Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

odisseus

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    132
  • Katılım

  • Son Ziyaret

odisseus tarafından postalanan herşey

  1. Bardağı bırakınca belki kolumuz rahatlar ama yere düşen bardak kırılır.Önce bir bardağımız eksilir sonra kırılan bardak ortalığı kirletir ayrıca cam kırıkları ayağımıza batıp kesebilir.Kolu rahatlatalım derken ayaktan olmak da var. Bardağı bırakalım ama kırmayalım.İlla kırmak şart mı ? Masanın üstüne koyver gitsin.Tabii bu arada bir köşeden de 6.cadde'nin "koyver gitsin" şarkısının nameleri geliyorsa,bak sen o zaman keyfe..!
  2. Koyver gitsin! Hayatınızdaki problemleri uyumadan önce yere bırakmak önemlidir. Bu şekilde, her konuyla başa çıkabilecek güçte olursunuz. Yükselmek için tutunmayın, Bırakın ağırlıkları, Olanı olduğu gibi kabul edin, Yaşadıklarına şükredin, Ve önünüze sizi geliştirecek yeni deneyimlere bakın. Başınıza bir olay geldiği zaman bu olay karşısında nasıl tepkiler veriyorsunuz? Belki birine sinirlendiniz ya da işleriniz istediğiniz gibi gitmedi. Beklemediğiniz sonuçlarla karşılaştınız. Gün içinde yaşadığınız bu olayların ne kadarı içinizde kalıyor? Eve geldiğinizde, yatağa yattığınızda gün içindeki olayların ne kadarını düşünmeye devam ediyorsunuz? İnşallah çok düşünmüyorsunuzdur. Çünkü her düşündüğünüz olumsuz düşünce ile vücudunuza toksin veriyorsunuz. Yarım saat egsoz koklamak veya bozulmuş, küflenmiş bir yemeği yemek gibi... Kendinize kızdığınız, öfkelendiğiniz veya olanı olduğu gibi kabul etmeyip, isyan ettiğinizde kendinize verdiğiniz zarar da benzer şekilde olmaktadır. Bu oluşan toksinler sonucunda kendinize ne mi yapıyorsunuz? 1. Hastalanmak için kendinize zemin hazırlıyorsunuz. 2. Olumsuz düşüncelerle olumsuz yaratımlara devam ediyorsunuz. Öyleyse bırakın bu düşünceleri olanı olduğu gibi kabul edin. Bakın bakalım bu yaşamış olduğunuz deneyimin size kazandırdıkları ne olmuş? Neyi fark etmeniz, hangi yönünüzü geliştirmeniz gerekiyor? Sizinle tutunduklarımızın sonucunda olanları anlatan bir hikaye paylaşmak istiyorum. Buradaki hikayeden yola çıkarak, bakın bakalım ufak bir olumsuz düşünce sizi nasıl zarar verebilecek boyutlara getiriyor. Bardağın ağırlığı Profesör elinde içi dolu bir bardak tutarak dersine başladı. Herkesin göreceği bir şekilde tutuyordu ve ardından sordu: “Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?” '50gm!', '100gm!', '125gm' ...diye yanıtladı öğrenciler. “Bardağı tartmadıkça gerçekten ben de bilemem,” dedi profesör. Ama, benim sorum şu ki: “Bu bardağı böyle birkaç dakikalığına tutsaydım ne olurdu?” ‘Hiçbir şey' diye yanıtladı öğrenciler. “Tamam peki 1 saat boyunca tutsaydım ne olurdu?” diye sordu profesör bu kez… “Kolunuz ağrımaya başlardı efendim” diye öğrencilerden biri yanıtladı. “Haklısın, peki şimdi ben 1 gün boyunca tutsam ne olurdu?” “Kolunuz iyice ağrır, kas spazmı olur, kolunuz batar bunun gibi sorunlar yaşardınız ve hastaneye gitmek zorunda kalırdınız!’’ Tüm öğrenciler çeşitli yorumlar yaptı ve gülüştüler. “Çok iyi. Peki tüm bu sorunlar olurken bardağın ağırlığında bir değişme olur muydu?” diye sordu profesör. “Hayır….” diye yanıtladı herkes. Peki o zaman kolun ağrımasına ve kas spazmına neden olan neydi?” Öğrenciler bulmaca çözermişçesine düşünmeye başladılar. “Acıdan ve ağrıdan kurtulmak için ne yapmam gerekir bu durumda?” diye profesör tekrar sordu. “Bardağı bırakın düşsün!” diye öğrencilerden biri yanıt verdi. “Kesinlikle!” dedi, profesör. “Hayatın problemleri de böyle bir şeydir. Onları kafanda birkaç dakika tutarsın. Bir sorun yokmuş gibi görünür. Uzun bir süre düşünürsün. Başınız ağrımaya başlar. Daha uzun düşünürsün. Artık seni bitirmeye ve hiçbir şey yapamamana neden olur. Hayatınızdaki mücadeleleri ve problemleri düşünmek önemlidir, fakat DAHA ÖNEMLİSİ onları her günün sonunda, uyumadan önce yere bırakmaktır (bardak gibi). Bu şekilde strese girmez ve her gün taze bir beyin ile uyanır ve her konuyla ve yolunuza çıkan her mücadele ile başa çıkabilecek güçte olursunuz!” Öyleyse her günün sonunda kendinize şunu sorun: ‘Hala elinde tuttuğum bardak var mı? ’ varsa eğer “Bırakın”. Bu bana Yalın’ın bir şarkısını hatırlatıyor “Koyver gitsin! “. Dertlerimize takılmamızı ve onları “koyvermemizi “söyleyen bu şarkıyı bir de bu farkındalıkla dinler misiniz? Unutmayın; geçmişe ve olanlara takılmamak iyi bir zihin terbiyesinin ifadesidir. Sizin de yaşamınızın kontrolünü ele almanız için zihninizde beslenen egolarınızın oyunlarına gelmemeniz gerekir. Taşıdığınız ağırlıkları sevgiyle evrene teslim etmeniz ve sizi geliştirecek yeni deneyimlerle yükselmeniz dileğiyle, Sevgiyle yazdım, Saba Deniz Yaşam Koçu
  3. odisseus

