Efendi Türkler tarafından postalanan herşey
-
Osmanlı'dan Bu Güne Kürtler Ve Devlet
ister tek kelime yaz ister yazma fakat ben sahsen keskin cikislarini baslik yapmadim bayrak olsun ya sev ya terk et olsun.. bende anlayisinizla basbasa birakiyorum!
-
Osmanlı'dan Bu Güne Kürtler Ve Devlet
bende onu merak ediyordum.. birde yeter ki ümmet bir arada olsun, bayragin ne önemi var diyenler! avrupada kol kola gezenler inanamiyorum!
-
Osmanlı'dan Bu Güne Kürtler Ve Devlet
Erdoğan'dan 'tahrik edici' sözler! Ankara'da basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan, amacını aşan, şoke edici sözler sarfetti.. Ankara'da basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan, Doğu illerine yaptığı ziyaretlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu... Erdoğan şunları söyledi: BUNUN ADI ÖZGÜRLÜK DEĞİL "Van Doğu'da büyük illerimizden biri. DTP geçen dönemlerde seçim kaybetti. Bu dönemde ne olacak endişesi içindeler. Kepenkleri kapatmak istediler. Vanlı vatandaşlarım bunu kabul etmedi. Lastikler yaktılar, söndürmeye gelen itfaiye aracını yakmaya çalıştılar. Bazı vatandaşlarımızın mağazalarının camlarını kırdılar. Bu kişiler bir partinin mensubu. Sığınmak için o partiye gittiler. Bunun adı demokrasi değil. Farklı yöntemlerle oy devrişebilmek... Farklı yöntemlerle güya insan hakkı talebinde bulunma yolu. Bunun adı özgürlük mücadelesi de değil. Malum partinin iki milletvekili var Van'da. Bunlardan biri kapı kapı dolaşıp esnafı kepenk kapatmaya ikna etmeye çalışıyor. Polisimize ağza alınmayacak hakaretler eden tipler bunlar. Düşünün milletvekili bunlar. Malum partinin tavrına karşı polis sağduyulu davrandı. Bunlar insan düşmanı buradan oy devşirmeye çalışıyorlar. Medya da bu olayları yayınlamamalı. VATANDAŞ KENDİNİ SAVUNMA YOLUNA GİDER! Basın toplantısının ardından bir muhabir , Güneydoğu gezisi sırasında çeşitli protesto gösterilerinin hedefi olan Erdoğan'a, sokaklara yansıyan gerilim hakkında vatadaşlara tavsiyesini sordu. Gazeteci ayrıca Başbakan'a, dün İstanbul'da terör örgütü sempatizanlarına bir vatandaşın pompalı tüfekle karşılık verdiğini de hatırlattı ve bu konudaki görüşünü öğrenmek istedi. Başbakan Erdoğan ise bu soruya hiç beklenmedik bir cevap verdi... "Vatandaşa sabır telkin ediyorum ama bu sabır nereye kadar olacak onu da bilemiyorum. Siz vatandaşların mağazasını yakarsanız, canına kastedersiniz o da elinde imkanlar varsa karşı koyacaktır! Miting yapacaksan yapılacak yerler bellidir. İstediğim yerde yaparım dersen yapamazsın. Çocukları kullanıyorlar. Bunların özgürlük mücadelesiyle ne alakası var. Bu terörün mahalle aralarına girip halkı tahrik etmesidir. Geçmişte bu ülke aynı şeyleri yaşadı."VATAN
-
Dünya, utancımızı İngiliz Düşes’in gizli kamerasından görecek
Bakan Çubukçu'dan Düşes Ferguson'a eleştiri 3 Kasım 2008 Bakan Çubukçu'dan Düşes Ferguson'a eleştiri Düşes skandalına soruşturma Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı zihinsel engelliler merkezlerine ilişkin haberlerle ilgili, “SHÇEK'e bağlı kurumlarda yaşanan her türlü insan hakkı ihlali, görevi kötüye kullanma ve kurumlarda kalan kişilere yönelik kötü muameleler için gerekli idari soruşturmalar başlatıldığını” bildirdi. BU GÖRÜNTÜLER BAKAN ÇUBUKÇU'YU KIZDIRDI Çubukçu, bugün çeşitli basın yayın organlarında yer alan ve eski York Düşesi Sarah Ferguson'un Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı zihinsel engelliler merkezlerinde yaptığı gizli çekimleri konu alan haberlere ilişkin açıklama yapılması gereğinin duyulduğunu belirtti. Söz konusu haberin iki ayrı