Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Efendi Türkler

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Efendi Türkler tarafından postalanan herşey

  1. yok yok korkma en azindan ben karistirmadim,, notamatik emek vererek birazda korkarak yazmis oldugu yazi gercekden uzun fakat yazinin sonuna kadar sürükleyeci kalemi saglam tutan ellerine saglik güzel bir yaziydi,,, arkadasin yüreginede biraz cesaret diliyorum! ...
  2. Odasında uyuşturucu bulunan AKP'li Belediye Başkanı tutuklandı MERSİN'de `rüşvet, yolsuzluk, uyuşturucu ticareti ve zimmet' suçlamasıyla gözaltına alınan merkez Dorukkent Beldesi Belediye Başkanı AKP'li Şükrü Kartal ile kardeşi ve bir belediye personeli tutuklandı. Mersin İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, 6 gün önce yaptıkları `Hortum-04' adlı operasyonda, aralarında Dorukkent Belediyesi'nin de bulunduğu adreslere eş zamanlı baskın düzenledi. Operasyonda, Belediye Başkanı Şükrü Kartal'ın da ardalarında bulunduğu 17 kişi gözaltına alındı. `Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüt yönetmek, rüşvet, ihaleye fesat karıştırmak, uyuşturucu ticareti ve uyarıcı madde kullanmak zimmet, görevi kötüye kullanmak ve dolandırıcılık' suçlarına karıştığı ileri sürülen zanlıların ev ve işyerlerinde yapılan aramada, 106 tapu, 19 tapu fotokopisi, 153 imar ve pafta krokisi, 4 senet, belde yardım listesi, 102 cinsel uyarıcı hap, 16 cinsel uyarıcı jel, klasörler dolusu yapı ruhsatları ve yapı kullanma izin belgeleri ele geçirildi. Olayla ilgili 5 kişi ifadelirinin ardından serbest bırakılırken, adliyeye sevk edilen Belediye Başkanı Şükrü Kartal ile birlikte 12 kişi mahkemeye çıkarıldı. Başkan Şükrü Kartal ile birlikte kardeşi Ekrem Kartal ve belediyede muhasebeci olarak görev yapan Gürol Akbaş, `rüşvet, zimmet, görevi kötüye kullanma, dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırmak, uyuşturucu ve uyarıcı hap bulundurma' suçlarından tutuklandı. Diğer 9 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.Mustafa İNSAN/MERSİN, (DHA)
  3. Bu geçitlerden birinin yüksekliği neredeyse 5000 metre!.. "Halsema otoyolu"
  4. Marburg yakınlarındaki Dautphetal Kasabası'nda Türkler'e ait evin kundaklanmasını protesto etmek için yürüyüş düzenlendi. Verdi sendikasının düzenlediği ve 100'ü Türk yaklaşık 600 kişinin katıldığı yürüyüşte, "Irkçı saldırıya uğrayanlar yalnız değil. Burada neonazilere yer yok" mesajı verildi. ALMANYA'da Türk ailesine ait evin kundaklandığı Marburg yakınlarındaki Dautphetal'de yabancı düşmanlığına karşı yürüyüş yapıldı. 100'ü Türk 600 civarında kişinin katıldığı yürüyüşte, ırkçı şiddet lanetlendi. AİLENİN YANINDAYIZ Verdi Gençlik Örgütü'nün yönetilerinden Dr. Ulf Immelt, Friedensdorf tren istasyonun önünde yaptığı konuşmada, yürüyüşün amacı hakkında bilgi verirken, "Bu eylemimizle evleri kundakçılar tarafından yakılmak istenen Oluk Ailesi'ne destek vermek istiyoruz. Burada size büyük bir müjde de vermek istiyorum. Neonaziler, burada yapmak istedikleri yürüyüşe gelmediler" demesi üzerine yürüyüşe katılanlar alkış tuttu. BİZE GÜÇ VERİYORSUNUZ Friedensdorf Tren İstasyonu'nun önünde başlayan yürüyüş kordonu, Oluk Ailesi'ne ait evinin önünden geçti. Burada bir konuşma yapan evi yanan aileden Fahrettin Oluk, yürüyüşle ilgili olarak Almanca yaptığı kısa konuşmada, "Almanlar'ın bize bu denli sahip çıkmaları bana ve aileme çok güç veriyor. Gördüğümüz destek bizi çok mutlu etti. Artık burada daha rahat yaşayabileceğimizi gördük" dedi.
