Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ftoyd

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.386
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ftoyd tarafından postalanan herşey

  1. Herşey Allah tandır.. bir insanın kötü olması da iyi olması da Allah tandır.. bir insanın imanlı olması da olmaması da Allah tandır.Allah yaratır.. Allah dilediği gibi yaratır. Yarattıklarını dilediği gibi kullanır. Tüm dünyayı incele,tüm evreni göğü incele,bu kadar çeşite bakıp,yaratanın yaratmada ki çeşitliği karşısında acizliğini hissedemiyorsan,her sorununun cevabı elbet çelişki içinde kalır.. Allah , dilediği kulu seçer ve dilediği makama ya da yarattığı dilediği bir yere gönderir.. Allah dilediği kadarıyla düşünensin..Gelelim şimdi sınav ne olayına.. Kur'an bile Allah katında bir kitaptan indirilişiyle anlatılırken,Allah katından bu Kitabın içeriğinin bir tarih olduğunu düşünürsen,yaşanmış her tarihin ya da yaşanacak her tarihin açıklamalarını içeren bir Kitabın hazır ve nazır olarak ,Allah katından geldiğini düşünürsen,rollerimiz içindeki sınav kavramının,anlatılan ya da yaşatılan sistem içindeki mükemmel akıcılığın en mükemmel terimi olarak karşımıza çıktığını düşünmek gerek sanırım..yani yazılı olan yazılı oluşunun gereği doğrultusunda önce yaşanacak sonra yazılarak özüne uygun biçimde gönderilecekti.Yazılı olan Kutsallardaki her söz,yazılmış olması gereken öğütler anlamında önce yaşandırılacaktı ve yaşanmışlıklardan oluşan öğütler yazılıp yaşanmamışa sunulacaktı.Ama yaşanmayanın belli oluşu,o öğütleri sonsuza kadar mutlak olmasını gerektirmekteydi. Nitekimde Kutsal Kitaplar sonsuza kadar Allah ın sözü olarak geçerli olacak olanlardı..Bir süreğenlik,bir devamlılık ve özünde bir sonsuzluk .. Sonsuz Olanın yaratmadaki çeşitliliği ve yaratmada devamlılığı herşeyin özü belki.
  2. ftoyd

    Reankarnasyon

    İnsanların yaşadığı metafiziksel onca olay varken.. hele dinlerde adı geçen varlıklar falan.. Bu zamana kadar bilimsel olarak kanıtlanamıyor ya bazı olaylar, siz boşverin.. O insanlar akıllarını yitirmişlerdir belki.. Bi de tutup o insanların güvenirliğini boşverin,arkadaşınızı bir psikoloğa yönlendirin.. Bilimsel olarak nasıl olsa yardımcı olurlar ona.. Kanıtsız şeylerle ne diye uğraşılır dimi.. yine de dinler gereği fikrimi söyleyim.. Böyle bir iddia karşısında dinlerin çökeceğini sanmıyorum. İncil de az çok vardır bu durum ..İslam ,İncil i de kapsamayı gerektirdiğine göre çöken yok demektir.. Gerçi dinimizde de ,ruhun ya da kişinin üzerine ölüm kaza olması ile ölüm kaza olmaması durumunda ,ruhun tutulması ya da salıverilmesi kavramları düşünüldüğünde de ,ortada benim gibi ilmi kısıtlı insanların zor kavrayacağı durumlar vardır.. Kısacası ruh ve beden kavramına inananlar olarak,bizler metafiziksel her olaya temkinli yaklaşmak durumundayız.. Doğrusunu her zaman için Bilen Bilir.. Saygılarımla..
  3. Ha ha .. bizler mi sömürülüyoruz.. pardon da bizler Allah tan başka yardımcı tanımayan ve ondan başka da hiçbirşeyden korkmayanlarız.. ezen ezilen olmasaydı ezenlik ya da ezilenlik diye durum olmazdı kader sayfaları sömürüsü ilginç yaklaşım,inanan arkadaşlardan soralım,kim emeğinizi kader ile nasıl sömürüyor.. demekki cennete inanmayan arkadaşlar ,bu ülkede hiç sömürülmüyor.. onlar hakkını sonuna kadar alıyor demekki,hayatları da tüm mükemmelliğiyle ve mutluluğuyla devam ediyor.. pardonda siz mi dünyadansınız biz mi kafam karıştı.. gerçek dünya için çalışmak sizlerin yaptığı demek,bu kadar eminsiniz bizlerin bu dünya için faydasız yaratıklar olduğumuza.. tebrik ederim,siz çalışan biz yatanlarız yani.. kim kimin emeğini hiçe sayıyormuş cidden yine hatlar karıştı.. siz neyle motive oluyorsunuz.. ?sayın pro dizell mutlak güç sahibi hayatta incinmeyecek insan ötesi arkadaşlar, demek imansız daha bi güçlüsünüz.. hiç sanmıyorum... kandırmak ve yalan inananlara has olamaz heralde. inandığımız şeye ikna etmeye çalışmak bizi kandıranlar yapmaz ama inanmadığımız şeye sizi ikna etmeye çalışmak sizi kandırmaya çalışmak demektir.. anladığınız anlamda yine de cevap verirsek o kadar mükemmelsiniz kanmazsınız olur biter.. ne diye siz de aksi için uğraşıyorsunuz o halde.. biz