-
İçerik Sayısı
2.083 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
2
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
kaplan-200 tarafından postalanan herşey
-
haber kaynaklarına bakın !! haksozhaber-Atılım-halkın sesi-anf (frat ajans)- gündem Yahu kardeşim daha öncede söyledim ancak bu zihniyettekilere bunu anlatabilirsin,Pkk terörünün basın kuruluşlarından başka nasıl bir haber bekleyebilirsin? yapılan haberleri vicadnen inceleyin birazda vicdanenen düşünüp karar vermeye çalışın,göreceksiniz ne kadar taraflı ne kadar yalan,yanlış yazdıklarını gerçek amaçlarının hainlik olduğunu göreceksin.
-
Yazıyı bir daha okuyun isterseniz,Sn evrenin yazdıkları genel olarak dtp ve pkk zihniyetlerinin olayları olduğundan ona istinden yalıldı .. ya artık bırakın artık lüfen şu anlamazdan gelmeleri! Ben biz iyiz diğerleri kötüdür mantığını nerden çıkardın? diğerleri derken dtp ve pkk zihniyetini kast ediyorsanız evet doğrudur,onlar kötüdür. çünkü türk ,kürt arasına nifak sokan onlar,bebekleri,suçsuz insanları katleden yine onlar. onların haricinde diğerleri ise en azından insan!
-
''Ya sev ya terk et'' ile taçlanan Korkunun Cumhuriyeti...
kaplan-200 şurada cevap verdi: mavi olmayan gökyüzü başlık Güncel Konular
Devlet adam öldürmez sn mavi devlet ulusunun geleceği için güvencesi için insan kılığına bürünmüş canavarları öldürür. Sizin masumane bakışınızdaki köylüleri,çobanları ise pkk teröristinin öldürdüğünü düşünemiyorsunuz,inanamıyorsunuz. bu gün her şeyi ile ortada ap açık olan ve benim üzerine özellikle düşüp öğrendiğim ve Şemdinli olayında kendisini ve ailesini savunan uzman çavuşu bile jitemci yaptınız. Herşey ortadayken gazeteler bas, bas bağırırken(sanırım siz diğer haberlerle ilgileniyordunuz) uzman çavuş van hastanesinden Ailesi ile birlikte döndüğünü yazarken hala anlamazdan gelmeniz bile anlaşılır değil. kendini,ailesini savunmak için Ateş etmek zorunda kalan uzman çavuş üzerinden bile senaryo yapıp devletin adamı halkın üzerine ateş açtı diye propaganda yapıyorsunuz. Allah rızası içinde o insanın(uzman çavuşun,eşinin)yerine kendinizi koyun ve düşünün. birazda bu taraftan olaylara bakın. ne olur. -
19.Aralık.2000 Hayata dönüş katliamı.....
kaplan-200 şurada cevap verdi: Yayamaz Kayımca başlık Güncel Konular
Anlamadığım Hangi ceza evinde ,ne zaman kimi diri diri yakmışlar?Almanlardan bahsetmiyorsunuz sanırım.Adam ölüm orucuna giriyormuş! giyorsa kime ne! Teröre yaltaklık yapacaksın,adam öldüreceksin birde yapma diye yalvarmalarını bekleyeceksin ....... ne ala. Bu memleketimde ne kadar duyarlı,ne kadar insana değer veren ve her türlü kötü işleri dahi yapsada hoş gören insanlaımız varmış. Bu insanlarımız birazda pkk ya karşı oldukları için zulum gören,işkence gören ve pkk suçundan ceza evinde yatan terörist yandaşlarından daha çok ceza evlerinde yatanları, şehit olan,gazi olan ve şehit ve gazi ailelerinin sorunlarıylada bu kadar yakından ve içten davransalardı daha samimi olacaklardı. Şimdi bu konuları bilmezler yada propagandaları kendilerine savunma yaparlar. -
dtp ve pkk zihniyetinin yaptıklarını burada anlatarak kürt vatandaşlarımızın sözde hak mağduriyetine uğradığını anlatmaya çalışarak arya nifak sokuyorsunuz. Ardahanda dtp ve pkk ya gösterilen tepkinin kürt halkına yapılan tepki gibi gösterilmiş olması gibi.Oysa dtp ye tepki veren onlarca kürt kökenli vatandaşlarımız vardı . Balıkesir ve antalay gibi yerlerde bile birçok kürt vatandaşımız sorunsuz yaşıyorken Her türlü kötü yolu kendilerine mübah gören, her türlü pis işleri yapan esrar ,eroin ve kadın pazarlama gibi işleri yapanların tutuklamnasını bile kürt halkına mal ediyorsunuz,kürtlere karşı yapılmış gibi anlatıyorsunuz,Allah için(tabı bu iftirayı atanların Allah inancı olurmu bilmem ama)Sorun bu adamlar niye tutuklanmış? O kadar araştırma yapıyorsunuzda hiçmi aklınıza tutuklanma nedeni gelmiyor ? tutuklanma sebepleri Ya pkk propagandası,ya esrar,eron, yada kadın pazarlamadandır. Sorun öğernin. Aynı olay çorludada olmuştu bütün pis işleri yapanlar ,pavyoncular,kötü otel ve pansiyoncular Aynı zihniyetteki insanlardı,onlarda doğulu oldukları için bu muameleyi gördüklerini savunurlardı.Yani bildik hikayeler ancak kendi zihniyetindekileri kandırabilir.
-
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
kaplan-200 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Güncel Konular
Şimdi alevilikle ne alakamız var konu başlıpğına bakın ve araya nifak sokmayın lütfen. kendini bilmez başkalarınının kumandalarıyla yönetilen ''her türlü kötü işleri yaptığını, ne dindarlara nede türk halkına mal edebilirsiniz. -
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
kaplan-200 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Güncel Konular
Bir zamanlar Ermenilerin yaşadığı bir kent Ermenistan sınır kapısının açılmasıyla hem tarihten özür dilenmiş olacak hem de halklar arasında barış ve kardeşlik rüzgarları yeniden estirilmiş olacak 18/03/2007 MAHMUT ALINAK (E-mektup | Arşivi)RADİKAL Kars eskiden en çok Ermenilerin yaşadığı bir kentti. Doğup büyüdüğüm Digor'un Mewreg köyü de bir Ermeni köyüydü. Kars'ta şimdi Kürtler, Azeriler, Terekemeler, yerliler ve Türkmenler yaşıyor. Köyümüz ise bir Kürt köyü olmuş. Gerek biz, gerekse Digor'un çevre köyleri aslen Erivanlıyız. Dedelerimiz, vatan (welat) dedikleri ve hep özlemini çektikleri Erivan'dan l. Dünya Savaşı sırasında kaçıp Digor'un Ermenilerden boşaltılan köylerine yerleşmişler. Dedelerimiz her kuşluk vakti Erivan'a bakan kül rengi çeperlerin dibine çöker, yaşla dolan gözlerini geride bıraktıkları vatan topraklarından ayırmadan, sayıklarcasına birbirlerine anılarını anlatırlardı. 45 yıllık anıları hiç eskimezdi. Aynı şeyleri daha önce kimbilir kaç kez anlatmışlardı. Ama yine de anlatır, anlatırlardı. O zamanlar köyümüzde radyo yoktu. Kimse radyonun nasıl bir şey olduğunu bilmezdi. Bir gün köy bakkalında bir kutudan garip sesler geldiği söylendi. Yaşlılar ve kadınlar hariç bütün köy halkı bakkala akın etti. Bakkalın önü meraklı insanlarla dolup taştı. Bakkalı işleten genç, köyün en yakışıklı delikanlısıydı. Bir bahar dalı gibi narin, uzun boyu, biçimli yüzü, hırçın kahverengi bakışları, başak rengi saçlarıyla kusursuz bir güzelliğe sahipti. Bakkalın içi ana baba gününe dönünce kucağında bir servet taşırcasına meraklı bakışlar arasında gururla dışarı çıktı. Radyoda benim anlamadığım bir dilden türküler okunuyordu. O gün tanıştığım bu dilin Türkçe olduğunu birkaç ay sonra gittiğim ilkokulda öğrenecektim. Herkes ürkek ve şaşkın bir halde o kutuya bakıyordu. Bir sabah köyde dilden dile bir haber dolaştı. Dendiğine göre Türk başbakanı radyoda yaptığı konuşmada Ermenistan'la sınır kapılarının açılacağını, isteyen herkesin kendi vatanına dönebileceğini söylemişti. O gün bakkalın önü bayram yerine döndü. Yaşlı genç herkes oraya koşmuştu. Radyoda haber gongunun her çalışında nefesler tutulmuş, etrafı kesin bir sessizlik kaplamıştı... Günışığı son kırıntılarını da süpürüp köyü terk ederken, köyümüzün yaşlıları oyuncağını kırmış çocuklar gibi başları önde sürüklenerek evlerine döndüler. Sabah yine bakkala koştular. Birbirlerine rüyalarını anlatırken yaralı yorgun sesleri, çocuksu iç çekişlerle titremişti. Yaşlılarımızın bu hazin bekleyişi haftalar sürdü. Kulakları gün boyu başbakanın radyoda vereceği haberdeydi. O zamanlar Erivan radyosu günde bir buçuk saat Kürtçe yayın yapıyordu. Saat beşi gösterdiğinde bakkalın Aladağ'ı gören kireç badanalı taş duvarının dibindeki çıplak toprağa çömelip gözlerini vatanlarına diker, Kürt ve Ermeni dengbejlerin (ses sanatçılarının) Erivan radyosunda söyledikleri Kürtçe türküler eşliğinde kasvetli düşüncelere dalarlardı. Kars ve Digor çevresindeki kanlı Kürt-Ermeni boğazlaşmasını işte o zamanlar dinledik dedelerimizden. Daha çok Memé dede anlatırdı. Memé dede bilgisi ve işlek zekasıyla herkeste hayranlık uyandıran biriydi. Eskiden köyün en yakışıklı delikanlısıymış. Söylenene göre köyün tüm kızları ona âşıkmış. Hafifçe kırışmış uzun esmer yüzünü, büyükçe kepçe kulakları tamamlıyordu. 