Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

rina

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

rina tarafından postalanan herşey

  1. rina şurada yorum gönderdi suheda_'nın blog başlığı içinde Şehr-i Hüzün
    Ey AŞK sen her şeye değersin.... Ne kadar güzel bir duygudur o anlatılmaz yaşanır ..... En yakın zamanda yaşayan biriyim..... Güzel yüreğine sağlık çok güzel anlatmışsın....çünkü aşkı tadında yaşıyorsun... AŞK'ın daim olsun canım...
  2. rina şurada yorum gönderdi deniz_kizi'nın blog başlığı içinde deniz_kizi's Blog
    Sulu gözüm iyiki sende varsın canımmmmmm .....
  3. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Sevgili taurus... Dile getirdiğim bir iç hesaplaşma evet, hepimizin arada yaptığı gibi..... Kendimi çok sevdiğim ve beğendiğim dogru, Seviyorum demek çok güzel bir söz ben bu sevgi sözünü çok fazla kullanıyorum ama karşılığınıda hep alıyorum ..... Sevgi çok bende gökyüzündeki yıldızlara ulaşacak kadar ...
  4. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Canımmmmm ..... Ben böyle çok mutluyum hem kendimi seviyorum hemde tüm insanları..... Kendiyle barışık olan başkalarıylada barışıktır..... Ne kadar güzel söylemiş Mevlana Celaleddin Rumi ''Ya olduğun gibi görün,ya göründüğün gibi ol''' Ben olduğum gibi görünüyorum... Sevgilerimle canımmmmmmmmmmm .....
  5. rina şurada yorum gönderdi deniz_kizi'nın blog başlığı içinde deniz_kizi's Blog
    Canım hayatımızda hep iniş çıkışlar oldu hepimiz yaşadık... Bu iniş çıkışların içinde yara almadan çıkabilmek bizim ne kadar güçlü olduğumuzu anlatır ..... Ben hep oyun içinde yaşadım çok mutlu göründüm....Bazen oynadım, bazen gerçek yaşadım ama hep mutluydum..... Yazında herkes kendini bulacak bundan hiç şüphem yok..... Çocukluğumda kalma bir güçle hayata hep göğüs germe zorunda kaldım..... Daha 9 yaşımda yatılı okulla tanıştım ailem beni en iyi bir şekilde okutabilmek için yatıla okula yazdırdı okul çok güzeldi ama anne kokusundan uzaktı benim annemin koynunda yaşama yaşımda ben 20 kişilik yatılı okul koğuşundaydım bir yatakhane ablamız ve birde yatakhane annemiz vardı bütün geceler ağlamakla geçiyordu.... Ailem ise mutluydu ben iyi okuyan bir çocuk olarak en iyi okulda okuyordum ama hiç benim atılmış bir çocuk olarak düşündüğümü anlamadılar..... Ta ki başarım düşünceye kadar ... Çocuk aklımla anneme kavuşmanın sınavlarda boş kağıt verip derslerim düşerse anneme kavuşabilirdim diye düşündüm.... Ne mi oldu derslerim düştüğü için hafta bir evci iznim ayda bire düştü..... İzne geldiğim zaman senin annenin gözlerine bakıpta gözlerinden akan yaşların ve annenın bakışlarını anlayabılıyorum, annemde çok direndi babama kabul ettiremedi anne yüreği işte benim için yapacağı herşeyi yaptı....bir gece babamla konuşurlarken duydum ben kızımı eskisi gibi istiyorum bu benim mutlu kızım değil...babamda diretti hayır okuyacak benim kızım diye.... Annem çok ağladı o gün gece ..... Annemi çok seviyordum kendime söz verdim bir daha annem beni mutsuz görmeyecek diye o gün bu gündür hiç bir sıkıntımı annem bilmedi hep sakladım.... İçim kan ağlarken hep mutlu oldum...mutlu göründüm..... Kızlarımı götürdüm bir pisikolog bana ne dedi biliyormusun..... Neden hep mutlu görünüyorsunuz....Bunun sizde yaptığı hasarı ileride anlayacaksınız..... İşte bu senin yazında benim için bir hasar her şeyde kendimi buluyorum ve annenin o bakışları benim annemin bakışlarını hatırlattı.... Sevgiyle dolu olan yüreğin hiç solmasın sen benim yaptığım hataları yapmadan yoluna devam et.... canımmmmmmmmmmmmmmmmmmmm... Git anneni öp benim için...... Sevgimle kal ....