  5. Adem, nasıl komaya girdi 21 Şubat 2008 Adem, nasıl komaya girdi Almanya’nın Hagen kentinde Türk genci Adem Özdamar’ın nasıl komaya girdiği açıklanamıyor. Ailesi, Adem’i Alman polisinin komaya soktuğunu öne sürerek şikayetçi oldu. Polis ise, Adem’e fiziksel müdahalede bulunduklarını kabul ediyor, ancak, kafatası parçalanacak şekilde nasıl bir "fiziksel müdahale"ye uğradığını açıklayamıyor. Polis, "Uyuşturucu etkisi altındaydı ve peşinde kendisini öldürmek isteyenler bulunduğunu söylüyordu. Birden saldırganlaşınca sakinleştirmek için fiziksel müdahalede bulunmak zorunda kaldık" diyor. ALMANYA’da Türkler’e yönelik kundaklama olaylarının yankıları bitmeden, polisten dayak yiyen Adem Özdamar adlı Türk gencinin komaya girmesi, Türk toplumu arasında infial uyandırdı. Doktorlar, hastanede 4 gündür yaşam mücadelesi veren Adem için umutlu konuşmuyorlar. Ailesi Alman polisini suçluyor. Adem’in uyuşturucu ve alkol etkisinde bulunduğunu açıklayan polis ise, "Saldırganlaştığı için, sakinleştirmek amacıyla fiziki müdahalede bulunduk" diyor. Adem’in beyin fonksiyonlarına ağır hasar verecek şekilde nasıl bir "fiziki müdahale"ye maruz kaldığı merak konusu. Hagen Emniyet Müdürlüğünden Ulrich Hanki yazılı açıklamasında şöyle dedi: "Kendisini siyah bir adamın takip ettiğini söyleyen şahıs, polis tarafından emniyete alınırken saldırganlaştı. Ancak polislerin müdahalesi sonucu olarak fiziki olarak sakinleştirildi. Uyuşturucu bağımlısı olan kişi daha sonra hastaneye götürüldü. Şu anda yoğun bakımda ve hayati tehlikesi var." OLAY NASIL OLDU Olay, Dortmund yakınlarında bulunan Hagen şehrinde pazar günü sabaha karşı 02.00 sıralarında meydana geldi. Adem Özdamar (26) bir miktar alkol aldı ve ardından "Korkuyorum; beni öldürecekler" diyerek eve polis çağırdı. Adem Özdamar’n ailesi ve komşuları, "Adem, gece yarısı ’Beni öldürecekler. Ben bu evde kalamam. Ablamın evine gitmeliyim’ demeye başladı. Bu isteğini yerine getirebilmek için polisi arayıp yardım istedi. Eve gelen polisler, Adem Özdamar’ı yanlarına alıp gitti. Ancak, ablasının evi yerine karakola götürülmüş" diye konuştu./_newsimages/5029217.jpg Karakolda Adem Özdamar ile polisler arasında çıktığı sanılan tartışmada genç adamın, kafasına aldığı ağır darbeler sonunda hastanelik olduğu öne sürüldü. Sabaha karşı karakola çağırılan ambulansla hastaneye götürülen ve hemen ameliyata alınan Adem Özdamar’ın durumu 4 gündür ciddiyetini koruyor. KAFATASI PARÇALANMIŞ Adem Özdamar’ı evden alan polislerden biri çıkan kargaşada el parmağının kırıldığını iddia ettiği belirtilirken, 2 günden bu yana komada olan Adem Özdamar’ın aldığı darbelerle kafatasının parçalandığı, vücudunun bir bölümü, kol ve bacaklarında ağır yaralar ve şişmelerin olduğu açıklandı. Doktorların "Şimdilik yapacak birşey yok" dediği Adem Özdamar’ın ailesi ve arkadaşları hastane koridorlarında gözyaşları içinde bekliyor.