inandığımız için siz inanmadığınız için uğraşın,sonra biz farklı siz farklı gibi konuşun.. olmuyor ama.. bilim deyip deyip dini konulardan sıyrılamaz oldunuz... ahlakmış.. kaçıncı tekrar bilmiyorum.. ahlak için din şart değil ama din için ahlak şart.. olan ahlak zaten korkutma olmadan sağlanmıştır.. sağlanan ahlakla gelen din inanışı da artık daha önce yani inanmadan önce yapılanların muhakemesi ile şekillenir.. bir çeşit vijdan ile yüzleşme.. vijdanı rahat olan zaten korkmaz.. hayatında hiç hırsızlık yapmayan ve yapmayacak birine,hırsızlık karşısında uygulanacak cezayı söyleseniz bi kulağından girer diğerinden çıkar.. ama hırsızlığı felsefe edinmiş ve yapacak olan aynı histe olmayabilir.. ama ayrıma varmak sizlerin işi değil tabi.. maksat inadına olunca... mesela inanmayanların yanması olayı da bizim bi kulağımızdan girip diğerinden çıkabilir ama nedense sizlerin en sevdiği ve asla vazgeçemediği durumdur bu.. neden acaba.. yine geçtik sömürü olayına son olarak.. sömürülmeniz bizden değil arkadaş.. bilimden kafanızı kaldırın birazda siyaset ve tarih okuyun.. fen ve tarih ayrı branşlar ama siz diretiyorsunuz ya her kapasite bilimle uğraşmalı gibi,sizde buyrun tarihle uğraşın biraz..
  4. boş bırakılan yere harf yerine rakam yazılacağından gördüğümüz kadar harf vardır.. ben 25 saydım ...
  5. insanın sadece sınav için yaratıldığını hangi kutsal kitapta okudunuz? bahsettiğiniz toplum nerede? ben henüz rastlamadım da.. belki Kabe ye gitmek nasip olursa ,bi de oraya bakacağız artık dicem ama orada bile kutsal yerleri elindeki pet şişelerle kirleten insanların bulunuyor oluşu,ya da hırsızların dilencilerin kol geziyor oluşu,benim dinimin kötü olduğunu asla ıspatlamaz....İnsanların davranışlarıyla dinlerin farkı ortaya konulsaydı adam akıllı zaten siz bu kadar dinlerden nefret ediyor olmazdınız... bu arada bende kendi çabında acemi bir ressamın ve doğanın her bir karesi benim için zaten cennet.. vurguladığım anlık hevesleri bence siz bi daha düşünün derim... ben o yeşillikleri, o doğayı, o hayvanları bütün görkemiyle etrafımda görmek istiyorken,sizin gibilerin onları kirleten bir arabayla aralarından geçip anlık hazza ulaşmanız bana yetmediği için üzgünüm.. ben o arabada müzik dinlemek yerine yaprakları dinlemeyi tercih ettiğim için de üzgünüm.. ama haklısınız betonsu hayatlarımızda dinleyebileceğimiz daha güzel alternatif olmayınca iş müziklere kalıyor... onlar olmadan yapamaz oluyoruz... neyse siz takılın.. ben sonsuza kadar otsuluk peşindeyim.. otsu yaşamaya çalıştığım için sizleri anlamam imkansız,sizlerin de beni...
  6. Hayır efendim,ortada dolaşan sıradan etten kemikten yaratıklar olmadığımız için yapıyoruz herşeyi.. boşa yaratılmadığımız için yapıyoruz.. insan olarak farkımız var diye yapıyoruz.. bize sunulan vasıfların şükrü için yapıyoruz... İnsan ödül için inanmaz.. İnsan, önce O nu hisseder,herşeyde O nu anlamaya başlar ve kalben tam anlamıyla O na inanır, ancak ve ancak O na derinden inandıktan sonra din bilgisi bizlere ulaşır.. bahsettiğin kavramlar ancak ve ancak ondan sonra inananların düşünmeye başladıkları konular olur... Evet dediğiniz gibi,cennet için ödül için inanmış olmak ... ? öyle bir kavram yok ..olamaz da.. sırf bunlar için inanan bir kişi bulamazsınız.. ama inancından sonra ,Allah ın adı kullanılarak kandırılmış insanları elbet bulursunuz.. Ne yapalım, onlar da Allah ın ayetlerinde vurguladığı uyarıları dikkate alıp,inançlarına falancaları alet etmeselerdi.. her nefis kendinden sorulur.. herkes kendi hesabını kendi verir.. bunu unutup illa başkasını kendisine benzetmeye kalkışanlar, işte etrafınızda yüzyıllar boyu gördüğünğüz kanın asıl sahipleridir... Gelelim bu dünya için cennet tasvirine.. evet.. tam anlamıyla herkesin İslam olduğu ve Kur'an a göre yaşamaya başladığı an, Dünya bir cennete benzeyecek bana göre.. asla ve asla yalan söylemeyecek insanlar,asla ve asla hırsızlığın,katlin olmadığı durumlar, yaratılmış her hayvan her bir ağaç börtü böcük için daha iyisini yapmaya çalışan insanlar,durmadan bişey olsada birine Allah rızası için yardım edebilsem diye etrafına karşı pür dikkat kesilmiş insanlar,hiç tanımadığı kişilere gelirken geçerken