70'ine merdiven dayadığı halde incecik uzun boyu kalemle çizilmiş gibi düzgündü. Bir sır saklar gibi bakan düşünceli kahverengi gözleri, sevgiliyi arayan esir gözler gibi hep Aladağ'ı arardı. Hamidiye Alayları Memé dede, gizemli sessizliğiyle etrafa melankolik bir hava yayan Aladağ'a gözlerini sabitleyip hüzünle anlatırdı: "Rus-Osmanlı savaşı başlayınca Rusların bizi öldüreceklerinden korkup vatanımızı terk ettik." Ermenilerle hiçbir düşmanlıklarının olmadığını, aksine çok iyi komşu olduklarını söylerdi. "Allah Hamidiye Alaylarının ********" diye sürdürürdü. "Ne olduysa onların yüzünden oldu. Osmanlı Padişahı bu alayları Kürt ileri gelenlerine kurdurtmuştu. Alay reisleri ve komutanları devlete bağlı olarak görev yaparlardı. Sadece Ermenilere değil, Kürtlere de zulmediyorlardı. l. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı- Rus savaşı patlak verince Osmanlı paşalarının emriyle Hamidiye alayları Van ve Muş' ta Ermenilere karşı büyük bir taarruz başlattılar. Paşaların verdiği emre göre bu topraklar Ermenilerden temizlenecekti. Çok büyük gaddarlıklar yapıldı. Çoluk çocuk, çok Ermeni öldürüldü. Ermeniler Osmanlı destekli bu Hamidiye saldırıları karşısında tutunamayıp yurtlarını terk etti ve yollara düştüler. Kars üzerinden Ermenistan'a geçeceklerdi. O sıralar buralarda büyük bir Ermeni nüfusu vardı. Kürtler ise azınlıktaydı. Çok geçmeden Kars, savaş muhaciri Ermenilerle dolup taştı. Kars'a kaçan Ermeni savaş muhacirleri (kağdeganlar) buradaki Ermenilerle birleşince savaş bu defa buraya sıçradı. Ermeniler büyük bir Kürt katliamına giriştiler. Ortalık bir anda kan gölüne döndü. Kürtler de Ermenilerin yaptığı bu katliama katliamla karşılık verdiler. Çoluk çocuk demeden her iki taraftan insanlar samanlıklara dolduruluyor, ateşe veriliyor, cayır cayır yakılıyorlardı. Evlere baskınlar yapılıyor, yaşlı genç kim ele geçerse başları keserlerle kesiliyordu. Genç kızların ırzına geçiliyor, gebe kadınlar süngülenerek karnındaki bebeklerle birlikte öldürülüyorlardı. Yezidi Kürtler de bu katliamdan paylarını aldılar. Müslüman Kürtler, İslam düşmanı diye pek çok Yezidi Kürdü öldürdü. Kazım Karabekir komutasındaki bu Hamidiye saldırısıyla başlayan savaş hem Kürtlere hem de Ermenilere büyük kayıplar verdirdi. Sağ kalan Ermenilerle Yezidi Kürtler Ermenistan'a kaçarak canlarını kurtardılar. O kanlı savaşın alevi bitince hem Kürtler hem de Ermeniler yaptıklarından bin pişman oldular. Ama iş işten geçmişti. Geç kalmış bir pişmanlığın kime ne faydası olabilirdi? Ne Kürtler ne de Ermeniler o kör savaşa neden tutuştuklarını bir türlü anlayamadılar. Oysa birlikte ne güzel yaşayıp gidiyorduk. Şimdi herkes sürgün hayatı yaşıyor. Biz burada sürgünüz, Ermeniler de orada." Yaralı kayalar Memé dedenin anlattıklarından sadece bu kırıntılar kaldı belleğimde. Çocukluk anılarımın sadık bekçisi köyümde o ***** savaşın bıraktığı izler hâlâ capcanlı duruyor kafamda. Kurşunlarla delik deşik edilen köyümün yaralı kayaları da taşıyor hâlâ bu izleri. Kaybolan çocukluğumu aramak için köyüme gittiğimde o asırlık yaraları görünce içim kor gibi yanmaya başlar. Eskiden Rus sınırı denilen Ermenistan sınırı belalı bir sınırdı. Neredeyse karşıya bakmak bile suçtu. O asırlık yasak hâlâ sürüyor. Eskiden komünistlik gerekçesi ileri sürülürdü. Şimdi ise Ermenistan'ın Karabağ'ı işgali gerekçe gösteriliyor. Oysa Ermenistan sınır kapısının açılmasıyla hem tarihten özür dilenmiş olacak hem de halklar arasında barış ve kardeşlik rüzgarları yeniden estirilmiş olacak. Buna iki taraftaki halkın olduğu kadar dünyanın ve tüm insanlığın da ihtiyacı var. Karslı esnaf Kars'ta iki Migros mağazasının açılması ile siftah yapamaz hale geldi. Sınır kapısının açılması Karslı esnaf için bir kurtuluş ve ümit kapısıdır. Kars'tan Ermenistan'a ticaret yapmak yasak. Oysa zenginler başka ülkeler üzerinden yaptıkları ticaretle Ermenistan'ın kaymağını yıllardır zaten yiyip duruyorlar. Karslı ve Erivanlı küçük esnaf ise devletlerin halkları düşmanlaştırıcı politikalarının cezasını çekiyor. Her iki taraf da kan kaybediyor. Çağımız sevgi ve özgürlükler çağı olmalı. Buna herkesin, hepimizin, tüm insanlığın ihtiyacı var. Halkları hapseden bu nefret sınırının açılması gerekiyor. Dedelerimiz vatan hasreti ile öldüler. Hrant Dink'e ve dedelerimize olan borçlarımızı ancak böyle ödeyebiliriz. MAHMUT ALINAK: DTP Kars İl Başkanı RADİKAL Mahmut Alınak, aynı zamanda Gündem Gazetesi ve Radikal Gazetesi'nin Radikal İki adlı ekinde yazarlık yapmaktadır. Madem o kadar özlem duyuyorsunuz buyrun gidin, sizi tutanmı var!Zaten anlattığıda dedelerinin bu vatana bir hayrıda olmamış. savaştan kaçıp sığınmışsınız ,beğenmiyorsunuzda o zaman çekin gidin ve arya nifak sokmayın. Senin ermeni olman karstaki kürtlerinde ermeni olması anlamına gelmez mahmut alınak. Bu arada Sn yusuf halaçoğlu'nun ''içimizdeki hainler kürdüm diye kendilerini tanıtıyor,bölücülük yapıyor oysa onlar ermedirler''sözlerini istemeyerekte olsa doğruluyor. Şimdi yine birilerinin işine gelmeyecek ve Sn halaçoğlunun sözlerini çarpıtacak......işte ;vicdan böyle durumlarda lazım. .. -
sevgili politika haklısınız size tamamen katılıyorum fakat ''Düsünün ki savas var ve kimse savasa gitmiyor''dediğiniz güne getirilmek isteniyoruz. Korkarımki bundada başarılı olacaklar öylesine sistemli,öylesine şeytansı planlar yapılıyorki,herşey normalmiş gibi gösteriliyor. Bugün vicdani red şeffaflaştırılarak doğal olarak Vatan hainlari elbette askere gitmek istemeyecek,bu hainlar keyif yaparken diğer vatansever vatandaşımızın çocukları şehit olacak ,bu durumda; içinde vatan sevgisi olan insanları askerlikten soğutacak ve dolayısı ile biz şehit olalım hainlar sefa sürsün diyerek askere kimse gitmeyecek. Diğer taraftanda Kimsenin dikkatini çekmediği fakat içler acısı durumda olan profosyonel orduya geçiş sürecinde Akp nin uzman çavuşlarının özlük haklarını kısıtlaması önceden verilmiş hakların geri alınması ve bu durum profosyonel orduyu oluşturan uzman çavuşları istifaya zorlamıştır , Alınacak uzmanların eğitim seviyesini düşürerekde uzman çavuşluğa talebinde azalmasını ve olamamasını sağlamıştır.