  6. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Canım teşekkürler
  7. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    Ben hayatımda neyi değiştirmek isterdim..... Ah onu bir bilebilsem.... Hayatı bazen silgi kullanmadan resim çizme sanatına benzetiyorum... Çiziyorum, çiziyorum ama silemiyorum.... Silebilseydim eger bazı şeyleri silmek isterdim..... Aynı zamanı geri alamadığım gibi...... Zamanı geri alsaydım gücüm yetseydi şayet..... Neleri değiştirmek istediğimi bile bilemiyorum..... Boşveriyorum değiştirmeyi.... En başa dönmek ne kadar da zordur.... Döndüm diyelim başa bilebilirmiydim yaşadıklarımı..... Benim hayatıma hangi değerleri kattığını..... Ya da kaybettirdiklerini...... Yap boz oyunu gibi bir parçayı çekip aldığımda.... Hayatımın belkide en anlamlı parçası da birlikte gidermiydi... Yok ben vazgeçtim.... Hayatım benim yaşadığım gibi kalsın.... Ben böyle mutluyum .... Yalnışlarım yada doğrularım ... Sevinçlerim yada hüzünlerim... Aşklarımmmm.... Hepsi gerçek ve benim ..... Kendime değer verdim.... Çünkü ben.... Bennn .... Kendimi hep sevdim..... Aynı sizleride sevdiğim gibi.... Sevgimle kalınız.....
  8. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Paylaşmak güzeldir Aynı sevgiler gibi.... İncelemenizden dolayı ben teşekkür ederim.... Sevgiyle kalınız
  9. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    Üstat Kimdir? ( Yazar : Don Miguel Ruiz ) Bir zamanlar bir üstat varmış. İnsanlar konuşmasını dinlemek için toplanırmış. Söyledikleri harikulade imiş. Sevgi sözcükleri ona kulak veren herkesin, ta yüreğine işlermiş. Kalabalığın arasından bir adam, üstadın ağzından çıkan her sözcüğü dinlemiş.Gönlü yüce olduğu kadar, alçakgönüllüymüş de. Üstadın sözleri bu adamı öylesine derinden etkilemiş ki, onu evine davet etmek istemiş. Üstat konuşmasını bitirdiğinde adam, kalabalığın içinden geçerek karşısına çıkan üstadın gözlerinin içine bakarak; "Meşgul olduğunu, herkesin senin ilgini istediğini biliyorum" demiş, "Biliyorum, sözlerimi dinleyecek pek zamanın yok. Ama yüreğim öylesine açık, sana duyduğum sevgi öyle büyük ki, seni evime çağırmak, senin için en güzel yemekleri hazırlamak istiyorum. Çağrımı kabul etmeni beklemiyorum ama, içimdekileri sana bildirmeden edemedim. Adamın gözlerinin ta içine bakmış üstat. Yüzü gülüşlerin en güzeliyle aydınlanmış ve "Hazırlığını yap" demiş, "Evine geleceğim." Bu sözcüklerin adamın yüreğinde yarattığı sevinç çok büyükmüş. Üstada hizmet etmek, sevgisini dile getirmek için zamanın geçmesini sabırsızlıkla beklemiş.Yaşamın en önemli günüymüş bu; Üstat evinde, onunla birlikte olacakmış ya. Yiyeceklerin, şaraplarin en iyisini almış. Üstada armağan edeceği giysilerin en güzelini seçmiş. Sonra da, hazırlıklarını tamamlayıp, üstadı