gülümseyen selam veren kişiler,doğayı ne kadar az kirletebiliriz,kiri minumuma nasıl indiririz (kısacası bozgunculuğu en aza nasıl indiririz ) diye cebelleşen bilim adamları... Bir İnsan öyle yeteneklere sahiptir ki,istese bu dünyada ki her insana,her hayvana,her yaratılmışa faydalı bir dünya sağlanabilir.. Ama biz,bireysel rahatlıkları adına dünyayı hiçe sayan ve hızla sonumuzu yaklaştıran,ve önce kuraklığa ve kıtlığa sonrada yine o canım buzul evresine hızla bizi yaklaştıran, tamamen hırs ve gözü dönmüşlükle tüketimine devam eden ve tıpkı ayetlerde bahsi geçen hayvandan da aşağı ,yaratılmış iki bacaklı üç bacaklı dört bacaklı herşeyden daha da aşağı, düşünmeyen ,etrafına zarardan başkasını sunamayan insanların cehennemine yaklaşıyoruz.. geriyede ufacık anları cennet sananlar türüyor.. bu dünya hayatı için bile arabadaki hatunu aklından çıkaramayanlar,sonsuza dek sürebilecek kavramlara küfreder gibi yaklaşıyor.. çünkü herşey anlık ... anlıktan ötesi hiç düşünülmemiş... bugünü son sürat yaşa yarını batır,kimin umrunda...
  7. Bana Kur'an-ı Kerim de peygamberler arasında ayrım yapmamam emredildi ve varsa bunların birbirine karşı bir derecesi,bunun Allah katında olduğu söylendi.. ve bana Allah ın Kitaplar ı arasında ayrım yapmamam emredildi ve hepsinde bir nur,bir rahmet ve hidayet olduğu.. ben İncil i de euzü besmele çeker okurum Tevratı da.. yoksa siz Kur'an ın bir ayetine inanıp bir diğerine inanmıyor musunuz?? lütfen artık dinimiz adına konuşurken hadislerin Kur'an la uyumlu olup olmamasına dikkat edelim,lütfenn.. ve mümkünse dinimizin özü,mucizeler mucizesi,rahmetler rahmeti yol göstericiyi,en sade haliyle okuyun,,onun öğütlerini falancaların cilt cilt öğütleriyle harmanlamadan yapın bunu... bu arada lütfen bu yazdıklarımı kötü algılamayın.. artık çok yazmak istemesemde en azından önemsediğim kişilere karşı sessiz kalamayışımdan....
  8. o kadar çok çığlık, bu kadar gürültü kirliliği... bir tarafta laik geçinenlerin şekilciliğiyle dayattıkları bir tarafta dindar geçinenlerin şekilciliği.. vay efendim arkadaşın biri yazmış türbanlılar şunu yapıyor bunu yapıyor.. ne o melek mi olacaklardı.. her açık olan medeni oldu her kapalı olan bilmem ne oldu... kültürmüş,eğitimmiş,şuymuş buymuş.. arkadaşlar ordan burdan üniversiyi bitirip eğitimli aydın oldu, dindarlar her ne olduysa... gerçekten çalışanlar iyi çalışıyor... herşey bal gibi ortada.. Türkiyeyi bölecek olan vatan hainleri son sürat yetişiyor ... birbirini küçümseyenlerin, birbirine tahammül edemeyenlerin ülkesi yönünde devam... biri altımda kot var diye küfreder gibi yüzüme bakar, biri başımda bez var diye.. başı açık girer mescide örtünüp namazını kılar, başı kapalı pardüsesinin altına bişey giymeden erkek arkadaşıyla buluşmaya gider.. sonra önemli şahsiyetler çıkar, başı açık olup inançsız olanı her açığa isnat eder, başı kapalı olup inancı gereği İslamın her kuralını hayatına yansıtanı da çıplak diye lekeler... birileri inancının gereği ayete bakar kapanır, biri okumaz tarikata yönlendirilir kapanır, birini babası döver kapatır,birini kocası....sonra çıkar birileri hepiniz aynı kişisiniz der dayatır.. biri tatiline gider mayosuyla salınır ama kalbi inançla doğaya aşkla çarpar, biri açıktır ama mayoluya küfreder,biri açıktır ama yerinde edebinde namusuyla yaşar inançlı ya da değil,biri inançsızdır yardımda koşturur,biri Allah ismini ağzından düşürmez açmadığı ya da koklatmadığı yer kalmaz.. sonra sanki herkes aynı da sadece iki gurup varmış gibi al birini vur ötekine vıyk vıyk çığlıklar başlar... ya geçin anlatmayın ya.. bu kadar da aldanılmaz artık... adamlar o kadar iyi çalışıyor ki, birileri sözüm ona bizim ülkeyi gezip kendi ülkelerine döndüklerinde ,üzerlerine ayyıldızlı kırmızı t-shırt geçirip başını kapatan bayanlarımızın sözüm ona taklidini yapıp eşarplarıyla,bangır bangır biz kadınlardan, yani yan yana yaşadığınız aynı ülkenizin bayanından stupid diye bahsederken, sizler aynı şeyi yapıyorsunuz işte tamda onlar gibi... hele ya İslamı Taliban giibi algılayanlara ne demeli... asıl İslam düşmanı bölücü şeyh ******** ne demeli.. bu konuda son yazım olsun ama artık bende çığlık atıyorum,,,,,hepiniz aynısınız...