  6. 21 Şubat 2008 Adem'in ağabeyi: Uyuşturucu iddiasını ortaya polis attı Almanya'nın Hagen kentinde polisin dövmesi sonucu komaya girdiği iddia edilen Adem Özdamar'ın (26) ağabeyi Salih Özdamar, kardeşinin uyuşturucu aldığı iddialarını ortaya atanların polis olduğunu söyledi. Özdamar, "Alman polisinin kamuoyunun baskısı karşısında ne yapacağını şaşırdığını" iddia ederek şunları söyledi: "Karakolda Adem'in sakin bir şekilde ifade verdiğini öğrenmiş bulunuyorum. Oysa ilk açıklamalarında bunun tam tersi yönünde açıklama yaptılar. Kardeşimin uyuşturucu aldığı iddialarını ortaya atan polisin kendisidir. Kamuoyuna yaptıkları ilk açıklamalarda, uyuşturucu almış olduğu iddiaları vardı. Henüz kan tahlili sonuçları bile açıklanmadı. Yaptıkları büyük hata karşısında ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar." Özdamar, bu olayın peşini bırakmayacaklarını, Türk makamlarından da bu konuda kendilerine yardımcı olmalarını beklediklerini ifade ederek, hukuki girişimlerde bulunmak için önce raporların tamamlanması gerektiğini kaydetti. Kardeşinin durumunun ciddiyetini koruduğunu, her an kendisiyle ilgili kötü haber beklediklerini ifade eden Özdamar, "Adem'in durumu hiç iyi değil, Allah'tan ümit kesilmez. Doktorlardan edindiğim bilgi, şimdilik yapılacak hiçbir şey olmadığı yönünde. Bize hazırlıklı olmamız gerektiğini söylediler. Her an acı bir haberle karşı karşıya kalabiliriz" dedi. Hagen polisi, açıklamasında, "iki zenci tarafından izlendiğini söyleyen ve evine polis çağıran Adem Özdamar'ın, ifadesi alınmak üzere karakola götürüldüğünü, aldığı uyuşturucunun etkisiyle bir anda herkese saldırmaya başladığını, bunun üzerine kemerle bir sedyeye bağlandığını, karakola çağrılan bir kadın doktorun önünde bir anda fenalık geçirerek bayıldığını ve komaya girdiğini" belirtmişti.AA
  7. 19 Şubat 2008 Türk genci komada Alman polisinin darb etmesi sonucu komaya girdiği iddia edilen Türk gencin beyin fonksiyonları azaldı. Almanya'nın Dortmund kenti yakınlarındaki Hagen kentinde, polisin fiziki şiddet kullanması sonucu komaya girdiği iddia edilen ve yoğun bakımda bulunan Adem Özdamar'ın (26) beyin fonksiyonlarının azaldığı belirtildi. Uyuşturucu kullandığı tahmin edilen ve hafta sonunda annesine “Afrikalı iki zenci peşimde, beni öldürecekler” diyerek eve çağırdığı polisle birlikte karakola giden Samsunlu Özdamar'ın, yaklaşık 2 saat sonra ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı ve beyin ameliyatı geçirdiği belirtildi. Özdamar'ın ağabeyi Salih Özdamar, karakolda ağır şekilde dövüldüğü iddia edilen kardeşinin, kafasından ağır darbeler alması sonucu geçirdiği ameliyat sonrasında beyin fonksiyonlarının azalmakta olduğunu, doktorların durumunun çok ciddi olduğunu söylediklerini açıkladı. Ağabey Özdamar, karakolda neler olduğu hakkında henüz bilgileri olmadığını ifade ederek, “Bize açıklama yapılmıyor. Karakolda neler olup bittiğinden habersiziz. Polise korku sebebiyle sığındı, ancak 2 saat sonra da polis tarafından çağrılan ambulansla hastaneye kaldırıldı. Kafasından çok ağır darbeler almış, kafada ve yüzdeki şişmeden dolayı da beyin ameliyatı yapılıyor. Sağlam adam 6 saat içinde komaya girdi. Bu nasıl olur?” dedi. Özdamar, ameliyat sonrasında küçük bir video kameraya aldıkları görüntülerde kardeşinin kolunda kelepçe izi ve boğazında morluklar gördüğünü kaydederek, “Polis, suçsuz adamı kelepçe takarak, dövmüş olmalı ki kolunda izi belli” şeklinde konuştu. Olayın duyulmasıyla aile yakınlarıyla Özdamar'ın yakın arkadaşları Hagen'deki hastaneye akın etti. Anne Şengül gözyaşları içinde, “Ben pazar akşamı işe gittim, Adem bana başının ağrıdığını, biraz istirahat ettikten sonra camiye gideceğini söyledi. İşten döndüğümde gece saat 2 sıralarında 'Anne korkuyorum, beni iki zenci öldürmek istiyor, evin etrafında dolaşıyorlar' deyince ben de kendisine, 'Al telefonu polisi ara dedim. Eve gelen polisleri görünce çok sevindi. 