boyutu bulunduğunu ifade eden Çubukçu, “Haberlere konu olan ve SHÇEK'e bağlı kurumlarda yaşanan her türlü insan hakkı ihlali, görevi kötüye kullanma ve kurumlarda kalan kişilere yönelik kötü muameleler için gerekli idari soruşturmaların başlatıldığını” bildirdi. Çubukçu, açıklamasında, “Kamuoyunun hiç şüphesi olmasın ki 'evladımız' gözüyle baktığımız bakıma muhtaç kişilere yapılan kötü muameleye neden olanlar en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Her zaman olduğu gibi Bakanlığımızın hak ihlalleri konusunda en küçük bir toleransı yoktur” ifadesine yer verdi. Haberin gerçeği yansıtmayan ve siyasi içerikler taşıyan yönleri bulunduğunu da belirten Çubukçu, şunları kaydetti: “En başta belirtmek isteriz ki, adı geçen iki kurumumuz ne kimseden gizlenmiş ne ziyareti yasaklanmış kurumlardır. Özellikle, Ankara Saray Rehabilitasyon Merkezi yabancı misyon şeflerinin ve Büyükelçi eşlerinin sık sık ziyaret ettikleri, çok sayıda sivil toplum örgütünün ve gönüllülerin gözetiminde olan bir kurumumuzdur. Söz konusu kurumlarımız, kapalı kapılar ardında tutulan, toplumdan soyutlanan merkezler değil; tam tersine gönüllülerimizin ve kamuoyunun denetimine açık şeffaf kurumlardır. Tıpkı diğer kurumlarımızda olduğu gibi. Buna rağmen söz konusu haber, her iki kurumu da esrarengiz, bilinmeyen kurumlar şeklinde sunmuştur. Sayın Sarah Ferguson'un, Türkiye AB İlerleme Raporu'nun açıklanacağı bir dönemde; AB'ye üyeliğinize karşı çıkmasından, 'İstanbul'a turist olarak gitmeyin' çağrısına kadar Türkiye'yi bir karalama kampanyasının içinde bırakmaya çalıştığı bu hadisede, art niyetli olduğu son derece aşikardır. Sayın Ferguson'un Ankara'da gönüllülerimizi; İstanbul'da ise İngiltere kraliyet ailesine mensup olduğu için yanında getirdiği kızına refakat amacıyla verilen koruma polislerini suistimal ederek, kurumlarımıza izinsiz girmiştir.” Ferguson'un, bu tutumuyla kraliyet ailesinin unvanından faydalandığını, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilere zarar verdiğini, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkarak, olayı siyasi bir boyuta, Türkiye'ye turist gelmesini engellemeye yönelik demeçler vererek de ticari bir boyuta taşıdığını vurgulayan Çubukçu, şunları kaydetti: “Yayınlanacağı söylenen video görüntülerin kurumlarımıza ait olup olmadığı ise henüz netlik kazanmamıştır. Hangi karelerin kuruma ait olduğu görevlendirdiğimiz uzmanlar tarafından görüntülerin bugün incelenmesi sonucu tespit edilecektir. Bakanlık olarak, kurumlarımızda meydana gelen temel insan hakları ihlaline yönelik her türlü vaka bizim için soruşturma konusudur ve ihmali olanlarla ilgili her türlü cezai işlem yapılacaktır. Ancak, kendi ülkesinde yasak olduğu için yapamadığı gizli kamera çekimlerini, oryantalist bir bakış açısıyla Türkiye'de yapan Sayın Sarah Ferguson'un, ülkemizdeki basın organlarının dış haberler bölümüne görüntüleri servis ederek Türkiye'de bir infial yaratmaya çalışması ve Türk basının da buna fırsat vermesi üzüntü vericidir. Türk bir gazetecinin, İngiltere'deki bir kurumda gizli kamerayla kayıt yapması durumunda yaşanacağı sıkıntı ve alacağı tepkiyi kamuoyunun takdirine sunuyoruz. Aynca, kurumlarımız Türkiye'nin de taraf olduğu Avrupa Konseyi bünyesindeki Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi'nin denetimine tabidir. Bu çerçevede, son yıllarda her iki merkeze de anılan komite tarafından habersiz denetimler yapılmış, ancak haberde iddia edildiği gibi herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmamıştır.”A.A
-
Kadınlarda hiç mi kusur yok!