  9. Üzgünüm ama atladığınız bir nokta var,o da hoşgörünün karşılıklı yürüyebileceği ilkesi. .. karşılıklı hoşgörü olduğu sürece, her dinden insan birbiriyle uyum içinde yaşayabilir,örnekleri de vardır.. ama benim gibi bir insanın damarına basarsanız ve kıldığı namazı engelleyecek bir durum yaratırsanız,o durumu yaratan için büyük tehlike oluşturabilirim.. kısacası etkiye tepki olayı ve inanın tamamen biyolojik... mesela tutup biri ,o insanların kutsalı olan ineği kendi dini adına kesse,yani onların kutsallık ilkesini hiçe sayarcasına kesse,başına gelebilecekleri tahmin bile edemem.. bu anlamda, benim düşüncelerimden genellemeyle çıkardığınız hoşgörülülüğüm kavramını,inandığım Peygamber adına sizin yapamıyor olmanız ,sizin hoşgörülülük kavramını nasıl algıladığınız konusunda beni şüpheye düşürür ve etkiye tepki vermeye hazır ve nazır, kısacası hoşgörüsüz olarak önyargılı bir biçimde yazılarınızı okumama sebep olabilirsiniz.. Peygamberler,dinimden anladığım kadarıyla inanılmaz sabırlı ve hoşgörülü insanlardır ve hatta ve hatta onlara yüklenen o ağır sorumluluğu okurken,bu sabırlarına ve içinde bulundukları yani dünyada yaşamak zorunda kaldıkları durumlara içim burkulur.. şüphesiz onlar gidecekleri en yüksek mertebeleri,bu dünyada yaşadıkları ağır koşullarla gerçekten haketmiş insanlardır.. O Peygamberler ki,son anlarına kadar Rablerine boyun eğmiş ve ibadet etmişlerdir.. onlara sunulan Peygamberlik nimetinin hakkı için yeri gelmiş aşağılanmış, yeri gelmiş öldürülmüş ,yeri gelmiş savaşmışlardır.. ve o son savaş noktasına kadar üstelik,kimsenin yapamayacağı kadar ,sadece Peygamberliklerine has bir durumla ,olabilecek en yüksek sabrı ve merhameti sergileyerek yapmışlardır bunu.. her neyse,inanmadıklarınız kabulüm ama inandığım Peygamberime ve Peygamberlerime lütfen daha saygı çerçevesinde yaklaşın ki,bende inanmadığınıza aynı saygıyla yaklaşabileyim.. kısacası yukarıda yaptığınız benim kadar benzetmesi,dinim gereği sorgulanmama bile sebep olabilecek bir kutsal inanışımdır,size bu cümleyi kurdurtmakta vesile olduğum için bende yarattığınız pişmanlık yazışmaları sona dahi erdirebilir benim açımdan.. işte burada bulunan çoklarının ,hem inanan olsun hem inanmayan,yazışmalarını farklı noktalara çeken ve gerginliğe sebep olan bazı sıkıntılardır sanırım bunlar.. ve günümüzün politik gelişmelerine ve daha daha da ilerilere gidebilecek sıkıntılardır bu basit sandığımız ama hiçte basit olmayan etki tepki gelişimleri.. kısacası bugün bir siyasinin başa gelişini en çok istemeyenlerdir onun başa gelişine vesile olanlar gibi... ya da TC nin bir arap ülkesine benzemesi kaygısını yaşayanlardır bugün etrafta peçeli peçeli dolaşmaya başlayanların sebebi.. bu yüzden her gurup hoşgörüye sahip olamadıkça karşıt taraf için,biz daha da kötüye gitmeye devam edeceğiz nicelerinin istediği gibi...