ağırlamak için evine koşmuş. Bütün evi temizlemiş, yemeklerin en lezizlerini pişirmiş, güzel mi güzel bir sofra kurmuş. Üstat çok geçmeden orada olacağı için yüreği sevinç doluymuş. Kapısı çalındığında kaygı içinde beklemekteymiş adam. Yerinden fırlayıp kapıyı açmış. Açmış ama, üstat yerine yaşlı bir kadın durmaktaymış karşısında.Kadın gözlerinin içine bakarak; "Açlıktan ölüyorum" demiş, "Bana bir parça ekmek verebilir misin?" Gelen üstat olmadığı için hafifçe düş kırıklığına uğramış adam. Kadına bakıp, "Buyur, gir içeri" demiş. Kadını, üstat için hazırladığı yere oturtup, üstat için pişirdiği yemekleri sunmuş. Adamın cömertliği yaşlı kadına dokunmuş.Teşekkür etmiş, çıkıp gitmiş. Adam sofrayı üstat için dara dar yeniden düzenlemiş ki, yine kapısına vurulmuş. Bu kez de, çölü geçen başka bir yabancı imiş karşısındaki.Yabancı, adamın yüzüne bakıp; "Çok susadım" demiş, "Bana içecek bir şeyler verebilir misin?" Gelen üstat olmadığı için adam bu işe yine bozulmuş biraz. Yabancıyı evine buyur edip, üstat için hazırladığı yere oturtmuş. Üstada ikram etmeye niyetlendiği şarabı sunmuş. Yabancı gittiğinde ortalığı üstat için bir kez daha düzenlemiş. Kapı yeniden çalınmış. Açtığında küçük bir çocuk görmüş adam. Çocuk yüzüne bakıp; "Üşüyorum" demiş, "Sarınabileceğim bir battaniye verebilir misin bana?" Gelen üstat olmadığı için adam biraz bozulmuş. Ama çocuğun gözlerine bakmış ve sevmiş onu. Üstat için aldığı giysileri çabucak toparladığı gibi çocuğu bunlarla sarıp sarmalamış. Çocuk teşekkür edip, yoluna devam etmiş. Adam, üstat için her şeyi bir kez daha hazır etmiş, geç saatlere dek beklemeye koyulmuş. Üstadın gelmeyeceğini anladığında, yüreğinde düş kırıklığı duymuş ama üstadı hemen bağışlayıvermiş. Kendi kendine, "Üstadın benim yoksul haneme gelmesini beklememem gerektiğini biliyordum" demiş. "Gerçi geleceğini söylemişti ama başka bir yerde çok daha önemli bir şey onu alıkoymuş olmalı. Üstat gelmedi ama en azından geleceğini söyledi. Yüreğimin mutlulukla dolması için bu da yeter." Yavaş yavaş yemekleri ve şarabı kaldırmış, yatmaya gitmiş. O gece düşünde, üstadın evine geldiğini görmüş. Onu gördüğü için mutlu olmuş adam. Gördüğünün düş oldugunu bilmiyormuş."Geldin üstadım! Sözünü tuttun." "Evet" diye karşılık vermiş üstat. "Ama ben buraya daha önce de geldim.Açtım, doyurdun.Susuzdum, şarap verdin bana.Üşüyordum, bedenimi giysilerle örttün. Başkaları için ne yaparsan benim için yaparsın." Adam uyanmış. Mutluluk doluymuş yüreği. Çünkü üstadın kendisine ders verdiğini anlamış. Üstat onu öyle çok seviyormuş ki, derslerin en büyüğünü vermek için üç insan göndermiş. Üstat herkesin içinde yaşar. Açlık çeken birisine yiyecek, susayana su verdiğinde, üşüyeni sarıp sarmaladığında, sevgini sunduğun üstattır.
