Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

kaplan-200

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

kaplan-200 tarafından postalanan herşey

  1. Ne yapmaya çalışıyorsunuz Biliyorumki yine anlamayacak,anlamazdan geleceksiniz ısrarlarınıza rağmen yazayım bari! 2.Dünya Savaşı'nın bitip Soğuk Savaş'ın başlamasıyla Türkiye, uluslararası ortamda kendini yalnız buldu. ve 2. Dünya Savaşında tarafsız kalarak bütünlüğünü Almanya'ya karşı korumuş ancak savaş sonrasında Sovyetler'in Doğu Anadolu'da toprak ve Boğazlar'da üs ve ortak savunma talepleriyle karşılaşması nedeniyle , Sovyet tehdidine karşı müttefik arayan Türkiye Batı Bloğu'na ve Amerika'ya yaklaşmaya zorunluğunda kalmıştır. Türkiye NATO ya girişini hızlandırmak için Kore Savaşı'na katılmıştır . Türkiye ile Batı Bloğu arasındaki yakınlaştırmayı hızlandırmış ve 18 Şubat 1952'de Türkiye bir NATO üyesi olmuştur. Şimdi burada benim fikrim askerimizin kore savaşına gitmemesinden yana, fakat söz konusu kore savaşı değil, nazımın söylediği sözlerdir. şimdi sen cevap ver . Rusya’ya kaçtıktan, Moskova Havaalanı’na indikten sonra, basın mensupları karşısında, “Beni Stalin yarattı. Gözlerimin ışığını ona borçluyum!” diyor. bunu tartışalım isterseniz. ------------------------------------------------------------------------------------------------- “Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin, her şey Türk’e göre, Türk tarafından, Türk için.”
  2. BÖYLE ARGÜMANLARLA DEDİM YA SADECE BILINCSIZ VATANDAŞLARI KANDIRIRSINIZ ...........öylemi Bu ergümanları kendi siteleriniz ve kendi kaynaklarınız yazıyor ben değil. Deniz Gezmiş Anlatıyor (Erdal Öz- Deniz Gezmiş Anlatıyor, Cem Yayınları, 1976) -http://www.denizgezmis.org/yazilar/deniz_gezmis_anlatiyor.htm-işte kendi kaynağınız..askere nasıl kurşun sıktıinasıl askerle çatışmaya girdi oku ve ona göre yorum yap. Kendi insanını olmayan bir kahraman yaratarak kominizme köle etme çabaları ve farklı anlatımla kalkmakta çok basit bilincsiz insanları kandırma yöntemidir. Artık insanlarımız gerçeği görüyor. Artık O kör ideloji bitti son demlerini yaşıyor. Siz kendi kaynağınıza bile bilincsizleri kandırmak için diyorsunuz sanırım fazla birşey yazmama gerek yok. işte artık insanımız bilincsiz kalmıyor, her geçen gün gerçeği öğreniyor kahramanlarını tanıyor.
  3. Deniz gezmişle aynı zihniyette olunca onu sevmemek kaçınılmazdır elbet. Amacımız, bilmediğiniz yada bilmek istemediğiniz bazı gerçekleri burdan yazmak .siz yinede sevin ,çünkü kör ideoloji zaten böyledir. babadan oğula geçer bu kör ideoloji dediğimiz.yanlışları görmez,kabul etmez.! Evet görüyoruz Yeşillere karşı verdiği mücadeleyi,jandarmayla girdiği çatışmaları nasılda heyecanla anlatıyor . Sanırım jandarmanın üstündeki yeşil üniformadan dolayı yeşillerle mücadelesi başlamış bu yeşil alerjiside ordan gelmiştir.
