Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

mavi olmayan gökyüzü

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

mavi olmayan gökyüzü tarafından postalanan herşey

  1. Diyarbakırlı'nın o iletisina hala bulamadım,tekrar önceki sayfalara döneceğim.Arkadaşımız bunu nerde,nasıl kullandı;bunu bilmeden yorum yapmak yanlış olur. Ki zaten kimse burda başkasının adına konuşamaz.Haksızlık olur bu.Resmi olan bir dil değil;olağanlaşan bir dil benim düşüncem.Katılırsınız yada katılmazsınız;saygı duyarım...Diyarbakırlının belediyelerde Kürtçe hizmette ki düşüncesini açıklamasını kendisine bırakarak ama şunu da belirterek bu konu hakkında ki düşüncemi tek kelimeyle anlatayım. ''Evet Turkce resmi dil oslun ama yaninda Kurtce hizmet ve egitim olsun diyoruz''bu cümlelerde resmi olan bir Kürtçe talep edilmiyor anladığım kadarıyla... Bu arada Kaplan,düşüncelerin ve zihniyetlerin farklılığı kaçınılmazdır.Saygılar!
  2. Tabi ki bu başlı başına bir ispat değildir;öncelikle şöyle başlayayım...evren nasıl yaratılmıştır?Tesadüf denilirse ben hemen şunu yazarım...hiçbir mükemmellik tesadüfi değildir.Bunu bilimsel verilerle açıklayıp,aklımda bu konuda soru işareti bırakılmayacaksa;hay hay!Ama eğer insanlar bana göre değil,gerçekten muhteşem olan bu evreni ve oluşumları temeli sağlam bilgilerle açıklayamayacaksa ben Tanrı verdır derim;elçilik ve İslamiyet sonrasıdır...
  3. Fuad Heme Xursîd, Zimanî Kurdî, Dabesbûnî Cografyayîy Dîyalêkte-kanîy(Kürt Dili ve Lehçelerinin Cografi Dagilimi) adli çalismasinda Kürtçe lahçelerini söyle siniflandirir. 1) Kuzey Kurmanccasi a- Bayezîdî b- Hekarî c- Botanî ç- semdînanî d- Behdînanî e- Bati diyalekti 2) Orta Kurmanccasi a- Mukrî b- Soranî c- Erdelanî ç- Silêmanî d- Germiyanî 3) Güney Kurmanccasi a- Asil Lurr b- Bextiyarî c- Mamesanî ç- Gohgilo d- Lek e- Kelhurr 4) Goran a- Asil Goranî b- Hewramanî c- Bacelanî ç- Zazaca(20) Fuad Heme Xursîd, hem Büyük hem de Küçük Lurrîyi Kürtçe olarak kabul ederek onlari Güney Kurmanccasi arasinda saymistir. Kürt dili lehçeleri ve özellikle de Hewramanca üzerine degerli arastirmalari olan Mehemed Emîn Hewramanî, Zarî Zimanî Kurdî Le Terazûyî Berawird da adli çalismasinda Kürt lehçelerini söyle siniflandirir; 1- Yukari Kirmancca(yanlislikla da olsa yayginlastigi için ya da Bahdînî), 2- Orta Kirmancca(yanlislikla da olsa yayginlastigi için ya da Soranca), 3) Asagi Kirmancca(yanlislikla da olsa yayginlastigi için ya da Goranca). Sonra, Gorancayi da asagidaki sivelere ayirir: a- Hewramanca b- Lurrce c- Bacelanca ç- Zazaca ayrıca Kürt dili üzerindeki arastirmalar, Kürtler bakimindan Irak Kürdistani´ndaki istisna durumu saymazsak, bu tek tük aydinlarin daha çok da yurt disinda yaratmaya çalistiklari sinirli olanaklarla yetinmek zorunda kalmistir. Irak Kürdistani´ndaki kesintisiz ulusal mücadelenin yarattigi kültürel görece serbestlik ve ardindan 1960´lardan sonra gelen sinirli otonomi olanaklari, bu parçada dilimiz üzerinde çalisan aydin sayisinin ve arastirma kurumunun bir dereceye kadar daha fazla olmasini beraberinde getirdiginden, bu parçada göze çarpan degerli çalismalardan bahsedilebilir. Bunun ötesinde, Kürt dili üzerine yazilanlar, yabanci kimi dogubilimci, dilbilimci, gezgin ve misyonerlerin eserleridir. Zazaca´nin Kürtçenin bir lehçesi olmadigini günümüzde siyasi maksatlarla öne süren çevrelerden bazilari da kimi Ermeni milliyetçi ideologlaridir. Büyük Ermenistan iddialarina sarilan bu çevreler Kürdistan´in kuzey ve bati kesimlerini de bu Ermenistan´in sinirlari içinde saymaktadirlar. Buralarda Ermeni nüfusunun olmadigi bilincinden hareketle Zazalari, özellikle de Dersim´in Alevi Zazalarini köken itibariyle Ermeni göstermeye kalkismakta ve bu maksatla da Zazacayi diger Kürt lehçelerinden uzak tutmaya, Ermenice´ye yaklastirmaya çalisan gülünç tezler üretmektedirler. Bu çevrelerin de Zazalarin Kürt olmadigini öne süren kimi çevreleri destekledikleri görülmektedir. ilginç olani, Ermeniler destek verdikleri çevrelerin ayni olmasidir. Fars iktidarlari ve onlarin parali ideologlari da çabalarini, Kürtçe´nin bagimsiz bir dil olmadigi, Farsça´nin lehçelerinden biri oldugu, Kürtlerin de Fars ulusunun bir parçasi oldugu iddialarini yayginlastirmaya sarfetmislerdir. Siyasal iktidarlar ve onlarin özel maksatli kurum ve kisileri disinda kimi yabanci dilbilimci, gezgin ya da misyoner de bazan ülkelerinin