Zıplanacak içerik

helin

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

helin tarafından postalanan herşey

  1. helin şurada cevap verdi: kaan_bebeto başlık Forum Oyunları
    şunu anladım ki hayatımın en en en değerlisini tanımak çok güzel
  2. helin şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    duygu
  3. lise öğrencileri çoğu boşlukta dolaşıyor okuldan çok cafelerde takılıyorlar kız ve erkek öğrenciler hayatı eğlence ve takılma olarak görüyor ve rakipler arasında kavgalar çıkıyor haraç kesen öğrencilere kimse bişey yapmıyor
  4. Muratıma yazardım onu ne kadar çok sevdiğimi söylerdim onsuz yaşamaktan nefret ettiğimi heran onun yanında olmak istediğimi söylerdim ölürkende aklımda olduğunu bilmesini isterdim
  5. tarkan seside kişiliğide çok güzel e birde tabi ricky martin harika dans ediyor
  6. Biraz Oyalanmak Beni çevreleyen sükunet içimdeki sükunetle birleşti, ben sabahın solgun sessizliğine karıştım. Küçük bir sazan balığı, bir dağ yemişi, bir zakkum çiçeği gibi o sakin güzelliğin bir parçası oldum. Böyle bir sabah vakti inci grisi bir gölü, nefti dağları, sulara çizilmiş lacivert çizgiyi, kızılımsı zakkumları sevmek için buraların sahibi olmak gerekmiyordu, burası benim vatanım olmasa başkalarına ait bulunsa da hissettim ki ben orayı gene sevecektim. Bu toprakların tarihi ise, binlerce yıldan beri oraların sahibi olmak için birbirlerini öldüren insanları, savaşları, baskınları, felaketleri anlatıyor. O insanlar yok artık. Hiçbir yerin sahibi değiller. Bugün bu ıssız sabah vakti, onların ele geçirmek için savaştıkları göle bakan, huzuru huzursuzlukla karşılayan beyaz sakallı adam onların adını bile duymadıkları bir ırkın çocuğu; hâlâ bir yeri sevmek için oranin sahibi olmak gerektiğine inanan, hâlâ toprağı insandan önemli sayan, hâlâ tanrının kendi şaheserini insanlara tadını çıkarsınlar diye bağışladığını, tadını çıkarmak yerine bunu ölüme dönüştürmenin akılsızlığını anlamayan ırkıyla pek de anlaşamayan, herhangi bir sabahın parçası olmayı bir ırkın parçası olmaktan daha değerli bulan biri. Onca insan, sonunda bu gölü bir sabah benim gibi biri seyretsin diye mi öldü; onlar ölmese belki tarih başka türlü yazılacak, belki bu sabah burada ben olmayacaktım ama başka bir adam olacaktı. Başka biri yerine bu sabahı ben seyredeyim diye bunca insanın ölmesine değmezdi. Bana sormus olsalardi, 'boşuna ölmeyin' derdim onlara, 'tanrı bir sabah bakıp, bir parçası olacağım o kadar çok güzellik yaratmiş ki ben de gider onlardan birine bakarım, benim yerime de buraya bir başkası baksın.' Yeter ki gördüğünü sevsin. Kendini oranın sahibi değil de bir parçası gibi hissedebilsin. Vakti geldiğinde herkes gibi görmüş olduklarından, yaşamış olduklarından minnettarlık duyarak buralardan ayrılacağını, yerini bir başkasına bırakacağını, kimsenin hiçbir yerin sahibi olmayacağını bilsin. Seyrettikleriyle o seyrettiklerinin ardında duran tarihin birbirine değdiği anda Yunus Emre'den bir dize hatırlasın, bu hayata 'biraz oyalanmaya' geldiğini farketsin. Yunus'un 'oyalanmak' dediği hayatın kısacık bir parçasını inci grisi bir gölün kıyısında geçirdim. Ahmet Haşim'in dilediği gibi 'bu dem göllerde kamış' oldum. Hiçbir şeyin sahibi değilim, ne toprağım, ne vatanım, ne ırkım var. Bir sabah göle bakarım. Minnettar bir sazan balığıyım. Ahmet Altan
  7. helin şurada cevap verdi: di-lara başlık Şiir Forumu