  4. Daha öncede çok yazdık, anlamayanlar için tekrarlayalım,belki hafızalarında bir yerinde kalır. Deniz Gezmiş Anlatıyor Yalnızsın. Gemerek’in dışında bir benzin istasyonunun arkası. Yerler ıslak. Çamur. Zifiri bir karanlık. Bir yamaçtasın orada. Yalnızca jandarmaların attıkları mermilerin alevlerini görüyorsun. Ateş etsen yerin belli olacak; ateş edemiyorsun. O anda bombayı atmak aklıma geldi. Kafan çalışıyor. Mantığın tıkır tıkır işliyor. Soğukkanlısın. Pimini çekip bombayı elinde tutuyorsun bir iki saniye. Pimi çektikten dört saniye sonra bombanın patlaması gerek. Vakit geçirmemek gerek. Bomba elinde patlayabilir; bunun korkusu var içinde; elinde patlarsa diye. Fırlatıyorsun bombayı. Sinip bekliyorsun. O andaki bekleme müthiş işte. Müthiş uzun geliyor o süre; zaman bir türlü geçmiyor; saniyeler dolmuyor bir türlü. Bomba, savunma bombası. Patlayınca bayağı etkili patlar. Havada birtakım kollar bacaklar göreceğini sanıp bekliyorsun. Daha önce de kullandım bu bombadan. Eğitim atışları yaptım. Ama buradaki, eğitim atışlarından çok değişik. Patlayıncaya kadar, ilk akla gelen, bir türlü akıldan çıkmayan şey, bombanın patlamama olasılığı. Bomba bozuk çıkabilir. Ve bomba patlayınca isabet almak olasılığına karşı tam siper, yüzü koyun yere atıyorsun kendini. Çok gariptir, bir içgüdüyle ellerini ensende kenetliyorsun. Hiç tanımadığın, bilmediğin, hiç görmediğin birtakım insanların öleceğini düşünüyorsun birden; üzülüyorsun. Patlıyor bomba. Kan kokusu duyduğunu, feryatlar, çığlıklar, bağırışlar duyduğunu sanıyorsun ilk anda. Sonra derin bîr sessizlik oluyor. Sonra da kaçışan birtakım insanların ayak sesleri. Yani, önce bir şok etkisi oluyor karşıdakilerde, bir şaşkınlık. Sonra da panik ve kaçışma. Yağmur ve çamur. Sigaran bitmiş. Yok. Tek sigaran yok. Anlatılmaz bir sigara özlemi. Dayanılmaz bir istek. Yanında da bir bardak sıcak çay istiyorsun, iyi mi. Sonra birden anlatılması güç bir susuzluk. Yerden kar falan alıp yiyorsun; susuzluğunu biraz olsun gideriyor. *** Çatışma sürüp giderken, silahlı çatışma, ölüm korkusu yok; hiç yok. Ancak, pusuya falan düşüp de düşünme fırsatı bulunca, yani beklerken geliyor ölüm insanın aklına. Ateş ederken, çatışırken bu korku gelmiyor aklına. Taktik falan düşünüyorsun daha çok. Tepeyi aştım, Gemerek’e girdim. Saat 23 falan. Hani bırakılmış kentler olur. Bomboş sokaklar. İnsansız, öyleydi Gemerek. Herkes uykudaydı, herkes evlerine çekilmişti. Bir yapı var, bahçe içinde. Sulu sepken, karla karışık bir yağmur. Dönüp yapının üzerindeki tabelada yazılı yazıyı okuyorum: Ortaokul. Hemen yanındaki yapının yazısı da: Lise. Dolaştım yapının çevresinde. Hoşuma gitti. Yarın sabah çocuklar gelecekler önlükleriyle, çantalarıyla; kalem, silgi kokularıyla, duyacaklar olanları, öğrenecekler. “Hepsi uykularındadır şimdi,” diye düşündüm. Sağa doğru çıktım. Yamaçta, ‘Jandarma Karakolu’. Tek başına bir yapı. Yakınında başka yapı yok. Işıkları yanıyor. Yaklaşıyorum. İçeride jandarmalar var, konuşuyorlar, gülüşüyorlar. İyice sokuluyorum. Heyecanlı oldukları belli. Orada 15-20 dakika durup onları dinledim, onları gözledim. Karakolun önünde bir Jeep duruyor. Jeep’i almak gerek. Dokundum tetiğe, karakola ateş açtım, duvarlarına. İçeride birden bir panik, bir kaçışma. Atladım Jeep’e, çalıştırdım. Beş metre ötede kara saplandı Jeep. Atladım arabadan. Bir tümseğin arkasına attım kendimi, yattım. kendi sitelerinden... - 31 ağustos 1966'da İstanbul - taksim'de, çorum'dan İstanbul'a kadar yürüyen adamlarıyla birlikte ayaklanma başlattı ve ortalığı birbirine kattı. bu kargaşada çok vatandaş yaralandı. - 19 ocak 1967'de o zamanki bir öğrenci yurdunun devir edilmesi sırasında adamlarıyla birlikte ayaklanma yaptı ve yine çok sayıda vatandaş yaralandı. - 12 haziran 1968'de İstanbul üniversitesini adamlarıyla birlikte işgal edip pek çok öğrenciyi öldürdü. - 7 mart 1968'de İstanbul üniversitesi'nde yapılan aiesec genel kurul toplantısında adamlarıyla birlikte salonu savaş alanına çevirdi. - 16 mart 1969'da karşıt görüşlü bir göğrenci hareketinin İstanbul'da bir miting yapması üzerine adamlarıyla birlikte bu miting yapan öğrencilere saldırdı... - 31 mayıs 1969'da İstanbul üniversitesi'ni adamlarıyla birlikte işgal etti. bu işgal sırasında polisle girdikleri çatışmada yaralandı. - üniversitede yapılan bir aramada dürbünlü tüfekle (suikast tüfeği, bu tüfek türü kesinlikle savunma amaçlı kullanılamaz.) yakalandı. - 11 ocak 1971'de adamlarıyla birlikte İş bankası, ankara - emek şubesini soydu. bunların yanısıra bu çapulcu vatan haini bir dönem türkiye'den kaçıp, filistin'deki kamplarda eğitim görerek geri türkiye'ye gelmiştir. nihayet 6 mayıs 1972'de ankara merkez kapalı cezaevinde idam edildi. İdam sehpasına götürülürken ayakkabılarının askerlere kesinlikle bırakılmamasını özellikle istemiştir. bu derece de ordu ve asker düşmanı olduğu görülmektedir. ölmeden önceki son 2 cümlesiise , -YAŞASIN MARKSİZMİN VE LENİNİZMİN YÜCE İDEOLOJİSİ, -YAŞASIN TÜRK VE KÜRT HALKLARININ BAĞIMSIZLIĞI!!! demiştir.bunu yumuşatmaya çalışmayın kendi sitelerinde ve kaynaklarında aynen yazmaktadır....KÜRT VE TÜRK BAĞIMSIZLIĞI DİYE. Ayrıca YAŞASIN MARKSİZMİN VE LENİNİZMİN YÜCE İDEOLOJİSİ yani KOMİNİZM diyen zihniyet nasıl Atatürkçü olabilir. Atatürkün kominizme karşı söylediklerini daha önce yazdım tekrar yazmama gerek varmı?
