Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Efendi Türkler

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Efendi Türkler tarafından postalanan herşey

  1. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    BİR BİLGİNİMİZİN RİCASI Prof. Dr. Cem Süer'in ricası Değerli arkadaşlar, bildiğiniz üzere 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Cumhur Gül hazretleri, Üniversitemizin gecikmiş açılışı için geldiği Üniversitemizde Sabancı Kültür Sitesinde yaptığı konuşmada,"Üniversiteler tüm inançların serbestçe yaşandığı yerler olmalı" demiştir. Bilimin ve Üniversitenin, insanlık tarihi boyunca yüklendiği esas görevin, inanç sistemlerinin dogmalarına karşı çıkmak, Allah tarafından konulduğuna ve düzenlendiğine inanılan doğaya ve toplumsal yaşama ait tüm süreçlerin nasıl gerçekleştiğini, dinin söylediklerinden bağımsız olarak, incelemek ve yargılamak olduğunu biliyoruz. Bu gerçeğe karşın, Üniversitelerin "inançların serbestçe yaşandığı yerler" olarak tanımlanması karşısında, bir bilim adamı olarak sessiz kalamadım. Sevgili arkadaşlar, Üniversiteleri, bir bilim ve teknoloji üretme yerleri olarak görmek yerine, "büyük bir camii" olarak gösteren bu karanlık düşünceyi KINIYORUM. Bu düşünceyi seslendiren 11, Cumhurbaşkanı Abdullah Cumhur Gül hazretleri'ni ve o bunları söylerken kürsü kenarında el-pençe ayakta bekleyen Sayın Rektör Prof. Dr. Cengiz Utaş'ı gösterdiği tepkisizlik nedeni ile KINIYORUM. Şu an yapabileceğim tek şey, düşüncelerimi listemde bulunan siz değerli dostlarımla paylaşmak ve sizlerden bu mesajı duyurabileceğiniz tüm yerlere ulaştırmanızı rica etmekten ibarettir. Prof. Dr. Cem Süer Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi
  2. sayin yarasa dikkatini cektimi bilmem arkadaki armaya baktigin zaman ABB yani jeneratör türbün imal eden isvicre firmasi ,, onlar yüce Tanrimizi rahatsiz etmiyor farkindaysan bizler kadar rahatsiz eden yok herseyi belesden bekliyoruz beklentilerimizi ya iyi yorumluyoruz yada kötü örnegin bir yagmur duasi !! onunla depremi karsilasdirdigimiz zamanda mantik ortaya cikiyor.. bu hergecen ülkemizde yayilan olagan duruma getirilmeye calisilan halimize tabiki gülermisin aglarmisin birde bunlar isvicreyemi dua ediyor yoksa yüce Tanriyami oda ayri konu?
  3. Efendi Türkler şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Elektrik duası 1 Mart 2008 Elektrik duası Yer Türkiye'nin vitrini Alanya. Bu insanlar yaz aylarında sık sık yaşanan elektrik kesintisinin bu yıl olmaması için, 'Allahım ne olu elektrikler bu yaz kesilmesin' diye dua ediyor. Uzun süreli elektrik kesintileri yaşanan Alanya'nın Mahmutlar Beldesi'nde trafo dağılım merkezi kuruluyor. TEİAŞ Antalya Bölge Müdürü Kamil Bacak, AKP İlçe Başkanı Hüseyin Güney ile Mahmutlar Belde Belediye Başkanı AKP'li Alaattin Çakır çalışmaların başladığı alanda toplanarak yaz sezonunda elektrik kesintisi yaşanmaması için dua etti.DHA