Suna pekuysal öldü
-
Kadınlarda hiç mi kusur yok!
suna pekuysal la karistirmis olabilirmiyim! suna pekuysal öldümü?
-
merhaba arkadaşlar
Efendi Türkler şurada cevap verdi: yoldaşlar başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımA.slm Hosgeldin
-
Dünya, utancımızı İngiliz Düşes’in gizli kamerasından görecek
Bu yeni bir olay degil daha öncede bu konu üzerinde tartismalarimiz olmustu bu benim ilk tanisikligimdi o dönem... fakat ne yazikki seneler geciyor ayni tas ayni hamam hic bir ilerleme yok.. muhakak herkesin birsey yapabilecegi vardir! birkisi bile yaratilsa? gönüllü sivil denetleyen o kisi o kurumu yeterince rahatsiz etmesi bile cok seyleri degistirebilir yani toplum icinde o kisileri cikarip bulmamiz hergün o kurumun kapisinda cirit atmalari bile yeterlidir!!! Toplumun cilgin deli lerini bile ortaya cikarmak yeterlidir.. demek istedigim herkesin bir katkisi olabilir herkes birseyi hergün fisildasa bile o yerine ulasir... okadar okullarimiz var zaten okullarimiz dünyadan elini ayagini cekmis gibi hic bir ciddi toplumsal eyleme bile katildiklarini görmüyoruz??? belki siyasidir korkuyorlardir? aslinda oda derin bir konu fakat en azindan böyle konularda neden aktif olamiyorlar bunlar ülkesinde olup bitenlerden hicmi haberleri yok? okullarimizda bu konulari tartismaya acip gönüllü guruplar yaratip bu kuruluslar üzerinde aktif denetleme vede eksiklerine yardimci olacak etkin bir eylem plani uygulana bilinir bunlar okadarda zor degil! yazacaklarim kisa kisa olacak suheda' okumadan atlamasini istemem. benim burdan yapabileceklerim varsa hertürlü katkiya hazirim??? bir kurumun kapisina atayacaksaniz bütün izinimi o kurumun kapisinda da harcamaya hazirim...
-
foruma her bes dakikada tekrar giriş yapmak zorunda kaliyorum
tamamda yaziyi yazarken kafa patlatiyorsun bütün ciddiyetinle sariliyorsun yaziyi hazirliyorsun gönderme tusuna basiyorsun bakmissin hepsi ucmus yada hepsi birbirine girmis dans ediyor... ben prensip olarak direk o anda orda yazarsam yazarim.. yoksa arka planda yazi hazirlayacak yetenegim yok.. sen yaz lütfen olur yazarim
-
Kadınlarda hiç mi kusur yok!
Pakize Suda' ölmedimi benim bildigim ölmüstü
-
foruma her bes dakikada tekrar giriş yapmak zorunda kaliyorum
yaziyi yazdim hazirladim gene forum disi kaldim cevabi yazarken evet yazinin yarisi yok oldu..gönderirken biktim artik neden hep cevap yazarken degilde göndermeye kalkinca gitmiyor giris yap görünüyor neden ya forumdan cikmis gibi görünüyorum anlamiyorum yazmiyorum cevap yeter ya
-
Kadınlarda hiç mi kusur yok!
cok güzel bir yazi ellerine saglik.. bunada katiliyorum Ne Arap'ın yüzü, ne Şam'ın şekeri! "Fiziği korumak" da o sorumluluklardan biri bana sorarsanız. Erkek, kadın ayırmadan söylüyorum bunu. Karşısındakini 500 kilo birine mahkûm etmeye kimsenin hakkı yok! Ha, bir hastalık söz konusudur, anlarım. Yahut baştan öyle görüp beğenme, sevme durumu vardır... Ama "Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane" misali, üç-beş sene, hatta 30 sene sonra bile bambaşka biri olarak çıkmamalı kimse kimsenin karşısına.
-
Dünyayı "siviller" değil, bu paranoyak "CIA kafalılar" yönetti.