  10. rina şurada yorum gönderdi Blanc Sombre'nın blog başlığı içinde Blanc Sombre "écrit"
    Teşekkürler Rina.Zaman anlar sadece değil mi?Sabrım var benim beklerim. Bekleyiniz efendim bende çok sabırlıydım .......Ödülümü aldım .... Zaman herşeyin ilacıdır .....
  11. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Canım teşekkürler yazını çok beğendim ellerine sağlık .....
  12. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    Öğretmen; öğretme işini görev edinen kişiye denir. Öğretmenlik bir meslektir. Kişinin öğretmen olabilmesi için öğretmen yetiştiren bir okulu bitirmesi gerekir. İlkokullarda öğretmen Sınıf Öğretmenidir. Sınıfın bütün derslerini aynı öğretmen okutur. Ortaokul ve Liselerde ders öğretmenliği vardır. Meslek okullarında dersler özel şekilde yetiştirilmiş meslek öğretmenleri tarafından işlenir. Eskiden öğretmene "Muallim", öğretmen yetiştiren okula da "Muallim Mektebi" denirdi. Ülkemizde öğretmen okulu ilk kez 16 Mart 1848'de açıldı. Osmanlı İmparatorluğu döneminde eğitime ve öğretime önem verilmiyordu. Az sayıda okul vardı cumhuriyetin ilanıyla birlikte yurdumuzun her yanına yeni yeni okullar açıldı. Okul çağında olanlar bu okullarda okumaya başladı. Atatürk, eğitimin, öğretimin yayılmasından, yaygınlaşmasından yanaydı. 1928 yılında Arap harflerinin kaldırılıp yerine bugün kullanmakta olduğumuz Türk harflerinin kabulü tüm yurtta sevinç yarattı. Halkın yeni harfleri kısa sürede öğrenip daha çok yurttaşın okur - yazar olmasını sağlamak amacıyla yoğun bir çalışma başladı. Okuma - yazmayı yaygınlaştırmak için okul çağı dışındaki yurttaşlara okuma - yazma öğreten okullar açıldı. Bunlara Millet Mektepleri adı verildi. Atatürk, Ulus Okulları dediğimiz Millet Mektepleri'nde yazı tahtasının başına geçerek dersler verdi. Bakanlar kurulu 11.11.1928 günü yaptığı toplantıda Ata'ya Ulus Okullar Başöğretmenliği sanını verdi. 24 Kasım Atatürk'ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür. Öğrencileri, öğretmenleri, okulu çok seven Atatürk yurt gezilerinde okullara uğrardı. Sınıflara girer, sıralara oturur, ders dinlerdi. Öğrencilere sorular sorardı. Öğretmenlerle konuşur, her yerde öğretmenliğin üstün bir meslek olduğunu anlatırdı. Atatürk, öğretmenlerin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda nasıl canla başla çalıştıklarını yakından izlemiştir. Yurdumuzun düşman tarafından paylaşıldığı sırada öğretmenler Öğüt Kurulları oluşturarak halka ulusal bağımsızlık, Ulusal Kurtuluş Savaşı düşüncelerini yayıyordu. Öğüt Kurulları dışında öğretmenler 14 eğitim kuruluşu ile birlikte Milli Kongre Cephesini kurdular. Milli Kongre Cephesi, düşmanların İzmir'i işgal ettikleri günlerde Sultanahmet Mitingini hazırladı. Bu mitingin konuşmacılarından çoğu öğretmenlerdi. Başöğretmen Atatürk, öğretmenlerin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda gösterdikleri etkinliği hep övmüştür. Atatürk yeni Türkiye'nin yaratılmasında öğretmenlere büyük görevler düştüğü inancındaydı. Çağdaş bir ulus olmamız için eğitimin yaygınlaşması gereğine inanıyordu. Bu nedenle Atatürk "Ulusları kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir." Sözleriyle öğretmene verdiği önemi ve duyduğu saygıyı en güzel biçimde belirtmiştir. Atatürk'ün 