    KIYAM/ET

    Herkesin kıyameti kendi beynindeki karanlıklarda.Cennet ve cehennemi de tabii..!
  4. odisseus

    BU GÜLLER SENİN İÇİN...

    Ne güzel bir hediye,tüm ERDEM'lerin unutulduğu çağımızda ERDEM'lerle bezenmiş bir bahçe dilemek.İkinizin de doğum gününü kutlular,ERDEM bahçenizin gülleri hiç solması der ve sevgilerimi sunarım.
  5. Sevgili Radya:Nice yıllarda sağlık,mutluluk ve huzur içinde olman dileği ile,39,99999..'uncu yaş gününü kutlularım..!
  6. odisseus

    Yaşam Denen Okul

    Biz ne meleğiz uçacak kadar hafifleyecek ,ne de Atlas,dünyayı taşıyacak.Kendimizi bir tanısak anlayacağız,yük kapasitemizi ama..! Bir türlü kabullenemiyoruz şu beyitin bile anlamını: İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez, Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.
  7. odisseus

    MEDİTASYON

    Ruhumu müzikle yıkadım. Nameler ruhumun derinliklerine işledi. Müziğin o büyülü sesi beni sardı sarmaladı ve sanki içinde kayboldum. ............... Bunlar ve bunlara benzeyen daha nice anlamları bir şiire yükleyip ne de güzel anlatmışın.Ehil ellerde bestelense belki de kaybolur gider insan derinliklerinde.Aslında belkide o kaybolma dediğimiz yeniden keşif ya da kendini gerçekten bulmadır...Kimbilir..?
  8. odisseus

    TADI DAMAĞIMDA BİR KAÇAMAK

    Devamını da bekliyoruz efendim.Dizi gibi,ama yine de yerli olsun,Brezilya dizileri çok uzun..ciks ciks ciks..ne o öyle..!
  9. odisseus

    sosyal gazi

    Hani gaziler savaşı anlatırken açar yaralarını gösterir ya övünerek.Demek ki SOSYALGAZİ'ler de hele de senin gibi mağrur olanlar döğme ile kapatıp gösterir gibi saklıyorlar.Yaraları gerçekten gören insanlarla karşılaşıp,döğmelerle kapatma gereğini duymadığın günler dileği ile..!
  10. odisseus