  10. Öncelikle benim dinim İslam ve İslam doğrultusunda kutsal kitaplarım İncil,Tevrat olduğu gibi,her ümmete bilgi gelişi itibariyle başka dinlerin kitaplarını okurken temkinli yaklaşır,aman bu ne mantıksız şey demeden önce dinimle uyumlu olup olmayan noktaları çıkarırım.. ve malesef ne kadar mantıksız gelirse gelsin, ona inanan onca insan adına dinlerine saygı duyarım..,eğer bunu din olarak benimsemişlerse..Mesela burada daha önce bir arkadaşımızın tavsiyesi üzerine Buda okumaya başladığımda, kendi dinimdeki evrensel doğruları onda da görmüş olmam,ve bu tarz öğütleri farklı farklı bakış açılarından okumanın olsa olsa insan düşünce sistemini geliştireceğine inanmam,dinlere masal deyip onunla dalga geçen insanlardan daha evrenselliğe yakın bir davranış olsa gerek.. Bugün bir hristiyan,belgesel amacıyla dahi olsa,boynunda haç tan kolyesiyle falanca yerdeki falanca kabileye gidip ,kendi dinini anlatmadan,onların tek de değil çok tanrıya sunumlarını ,uzun süre yanlarında kalarak ve onların kutsal benimsediği dövmelerden yaptırarak bizlere aktarabiliyor.. bu insanlar tutup,ya sen yanlışsın,senin inancın hurafe demiyor pat diye.. önce o insanlarla yakın bir ilişki kuruyor tam anlamıyla onları tanıyabilmek adına.. bizde olsa,ya bunlar putlara tapıyor diye kelle kesecek adamlar nerdeyse,bazılarının inandığı din adına savaşırken ve üstüne üstlük kitap ehli dediklerimizden olmasına karşın öldürülmesi gibi.. bana göre o esnada hristiyanlar bir şehit kazandı.. biz ise şeytana uymuş ve İslamın adını kötüye kullanmış birini..kısacası İnekleri kutsallarıysa,yaptıkları davranış büyük bir saygı ve mantıktır.., inandıkları şeye saygıları takdirlik bence.. gönül isterdi ki ,İslama uygun yaşayıp,din Allah ın oluncaya kadar onu yaymakta başarılı olabilsek.. ondaki evrenselliği ve güzelliği tüm dünyaya anlatabilsek.. Ama şeytan durup oturacak değil.. İblis in soyu,Allah izin verdiği için güzel çalışıyor.. ne diyeyim,bu kadar bozuk ve kanlı insan tarihine bakınca ve tabi şu anki haberlere,Allah ın sözü elbet yerini bulacak görünüyor,kısacası cehenneme sorulacak "doldun mu" diye o ise "daha" diyecek.. napalım,kapasitesi yüksek tutulmuş..
  11. kusura bakmayın, konunun genelini okumadım ama denk geldiğim bu yazıya da yazmadan geçemedim.. Kur'an da çelişki olmadığı gibi İncil de de çelişki yoktur ve dinimiz inanmamızı emreder.. ben,şahsım adına,tıpkı Kur'an ı okumaya başlarken eüzü besmele çektiğim gibi,İncil okumaya başlarken de aynı şeyi yapıyorum.. din sözkonusu olunca, çelişki görmek terimi ile anlamamak terimi atbaşı gittiği için bize göre,kutsallık kaygısı olmayanların daha özgür mantıklı olması terimini de malesef kabullenemeyeceğim şahsım adına.. İnandığım kutsal kitaplar öyledir ki,onları okurken anlamanın hudutlarını,normal sıradan kitapları okumakla karıştırmamak gerekir.. kısacası kimileri kalpleri oranında gerçekten de masal okurken,bizler mucize okuyoruz.. bize göre biz çok ama çok incelik gerektiren,uçsuz bucaksız bir özgür düşünme sistemine sahipken,sizden çıkan yorumlar ilginç geliyor.. demekki özgürlük kavramını düşünmek lazım.. mesela canım ülkemin canım kültürüne göre,sokakta dolaşırken çitlediği çekirdeği yere atabilmek özgürlük gibi algılanırken,medeni denilen ülkelerde bunu yapamıyor olmanız aslında özgürlüğün en güzel örneği olabilir..
  12. süper başlık.. bu kıssa, mucize içindeki mucize bana göre.. incelikler içindeki incelik.. kalbe göre anlamanın hat safhası.. zan,kısas,hayır-şer kavramı,hayatta başa gelebilecek nice şeye cevap öğütler.. ha barındırdığı gerçeklikler yani deniz olayı zaten bildiğimiz konular ama balık olayı tekrar tekrar okunması ve düşünülmesi ya da kısaca araştırılması gerekenler arasında.. balık hangi yolu tutup kayıp gitti ki..? .. "kullarımızdan bir kul", Allah ın ,neyi yapmasını emrederse yaptırdığı kul,dünya hayatına, dünya hayatına yakışır tarzda müdahale,inanmayanın çakamayacağı müdahaleler dizgesi.. belki de yazısı doğrultusunda her kul gibi kul.. öyle ya.. Allah ne dilerse o kadarız.. onun dilemesindan başkası değiliz.. bir kısas sözkonusu değilken,çocuk denmesiyle zaten masumluğuna karar verilmiş bir insanın öldürülmesi?özellikle bir çocuğun.. ne büyük ders, ne büyük sabır aileye.. bir anne-baba için ,küfür sadece ve sadece kafir ya da kötü bir çocukla mı olur acaba.. yoksa bir şeyi sevmekte haddi aşmak da küfre sebebiyet verir mi? çocuğun hayırlı olması demek ,inançla mı alakalı,yoksa önce kinin sağladığı dersin hayrıyla mı? onun daha da merhametli olması neyin karşılığı peki? her hayr sandığımız hayr değil, her şer sandığımız da şer değildir ama ,ama sını inanmayanlar düşünsün... biz nice şerler yaşarız sonu hayırla biter.. biz nice hayra seviniriz sonu şerle yıkar..
