mavi olmayan gökyüzü tarafından postalanan herşey
-
OSMAN ÖCALAN’DAN ŞOK AÇIKLAMALAR
Ve Sevgili Evdeyokuz;bizler her barışı savaş ile taçlandırıyoruz...bunları ne zaman yazarsam;birileri çıkıp duygu sömürüsü dedi;farkında olunmalı ki...insan duyguları ile vardır ve eğer o duygular korkuyla terbiye edilmişse;asıl suçlu olan kendini terbiyeci zannedenlerdir. ayrıca; davulun sesi uzaktan hoş geldiğinden falan değil,davulun zahmetini davulcu çektiğinden...lütfen başkalarının yaşadıklarına kendimiz olan pencereden bakmayalım...saygılar!
-
Üsteki üyeyi ne kadar tanıyorsunuz..
bende o barışa sevgiyi taşıyacak bir yürek olduğunu çok iyi biliyorum...
-
KÜRTLER= KURMACİLER VE ZAZALAR
Değerli arkadaşım,bir milletin kaderi siyasi anlayışlara teslim edilmişse;o her daim ''ne olduğu belli olmayan''a dönüşendir.Sen kaynağa in;bu konuda yazılmış oldukça güzel araştırma kitapları var;ama şunu bilmelisin ki;tarih egemenlerindir ve Kürt milleti şundan veya bundan değil;kendiliğinden olan bir millettir.Saygılar!
-
KÜRTLER= KURMACİLER VE ZAZALAR
ve gelelim genel anlamda dil anlayışımıza... Dil,farklılaşn dedik,coğrafyadan coğrafyaya kendisini ve tarihini taşıyan dedik ve ekledik;dil yapı itibariyle değişimin kendisidir.O hayat bulduğu kimlikten çok daha öte bir değişimi karşılayan canlılıktır.Bugün dil içinde lehçe diyorsak,dil içinde ağız diyorsak;bu değişimin en güzel örneği ile açıklanmaya yetendir. ''Yaşayan diller, daha ileri dallanmaya doğru giderek farklı konuşma çeşitlerine ayrılmış bulunurlar. Bir dil sahası içinde değişik bölge ve şehirler, ayrı konuşma diline sahip olabilirler. Dilin bu şekilde bölünmeleri o dilin lehçe, şive ve arzlarını meydana getirir. Bir dilin tarihî, siyasî, sosyal ve kültürel sebeplerle çeşitli bölgelerde zamanla ses, yapı ve kelime haznesi bakımından önemli farklarla birbirinden ayrılan kollarına lehçe denir. Özbek, Kazak, Kırgız, Türkmen, Azerî lehçeleri gibi. Bazı lehçeler, ana dilden çok eskiden ayrılmış olabilirler. Bu durumda lehçeler arasındaki ayrılıklar çok derin olur. Bu şekilde olan lehçelere uzak lehçeler adı verilir. Meselâ Türkçe'den bilinmeyen bir zamanda ayrılmış olan Çuvaşça ve Yakutça Türk dilinin uzak lehçeleridir. Buna karşılık daha yakın zamanda Türkiye Türkçesi'nden ayrılmış olup aralarında fazla fark bulunmayan Azerî ve Türkmen lehçeleri ise Türkçe'nin yakın lehçeleridir. Lehçe farklılığı bir dil içinde anlaşmayı güçleştirir ama engellemez. Dilin tarihi bilinen devresi içinde kendinden ayrılmış olup bazı ses ve şekil farklıhklar gösteren kollarına şive denir. Burada lehçe ile şive aşağı yukarı aynı anlamda kullanılmaktadır. Bir lehçe veya şive içerisinde, daha küçük yerleşim bölgelerinde yazı diline oranla söyleyiş bakımından farklılık gösteren konuşma biçimlerine ağız denir. İstanbul ağzı, Adana ağzı, Konya ağzı, Karadeniz ağzı vb'' Bu genel bilgilerden sonra,ayrıca şunu ekleyeyim;Ziya Gökalp'ın dediği gibi;Kürtçe ve tartışma konusu olan Zazaca denildiği gibi apayrı diller olsa dahi;bunların kendi arasında ki benzerlikleri hiçbir şekilde yok sayılamaz. Peki ''lehçe'' kavramından sonra