çikarlarini gözeten siyasi maksatlarla, bazen de asiri yüzeysel gözlem ya da arastirmalar neticesinde yanilgiyla Kürtçe´nin bagimsiz bir dil olmadigini, eski ya da yeni Farsça´nin bir lehçesi oldugunu öne sürmüslerdir. Kürt dili konusunda bu tür bilinçli çarpitma ya da yanilgilari öne sürenlerin sayisi bir-iki kisiyi geçmezken Kürt lehçeleri üzerinde hayli farkli görüsler ileri sürenlerin sayisi da az sayilmaz. Diger yandan bir gerçegi kabul etmek gerekir ki iyi niyetli bilimsel amaçli arastirmalar da oldukça az olmalarinin yanisira Kürt dili ve lehçeleri konusunda birbiriyle çelisen görüsler öne sürmüslerdir. Bu alanda da belirsizliklere rastlanmaktadir. Bütün zorluk, belirsizlik ve eksikliklere ragmen Kürt dilinin ses, sözcük ve cümle yapisi üzerinde yapilan arastirmalar, Kürt dilinin uzun tarihsel bir dönemden beri süregelen özgün bir gelisme sürecine sahip bagimsiz bir dil oldugunu kanitlamis ve dilbilimi alaninda bu gerçek kendini kabul ettirmistir. Buna göre, Kürtçe; Hint-Avrupa dil ailesinin Hindu-irani kolunda irani bir dildir ve onun kuzey-bati irani grubundandir. Bilindigi gibi, dilbilimciler, dünya dilleri üzerinde çesitli yönlerden yaptiklari arastirmalar sonucunda bu dilleri basta köken olmak üzere degisik bakimlardan birbirlerine olan yakinlik ya da uzakliklarina göre ayirmis, baska dillere göre kimi dilleri birbirlerine yakin bularak onlari ayni dil ailesi içinde saymislardir. Dünya dilleri su dil ailelerine ayrilirlar: 1) Hint-Avrupa Dilleri Ailesi 2) Sami Dilleri Ailesi: Arapça, ibranice, Akatça gibi dilleri içine alir. 3) Bantu Dilleri Ailesi: Güney ve orta Afrika bölgelerindeki kimi dilleri içerir. 4) çin Dilleri Ailesi: çin ve Tibet dillerini içine alir. 5) Ural-Altay Dilleri Ailesi: Bu dil ailesine Fince, Macarca, Estonca, Uygurca, Samuyetçe, Türkçe, Mogolca ve Mançuca girer. Kürtçe´nin içinde yeraldigi Hint-Avrupa dilleri ailesi, Asya ve Avrupa kolu olarak ikiye ayrilir. Bu dil ailesinin Avrupa kolu da Cermen dilleri, Roman dilleri ve Slav dilleri olmak üzere üçe ayrilir. Cermen dilleri koluna, isveççe, Norveççe, Danimarkaca ve islandaca gibi iskandinav dilleri ile Felemenkçe, Almanca ve ingilizce girer. Roman dilleri, Portekizce, ispanyolca, Fransizca, italyanca ve Romenceden olusur. Slav dilleri koluna ise Rusça, Ukraynaca, Bulgarca, Sirpça ve Lehce(Polish) girer. Ayrica Yunanca, Arnavutça, Litvanca, Keltçe ve Baskça da Hint-Avrupa dil ailesinin Avrupa koluna girerler. Hint-Avrupa dilleri ailesinin Asya kolunda ise Hint-iran dilleri bulunur. Hint-iran dilleri Hint ve iran kollarina ayrilir. Hint kolu, Sanskritçe, Sindce, Urduca, bugünkü Hintçe, Biharca, Bengalce, Marasça, Kuçuraca, Pencapça ve Senegalce´yi içerir. iran koluna Eski Farsça(ondan da Orta Farsça veya Pehlevice, Orta Farsça´dan da Yeni Farsça), Avestaca, Sogdca, Belucca, Pestuca, Osetçe ve Kürtçe gibi diller girer. irani diller, gramer yapilari bakimindan kuzey, bati, güney ve dogu grubu diye dörde ayrilir. Kürtçe, kuzey-bati irani grupta iken Farsça güney-bati grubunda yeralir. Dünya dilleri ayrica yapilari bakimindan üçe ayrilirlar: 1) Tek heceli diller: çin ve Tibet dilleri bu gruptandir. 2) Eklemli diller: Türkçe, Fince ve Macarca gibi diller bu gruba girerler. 3) Bükümlü diller: Hint-Avrupa ve Sami dilleri bu gruba girerler. Bu siniflandirmaya göre Kürtçe bükümlü diller grubuna girer. Kürtçenin cografi dagilimi Kürtlerin üzerinde yasadiklari cografi alanla ilgili olarak Bitlis Beyi, taninmis Kürt tarihçisi seref Han, serefname adli yapitinda su bilgiyi verir: "Kürtlerin memleketinin sinirlari, Okyanus´tan ayrilan Hürmüz Denizi(Basra Körfezi M. E. B.) kiyisindan baslar; bir dogru çizgi üzerinde oradan Malat-ya ve Maras illerinin nihayetine kadar uzanir. Böylece bu çizginin kuzey tarafini Fars, Acem Iraki, Azerbaycan, Küçük Ermenistan ve Büyük Ermenistan teskil eder. Güneyine ise Arap Iraki, Musul ve Diyarbekir düser. Bununla birlikte, bu insanlatrin soyundan birçok halk ve kabile, dogudan batiya kadar birçok ülkede yayilmislardir.."