  13. peki ,evinizi yapan amele ile evinizi yaptıracak kaynağa sahip siz için bilimsel iş paylaşımı ,açıklamanızı alayım.. siz bu arada bana göre alt sınıf olanı eşit koşulda bilimsel iş paylaşımı ile ,buralarda da sıklıkla güzel ifadelerle değerlendirirken(benim anladığım insanlara bakış açınızda galiba bir idrak sıkıntısı yaşıyorum),, ben kimilerini alt kısmıyla kimilerini de üst kısmıyla (tek bir kişide hem alt hem üst vasıf aynı anda olabilir)kabul ettiğim insanlara yaklaşımda birbirimize muhtaçlık eşitliğinden dolayı eşit davranmayı hayat felsefem yapmışım.. Neyi nasıl algılarsanız ya da ne konuşursak konuşalım, söylemekten çekinmiyorum.. ben bal gibi de Allah ın kölesiyim,benim tek sahibim ve her hareketimin kaynağı... ben bal gibi de etrafımdaki çoklarına hizmetçiyim,çokları da bana hizmetçi.. amele olup kendi evimi yapamam, terzi olup kendi giysimi dikemem(.. dikerim de dikemem),doktor olup kendi organımı ameliyat edemem ama ne terzi benim gibi resim yapar, ne doktor benim gibi teknik resim de ustadır.. Hükümleriyle sömürüye sebep olanlar ve sömürü boyutunu hizmetlerindeki insanların nefsine zulmedecek kadar,çalışmayı bile onlara işkenceye çevirecek olanlar, onlardan üstünün bunun hesabını soracağını unutmuş insanlardır.. dinlerin sağlayacağı tek şey, bu dünyada her ne olursan ol, hep küçük,muhtaç ,aciz ve ölümlü olarak senden üstün olanın emriyle kibirlenmeden başını eğmeyi bilerek,mütevazi bir hayat sürmendir.. dinlerin en büyük ortak noktasıdır alçakgönüllü olabilmek.... kalkıp dinden uzak insanların, çıkar ve siyaset uğruna ,kendilerini üst sanıp üst olmayan diğer insanları sömürmesini dinlere mal etmeyin boşa.... bu arada,,köle terimi ile hizmet teriminin aynı olmadığı noktasında anlaştık sanırım, ama ben köle terimi adı altında hizmetten bahsederken özünde, sizde hizmet terimini köleliğe çevirerek konuşurken, kabul edin ya da etmeyin,bence ikimizde hata yaptık.. Kur'an da kölelikle ilgili çok ayet var,ama sizin başlığın altına aktardığınız ayet onlardan biri değil... ya ayete göre devam edelim ya da başlığa göre...
  14. pardon ama alıntıladığınız ayete dayanarak başlığı köle kelimesiyle açmış olmanız neden benim suçum ya da karıştırmam oldu şimdi? bazen gerçekten üzülüyorum içinde bulunulan çelişkilere.. O halde o ayetin ne suçu vardı da ona kölelik isnadıyla iftirada bulunuldu..
  15. Türban yasağından önce yani yaklaşık 1999-2000 yıllarına kadar okuyanlar,yani meşhur erbakan dönemine kadar okuyanlar bunları yaptı demek ki, yasaklama gereği duydunuz.. sadece zanla hareket ediyorsunuz ama bir noktada haklısınız.. erbakan dönemi olmasaydı böyle bir yasakta olmayacaktı.. inananlar siyasete karıştırmasaydı bu yasak olmayacaktı.. ama bu demek değil ki ,şu an ki ile o anki durum aynı.. anlamıyorsunuz değil mi.. inancı için kapanan kişi,ne okulda ne protokolde ne resmi dairede ne falanca yerde başını açamaz dini gereği.. sizin yaptığınız,hadi okula girme ,hadi askeriyeye adım atma, ucunda parti eğlence bile olsa devlet adamlarının yanında eşi bile olsan bulunma ,hadi kaybol gibi bişey.. sanki insandan,bir bayandan değil de bir yaratıktan bahsediyorsunuz.. inancı gereği asla kendini ileri taşıyabilecek ortamlarda bulunamayacak,sadece evde oturmaya zorlanan yaratıklar gibi.. siz nasıl hükmediyorsunuz.. düşün artık şu bayanların yakasından..