İşte her şeyi anlatan satırlar Bakın CIA kafası Mustafa Kemal'i nasıl tanımlıyor. ŞİMDİLERDE, eski CIA şefi Graham Fuller’in kitabını övüyorlar... Demiş ki: "Türkiye yüz yıl sonra yeniden büyük güç oldu." O kitapta bir paragraf daha var. Ankara’nın eski CIA uzmanı şöyle diyor: "Kemalist Türkiye, Müslümanlar ve özellikle Araplar ile Türklerin kadim bağlarının tümüyle reddini temsil etmektedir." "Daha da ötesinde Kemalist Türkiye, İslam’ın bir din olarak aşağılanmasını..... Müslüman gücünün zayıf düşürülmesini temsil etmektedir." İşte budur... Mustafa Kemal ve arkadaşlarının emperyalizme karşı mücadelesini ve çağdaş devlet projesini sürekli olarak "din düşmanlığı" gibi göstermeye çalışan kafa işte budur... CIA kafası... Bu kafa ve tespit, "ılımlı İslam modeli"ni ortaya atmıştır. Kravatlı "snop"ların, Washington’da "çabuk yükselmek" için Potamak Nehri’ne doğru bakarak, "Müslümanlar nasıl ehlileştirilir" diye sordukları yerdir orası... "İncil’e uygun Kuran... Emperyalizme uygun Müslüman" projesi böyle çıkmıştır. Düşman Sovyet mi? Türkiye’de Müslümanlığı destekleyin. Solcuları asın... Gladio’yu kurun. Afganistan’da Taliban’ı silahlandırın... Düşman İran mı? Türk ordusunu önemseyin. Dini ve etnik kimliği kullanın. Arabı Türk’e, Kürt’ü Türk’e... Budur işte o kafa... Kitabın adı Yeni Türkiye Cumhuriyeti... Fuller’in kitabını okuyunca "Bush kafası"nın, dini, etnisiteyi, gücü ve parayı kullanarak dünyayı ne hale getirdiği daha iyi anlaşılıyor. Ne yazık ki, bugüne kadar dünyayı "siviller" değil, bu paranoyak "CIA kafalılar" yönetti.
-
Dünya, utancımızı İngiliz Düşes’in gizli kamerasından görecek
birseyler yapmali!!! denetim sivil denetim biryerlerden baslamali? yardim, sivil denetim, sevkat birseyler kuvvetli sekilde yapilanabilinir... birşeyler yapmali!!! denetim sivil denetim biryerlerden başlamali? yardim, sivil denetim, şevkat organize yardim kendi kendine denetleyen birseyler kuvvetli şekilde yapilanabilinir...
-
Tarihte Bugün
1993 : Aziz Nesin, "Türk milleti sahtekardı" dediği için dava açıldı. Nesin, ; tek celsede beraat etti. tek celsede neden beraat etti?
-
GÜNAYDIN
Günaydin Radya' bu arada güne erken den kosan arkadaslara günaydin
-
Dünya, utancımızı İngiliz Düşes’in gizli kamerasından görecek
Devlet, Düşes’ten daha fazla şey biliyor ama... Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi (RUSİHAK)’ın ’Akıl ve Ruh Sağlığı Alanında İnsan Hakları 2008 Türkiye Raporu’nda, Ankara’da 749 zihinsel, ortopedik, görme, işitme engelli çocuk ve yetişkine hizmet veren Saray Rehabilitasyon Merkezi’nin durumunu gözler önüne serildi. Türkiye’deki 12 Akıl Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde Haziran 2007-Ekim 2008 tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’nun izniyle RUSİHAT tarafından yapılan araştırmaya Açık Toplum Enstitüsü Türkiye temsilciliği ve Hollanda Büyükelçiliği de destek verdi. Ankara’da Saray Rehabilitasyon Merkezi’nin de incelendiği araştırmada çarpıcı bilgiler verildi. Araştırmada, ağır zihinsel engellilerin kaldığı ünitelerde temizlik ve bakım koşullarının kötü olduğu, orta ve hafif zihinsel engellilerin kaldığı bölümlerin daha iyi olduğunun altı çiziliyor. Özellikle ağır engelli küçük çocukların kaldığı ünitelerde çocukların ikişer kişi