-
İçerik Sayısı
1.526 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
5
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
Odris tarafından postalanan herşey
-
Gazi Mahallesindeki linç girişimini gayet normal karşılayamazsınız. Çünkü eğer bunu gayet normal karşılayacaksanız Türkiye'nin herhangi bir yerinde bir dtp'linin de linç edilmesini normal hatta gayet normal olarak değerlendirmeniz gerekir. Oysa siz yeri gelince halkların kardeşliğinden, demokrasiden vs. dem vuruyorsunuz. Böyle bir çelişki olamaz. Siz kendi çelişkilerinizi çözün önce. kimsenin anlama sorunu falan da yok. onda da öncelikle kendinize doğru bakmanızın gerekli olduğunu düşünüyorum.
-
Askerlik Kanunu'nda değişiklik
Odris şunu cevapladı bir başlık içinde Askerlik - Savunma - Askerlik İşlemleri
Kimse kızmasın, artık zorla askere alma devri bitmiştir. Asker yetiştireceksin, adama parası neyse vereceksin. Böyle bir zaman gaspı hak ihlali var mı artık dünyada... -
yemek ye
-
ppuuufffffffff! buldum arkadaşım buldum. o muhabbeti yaptıktan sonra verdin evet. gerek yok dedik zaten.oraya da yazdık, bak yukarıda..
-
Yaw ben bakıyorum evde var diyorum, hala var mıdır yok mudur diye düşünüyorsunuz arkadaş. Var diyorum yaa. Var.... Evde besliyorum ben. Çiğ yumurtayla besliyorum, sesi ciiikk ciikk diye çıkıyor. Yumurtadan sanırım İlk geldiğinde bööö bööö yapıyodu çünkü
-
şanslısın; ya tam tersi olsaydı itiraf ediyorum, benim gerçek adım Rua
-
benim gocunacak hiçbirşeyim yok. bu açıklama size ait: CHP liler burada taşlı sopalı saldırıya uğramış. Dövülmek suretiyle yaralananlar var. Siz bu durumu GAYET NORMAL olarak nitelendirip CHP nin GAZİ HALKI'nın düşman partisi olduğunu coşa coşa anlatıyorsunuz. Bu Gazi Halkı sizin söyleminize göre herhalde oturup ortak bir karar vermiş ve demiş ki biz chp yi düşman ilan edelim, üzerlerine de saldıralım. Lafları dolandırmayı bırakın. Sizin söyleminizde hatalar varsa bunu kabul edeceksiniz. Ucuz savunmalara yönelip karşınızdakinin sizin söylediklerinizi anlamadığını iddia etmeyin. Bunlar ucuz laflar syn dünyahepimizin. Zorda kalınca da dostluk kardeşlik mesajları vererek haklı konuma yükselmeye çalışmayın. Biri şiddet uyguladığında suçludur, ne olursa olsun: Kınayabiliyor musunuz? Kınamak bir yana alkışlıyorsunuz, hoşlanıyorsunuz, destekliyorsunuz. Karşınızdakileri saf yerine koymaya çalışarak üstünlüğünüzü kanıtlayamazsınız. Bu ucuz politikaları bırakın. Herkes ne yazdığınızı okuyor işte. sorduğum soru da buydu: Ama ben artık sizden yanıt beklemiyorum.
-
siz de beni hayretler içinde bırakıyorsunuz syn dünyahepimizin. bu halk nasıl bir halksa hep birlikte aynı anda aynı şeyi düşünüyor ve siz bu duruma hayran oluyor gibisiniz. o halk bu halk diye orda burda ayrımcılık yapmaya meraklı olan ben değilim. siz çuvaldızı biraz da kendinize batırın.
-
saldırıyı gerçekleştiren halka dünyahepimizin arkadaşımız yakın sanırım (kendisi onlara gazi halkı diyor -yeni bir ulus heralde-). meseleye hakim biri olarak size şimdi bir açıklama yapar diye tahmin ediyorum(gerçi ben bir kaç soru sordum ama cevap gelmedi).