  16. sorunuzu biraz daha açarsanız sevinirim.. kiminin kimine üstün olmasının , şu anki sistemin süreğenliği açısından ne kadar ince ve mükemmel olduğunu siz fark etmiyorsanız,gerisini de fark etmenizi ,zaten ne desekte sağlayamayız.. bizler öyle ya da böyle ölümlüyüz.. doğuyoruz,yaşıyoruz,ölüyoruz.. bu sistemde köle olmadığınızı ve kimsenin kimseye hizmet etmediğini düşünün,böyle bir sistem için doğumunuzu bilmem ama ölmemeniz,ürememeniz,yememeniz,tüketmemeniz gerekir.. sadece robot gibi ortada dolanan varlıklar olmanız gerekir.. etrafınızda size hizmet edenleri bir düşünün, anneniz size hizmet ediyor,bir çöpçü size hizmet ediyor,bir kapıcı,bir taksici,bir dolmuşçu,onlar patronlarına hizmet ediyor,o patronlar müşterilere,dünyayı satın alan adam ya da kadın olsa ya çocuğuna ya eşine hizmet edecek.. kusura bakmayın ama evet,işinize gelsin gelmesin, bizler doğuştan köleleriz.. bunu Allah ayetinde tutmuş söylemiş,niye doğru söyleyeni dokuz köyden kovmaya kalkıyorsunuz ki.. var mı alternatif öneriniz.. doğuştan suça gelince,Muallim-i Ali kardeşimizden biraz daha farklı düşüncelere sahibim,onları da siz artık biliyorsunuzdur.. bana göre ve diğer dinlere göre de anladığım kadarıyla,hepimiz suçluyuz.. isteyelim ya da istemeyelim,ilk insanın emre karşı gelmesi yüzünden çıkan tek bir sözdür bugün onca insanın yaşadıkları.. ve ayettir aramızda Allah a karşı günah işlemeyen ya da suçu olmayan olmadığı.. öyle ki yine ayettir,eğer rabbimizin hemen hüküm vermesi olsaydı,yani mühlet vermeseydi yeryüzünde tek birimizin dahi kalmayacağı.. Ancak ve ancak,işte tamda bu noktada Allah a inananlar ve inancı itibariyle, Allah ın emrine uymayı bütün dünya menfaatine tercih edenlerdir kurtulacak ve aklanacak olanlar.. ne kadar Kitabınıza(ister Kur'an olsun ,ister İncil,ister Tevrat)uygun yaşamaya çalışırsanız o derece temizlenenlerden olacağınız vardır dinlerde..ayrı dinlerden insanların arasında,ayrılığa düştüğümüz ve farklı dediğimiz noktalarda, Allah doğrusunu bildirip,hükmünü verecek ,ve dinini inandığı Yaratıcıya yani ilah ına has kılanı elbet affedecek ve kurtaracaktır.. bu anlamda hiç bir Kitaba inanmadığı halde,tek bir Yaratana,tek bir ilaha inanan ve onu hissederek yalnız ondan yardım isteyende kurtulacaktır belki.. Tıpkı kavmindeki tek inanan olan İbrahim gibi.. ama Onu hissetmeyen ya da Onu sevmeyen,Onu kendine dost ve yardımcı bilmeyen nasıl yaşar sonra da başına neler gelir bilemem.. siz diyeceksiniz ki yine,meydanlarda müslümanım deyip kumar oynayan,ibadet etmeyen,içkiyi sarhoşluğuyla seven,dedikodu yapan,fesatlık çıkaran,orda burda kavga ortamı yaratan ,karısını döven söven ...vs...vs.. onca insan var.. bende diyeceğim ki size,işte inanç öyle bişeydir ki Allah korkusuna ,onun her an sizi izlediğini bilerek,iki kişi konuşurken üçünsünün Allah olduğunu bilerek,onun şahdamarımızdan daha yakın oluşunun anlam olarak ne ifade ettiğini çok iyi bilerek, hatta bişeyler hakkında kötü düşünmeye başladığımızda o kötü düşüncelerimizi bile O an Allah ın biliyor oluşunu idrak ederek sakınanlar, biraz önce sayılan onca kötülüğü yapamayacak olanlardır.. yapanın da yaptığı anda elinde kalacak tek şey,adeta onu çıldırtacak kadar duyduğu ilk ve son pişmanlık olmalıdır.. İnanç kolay değildir,inancın getirdikleri de.. duyup inandıktan ve kabul ettikten sonra yapılacak bilerek bir günah ile,onu henüz kabul etmemiş ya da inanmamış kişilerin işlediği günah ta bana göre eş değildir.. inanan işlediği günahın bedelini zor öder belki,ama inanmayana her zaman bir tövbe kapısı açıktır.. çünkü önemli olan inandığı andan itibaren nasıl yaşayacağıdır.. hep diyorum,ne cennete gitmek ne de cehenneme gitmek kolay değildir özünde.. oralara gitmeden önce, ya iyilikte çok ileri gitmeniz ya da kötülükte çok ileri gitmeniz gerekir..durduk yere ha deyince hiç biri olmaz gibi.. yaşıyoruz,her gün yaşıyoruz, bir gün geçti,bir hafta geçti,bir yıl derken bakın burda bulunanlar neredeyse en az 17-18 yıl yaşadı.. kimileri 30 kimileri 40-50 yaşadı.. peki o yıllar nasıl yaşandı.. hiç bir şey basit değil.. bu yüzden basite indirgeyip düşünmek hayatı ,kandırmacadan ve zandan öteye gitmez.. boşa gelmedik boşa gitmeyeceğiz.. hepimiz birer köleyiz ve köleliğimizi bilip , yeteneğimiz doğrultusunda hizmetimize devam etmeliyiz.. ben temizlik yapmada senden iyiysem arkadaşım kafamın basmayacağı matematik alnında matematik öğretmeni olacağım diye tutturmadığım ve temizliğimi yapıp onu geliştirdiğim oranda mutlu yaşarım.. kısacası kölelik olarak hangi alanlarda iyiysek,onları geliştirelim ve olduğumuz kadarından fazlasına göz dikmeyelim.. ve kimse kimsenin üstün olduğu alanı,kendi alanından üstün değil sanmasın,kınamasın.. çünkü her alan her alana hizmet için var.. mağaza olmazsa alışveriş yapamazsınız, alışveriş yapmazsanız mağaza olmaz gibi..