100. Doğum yıldönümü 1981 yılında, 24 Kasımın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanması kararlaştırıldı. Öğretmenler Günü'nde öğretmenin toplum içindeki yeri, değeri belirtilir. Öğretmen sorunları dile getirilir. Öğretmenler Günü'nde; eğitime, öğretime hizmet etmiş, saygınlık kazanmış öğretmenler anılır. Gençlerin yetişmesindeki katkıları anlatılır. Mesleğe yeni giren öğretmenler 24 Kasımda Öğretmen Andı içerek göreve başlarlar. Öğretmen; yapıcı ve yaratıcıdır. İnsan haklarına saygılıdır. Öğretmen özverili, çevreye güven ve inanç veren, içi insan sevgisiyle dolu bir kişidir. Atatürk; "Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." demekle öğretmene yüklediği sorumluluğu ve değeri anlatmıştır. Öğretmenler sevgi dağıtır. İçimizi aydınlatır. Bizi doğruya yöneltir. Bilgili kişiler olmamız için çaba gösterir. Dünyayı tanıtır. Öğretmen her alanda yeniliği, yenileşmeyi savunur. Gerçekleri anlatır. Beceri ve yeteneklerimizin gelişmesine yardımcı olur. Kısaca analar doğurur, öğretmenler yetiştirir. ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN! SEVGİLİ ÖĞRETMENLERİMİZ......
  13. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Canımsın sen benim beni ağlatmak mı istiyorsun ...... Ben seni çokkkkkkkkkkkk seviyorum ..... Bebeğim benimmmmmm .....
  14. rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Canım benim gerçekten güzel anlatmışsın..... sen yinede bekle yaşın hiç önemi yok beyaz atlı prens karşına çıkabiliyor..... Bende biliyorsun ki yıllardır beyaz atlı prens beklemiştim..... Biraz geç geldi ama geldi..... Beklediğin prens bu kategoridemiydi Radya'cım ..... Beyaz atlı prensmi?????? ONUN doğru adam olup olmadığını anlamak için işte bazı püf noktaları: * Terfi ettiğinizde sizinle aynı mutluluğu paylaşıyorsa ve bunu kıskanmadan, övünerek bütün arkadaşlarına anlatıyorsa... * Traş bıçağını ortada bırakmıyorsa..... * Özel bir sebebi olmadan size çok özel çiçek buketleri gönderiyorsa... * Kavga ettikten sonra günlerce suratını asmıyorsa... * Sabah yataktan kalkar kalkmaz sizi çok güzel buluyorsa... * Hatalı olduğunuz durumlarda sizinle dalga geçip alay etmiyorsa... * Saçma sapan bir yanlış iş yapsanız bile anlayışla davranıyorsa... * Pazar sabahları size kahvaltı hazırlıyorsa (Beraber kaldığınızda, kahvaltıyı yatağınıza getiriyorsa)... * Günler önce karar verdiğiniz romantik akşam yemeği randevunuzu son dakikada sırf işiniz yüzünden iptal ettiğinizde, anlayışlı davranıyorsa... * Ara sıra da olsa gözünüzün içine bakıp "seni seviyorum" diyorsa... * Sizsiz hayatın boş ve anlamsız olduğunu hissettiriyorsa... Bu adamı bulursan lütfen elinden kaçırma!
  15. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Canım ya hep derin konular üzerine yazılar olmayacak değil mi.. Azıcık gülelim dedim.... Ciddiyetten çıktım bu sefer Az ve öz konuşup herşeye ewet diyen adam var mı acaba ? ben daha göremedim yaşım neredeyse yarım asıra ulaşıyor
  16. rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Sevgili Radya'cım benim..... Eyvallah etmeyipte ne yapacaksın canımmm... Sen herşeyin iyisini zaten aldın hayattan ....... Kafa tutanları çok gördük hep yarı yolda kaldılar ....... Öpüyorum seni canımmmmmmmmmmmmmm......