(1) Günümüzde Kürtçe, önasya´da, Anadolu, Kafkasya, Fars ve Arap topraklari arasinda kalan alanda konusulur. Bu dile batida Türkçe, kuzeyde Ermenice, kuzey-doguda Azerice, doguda Farsça ve güneyde Arapça komsuluk eder. Kürdistan topraklari, günümüzde parçalanarak iran, Irak, Suriye ve Türkiye devletlerinin sinirlari içine alinmistir. Bu durumda iran´in bati ve güney-batisi, Irak´in bastan basa kuzeyi ve kuzeydogusu, Suriye´nin kuzeyi ve Türkiye´nin dogu ile güney-dogusu Kürtçenin anavatanidir. Kürtçe konusan topluluklar ayrica Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Pakistan(Pakistan Belucistan´i), Afganistan, Hindistan, Lübnan gibi ülkelerde bulunurlar. Horasan, Tahran, Bagdat, sam, Ankara, istanbul, Konya, izmir gibi baskent ya da büyük kentlerde de Kürtçe konusan yogun bir nüfusa rastlanir. Sözkonusu ülke, baskent ya da metropollere bazi Kürtlerin yerlesmesinin tarihi yüzyillar öncesine dayanirken bir bölümü de içinde bulundugumuz yüzyilin özellikle de son onyillarin zorunlu göç ve sürgünlerinin sonucudur. Bu anlamda Avrupa ülkeleri, Amerika ve Avusturalya´da da toplam yarim milyona varan bir Kürt nüfustan sözedilebilir. Kürtçe´nin konusuldugu anavatan topraklarinin sinirlarini belirlemek istersek söyle bir tablo çizilebilir: Kuzeyde Ermenistan´da Leninakan´dan baslayarak batiya dogru Kars, Erzurum, Erzincan illeri ile Sivas ilinin dogu yakasi ve Kayseri´nin Sariz kazasini, Kahraman Maras´i, Hatay ilinin Kirikhan ilçesini içine alacak biçimde uzanir, Türkiye-Suriye devlet sinirini asarak Haleb´in kuzeyindeki Afrin(çiyayê Kurmênc-Kürt Dagi) bölgesine varir. Afrini içine alarak doguya dogru Kobanî(Ayn Arab), Serê Kaniyê(Rasulayn), Dirbêsiyê, Amûd ve Kamisliya uzanir. Suriye sinirlari içindeki Cizre yöresini içine aldiktan sonra Dicle nehri boyunca güneye iner, Musul bölgesini; Sincar daglarini, Hemrîn siradaglarinin güney eteklerini içine alarak güneyde Irak sinirlari içinde Tikrit bölgesine kadar varir. Oradan Mendeli´yi, Pistkêw dagini içine alarak iran´da güneydeki Pistkêw, Pêskêw, Balagrêwe, Baxtiyarî, Kahgêlû ve Mamesanî yörelerinden olusan Loristan´in güneyine dek uzanir. Kuzeyden, dogu yakasi boyunca güneye inerken sinirlar, Aras nehrinin dogu yakasini, Iran´da Maku ve Xoy´u, Urmiye Gölü´nün bati ve güney kiyilarini, Merexe´nin kuzeyine düsen Sehend Dagi´ni içine alir. Oradan zikzakli bir biçimde Ahmedawa, Mesîrabad, Bicar(kuzey-dogudaki son Kürt sehri) ve Hemedan´in batisindaki Esedawa´nin köy ve kasabalarindan geçer, Karêz, Ali çadder ve isfahan´in batisindaki sar Kurd´a kadar gider, oradan güneye yönelir, Kûzeyrûn ve Hesar sehirlerine varir.(2) Kürtçenin lehçeleri Oldukça yaygin bir alanda konusulan Kürtçe, içinde pek çok lehçeyi barindirir. Kürtçenin lehçeleri üzerinde yazilan ve söylenenler birbirinden oldukça farklilik göstermektedir. Bu alanda farkli saptamalara ve içinden çikilamaz karmasik verilere rastlanmaktadir. çogu kez lehçe, yöre, asiret, din ve mezhep adlari birbirine karistirildigi için lehçeler için her bir kaynakta baska bir isme rastlanabilmektedir. Bu yalniz arastirmacilarin yapitlari açisindan degil, bizzat Kürtler açisindan da böyledir. Bir lehçeye o lehçeyi konusanlar ve onlarin komsulari çogu kez sözkonusu yöre, asiret, din, beylik ya da mezhebin adini vermisler ve bunun sonucunda tek bir lehçe için farkli isimler ortaya çikmistir. örnegin kuzey Kürtçe lehçesinin adi, iran Kürdistani´nda sikakî, Irak Kürdistani´nda Bahdînî, Türkiye Kürdis-tani´nda bu lehçeyi konusanlar arasinda Kurmancî, Zazalar(Dimililer) arasinda Kirdasî ya da Here-weredir. Güney Kürtçesinin adi iran Kürdistani´nda Mukrî, Kürdistanin Türkiye ve Suriye´nin egemenligi altindaki parçalarinda ve Bahdînan bölgesinde Soranîdir. Zazaca olarak bilinen lehçe, bunu konusanlar arasinda kimi yörelerde Zazakî, kimi yörelerde Dimilkî, Kirdkî, Kirmanckî ya da Se-bêdir. Hewramanîye, Goranî, Kakeî, Hewramî, Maço ya da Kurdî adlarinin verildigine kaynaklarda rastlanir. Kürtçenin lehçeleri arasinda en büyük karmasiklik Goranî, Lurrî ve Zazakî alanindadir. Kimileri bu üçünü bir lehçe sayarak onlari Kürtçenin bir lehçesi olarak görürken, kimileri de ayri bagimsiz bir dil olduklarini iddia etmislerdir. Her üçünü Kürtçenin ayri bir lehçesi olarak görenlerin yanisira ikincisini(Lurrîyi) Kürtçenin disinda kabul edenler de vardir. Büyük ve Küçük Lurr diye ayrilan Lurrî´nin Büyük Lurr kesimini Kürtçe olarak görmeyip(bunlardan Büyük Lurrî´yi Farsçanin bir Lehçesi olarak görenlerin yanisira onu bagimsiz bir dil olarak da görenler var) Küçük Lurr kesimini Kürt dilinin bir lehçesi sayanlar da vardir. Lehçeler üzerinde yeterli arastirmalarin yapilip dogru sonuçlarin tüm boyutlariyla çikarildigi söylenemez. Biz burada elimiz altinda varolan kaynak ve belgeler çerçevesinde kimi görüslere yer vererek gerçege en yakin buldugumuz bir semayi sunmaya çalisacagiz. Kürtçenin lehçeleri konusunda en eski kaynak seref Han´in serefnamesi´dir. seref Han bu eserinde söyle der: "Kürt topluluk ve asiretleri, dil, gelenek ve sosyal durumlar yönünden dört büyük kisma ayrilirlar: Birinci kisim, Kurmanç ikinci kisim, Lor; üçüncü kisim, Kelhur; Dördüncü kisim, Goran."