iliğinden düğümler. Son düğümü henüz atmıştır ki; fırtına bulundukları bölgeye ulaşır. Küçük çadır havalanacakmış gibi sallanmakta, rüzgarın oluşturduğu kum sağanağı, neredeyse delip geçecek bir hızda, çadır yüzeyine çarpmaktadır. Her kum tanesinin, boyları küçük fakat verdikleri acı büyük oklar gibi bedenine saplandığı deve, dile gelir: 'Efendi, canım çok acıyor. Hiç olmazsa başımı çadıra sokmama izin verir misin?' der. Dışarıda olmanın ne kadar zor olduğunu iyi bilen Bedevi, zavallı devenin bu dileğini kabul eder ve 'Peki, başını çadıra sokabilirsin.' diyerek, kapıyı bağlayan düğümleri boşaltır. Durmak bir yana, fırtına giderek daha da gemi azıya almaktadır. Deve, sahibine tekrar yalvarır; 'Efendi, derimin en ince olduğu yer boynumdur ve şu an çok acıyor. İzin ver, boynumu da çadıra sokayım.' Biraz ikirciklenmeyle, bu isteğe de 'Peki' der Bedevi. Fırtına, sanki sonsuza dek sürecek gibidir. Deve bu kez, ilk ikisinden daha acıklı bir sesle yalvarır; 'Efendi, ne olur, hörgücümü de çadıra sokmama izin ver...' Bedevi bu son isteği de kerhen kabul eder. Ancak, hörgücün de içeri girmesiyle, küçücük çadırda, artık kımıldayacak yer kalmamıştır. Bu duruma, Bedevi'den önce, deve tepki gösterir; 'Efendi, bu çadır ikimize dar geliyor. Sen dışarı çıkıp, başının çaresine baksan...' 'Lider kimdir?' demiştiniz; bu hikayeyi mesnet alarak cevap vereyim; "Lider; devenin başını dahi, çadıra sokmasına izin vermeyen insandır... " Atatürk'ten sonraki lider İsmet İnönü; Köy Enstitüleri'ni kapatarak, cumhuriyet devrimlerinin kırsala uzanan kollarını kopardı. Sonraki lider Menderes, dini politik bir enstrüman olarak kullanma geleneğini başlattı. Dini; hurafelerden, siyasi spekülasyonlardan arınmış bir şekilde halka öğretecek aydın din adamları yetiştirmek üzere kurulan İmam Hatip liselerinin misyonunu ters çevirdi. Sonraki lider Demirel; Menderes'ten de baskın çıktı. Tarikatlar üzerinden siyasi ikbal aramaktan çekinmedi. Arada gelen ve çoğumuz tarafından, Cumhuriyet devrimlerinin, laisizmin ve demokrasinin seçkin temsilcisi olarak gördüğümüz bir başka lider, Fethullah Gülen ile muhabbetli olmaktan sonuç bekledi. Sonraki lider Sayın Özal; zaten muhibban-ı tarikat olduğunu, gizlemeye gerek bile duymadı. Sonraki lider Erbakan döneminde, tarikat şeyhleri, başbakanlık protokolünün liste başındaydılar. Modern Türk Kadını imajını güçlü bir rüzgar gibi arkasına ve oy portföyüne alıp, Başbakan olan Çiller, nabzını tarikatlara tutturdu. Ecevit, Bahçeli, Yılmaz'lı hükümet, tarikatların ve dipten gelen dalganın sırtını sıvazlamaya devam etti. Özetle; Atatürk'ten sonra gelen bütün liderler; devenin çadıra girmesine izin verdiler. İzin vermenin ötesinde teşvik ettiler. Özetle; Biz de Bedevi'nin öyküsünü mesnet alırsak; ortaya şu sonuçlar çıkıyor: 1) Türkiye; '10 Kasım 1938'den beri, varlık nedeni olan Cumhuriyeti, gerçek anlamda savunan bir liderden yoksun olarak, 69 yıl geçirmiştir. 2) Bu dönemde gelen istisnasız tüm liderler, kendi siyasi pazarlamalarını, Cumhuriyete ve Cumhuriyet Devrimlerine 'vurmak' üstüne kurulmuş stratejilerle yapmışlardır. 3) Yaklaşık üç kuşağa tekabül eden bu zaman zarfında, Türkiye'nin milli eğitim politikası 'teokratikleştirilmiştir' ve 'teokratikleştirilmektedir. 4) 29 Ekim 1923'te gerçekleştirilen 'devrim', bila fasıla tam 84 yıl süren bir 'Karşı devrim' ile tasfiyenin son aşamasına gelmiştir. Son söz: " Başını rica ile çadıra sokan deve, artık sahibini dışarı davet etmektedir..." 'Deve' deyip geçmeyin; kini çok derindir. Sizi çadırın dışına atacak kadar... neşe ile kalın ....