yanına eklediğimiz ''uzak lehçe''kavramı,dil içinde hangi işleyişi görür.Tabi ki farklılaşan,çoğu zaman kendi arasında anlaşılmayan,ama yapı itibariyle aynı dili barındıra.Zazacaya biraz da o noktadan bakarsak analizim biraz daha netlik kazanır. ve Ortak Dil anlayışı... ''Bir ülkede konuşulan lehçe ve ağızlar içinde yaygınlaşarak hâkim duruma geçen, herkes tarafından benimsenip kullanılan ortak yazı ve edebiyat diline ortak dil denir. Ortak diller genellikle yönetim ve kültür merkezlerinin ağzı üzerine kurulur. Bir ülkenin idarî ve siyasî bakımdan merkez durumunda olan bölgesi, diğer bölgeler üzerine etki eder. Bu merkezin kültür, sanat, ilim vb. bakımlarından öne çıkması, oranın ağzının da öne çıkmasına yol açar ve bu ağız veya lehçe ortak bir dil durumuna yükselir. Ortak dil esas itibariyle bir bölgenin konuşma diline bağlı olarak gelişmekle birlikte, yüzde yüz o konuşma diline bağlı kalmaz.Bağlı olduğu konuşma dilinin dışındali çeşitli şive ve ağızlardan gelme kelime ve şekilleri bünyesine alıp başka kaynaklardan da beslenerek zenginleşir. Ancak her insan onu farklı biçimde kullanır, ama yine de ortak dil herkesin manasını anladığı kelimelerden teşekkül eder. Ortak dil ile ağızlar her ikisi de birbirinin yanı sıra bulunurlar ve birbirini etkiler, birbirini canlandırırlar. Ortak dile ağızlardan kelime girdiği gibi, ağızlar da ortak dilden kelime ve cümle şekilleri alabilirler. Hatta ağızların ortak ya da resmî dilden ödünç ala ala ağız özelliklerini kaybettiği de olur. Türkiye Türkçesi'nde ortak dil İstanbul ağzı üzerine kurulmuştur., Bir ülkenin yazı dili, belirli bir lehçe veya ağız üzerine kurulan ortak dilin çeşitli yazışmalarda, okul kitaplarında, ilim ve sanat eserlerinde kullanılması sonunda ortaya çıkar. Bu bakımdan ortak dil hem yazı hem de konuşma dilini içine almaktadır. Ortak dil için yazı dili, resmî dil, edebî dil ifadeleri de kullanılmaktadır. Bütün basın yayın organları, kitle iletişim araçları, bütün resmî kuruluşlar ortak dilin en yaygın olarak kullanıldığı alanlardır.Toplum fertlerini birbirine bağlayan ortak dil konuşma ve yazı dilini içine aldığı için hem yazılı hem de sözlü olarak düzenlenir.'' evet, Sn Doğrucudavut,kimileri için hayal ürünü olarak görülse de ''ortak dil''anlayışı zorunlu olandır ve Kürtler;Kürt dilinin getirisi olan farklılıkları bu ''ortak dil'' ile aşabilir;ki bu farklılıklar olması gerekendir;gayet doğaldır. iletiyi uzatmadan biraz da Harezmi Türkçesi,Göktürkçe ye olan ''Ölü diller'' yaklaşımına değinelim.Buna kesinlikle hayır ,derim.Çünkü bugün kullandığımız Türkçe,ses ve yapı farklılıklarına rağmen,bu diller üzerinden kurulmuştur ve tümüyle ona aittir.İstiyorsanız bunu örneklerle ispatlarım da. velhasıl,Kürt dili,Sn Politika'nın dediği uyduruk yada lehçe değil;bugün dünya dilleri arasında yeri tartışılmayan bir dildir.Israr eden varsa;dil olmadığını kanıtlasın...beraber görelim.Zazaca,Sorani...bunlar lehçedir ve taşıması gereken özellikleri ile bir dile ait olandır.Bu arada ''ortak dil'' konusunda Mehmet Kaplan'a ait olan ''DİL VE KÜLTÜR''kitabına göz atarsanız...saygılar!