(3) seref Han´in bu belirlemesini saymazsak, Kürtçenin lehçeleri üzerine arastirmalar, içinde bulundugumuz yüzyilin ilk yarisina kadar esas olarak yabancilar tarafindan yapilmistir. Bu konuda tek istisna Mela Mehmûdê Ba-yezîdî´nin çarlik Rusyasi´nin Erzurum konsolosu Aleksander Jaba için 1858´de hazirladigi ve Hekarî sivesi ile Rewendî sivesinin karsilastirmali bir sözlügünü içeren brosürdür. Mela Mehmûdê Bayezîdî bu brosürün girisinde dilbilgisi kurallari bakimindan bazi noktalara deginmeden önce Kürt dilinin de bölgesel ve asiretsel farkliliklardan dolayi farkli lehçelere sahip oldugunu belirterek, " mesela, Van, Mus, Bayezid, Kars ahalisinin ve iran ve Rusya´ya bagli Kurmanclarin konustuklari dil ile Botan, Hekariyan, Hemedan, Simtî(?), Diyarbekir, Musul, ta Bagdat sinirina varincaya dek (ki Süleymaniye, sehrizur yöreleri ile Zerza, Mukrî, Bebe ve Bilbas taifelerinden olusur) olan ahalinin konustuklar dil arasinda farkliliklar vardir."(4) Mela Mehmûdê Bayezîdî bu çalismada, Kürtçeyi Kurmancî olarak adlandirmakta, lehçe olarak da Botan, Hekarî ve Rewendî adlarina deginmekte, karsilastirmali sözlügünü de Hekarî ve Rewendî siveleri açisindan vermektedir. 1836-1837 yillarinda Kürt dili ve etnografyasi hakkinda bir kaç makale yayinlayan G. Givrinli, Kürt dilini Yukari ve Asagi Kürtçe diye ikiye ayirmistir. Yukari Kürtçeyi, Mukrî, Hekarî, sukakî ve Bayezîdî diye ayiran Givrinli Asagi Kürtçeyi de Lurr, Gelhurr, Lekî ve Goranî diye ayirmistir.(5) Peter Lerch ise Forschungen über die Kurden und die iranischen Nordch?ldaer, Petersburg, 1857-1958 adli çalismasinda Kürt dilini, Zaza, Kurmancî, Kelhurî, Gûranî ve Lurî diye bes lehçeye ayirir.(6) Kürt dili üzerine arastirma yapanlardan Oskar Mann Kürtçeyi, Bati, Dogu ve Güney Kürtçesi olmak üzere üçe ayirir. Zazacayi Goranca´nin bir lehçesi sayan Oskar Mann, Gorancayi da Kürt dilinin disinda sayar.(7) Oskar Mann´dan sonra gelen yabanci kimi dilciler, Kürt dilinin lehçeleri üzerinde ayrintili yeni arastirmalar yapmaktan çok bizzat Oskar Mann´in çalismalarina dayanarak onun görüslerini tekrarlamislardir. örnegin, Oskar Mann´in 1907 yilinda yayinlanan Kurdish Persich Forschungen Mundarten Gûran besonders, Kandulai, Auramani und Badschalani adli Goranca üzerindeki çalismasini gözden geçirdikten, bazi açiklamalar ekleyip dipnotlarla da kimi konulari aydinlattiktan sonra yeniden yayinlayan Karl Hadank bunlardan biridir.(8) Gorancayi bagimsiz bir dil olarak kabul eden Dr. Mac Kenzie, 1961 yilinda Dil Dernegi´nin yayinlanan yillik raporunda yeralan "Kürt Dilinin Kökeni" adli makalesinde, Kürtçeyi bile Orta Farsçanin lehçelerinden biri, The Dialect of Auraman(Hawramani-Luhon) adli çalismasinda ise Hawramancayi, Kürtçe degil, Eski Farsçanin bir lehçesi saymistir.(9) Kürt dilini de iki lehçeye ayiran Dr. Mac Kenzie, bunlari Yukari Kurmancca ve Asagi Kurmancca diye adlandirmis, asagi Kurmanccaya Süleymaniye, Hevlêr(Erbil), Rewandiz ve Xosnaw yörelerinde konusulan Kürtçeyi dahil ederek Süleymaniye agzini bunlarin temeli saymistir. Akre ve Surçi agizlarini da, Akre, Surçi, Amediye, Yukari Berwar, Gullî, Zaxo va sêxan yörelerinde konusulan Kürtçenin esasi olarak kabul etmistir.(10) E. B. Soane, Grammar of Kurmanji or Kurdish Language, (London, Luzak and Company, 1913) adli eserinde Kürt dilini üç lehçeye ayirarak ilk ikisine Kürtçenin temel lehçeleri demistir. Soane´nin ayirimi söyledir: a)Yukari Kurmancca Asagi Kurmancca c) Lurce, Zazaca, ve birbirlerine yakin olmalarina ragmen Hewramî ile Goranca.(11) Türk sosyologu Diyarbakir´li Ziya Gökalp, 1922´de hazirladigi, 1975´te Komal Yayinevi, 1992´de de Sosyal Yayinlari tarafindan Türkiye´de yayinlanan Kürt Asiretleri Hakkinda Sosyolojik Tetkikler adli eserinde, Kürtleri Kurmanc, Zaza, Soran, Gûran(Goran) ve Lur olmak üzere bes kavme ayirmakta, henüz tahkik etmedigini söylemekle beraber, Gûran ve Zaza lisanlarinin birbirlerine yakin oldugunu yazmaktadir. Ayni raporunun ilk degerlendirmesinde, Bahtiyari lisaninin Sorancaya, Kalhur lisaninin Gûrancaya ilhakini mümkün gören Ziya Gökalp sonradan bunu tashih ederek "Bahtiyari lisaninin Lurcaya, Kalhur lisaninin Sorancaya mensup oldugu serefname´nin sahadetiyle anlasiliyor" diye yazmaktadir.