'Sen de gel anne, sana bir şey olmasın' dedi. Neler olduğunu bilmiyorum, ancak polisle evden çıktı. Bu arada eniştesine gitmek istediğini söylediği için polislerin oğlumu damadım Recep'e götürdüklerini zannettim. Saat 3 sıralarında hastanede olduğu haberini aldık. Oğlumu polisler niçin bu hale getirdi, neler oldu” diye konuştu. Özdamar'ın kız kardeşi Fatma ise hastanede beyin ameliyatı yapan bir doktorun kendisine “Bu daha çok genç, feci şekilde dövülmüş ben gerekeni yaptım, bu olayın peşinde durun” dediğini söyledi. ALMAN POLİSİNDEN AÇIKLAMA Hagen polisi tarafından bu konuda yapılan yazılı açıklamada ise yoğun şekilde uyuşturucunun etkisi altında olduğu belirtilen ve karakola getirilen Özdamar'ın, bir anda bilinmeyen bir nedenle her şeye saldırdığı, bunun üzerine polislerin kendisine müdahale ettikleri ve yardıma gelen ilk yardım ekibiyle birlikte Özdamar'ı bir sedyeye bağladıkları bildirildi. Olay yerine gelen bir kadın doktorun önünde bir anda bilinmeyen bir sebeple bayıldığı ifade edilen Özdamar'a, ilk müdahalenin yapılarak hastaneye kaldırıldığı, durumunun ciddi olduğu, savcılığın da bu konuda bilgilendirildiği kaydedildi.
  8. Alman polisinin dövdüğü Türk öldü Alman polisinin dövdüğü Türk öldü Almanya'da polisler tarafından dövüldüğü iddia edilen Samsunlu Adem Özdamar'ın beyin ölümü gerçekleşti. Adem'in ağabeyi: uyuşturucu iddiasını polis ortaya attı Türk genci komada Almanya'nın Hagen kentinde polisler tarafından dövüldüğü iddia edilen Samsunlu Adem Özdamar'ın beyin ölümü gerçekleşti. Özdamar, 13 gündür yoğun bakımdaydı. Adem Özdamar, iki hafta önce ailesine takip edildiğini söyleyerek eve polis çağırmıştı. Polisle birlikte karakola giden Özdamar, 2 saat sonra ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştı. Ailesi beyin ölümü gerçekleşen Adem Özdamar'ın kolunda kelepçe izleri ve boynunda da morluklar olduğunu belirtmişti. Polis ise, Adem Özdamar'ın kanında uyuşturucu bulunduğunu ve karakolda sinir krizi geçirerek bayıldığını açıklamıştı.
  9. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    tamam olur pkk´ya söyleriz ,, bu kadar yaramaz olmasinlar
  10. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    birkere daha birseyler aktarayim anlayabilecekmisin sayin yakisikli neden dört dörtlük !!! birkere pkk yillarin birikimini bu harekatte kaybetmistir birak yillarin birikimini ömründe birdaha kavusamayacak ganimetlerini de kaybetmistir !! nedir bunlar irakdan eline gecirdigi silahlar yani kendini oralarda en güclü hissetdigi dönem ,, ne yapmistir silahli kuvvetler yerlebir öyle degilmi ... daha ne yapmasini bekliyordun söylede onuda izah edelim insan gibi!
  11. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Askerimiz dört dörtlük k.iraka yaptigi harekatla zaffer kazanmistir,, bir depremde bile yikilan bir kasabayi onlarca devletin yardiminla ayaga kaldiramazsin ... anlayan anlar ?????