    Bir Gün Uyanacaksın Serin Sabaha Bir gün uyanacaksın serin sabaha İşe gitmek gelmeyecek içinden Yalın ayak vuracaksın kendini sokaklara Ruhun çıplak Yüreğin çıplak Düşüneceksin zamanı Zaman geçiyor Sen özlediklerinin içinde kaybolmuş Kaybediyorsun Kaybolan özlemlerinde kaybediyorsun kendini Derin bir ah düşecek çıplak yüreğinden Bir ah düşecek çıplak ayak izlerine Sokak taşlarının arasına dolacak isyanın Bir gün uyanacaksın serin sabaha Her şeyi ardında bırakacaksın Atacaksın kendini bir sahil kenarına Dalgaların sesine vereceksin kendini Yalnızlığında bir sevinç kaplayacak ruhunu Yalnız olmadığını anlayacaksın Sana dokunan dalga sesinde sen olacaksın Bakışlarına dolan mavide sen olacaksın Ardında kalanların kalabalıklığında kalacak yalnızlığın Dalgalar aşkı fısıldayacak Uzun süredir ilk kez yüreğin duyacak bu kadar derinden İlk kez ruhuna ulaşacak aşkın sesi Anlayacaksın özlemişsin yaşamayı Özlemişsin yaşamayı yarını düşünmeden Özlemişsin aşkı Bir yaşayamadıklarını düşüneceksin Yaşadığını sandığın şeyleri düşüneceksin Bir de yaşamak istediklerini Özlemlerini düşüneceksin Dalgaların sesi bastıramayacak isyanını Bir derin ah dökülecek çıplak ruhundan Bir ah dökülecek çıplak ayaklarına Denize karışacak isyanın Bir gün uyanacaksın serin sabaha Geceden kalan bir rüyanın kırıntılarıyla Teninde emanet ürpertilerle Atacaksın kendini bir ormanın içine Ormanın sesleri dolacak ruhuna Sevişmeleri anacaksın Uzak bir ülkenin yitik şehrini anar gibi Yeşil bir yaprağa dokunacak parmakların Bir çiğ damlası düşecek Kolundan akacak parmaklarına Dudaklarına gidecek ellerin Bir ıslaklık kalacak dudaklarında Aklına yitik geceler gelecek Dudaklarının prangaladığı öpüşlerin ıslaklığını anacaksın Ruhuna değmeyen dokunuşlara düşecek aklın Sevişmeyi ne kadar özlediğini anlayacaksın Bir ah düşecek kurumuş dudaklarından Bir ah düşecek çıplak ayaklarına Ormanın yüreğine karışacak isyanın Bir gün uyanacaksın serin sabaha Yatağındaki soğukluğa gidecek aklın Ayaklarına vuran ağırlığı tutacaksın Özgürlüğünü anacaksın Çok eskilerde kalan bir çocukluk anısı gibi Özgürlüğünü özlediğini anlayacaksın Gözlerindeki ışıltıyı özlediğini anlayacaksın Çocuksu kahkahanı özlediğini anlayacaksın Yakmayı özlediğini anlayacaksın Yanmayı özlediğini anlayacaksın Baktığın her nesnede Kendini görmeyi özlediğini anlayacaksın Doğrulacaksın yavaşça Bakacaksın odandaki eşyalara Yabancı gelecek her şey Anlamsız gelecek bütün çabalar Bir ah dökülecek beyaz çarşafına Özlemlerin büyütmüş isyanını Bir karanfil açacak ahlarının düştüğü yerde İsyanlar çiçek açtırırmış, anlayacaksın Veya erteleyeceksin kendini yaşamayı yeniden Dün ertelediğin gibi Ve daha önceki gün ertelediğin gibi Ya da koparacaksın kendi isyanından yeşeren karanfili Takacaksın göğsüne kırılan prangaların müjdesi gibi Yaşayacaksın aşkı Yaşayacaksın özgürlüğü Yaşayacaksın yeniden kendini Anlayacaksın bilmediklerin bildiklerinin içinde gizli Ve anlayacaksın cesaretin korkularının içinde Ve anlayacaksın, özgürlüğün sadece senin elinde…. Gassan Satar
  8. helin şurada cevap verdi: Shatin başlık Öykü Forumu
    YAŞAMAK, SEVMEK ve ÖĞRENMEK Öğretmenin adı bayan Thompson'du ve 5.sınıf öğrencilerinin önünde ayakta durduğu ilk gün onlara bir yalan söyledi. Çoğu öğretmen gibi, onlara baktı ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi. Bu mümkün değildi, çünkü orada en önde, sırasına adeta çökmüş gibi oturan küçük bir öğrenci vardı. Adı Teddy Stoddard. Bir önceki yıl, bayan Thompson, Teddy'i gözlemiş, onun diğer çocuklarla oynayamadığını; giysilerinin kirli ve kendinin de hep banyo yapması gereken bir halde olduğunu görmüştü ve Teddy mutsuz da olabilirdi. Çalıştığı okulda bayan Thompson, her öğrencinin geçmişteki kayıtlarını incelemekle de görevlendirilmişti ve Teddy'nin bilgilerini en sona bırakmıştı. Onun dosyasını incelediğinde şaşırdı. Çünkü; birinci sınıf öğretmeni: "Teddy zeki bir çocuk ve her an gülmeye hazır. Ödevlerini düzenli olarak yapıyor ve çok iyi huylu... Ve arkadaşları onunla olmaktan mutlu..." diye yazmıştı. İkinci sınıf öğretmeni: "Mükemmel bir öğrenci, arkadaşları tarafından sevilen, fakat evde annesinin amansız hastalığı onu üzüyor ve sanırım evdeki yaşamı çok zor.." diyordu. Üçüncü sınıf öğretmeni: "Annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Babası ona yeterince ilgi gösteremiyor ve eğer bir şeyler yapılmazsa evdeki olumsuz yaşam onu etkileyecek.