(12) ilk çalismasinda"Gûran, Bahtiyari, Kalhur lisanlarini ayirirsak elimizde istiklalleri malûm olmak üzere dört lisan kalir: Kurmanc, Zaza, Soran, Lur" diyen Ziya Gökalp(13) sonraki tashih yazisinda "Gûranca, Zazaca, Dünbüli lisanlari ayni lisanin isimleri oldugu gibi, Kalhur, Baban, Soran isimleri de ayni lisanin muhtelif adlarindan ibarettir. Bahtiyarî ve Lûr isimleri de yine ayni lisani gösterir. isimlerdeki bu taadüdün sebebi Kürt kavimlerinin muayyen isimlerinin olmamasindandir... O halde Kürtlerin bir kavim olmayip dört kavim olduklari ve binaenaleyh Kürtçenin de birbirlerinin mensuplari tarafindan katiyen anlasilmayan dört muhtelif lisana alem oldugu anlasiliyor. Bu dört lisan sunlardir: Kurmanc lisani, Zaza lisani(Gûranca, Dünbüli), Soran lisani(Baban, Kalhur), Lûr lisani(Bahtiyarî, Fîlî[Fêlî], Lek)"(14) sonucuna varmaktadir. Ziya Gökalp, sözkonusu çalismasinda, "Bu dört lisanin sahipleri birbirlerinin dillerini anlamazlar. Sarf, nahiv, lûgat itibariyle aralarinda büyük farklar vardir. Binaenaleyh aradaki farklar lehçe farklari degil, lisan farklaridir. Bu dört dilin her biri, lisaniyat itibariyle müstakil bir lisandir. Her biri müteadit lehçelerden de mürekeptir. Bununla beraber bu dört lisan birbirine tamamiyle yabanci da degildir. Hepsi ´Kürdî-i Kadim´ nami verilebilen eski bir Kürtçenin müstaklaridir. Neo-Latin lisanlariyle Latince arasinda ne gibi rabitalar varsa, Kürdî-i Kadim ile bu yeni Kürtçeler arasinda da o rabitalar vardir"(15) diye yazmaktadir. Bu da Kürt Dili ve lehçeleri hakkında başka görüşler.Son yıllarda yapılan bazı araştırmalar,Zazaca'yı Kürt Dilinden ayrı bir dil olarak kabul etmektedir.Ki siz genel hatlarıya bu örnekleri vermişsiniz.Yalnız tartışmalı olan bu konuda,Zazaca'yı dil özelliklerine bakarak;Kürtçe'den ayrı bir dil olarak alınabilir yada bu görüş çürütülebilir.Biraz tarih ve biraz da dili etkileyen unsurları işin içine katarsak bir dilin gelişimini daha iyi algılayabiliriz. Baştada belirttiğim gibi,ben Zazacayı bir kürt lehçesi olarak biliyordum;Zazaların varlığından habersiz.Beraber zazacanın Kürt lehçesi olup olmadığını anlamaya çalışalım.Yalnız;siz de takdir edersiniz ki;bir dil lehçeleri ile farklılaşabilir.Buna ayrıca ortak dil kavramında başka bir iletide değineceğim.Bu farklılaşmayı Ziya Gökalp,eksik ama doğruluk payı yüksek olan düşünceleri ile desteklemiş.Fark büyük demiş;ayrı lisan olabilecek ölçüde.ve eklemiş;ama bunlar Kadim olan bir Kürt dilinden bağımsız olan değil ondan doğandır. Değerli arkadaşlar Zazalar daha çok Alevi bir kimliği kendi içerisinde barındırır.Zalar kendini ne olarak ifade eder,ki kendini etnik anlamda nereye koyacağı tartuşmalı olan Zazalar'ın Kürt olmadığını iddia eden Ermeni bir araştırmacıdan alıntı yapacağım.Yalnız şunu dikkate almanızı isteyeceğim.Ermeni araştırmacımız olayın biraz politik olan kısmına bakmıştır. ''zaza halkını kesinlikle Ermenilerden ayrı düşünemiyorum.Zazanistan ve Ermenistan bizim müşterek vatanımızdır'' devamında ise önemli bir potansiyele sahip olan Zazalardan bahsedilmektedir.(Erivan Üniversitesi-Garnik Asatrin) Yine yapılan genetik araştırmalarda Zazaların iddia edildiği gibi zazaca konuşanların köken olarak kuzey İranlılar ile benzeşmediğini,bunların genel itibari ile diğer Kürt gruplarıyla benzeştiğini ifade etmektedir.(bkz MtDNA and Y-Çromoseme Variation İn Kurdiş Groups) şimdilik sadace bu konudaki araştırmalardan kısa kısa bilgiler vermekle yetineceğim.Ortak Dil,lehçe ve şive farklılıklarını ayrıca yazmak gerek.Saygılar!
  4. Sevgili arkadaşım Jön,ne hikmetse bugün sabahladım.Tam forumdan çıkmak üzereyken bugün doğanlar arasında Jön'ümüzün adını gördüm.24 yaşındasın artık;senin adın vardı ama sana özel olsun bu dedim. Sevgili arkadaşım pastan benden...iyi ki varsın,iyi ki bizimlesin ve iyi tanıdım seni!Çok güzel olan bu yüreğe...nice mutlu senelere... Aslında akşam o kadar çok pasta,tatlı yedim ki diş ağrısından yatamıyorum buna rağmen sana pasta aldım,benim için bir dilim sakla...bu arada rahatça yiyebilirsin;tamamen ithal... Sevgiler...