  17. naptın arkadaşım ya,bu ne etki.. hakkını vermek lazım harbi etkileyici bir yazı olmuş...
  18. işte tam da bu yüzden, bu kadar karma insanları bünyesinde bulunduran bir ülkeyken ,artık şekilcilikten sıyrılma vakti geldi geçiyor.. bu yüzden kimse kimseyi kınamamalı.. ama ama ama ... neden? çünkü " ama "
  19. sayın Serdar kaynak olsa ne olmasa ne... ana kaynağı bırakıp kendilerini hadislere adamış ,yani inanmamalarını hadislerle temellendirmiş kişilere,ahiret hayatı için çalışmanın bu dünyadaki komşumuza kadar , yürüyüşümüze kadar dikkat etmemiz gereken konuları kapsadığını ve hiçte kolay olmadığını nasıl anlatırız.. ahiret hayatı için çalışmayı,yat kal ibadet et gibi algılayan zihniyete burda kaynağını öğrenip neyi aktarsanız boşa... Allah önce biz inanan kullarına merhamet eder ve yaşamımızla neyin ne olduğunu ıspatlamayı nasip eder İnşallah .. yoksa biz inananlar kuralları tam anlamıyla uygulamadıkça, bu insanlar dini böyle yatanlar dini görmeye devam edecekler.. demek ki değişmek lazım,yalan söylemek yasaksa söylememek ve güvenilir olmak lazım, dedikodu yasaksa kaçınmak ve sır verilen olmak lazım, yardım emirse yetime ,yolcuya,fakire ,para severliği bırakıp etrafımızı nereye yardım edebilirim diye araştırmak lazım, doğada her yerde ayet var deniliyorsa,elden geldiğince etrafımıza karşı çok düşünüp,öğrenebildiğimiz kadar ilim-bilim-fen öğrenmek lazım.. varsa din kardeşlerimiz başka ülkelerde lisan üstüne lisan öğrenmek lazım.. Allah akıl vermiş.. demek ki verdiğinin şükrünü öğrenerek vermek lazım.. tıpkı emredildiği gibi bir işten bir işe koşmak lazım.. yoksa onlar da haklı biz de haklı,kaos- kısırdöngüde devam eder iş..
  20. eğer ikisi aynı olsaysı ,ikisinin de adı ya hristiyan ya da müslüman olurdu.. biz falanca ülke değiliz , bitap halimizin nedeni de din değil ,olsa olsa dinin öğrenilmesini engelleyen ve sanki din hacıdan hocadan başka kimseden öğrenilemezmiş gibi halkı kişilerin çıkarlarına bırakmalarıdır.. üstüne , okul sisteminizde bilim-fen-tarih kavramlarından bi haber ,ezberci ama asla akılda kalmayan geçici eğitim sistemiyle bu ülkeden daha ne beklenir bilmiyorum.. bu arada sizin dini kullandığınız kadar onların kullandığı noktasında şüphem var.. siz bi laik olmanın sırrına erin, sonra insanlara laiklik konusunda vaaz verin derim.. ama dediğimle kalırım.. çünkü öyle,ona niye saygı,buna niye saygı,şu da benim aklıma yatmadı aman ne saygısı.. haydi hepimiz saygısızlaşalım.. bu mudur? iste ya da isteme,kim istesin ya da istemesin, o Kadın Abdullah Gül ün eşi olarak ,sırf protokol gereği saygı duyulması gereken biridir.. zaten şeklin altında aradığınız nedenlerle saygısızlık kavramını harmanlamasaydınız, bugün sizin gibi Cumhuriyet i kendine mal etmeye kalkan falancalar başarılı olurdu.. ama başarısızlığın altında ki etkenleri bile görmekten uzakken,Atatürk ün ismini anarak ilerici gibi kendinizi kandırmanız akla zarar ...
  21. evet,bu anlamda hep derim ,bir mantar kadar olamadık ya da bir sivrisinek kadar.. oysa insanın elindeydi hep ,bu dünyayı gerçek anlamda cennet gibi bir yere çevirebilme.. ama kötü olanı sevdik , kirli olanı istedik.. hem de sadece nefsimize hoş gelen şeyler için.. ve en güzelleri bırakıp hep en çirkin uğraşların ardına düştük.. kullandığımız her ürünle, tükettiğimiz her kavramla katkı sağladık hep yanlış olana..hep daha dedik daha fazlası dedik ,birileri de üretti üretti ve biz tükettik.. sonu gelmeyecek bir kaos tu oysa hep o daha daha fazlaları.. elimizde olanın kıymetini bilmedik ve onu da kaybettik..
  22. doğru diyorsunuz.. aslında bunun gibi,bilmediğimiz çoğu kelimenin anlamını türkçe olarak,en azından şahsım adına bilmiyorum.. bu anlamda ,bana kattığınız bu güzel fayda için teşekkürler...
  23. nbr nasıl gidiyor durum nasıl :) tartısma devam ediyomu? :)

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.