  4. ABD’nin karşımızda olduğu ortaya çıktı Harekâtlar sürecek! • Türk Ordusu, vatanı savunma kararlılığını ortaya koymuştur; ABD’nin sınırlarını çiğnemiştir; Kukla Devleti ilan etme hazırlıklarına etkili bir darbe indirmiştir ve PKK’nın o alandaki üslerini dağıtmıştır. • Şimdi öğrendik mi, Türkiye’yi bölen esas güç hangisidir? ABD, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü sağlayan harekâtın açıkça karşısındadır; o harekâtın durdurulmasına neden olan, tek güçtür. ABD; yalnız Irak’ı değil, Türkiye’yi bölmek isteyen emperyalist devlettir. • Tayyip Erdoğan, kendi ağzıyla yedi ayrı konuşmasında itiraf ettiği BOP Eşbaşkanlığı görevini, TSK’nın hava ve kara harekâtları sırasında da sürdürmüştür. Türban savaşı açarak ve Ergenekon tertibiyle Türk Ordusu’nu iç cepheden vurmaya kalkmıştır. Öncelikle belirtelim: 21 Şubat 2008 günü başlayan Kara Harekâtı, durdurulmuş olmasına rağmen, bir hafta içinde ulaştığı sonuçlar açısından başarılıdır. Türk Ordusu, vatanı savunma kararlılığını ortaya koymuştur; ABD’nin sınırlarını çiğnemiştir; Kukla Devleti ilan etme hazırlıklarına etkili bir darbe indirmiştir ve PKK’nın o alandaki üslerini dağıtmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne güvenimiz daha da güçlenmiştir. Vatan uğruna canlarını feda eden şehitlerimiz milletimizin kalbine gömülmüşlerdir. ABDULLAH GÜL’ÜN ABD İLE GİZLİ SÖZLEŞMESİ BOZULDU 16 Aralık 2007 günü başlayan hava harekâtı ve 21 Şubat 2008 günü başlayan Kara Harekâtı, 2002 yılından bu yana bir dönüm noktasıdır. Abdullah Gül’ün 2 Nisan 2003 günü ABD Dışişleri Bakanı Powel ile yaptığı “2 sayfa 9 maddelik’ gizli anlaşma bozulmuştur. Hukuken “hizmet sözleşmesi” değerinde olan bu anlaşmaya göre, Türk Silahlı Kuvvetleri Irak’ın kuzeyine harekât yapmayacaktı. Abdullah Gül’ün bu anlaşması artık yalnız kendisini bağlamaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri, ABD’nin sınırlarını geçmiştir. Bu, çok önemli bir başlangıçtır. MOLA VERİLDİ, HAREKÂTLAR SÜRECEKTİR Harekâtın ABD’nin baskı ve tehditleri hesaplanarak durdurulduğu ortadadır. ABD Savunma Bakanı Gates’in gelişi TSK’nın kararını etkiledi mi sorusu önemli değildir. Çünkü Gates gelmese de, ABD harekâtın durdurulmasını en yüksek ağızlardan dile getiriyordu. En son Bush, Türk Ordusuna harekâtı durdurun çağrısı yapmıştı. Çünkü kara harekâtı, ABD’ye rağmen yapılmıştı ve ABD’nin ısrarlı baskı ve tehditleri değerlendirilerek harekâta ara verildi. Süreç inişli çıkışlıdır. Önemli olan, Türk Silahlı Kuvvetleri, ABD’nin dünya ve bölge ölçeğindeki açmazlarını iyi hesap ederek inisiyatifi ele geçirmiştir. ABD maliyesi derin bir krize yuvarlanmıştır ve ABD ordusunun savaşmak istemediği Washington yönetimi tarafından saptanmıştır. Bu koşullarda, harekâtın durdurulması, bir moladır. Harekâtlar devam edecektir. ABD’NİN PKK’YI DESTEKLEMEYİ SÜRDÜRDÜĞÜ ORTAYA ÇIKTI Bu harekâtın en büyük kazancı, son zamanda ortaya atılan “ABD’nin PKK’dan vazgeçtiği” yolundaki uydurmaları ve hayalleri yerle bir etmesidir. ABD, elindeki bütün baskı araçlarını gündeme getirerek, kara harekâtını sınırlamaya ve durdurmaya çalıştı. O kadar ki, Türk Ordusu’na karşı Duhok ve Erbil’e çok büyük bir askerî yığınak yaptı. Şimdi öğrendik mi, Türkiye’yi bölen esas güç hangisidir? ABD, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü sağlayan harekâtın açıkça karşısındadır; o harekâtın durdurulmasına neden olan, tek güçtür. ABD; yalnız Irak’ı değil, Türkiye’yi bölmek isteyen emperyalist devlettir. Bu nedenle Türkiye’nin vatan savunması, ABD’ye direnme meselesidir. Kürt meselesi de, artık öncelikle ABD işgalciliğiyle mücadele meselesidir. BOP EŞBAŞKANI TAYYİP ERDOĞAN HAREKÂTI TÜRBAN SAVAŞIYLA VE “ERGENEKON OPERASYONUYLA” İÇERDEN HANÇERLEDİ Tayyip Erdoğan, kendi ağzıyla yedi ayrı konuşmasında itiraf ettiği BOP Eşbaşkanlığı görevini, TSK’nın hava ve kara harekâtları sırasında