  12. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    nerde her mafyanin altinda bir emekli pasa cikiyor? türkiyede mali götüren arazi mafyasi yillardir kimin elinde dogudaki uyusturucu mafyasi kimin elinde ,, insanlari avrupadan iki kat daha pahali ev degil katlara dolduranlar kim depremlerde yikilan evlerin mütahatleri kimlerdir bunlari yapanlarin kimler ciktigini bilmiyormusun bugün bütün ailesini akrabasini sülalesini zengin edenler kimler bugünü birak bu ülke kuruldugundan beri hayir altinda harac toplayip kimler zengin olmustur ,, hangi zenginden bahsediyorsun sabancidanmi ,, yoksa mali götüren herdönem yimpascilardanmi bahsediyorsun........... sonra herkesin bildigi hangi seriatci bu ülkede askerlik yapmistir yapmamak icin hangi ülkelerde orda kendilerini calisiyor gösterdikleri cok iyi bilinmektedir
  13. Irak'ta Kara Harekatına "Türk Gibi" Başlamıştık Ama... 2 Şubat 2008 günü TSK’nın Irak’ta kara harekatına başladığı öğrenildiğinde Türk kamuoyu büyük bir sevinç ve coşku seline kapılmıştı. Hele de PKK’nın mağaralardan oluşan gizlenme ve barınak yerlerinin, baraka ve mağaralara depolanan lojistik destek malzemelerinin birer birer ele geçirilip, barınakların kullanılmaz hale getirildiği, mühimmat ve ikmal maddelerinin imha edildiği, hele de her gün fırsat hedefi halinde ortaya çıkan PKK teröristlerinin etkisiz hale getirildiği öğrenildikten sonra, Türk kamuoyu “zafer” kazanmış bir komutan gibi başı yukarıda geziyordu. Bu arada her gün şehit haberleri geliyor, yurdun dört bir yanında şehit cenazeleri kaldırılıyor, şehit babaları bağırlarına taş basarak, “Vatan için bir değil bin evladım feda olsun!” diyorlardı. Bu günlerin en anlamlı olanı da, bir yerde öğle namazıyla şehit cenazesi kaldırılırken, biraz sonra aynı yerde davul-zurna eşliğinde yeni celp edilen gençler askerlik hizmetine uğurlanıyorlardı. Nedense Hep Çelişki Doludur Zaferlerimiz? Genelkurmay Başkanlığı, 22.2.2008 tarihli ilk basın açıklamasında harekatın maksadı, “bölgenin teröristler için kalıcı ve güvenli bir üs bölgesi olarak kullanılmasını önlemek” olarak belirlenmişti. Askeri hedefleri de, Irak’ın kuzeyindeki PKK teröristlerinin barınak, üs, lojistik destek üssü, eğitim kampı vb. maksatlarıyla kullanacağı mağara, baraka, vb. kolaylıklardı. Bu arada harekatın siyasi hedefi; “Irak’ın toprak bütünlüğü” şeklinde anlaşılan, maksadı ve askeri hedefleri oldukça aşan bir şekilde belirlenmişti. Bu ifadenin varlığı ile Türk kamuoyu büyük bir beklenti içerisine girdi. 10 bin kişiye dayandığı belirtilen kuvvetle Irak’ın kuzeyinde bir “kalıcı” harekat yapılacakmış hissi uyandırıldı. Ya da kamuoyu bunu böyle görmek istedi. Bu kadarcık kuvvetle ve zırhlı birliklerle diğer destek unsurları olmadan kalıcı bir harekat mümkün değildir halbuki. Bunun sebebi muhtemelen Türk kamuoyunun hala “çuval geçirme” hadisesinin yarattığı travmayı atlatamamış olmasıdır. Oysa Genelkurmay Başkanlığının harekat ile ilgili maksadı ve askeri hedefleri açıkça ortada, bu harekat için kullandığı kuvvet de son derece sınırlı ve belirlemiş olduğu askeri hedeflere yönelik idi. Kesinlikle bir güvenlik kuşağı oluşturulacağına ve kalıcı olunacağına dair herhangi bir emare yoktu. Kara harekatı ile birlikte Türkiye’de bilen bilmeyen herkes strateji ve askeri harekat uzmanı kesildi. Bazı televizyon kanallarında haber programı sunucuları harita üzerinden taarruz işareti olan oklarla nerelere taarruz edildiğini dahi büyük bir “askeri