-
1986 yılında yürürlüğe giren 3269 sayılı uzman erbaş kanunununun üstünden 23 yıl geçmesine rağmen çağımızın gereğine uydurulup iyileştirilme yapılmadığı gibi ,AKP döneminde ise verilen haklarında ellerinden alındiğiını söylüyorlar. Zaten kötü ve uydurma kanunla göreve alınanları 3-5 sene çalıştıktan sonra, gelecek endişeleri işlerini bırakmalarına sebep oluyor ve artık yıl 2008-9 oldu Avrupa birliğnede girmeye hazırlanıyoruz diyerek kanunlarda bir düzeltme yapılmalı çağımıza ayak uydurmalı diye düşünürken, Adı adalet ve kalkınma olan partin yaptığı adaletsizlik uzmanlığın sonunu getiriyor. Artık yapılan sınavlara kimse gitmiyor,kaliteli verim olması için uzmanlığın iyi eğitimli ve en az iki yıllık yüksek okul olması beklenirken , En az lise mezunu şartı aranırken ,şimdi orta okul mezunu şartı getirildiği söyleniyor.üstelik okul görmeden hemen göreve başlanıyor. Ben bunların bilinçli, sistematik bir şekilde ve şeytan formülüyle yapıldığını düşünüyorum. Bence Akp nin amacı Askere hak verip,düzeltme yaparsak askere talep daha çok olur,talep oluncada güçlü olur,askeri zayıflatmak için haklarını kısıtlayalım hatta verdiğimiz(verilmiş) haklarıda geri alalım ve terörle mücadele eden uzman çavuşların görevi bırakmalarına sebep olalım ve böylece uzmanlığa olan taleplerinde olmayacağını düşündüklerini düşünüyorum. Uzman çavuşların sitelerini zıyaret ederseniz söylediklerimin uydurma olmadığını göreceksiniz. -http://www.anafikir.com/uzman-erbas/- -http://www.emuzed.org.tr/- -http://www.uzmancavus.com/content/view/749/47/- -http://forum.memurlar.net/topic.aspx?id=415237- -
-
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
kaplan-200 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Güncel Konular
Ya sen bizim eski yakışıklı değilmisin? tebrikler. -
Kominizm, Ateizm'in eşidir. Herşeyi maddeci bir gözle ele alır. Net kanıtları ;"Tanrı yoktur.Hayat da maddeden ibarettir."(Karl Marks)diyor. Yani kominizm din olgusunu yok sayan bir sistemdir. Yakın zamanda dindar koministleride görürsek sakın şaşırmayın! Hem koministim hem atatürkçüyüm diyenler gibi!
-
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
kaplan-200 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Güncel Konular
Önemli değil SEVGİLİ SUHEDA GÖNÜLLER BİR OLSUN. -
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
kaplan-200 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Güncel Konular
Siz gazete haberlerini okumadınız sanırım Sözde aydınlar kendilerini türk olarak tanımlıyor ve kendi payıma özür diliyorum diyor. ********** -http://www.ozurdiliyoruz.com/- -
söylediğinizin bir çoğuna katılıyorum, fakat biliyorsunuz bu gün bile askeriyenin yükünü çekenler ilk önce Er ve erbaşlar bunlarla beraber uzman çavuşlardır. Bu kesim zaten Fakir ailerin çocuklarından oluşturulmakatdır. Söylediğiniz gibi Askerimize verilen aylık ücretlerinin az olduğu gibi muvazzaflık dönemindede özlük hakları iyileştirlmeli ve Ailelerinede yardım edilmelidir. Ailesine bakmakla sorumlu olan askerlerimiz,askerlik dönemlerinde bir çok zorluklarla karşılaşıyor Ailesi bir ekmeğe muhtaç kaldığı günler oluyor.... Efendiler Ceplerini dolduracağına,milletin parasıyla oğullarına yatlar,gemiler alacağına,Yeğenlerinin banka hotumlamasına göz yumacağına ve Teröristlere vereceği tazminatlarla,Teröristlerin sözcülüğünü yapan dtp gibi kan emicilere vereceğine ,Askerimize versinler. En zor şartlarda ve En ön saflarda yer alan en çok şehit ve gazi veren uzman çavuşların bile doğru dürüst özlük hakları yok. _emeklilik hakkı yok _1 ayda sicil amirinden 30 gün ceza alırsa ilişikleri kesiliyor,Buda bir kölelik sistemi gibi yetki sicil amrinde iyi bir yönetici olmayan kendisini işveren olarak görüyor ve keyfiyete sebep veriyor. -_90 günden fazla hava değişimi aldımı tsk ile ilişiği kesiliyor. _özel harekat birliklerinde batı tainleri yok 20-22 yaşlarında mesleğe sırtında 30kg lık çantayla başlıyor 45 yaşına kadar sırtından çanta inmiyor. _45 yaşından sonra ilişiği kesiliyor ve kapı önune bırakılıyor. _nöbetini tutuğu ordu evlerine alınmıyor,2. sınıf muamemele görüyor. işte bu şartlarda nasıl profosyonel askerlik yapılacak?kim bu şartlarda askerliği meslek olarak seçebilirki? Bu ekonomide,bu işsizkikte bile uzman çavışluğa müracatların olmadığından ,en az lise seviyesindekiler muracat edebiliyorken şimdi orta okul seviyesine düşürüldü. İşte gördüğümüz gibi yine bu işi yapanlar gariban ve fakir ailelerin çocukları,normalde bu kadar haksızlık varken bu durumların düzeltilmesi gerekirken , ben askerlik yapmak istemiyorum paraya ihtiyaca ihtiyacı olan yapsın dersek ve bu kanunlarla askerlik yapacak insanı bulamayız.... Kanunlar gözden geçirilmeli ve çağımıza uygun mecburi askerlik devam etmeli. -http://www.anafikir.com/uzman-erbas/- -www.sozleşmeliuzmanlar.com-
-
BİZİ İLGİLENDİREN türkiye sevgili dünya siz ''Sivildienst'' lerdenmi yoksa ''total ''lerdenmisiniz? bizim için önemli olan bu? Hararetli vicdani red'cilerede aynı soruyu sorarmısınız.?