  5. Simalyıldızınet, teşekkür ederim,benimde size saygım sonsuz. Yaşar Kemal'i okudunuz mu hiç;bilmiyorum.Onun kitaplarında ben insana dair herşeyi o kadar sarsıtıcı ifadelerle bulurum ki.Binboğalar Efsanesi'nde toprağa zorlanan daha sonra topraksız kalan Yörük Türkler'ini bir o kadar güzel anlatır.Yine İince Memed'de ağanın zulmüne karşı gelen Memed'i ve çoğu zaman yalnız bırakılan bir hak mücadalesini içinize işleyerek verir.Ada Hikayeler'in de savaşı,yıkımı,göçü...siaysete bulanmış tüm insanları ve değerleri o kadar canınızı acıtarak verir ki. Aziz Nesin kitaplarında;herşeyi ile eleştirilen,bozuk bir sistemi en ince ayrıntısıyla verir.İnanın lise yıllarında okuduğum Aziz Nesin bana hayal ürünü gelirken,şimdi az bile anlatmış derim. Sabahhattin Ali;insana rağmen insanı yok saymayı,toplumsal duyarsızlığımızı bir çocuğun açlıktan ölümüyle bize hatırlatmaya çalışır. Şimdi ne alaka diyeceksiniz haklı olarak.Benim için insan çok özeldir;insanı anlamak hiç de zor değildir.Derler ya '2gözyaşının rengi yoktur'' onun gibi bir ortaklık. Ben lise yıllarında iken,haberlerde o zaman tam anlamıyla nefret ettiğim bir insanın ölüm haberi veriliyordu.Yanımda babam vardı;o zaman şunu dedim.''iyi ki öldü''Babam bana döndü;o herşeyi ile bir insan;onun ölümü seni rahatlatıyorsa sen şimdi herşeyi ile o insanı kendi düşüncelerinle yok sayıyorsun. Ne kadar doğru cümlelerdi.O gündür bu gündür,insana insan olduğu için değer verdim;biliyorum ki insan özel olandı,yaşama hakkı tek olandı;onu anlamalı,ona kulak vermeli ve ona sahip çıkmalı... Sizinle daha önce çok yazıştık;siz bana siyasete alet edilmiş bir İslami değerler zincirinden bahsettiniz.Ki beni bu konuda ikna ettiniz.En azından ben şunu söyledim;evet bazı değerler siyasete alet ediliyor ve bu başkalarını rahatsız ediyor. Onca kitap ismini sırf yine bunu doğrulamak için verdim;o kitaplarda yaşananlarda insana dair olandı;insanın içindeki iyiliğin ne kadar kısa bir sürede kötülüğe dönüştüğünün en iyi kanıtıydı;herşeyden önce insanın farklı düşünebileceğinin,herkesin farklı bir yaşantı ürünü kendi tercihlerini verebileceğini gösteriyordu. Ben verdiğiniz linke de baktım.teşekkür ederim.İnsan,insan ve yine insan...Bilmeliyiz ki;birilerine bakarak ne tamamen aklanabilecek ne de karalanabilecek insanlar yğınıysa söz konusu bu sefer haykırarak İNSAN!Saygılar...
  6. Ve ne kadar acı değil mi;sevdiğimiz insanları onlardan kalanlarla hatırlamak.Kimi zaman bir caddede yürürken kimi zaman en sevdiği yerken kimi zaman sadece onu özlerken bile ondan kalanlarla içimizin acıması...özlemek çok güzel,güzel olduğu kadar can acıtıcı...Bende arkadaşımı senin yazdıklarında buldum Sarı Lalem.
  7. Kısa ve net bir ifade;evet denile açılardan millet ve dül kavramını açıklamaya çalışsak denilen bu olur
  8. Ve umarım Sevgili Evren, sizin gibi düşünenler hep yanımızda olur.
  9. Godzilla ve Rua'nın sayfasında burma tatlılarından başlayan özlemin o kadar güzek ki Gloria,bana da yakın bir zamanda yitirdiğim çok sevgili arkadaşımı hatırlattı.Diyarbakır'da en çok sevdiğim arkadaşımdı;bu şehirden ayrılacağım zaman ardıma bakıp bir şehirle bütünleştireceğim tek kişi ve şu an en çok özlediğim.O aramızdan çok erken ayrıldı.Bende onun özlemini,onun en çok sevdiği ve en güzel yaptığı çiğ köftelerde anarım.Burma tatlısı demişken,Diyarbakırdan ayrılmadan sana da göndereyim.Sevgiler!
  10. mavi olmayan gökyüzü şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Politika,bugün tehlike olan AKP ise dün tehlike olan hangi zihniyet...Ben kesinlikle taraf tutmuyorum,ama bırakın o mu bu muyu şuna bakalım;bütün bunlar ne oluyor?Kimin ne istediği,kimin hangi tarafta olduğu belli değilk ya.Bu kadar olur.Bir medya patronu,dün AKP bayrağı taşırken bugün resmen düşman.D Derneği din adına sömüren.Yani bir ülke bu kadarını hak etmez.
  11. Simalyıldızı, ateşin külleri ateş gibi küle çevirmez ama ardından kalan külle can yakar.Verdiğiniz haber aklıma o kadar çok şey getirdiki. bir taraftan iyi niyetler diğer taraftan o ince hesaplara verilen bedeller. bir taraftan insani talepler diğer taraftan o insani talepleri basamak yapan kan emiciler. bir taraftan yarının çocukları diğer taraftan yarına yetiştirilen saatli bombalar. bir tarafı benim olan diğer tarafı yine benden olan ben yine derim ki;yapmayalım.insanlarımızı hak ettiği yerlere koyalım. farklı düşünenlerin varlığını bilerek;yanlış düşüncelere kapılanlara bakarak bir halkı toptan suçlamayalım. bir değer,düşünce vs ne tümüyle doğru ne de tümüyle yanlıştır. bakın karşınızda bunun yanlış olduğunu söyleyen bir kürt kardeşiniz var,onu da dinleyin.