-
Üsteki üyeyi ne kadar tanıyorsunuz..
valla mı bak ben kitaptan yapılacak yemeğe güvenmem sen zehirlersin bizi yaf aklıma kırdığım bulaşıklara finans kaynağı geliyoooooooooooo
-
Üsteki üyeyi ne kadar tanıyorsunuz..
durun bakem düşünmesi sırası bende.Angel bana ingilizceyi öğretecek tatlı bir hanfendiyi hatırlatıyor.Ayrıca kendisi de yemek yapamaz
-
Üsteki üyeyi ne kadar tanıyorsunuz..
siz bakmayın evdeyokuz,evdeler onlar diyecek kadar
-
KÜRTLER= KURMACİLER VE ZAZALAR
Zazaca ayrı bir dil grubu mudur,Kürtçe'ye ne kadar yakındır,Kürtçe içerisinde başlı başına bir lehçe midir...?Tartışma konumuzu çok net ifadelerle açıklayamıyoruz;çünkü konumuz siyasi. Zaten bu konuda araştırmalara baktığımız da ise yine siyaseti görürüz.Bunu bu konuyla ilgili verilen araştırma iletilerinde de görüyoruz.Sn Doğrucudavut'ta iletisinde doğrulamaktadır. bu konuda ki araştırmalarda ortak olan nokta vşu ki;Zazaca sonuç itibariyle İrani Dil Grubu içersinde yer almaktadır. peki sonrası...işte asıl muamma yada muamma olarak gösterilmek istenen. Zazaca,Kürt dilinin farklılaşan bir lehçesidir diyenler ve Zazaca başlı başına bir dildir diyenler... bireyin kendisini görmek ve göstermek istediği noktayı,bireye olan saygımızdan dolayı bir tarafa bırakalım...ve dönelim neyin ne olduğu hakkında ki iddialara; Fuad Heme Xursîd, Zimanî Kurdî, Dabesbûnî Cografyayîy Dîyalêkte-kanîy(Kürt Dili ve Lehçelerinin Cografi Dagilimi) adlı eserinde,Zazacayı Goran lehçesi alanı içerisinde tanımlar.Yine seref Han´in serefnamesi'nde lehçeleri,kurmanc,lor,goran ve Kelhur olarak sıralar. ayrıca; E. B. Soane, Grammar of Kurmanji or Kurdish Language, (London, Luzak and Company, 1913) adli eserinde Kürt dilini üç lehçeye ayirarak ilk ikisine Kürtçenin temel lehçeleri demistir. Soane´nin ayirimi söyledir: a)Yukari Kurmancca b)Asagi Kurmancca c) Lurce, Zazaca, ve birbirlerine yakin olmalarina ragmen Hewramî ile Goranca peki sadece bunlar mıdır?biraz da Doğrucudavut'un yazdıklarına dönelim; ''Zazaca’yı ilk olarak başlıbaşına bir dil olduğunu, yaptığı derleme, araştırma ve incelemeleriyle kanıtlayan ilk dilbilimci Oskar Mann’dır. Oskar Mann’ın 1903’ten 1907’ye kadar yaptığı araştırmalarını ilerletip kitap haline getiren Karl Hadank, Die Mundarten der Zâzâ adlı eseri 1932 yılında basılan Böylece İranoloji dilbilimde Zaza dili bugüne kadar dilbilimcilerin hemfikirliliğiyle başlıbaşına olarak tanınma durumunu korumakta. Oskar Mann’dan önce Peter Lerch (1856), Friedrich Müller (1864), Albert van Le Coq (1901) gibi araştırmacı ve dilbilimcilerin eserlerinde de Zazaca hakkında folklorik yazın derleyip kısmen analiz de etmişlerdir.'' diyor arkadaşımız,bende şunu ekleyeyim hemen; ''1836-1837 yillarinda Kürt dili ve etnografyasi hakkinda bir kaç makale yayinlayan G. Givrinli, Kürt dilini Yukari ve Asagi Kürtçe diye ikiye ayirmistir. Yukari Kürtçeyi, Mukrî, Hekarî, sukakî ve Bayezîdî diye ayiran Givrinli Asagi Kürtçeyi de Lurr, Gelhurr, Lekî ve Goranî diye ayirmistir.