da sürdürmüştür. Bilindiği gibi, Genelkurmay Başkanı 12 Nisan 2007’de sınır ötesi harekâtın şart olduğunu açıkladı. Bunun üzerine, Tayyip Erdoğan, “Şimdi Türkiye’deki 5 bin teröristle mücadele halledildi mi, Kuzey Irak’taki 500 kişiyle uğraşma safahatine gelinecek” diyerek, BOP Eşbaşkanı konumundan suçlamada bulunmuştu. Bu suçlama, ABD’nin ve PKK’nın Türk Ordusu’na karşı psikolojik savaş konularının başında yer alır. Ancak Tayyip Erdoğan, sınır ötesi harekâta cepheden karşı koyamayınca, TBMM’den izin çıktı. Bununla birlikte Tayyip Erdoğan, BOP Eşbaşkanlığını, hava ve kara harekâtları aşamasında da sürdürdü. Tarih tarih verelim: Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak’ın kuzeyine 16-22-26 Aralık 2007 ve 15 Ocak 2008 tarihlerinde hava harekâtları uyguladı. Hava akınları yapılırken, Tayyip Erdoğan 14 Ocak günü İspanya’da yaptığı açıklamayla türban savaşını başlattı. Böylece ABD, BOP Eşbaşkanlığı aracılığıyla Türk Ordusu’nu iç cepheden vurmaya başladı. Türk Ordusu, 21 Şubat 2008 günü kara harekâtına başladı ve ertesi günü kamuoyuna açıkladı. Aynı gün Abdullah Gül, türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasının önünü açan Anayasa değişikliğini onayladı ve Celal Talabani’yi Türkiye’ye davet ettiğini açıkladı. TSK, bir kez daha iç cepheden ateş altına alınıyordu. BOP Eşbaşkanlığı, yalnız turban çatışmaları başlatma girişimiyle değil, Ergenekon operasyonuyla da açıkça Türk Orndusu’nu ve millî güçleri vurmaya çalıştı. Türk Ordusu vatan savunması yaparken, içerde bu vatan savunmasını sırtından hançerlemeye yönelik bir kaos ortamı yaratma girişimi herkesçe saptandı. HAREKÂTIN KARŞISINDAKİ GÜÇLER: ABD-PKK-TAYYİP ERDOĞAN YÖNETİMİ-BARZANİ-TALABANİ Türk Ordusu’nun hava ve kara harekâtlarına karşı cephe tutan güçler kendilerini eylemleriyle ortaya koymuşlardır: En başta ABD, ABD’nin BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan, PKK, İsrail, Barzani ve Talabani. HEDEF: IRAK’IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ Genelkurmay Başkanlığı, Kara Harekâtının başlangıcında 23 Şubat 2008 günü yaptığı açıklamada, Irak’ın toprak bütünlüğüne vurgu yapmıştı. Harekâtın hedefinin PKK’dan kapsamlı olduğunu, ABD de saptadı ve yine Barzani ve Talabani de korku içinde dile getirdiler. Irak, Suriye, İran ve Türkiye’nin toprak bütünlüğünün birbirlerine sımsıkı bağlı olduğu, 1990 ve 2003 savaşlarından bu yana daha da iyi anlaşılmıştır. ABD’nin Irak işgali ve kuzeyde bir Kukla Devlet kurması, Türkiye için birinci ve tek tehdittir. O nedenle vatanın bütünlüğü için mücadele uzun vadeli ve kapsamlıdır. ABD işgali ve bölücülük, bölünmeyi silahla dayatmışlardır. O nedenle askerî yöntem, biz istemediğimiz halde dayatılmıştır. Ortadoğu’nun bu koşullarında silahsız milletler ayak altında kalır ve kalmaktadırlar. Meselenin çözümünde askerî yöntem anahtardır. Toplumsal, ekonomik ve kültürel çözüm ise, vatanımızın ve milletimizin bütünlüğünü sağlam zemine kavuşturacaktır. VATAN ABD’DEN KORKARAK VEYA ABD’NİN İZNİYLE SAVUNULAMAZ Türk milleti olarak ve Türkiye’nin güvenliğinden sorumlu kurumlar olarak, şu gerçeği artık bütün çıplaklığı ve boyutlarıyla kafamıza en kalın harflerle yazmamız gerekiyor: Bu vatan, ABD’den korkarak savunulamaz. Çünkü vatanı tehdit eden güç, ABD! Bu vatan, ABD’nin izniyle de savunulamaz. Çünkü ABD, Türkiye’nin vatan ve millet bütünlüğünü ortadan kaldırmak istiyor!