deha” uzmanlığı ve pişkinliği içerisinde gösterdiler. Pireyi deve, biri bin yaptılar. Herhangi bir savunma enstitüsünde yetişmediği gibi, bu alanda hiçbir yerde sorumlu görev almamış bu zatı muhteremler, hatta hayatında plan tatbikatına, harp oyununa ve atışlı bir tatbikata “sorumlu” olarak katılmayı bırakın, “konuk” olarak bile katılmamış olan bu âmiral battı” strateji uzmanları, halkın beklentisinde çıtayı yükseltmeye muvaffak oldular. Siyasi partiler bile kendi içlerindeki strateji uzmanları dururken, başkalarına açıklama yaptırttılar. Aslında siyasi partilerin yönetimleri de bu nereden çıktığı belli olmayan strateji uzmanları tarafından yanlış yönlendirildiler sanki… Oysa harekat ne güzel şıkır şıkır başlamış, belirlenen hedefler havadan, karadan dövülmüş, uçar birlik harekatı ile ve komando birlikleri tarafından bölge taranmış, tam tahrip edilmeyen terör yuvaları tamamen kullanılmaz hale getirilmiş, bu arada çetin kış şartları nedeniyle daha sıcak yerleşim bölgelerinde “Kış uykusuna yatan PKK”nın mağaralarında bıraktığı az sayıdaki “muhafız” elemanları da fırsattan istifade ile etkisizleştirilmişti. Dünya kamuoyunun fazlaca sesi çıkmamış, Türkiye meşru müdafaa hakkını nihayet yerinde ve “sürpriz” etkisi yaparak kullanmıştı. Şayet birkaç hafta daha geç kalınsaydı kış uykusundaki PKK terör elemanları bölgeye gelerek bu inleri hain saldırıları için çıkış noktası, Türkiye’deki cinayetlerini takiben de dönüş üssü olarak kullanacaktı. Bu onlarca PKK yuvası kara ve hava destekli harekatla kullanılmaz hale getirildi. Bu haliyle harekat son derece başarılı oldu. Yukarıdaki paragrafta harekatın fiziki başarılarına değinildi. Buna ilaveten manevi ve psikolojik yöndeki kazançları da oldu. Türkiye’de PKK mihrakları eskiden olduğundan daha az yandaş bulabildiler. Irak’ın kuzeyindeki sözde devlet kurucularının sesi soluğu neredeyse kesildi. Buna karşılık Irak Türklerinin (Türkmenler) moral değerleri yükseldi. Irak Hükümeti bile bu harekattan Irak’ın kuzeyindeki “dik kafalı” özerk yönetim karşısında doğal bir müttefik bulmanın rahatlığını ve kendisine güç katan varlığını hissetti. Türk kamuoyu ise 1 Aralık 2007’de başlayan ve aslında kamuoyunun “gazının alınması” açısından yararı daha fazla olan hava harekatıyla başlayan moral değerlerini biraz daha yükseltti. Zira, Ekim 2007 ayı içinde Türkiye’deki her vatandaş var olan ama bir türlü kullanılamayan “Türkiye’nin Gücü”nden kuşku duyar hale gelmişti. Bugün bu gücün varlığına çok daha fazla inanmakta, moral ve psikolojik gücü yukarılara tırmanmaktadır. 29 Şubat 2008’de harekatın sona erdiği Genelkurmay Başkanlığı’nın basın açıklamasıyla duyuruldu. Aslında bu durum, konunun uzmanı stratejistler tarafından son derece olağan karşılandı. Ancak, bir gün önce ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in Ankara ziyaretinde masaya getirilen TSK’nın Irak’tan ne zaman çıkacağı yolundaki sorusuyla ilgili yorumlar, Genelkurmay Başkanı’nın “kısa süre”nin izafiliği ile ilgili spekülasyona açık ifadeleri, ardından ABD Başkanı Bush’un “Türkler çok hızlı hareket etmeli!” şeklinde ve Türkiye’den pek sevimli bulunmayan açıklaması sonucunda, “Türk gibi başlayan” ve aslanlar gibi sürdürülen kara harekatının başarısına gölge düşürmeye yetti. Buna bir de Hükümetin, sanki TSK’dan kopuk bir iletişim içerisinde olduğu intibaını veren ve ayrıca sınır ötesi harekat ın bitişiyle ilgili geciken reaksiyonu eklenince, TSK’nın, Mehmetçiğin ve