yattığı ve hijyen koşullarının çok olumsuz olduğunun vurgulandığı incelemede, personelin oturduğu, tv izleyip sigara içtiği gözlemlenmiş. Kurumda genel tıbbi bakım ve tedaviyi gerçekleştirecek yeterli tıbbı personelin bulunmadığı belirtilirken, kurumda kalan 112 kişinin psikiyatrik ilaçlar kullandığı bu hastaların hastalıklarının seyrini bilmeyen nöbetçi doktorlar tarafından önerilen ilaçları almak zorunda kaldıkları da araştırmada dikkat çekilen bir nokta. Kurumda kalan kişiler arasında rastlanan bir diğer sorunun da kurumdan kaçan kişilerin uğradığı taciz ve tecavüzler sonucu istenmeyen hamilelikler. Çocuklar açlıktan ağlıyor Kurumda kalan ağır zihinsel engelli küçük çocukların çoğunluğunun biberonla beslendiği, acıkan çocukları personelin sırayla beslediği, sırası gelmeyen çocukların açlıktan ağladıklarına dikkat çekiliyor. Kurum içinde acil durumlarda revirdeki doktorların Nörolod- Akineton-Largactil (NAL) karışımı kokteyl diye adlandırılan bir karışım uygulandığını, bundan sonra sakinleşmezlerse bu kişilerin zorunla olarak tecrit odasına konulduğu belirtiliyor. Personelle yapılan görüşmelerde ise genel olarak bıkkınlık, boşvermişlik, tükenmişlikve umutsuzluk içinde olduklarının gözlemlendiği de belirtiliyor.
-
Dünya, utancımızı İngiliz Düşes’in gizli kamerasından görecek
Dünya, utancımızı İngiliz Düşes’in gizli kamerasından görecek York Düşesi Sarah’nın Türkiye’deki yetimhaneleri görüntülemesi olay yarattı. Çocuklara yapılan kötü muameleye tanık olan Ferguson, gördükleri karşısında şoke olduğunu söylerken, kızı Prenses Eugene ise “Türkiye ile ilgili tüm bakış açım değişti” dedi YORK Düşesi Sarah Ferguson bundan 3-4 ay önce ITN muhabiri Chris Rogers’ı arayarak Türkiye ve Romanya’da çocuk yurtlarının ve yetimhanelerin durumunu incelemek üzere bir araştırma gerçekleştirmek istediğini söyledi. İkili bundan 2 ay önce Ankara, İstanbul ve Romanya’da gizli kamera çekimleri gerçekleştirdi. İlk olarak Türkiye’ye gittiler. İşte Rogers’ın ağzından yaşanan manzara: Türkiye’de gördüklerimiz gerçekten şok ediciydi. Dışişleri Bakanımız David Milliband Ankara’yı ziyareti sırasında Türkiye’nin AB üyeliğine destek açıklaması yapmıştı. Ama onun konuştuğu yerden sadece 5 kilometre uzaklıkta bu ülkenin AB standartlarından ne kadar uzak olduğunu gösteren görüntülerle karşılaştık. Başörtüsü takıp girdi Düşes ve gazeteci kimliğimle ben Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Saray Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret etmek istediğimizde buna izin vermediler. Ancak Sarah yılmadı. Siyah güneş gözlüğü, peruk ve başörtüsü taktı ve kimliğini gizledi. Sonunda benim sahte yardım görevlisi kimliğim sayesine 700 çocuğun kaldığı merkeze girdik. İçeri girdiğimizde ter, idrar ve kusmuk kokusu ortalığı sarmıştı. Buna alışık olmalıydım ama Saray’ın durumu kat kat kötüydü. 