“ diye yazmıştı. Dördüncü sınıf öğretmenine gelince: "Teddy içine kapanık ve okula hiç ilgi göstermiyor, hiç arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor." demişti. Şimdi bayan Thompson sorunu çözmüştü ve kendinden utanıyordu. Öğrenciler ona güzel kağıtlara sarılmış süslü kurdelelerle paketlenmiş yeni yıl hediyeleri getirdiğinde kendini daha da kötü hissetti. Çünkü Teddy'nin armağanı kaba kahverengi bir kese kağıdına beceriksizce sarılmıştı. Bunu diğer öğrencilerin önünde açmak ona çok acı verdi. Bazıları, paketten çıkan sahte taşlardan yapılmış, birkaç taşı düşmüş bileziği ve üçte biri dolu parfüm şişesini görünce gülmeye başladılar, fakat öğretmen, bileziğin ne kadar zarif olduğunu söyleyerek ve parfümden de birkaç damlayı bileğine damlatarak onların bu gülmelerini bastırdı. O gün okuldan sonra Teddy öğretmenin yanına gelerek; "Bayan Thompson, bugün hep annem gibi koktunuz" dedi. Çocuklar gittikten sonra öğretmen yaklaşık bir saat kadar ağladı. O günden sonra da çocuklara okuma, yazma, matematik öğretmekten vaz geçerek onları eğitmeye başladı. Teddy'ye özel bir ilgi gösterdi. Onunla çalışırken zekasının tekrar canlandığını hissetti. Ona cesaret verdikçe çocuk gelişiyordu. Yılın sonuna dek, Teddy sınıfın en çalışkan öğrencilerinden biri olmuştu. Öğretmenin, hepinizi aynı derecede seviyorum yalanına karşın Teddy, onun en sevdiği öğrenci olmuştu. Bir yıl sonra, kapısının altında bir not buldu. Teddy'dendi. Tüm yaşantısındaki en iyi öğretmenin kendisi olduğunu yazıyordu. Ondan yeni bir not alana kadar 6 yıl geçti. Notunda liseyi bitirdiğini ve sınıfındaki üçüncü en iyi öğrenci olduğunu ve bayan Thompson'un halâ hayatında gördüğü en iyi öğretmen olduğunu yazıyordu. Dört yıl sonra, bir mektup daha aldı Teddy'den. O arada zamanın onun için zor olduğunu çünkü üniversitede okuduğunu ve çok iyi dereceyle mezun olmak için çok çaba sarfetmesi gerektiğini yazıyordu. Ve bayan Thompson halâ onun hayatında tanıdığı en iyi öğretmendi. Daha sonra dört yıl daha geçti ve bir mektup daha geldi. Çok iyi bir dereceyle üniversiteden mezun olduğunu ama daha ileriye gitmek istediğini yazıyordu. Ve halâ bayan Thompson onun tanıdığı ve en çok sevdiği öğretmendi. Bu kez mektubun altındaki imza biraz daha uzundu. Theodore F.Stoddard Tıp Doktoru. İlkbaharda bir mektup daha aldı bayan Thompson. Teddy hayatının kızıyla tanıştığını ve evleneceğini yazmıştı. Babasının birkaç yıl önce öldüğünü, bayan Thompson'un düğünde damadın anne ve babası için ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu. Tabii ki oturabilirdi. Bayan Thompson törene giderken özenle sakladığı birkaç taşı düşmüş olan o bileziği taktı, Teddy'nin ona verdiği ve annesi gibi koktuğunu söylediği parfümden sürmeyi de ihmal etmedi. Birbirlerini sevgiyle kucaklarlarken, Teddy, onun kulağına "Bana inandığınız için çok teşekkürler bayan Thompson, kendimi önemli hissetmemi sağladığınız için ve beni böyle değiştirdiğiniz için de..." diye fısıldadı. Bayan Thompson gözünde yaşlarla ona karşılık verdi: "Yanılıyorsun Teddy... Ben değil, sen bana öğrettin. Seninle karşılaşıncaya kadar ben öğretmenliği bilmiyormuşum..!!