-
İşte söylediğim budur!!! Askere yapılan hain saldırıları,verilen şehitleri,bombaların parçalarıyla suçsuz günahsız insanları buradan yazdığımızda Aynı hararetle davaranmadınız ve hiçkimseyi kutlamadınız.... Bu tür Davranışlarımızda ise size karşı art niyetli olarak yaklaştığımızı düşünüyorsunuz...! Tamamen yalandan, yanlıştan ibaret olan, bölücü örgüt pkk nın haber kaynaklığını yapan açıklamları heyecanla kutluyorsunuz.... Vatandaş cinnet geçirmiş ve ailesini katletmiş.Cinnet geçiren korucu akrabası olması nedeniyle hemen damgalanmış! Çobanı büyük ihtimalle ya pkk teröristleri yada kendi kan davalıları öldürmüştür fakat asker öldürdü diye damga hazır. Buna benzer bir sürü akıl almaz hikayelerle YAŞAMA HAKKI.... Aynı harertle şehitlerimizede YAŞAMA HAKKI TANISAYDINIZ! FAZLA UZATMADAN...........GERÇEKLERİ BİZDEN DAHA BİLİYORSUNUZ ZATEN...
-
Sevgili hemşom yine aynı şeyleri yazmak zorunda kalıyorum o nedenle fazla uzatmadan ilk önce,beni yanlış anladağınızı düşünüyorum ,size saygısızlık yapmam ve bana saygısızlık yapılmadığı sürece burada hiçkimsye saygısızlık yapmam o nedenle eğer ilk önce sizi kırdıysan özür dilerim. Fakat yazdıklarınızde gerçekten çok çelişki var yine uzatmadan yanlız şunu belireteyim VİCDANİ RED;en basit anlamıyla vicdani ret, bireyin ahlaki tercih, dini inanç ya da politik nedenlerle askere gitmeyi ret etmesidir diye şeffaflaştırılıp,yumuşatılıp tanımlansada vicdani red demek askerliğe karşi olmak denektir,Askerlik sistemine karşı olmak demektir,ben askerlik yapmam,ne iyi bir eğitimle nede her hangi birşeyele ben yapmam,yapılmasınada karşıyım anlamındadır. Oysa siz iyi bir eğitimden sonra olgun yaşta gerekirse geri hizmette askerlik yapılır diyorsunuz,aynı zamanda vicdani red doğrudur diyorsunuz! Dediğim gibi vicdani red; Askerlik sistemine tamamen karşı gelmektir. Bakın vicdani red cilere, örneğin sorun bakalım dtp ye yada onlar kadar haretli olan vicdani redcilere iyi bir eğitimden sonra olgun bir yaşta yada geri hizmetlerde dahil askerlik yapılsınmı diye. Alacağınız cevabı göreceksiniz...
-
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
kaplan-200 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Güncel Konular
***** Ermenistan?ın ilk başbakanı olan Ovannez Kaçaznuni, 1923 yılında kurucusu olduğu Taşnaksütyun Partisi?nin Bükreş?te düzenlediği konferansa sunduğu raporda özetle şöyle diyordu: - ?Türkler ne yapacaklarını biliyorlardı. Ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus yoktur.? Ama gelin görün ki, ?Türkçe? isimlerle kendilerini kamufle eden içimizdeki ?Sabetayist? ve ?kripto? dönmeler, Türk milletinin alnına kara leke çalabilmek için başlattıkları ?Ermenilerden özür diliyorum? kampanyası için ?Türkler? arasından destek arıyorlar. Amerikan Ermeni Asamblesi isimli kuruluşun icra direktörü Bryan Ardouny, kampanyanın arkasında hangi niyetin bulunduğu şu sözlerle ortaya koydu: - ?Bu özür, bu yönde bir ilk adım ve Türkiye?nin, kaçınılmaz olarak ?soykırım? geçmişiyle yüzleşmesi sonucunu ortaya çıkaracak.? Yani, kampanya için atılacak her imza, ?toprak? ve ?tazminat? taleplerinin dayanağı olarak ileride Türkiye?nin önüne konulacak. Türk milleti kavramı, ?ırka? dayanmaz. Türk kültürünü ve medeniyetini kabul edip benimseyen herkes ?Türk? kabul edilir. ?Etnik aidiyetini? bir kenara bırakıp, ?Türk? olduğunu söyleyen hiç kimsenin ?kanına?, ?nesebine?, ?geçmişine?, ?nereden geldiğine? bakılmaz. Bir kişinin ?Ne mutlu Türk?üm? diyebilmesi, kendisini ?Türk hissetmesi?, bu ülkenin insanları ile ?kardeşçe? yaşayabilmesi için yeterlidir. Ama, ?ihanet? noktasında, işin rengi değişir. ?İhanete? kalkışanların mutlaka ?genetik? bir incelemeye tabi tutulması gerekir. Kişi eğer, emperyalistlerle işbirliğine girip, ekmeğini yediği, havasını soluduğu vatanına ihanet edebiliyorsa, ?Türk devletine? karşı bayrak açıp, ?Türk milletinin? milli ve manevi değerlerine hakaret etmeye, aşağılamaya kalkışıyorsa, işte o zaman ol kişinin değil anne babasına, ?yedi göbek sülalesine? kadar inip, ?gerçeği? ortaya koymak, ?namuslu? her Türk vatandaşının üzerine düşen ?kutsal? bir görevdir. Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Yusuf Halaçoğlu, Kayseri?deki bir sempozyumda şöyle diyordu: - ?Bugün Kürt ve Alevi olarak görünen birçok insan maalesef dönmedir. Elimde kendileri ile ilgili bir liste var ama açıklamayacağım.? 23 Ağustos 2007 tarihinde kaleme aldığımız ?Dönmelerin deşifre olma korkusu? başlıklı yazıda Halaçoğlu?na şu çağrıyı yapıyorduk: ?Kendilerine ?Alevi? süsü veren bazı hainlerin neden ?İslam düşmanlığı? yapıp ?azınlık statüsü? arayışına girdikleri, kendilerine ?Türk? veya ?Kürt? süsü veren bazı hainlerin neden ?haç madalyonları? ile dolaştıkları şimdi daha da iyi anlaşılıyor. Halaçoğlu, elindeki listeyi bir an önce açıklamalıdır.? Çağrıyı yeni TTK Başkanı?na da tekrarlıyoruz: - ?Sabetayist/Ermeni dönmeleri lütfen açıklayın.? Hainlerin ?kimliğini? bilmek hakkımız değil mi? Buldukları her fırsatta sokaklara dökülüp ?Hepimiz Ermeniyiz? diye böğüren hainlere, ?Zaten öylesiniz? demek hakkımız değil mi? k.kumbasar. -
Sorularıma verdiğiniz cevaplardaki çelişkileri görebiliyormusunuz? -Vatandaşlarımız 30 yaşında askere alınsaydı Sn mavi karşı gelmeyecekti!! -Askerlerimize 3 ay eğitim değilde 12-15 ay gibi eğitimden sonra görev verilse yine askerliğe karşı olmayacakmış! -Yarın abd gelip ırak'a yaptığı insanlık dışı muameleyi size yapsalar siz kabul edecekmisiniz ve o zamanda ''Askerlik yapılmasın diyebilecekmisiniz'' sorusuna ise En önde olurum diyerek kaçamak ve politik cevaplar veriyorsun, askerliğin yapılıp yapılmasına cevap vermiyorsun! -Askerlik olmasa (inananlar için)bu ezanlar,bu camiler,olan onurumuz,gururumuz,namusumuz olabilecekmiydi sorusuna ise neden olmasın diye garip bir cevap veriyorsun.... Sanırım 1096-1270 senesinde arasında Müslümanlara karşı düzenlenen Haçlı Seferleri sırasında kadın, ihtiyar, çocuk denilmeden yüzbinlerce Müslümanların öldürüldüğü ve Haçlı orduları gittikleri yerlerdecamilere sığınan kadınları ve çocukları acımasızca nasıl yaktığını ,yıktığını,1912-1913 Balkan Savaşları sırasında, Bulgar zulmü giderek arttığını, Müslüman halkın nasıl Hıristiyanlaştırılmaya zorlandığını , camiler ve diğer İslâmî eserlerin