-
sevgili arkadaşım, böyle iğnelemeler de hoş tabi, rahatsız olduğumu düşünmeyin sakın ortada bir anlama sorunu varsa, karşısında da bir anlatma sorunu vardır. ben meselenin karşılıklı anlamamadan kaynaklandığını umuyorum. yoksa sizin teröre, şiddete, bölücülüğe, düşmanlığa destek veren biri olduğunuza inanmak istemem doğrusu. pek tabi ben düşündüğümü söylerim. düşüncelerim haftada bir değişmez; yolumdan şaşacak biri değilim. bu halimden de gayet memnunum, siz de bundan rahatsız olmayın.
-
Aman aman!!!! Dikkat edelim de... çevremizde uyaranlar var İşinize gelen şiddeti alkışlayıp işinize gelmeyen şiddet eylemlerini yuhalayarak demokrat olamazsınız!
-
HMmmmm! Bakın! otobüsün de fikirleri beğenilmedi belli ki. O da düşman ilan edilmiş.
-
CHP sosyal demokrat bir partidir. Dinci siyaset gütmez, gütmüyor da. Chp şeriatçı bir parti değil. Milliyetçilik konusuna gelince amblemindeki altı oktan biri 86 yıldır milliyetçiliği simgeliyor (9 Eylül 1923-2009). Fakat buradaki milliyetçilik, sizin anladığınız ırkçılık değildir. CHP'nin solcu kesim tarafından dışlandığı falan yoktur. CHP tabanı yapısı gereği özeleştiri kültürüne sahip bir tabandır. Bu sebeple zaman zaman kendi içlerinde yine kendilerini eleştirdikleri olur. Bu durum CHP için yapısal olarak normal bir süreçtir. Fakat dışarıdan meselenin özünü bilmeden bakanlar "ahanda CHP liler bilem Baykal'ı beyenmiii" şeklinde yorumlar üretmektedirler. Sonuç olarak CHP de itaat ve boyun eğme, şartsız ve koşulsuz olarak parti liderinin peşinden gitme şeklinde bir kültürel yapı yoktur. Dolayısıyla kendi içlerinde yine kendilerini eleştirecek kapasitede insanlardan oluşur. Ne var ki CHP tabanı kendi halinden memnundur. Akp'ye Mhp'ye Dtp'ye vs. vs. ye özenmez. Ne terörist olur, ne ırkçı olur, ne şeriatçi olur; kaygıya ve sıkıntıya gerek yoktur. Unutmadan şu sizin bahsettiğiniz Gazi halkı (?ne demekse?) nasıl bir halk böyle çok merak ettim. Kendileri gibi düşünmeyenleri linç etmeye meraklı, saldırgan, yıkıcı, teröre eğilimli, kendilerinden olmayanları düşman ilan edip üzerlerine saldıran bir halk mı? Siz belki bizi aydınlatırsınız.
-
benziyo biraz. benimki de susmak nedir onu bilmiyo
-
Tunceli'deki seçim yardımlarında profesyonel rüşvetçilik örneği
Odris şurada cevap verdi: Odris başlık Güncel Konular
Vatandaşın parasını vatandaşa verme durumuna alışıyoruz galiba artık ama buradaki durum daha da profesyonelce. Seçim rüşveti dağıtılmış ve bu yapılırken kendi partilileri finanse edilmiş. yüzsüzlüğün bu kadarına ne denir artık? hala, bu ülkede böyle bir partiye oy vermeyi düşünen insanların var olması, Türkiye'nin çok acı bir gerçeğidir. -
Askerlik Kanunu'nda değişiklik
Odris şunu cevapladı bir başlık içinde Askerlik - Savunma - Askerlik İşlemleri
Akerliği tamamen kaldırsınlar diyeceğim amaa birileri beni vatan haini ilan eder diye korkuyorum! -
itiraf ediyorum, mavi beni böyle şişirdikçe ben ağzım kulaklarımda büronun içinde turluyorum.