  5. Cennetten gelen dolandırıcılar Bursa'da ''cennetten geldik'' diyerek yaşlı bir kadını dolandırdıkları öne sürülen iki kişi, şüphe üzerine kendilerini takibe alan ''Sokak Güvenlik Timi'' tarafından kısa sürede yakalandı. Bursa Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Ulucami çevresinde devriye görevi yapan Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı "Sokak Güvenlik Timi", cami bahçesinde yaşlı bir kadınla konuşan C.D. (22) ve T.Ö'yü (22) şüphe üzerine takibe aldı. Yaşlı kadının gençlere bir şey verdiğini gören ancak ne olduğunu tespit edemeyen polis, olaydan sonra camiyi ziyaret eden kadının çıkmasını beklerken, bölgeden ayrılan gençleri de izlemeye devam etti. Camiden ağlayarak çıkan, adının Lübeza K. (63) olduğu belirlenen kadın, kendilerini tanıtarak gençlerle ne konuştuğunu soran güvenlik güçlerine, "polis olduklarına inanmadığını" söyleyerek bir şey anlatmak istemedi. Sokak güvenlik timi, güçlükle ikna ettikleri Lübeza K'den bilgi aldı. Cami avlusunda dolaşırken yanına gelen gençlerin, "Biz cennetten geliyoruz. Peygamberin torunları Hasan ve Hüseyin'iz" dediklerini anlatan yaşlı kadın, gençlerin, "Teyze sen bir adak adamışsın ama yerine getirmemişsin. Biz bunu düzeltmeye geldik. Allah rızası için üzerindeki paraları ver" deyince, cebindeki 125 YTL'yi ve kolundaki altın künyeyi gençlere verdiğini anlattı. Timler, zanlıları başka bir caminin yakınında yakalayıp, Yankesicilik ve Dolandırıcılık Şubesi ekiplerine teslim etti. C.D. ve T.Ö, Bursa Emniyet Emniyet Müdürlüğü'ndeki sorgulamalarının ardından "Dini istismar ederek nitelikli dolandırıcılık yapmak" suçundan adliyeye sevk edildi.
  6. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    :clover:
  7. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    2 önemli mesaj 29 Şubat 2008 Genelkurmay Başkanlığı, sınır ötesi harekata katılan birliklerin geri döndüğünü açıkladığı bildirisinde hem ABD'ye hem de Türk halkına iki güçlü mesaj verdi. Genelkurmay Başkanlığı, "ABD'den gelen 'En kısa sürede çekilin' mesajlarının ardından sınır ötesi harekat son erdirildi" iddialarına sert bir dille yanıt verdi. Açıklamada aynen şöyle denildi: "Harekatın başlangıç ve bitiş zamanı tamamen askeri gerekçe ve ihtiyaçlara göre tarafımızdan belirlenmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu kararına içeriden ya da dışarıdan her hangi bir etki söz konusu değildir. Kaldı ki, bu konuda bazı haberlerin çıktığı gün, harekata katılan birliklerin bir kısmı başlangıçtaki planlama gereği sınırlarımız içine çekilmiş durumdaydı." Açıklamanın diğer önemli mesajı ise terörün bir an evvel bitirilmesi için sınır ötesi harekatın devam etmesini isteyen Türk kamuoyuna oldu. Türk halkına operasyonların devam edeceği garantisi verildi: "Irak’ın kuzeyi terör örgütünün faaliyetleri açısından bundan sonra da yakından izlenecek ve bu bölgeden Türkiye’ye tehdit yöneltilmesine müsaade edilmeyecektir. Terörle mücadele yurt içi ve yurt dışında kararlılıkla yürütülmeye devam edecektir."