yıkıldığını ve Asırlardır Rumeli’de yaşayan binlerce Müslüman nüfuun, soykırıma nasıl tabi tutulduğunu bilmediğinizi düşünemiyorum, fakat görmediğini düşünebiliyorum. -Vicadi red'in hahlaki tarafı olamaz Sn mavi Ahlakı düşünen bir insan Dünyanın gidişhattını ve geçmişi,ırak örneğini düşünüp ahlakın geleceğinide düşünür. Dtp gibi partilerin Askerliği istememesi gayet normaldir çünkü dtp türkiyenin güçlü olamsını istemez Amacı vatandaişı askerlikten soğutmak Askeri güçsüz bırakmak ve kendi emellerine rahatça ulaşmaktır.... Fakat şunun farkında değillerdir bu gün bin yada ikibin kişi askere gitmek istemesin ama bilinsinki bu ülkede askerler bitmez,her ana asker doğar .kızlarımız bile gönüllü askerlik yapmak istiyor çünkü onlarda biliyorki....Güçlü olmak zorundayız, Bir devlet askeriyle güçlü olur,Güçlü olmak içinde birlik olmalıyız,Birlik olmak içinde asker. işgale susan dünya diyorsunuz!yarın türkiyemize aunı oynandığında dünyanın konuşacağınımı sanıyorsunuz? kendisine faydası olmayanın başkasına faydası olabilirmi?ırak işgalinin sorumlusunu susan dünyadan soramasınız,Artık gerçeği görün ve dünyanın kanununun bu olduğunu kabullenin.... Onur diyorsan devlet adına güçlü olacaksın ,güçlü olmak içinde Asker olacaksın. (Askerlikte değişmesi gereken konular ve yapılan yanlışlar ayrı bir konudur,elbette çağımıza uygun bir askerlik yapılmalı,Daha eğitimli ve daha tecrübeli askerimiz olmalı,çağımızın teknolojisinden mümkün oldukça faydalanmalı fakat bu askerliğin red edilmasiyle olmamalı)
-
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
kaplan-200 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Güncel Konular
İŞTE ASALA'NIN ŞEHİT ETTİĞİ DİPLOMATLARIMIZ MEHMET BAYDAR 27 Ocak 1973 Los Angeles / ABD Türk vatandaşlarına yönelik Ermeni saldırıları, 1973 yılında başladı. Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet BAYDAR ve Konsolos Bahadır DEMİR, 78 yaşındaki Amerikan uyruklu ermeni Gurgen (Karakin) Yanikiyan tarafından şehit edildi. Elinde bulunan Abdülhamit'e ait bir tabloyu Türkiye'ye armağan etmek istediğini bildirerek, Baydar ve Demir'i Santa Barbara'daki Baltimore Oteline davet eden Yanikiyan, iki diplomatı otelde silahla üzerlerine ateş açarak öldürdü. Cinayetten sonra tutuklanan ve müebbet hapis cezasına çarptırılan Yanikiyan, 31 Aralık 1984 tarihinde af ile serbest bırakıldı. Yanikiyan, serbest kaldıktan kısa bir süre sonra öldü. Türk diplomatlara karşı ilk saldırı olarak nitelenen bu olay, daha sonra bir cinayetler zincirini başlattı ve örgütlü Ermeni terörüne örnek oluşturdu. BAHADIR DEMİR 27 Ocak 1973 Los Angeles / ABD Türk vatandaşlarına yönelik Ermeni saldırıları, 1973 yılında başladı. Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet BAYDAR ve Konsolos Bahadır DEMİR, 78 yaşındaki Amerikan uyruklu ermeni Gurgen (Karakin) Yanikiyan tarafından şehit edildi. Elinde bulunan Abdülhamit'e ait bir tabloyu Türkiye'ye armağan etmek istediğini bildirerek, Baydar ve Demir'i Santa Barbara'daki Baltimore Oteline davet eden Yanikiyan, iki diplomatı otelde silahla üzerlerine ateş açarak öldürdü. Cinayetten sonra tutuklanan ve müebbet hapis cezasına çarptırılan Yanikiyan, 31 Aralık 1984 tarihinde af ile serbest bırakıldı. Yanikiyan, serbest kaldıktan kısa bir süre sonra öldü. Türk diplomatlara karşı ilk saldırı olarak nitelenen bu olay, daha sonra bir cinayetler zincirini başlattı ve örgütlü Ermeni terörüne örnek oluşturdu. DANİŞ TUNALIGİL 22 Ekim 1975 Viyana / Avusturya Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Daniş TUNALIGİL, büyükelçiliği basan 3 terörist tarafından şehit edildi. 20 Şubat 1975'de Beyrut'taki THY bürosu bombalandı. Olayı, Gizli Ermeni Ordusu Esir Yanikiyan Gurubu üstlendi. Olay yerine bırakılan mektupta, "Ermenilerin haklı davasında emperyalistlere karşı mücadele edileceği, eylemlerin Türkiye, İran ve ABD'yi hedef alacağı, bu bombalama eyleminin de bir başlangıç olduğu" bildirildi. 22 Ekim 1975 tarihinde, otomatik silahlı 3 kişi, Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği'ne girerek kapıdakileri etkisiz hale getirdikten sonra Büyükelçi'nin makam odasına girdiler. Burada Daniş Tunalıgil'e Türkçe, "Siz Sefir misiniz?" diye soran ve "Evet" yanıtını alan saldırganlar, Tunalıgil'i otomatik silahlarla taradılar. Tunalıgil, olay yerinde can verdi. 3 terörist, hızla binadan çıkarak, bir otomobille uzaklaştılar. İSMAİL EREZ 24 Ekim 1975 Paris / Fransa Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail EREZ ve makam şoförü Talip YENER, büyükelçilik yakınlarında katledildi. Büyükelçi Erez'in makam aracı, yerel saatle 13.30 sıralarında Büyükelçilik yakınındaki Seine Nehri üzerindeki Bir Hakeim Köprüsü'nde pusuya düşürüldü. İsmail Erez ve makam şoförü Talip Yener, otomatik silahlarla taranarak öldürüldü. Saldırıyı "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi. TALİP YENER 24 Ekim 1975 Paris / Fransa Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail EREZ ve makam şoförü Talip YENER, büyükelçilik yakınlarında katledildi. Büyükelçi Erez'in makam aracı, yerel saatle 13.30 sıralarında Büyükelçilik yakınındaki Seine Nehri üzerindeki Bir Hakeim Köprüsü'nde pusuya düşürüldü. İsmail Erez ve makam şoförü Talip Yener, otomatik silahlarla taranarak öldürüldü. Saldırıyı "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi. OKTAR CİRİT 16 Şubat 1976 Beyrut / Lübnan Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliği Başkatibi Oktar CİRİT, bir salonda otururken, Ermeni terörizminin kurbanı oldu. Saldırıyı ASALA üstlendi. ASALA ilk kez bu cinayetle adını ortaya attı. TAHA CARIM 9 Haziran 1977 Roma / İtalya Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Taha CARIM, büyükelçilik ikametgahının önünde iki teröristin açtığı ateş sonucu öldü. Saldırıyı bu kez "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi. NECLA KUNERALP 2 Haziran 1978 Madrit / İspanya Türkiye'nin Madrit Büyükelçisi Zeki KUNERALP'in makam aracına 3 terörist tarafından ateş açıldı. Arabada bulunan büyükelçinin eşi Necla KUNERALP ile emekli büyükelçi Beşir BALCIOĞLU, hayatlarını kaybettiler. Saldırıyı "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi. Bu olayda, ilk kez bir yabancı da Ermeni teröristlerin Türklere yönelik saldırısı