-
Mavi olmayan gökyüzü'ne...................
Odris şurada cevap verdi: Yayamaz Kayımca başlık Anı Defteri - Defterleri
mavi'ye bakın, bugün gerçekten işi sallıyo anlaşılan. o başlık senin bu başlık benim geziyor. Aramıza Hoşgeldin Maviii hep böyle tembel kal, yaratıcılığının da ne kadar güçleneceğini göreceksin -
ppuhahaha... bak bu da senin itirafın ha
-
galiba tembelim ben ama özümde iyi bir insanım, gerçekten
-
Ah gloria ah! Taşlar, kayalar... ne işin var senin taşla, kayayla, tozla, toprakla yaaa
-
Tunceli'deki seçim yardımlarında profesyonel rüşvetçilik örneği
Odris şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
(Alıntı haber) Tunceli'deki beyaz eşya yardımında AKP izi iddiası. Tunceli Sanayi Odası Başkanı "Bu eşyalar sadece iki firmadan alındı" derken, firma sahiplerinden biri AKP Tunceli İl Teşkilatı'nda yönetici. Diğer firma sahibinin ise AKP ile dolaylı bağlantısı var. Eşyaların Tunceli esnafından alındığını söyleyen Tunceli Valisi Mustafa Yaman ise Tunceli esnafının kazandığını söylüyor. Görünen o ki sadece ihtiyaç sahipleri değil iki firma da yardımlardan aslan payını alıyor. CNN TÜRK, Tunceli'de yapılan yardımla ilgili çarpıcı bir bilgiye ulaştı. Tunceli'de halka dağıtılan beyaz eşyalar iki firmadan satın alınmış ve iki firma da AKP ile ilişki içinde... Tunceli Valliği yaklaşık 5 milyon TL değerinde beyaz eşya yardımınının 2.5 milyon TL'sini seçim öncesi yapınca tartışma başladı. Halktan gelen tepkiler, "Eşyalar zenginlere veriliyor" olurken, valilik ve hükümet ise dağıtımın sosyal devlet olmanın gereği olarak yapıldığını açıkladı. Hürriyet gazetesinin internet sitesine konuşan vali Mustafa Yaman ise 3500 ihtiyaç sahibini 5 ay önce belirlediklerini ve eşyaları Tunceli esnafından aldıklarını bu durumdan Tunceli esnafının kazandığını söyledi. Valinin sözlerini yalanlayan Tunceli Sanayi Odası Başkanı Yusuf Cengiz ise eşyaların sadece ik esnaftan alındığını söyledi. Cengiz, Nazimiye ilçesinde dağıtılacak 978 bin TL değerindeki yardım eşyasının sadece bu iki firmadan alındığını belirtti. Şimdi soru şu: Sanayi Odası Başkanı Yusuf Cengiz'in sözünü ettiği firmalar hangileri? Biri Siemens bayii Murat Kılıç... Kılıç, Tunceli'de müteahhitlik yapan bir isim. Kayınpederinin AKP İl Genel Meclisi aday adayı olduğu belirtiliyor. Yusuf Cengiz ikinci firmayı ise Türkay Mobilya olarak açıkladı. Türkay Mobilya'nın sahibi Mehmet Türkay AKP Tunceli İl Yönetim Kurulu yedek üyesi. Seçim öncesi siyasetin ortaya yerine düşen bu tartışmaya muhalefetin tepkisi ise sürüyor. -
İtiraf ediyorum ki, ben bunu hergün yapıyorum
-