  9. Yine de sen bilirsin Gideceksen dur demem Sen bunlara lâyıksın Ben yüzüne söylerim Şimdi gülüyorsun Söz dinlemiyorsun Haklı değilsin aşkım Böyle gitmeyecek Şimdi gülüyorsun Boşa dönüyorsun Haklı değilsin aşkım Böyle gitmeyecek 32 kısım tekmili birden gelsede korkmuyorum Karlar buzlar erise ateşim var yine de sönmüyorum Cennetin ırmakları senin olsun ben ilgilenmiyorum Tahammülüm yok kimselere ben o sözü bilmiyorum
  10. affetmesi gerekir
  11. ne kadar komik Osmanlıyı Atatürk mü yıktı bunu buraya laf olsun diye yazdınız herhalde muasır s. (mua:sır) Ar. -------------------------------------------------------------------------------- 1. Aynı yüzyıl içinde olan 2. Çağdaş: "Muasır medeniyet." muasırın kelime anlamı bu geçmiş yüzyıllardan gelişmiş, çağdaş, ilerici, aydınlık bir Türkiye Cumhuriyeti işaret etmiştir Mustafa Kemal Atatürk. herhangi bir ülkeyi işaret ettiğini sanmıyorum batıyı en ağır dille eleştiren Gazi batıyı muasır göstermemiş ve görmemiş bütün medeniyetlerden daha ilerde bir ülke işaret etmiştir ama geldiğimiz konum Ata'nın işaret ettiği yönün tam aksi ne yazıkki. din baronları, fener patriğide dahil yine ataktalar yine çıkarlar herşeyin üzerine çıkıyor ve pek çok kişi gerçeği görmüyor konu din olunca insanlar ya saflıklarından düşünmeden karar veriyor ya da birilerinin hizmetkarı oluyorlar. Sonra birileri kalkıyor Osmanlıyı Atatürk yıktı diyebiliyor. osmanlıyı kendi yanlış politikası yıktı.
  12. bencede o .......siz erkekler kadar kadında hatalıdır o ne kendini bilmezlikti öyle
  13. güne koşturmacayla başlarım ve şimdi yine koşturacağım öğlenden sonra sınavım var hadin bana müsade
  14. bence olur neden olmasın önce duygular değilmidir insanları yakınlaştıran bu duyguyu nettende alıyorsa ve birşeyler hissediyorsa bunu reele taşır ve eğer birbirine uygun insanlarsa devam eder. aynı şey reeldede geçerli bir görüşte aşk olur mu tanımak için zaman gerekli.