  5. kaplan-200 şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Politika Bilimi
    Bugün yapılanların yıllar öncesinden yapılması gerekiyordu,bunların sebebi Özalların zihniyetleridir. Pkk terörünün bu gelişmelerle hiçbir alakası yoktur. Geçmişe iyi bir göz atarsanız görürsünüz.Bugunkü akp li bakan Cemil çiçek bunu yaklaşık 20 yıl önce söylemiştir ve turgut özal kabul etmemiştir. O nedenle onca zamandan sonra 2009 yılına gelmişken ve aynı cemil çiçek hükümette en önemli makamdayken bu değişiklikğin olması kadar normal birşey olamaz. pkk teröristleri şimdi kenilerine pirim yapıyorlar.bizim sayemizde oldu diyor. Hadi onların zihniyeti belli ya diğerlerine ne demeli!
  6. Sizde deniz gezmişi iyi tanyın derim. Birazdaha araştırma yapın, yada bu sayfadan geriye doğru biraz bakın. O zaman gerçekleri göreceğinize eminim. saygılar.
  7. kaplan-200 şurada yorum gönderdi suheda_'nın blog başlığı içinde Şehr-i Hüzün
    bU TÜR konulara cevap yazmam fakat, başlık size ait olunca yazasım geldi. 9. madde doğru. Bu olay Halit Ergenç’le Bergüzar Korelin oynadığı dizi Binbir Gece Dizisi gibi. düşünsenize size soruyorlar ''ölmekmi isterdin yoksa .o.......ç........ olmakmı diye!
  8. Özürcüler 'aferin'i kaptı Türkiye’de öncülüğünü gazeteci Ali Bayramoğlu, Prof. Baskın Oran, Prof. Dr. Ahmet İnsel ve Dr. Cengiz Aktar’ın yaptığı bir grup sözde aydın tarafından, 1915 olaylarından dolayı Ermenilerden özür dilenmesine yönelik başlatılan kampanya, Avrupa’nın en önemli Ermeni nüfusuna sahip ülkesi Fransa’da geniş yankı uyandırmaya başladı. NTV’nin haberine göre, konunun Fransız basını tarafından yansıtılmasının ardından, şimdi de Ermeni kökenli bir grup Fransız, “Özür diliyorum dilekçesini imzalayanlara teşekkür” kampanyası başlattı. İlk imzalayanlar Bu amaçla Fransa’da imzaya açılan dilekçede, “Türkiye’deki imzacılar, bu jestleriyle, 1915 soykırımı kurbanlarının inkar edilmesinin, hayatta kalanların ve onların çocuklarının manevi yaralarının inkar edilmiş olacağı anlamına geldiğini kabul etmektedirler. Ben de Türkiye’deki imzacıların karşı karşıya oldukları risklerin bilincinde olarak vurdumduymaz, eleştirel ve bekle görcü davranmayı reddediyor ve dünya vatandaşı sıfatımla, cesaretlerinden ötürü imzacılara şükran borcumu dile getiriyorum” ifadelerine yer verildi.Sözde soykırımın inkar edilmesinin aşırı uçların işine geldiği, kin ve acı yarattığı da savunulan dilekçede, Hrant Dink’in açtığı yol olduğu söylenen “teskin edici gerçek, tanışma ve paylaşma döneminin geldiği” belirtiliyor. Dilekçeyi ilk imzalayanlar arasında Kanada’da yaşayan film yönetmeni Atom Egoyan, Paris merkezli Ermeni Diasporası Araştırmalar Merkezi başkanı Jean-Claude Kebapçıyan ve film prodüktörü Robert Gedikyan da bulunuyor. Çizgi roman oldu Bu arada, sözde “Ermeni soykırımı” iddiaları çizgi roman da oldu. Senaryosu ve çizimleri 29 yaşındaki İtalyan çizer Paolo Cossi tarafından hazırlanan “Büyük Felaket” adlı 144 sayfalık çalışma, dün Fransa’da satışa sunuldu. 16/01/2009 22:49 yeniçağ
  9. şu surata bakasınıza hele!