3 görevli bizi bir salona aldı. Sarılma ve ilgi bekleyen 50 çocuk içeride bize ellerini uzatıyordu, pencereler kapalıydı. Bir kısmının saçları mahkum gibi kazınmıştı. Büyük kısmı şiddet belirtileri gösteriyordu. Sarah bu çocuklardan biriyle oynamaya çalıştı, çocuk hemen sakinleşti ve güldü. Ama ne zaman ki Sarah arkasını döndü, çğlık çığlığa ağlamaya başladı. Köpekler gibi bağlıydılar Sarah’ın ağlamamak için alt dudağını ısırdığını gördüm. Çocuklar yüzlerce beşiğin içinde yatarak doyuruluyordu. Bu da ağız enfeksiyonu tehlikesini beraberinde getiriyordu. Hatta burada kalan bazı çocukların bu enfeksiyonlar nedeniyle kendi kulaklarını yırttıklarını duyduk. Düşes “Bu çocuklar burada ne kadar kalıyor” diye sordu. “Hayatları boyunca” yanıtını aldı. Daha sonra bizi yetişkinlerin tutulduğu bölüme götürdüler. Burada insanların köpekler gibi bağlandıklarını gördük. Aynı yatağı paylaşan iki kadın bizi görünce ziyaretçi geldi heyecanıyla hemen ayağa fırladı. O an ikisinin de ellerinin arkadan bağlı olduğunu fark ettik. Bezin içindekileri yiyordu Aynı odada bir başka kadın altına bağlanan bezin içindekileri yiyordu. Yardım görevlisi, “canı sıkılmış” diye yorumladı. Sonra da, “Onlara sürekli yeni bez alamıyoruz. Çünkü paramız yok” dedi. Sonra bunları kameraya aldığımızdan şüphelenip bizi uzaklaştırdı. Oradan ayrıldığımızda Sarah’nın gözleri dolmuştu. O kabuslar görüyor mu bilmiyorum ama ben ve kameraman arkadaşım sürekli görüyoruz. Prenses Eugene bize İstanbul’da katıldı. Onunla da Zeytinburnu’ndaki rehabilitasyon merkezine gittik. Orada gördüklerimiz sonrası Eugene ağlamaya başladı. Herkese anlatacağım Sarah onu teselli etti. Eugene oradan ayrıldıktan sonra bana, “Bu kadar kozmopolitian bir şehirde, bu kadar popüler bir turist merkezinde bu tür yerlerin var olduğuna inanmak çok zor. Gözlerim açıldı. Bunları insanlara anlatacağım. Gözleriyle görmedikleri zaman inanmayacakları şeyler olsa da anlatacağım. Bütün bakış açım değişti” dedi. Çocuklardan birini karyolanın ayağına bağlamak için kullanılan bez parçasını hatıra olarak alıp, “İşte bu benim bundan sonraki ilham kaynağım olacak. Yaptığım her konuşmada gittiğim her yerde bu bez parçasını yanımda taşıyacağım. Değişim için mücadele edeceğim” dedi. ‘Yardım yapacağız diye içeri girdiler’ Zeytinburnu Zihinsel Özürlü Çocuk Bakım Merkezi yetkilileri, grubun Ramazan Bayramı öncesinde merkeze geldiklerini belirtti. Kendilerini yardım etmek isteyen bir heyet olarak gösteren grubun yanında koruma polislerinin de olduğunu ve bu nedenle de izin kağıdı gibi herhangi bir belge göstermeden içeri girdiklerini anlatan yetkililer, “Bize inceleme yapıp, çeşitli yardımlarda bulunacaklarını söylediler. Bir refakatçıyla birlikte dolaştılar. Çekim yaptıklarını görmedik” diye konuştular. İngiliz tahtının varisleri Sarah Ferguson, İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in ortanca oğlu Prens Andrew ile evlendikten sonra York Düşesi unvanını aldı. Ferguson ile Andrew’un Beatrice ve Euguene adında iki kızı var. Prens Andrew, İngiliz tahtının 4’üncü sıradaki varisi. Kızları ise, 5. ve 6. sırada.DIŞ HABERLER
-
Avrupaya göç başvurusunda uygarlık testi
ben yazilanlari iyi okuyorum bana gercekten üzerime düsmeyecek cevaplarida yazmiyorum burasi paylasim yeri herseyi paylasabilirim fakat koas ortami yazi kirliligi icinde bulunmakda istemem onun icin yazilari elimden geldigince okuyarak takip ediyorum.. Sayin MeRVe58 yazmis olduklarini hergün bati dünyasinda kendi dünyalarinin disindaki insanlar icin hergün agizlarinda geveledikleri laflarinin yaninda.. MeRVe nin söyledikleri cerez kalir.. birakin halkimizda kendini onlarin kelimeleriyle biraz savunmaya gecsin..