  23. bezgin

    Turk Telekom ve Grev

    Telekom tüketiciye sabit ücret giderini iade etti İstanbul Beykoz Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakemliği 19 milyon Telekom abonesini ilgilendiren bir karara imza attı. Hakemlik Türk Telekom'un aldığı sabit ücreti haksız buldu. Başvuruyu yapan tüketici sabit ücret olarak ödediği 659 YTL'yi Telekom'dan geri aldı. İşçi emeklisi Selim Yılmaz önce Türk Telekom'a sabit ücretin neyin karşılığında alındığını sordu. Telekom'dan gelen yanıt "Saha donanımı, hat bakımı giderleri, abonenin her an telefonla konuşabilmesini sağlamak" oldu. Yılmaz yanıttan memnun kalmayınca Tüketici Sorunları Hakem Heyeti devreye girdi. Heyet Telekom'u haksız buldu. Gerekçe, Telekom'un zaten vermek zorunda olduğu hizmet için ücret talep etmesiydi. Türk Telekom ise bu kararın ardından Yılmaz'a kullandığı iki hatta ait sabit ücret için 659 YTL ödedi. Yılmaz'ı bu süreçte destekleyen Tüketiciyi Koruma Derneği TÜKODER, 19 milyon Telekom abonesine "karar emsal niteliği taşıyor" diyerek sabit ücrete itiraz etme çağrısı yaptı. ********************************************************** Doany: 2008’de Turkcell’i yeneceğiz, bu bir tehdittir Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany, Turkcell’in tarifelerinde haksız rekabet yaptığını belirterek ‘Bizim rakibimiz Turkcell’dir. Ama bu yıl her şey değişecek. Biz onu yeneceğiz. İşte bu bir tehdittir’ dedi TÜRK Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany, görüntülü telefon onayı için Telekomünikasyon Kurumu’nu 4 aydır beklediklerini belirterek ‘Turkcell hiç kullanmadığı bir hizmet için hemen düzenleme çıkardı. Biz ise basit bir hizmet için onay alamadık. Düzenlemelerle ilgili bir sorun var. Ama bu yıl her şey değişecek. Bu bir tehdittir’ dedi. Sonlandırma ücretleri açısından piyasada hakim konumda olan Turkcell’in haksız rekabete neden olduğunu belirten Doany şunları söyledi: ‘Turkcell tarifelerini uygularken neden Türk Telekom’u bir öğrenci olarak görmüyor ve öğrenci tarifesi uygulamıyor? Biz şunu diyoruz, bizim rakibimiz Turkcell’dir. Sabit hatla mobil hat ayrımı kalmayacak ve biz Turkcell’i Avea da Vodafone’u yenecek’ dedi. Geçen yıl Argela, Innova ve IES yazılım ve teknoloji şirketlerini bünyesine katan Türk Telekom’un teknoloji merkezinin Ankara’da, yönetiminin de İstanbul’da olacağını belirten Doany, 2008 içinde yurtdışında yeni projelere girişeceklerini, yurtiçinde 50 yeni ses hizmetleri ürünü çıkaracaklarını, genişbant hizmetlerini yurt çapında yayacaklarını, IPTV hizmetlerini başlatacaklarını, sabit-mobil yakınsamasında adımlar atacaklarını ve Türk fikri mülkiyet haklarının korunması konusunda da çalışmaları olacağını belirtti. 