    FORMÜL BASİT ASLINDA

    Müzik bu işte: ölüm sohbetini bile sevgi dolu namelerle değiştirir, hatta seyahate bile çıkarır insanı.Gerçi en güzel cenaze marşları da akordionla çalınır ama..o da ayrı bir mesele..!
  11. odisseus

    FORMÜL BASİT ASLINDA

    Doğumda da ölümde de ille de davul-zurna.Düğün de mi ?....Zil şal ve gül..!
  12. odisseus

    HAYATIN YÜZÜ

    Saklambaç oyunundaki ebe gibiyiz,hem hayatı oyun görüyoruz hem de gözümüzü kapatıp bağırıyoruz:Önüm arkam sağım solum sobe..! Gözümüzü açtığımızda herkes yerini almış ve saklanmış vaziyette,o telaşede kendi yüzümüze de bakmayı ihmal ediyoruz.Artık oyunu bırakıp hayatın içine karışmalı ve hem kendimizle hemde herkesle ve hatta herşeyle yüzleşmeliyiz.
  13. Çiğdem bizim buralarda bir çiçek adı,sizde sanırım kabuklu yemiş,ayçiçeği.
  14. odisseus

    Tuz Alırken Dikkat

    Tuz gölü kendisini besleyen kaynakların yetersiz kalmasından dolayı bundan onlarca yıl önce suyunu çekmeğe ve kurumaya başlamıştı.Duyarlı ve aklıevvel birtakım çevreci(!) Konya'lılar bir kampanya başlattılar "haydi koş WC'ye"diye.böylelikle ahali tüm sululuğuyla tuvaletleri boş koymazken,yetkililer de kanalizasyonları göle çevirdiler.Bu sayede göl kurumaktan kurtuldu.Ama insanoğlu işte yaranılmıyor kii...bir tutam tuzdaki şey için şu koparttığımız kıyamete bakın... Nankörüz efendim nankör...!
  15. Adam aslında romantik,sadece gösterme biçimi nev-i şahsına münhasır.
  16. Sonsuzluk kavramı gibi ruh kavramı da bilinmeyenler zincirinin bir halkasıdır.Bu halkalardan herhangi biri diyelim ki sonsuzluk kavramı çözülmedikçe diğerleri anlamsız kalır.Net bir şey söylemek anca ve anca bunların laboratuara indirgenip nesnel deneylere başlayabilince mümkün olur.Aksi takdirde "21 gram" gibi kurgusal filimlere malzeme olmaktan öteye geçemez.
  17. Veeee tüm bu özellikler bir İzmir'lide toplanmış.Tüm bu saydıkların gözdağımıydı ?
  18. Desene açık denizdekiler yandı,neyseki liman yakın.
  19. Rüzgar dinmiş mi ne ..!..?
  20. odisseus

    >>>İLYADA<<<

    Sevgili anacığım yardımlar ve sosyalite peşinde koşmaktan buralara uğrayamaz olmuş.Gel hele biraz soluklan.Yetiştirdiğin neferler senin yokluğunu hissettirmezler oralarda..Sayın komutanım.
  21. Beyninde kurduğu mahkemenin,hem savcısı hem avukatı ve de sanığı.Bir gün de hakim olmaya karar verip,yüksek sesle bağıracak:Beraatttt..! Beni mübaşir atarsan ben de koridorlara çıkıp bağırırım.
  22. Patlıcan kızartırken içine Kiraz atmaya çalışan ve başaramayınca da işi zorbalığa döküp "karate bilirim" diyerek gözdağı vermeye çalışan zat-ı muhterem.
  23. Sabah kahvesi ve bir de tok içimli sigara bırakıyorum.Uyanınca kendine gelmenin en iyi yolu.Kahveni içtikten sonra fal baktırmayı unutma emi..!
  24. Biraz sonra ben uyumaya giderken,herkes uyanıp koşuşturmaya başlayacak.
  25. Sonuç:İnat eden murada erdi ve teknik mağlup oldu....mu acaba ?
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.