sırasında öldü. Makam Şoförü İspanyol Atonio TORRES, teröristlerin kurşunlarına hedef oldu. BEŞİR BALCIOĞLU 2 Haziran 1978 Madrit / İspanya Türkiye'nin Madrit Büyükelçisi Zeki KUNERALP'in makam aracına 3 terörist tarafından ateş açıldı. Arabada bulunan büyükelçinin eşi Necla KUNERALP ile emekli büyükelçi Beşir BALCIOĞLU, hayatlarını kaybettiler. Saldırıyı "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi. Bu olayda, ilk kez bir yabancı da Ermeni teröristlerin Türklere yönelik saldırısı sırasında öldü. Makam Şoförü İspanyol Atonio TORRES, teröristlerin kurşunlarına hedef oldu. AHMET BENLER 12 Ekim 1979 Lahey / Hollanda Hollanda'daki Türkiye Büyükelçisi Özdemir BENLER'in oğlu Ahmet BENLER, silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Olayı bu kez hem "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" hem de ASALA ayrı ayrı üstlendi. YILMAZ ÇOLPAN 22 Aralık 1979 Paris / Fransa Türkiye'nin Paris Turizm Müşaviri Yılmaz ÇOLPAN, bir teröristin saldırısı sonucu katledildi. Bu olay, Ermeni terörizminin Paris'teki ikinci saldırısı oldu. Olaydan sonra haber ajanslarına telefon eden bir kişi, Roma, Madrit ve Paris'teki eylemlerden "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgütün sorumlu olduğunu bildirerek, "Türk Hükümeti Ermenilere hak tanımadığı için Avrupa'daki Türk diplomatlarını öldürüyoruz" dedi. GALİP ÖZMEN 31 Temmuz 1980 Atina / Yunanistan Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği İdari Ataşesi Galip ÖZMEN ile 14 yaşındaki kızı Neslihan ÖZMEN, bir teröristin silahlı saldırısı sonucu katledildiler. Galip Özmen'in eşi Sevil ÖZMEN ve oğulları Kaan ÖZMEN olaydan yaralı olarak kurtuldular. Saldırıyı bu kez ASALA üstlendi. NESLİHAN ÖZMEN 31 Temmuz 1980 Atina / Yunanistan Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği İdari Ataşesi Galip ÖZMEN ile 14 yaşındaki kızı Neslihan ÖZMEN, bir teröristin silahlı saldırısı sonucu katledildiler. Galip Özmen'in eşi Sevil ÖZMEN ve oğulları Kaan ÖZMEN olaydan yaralı olarak kurtuldular. Saldırıyı bu kez ASALA üstlendi. ŞARIK ARIYAK 17 Aralık 1980 Sidney / Avustralya Türkiye'nin Avustralya Başkonsolosu Şarık ARIYAK ile koruma görevlisi Engin SEVER, Ermeni terörizminin kurbanı oldular. 1980 yılında ayrıca; - 6 Şubat'ta Türkiye'nin İsviçre Büyükelçisi Doğan Türkmen, Bern'de uğradığı saldırıdan yara almadan kurtuldu. - 17 Nisan'da Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Vecdi Türel'in makam aracına ateş açıldı. Türel ve koruma görevlisi Tahsin Güvenç saldırıdan yaralı olarak kurtuldular. - 26 Eylül'de Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Danışmanı Selçuk BAKKALBAŞI, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı. ENGİN SEVER 17 Aralık 1980 Sidney / Avustralya Türkiye'nin Avustralya Başkonsolosu Şarık ARIYAK ile koruma görevlisi Engin SEVER, Ermeni terörizminin kurbanı oldular. 1980 yılında ayrıca; - 6 Şubat'ta Türkiye'nin İsviçre Büyükelçisi Doğan Türkmen, Bern'de uğradığı saldırıdan yara almadan kurtuldu. - 17 Nisan'da Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Vecdi Türel'in makam aracına ateş açıldı. Türel ve koruma görevlisi Tahsin Güvenç saldırıdan yaralı olarak kurtuldular. - 26 Eylül'de Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Danışmanı Selçuk BAKKALBAŞI, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı. REŞAT MORALI 4 Mart 1981 Paris / Fransa Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Reşat MORALI ile din görevlisi Tecelli ARI, Çalışma Ataşeliği'nden çıkıp arabaya binecekleri sırada 2 teröristin saldırısına uğradılar. Moralı saldırı sırasında hayatını kaybederken, din görevlisi Arı, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede öldü. Saldırıyı ASALA üstlendi. Bu olay ile Ermeni terörizminin, Paris'teki üçüncü katliamı oldu. Türkiye, Türk diplomatlarını etkin bir şekilde korumadığı için Fransa'ya protesto notası verdi. TECELLİ ARI 4 Mart 1981 Paris / Fransa Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Reşat MORALI ile din görevlisi Tecelli ARI, Çalışma Ataşeliği'nden çıkıp arabaya binecekleri sırada 2 teröristin saldırısına uğradılar. Moralı saldırı sırasında hayatını kaybederken, din görevlisi Arı, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede öldü. Saldırıyı ASALA üstlendi. Bu olay ile Ermeni terörizminin, Paris'teki üçüncü katliamı oldu. Türkiye, Türk diplomatlarını etkin bir şekilde korumadığı için Fransa'ya protesto notası verdi. M. SAVAŞ YERGÜZ 9 Haziran 1981 Cenevre / İsviçre Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosluğu Sözleşmeli Sekreteri Mehmet Savaş YERGÜZ, evine gitmek üzere konsolosluktan ayrıldıktan hemen sonra uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Saldırıyı ASALA üstlendi. Olaydan sonra yakalanan Lübnan uyruklu Ermeni terörist Mardiros Camgozyan, 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. CEMAL ÖZEN 24 Eylül 1981 Paris / Fransa Türkiye'nin Paris Başkonsolosluğu ile Kültür Ataşeliği'nin bulunduğu binayı işgal eden 4 ermeni terörist, 56 Türk görevli ve vatandaşı rehin aldı. Teröristler, kendilerine müdahale etmek isteyen güvenlik görevlisi Cemal ÖZEN'i öldürdüler, Başkonsolos Kaya İNAL'ı yaraladılar. Ermeni teröristler, Türkiye'de siyasi tutuklu 12 kişinin salınarak Paris'e getirilmesini istediler. İsteklerinin kabul edilmeyeceğini anlayan teröristler 15 saat sonra polise teslim oldular. Türkiye, Fransa'yı bir kez daha uyarırken, Fransa da saldırıyı kınadı. Olayı ASALA üstlendi. Saldırıyı gerçekleştiren 4 ermeni terörist, Vasken Sakosesliyan, Kevork Abraham Gözliyan, Aram Avedis Basmaciyan ve Agop Abraham Turfanyan, 31 Ocak 1984'de Fransa'da 7'şer yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Mahkemenin sonucu Türkiye'de büyük tepkiyle karşılandı. 