  17. rina şurada yorum gönderdi Blanc Sombre'nın blog başlığı içinde Blanc Sombre "écrit"
    Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış: Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil. Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş.Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alır mısın?" diye sormuş.Zenginlik, "Hayır, alamam.Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok." demiş.Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir'den yardım istemiş. "Kibir, lütfen bana yardım et!", Kibir "Sana yardım edemem, Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş. Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş: "Üzüntü, seninle geleyim." Üzüntü "Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var." Mutluluk da Aşk'ın yanından geçmiş; ama o kadar mutluymuş ki Aşk'ın çağrısını duymamış. Aşk, birden bir ses duymuş. "Gel Aşk! Seni yanıma alacağım..."Bu Aşk'tan daha yaşlıca birisiymiş. Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki, onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş. Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşk'a yardım eden yoluna devam etmiş. Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk, Bilgi'ye sormuş: "Bana yardım eden kimdi?" Bilgi "O, Zaman'dı" diye cevap vermiş. "Zaman mı? Neden bana yardım etti ki?" diye sormuş Aşk. Bilgi gülümsemiş: "Çünkü sadece Zaman Aşk'ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir" Sevgili Blanc Sombre, Yazınızı okuyunca aklıma geldi..... Yüreginize sağlık ......Dilerim beklediğiniz en kısa zamanda sizi bulur....
  18. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    ADAM DEDİĞİN!!!! Adam dediğin afilli olacak, Dik duracak başı, her türlü zorluğa karşı Mağrur! Ve Gurur okunacak duruşundan! Ta uzaklardan bile, bileceksin, “Aha, işte o benim” diyeceksin! Havası değişecek evin İçeri girdiğinde! Gülüşü sevdalı, Yürüyüşü emin, Bakışı sağlam olacak! Bir elinde ekmek; diğerinde çiçek, Taşımasını bilecek! Sarışın, esmer, saçlı, kel… Bunlar hikaye, Adam dediğin beyefendi olacak! Koluna girdiğinde; “Şu gördüğünüz küçük dağları biz yarattık” Diyebileceksin! Ve sen de kadın olacak; Kıymet bilecek; Saygıda kusur etmeyeceksin !
  19. rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Canım ya ben niye hiç yalnız kalamıyorum .......
  20. rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Eski Radya taze bitti canım be Şaka bir yana rinacım Sevmediğim kendimi eleştirdiğim özelliklerim var elbet. Ama Radya değişti dersen stop derim sana Çokkkkk gerilere gittim şimdi senin için,şöle baktım uzaktan eski yıllara... Hayata tutunuşum,duruşum,savunduklarım,kararlarım,sevgim şevkatim...yani gururla diyebilirim ki sana dün neysem bugün de o Didemim Haaa bazılarını değiştirmek isterdim desem yalan olmaz hani...
  21. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Canım Canımm Canımmmmmm .......
  22. rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Sevgili Radya'cım seni ne kadar severim bilirsin...Bir çok şeyleri birlikte yaşadık ,paylaştık ... Bu yazıyı bir çok kez okudum....hatta alıntı yaptım bir aralar kendimi yalnız hissetiğim sıralarda...... '''Ne kadar cesur ve gözü karaymışım meğer. Ama neye yarar ? Olayların, insanların iç yüzünü görüp hayret halindeyken, kendime hayret eder hale geliyorum.''''' Ben eski Radyamı istiyorum........
  23. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Sana esti bebeğimmm... ama beni gerilere götürüp Ayrılık vaktinin ne kadar zor olduğunu hatırlattı ... o acı anlatılamaz yaşanır .... Arada yine estiriver Denizlerin en güzel kızı ..... Güzel oluyor elimdekinin kıymetini bilmemi sağlıyor .....