3.4 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM YAPILACAK BU yıl Türk Telekom’un, ihalesi açılması halinde WiMax teknolojisi için, Avea’nın da 3G ihalesine teklif vereceğini belirten Doany, toplam gelirlerinin yüzde 85’ini oluşturan ses gelirlerinde 2006’da 5.3 milyar YTL elde eden Türk Telekom’un 2007’de de 5 milyar 350 milyon YTL ses gelir toplamı beklediğini söyledi. Doany, Türk Telekom olarak 2007-2010 arasında toplam 3.4 milyar dolarlık yatırım yapacaklarını belirtti. Bölgenin en büyük halka arzı olacak DOANY, Türk Telekom’daki yüzde 45’lik Hazine payından yüzde 15’lik kısmın, bu yıl yapılacak ilk halka arzında danışman olacak firmanın birkaç haftaya kadar belirleneceğini belirtti. Doany ‘Bu halka arz hem Türkiye’nin hem de bölgenin en büyük halka arzlarından olacak’ dedi. 2-3 ay içinde yeni tarifelerinin çıkacağını belirten Doany, mevcut tarifelerinin devam edeceğini, isteyen abonelerin yeni tarife paketlerinden seçeceğini belirtti. Bu yıl 8 farklı tarife paketi sunacaklarını belirten Doany, enflasyon seviyesinde ayarlamalar yapılacağını söyledi. *************************************************** 20 BİN ÇALIŞAN FAZLA Türk Telekom'da yaşanan greve de işaret eden Doany, "Grev sonucu şunu gösterdi ki, 20 bin kişi çalışmasa bile bu şirket *ana operasyonlarını sorun olmadan yürütüyor. 11 bin kişinin çabaları sayesinde bu başarıldı" dedi. Doany, Ankara'nın şirketin teknoloji merkezi olacağını, Ar-Ge operasyonlarının orada geliştirileceğini belirterek, geçen yıl 700 yeni mezunu işe aldıklarını, bu yıl da en az 700 kişiyi işe almayı planladıklarını, genel müdürlüğün İstanbul'da olacağını, Ankara'daki teknoloji yönetim birimi ile İstanbul'dakinin yüksek teknoloji kullanılarak tek yerde çalışılıyor ortamının yaratılacağını söyledi. *ne yani şimdi büyük şirketleri bankaları falan grevde ezdirmedik mağdur etmedik ama bireyler için aynı şeyi söyleyemeceğim mi demek bu? O zaman Ayşe hanım Ahmet bey dua edin grev olmasın olursa sizi daha evvel grev oldu biliyorsunuz 7 Milyon abone yok arıza idi yok tesisi idi yok iptal idi baya mağdur olmuştuk aman dua edelim yandık yoksa.. ************************************************************ ''SAUDI TELECOM, DÜNYADA GENİŞLEMEK İÇİN ÇOK AVANTAJLIYDI'' Paul Doany, Saudi Telecom'un Oger Telekom'un yüzde 35'ini 2,6 milyar dolara satın alma konusunda anlaşmaya varılmasıyla ilgili sorular üzerine de, Oger Telecom'un uzun süredir stratejik ortak arayışı içinde olduğunu, hissedarların potansiyel birçok alıcıyla görüştüğünü, ancak bu görüşmelerin hep azınlık hisselerinin satışı için yapıldığını kaydetti. Böyle görüşmelerde genellikle kontrol hisselerinin ilerde satın almasının gündeme geldiğine işaret eden Doany, Türk Telekom'un yüzde 35 hissesini satmak istediğini, Vivendi'nin de buna "evet" dediğini, ancak ilerde daha fazla hisse alımıyla ilgili tam belirginlik olmaması nedeniyle anlaşmaya varılamadığını hatırlattı ************************************************************************
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.