1981 yılında ayrıca; - 2 Nisan'da Türkiye'nin Kopenhag Çalışma Ataşesi Cavit Demir, oturduğu apartmanın asansöründe uğradığı silahlı saldırıdan yaralı olarak kurtuldu. - 25 Ekim'de Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği İkinci Katibi Gökberk Ergenekon, yolda yürürken saldırıya uğradı. Ergenekon, olaydan hafif yaralarla kurtuldu. KEMAL ARIKAN 28 Ocak 1982 Los Angeles / ABD Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal ARIKAN öldürüldü. Arıkan'ın katili Taşnak militanı Hampig Sasunyan, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 08.04.1982 Ottava / Ottawa / Ticaret Müşaviri / Counsellor for Commercial Affairs Kani GÜNGÖR ORHAN GÜNDÜZ 4 Mayıs 1982 Boston / ABD Türkiye'nin Boston Fahri Konsolosu Orhan GÜNDÜZ, uğradığı silahlı saldırıda öldü. ERKUT AKBAY 7 Haziran 1982 Lizbon / Portekiz Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut AKBAY otomobilinde uğradığı silahlı saldırıda öldü. Otomobilde bulunan eşi Nadide AKBAY, yaralı olarak kaldırıldığı hastanede bir süre sonra yaşamını yitirdi. ATİLLA ALTIKAT 27 Ağustos 1982 Ottawa / Kanada Türkiye'nin Ottowa Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Atilla ALTIKAT, silahlı saldırı sonucu öldü. BORA SÜELKAN 9 Eylül 1982 Burgaz / Bulgaristan Türkiye'nin Burgaz Başkonsolosluğu İdari Ataşesi Bora SÜELKAN katledildi. 1982 yılında ayrıca; - 8 Nisan'daTürkiye'nin Ottawa Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Kani GÜNGÖR, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı. - 21 Temmuz'da Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosu Kemal Demirer'e konutu önünde silahlı saldırı düzenlendi. Demirer, olaydan yara almadan kurtulurken, saldırgan yaralı olarak yakalandı. - 7 Ağustos'da ASALA'ya bağlı 2 terörist Ankara Esenboğa Havalimanında düzenlediği silahlı baskında 8 kişi öldü, 72 kişi yaralandı. Bu, Ermeni terörizminin Türkiye'deki ilk eylemi oldu. ESENBOĞA OLAYI NADİDE AKBAY 7 Haziran 1982 Lizbon / Portekiz Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut AKBAY otomobilinde uğradığı silahlı saldırıda öldü. Otomobilde bulunan eşi Nadide AKBAY, yaralı olarak kaldırıldığı hastanede bir süre sonra yaşamını yitirdi. GALİP BALKAR 9 Mart 1983 Belgrad / Yugoslavya Türkiye'nin Belgrad Büyükelçisi Galip BALKAR'a 2 terörist tarafından 9 Mart'ta silahlı saldırı düzenlendi. Olayda ağır yaralanan BALKAR, 11 Mart'ta hayatını kaybetti. Olayda, bir Yugoslav öğrenci de öldü. Saldırıyı yapan Kirkor Levonian ile Raffi Aleksandre Elbekian, olaydan tam bir yıl sonra 9 Mart 1984'de 20'şer yıl ağır hapis cezasına çarptırıldılar. DURSUN AKSOY 14 Temmuz 1983 Brüksel / Belçika Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği İdari Ataşesi Dursun AKSOY, ermeni teröristlerce katledildi. CAHİDE MIHÇIOĞLU 27 Temmuz 1983 Lizbon / Portekiz Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği, 5 Ermeni terörist tarafından basıldı ve bina içindekiler rehin alındı. Baskın sırasında büyükelçilik Müsteşarı Yurtsev MIHÇIOĞLU'nun eşi Cahide MIHÇIOĞLU hayatını kaybetti. Portekiz polisi, düzenlediği operasyonla rehineleri kurtardı, 5 teröristi de öldürdü. Saldırıyı, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi. Örgüt, teröristlerin öldürülmesi nedeniyle Portekiz Başbakanı Mario Soarez'i ölümle tehdit etti. 1983 yılında ayrıca; - 16 Haziran'da İstanbul Kapalıçarşı'da bir terörist tarafından halkın üzerine ateş açıldı. Olayda 2 kişi öldü, 21 kişi de yaralandı. Saldırgan, olay yerinde öldürüldü. Olayı bir ermeni teröristin yaptığı anlaşıldı. - 15 Temmuz'da THY'nin Paris Orly havalimanındaki bürosu önünde bomba patladı. Olayda, 2'si Türk, 4'ü Fransız, 1'i Amerikalı, 1'i de İsveçli olmak üzere 8 kişi öldü, 28'i Türk, 63 kişi de yaralandı. Bu olay tarihe "Orly Katliamı" olarak geçti. IŞIK YÖNDER 28 Nisan 1984 Tahran / İran Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Sekreteri Şadiye YÖNDER'in eşi, İran ile Türkiye arasında ticaret yapan işadamı Işık YÖNDER, bir ASALA militanı tarafından öldürüldü. ERDOĞAN ÖZEN 20 Haziran 1984 Viyana / Avusturya Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Erdoğan ÖZEN, otomobiline yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Olayı, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi. EVNER ERGUN 19 Kasım 1984 Viyana / Avusturya Türkiye'nin BM Temsilciliğinde görevli Evner ERGUN, aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Bu olayı da, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi. -
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
kaplan-200 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Güncel Konular
Sözde Aydınım diye geçinenlerle görüşme fırsatım olsaydı'da o yılların canlı tarihi olan babaannem ile görüştürseydim... Ermeniler köylerimizi basmaya geldiğinde o cocuk canlarıyla kura nehrinin buzlarının altında günlerce nasıl beklediklerini anlatsaydı. -
Bu tarafsız gibi görünmenizi artık anlaya biliyorum sevgili hemşom . Bugün her hangi bir devleti güçsüz ,güvenliksiz olarak düşünün, başına nelelrin geleceğini tahmin edebiliyorsunuzdur sanırım. Hangi devlet varki ,biz insanız gerekçesi ile kendileri için bir savunma strateji belirlemiş olmasın,hangi insan varki ailesine ve sevdiğine karşı yapılan tecavüze,zulme karşı güç kullanmasın bu insanlığın,hatta bütün canlıların gerekliliğidir. O nedenle hiç kimse ''20 yaşında genç olduğundan,yada silaha karşı olduğundan ve hiç bir nedenle ne ölmeye ,nede oldürmeye karşıyım'' bahanesiyle Askerliğe karşı olmalarının nedenini söyleyemez. O zaman Bu zihniyetlere yanlız şunu söylemek istiyorum. 1_20 yaşında daha yaşları çok genç olduğundan silah verilmemeli diyenler : 30 yaşında askere alınsaydı aynı şeyi söylermiydiniz. 2-Profesyonel olmayan iyi eğitim almayan askerler operasyona gönderiliyor diyenler :Alınan askerlerimiz opersyon faliyetlerinde kullanılmasa yanlız asayiş görevlerinde kullanılsa-ydı- karşı gelecekmiydiniz. 3_Yarın abd gelip ırak'a getirdiği özgürlüğü sizede getireceğini söylese,Iraklılara yaptığı insanlık dışı muameleyi size yapsalar siz kabul edecekmisiniz..o zamanda Askerlik yapılmasın diyebilecekmiydiniz. 4-Askerlik olmasa (inananlar için)bu ezanlar,bu camiler,olan onurumuz,gururumuz,namusumuz olabilecekmiydi? Yada bu saydıklarımdan vaz geçe bilecekmiydiniz.... Şimdi bana politik cevaplar veripde paralı askerlikten bahsetmeyin ,bu günden vicdanı ret diye süslü ve içi yumuşak ve normalmiş gibi gösterilen tv lerde bile ahlakımızın dahi yok edildiği gibi, askerliğide yok etmeye çalışırlarsa yarın bu işi gönüllü değil , parayla bile yapmak istemeyen oluncak yada yeterince bu işi yapan olmayınca kim yapacak bu işi. O zaman giden Ahlak,onur, namus birdaha gelebilirmi sanıyorsun...tarihine şahitlik ettiğimiz ırak gibi.