  10. Onca yazının içinden kendinize alabildiğiniz, yanlızca kore'ye gönderilen askerlermi?
  11. Milliyetçilere, ABD'nin adamı diyen devşirme Türk milliyetçiliğinin usta kalemlerinden Yavuz Bülent Bakiler, hükümetin değişen gündem arasında sessiz sedasız Nâzım Hikmet’e ‘iade-i itibar’ kararı alıp, ‘vatandaşlığa’ kabul etmesi üzerine Türkiye gazetesinde kaleme aldığı yazının bir bölümünde şöyle diyordu: “Nâzım Hikmet, Türkiye’yi, komünizm bataklığına çekip Moskova’nın sömürgelerinden biri haline getirmek istediği için mi itibarlı bir kişidir? Rusya’ya kaçtıktan, Moskova Havaalanı’na indikten sonra, basın mensupları karşısında, “Beni Stalin yarattı. Gözlerimin ışığını ona borçluyum!” diye haykırdığı için mi itibara ihtiyacı yoktur? Kore savaşlarına katıldığımızda, Mehmetçiklerimize, ‘Teslim ol Ahmet / Ya def olup gideceksiniz / Ya denize dökecekler sizi / Teslim ol Türk halkı adına...’ diye başlayan herzeler yazdığı için mi ona toz kondurmuyorlar? Türkiyeli komünistlerimizin; ‘Her şehre bir Nâzım Hikmet heykeli!’ diyerek tepinecekleri günler, uzak değildir.” * * * Her vatan evladının altına imza atabileceği bu yazı, ne yazık ki bazı devşirmelerin bir yerlerine ‘çuvaldız’ gibi saplanıp kaldı. Dindarların arasından sepetlendikten sonra, kapılandığı yeni çevrelere kendisini kabul ettirebilmek için, daha önce ‘kaşık salladığı’ kaplara pislemeye başlayan ‘sızma’ İslamcı, ‘süzme’ liboş bir devşirme, kendi çapında ‘Nâzımseverlik’ oynamaya çalışırken bakın neler zırvalıyor: “Bir ‘Soğuk Savaş dönemi’sağcısı olan Yavuz Bülent Bakiler, oturmuş ‘Nâzım’a nefretimiz bitmemeli’konulu bir yazı döşenmiş. Diyor ki: ‘Nâzım, Sovyetler’in adamıydı.’ Sanki o dönem kendisi ‘Amerika’nın adamı’ değilmiş gibi.” ‘Kendisi’ ile kastedilen tabii ki Bakiler değil. Aklınca, onun üzerinden, 12 Eylül öncesinde Sovyet emperyalizmine karşı mücadele eden bir nesli topyekün ‘Amerika’nın adamı’ ilan ederek, kulluğuna soyunduğu yeni kapının efendilerine bir ‘şirinlik gösterisi’ daha yapmaya çalışıyor. * * * ................. Sakın ola ki, Allah’ın dinini ‘kazanç kapısı’ haline getirip, yıllarca “Batı kulübü” diye cart curt ettikten sonra ‘Batı’nın ******’ haline gelen eski ağababaların ile ‘milliyetçileri/ülkücüleri’ birbirine karıştırıyor olmayasın. Sizlerin “Amerika ehven-i şerdir” diye gevelediğiniz dönemde, ülkücüler Türkiye’nin duvarlarını şu ifadelerle boyuyorlardı: - “Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin, her şey Türk’e göre, Türk tarafından, Türk için.” Sizlerin ne olur ne olmaz diye ‘kızıl’ ile ‘yeşil’ arasında magarina oynadığınız dönemde, ülkücüler şu sloganı haykırıyorlardı: - “Komünizme, faşizme ve ‘her türlü’ emperyalizme hayır.” Bu mu Amerika’nın adamlığı? Ülkücülerin temel başvuru kaynaklarından biri olan ‘9 Işık Doktrini’nin hangi bölümünde Amerikan ****** geçiyor? * * * Sen git de, Yahudilere yaranmaya bak. Eğer bir daha, birilerinin üzerinden ‘milliyetçi/ülkücü’ camiaya çemkirmeye kalkışırsan emin ol ki ‘eski defterleri’ karıştırıp ‘yularını’ çeker ve maskeni indiriveririz. Seni ‘zorla AKP’li’ yaparız. Ne demek mi istiyoruz? Anladın sen oni!.. İsrafil K.KUMBASAR YENİÇAĞ
  12. İran türkiyeye benzemez! Türkiyde insan hakları yanlız teröristlere çalışıyor,o nedenle bu zihniyetler varken kolay kolay biteceğinide sanmıyorum. iranda ise teröriste karşı kesinlike af yoktur. Yanlış hatırlamıyorsan geçen sene donmak üzereyken yakalanan, kangren olan ve dizlerinden kesilen iki pejakı terörist ,mahkeme sonucunda idam cezası alarak kesik bacaklı oldukları halde asıldılar. Böyle bir yaptırımın olduğu yerde pjak dayana bilirmi.?