  8. En Çok Karadeniz Kadını Çalışıyor En Çok Karadeniz Kadını Çalışıyor Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu Hazırladığı ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'ya Sunduğu, "İş Dünyasında Kadın" Konulu Rapor, Türk Kadınının Çalışma Hayatıyla İlgili Önemli İpuçları Verdi. TÜRK Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu hazırladığı ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’ya sunduğu, "İş Dünyasında Kadın" konulu rapor, Türk kadınının çalışma hayatıyla ilgili önemli ipuçları verdi. Araştırmaya göre, kadınların evlenmesi veya çocuk sahibi olması, işten ayrılma sebeplerinin başında geliyor. Kadınların yüzde 24’ü evlenme veya nişanlanma, yüzde 14’ü çocuğunun olması, yüzde 7’si hamile kalma ve yüzde 5’i de aileden birinin sağlık sorunları nedeniyle işten ayrılıyor. Kadınların işgücüne katılımı, 25 yaşına kadar artarak, devam ediyor. Otuzlu yaşların ortasındaki kadınlar, çocuklarını büyüttükten sonra yeniden iş hayatına dönmek istiyor, ama oran belirgin şekilde düşüyor. 35-45 yaş grubundaki kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 15’e geriliyor. Raporda, 20-30 yaş grubundaki kadınların işgücüne katılım oranının yüksek olduğu bölgelerin başında Karadeniz, Trakya ve Ege geliyor. Trabzon, Rize, Artvin Giresun, Gümüşhane’de genç kadınların yüzde 55.4’ü; Tekirdağ, Edirne, Kırklareli’nde yüzde 47.9’ü; Antalya Isparta, Burdur’da yüzde 44.4’ü; Samsun, Tokat, Çorum, Amasya’da yüzde 44.2’si; Aydın, Denizli, Muğla yüzde 40.7’si çalışıyor. 26.01.2008 Karadeniz kadını cefakârdır, çalışkandır, hele yaşlılık dönemlerinde evin temel direğidir...karadenizli AKP İstanbul Milletvekili Osman Yağmurdereli'ye göre Bir kadın ve bir erkek eşit değildir. Hiçbir zaman eşit yaşamaz, eşit bir hayatı paylaşmaz. Kadın her zaman erkeğin korumasına muhtaçtır..
  9. inaniyormusun en azindan onu basarabilecegimizi ülkemizin her sokaginda ama öyle ama böyle kadin erkek özgürce engeller olmadan kosabilecegimize!!! giyim özgürlügünden vazgectik kosma özgürlügünden bahsediyorum simdi , kosma özgürlügü varmidir!
  10. Erkek ile kadın eşit değildir Erkek ile kadın eşit değildir AKP İstanbul Milletvekili Osman Yağmurdereli'den çok tartışılacak açıklamalar. "Yüz Yüze" programına katılan Yağmurdereli , eşi için söylediği 'Eşimin saçını bir tek ben görmek isterim' sözlerinin hatırlatılması üzerine " Ben Karadeniz erkeğiyim, çok kıskancım. Eşime belli kurallar koyabilirim, ama bu sözü şu an 25 yaşında olsam diye başlayarak söylemiştim. Bu zamandaki yozlaşmayı görüyorum ve eşimi kıskanıyorum.' dedi. Programın diğer konuğu Nez'in Yağmurdereli'ye 'peki eşiniz sizi kıskanabilir mi?' sorusu üzerine Yağmurdereli, “Eşim kıskanır ama belli etmez. Bir kadın ve bir erkek eşit değildir. Hiçbir zaman eşit yaşamaz, eşit bir hayatı paylaşmaz. Kadın her zaman erkeğin korumasına muhtaçtır' dedi..