Önceki gün bu köşede “Davos bandını yeniden izleyince...” gördüğüm kimi tercüme eksiklerine dikkat çekmiştim. “Çevirideki bu eksiklikler sayesinde dünya, Başbakan’ın diklenişini bizimle aynı dozda hissetmedi” demiştim. Birleşik Konferans Tercümanları Derneği, yazım üzerine bir açıklama yaptı. Diyorlar ki: “Tercüman, konuşmaları kendi siyasi kaygılarına göre eksik, fazla, farklı aktarmaz, söyleneni özüne sadık kalarak aktarır.” “Ancak” diyorlar, “...sözlü çeviri, söylenenin kelimesi kelimesine aktarılması da değildir. Dolayısıyla bir konuşmanın tek bir doğru çevirisi yoktur. ‘Anında’ çeviri yapan, o an bulabildiği en doğru karşılığı kullanır. O gün Davos’ta görev yapan meslektaşımız da meslek kuralları açısından hata yapmamıştır.” * * * Derneğin meslektaşlarını korumasını anlayış ve saygıyla karşılıyorum. Ayrıca yapılan işin ne kadar zor olduğunu da teslim ediyorum. Dahası, bu görevi yapan tercümanların, bazen diplomatlarla yarışacak bir gayret ve iyi niyetle çaba gösterdiklerine de tanığım. Yine de yazdıklarımın arkasındayım. Konuyu uzatmak istemezdim ama dernek, “Yorum doğruları yansıtmıyor” dediği için bu açıklama zorunlu oldu. Gelin Erdoğan’ın konuşmasını ve bu konuşmanın İngilizce tercümesini birlikte okuyalım; çevirinin ifadeyi doğru yansıtıp yansıtmadığına okurlar karar versin. * * * ERDOĞAN: “Sesin yüksek çıkıyor. Sesinin çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisiyledir.” TERCÜME: “You have a very strong voice. I feel that you perhaps feel a bit guilty and that’s why perhaps you have been so strong in your voice, so loud. (“Çok güçlü bir sesiniz var. ‘Belki de’ ‘biraz’ suçluluk hissettiğinizi sanıyorum. O yüzden ‘belki de’ sesiniz böyle güçlüydü; böyle yüksek...”) ERDOĞAN: “Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz.” TERCÜME: “You killed people...” (“Siz insanları öldürdünüz”.) ERDOĞAN: “Sana da teşekkür ederim. Sana da teşekkür ederim. Benim için Davos bitmiştir. Bir daha da gelmem.” TERCÜME: “Thank you very much. Thank you. So I don’t think I will come back to Davos after this.” (“Çok teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Bundan sonra Davos’a geleceğimi sanmıyorum.”) * * * Derneğin açıklaması diyor ki: “Toplantıdan günler sonra rahat bir ortamda oturup en mükemmel karşılığın hangisi olabileceğini tartışmak mümkündür, ancak anında çeviri koşullarında görev yapan meslektaşımız, bir iki saniye içinde neyi, nasıl aktaracağına karar vermek durumundadır”. Çok doğru! Bunun ne kadar zor bir iş olduğunu kabul ediyoruz. Basit bir örnek vereyim: Başbakan öfkeden kıpkırmızı bir halde moderatörün eline yapışıyor; biraz “diplomatik davranmasa” kalkıp kafayı gömecek. Ve o an, kendi özgün üslubuyla “Sana da teşekkür ederim. Sana da teşekkür ederim” diyor. Bu teşekkürün içerdiği küfrü biz çok iyi anlıyoruz da tercümesi zor. “Tayipçe”den tam çeviri şöyle olabilirdi: “Sen de ananı al git! Sen de ananı al git!” Oysa tercüman haklı olarak bunu “Size de çok teşekkür ederim. Teşekkür ederim” diye çeviriyor. Yabancılar da “Ne nazik adam. Her şeye rağmen teşekkürle bitirdi” diye düşünüyor. Demem o ki, tercümanın bir kusuru yok. İş zor... Çok zor... Can Dündar 5 Şubat Perşembe 2009