  15. BU YILA GIRERKEN EN BUYUK DILEGINIZ NEYDI VE BUGUN SONUCU:huzurluyum ve sağlıklıyım bunları dilemiştim BU YIL BAŞINIZA GELEN EN GUZEL OLAY:sevdiklerimden kimseyi kaybetmedim çok şükür...AYNEN BU YIL BAŞINIZA GELEN EN UZUCU OLAY:Hiç bir şey olmadı şükür BU YIL DINLEDIGINIZ EN GUZEL ŞARKI:Kenan Doğulu Haykırış BU YIL GORDUGUNUZ EN GUZEL FILM: Karaip korsanları BU YIL OKUDUGUNUZ EN ETKILEYICI KITAP: hayatınızın en güzel yılı/Debbie Ford BU YIL HAYATIN SIZE OGRETTIGI BIŞEY: asla güvenme ve fazla iyiniyetli olma. BU YILINIZA DAMGASINI VURAN INSAN:Sevgilim BU YIL EDINDIGINIZ BIR ALIŞKANLIK: Sevgilim BU YIL DA BI TURLU YAPAMADIGINIZ BIŞEY: Öğretmenime alışamadım BU YIL HAYATINIZDAN CIKAN YA DA CIKARDIGINIZ BIRI: yok SIZE GORE BU YILIN EN ONEMLI OLAYI VE INSANI:papanın gelmesi BU YIL SIZCE TEK KELIMEYLE NASILDI?: idare ederdi VE SON OLARAK.. YEPYENI BIR YILA GIRERKEN KENDINIZ ICIN NE DILIYORSUNUZ?: sağlık, başarı, mutluluk
  16. OYUN DEĞİLDİR AŞK Yaramaz çocuklar gibisiniz. Aşkı bir oyun, sevgiliyi de bir oyuncak gibi görüyorsunuz. Önce her çocuk gibi o oyuncağa sahip olmak için her şeyi yapıyorsunuz. Hatta yalanlar söylüyorsunuz. Kendinizi değiştirip olmadığınız gibi görünüyor, oyuncağı elde etmek için her yolu deniyorsunuz. Oyuncak sizin olduğu an oyun da başlıyor. Elde etmek için söylediğiniz yalanları, değiştirdiğiniz kişiliğinizi en azından bir süre için devam ettirmek zorundasınız. Ama bir süre sonra bu oyunun böyle devam etmeyeceğini anlıyorsunuz. Çünkü sıkılıyorsunuz, yalan söylemek, başka biri olmak kolay değil elbette. Başta elinizden hiç bırakmadığınız o oyuncağa ayırdığınız zaman giderek azalıyor. Birşey olmasın diye hep baş köşeye koyduğunuz, koruduğunuz oyuncağınızı hor kullanmaya, kötü davranmaya başlıyorsunuz.Yıpratıyorsunuz. Daha da ileri gidip bir süre sonra görmeye bile tahammül edemez duruma geliyorsunuz. Orada, bir köşede, sessizce durması bile rahatsız ediyor sizi. Sonunda "En iyisi ortadan kaldırmak" deyip, kırıyor ve atıyorsunuz oyuncağınızı. Sonra da yeni bir oyuncak bulmak için yeniden aynı şeyleri yapmaya başlıyorsunuz. Sonucun yine aynı olacağını bilmenize rağmen, aynı sıkıcı oyunu tekrarlamaktan hiç vazgeçmiyorsunuz. Hayatınızı, oyunlarla süslerken, kendinizi korkunç bir yalnızlığa mahkum ettiğinizin farkına bile varmıyorsunuz...Kıran döken siz olduğunuz için kimsenin sizi kırmayacağını düşünüyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Kullandığınız silah bir gün mutlaka geri tepecektir. ve siz; Asla yerinde olmak istemediğiniz o oyuncağa döneceksiniz. Birileri de sizinle oynayacak, sıkılacak, kıracak ve bir kenara atacak. O zaman, hayıflanmak için ne yazık ki çok geç olacak. Aşk sizin yaşam kaynağınız olmalı, ciddiye almalısınız. Önemli olan elinizdekinin kıymetini elinizden gitmeden bilmektir. Bunu başarabiliyorsanız mutluluğun formulünü de bulmuşsunuz demektir. Başaramıyorsanız, sizin için üzgünüm..Çok üzgünüm....