  11. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Herseyden önce TSK nin sehit sayisini yanlis aciklama lüksü yok! bunu belki ABD basarabilir cünkü icinde birsürü ithal askeri var yurdu vatani belli olmayan.. TSK cekiliyor mu? cekilmez ,cekilmesi ABD nin de isine gelmez aksi takdirde o cografyada ömür boyu yanliz kalir! herhalde ABD enerji planini asiretlerle sürdürecek degil cünkü onlar daha Ampülün ne oldugunu bilmiyor !!! bush emreder israili dogdugundan beri emrediyor cekil diye... k.irakda der kürdistanda,, onun demedigi ne kaldiki ,, sonra ilk defa demiyorlar Türkiye kesinlikle cekilmeyecek
  12. :clover: cok harika
  13. Sabah koşusu vacipmidir benim merak ettigim Türkiyenin yani ülkemizin her kasabasinda sabahleyin bir bayan esortmanlarini giyinse Sabah koşusuna ciksa Ana caddede ,, önüne hangi engeller cikar? Sağlıklı beslenmeye ve spora çok önem veren bayanlar , "Her sabah koşusuna hatda son zamanlarda yeni sunulan spor aktivitelerine katilmasi gerrekmezmi. Formda kalmak için vede saglikli yasam icin bunu yapmak zorunda degilmidir... zorundaysa bundan hangi tür bayanlarin yararlanma hakki vardir? gercekten laikliginle övündügümüz dininle övündügümüz ülkemizde bayanlar özgürce kosabilirlermi özgürlükleri yeterlimidir , caddelerde , bayirlarda , kirlarda , sokaklarda eşortmaninla , şortunla kosabilirmi!!! Efendi Türkler
  14. Efendi Türkler şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    Tünaydin biraz gec kaldim
  15. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    godziii sen herseyin güzelini söylüyorsun bülent ersoy gitsin ilk önce taksimdeki turistlere yapilan tacizlerle ilgilensin belki bir faydasi olur! sonra trafikde onlarca insanimiz hergün yasamini yitirirken o konuyla artistlik yapsin.. onun ayaklarinin yere basmasina saglayan laik cumhuriyetle degil!!!!
  16. İlahiyatçı doçentten açıklama Doç. Dr. Şahin Filiz, türbanın İslamda yeri olmadığını ve dinden sapma niteliği taşıdığını savundu Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şahin Filiz, türbanın İslamda yeri olmadığını ve dinden sapma niteliği taşıdığını savundu. Doç. Dr. Filiz, "Siyasallaşan ve seçkinci bir kamusal dinsellik alanını gittikçe ötekiler aleyhine genişleten başörtüsü söylemi, İslam'ın ahlaki ve medeni özünü gölgelediği gibi, bugün tüm ABD, AB yanlısı ve küresel ılımlı İslam söyleminin yerli işbirlikçileri için, emperyalist ve mandacı tuzağın, halk yığınları nazarında meşruiyetini sağlayan İslami makyajla servis edilmesini de kolaylaştırmaktadır" dedi. Aydın'ın Nazilli İlçesi'nde, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) şubesinin düzenlediği, `Kadın üzerinden din istismarı' konulu konferansta konuşan Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şahin Filiz, çarpıcı açıklamalarıyla dikkati çekti. Son günlerde kadın üzerinden büyük bir din istismarı yapıldığını savunan Doç. Dr. Filiz, kadının başörtüsü ile var edilip tanımlanan bir konuma getirildiğini ileri sürdü. Aslında İslam'da kadının çok daha önemli ve saygıdeğer bir konumu bulunduğunu anlatan Doç. Dr. Filiz, "Maalesef Türkiye'de kadınlara, `hür olmak, örtünmek demektir' psikolojisi yerleştirilmek isteniyor" dedi. `HIMAR KELİMESİ YANLIŞ TERCÜME EDİLİYOR' Türban tartışmalarıyla gündeme gelen `hımar' kelimesinin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yanlış tercüme edildiğini kaydeden Filiz, şunları