  13. Tuncer Kılınç da Çevik Bir'in yolunda yürümüş! Meğer “Ergenekon suçlusu” olarak sorgulanan MGK eski Genel Sekreteri Tuncer Kılınç da, 28 Şubat’ın mimarlarından Çevik Bir gibi, İsrail’le gizli anlaşma yapanlardanmış. 1994 yılında Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmayı ile İsrail arasında “Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması” imzalanıyor. Anlaşmayı İsrail adına Milli Savunma Bakanı, Türkiye adına ise 28 Şubat’ın sivri isimlerinden Org. Çevik Bir imzalıyor. Bu anlaşma ile İsrail savaş uçakları Konya üzerinde eğitim uçuşu yapma imkânına kavuşuyor. Böyle bir anlaşmadan TBMM’nin haberi yok, Erbakan hükümetiyse, “Biz bu anlaşmayı kucağımızda bulduk” savunması yapıyor. 28 Şubat süreci böyle ilginç bir süreçti.Tankların yürüdüğü günleri hatırlıyorum. Sincan’da Filistin’le dayanışma gecesi tertiplenmesi gerekçe gösteriliyordu. Filistin halkı ile dayanışma ve İsrail’i eleştirme birilerini niye rahatsız etmişti, anlayamamıştık. O dönem MGK’sının “beyni” olarak isimlendirilen kişi ise Mustafa Ağaoğlu idi. Ağaoğlu MGK’nın 1. Hukuk Müşaviri ve Başdanışmanı olarak görev yapıyordu. En büyük özelliği ise Defne Mason Locası Üstad-ı Muhteremliği görevini uhdesinde bulunduruyor olması ve bu özelliğiyle, “Başbakanlık İrticayı Takip Kurulu” üyeliği yapmasıydı. Ağaoğlu, “MGK’da mason olduğumu herkes biliyordu” diyordu. “Mason” deyince bizim aklımıza hep İsrail gelir. Birileri ise, bu sizin vehminiz der, başka bir şey demez. Lâkin mason localarında İbraniceden gelen “Şibbolet, Boaz ve Jakin” kelimelerinin “Parola” olarak kullanıldığını ve Tevrat’tan alınan “Teşrin” bayramının Türkiye’deki mason localarında “Ayîn” biçiminde yaşatıldığını biz, eski bir mason olan Yüce Katırcıoğlu’ndan öğrendik. Neyse konumuz bunlar değil.. İsrail’le gizli bir anlaşmanın da Erbakan’ın başbakanlığı döneminde Tuncer Kılınç tarafından imzalandığını, geçtiğimiz pazar Yenimesaj gazetesinin tertiplediği “Filistin Sempozyumu” nda, dünyada pek çok ülkenin kurtuluş reçetesi olarak gördüğü Milli Ekonomi Modeli mimarı Prof. Dr. Haydar Baş’ın okuduğu Hürriyet gazetesine ait 29 Ağustos 1996 tarihli, “İsrail’le gizli anlaşma” başlığı taşıyan kupürden öğrendik. Hürriyet’in haberine göre Tuncer Kılınç’a Erbakan, “Bu duyulmasın, millet bize ne der!” demiş ve bu anlaşma da Çevik Bir’in İsrail’le imzaladığı diğer anlaşma gibi “gizli” kalmış. Sayın Kılınç son zamanlarda, “Ulusal çıkarlarımızın gereği olarak, Türkiye’nin artık NATO’dan çıkması gerektiğini ve ABD’nin Türkiye’nin dostu ve stratejik ortağı olmadığını; Türkiye’nin İran, Rusya ve Çin’le Avrupa Birliği benzeri bir örgütün içinde yer almasının ulusal çıkarlarımıza çok daha uygun olduğunu, terörün de bu suretle büyük ölçüde bertaraf edilebileceğini” dillendirmekte. “NATO’dan çıkalım, İran, Rusya ve Çin’e yaklaşalım” demek, “İsrail’e sırtımızı dönelim” demektir. Sayın Kılınç hangi düşüncesinde samimidir, merak ediyoruz. İçimize bir kurt düşmedi dersek yalan olur. Nedir o kurt? Türkiye’de gayet samimi, mantıklı ve haklı bir ABD, İsrail ve Avrupa Birliği aleyhtarlığı yükselen bir değer haline gelmişti. İşte birileri Türk halkının Kuvayı Milliye ruhunu andıran bu uyanışından oldukça rahatsızdı ve “Yükselen milliyetçiliğin önüne geçilmesi” isteniyordu. Yahudi Douglas Feith, “Türkiye’deki Amerikan aleyhtarlığı önlenemezse bu hükümetle ilişkilerimiz sürdürülemez” tehdidinde bile bulunmuştu. İşte bu ortamda birileri yükselen bu Kuvayı Milliye ruhunu Türk halkının elinden alarak, bu ülkede Amerika, Avrupa Birliği ve İsrail aleyhtarlığı yapılacaksa, onu da biz yaparız dedi ve öyle de oldu... Saf Anadolu çocukları da bu işe pek sevindi... AKP bitecekti.. Millet zannedecekti ki ABD, AB ve İsrail dostları gitti; Kuvayı Milliye Ruhu geri geldi.. Ayılmamız için bir on yıl daha geçecekti.. hasan DEMİR YENİÇAĞ
  14. kaplan-200 şurada cevap verdi: suheda_ başlık Kadınca
    oradan bakınca kılıbık birinemi benziyorum acaba.