  24. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    Nedense herkes yanlış bilir, Yakamoz Ay ışığının suya, denize vuran yansıması değildir. Yakamoz aksine Ay olan gecelerde olmaz. Yakamoz bir canlıdır, latince ismi Noctulica Milliaris olan bu canlı aynı bir ateş böceğinin denizde yasayan versiyonudur. Limunisans maddesini vücudunda barındıran bu canlıya dokunulduğunda bir ışık saçar. Bu canlı bir planktondur, yani milimetrik boyutlarda bir canlı.. Bunlardan milyonlarcasi bir araya geldiginde geceleri bir kayık geçerken, veya bir balık sürüsü geçtiginde bu canlılara çarparak ışık çıkarmalarını sağlar. O yüzden balıkçı sandallarında yüksek bir direk ve bu direğin ucunda oturulacak bir yer vardir. Balıkçılardan biri buraya oturarak ay olmayan geceler, balıkların yakamoz yaparak geçtikleri yolları görüp dümenciyi oraya yönlendirirler. O yüzden Lüfer avlarken Lüx ışığı kullanılır, balık gelsin diye değil misinanin değdiği yakamozlarin çıkardığı ışıktan Lüfer korkmasın diye Lüxışığı yakamoz ışığını söndürmek için kullanılır. Aslında Yakamoz (eğer göreniniz varsa bilir) olağan üstü bir seydir, Yakamoz olduğunda denizde uzun floresan lambalar yanıyormus gibi olur. Ama bunun için ay ışığı olmaması gerekir. Ay ışığı (daha baskin oldugu için) gerçek yakamozu göremezsiniz. Bir de Yakamozlu ve Ayışıksız gecelerde denize girince pırıl pırıl gümüşe bulanmış gibi olursunuz. ******* İşte hep böyle kelimeleri harcarken yanlışlara düşeriz. Yakamozla ilgili ansiklopedik bilgiyi dostluk kelimesine örnek olarak vermek istedim. Romantik duygularla sarılı bir yanlış kavrama yükleriz yakamoza. Dostluktan anladığımız yanılma gibi. Herkes olmasını istediği gibi yorumlar dostluğu. Düşlediği insanı dost kimliğiyle yanına yerleştirir. Oysa gerçek insan karmaşadır. Bugün dört elle sarıldığımız, onsuz olmaz dediğimiz insan gün gelir çekilmez olur. İşte o zaman dosta sarılır. O dost bir düş olur, bir umut olur, bir bilinmezdir. Onu yeniden sevmek, yeniden tanımak gerekir. Bunun için de dostluk önce karşılıklı paylaşım gerektirir. Tek taraflı vermek dostluğun yalancı beslenmesidir. Kısa zamanda bu tür dostluklar tükenir. İnsan doğası gereği yeni dostlar arar kendine. Eski dostlar birer anıdır artık. Hoş anıların denizdeki pırıltıları........ yakamozlarrrr........
  25. rina şurada yorum gönderdi deniz_kizi'nın blog başlığı içinde deniz_kizi's Blog
    Canımmmm...canımmm...canım...... Bazen insan söyleyecek söz bulamıyor ya bende şimdi öyle oldum .... Az çok seni anlayabiliyorum bende genç oldum....bedenim şehirlere değil dünyaya dar geldiği zamnlar oldu..... Bir blogta bir yazı okumuştum bir zamanlar beni çok etkilemişti .....yazıyı aldım .... Arada bir açıp okuyorum...Acaba şimdi ne yapıyor diyorum... 19 yaşındaki bir gencin yüreğinden dökülen bir yazı sana yolluyorum... bizden daha acizler var tatlım...... Şükretmeliyiz aslında..... <<<varlıgım kac kişiyi mutlu eder bilememde varlıgımdan rahatsız olanları sayamam bile o kadar düşman edinmişiz ki o kadar kişiye doğrularımız batmış ki hepsi düşsede bı tekmede ben atsam diye bekliyor... hadi vurun oylese beklmeyin düştüm goremiyomusunuz ee hadi o kadar acizim ki bu koskoca bedene verılen bu zayıf ruhum artık pes etti hadi VURUN DÜŞTÜM. ''ACİZ KALBİM PES ETTİ''>>> Sevgimle kal bebeğimmmmmm

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.