(5) Peter Lerch ise Forschungen über die Kurden und die iranischen Nordch?ldaer, Petersburg, 1857-1958 adli çalismasinda Kürt dilini, Zaza, Kurmancî, Kelhurî, Gûranî ve Lurî diye bes lehçeye ayirir.(6) Kürt dili üzerine arastirma yapanlardan Oskar Mann Kürtçeyi, Bati, Dogu ve Güney Kürtçesi olmak üzere üçe ayirir. Zazacayi Goranca´nin bir lehçesi sayan Oskar Mann, Gorancayi da Kürt dilinin disinda sayar.(7) Oskar Mann´dan sonra gelen yabanci kimi dilciler, Kürt dilinin lehçeleri üzerinde ayrintili yeni arastirmalar yapmaktan çok bizzat Oskar Mann´in çalismalarina dayanarak onun görüslerini tekrarlamislardir. örnegin, Oskar Mann´in 1907 yilinda yayinlanan Kurdish Persich Forschungen Mundarten Gûran besonders, Kandulai, Auramani und Badschalani adli Goranca üzerindeki çalismasini gözden geçirdikten, bazi açiklamalar ekleyip dipnotlarla da kimi konulari aydinlattiktan sonra yeniden yayinlayan Karl Hadank bunlardan biridir.(8) Gorancayi bagimsiz bir dil olarak kabul eden Dr. Mac Kenzie, 1961 yilinda Dil Dernegi´nin yayinlanan yillik raporunda yeralan "Kürt Dilinin Kökeni" adli makalesinde, Kürtçeyi bile Orta Farsçanin lehçelerinden biri, The Dialect of Auraman(Hawramani-Luhon) adli çalismasinda ise Hawramancayi, Kürtçe degil, Eski Farsçanin bir lehçesi saymistir.(9) Kürt dilini de iki lehçeye ayiran Dr. Mac Kenzie, bunlari Yukari Kurmancca ve Asagi Kurmancca diye adlandirmis, asagi Kurmanccaya Süleymaniye, Hevlêr(Erbil), Rewandiz ve Xosnaw yörelerinde konusulan Kürtçeyi dahil ederek Süleymaniye agzini bunlarin temeli saymistir. Akre ve Surçi agizlarini da, Akre, Surçi, Amediye, Yukari Berwar, Gullî, Zaxo va sêxan yörelerinde konusulan Kürtçenin esasi olarak kabul etmistir.'' yani nerden bakarsan birbirini eksik bırakan araştırmalar zinciri.Zazaların kim olduğu daha çok politik bir mesele yaklaşımı ile açıklanmaya çalışılmış,Kürt sorunu muhattabı olan ülkeler Zazaları apayrı bir millet olarak gösterme eğilimi içerisine girerek,Kürt Dili tezini yok etme çabasına girmiştir.Diğer taraftan daha önce belirttiğim gibi politik olan bu araştırmalar o kadar çok ileri gitmiştir ki;Ermeni araştırmacı şu sözleri sarf etmiştir. ''zaza halkını kesinlikle Ermenilerden ayrı düşünemiyorum.Zazanistan ve Ermenistan bizim müşterek vatanımızdır'' devamında ise önemli bir potansiyele sahip olan Zazalardan bahsedilmektedir.(Erivan Üniversitesi-Garnik Asatrin) şimdi bu kadar yazılandan sonra ne demeli,aslında bu kadar kafa karışıklığına gerek yok;Kürt dili zazaca ile ölçülmeyecek kadar sağlam bir yapıya sahiptir.Sözlü gelenekten bugüne taşınmıştır..