  15. Ne yapacaktı ,açlık gervinemi gitseydi?üzüldüğü için kendinmi öldürmesi gerekirdi.
  16. kaplan-200 şurada cevap verdi: suheda_ başlık Kadınca
    NE DEMEK İSTİYORSUN suheda''
  17. Almıyorum diyorsunuz,devamlı dtp ağzıyla konuşuyorsunuz nasıl iştir anlamıyorum. Yine muhatap alma.......... allah rızasına birdefa olsun kına,yanlış yapyorlar de o zaman. Onları kınamak muhatab almak demek değildir.bizde öyle sanmayız sevgili mavi. Onca haberlerine rağmen onca söylememe rağmen birgün olsun bir defa pkk ve dtp kınayan bir başlık yazmadınız,biz soruncda ben muhatab almam deyip yine politik cevapla kaçıyorsun. Bakın hemşom inan ciddi söylüyorum sen iyi bir siyasetçi olursun.Düşün istersen. Yalan söylemeyim, Sana oy vermesemde siyasette olmanı isterim.
  18. kaplan-200 şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    hemşom bu kadar duygusal konuşmayın ve bizide üzmeyin...sizin düşüncelerinize karşı yalamı söyleyelim,kendimizimi kandırsak dahamı iyi olacak... Bakın doğruyu söylediniz,teşekkür ederim. Askerin köyleri yaktığına şahit olmadınız ve başkalarının sözünü yazdığınızı açıkladınız. çünkü asker yakmış,yıkmış diyerek ısrarla konuyu açtığınız olaylardaki ifadelerinizin hiçbirine şahit olmadığınızı söylediniz.. Artık gördüğünüz,şahit olduğunuz olayları yazacağınızı düşünüyorum .yani mışlar,mişler propagandadan ibarettir lütfen sizde biraz bizim taraftan bakın. İnanın Ben sizin taraftan çok baktım,yinede bakıyorum çünkü aynı toprağın insanıyız.Fakat ben o propagandalara inanmıyorum,o propagandaları yapanları iyi tanıdım,içlerindeki o şeytan formüllerini çok iyi bilirim. Baba gibi görünüp,yüzüne baktığın zaman insana benzettiğin,sempatik ve babacan görünen, gençleri zehirleyen,kendi çocukları akrabaları barlarda pavyonlarda sefa sürerken,gariban ailelerin çocuklarını zehirleyip onlara pkk sempatizanlığını aşılayanları tanıdım. Bu örneklerden biri size çok yakın ,tanırmısınız bilmem ama,kendisinin ve kars kürtlerinin ermeni olduğunu öne süren mahmut alınak.gibi.
  19. kaplan-200 şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Bencede ...Çünkü aynı yörenin aynı coğrafyanın insanıyız bu yaşıma kadar kimse bize kurşun falan yağdırmadı..ne bize nede diğerlerine. kendilarinin kan davaları haricinde.