  12. Az önce önceki sayfalara döndüm, Diyarbakırlı arkadaşımızın iletilerine özellikle baktım.Yukardaki dediğiniz kürtçe dilekçeyi göremedim,gözümden kaçmış olabilir.Bu onun düşüncesidir,kendisi adına konuşamam. Önceki iletilere dönerken,Diyarbakırlı'nın bir Kürt olarak neyi istiyorum diye verdiği cevapları şimdi gördüm.Arkadaşımız şunları yazmış... - Bir Turk, Bir Alman he ne kadar Turkce ya da Almanca konusabiliyorsa, sarkilar turkuler soyleyebiliyorsa ben bir Kurt olarak Kurtce konusabilmek, sarkilar ve turkuler soyleyebilmek sitiyorum... - Bir Turk ya da Fransiz her na kadar kendi dili ile buyuyup, kendi dilini su gibi konusabiliyorsa bana da bir Kurt olarak ayni inmkanlarin, ayni egitim imkanlarinin saglanmasini istiyorum... - Bir Turk ne kadar Turk tarihini okuyabiliyorsa, bir Amerikan ne kadar Amerikan tarihini okuyabiliyorsa ben de bir Kurt olarak dedelerimin tarihlerini okuyabilmek istiyorum... - Bir Turk cocugunun adini nasil Mert ya da Filiz koyabiliyorsa, bir Ispanyol nasil cocuklarina Isabel, Luiz gibi adlar verebiliyorsa ben de bir Kurt olarak kendi cocuklarima Baran, Havin ya da Newroz gibi adlar verebilmek istiyorum... - Bir Turk ya da Italyan nasil TV'lerinden Turkce ya da Italyanca diziler, belgeseller, haberler izleyebiliyorsa ben de bir Kurt olarak TV'den Kurtce diziler, filmler, belgeseller izleyebilmek istiyorum. - Bir Turk ya da Iranli nasil Trukce ve Farsca gazeteler yayinlayip okuyabiliyorsa ben de Kurt olarak kendi gazete ve dergilerimi istiyorum! - Bir Turk ne kadar "Emperyalist gucler bizleri ezdi ya da ezmeye calisti" diye dert yanabiliyorsa, bir Guney Afrikali nasil 'Beyazlar bizlere irkcilik yapip bizleri linc etti" diye dert yanabiliyorsa ve tarihler yuzlesmeyi TALEP EDEBILIYORSA ben de bir Kurt olarak "bizler ezildik, bizleri imha ve hapis etmeye calistilar" diye dert yanabilmek istiyorum... - Bir Turk her ne kadar "guzelim Istanbulum" diyip Istanbulun o modernligiyle ovunebiliyorsa, bir Kurt olarak ben de Diyarbakir'in ayni ilgiyi gormesini ve gelismesini ve bu sehirle gurur duymayi istiyorum... - Bir Turk ne kadar istedigi partiye oy verebilip meclislere milletvekilleri gonderebiliyorsa ben de bir Kurt olarak meclise kendi irademi temsil edecek milletvekilleri gonderebilmek istiyorum, ama hapis edilmeleri ya da gozardi edilmeleri icin degil. Saygi ile karsilanmalari icin. - Bir Turkun ya da Arabin ne kadar cok YASAM secenegi varsa ben de bir Kurt olarak "ya goc et ya da daga cik" seceneklerinden fazla YASAM secenegi istiyorum... - Bir Turk nasil 23 Nisan'i kutlaybiliyorsa ve bunla ovunebiliyorsa ben de kendi Newrow Bayrami'mi kimsenin uydurmaca bilgilerle kendine maletmeden, kendi bayramim olarak kutlayabilmek istiyorum... - Bir Turk nasil "Kibrisli Turk soydaslarimiz" ya da "Balkanlar'daki Turk soydaslarimiz' diye bas bas bagirip bunlarla ovunebiliyorsa ve bunlara destek oluyorsa bizler de kendi Irakli Kurt soydaslarimizla ovunebilmek istiyoruz onlara destek olabilmek ve onlara saygi gosterilmesini istiyoruz... - Bir Turk ne kadar guru duyabiliyorsa dedelerinin kurtardigi bu topraklarla, biz Kurtler de dedelerimizin ugruna kan doktukleri bu topraklarla oylesine gurur duyabilmek istiyoruz ve dedelerimizn ugruna savastiklari sehit olduklari bu topraklarda kurulan sistmlerin bizlere nankorlukten cok el uzatmalarini istiyoruz! ve eklemiş; AYRI DEVLET ISTEMIYORUZ, AYRILMAK ISTEMIYORUZ, INSANCA YASAMAK, KIMLIGIMIZLE KENDI OZ DEGERLERIMIZLE YASAMAK ISTIYORUZ! Kaplan bunları şimdi okudum;ben Diyarbakırlıyı iyi tanıyorum,biliyorum ki ayrı bir devlet değil,özerklik değil;kendi ülkesinde,hepimizin olan bu ülkede,kendisine ait değerlerle varolmak istiyor.Bende! Resmi dilin Türkçe olduğu,diğer dillerin kendisine geliştirme fırsatı bulduğu bir ülke temennim benim.Evdeyokuz arkadaşımızda bunu yazmış. Ben g bu ülkenin insanlarına yapılabilecek en büyük haksızlığı;onları birbirine düşman edecek zihniyetlerde ararım.Buna izin vermeyelim! selamlar...
  13. Arkadaşım, onlar ortak olan dilde buluşurlar,sen tasalanma...(ortak dil anlayışı baz alınarak yazılmış bir iletidir bu)
  14. Sevgili Kaplan, Bir insan kendini nasıl görmek istiyorsa,bırakalım öyle görsün kendini.Her insan kendi aynasından sorumludur.DTP üzerinden tartışmak istemiyorum bu konuyu.DTP olayın çok dışındadır;etnik olarak kimlik noktasında. Siyasi arenada tartışılacaksa bu konu,DTP o zaman işin tam da içindedir.DTP,öncesinde HADEP,DEHAP...ETNİK KİMLİK ÜZERİNDE SİYASET YAPAN BİR PARTİ.DTP kurmanci,zaza...arasında ki farklılığı yada benzerliği hangi noktalarda ölçüt alıyor;onu tam bilmiyorum.Onun için DTP,zazalara şunu soranilere bunu yaptı gibi bilgiçlik isteyen kelimeler kullanmayacağım. DTP'nin bir kongresinden bir izlenimle başlayan bir tartışma.Leyla Zana önce Kürtçe,sonra Türkça konuştu deniliyor.Bu galiba Kürtlerin birbirini dil noktasında anlamadığını örnekleme amaçlı. Bu konuya geçmeden önce şunu belirteyim;siyaset insan için varolsada çıkarlarında insanı kullanamaz.DTP ve temsiliyet;yada Kürtler'i kim,ne kadar temsil ediyor?Bunlar uzun uzadıya