-
OSMAN ÖCALAN’DAN ŞOK AÇIKLAMALAR
Simalyıldızı, yazdıklarınızı okudum;okuduğum her satırda yine siyasete bulaştırılanları gördüm...PKK veya DTP ile değil;JİTEM veya KONTGERİLLA ile değil sadece ''insan'' olma noktasında yaşananlara bakmak gerek.Peki bu siyaseti,siyasete bulaştırılanlar, diyerek yaşananlardan soyutlayabilir miyiz?Tabi ki hayır.O zaman gelin biraz da madalyonun öbür yüzünden tüm yaşananlara bakalım. ben kitaplardan örnek verdim;onların anlattıklarından...orada insan var;hemde bizim kaderimizi yaşamayan,çok farklı olan.Bakın bunun altını özellikle çizmek gerek;herşeyi ile bizden farklı olan insan!Özellikle Yaşar Kemal dedim;çünkü onun insanı savaşta insan öldürmek zorunda kalan,ama her öldürdüğünde eksilendi.Savaşta ölümü kurtuluş olarak gören,savaştan sonra da kendi içinde savaşı yaşayan.Aziz Nesin dedim;çünkü onun insanı gözü doymayan,ne olduğu belli olmayan ''sürüler yığınına'' dönüştürülendir. insan yaşamı bu çelişkiler üzerinde kurulu iken,her insan yaşadıklarını yaşatırken ve herkes aynı dünyada farklı dünyaları yaşarken,biz hangi hakla kalkıp tüm insanların bize benzemesini isteyebiliriz.Yada hangi hakla herkesin dediğimiz ölçütlerde hareket alanı belirlemesini bekleyebiliriz? bu insani olan nokta;bir de buna bireyin yaşadıklarını ve insan psikolojisinde ki etkiye verilen tepkiyi koyalım. gelelim siyasi anlayışlarımıza... ben kendi yaşadıklarımdan bahsedeyim biraz. ben doğuda doğdum...çocukluktan bana kalanlar ne oynadığım oyuncak bebekler ne de bindiğim bir bisikletin acemi şaşkınlığı var.Bana kalan her daim patlayan bombalar,bize çevrilen silahlar,karanlıkla beraber ölümü her daim bize hatırlatan kurşun sesleri,sabaha kadar kapımızı vuranlar,tehdit edenler...pencerelerin önünde soluksuz kalışımız,sabahaın ilk ışıklarında evimizi aramaya gelen askerlerin anlamadığımız bir dilde ki öfkeleri ve o ışıkla beraber ablukaya alınan yaşamlarımız...ben 11 yaşındayken,bana doğrulan namluyu unutmadım;babamın beni korumaya çalışırken ölümle burun buruna gelişini unutmadım... unutmadıklarımı yazayım mı daha?PKK gençecik çocuklarımızı alıp götürmesinler diye onları saklayışlarımızı,bir taraftan ekmek isteyen PKK diğer taraftan ekmek vermekle suçlayan devlet görevlilerimiz...biz tarafsız iken taraf tutmak zorunda oluşumuzı unutmadık... bana lütfen kimse siz bunu istedini demesin,feodalizmden dem vurup,kaderinizi siz yazdınız argümanlarına kaçmasın.Bunu söyleyen bu kadere yabancı olandır.Neden PKK diye sormayın,neden feodalizm diye haklılaşmayın.Bu bir oyun,oynanan ve insan kanıyla tüccarlığa dönüşen.Neden herkes PKK var derken neden kimse ''bu PKK hala neden var'' diyemiyor.Neden DTP ve iradesini yok sayma yerine,bu ülkede DTP'nin yerini alamayan siyasi arenada ki basiretsizlikten kimse bahsetmiyor. ve Diyarbakır'da yaşanırken faili meçhuller,Şemdinlide devlet adına bomba patlatırken birileri;neden kimse bu terörü terörden saymadı.Bu ülkenin doğusunda çok şey yaşandı.PKK vurdu,kırdı.DTP adımıza konuşan tek siyasi parti oldu;diğer partiler için Kürtler araç olmaya devam etti. Köyler yakıldı,koruyucular ellerinde devletin silahı,üstüne vazife olmayanda ahkam kesildi.Jitemciler ortalığı kasıp kavururken,kimin ne yaptığı alanenken, neden diye sorulmadı;neden hala bu kirli oyunlar. Feodalizm denir adına;aşiret sistemi.Bu sistem bugün ne kadar etkilidir bu coğrafyada;tartışılır.Ama bunun dünü tartışılamaz.Düşünün;ağaya ve şeyhlere bırakılan kaderler.Ne kadar büyük ayıp.Devlet otoritesini güçlendirmeye çalışırken neden halk ağanın yanında yer aldı diye savunulurken o hakkettiniz anlayışı...yine sorulmadı;neden halk buna mecbur bırakıldı. madalyonun iki tarafına bakmak gerek;yananları,yakanları da aynı taraktan geçirmek gerek...Kürtleri anlamanın yolu,insanı anlamakta geçer...saygılar!