-
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
kaplan-200 şurada cevap verdi: kaplan-200 başlık Güncel Konular
Ermenilerden özür: Türklere hainlik! Öğretim üyesi ve gazetecilerden oluşan “sözde” aydın, fakat “özde”, açıkça “vatan, millet haini, tarih kalpazanı” bir güruh, 1915’teki Ermeni tehciriyle ilgili olarak yılbaşında internette “Ermenilerden özür diliyorum” kampanyasını imzaya açacaklarmış! Bu “kampanyanın” öncüleri, her zamanki malûmlar, Prof. Ahmet İnsel, Prof. Baskın Oran, Dr. Cengiz Aktar ve Gazeteci-Yazar Ali Bayramoğlu! Bir Halil Berktay, her nedense, eksik! “Hınk deyiciler” de çok. Mesela kendi dedesi Cemal Paşa, Ermeniler tarafından Tiflis’te şehit edilen Hasan Cemal, “yıldızların ötesinden” yazarken şimdi, ihanetine, içerideki “Taraf”ta devam eden, Kandil Dağı’nda PKK elebaşlarıyla geceleyen Yasemin Çongar! Hepsi, içeride, dışarıda aynı kanalizasyonda buluşuyor! “İşgal-mütareke” dönemi, henüz açıkça daha başlamadı, ama “Etniki Eterya-Taşnak yaranı komitecileri”, “Ali Kemaller” faaliyette! İddialar Ermeni soykırımı hakkındaki, ısıtıp ısıtıp ortaya koydukları iddiaları artık cevaplayacak değilim! Bunu, yıllardır, Amerika’da, Avrupa’da, her platformda yaptım ve öyle yaptım ki, “Asala” Amerika’dayken beni öldürmek istedi! Bilal Şimşir, rahmetli Kamuran Gürün, Yusuf Halaçoğlu, Doğu Perinçek yaptılar, yapıyorlar! Yabancı bilim adamları, Prof. Bernard Lewis, Prof. Stanford Shaw ve Prof. Justin McCarthy de bu iddiaları bilimsel olarak cehreden makaleler, eserler yazdılar. Ve yazdıkları için de başları belaya girdi. Şimdi de, elimde Prof. Nazan Moroğlu’nun, “Hukuki Açıdan Ermeni Soykırımı” başlıklı mükemmel bır monografisi var! Keşke bu genişçe yayımlansa ve yabancı dillere çevrilse... Ama neye yarar, ihanet tayfası-Baskın Oran ve şürekâsı, kararlarını vermişler, gerçekler ve “arşiv belgeleri” onları ilgilendirmiyor. Bu sözde “Türk” aydınları ve Pamuk-Şafak gibi yazarlar, Ermeni soykırımı konusuna neden bu kadar “candan” odaklanmışlardır! Bu kadar vatan ve tarihe ihanet bedelsiz, ödülsüz olmaz! Bir hususa dikkati çekeyim: Önceki maksatları Türk milletine “soykırımından” dolayı özür diletmekti. Biz, sistemli “soykırımı” olmadı, zorunlu “tehcir” oldu diyorduk... Fesat taifesi şimdi alanı büyüttü; neredeyse Türk olduğumuz ve bu topraklara yerleştiğimiz için özür diletecekler! AKP Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, özür dilemenin resmi kapısını açtı: Erivan’a gitti... Bundan sonra da AB ve ABD önerileriyle, gene Erivan’a gider ve bu sefer oradaki “Soykırımı abidesine” çelenk koymaya ve defterine “Bağışlayın bizi” diye yazarsa hiç şaşmam! Hem tarihte olanlardan dolayı kim kimden özür dileyecek... Kim, kimin tarihini yargılayacak! “Soykırımı olmadı” diye kanunlar çıkarılan ülkeler söz konusu olunca! Hem, özür dilenecekse, Doğu’da Türkleri katleden Ermenilerden başka Rumlar, 1919 -1920’de Batı Anadolu’daki vahşetlerinden, 1820’de Mora’da, bir gecede 20 bin Türk’ü katlettiklerinden dolayı ve PKK, son 25 yılda binlerce vatandaşımızı öldürdüğü için Türklerden özür dileyecekler mi? Demek istediğim ASALA’nın öldürdüğü 50 diplomatımız konusunda kim özür dileyecek... Bizim sözde aydınlarımız neden hiç bu konulara değinmezler! Çünkü geliri yok! Oran “Yüzyılın son çeyreğinde, Ermenilerin Türkleri öldürdüğüne dair hiçbir örnek hatırlayamıyorum” diyor. Ben, ona babamdan duyduğum birini hatırlatayım: Maraş’ta Fransız üniformalı Taşnak komitacılarının, Türk kadın ve çocuklarını bir camiye doldurup nasıl yaktıklarını... Bütün bunlar bir tarafa, benim asıl anlayamadığım, daha doğrusu anladığım, bu sözde aydınların nerden ve nasıl türedikleri ve “nesepleri”! “Oran”mı yoksa “Oral”mı soruyor; “Osmanlı’nın alfabesini bile reddeden bu ülke, Osmanlı’nın bu en büyük günahına neden artık sahip çıkmasın?”. Asıl soru bu millet sizin gibi millet ve vatan hainlerine ne yapacak ve beyinlerini yalanlarınızla doldurduğunuz gençlerimize ne olacak. Baskın Oran’a gelen mesajlardan anlaşılıyor ki, onlar da “yumuşamışlar”! Son sözüm: Hepiniz “Hrant Dink’siniz, Ermenicisiniz”; biz hepimiz “Türk’üz” ve de bu ülkenin sahipleriyiz.....! -
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? seçilmişer...!
kaplan-200 şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
Bizim adımıza özür size mi düştü ****? Diaspora’nın askerleri boş durmuyor. Kendilerine ‘aydın’ sıfatını yakıştıran ‘karanlık’ bir grup, ‘tehcir’ hadisesi ile ilgili olarak, ‘Türk milleti’ adına, Ermenilerden “Özür diliyorum” adı altında bir imza kampanyası başlattı. Bir yıl boyunca devam etmesi planlanan ‘ihanet’ kampanyasının metninde aynen şu ifade yer alıyor: - “1915’te Osmanlı Ermenileri’nin maruz kaldığı ‘Büyük Felaket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.” Kampanyanın öncülüğünü yapan malum isimlere lütfen bir kenara not eder misiniz? Prof. Baskın Oran, Prof. Ahmet İnsel, Dr. Cengiz Aktar. Ve Ali Bayramoğlu. * * * Peki kim kimden özür dileyecek? Yıllarca gölgesinde yaşadıkları imparatorluğun savaşa girmesini fırsat bilip Rus ordusuna ‘gönüllü asker’ olarak yazılan, bir gün önce ekmeğini yiyip, suyunu içtikleri komşularını bir gün sonra, erkek-kadın, yaşlı-çocuk demeden hunharca katleden, ‘hamile’ kadınların karınlarını deşen, ‘bebekleri’ diri diri tandırlarda kızartanlar mı? Yoksa, Doğu ve Güneydoğu’da gerçekleşen katliamların ardından, taşkınlıkları önlemek için ‘tedbir’ ve ‘koruma’ amaçlı ‘tehcir’ kararı alanlar mı? Arkalarına aldıkları Amerikan, İngiliz ve Fransız emperyalizminin desteğiyle Osmanlı hükümetine baskı yapıp Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey, Diyarbakır Valisi Reşit Bey hakkında idam kararı çıkarıp, Talat ve Cemal Paşa’yı arkadan kurşunlayanlar mı? ‘ASALA’ adından bir ‘terör örgütü’ kurup, hiçbir suçu ve günahı olmayan Türk hariciyesine mensup diplomatları kalleşçe şehit edenler mi? Yoksa, ‘öksüz’ ve ‘yetim’ kalan Ermeni çocuklarını himayelerine alıp, ‘devletin en itibarlı’ eğitim kurumlarına yerleştirenler mi? Karabağ’da, Hocalı’da düzenledikleri baskınlar ile ‘binlerce’ insanın ölmesine, ‘bir milyondan fazla’ insanın ‘kaçkın’ kalmasına sebep olanlar mı? Yoksa, ‘açlık’ tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarında, kendilerine ‘ilk yardım elini’ uzatanlar mı? ‘Ev sahibini’ bastıran ‘hırsız’ misali, dünyanın dört bir yanında ‘para ile satın aldıkları’ işbirlikçiler vasıtasıyla ‘soykırımı tanıma’ kararı aldıranlar mı? Yoksa, “Gelin tarihçilerden oluşan bir komisyon kuralım, arşivleri açalım” çağrısı yapanlar mı? Türk devletinin ‘sınırlarını’ tanımayıp, tarihte kalan bir meseleyi ‘kan davası’ haline getirenler mi? Yoksa, ‘yeni bir sayfa’ açmak isteyenler mi? * * * Asıl gayeleri, geleceğin tarihine “Türkler de soykırımı kabullenmişti” şeklinde bir belge bırakmak olan ‘kripto’ artıklarının, gerçekte ‘Türklük’ ile herhangi bir bağları yok. Bırakın“Türküm” demeyi, “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünden bile rahatsızlık duyuyorlar. ‘Türk milletine’ yönelik hangi ihanet girişiminin üzerinden perdeyi kaldırsanız, arkasından hep onların isimlerinin çıktığını görürsünüz. Ol hainler, yarın bir gün ‘imza’ için kapınızı çaldığında, önce yakalarına yapışıp ‘Türk milletinden’ derhal özür dilemelerini sağlayın. Sonra da o metni ağızlarına tıkayın ve deyin ki: Hiçbiriniz, kendinizi ‘Türk’ kabul etmiyorsunuz. Peki, kim oluyorsunuz da ‘Türk milleti’ adına karar vermeye kalkışıyorsunuz? ‘Bizim’ adımıza ‘özür’ dilemek size mi düştü? Size ne oluyor ****?.. İsrafil K.KUMBASAR -
Sanırım siz Askerliğe karşı değilsiniz!.......... sanırım siz yanlız askerlerin iyi bir eğitim almadan operasyonlara gönderilmelerine karşısınız ve Askerliği meslek edenlerin,yani profosyonel askerlerin bu işi yapmasını istiyorsunuz doğrumu acaba?