tartışılacak konular.Burada buna girmeyeceğim.Biz yine dillere dönelim. Kamer Genç;demek ki dilin sınırları hakkında kendisine tanımlı bir zemin bulamamış.Dil basit değildir;her ayrı köyde konuşulacak kadar.Bu tanımı okusa keşke... ''Dil insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıta; kendi kanunları içerisinde yaşayan ve gelişen canlı bir varlık; milleti birleştiren, koruyan ve onun ortak malı olan sosyal bir müessese; bin yıllar boyunca gelişerek meydana gelmiş bir sosyal kurum; seslerden örülmüş bir ağ; temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar sistemidir.'' ''Ağabey''ve ''abi'' sadece bir örnek.Bakın şimdi size Harezmi Türkçesi ya da Göktürkçe'den çok iyi örnekler vermek isterdim;ama inanın ki şu an ezberimde kalan pek örnek yok.En kısa zamanda vermeye çalışacağım.Harezmi Türkçesi,bu yıl sınavını vermekte en çok zorlandığım dersti.Çünkü bugün ki Türkçe'den oldukça farklı bir lügat.Ali şi'r nevai'nin ''MecÀlisü’n-NefÀyis'' adlı eserini bulabilrsenzi,ne demek istediğimi anlarsınız. Bizim dil hocamız,hep şunu derdi;bir dili anlamak demek tarihi anlamak demektir,insanı anlamak demektir;onun coğrafyasını,onun hayallerini ve onun talihsizlikerini anlamak demektir.Bir dili anlamak demek bir milleti tarihlerin sayfasına eklemek demektir. Dil anlaşılmayacak değildir;o da canlı olandır;kabul eden yada red edendir.O da insan gibidir.Zamana ve mekana göre değişendir,gelişendir.Hal böyleyken Kürt dilini sadece ''kurmanci bilen zazaca anlamıyor''şeklinde ifadelerle değerlendirmek ne denli doğru olur. Kürtçe yukarda belirttiğim gibi daha yeni yeni kendine yazılı bir edebiyat oluşturma aşamasında.Mehmet Uzun ile kendini çok net göstermiş bir gramer yapısı vardır.Kürtçe daha çok sözlü bir gelenekten beslenmiş ve bugüne o sözlü gelenek ile taşınmıştır.Sözlü geleneğin olduğu bir yerde mutalaka başkalaşım olacaktır.Mutlaka nefes aldığı coğrafyaya benzeyecektir.Örnek vereyim hemen;bugün Diyarbakır'da bir kavram,diyelim ki Erbil'de kendisine oluşum sahası arıyor;ne olacak?Tabi ki Erbil'e benzeyecek.Yani Erbilde yaşayan Kürt vatandaş,Erbil de kimle,ne kadar etkileşim içindeyse Diyarbakır'dan gelen kelime de onunla o kadar değişecek,belki de farklı bir anlama bürünecektir. Soranı,zazaca,Kurmanci...Kürtçe'nin lehçeleridir.Burada ''ortak dil''denilen kavrama dönmek gerek.Mehmet Kaplan'ının bu konuda çok önemli tespitleri vardır;o oortak olan dil kavramına başkalaşan tüm lehçelere rağmen,anlaşılacak otak dilde buluşulması gerektiğini söyler.Bakın biz mesela İstanbul Türkçe'sini yazı dili olarak kullanıyoruz;ama bu demek değildir ki,Anadolu'da konuşulan tüm lehçeler ondan ayrılan parçacıklar değildir. Senyour,iletisinde şunu demiş; eğer denilenleri kabul edersek,onun tespitide haklılaşmaz mı.Mesela KARS-ARDAHAN-IĞDIR yörelerinde ki göçmenler bunu bize çok net göstermez mi? bakın biraz örneklere döneyim... Sılam ke gundé me : Köyümüze selam et / Sılam ke dewa ma : Köyümüze selam et Ez çu me : Gittim / Ez şiyo : Gittim Ezé terım jı lıvır : Buradan giderim / Ezu sonu ita ra : Buradan giderim bakın bunlarda Koçgiri Kürtçesinden kurmanci ve zazaca örnekler...karşılaştıralım. Saygılar!
  15. Angel yemekte ben yapayım daha kısa yol çok güzel yemek yaparım valla
  16. Ben burada Diyarbakır temsilciği yapmaktayım ya deniz kızı ben masraftan kaçar mıyım?Godzilla buraya gelince ben ona Diyarbakır'ı dolaştıracam,sonra en pahalısından çiğ köfteler yedirtecem,eee Godzillla da hesabı ödeyecek.Hatta seni de beklerim neyse siz barışın hele... Godzilla ya bugün başka yemek yok,felsefesi tabağı boş bırakmayan biri yemeden gidebilir
  17. yaptım ya,ayıp ediyon sen hemen kendini intihar et
  18. Sevgili Kaplan,okudum ama iftar zamanı,ben yemek yaptırdığım arkadaşlarıma ayıp olmasın diye sofraya su götüreyim bari,sonra cevap yazarım...güzel paylaşımlara...görüşmek üzere
  19. olmazzzzzzzzzzzzz,o yesin ona yaptım ben bi kere hem sana da yaptım....ne marifetliyim be(deniz kızı mütevazılığı)
  20. yooooooooooooook sen çiğ köfte ye baaaaaaaaaak yaaaaaaaaaaaa şunun güzelliğine....
  21. Godzilla olmaz mı,bak hemencik yaptım gel Diyarbakır'a,başım gözüm üstüne...dur deniz kızına hemencik çiğ köfte yapim,kıskanmasın....
  22. Sayın Dipnot; hiçbir bilim öngürü değildir ama ayrıca hiçbir bilim diğer bilgilerden bağımsız değildir. bilimi diğer bilgilerden soyutlayamayacığımız gibi onu dinden de soyutlayamayız. dinde içinde bilimsel verileri taşıyabilir. ki evrensel ise taşımalıdır. ve sorunuza gelince ne zaman ki bilim yaşadığım dünyanın oluşumuna kesin cevaplar verecekse,ne zaman ölümü kaldıracaksa,ne zaman insan acizliğini yok edecekse ve ne zaman ki duygularıma kadar inecekse o zaman ben de dinin doğru olmadığına ikna olurum. saygılar!
  23. Jön neredesin,bak sana bi fincan yaptım;nasıl deme,öle işte Kahveler Angel'den.Bu arada ben aranızı yaptım
  24. ...ikinizde çok süpersiniz(işte bu muhteşem bir cümle) durun size birde kahve yapayım yalnız bende kalan sadece bir fincan,diğeri Jön için...paylaşırsınız temem mi?

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.