söyledi: "Hımar kelimesi, bazı meallerde, `kadınlar başlarındaki örtüyü omuzlarına ve göğüslerine indirsinler' şeklinde geçiyor. Buradaki `hımar' kelimesi başörtüsü şeklinde tercüme ediliyor. Bu çok yanlıştır. Çok acıdır ki, Diyanet İşleri Başkanlığı da bunu söyleyemedi. Çünkü doğru değil. Hımar içkiden gelir ve `aklı örtmek' demektir. Diğer bir anlamıyla `örtü' anlamına gelir. Bu masa örtüsü de olur veya başka bir örtü, başörtüsü de olabilir. Fetva veren uzman siyasiler olduğu için, bunun farklı bir anlamı olduğunu öğrendik. İslam'ın özgün kaynaklarından hareketle, türbanın İslam'da yeri olmadığı, dinden sapma niteliği taşıdığı kanıtlanmaktadır." "MİLLİ DEVLETE MUHALEFETİN DİNSEL MOTİFİ" Siyasallaşan ve seçkinci bir kamusal dinsellik alanını gittikçe ötekiler aleyhine genişleten başörtüsü söyleminin, İslam'ın ahlaki ve medeni özünü gölgelediğini anlatan Doç. Dr. Filiz, şöyle devam etti: "Bugün tüm ABD, AB yanlısı ve küresel ılımlı İslam söyleminin yerli işbirlikçileri için, emperyalist ve mandacı tuzağın halk yığınları nazarında meşruiyetini sağlayan İslami makyajla servis edilmesini de kolaylaştırmaktadır. AB ve ABD kaynaklı ılımlı İslam propagandası ve dinler arası diyalog faaliyetleri, `başörtüsüne özgürlük' talepleriyle çakışan bir sürecin temel parametreleri olarak İslami kesimde dinsel olarak onaylanmış ve sindirilmiştir. Ülkemizi ve Türk ulusunu parçalamayı amaçlayan AB ve onun ülkemizdeki sivil uzantılarına karşı çıkmak, başörtüsü özgürlüğüne ve doğal olarak da İslam'a karşı çıkmakla bir tutulmak için, başörtüsü söylemi, milli devlete muhalefetin dinsel motifi olarak işlevselleştirilmektedir." Doç. Dr. Filiz'in Nazilli Belediye Sarayı Tiyatro Salonu'ndaki konferansını, çok sayıda kadının ve ADD üyelerinin yanı sıra Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İktisadi ve İodari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selim Bekçioğlu, üniversite öğrencileri ve siyasi parti temsilcileri de izledi.Şevket ALTINAYAR/NAZİLLİ (Aydın), (DHA)
  17. İlahiyatçı doçentten açıklama Doç. Dr. Şahin Filiz, türbanın İslamda yeri olmadığını ve dinden sapma niteliği taşıdığını savundu Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şahin Filiz, türbanın İslamda yeri olmadığını ve dinden sapma niteliği taşıdığını savundu. Doç. Dr. Filiz, "Siyasallaşan ve seçkinci bir kamusal dinsellik alanını gittikçe ötekiler aleyhine genişleten başörtüsü söylemi, İslam'ın ahlaki ve medeni özünü gölgelediği gibi, bugün tüm ABD, AB yanlısı ve küresel ılımlı İslam söyleminin yerli işbirlikçileri için, emperyalist ve mandacı tuzağın, halk yığınları nazarında meşruiyetini sağlayan İslami makyajla servis edilmesini de kolaylaştırmaktadır" dedi. Aydın'ın Nazilli İlçesi'nde, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) şubesinin düzenlediği, `Kadın üzerinden din istismarı' konulu konferansta konuşan Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şahin Filiz, çarpıcı açıklamalarıyla dikkati çekti. Son günlerde kadın üzerinden büyük bir din istismarı yapıldığını savunan Doç. Dr. Filiz, kadının başörtüsü ile var edilip tanımlanan bir konuma getirildiğini ileri sürdü. Aslında İslam'da kadının çok daha önemli ve saygıdeğer bir konumu bulunduğunu anlatan Doç. Dr. Filiz, "Maalesef Türkiye'de kadınlara, `hür olmak, örtünmek demektir' psikolojisi yerleştirilmek isteniyor" dedi. `HIMAR KELİMESİ YANLIŞ TERCÜME EDİLİYOR' Türban