-
OSMAN ÖCALAN’DAN ŞOK AÇIKLAMALAR
Sayın Süheda, önce dayatılan bir lehçe olarak ifade ettiğiniz,sonra ''kuş dili'' ile ''ne idüğü belirsiz'' bir dile dönüştürdüğünüz Kürtçe,emin olun ki dün ne kadar sıcaksa bugün de o kadar sıcaktır,dün ne kadar benimse bugündür de o kadar benimdir.Ve sizi rahatsız edecek ama dün ne kadar dünya dilleri arasında yeri baştacımız iken bugün başımızın tacından öte,kendimizden bir candır...annelerimizin konuştuğu o dili ne kadar yok sayarsanız sayın,kaybeden olmayacaktır;kazanan olacaktır...herşeye rağmen varolmakla... ayrıca ''kuş dili'' mücadalenizde de yolunuz açık olsun;dikkatli olun...ayağınıza takılacak prangalar sizi yolunuzdan çevirmesin...Saygılar!
-
OSMAN ÖCALAN’DAN ŞOK AÇIKLAMALAR
Sayın Süheda, aydınlanma sürecine hiç gerek yok,Sn Başbakanımızın dediği gibi;gözünüzü kapatırsınız...Gözünüzü kapatmanız bir dili dayatılan lehçe olarak düşünme gereğini de ortadan kaldırır. Simalyıldızınet,teşekkür ederim ayrıca... işte olduğum için konu hakkında ki iletinizi okuyamadım,bugün zamanım yok ama yarın kesinlikle tüm yazdıklarınızı anlamaya çalışarak okuyacağım...size de selamlar... ....kapatılan her göz tüm sorunları yok sayar...ben kapattım gözümü...
-
İçki dayağı Ramazan için gözdağı mı?
Kendini birşey zanneden ama hiçbirşey olamamış zavallıcıklar yazık yani,bu kadar olmaz.
-
DTP ve demokratik sistem
Sevgili alponyan, burada her ne kadar siyasi olan ilişkiler ağında ki çıkmazları tartışıyor olsak da bize yaraşan yine dediğin gibi ümittir.Tabi ki kimseden,kimselerden korkmayacağız.Savaş tellalığı yapanlar,bizim adımıza konuşup yarından kan emenler,siyasi hesaplarına bizim insanlarımızı basamak olan görenler...kim ne derse desin,kim ne yaparsa yapsın...beni ve benim halkım yine kazanacaktır.Yıllardır üzerinden oyunlar oynanan Türk ve Kürt halkı birilerini rahatsız etsede tek vücut olmaya devam edecektir. emin olun ki insana dair ne varsa ümittten yana,biz oradayız...ve hesaplara dair ne varsa kirlilikler,biz karşısındayız...saygılar!
-
Üstteki üyeyi görünce aklınıza ne gelio ?
tembel adamın hali başka oluyor geldim ama gidiyorum...laf aramızda mantıyı ********* yapmışlardı;tüm bulaşıkları da bana yıkattırdılar...Ben Sercanı çok özledim...gelirse çok selam söle... börek mi?kız bekar ve gurbetçiyiz buralarda;biz kim börek kim biraz da gülem
-
KÜRTLER= KURMACİLER VE ZAZALAR
Sn Doğrucudavut, dediğiniz gibi Zazaların kim olduğu ile ilgili bilgiler daha tartışma konusudur.Oskar Mann'ın bu konuda ki araştırmaları ve Zazaları apayrı bir millet olarak gösteren tam anlamıyla miladi olan yaklaşımı hakkında az çok bilgim var.Bunun için birazda DNA araştırmalarından örnek verdim.Ziya Göklap'ın bu konuda ki yaklaşımı özellikle dikkate alınmalı. ortak dil'e gelince..bence oratk dil anlayışını bir hayal ürünü olarak görmek,dillerin içerisinde barındırdığı farklılıkları da hayal ürünü olarak görmektir.Harezm Türkçesi ölü Türkçedir şeklinde ki yaklaşımda Harezmi Türkçesi hakkında pek de bilgi sahibi olmadığınızı gösterir. bu konuda ayrıca yazılması gerekenler var,eleştiri getirdiğiniz noktaları da okudum...şu an zamanım yok,ama özellikle ortak olan dili konuşmalı...saygılar
-
Üstteki üyeyi görünce aklınıza ne gelio ?