gerçekten bölgesinde önemli bir bölgesel güç olan Türkiye’nin gücü yine bir tarafa bırakılarak unutuldu ve toz duman içinde kaybolmaya terk edildi… Genelkurmay Başkanlığı tarafından; “Harekatın başlangıç ve bitiş zamanı tamamen askeri gerekçe ve ihtiyaçlara göre tarafımızdan belirlenmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu kararına içeriden ya da dışarıdan her hangi bir etki söz konusu değildir. Kaldı ki, bu konuda bazı haberlerin çıktığı gün, harekata katılan birliklerin bir kısmı başlangıçtaki planlama gereği sınırlarımız içine çekilmiş durumdaydı!” şeklinde resmen bir açıklanma yapıldığı halde, bu açıklamayı yapması gereken Hükümet’ten daha önce açıklama yapılmadığı için, “Türk gibi başladığımız” harekat, ne yazık ki gene “Türk gibi bitirildi…” Artık Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi açıklamalarına da inanmaz hale geldiğimiz görüyorum zira… Sonuç Harekat süresince bölgedeki 60 hedef grubuna (272 hedef) hava taarruzu icra edilmiş; ayrıca Kara Kuvvetleri ateş destek vasıtaları tarafından 517 adet muhtelif hedef ateş altına alınmıştır. 126 mağara, 290 barınak ve sığınak, 12 komuta merkezi, 11 muhabere tesisi, 6 eğitim tesisi, 23 lojistik tesis, 18 ulaştırma tesisi, 40 hafif silah mevzii ve 59 uçaksavar mevzii kısmen ya da tamamen tahrip edilmiş, 240 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Bu arada 24’ü asker ve 3’ü Geçici Köy Korucusu olmak üzere, 27 güvenlik görevlisi şehit olmuştur. Genelkurmay Başkanlığı’nın da özellikle altını çizmiş olduğu gibi, bölgede icra edilen operasyonla terör örgütünün tamamen etkisiz hale getirilmesi söz konusu değildir. Ancak, Irak’ın kuzeyinin teröristler için emniyetli bir bölge olmadığı gerçeği PKK’ya gösterilmiştir. Bu husus hem onların bahar aylarındaki cinayetlerini frenleyecek, hem de yeni eleman devşirmekte zorlanacaklardır. Peşmerge içinde barınmağa kalkarlarsa, bu durum mutlaka öğrenilecek ve gereği de yapılacaktır hiç kuşkusuz… Aslında TBMM’de iktidarı ve muhalefeti ile büyük bir çoğunlukla desteklenen bu milli politikanın ne basiretsiz siyasi karar organları, ne de “amiral battı” uzmanları tarafından gözden düşürülmesine izin verilmemelidir. Saddam Hüseyin dönemindeki sınır ötesi harekatın çoğunda, dönüşlerinde hükümetin haberinin olup olmadığı pek önem taşımıyordu. Ancak, AKP Hükümetinin kuruluşundan beri ABD’ye karşı izlediği politikada Türkiye’nin “bağımsızlığı” ya da “bağımlı”lığına ilişkin spekülasyonlara sebebiyet verildiğinden, böylesi akıl yürütmelere de ne yazık ki çanak tutulmuştur. Hükümetin haberinin olup olmadığı bu kez de önemli olmasın. Olduğu taktirde, bir bakanımızın harekat öncesi “Irak’a kara harekatı masada!” şeklindeki boşboğaz hareketleri tekrarlanır ve bunu takiben de harekattan da beklenen sonuç alınamazsa ne yaparız o zaman? Biraz itidal ve biraz sağduyu ile bu güzel ve güçlü ülkemizi, bu sabırlı, zeki, çalışkan ve kahraman milletimizi çok daha yükseklere çıkarabileceğimize inanıyor, bir kez daha şehitlerimize Tanrı’dan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Ama ille de milli davalarda ve politikalarda biraz daha sağduyu, ortak hareket ve seri iletişim diliyorum. Hoş geldin TSK, hoş geldin Mehmetçik! İnanıyoruz ki, yarın ihtiyaç duyulduğunda gene Irak’a gireceksin. Vatan size minnettardır…Jeopolitik-Strj. ve Harp Tarihi Uzmanı Yazan: Doç. Dr. Celalettin Yavuz on 02 Mart, 2008 12:42:48

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.