tartışmalarıyla gündeme gelen `hımar' kelimesinin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yanlış tercüme edildiğini kaydeden Filiz, şunları söyledi: "Hımar kelimesi, bazı meallerde, `kadınlar başlarındaki örtüyü omuzlarına ve göğüslerine indirsinler' şeklinde geçiyor. Buradaki `hımar' kelimesi başörtüsü şeklinde tercüme ediliyor. Bu çok yanlıştır. Çok acıdır ki, Diyanet İşleri Başkanlığı da bunu söyleyemedi. Çünkü doğru değil. Hımar içkiden gelir ve `aklı örtmek' demektir. Diğer bir anlamıyla `örtü' anlamına gelir. Bu masa örtüsü de olur veya başka bir örtü, başörtüsü de olabilir. Fetva veren uzman siyasiler olduğu için, bunun farklı bir anlamı olduğunu öğrendik. İslam'ın özgün kaynaklarından hareketle, türbanın İslam'da yeri olmadığı, dinden sapma niteliği taşıdığı kanıtlanmaktadır." "MİLLİ DEVLETE MUHALEFETİN DİNSEL MOTİFİ" Siyasallaşan ve seçkinci bir kamusal dinsellik alanını gittikçe ötekiler aleyhine genişleten başörtüsü söyleminin, İslam'ın ahlaki ve medeni özünü gölgelediğini anlatan Doç. Dr. Filiz, şöyle devam etti: "Bugün tüm ABD, AB yanlısı ve küresel ılımlı İslam söyleminin yerli işbirlikçileri için, emperyalist ve mandacı tuzağın halk yığınları nazarında meşruiyetini sağlayan İslami makyajla servis edilmesini de kolaylaştırmaktadır. AB ve ABD kaynaklı ılımlı İslam propagandası ve dinler arası diyalog faaliyetleri, `başörtüsüne özgürlük' talepleriyle çakışan bir sürecin temel parametreleri olarak İslami kesimde dinsel olarak onaylanmış ve sindirilmiştir. Ülkemizi ve Türk ulusunu parçalamayı amaçlayan AB ve onun ülkemizdeki sivil uzantılarına karşı çıkmak, başörtüsü özgürlüğüne ve doğal olarak da İslam'a karşı çıkmakla bir tutulmak için, başörtüsü söylemi, milli devlete muhalefetin dinsel motifi olarak işlevselleştirilmektedir." Doç. Dr. Filiz'in Nazilli Belediye Sarayı Tiyatro Salonu'ndaki konferansını, çok sayıda kadının ve ADD üyelerinin yanı sıra Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İktisadi ve İodari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selim Bekçioğlu, üniversite öğrencileri ve siyasi parti temsilcileri de izledi.Şevket ALTINAYAR/NAZİLLİ (Aydın), (DHA)
  18. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    birsey kalmadi! daha düne kadar yabancilara ihale verirdik ,hem sevinir hem üzülürdük neden bizler bu büyük yatirimlari kendimiz basaramiyoruz diye fakat genede bir umutdu gelecek icin birseyler yapiliyordu birseylere kavusuyorduk!!! ,,, bugün temelini satiyoruz !!! o zaman sömürgesi olarak baglandıgmız buyuk bir ulkeden yardım alırız... sayin LostsouL onlar yardim almaya aliskin onlarin hayati hep yardimlarla gecti! kisisel yardim toplayan bu ülkede baska birilerini gördünmü bir örnek yesil sermaye bilmem anlatabildimmi? durmak yok yardim toplamaya devam...,,,, vatana ihanetin karsılıgı nedir? herhalde oda hayir duasidir! Havada Bulut Yok Bu Ne Dumandır Mehlede Ölüm Yok Bu Ne Şivandır Şu Yemen Elleri Ne De Yamandır Ano Yemendir Gülü Çemendir Giden Gelmiyor Acep Nedendir Şu Dağın Ardında Redif Sesi Var Varın Bakın Çantasında Nesi Var Bir Çift Pabuç İle Bir De Fesi Var Burası Huştur Yolu Yokuştur Giden Gelmiyor Acep Ne İştir Kışlanın Önünde Çalınır Sazlar Ayağım Yalınayak Yüreğim Sızlar Yemene Gidene Ağlıyor Kızlar Burası Huştur Yolu Yokuştur Giden Gelmiyor Acep Ne İştir saygilarimla

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.