  20. kaplan-200 şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Kürtçe yayın bizi kesmez, toprak da istiyoruz! Kürtçe yaptığı konuşmada, ağzındaki baklayı çıkaran Baydemir, “20 yıldır veridiğimiz mücadeleyle kimli-ğimizi kabul ettirdik. Sosyal ve ekonomik kalkınmayı da söke söke alacağız” dedi. Baydemir sınırı aştı AKP’nin Kürtçe TV açılımından cesaret alan DTP’nin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Bağlar Belediyesi Kapalı Spor Salonu’nda tahrik edici bir konuşma yaptı. Toplantıya DTP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş, DTP Diyarbakır milletvekilleri Aysel Tuğluk ve Gültan Kışanak da katıldı. Toplantıda ilk konuşmayı Kürtçe yapan Divan Başkanı ve seçim komisyonu üyesi Lütfü Dağ, 29 Mart seçimlerinin Kürtler için yerel seçimden çok siyasi bir seçim olacağını savundu. Dağ şunları söyledi: “Bu seçim Kürtler için aynı zamanda bir referandum olacaktır. Biz sadece bir iki ili değil, bütün Kürdistan’da belediyeleri istiyoruz. Kimse Diyarbakır’ı bizden alamaz. Amed (Diyarbakır) Kürt halkının kalbidir. Dün din ile Kürtleri kandırmaya çalışanlar, bugün TRT 6 ile kandırmaya çalışıyorlar.” Bu toprakların adını kabul edecekler Baydemir de, Kürtçe yaptığı konuşmada sınırı aştı. Baydemir, “Bu halkın dilini, kültürünü ve kimliğini kabul etmeyenler, 20 yıldır verilen mücadele sonucu bunu kabul ettiler. Bu mücadele böyle devam ederse, yakında bu toprakların da adını kabullenecekler” dedi. Türkiye’de geri kalan 21 ilin Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yer aldığını söyleyen Baydemir, şöyle konuştu:“Hükümetler, batı illerine fabrika, otabanlar yaparken, Doğu ve Güneydoğu’ya karakol yaptılar, Jandarma gönderdiler. Kimliğimizden, dilimizden, kültürümüzden ve inancımazdan asla vazgeçmeyeceğiz. 80 yılda yapılamayanı bütün engellemelere rağmen 8 yılda yaptık. Biz devletin bize biçtiği yoksulluk kefenini yırtacağız. Kimlik kadar, dilimiz kadar, bizim için ekonomik ve sosyal kalkınma da önemlidir. Sosyal ve ekonomik kalkınmayı da söke söke alacağız.” Diyarbakır Belediye Başkanı: Bu halkın dilini, kültürünü ve kimliğini kabul etmeyenler, 20 yıldır verilen mücadele sonucu bunu kabul ettiler. Yakında bu toprakların da adını kabullenecekler. YENİÇAĞ
  21. kaplan-200 şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Sizin gördüğünüz Çadırın yıkılması.Tabiki burada sizin olaya bakınış açınızda önemli. Yani adamlar geldi Siz kürt olduğunuzdan dolayı sizin yattığınız çadırı yıktı siz dışarıda mağdur oldunuz öylemi ?(yanlış anlamayın, siz devamlı politik cevaplar veriyorsunuzya o nedenle yanlış anlaşılmasın diye soruyorum.) yani arama sırasdında, istemeyerek yıkılmış gibi bir durum falan yoktu yani ! Ayrıca gittiğiniz köyde ise, sizinde söylediğiniz gibi, köylüler yardım etmediğinden dolayı teröristler Asker kıyafeti giyerek gelip yapmış olamazmı? Yada böyle bir durumun olabileceğini düşünememişlermi?yada söylemedinizmi? Bizimde anlatmak istediğimiz bu zaten, ben onca köy aramasına gittim ve böyle bir olaya şahit olmadım. Sizde yakıldığına şahit olmadığınızı söylüyorsunuz,fakat duyduğunuzu gerçekmiş gibi anlatıyorsunuz...Anlatmak istediğim budur işte. Şahit olduğunuz olayları yazın... Amcanızın çadırını yıktıklarına şahit olduğunuzu söylüyorsunuz o zaman bu konuyu yazın bunu tartışalım. Ordan, burdan duyduğunuz propagandaları gerçekmiş gibi göstermeyin. Size yakışan objektiflikte ancak böyle olur sevgili hemşom. Bugün diyarbakır belediye başkanı yine tahrik dolu sözler sarfetmiş; Bu halkın dilini, kültürünü ve kimliğini kabul etmeyenler, 20 yıldır verilen mücadele sonucu bunu kabul ettiler. Yakında bu toprakların da adını kabulleneceklerdiye açıklama yaptı. Şimdi bu sözler karşı diğer konularda olduğu gibi aynı samimiyetle cevap verebilecekmisiniz. Onca araştırma yapıyorsunuz,Asker yakmış,polis vurmuş,devlet yanlış yapmış,her zaman devlet suçlu asker suçlu diye. birazda baydemir gibi büyükşehir belediye başkanı olan ve emine ayna-sırrı sakık gibi tbmm nin vekili saydığınız bölücülerin yaptıklarını araştırıp burada başlık altında bizimle paylaşsanız diyorum. Hani siz hep gördüğünüz(duyduğunuz) yanlışları yazıyorsunuzya!