incelememe dünden kalanı yazan bir Angel(oooo Angel ben mantı yedim de geldim sen daha bulaşık yıka dion)
-
Mavi olmayan gökyüzü'ne...................
daha gidemedim:)neyse kaçayım...bu arada Sercana da çok selammmmmmm!Öptüm cane
-
Jönümüz 24 yaşında...
Angelim ben Jön'e ait sayfayı görmemiştim;ilk pastası senden ve Sercandanmış...olsun bizler ortağız nasıl olsak...sevgiler!
-
Mavi olmayan gökyüzü'ne...................
Ne kadar güzelmiş....yalnız ben hümanist nemi değilim
-
Mavi olmayan gökyüzü'ne...................
Angel sen orada mısın...seni dinlrim yaf;bak ben şimdi kaçmalıyım...iftara davetliyim....senin yerine de yerim...öptümmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm
-
YORUMSUZ RESİMLER!
mavi olmayan gökyüzü şurada cevap verdi: mavi olmayan gökyüzü başlık Sanat, Dans, Fotoğraf, Sanat Felsefesi
- YORUMSUZ RESİMLER!
mavi olmayan gökyüzü şurada cevap verdi: mavi olmayan gökyüzü başlık Sanat, Dans, Fotoğraf, Sanat Felsefesi- Gloria
Sevgili arkadaşım, özlemi bu kadar anarken,onun acısını bu kadar yüreğinde yaşarken nasıl olurda kelimelere sığındı çaresizlikl.Ne kadar güzel anlatmışsın onun acısını...görmek,sıkı sıkı sarılmak isterken onun yanında olamayışın,hele ki onun bu dünyada nefes alamayışı. sayfalara anılar adına ne varsa yazılır ya,özlem anıların en büyük adıdır;dönersin düne...özlersin dünü.Özlem bir anda düne dönüşür,çekip kurtalasım dersin...batarsın yine özleme... tam bunları yaşarken ve dün bir tatlıdan açılan özlem bahsini,özlediklerimle kendimi kandırmaya çalışırken...işte tam bu sırada;ben çok sevdiğim o arkadaşımın bana hediye ettiği mp3'de onun seçtiği şarkıları odamın an kuytu köşesinden çıkardım.Gece saat 1.00 gibi,Diyarbakırın benim için en güzel olduğu o an,onun seçtiği şarkıları dinledim. eskiden olsa ağlardım;o an ağlamadım...düşünemedim,nefes alamadım...ikinci şarkıdan sonra dinleyemedim...sabaha kadar uyuyamadım...özlemin bu kadar can acıttığını,kendisiyle sevgi ve nefrete dönüştüğü o andan kalan bir Pazar gününden Gloriacım tüm bunları sana yazdım. bu arada bu özlem bana neyi öğretti biliyormusun sarı lalem;ölümden korkmadığımı...biliyorum ki beni öleceğim zaman gideceğim yer yoklukta olsa beni bekleyen bir canım var... sevgiler!- -'...bursercan...'-
Sen şiirle mi ackıyorsun Bursercan dur ya,artık ne zaman sana takılmak istersem yemeye dair tüm şiirleri,özlü sözleri...yazıp durcam;sonra şöle bir mantı resmi koyacam- KÜRT SORUNU...FEODALİZM...OSMANLI DEVLETİ!
Sn Doğrucudavut, çok aydınlatıcı bir paylaşım,teşekkür ederim...yalnız feodalizm sistemin bugüne değin gelmesinde sadece feodalizme ait olan çarkların değil aynı zamanda o çarkları özellikle kendine basamak eden zihniyetleri de eklemek gerek. saygılar. - YORUMSUZ RESİMLER!
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.