-
Ödüllü sapık
13 yaşında taşlanarak öldürüldü Admin Note: Resim Şiddet İçerdiğinden Kaldırılmıştır 13 yaşında taşlanarak öldürüldü Mahkeme tecavüz edenleri değil onu suçlu buldu. 13 yaşındaki kız çocuk stadyumda taşlanarak öldürüldü. Somali'de yeniden bir vahşet yaşandı. 13 yaşındaki kız çocuğu üç kişi tarafından tecavüze uğradı. Ancak Somali mahkemesi, tecavüz edenleri değil, onu suçlu buldu. Somali'nin Kismayo kasabasında evlilik dışı cinsel ilişkiye girme suçlamasıyla 13 yaşındaki kız çocuğu bir futbol stadyumunda bin kişinin gözü önünde taşlanarak öldürüldü. Uluslararası insan örgütü Amnesty International'ın açıklamasına göre, İslamcı militanlar tarafından kontrol edilen Kismayo kentinde recm olayı 27 Ekim'de yaşandı. Vahşet sonrası Ayşe adındaki kız çocuğun yaşı 23 olarak açıklanmıştı. Ancak olay sonrası açıklama yapan baba, kızının yaşının 13 olduğunu açıkladı. hurriyet.
-
Avrupaya göç başvurusunda uygarlık testi
böyle davrananlar a bizleri sikayet edenler kim? ilkbasta ermeniler onu biliyoruz!
-
Doğuda ÇOCUK,KADIN ve İNSAN olmak........
ekleyin AB ABD isbirlikcilerine onlarin işlemesi icin verilecek bir karis topragimizda yok... sevgiler benden
-
Doğuda ÇOCUK,KADIN ve İNSAN olmak........
Tamam arkadasim dagdan indik sehire geldik özür dilerim tamam cözüm bulalim ozaman benim cözümüm cözüme engel dtp dogunun aga asiretleri bugün mecliste onlarin silah arkadaslari dagda yani onlara göre onlar terörist degil bu asiret reislerine göre agizlarina da yakismiyor ya gerilla diyorlar iste bunlari meclise tasiyanlar feodalizmi bertaraf etmenin ilk basamagi böyle olusumlari destegi kesmekle gecer ..ögretmenleri katleden egitim verilmesini, doguya giden yatirimlari engelleyenler is makinalarini yakanlar iste ilk basta bu engellerin ortadan kalkmasi gerekiyor .. bunuda tabiiki dogunun bilincli halki polis asker el ele vererek yapacak.. ülkesinin basbakani bölgeye geldigi zaman tehdit edilmeyecek buraya gelme diye.. Doğu,Türkiye gerçeği ve çözüm yine Türkiye...yani bizim ülkemiz...herhalde AB ABD degil! cözecek olan yine sensin tabikii feodalizm seninle bitecek benimle bitecek hali yokya Milletin basbakani geliyor oraya ben oraya gelip karsilayacak degilim!
-
Doğuda ÇOCUK,KADIN ve İNSAN olmak........
Arkadasim hem dogu bati diyorsun.. hemde bizler bu kadar kadina deger veririz diyorsun. hemde Doğuda ÇOCUK,KADIN ve İNSAN olmak........ne kadar zordur diyorsun.. vede kalkiyorsun bizler bukadar ilericiyiz bukadar gercekleri görüyoruz diyorsun.. sonrada kalkip batidan yardim istiyorsun??? kadin haklari icin und v.s.. bende diyorumki madem bu kadar bilinclisiniz ozaman feodalizm le neden beraber yasama hakkindan vaz gecmiyorsunuz aslinda doguyla batiyi ayiranda bu ince cizgi degilmi sonra sizin anlatimlariniza görede bu bilince kar mi dayanir daga cikmakda ekonomik kayip degilmi..
-
Doğuda ÇOCUK,KADIN ve İNSAN olmak........
bir yerde yaşamadan,bir yerin çocuğu olmadan orayı anlamak gerçekten çok zordur. yasanir Sayin mavi olmayan gökyüzü' ben senin yanina gelmesem sen benim yanima geliyorsun... sonra bu bu ülkenin cocugu ayni filmi ayni ritmi kokluyor ayni halayi cekiyor biz bir Millet olarak birbirimizi cok iyi taniyoruz yurt icindede olsa yurt disindada olsa ayni cati altinda yasiyoruz.. sonra anlamadim hangi Irkciliktan bahsediyorsun tartismanin Irk´i mi olur?