  22. Arkadaşlar Kafkasların Tv tepkileri hükümetedir,yani etkiye tepkidir. Bizde kafkas kökenliyiz fakat asimile ediliyoruz gibi basitlikler bizim için önemli değildir....Kendi kültürünü yaşanlar istediği gibi yaşatıyor, yaşatamasalardı bu güne gelemezlerdi zaten. Yayınlanacak tv kanalından aismile olmayacaklarını düşünüyorlarsa zaten asimile olmuş demektirler. Yani kafkas derneklerinin bu açıklamaları etkiye karşı verilen bir tepkidir. Ben istiyorumki laz ve diğerleride bu taleplerde bulunsun ve birileri birşeylerin farkına varsın. Bununla beraber ne yaparlarsa yapsınlar zamanla ,arz ve talep olmayınca bitecektir ve kendiliğinden kaybolacaktır. Farklı Tv kanallarının iyi olacağını düşünürken ,Bunu suistimal edeceklerini aslında aklıma gelmedi değil,dediğim gibide bu suistimalin gerçekleşmeside uzun sürmedi. Dün can dündarın proğranında konuk olan ,sözde aydın iki kürt yazarla,kendisini müzik yapımcısı olarak tanıtan türkücü ahmedin eşi gülten kaya konuktu. Diyarbakır akp millet vekili canlı yayına bağlandı ve bu dörtlü asıl maksatlarını ortaya koydular. Bunun bir başlangıç olduğunu,bununla beraber kürtçe yazışmalar,kürtçe dersler ve camilerde kürtçe vaaz'a kadar adım, adım geleceklerini söylediler. Şimdi bunların bu düşüncelerinden sonra , bu zihniyetlerle korkarımki adım adım istedikleri amaca uğraşacaklar, artık o yörenin halkının türklükle(şimdi asimile olduklarını düşünmesinler----türkiyelikle)bir alakası kalabilecekmi o saatten sonra? Ve diğer asıl maksatları ne olabilir sizce o saatten sonra?toprak-bayrak-k ırak olabilirmi.?
  23. kaplan-200 şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    yaktı derken neye dayanarak söylüyorsunuz?Siz gördüğünüzümü yoksa duyduğunuzumu söylüyorsunuz. Askerin yaktığı köy derken yemin edebilecekmisiniz.? K bakmayın haddime değil ama mecbur kaldım.
  24. Zor coğrafya sefil insanlık Kalleşliğin, caniliğin, insanlıkdışılığın en berbat canlı örneklerine şahit olduğumuz bu günlerde güçlü ve lider ülke olmanın önemi daha açık ortaya çıkıyor. Eğer bölgemizde güçlü olmazsak, küresel dayatmalara direnmeyip onlara uyumu benimseyerek bu coğrafyada tutunabileceğimiz gafletine düşersek, bir böcek kadar bile hayat hakkı bulamayacağımız gün gibi açıktır. Rusya ile Gürcistan arasındaki savaşta, “insani yardım” bahanesiyle gemilerini Karadeniz’e sokan ABD’yi, Gazze’deki insan katliamı hiç ilgilendirmez. ABD’nin gözünde orada insan yoktur; İsrail, Filistin’de sivillerin üzerine bomba yağdırmamaktadır, haşarat temizliği için havadan ve karadan ilaçlama yapmaktadır. Maalesef insanlık için büyük utanç olan acı gerçek budur.
  25. kaplan-200 şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Yukarıdaki yazımda yazmıştım aradaki farkı, okumadınız sanırım,önemli değil yine kısaca şunu söyleyim; arada dünyalar kadar fark var devlet terörün olduğu bölgelere daha fazla yardım yapıtor,diğerlerini görmezden geliyor. Bunun dışında hiç bir fark yok.. yakılan köyleri devlet yapmış gibi göstermeniz propagandandan başka birşey değildir. Sosyal , ekonomik ve iklim yönünden bile aynı olan bölgelerin bir çok yerinde evler yakılmazken, neden diğer yerlerde yakılıyor?bu propagandaların yapanların haricinde gerçeği anlatanlarla hiçmi görüşemediniz? pkk yakıp yıkar öldürürür asker yaptı diye propaganda yapar.Bu gerçeği birçok vatandaşımız bilselerde kimseye anlatamazlar çünkü onları dinleyecek ne ihd'ciler var nede medyaları. Zamanında teröre yardım yapıp çıkarlerı çatışınca ters düşen ,yada Para lamak için köyünü terk eden birçok insanın gerçek amaçları bilinmektedir. Asker yaktı propagansaının gerçeği ise ,sınıra yakın boşaltılmış köylerin pkk tarafından kullanıldığı tesbit edilen köylerdir. Aslında bu durumu hiç uzatmadan bütün samimiyetimizle buradan yemin edelim varmısın? gözümüzle gördüğümüz olayları anlatacağımıza dair....duyduklarımızı ve mişleri,mışları anlatmadan.. Örn:En değerli varlığımın adına yenin ederimki hakkari gibi bölgede askerlik yaptım hemde 1996 yılında,bir çok operasyona ve birçok köy aramalarına katıldım ne ev yakıldığına şahit oldum nede köylülere sözde yapılan kötü muameleye... Tam aksi o insanları kazanmak için kırk takla atıyordu devlet.Doktoru sınır köyüne varana kadar götürüyordu,Çocukların aşılarını her ay gidip evinde yapıyordu. Ama bir çok nankör insan ise propaganda yaparak, köylüye aşı olmayın,ilaç almayın devlet sizi kısırlaştırmak istiyor diye propaganda lara alet oluyordu....Böyle bir şeyin olmadığını anlatmak için yine kırk takla atıyordular..... Ya inanın bunlar aklıma geldikçe insaf demekten başka birşey diyemiyorum. benim görmeyip te sizin gördüğünüz ne?

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.