  17. BİTTİ... Yüreğim yanarken uzakta kalmanın ateşi ve bunun sancısıyla ve özlerken deli gibi sevgiliyi ve severken ayn şekilde günden güne nerden çıktı bu sözcük : "bitti" bir ok gibi saplandı gecenin karanlığında göz bebeklerime... Ağlayamadım şaşkınlıktan... Neden? Her şey yolundayken ve seviyorken birbirimizi dünyadaki sevgilerin en büyüğüyle ve gelecek kurarken sevgimizin üzerine neden? Anlamsızlıklara bile esir değilken yüreğimiz ve sabrederken dağların mesafeleri genişletmesine bedenler neden? Biliyorum beni yıpratmamak için... Biliyorum ben daha fazla kanamayayım diye yokluğunun kanıyla... Biliyorum ben daha fazla gözyaşı dökmeyeyim diye seni özlerken yalnızlığın koynunda... Biliyorum sırf benim için... Beni sevdiğin için ve... Ama inan böyle olması gerekmiyor... Kaçmak kaybolmak değil ki... Nasıl dayanacağım ben senin varlığın varken dünyada ve başkasını severken yüreğin yaşamaya... Nasıl ayakta duracağım senden uzakta ve kalbinde olduğumu bilerek ve kalbimdeyken sen... Tamam bitsin... Tamam daha fazla öldürmesin mesafeler düşlerimizi... Ama ya sonra... Sonra kim yeşertecek kuruyan çimleri ve kim sulayacak balkondaki kasım patlarını ve piyanoyu çalacak... Nasıl bakacağım ben başkasından olan çocuğumun yüzüne senden olmağı halde ve bunun ihtimalini yok etmişken şimdi... O kadar umudu tek kelimede yıkmak çok kolay... Ya direnç... Ya kavuşma arzusunun emzirdiği sabır tortuları... Hiç mi değeri yok koklanan dudakların ve hissedilen kalp atışlarının sol mememin altında... Ya o gözyaşları... Çırpınan bir aşkın bulutlarındaki o damlalar... Bunlar da mı değersiz... Zamana ihtiyacımız var biliyorum... Bir şeylerin düzelmesi ve soru işaretlerinin virgüllenmesi için zamana ihtiyacımız var... Senden bunu dileniyorum... Biraz zaman tanı bize... Bırak bildiği gibi gitsin yelkovan saat kadranında ve hiç kavuşturmasın takvim yaprakları bizi... Umut var ya içimizde gelecek günlerin güzel olacağına dair.. Gerisi hikaye... Ama yine de sen bilirsin... Başta da söylemiştim sana... Gitmek istiyorsan fakat gerçekten istiyorsan bunu sana gitme demem... Diyemem... Sen kalmak istemelisin benimle... Sen istediğin için sevmelisin beni sevmeyi... Ben istediğim ve mutlu olduğum için değil sen istediğin ve bundan haz duyduğun için istemelisin bunu... Beni sevdiğini biliyorum... Hem de deli gibi... Ve sen de şunu bil... Ne kadar kararsa da gökyüzü bitimlerin gölgesiyle ve güneş ne kadar doğmasa da gece bittiğinde ve yağmasa da yağmur gökkuşağının çıkacağını bile bile ben yine de seni seveceğim... Ömrümün sonuna kadar büyüteceğim yüreğime diktiğin ağacı ve... Celâl HİKMET
  18. helin şurada cevap verdi: femalexx başlık Forum Oyunları
    Sevgiyi taşımak değil Hasretini çekmek zor Gülmeyi unutmak değil Aglamaya alışmak zor Sevmek yada ölmek degil ÖZLEYIPTE GÖREMEMEK ZOR...!!!
  19. helin şurada cevap verdi: aysum başlık Forum Oyunları
    Sen benim hiç bir şeyimsin Yazdıklarımdan çok daha az Hiç kimse misin bilmem ki nesin Lüzumundan fazla beyaz Sen benim hiçbir şeyimsin Varlığın anlaşılmaz Galiba eski liman üzerindesin Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak Dudaklarınla cama çizdiğin En fazla sonbahar otellerinde Üniversiteli bir kız uykusu bulmak Yalnızlığı öldüresiye çirkin Sabaha karşı öldüresiye korkak Kulağı çabucak telefon zillerinde Sen benim hiçbir şeyimsin Hiçbir sevişmek yaşamışlığım Henüz boş bir roman sahifesinde Hiç kimse misin bilmem ki nesin Ne çok cığlıkların silemediği Zaten yok bir tren penceresinde Sen benim hiçbir şeyimsin Yabancı bir şarkı gibi yarım Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak Hiç kimse misin bilmem ki nesin Uykum arasında cağırdığım Çocukluk sesimle ağlayarak Sen benim hiçbir şeyimsin
  20. helin şurada cevap verdi: Murti_San başlık Forum Oyunları
    aleykümselam sardunyam
  21. helin şurada cevap verdi: aysum başlık Forum Oyunları
    Aşk aşk diye yollara düştüm Gitme seninle gelemem artık Acısı tarifsiz hallere düştüm Her yolun sonunu bilemem artık Aşkın beni parça parça ayırsın Feryadımı yıldızlara duyursun Ecel gelmiş kapım açık buyursun Fakat sen yokken ölemem artık Topaldır yürümez bahdımın atı Kimi sevsem yüreği kayadan katı Beni bir hiç eden sensiz şu hayatı Sevmek istesemde sevemem artık Aşkın beni parça parça ayırsın Feryadımı yıldızlara duyursun Ecel gelmiş kapım açık buyursun Fakat sen yokken ölemem artık

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.