KesKiNkAleM

kabak tadı veren ne biliyormusun dostum işgüzarların çoğalması ve buna sessiz kalınması. bir işin başını tutamazsan arkasını hiç tutamazsın.

çok doğru çok sıkıntı yaşatacak.

Bir işgüzar isim listesi ister yarın bir başka işgüzar bu listeyi gözönünde bulundurur. Sevgili Taurusmutis, bu yaklaşım doğrumudur arkadaşım din bu kadar malzeme yapılabilirmi? Biz görüyoruz gerisi bekleyenlere.

Abdurrahman Dilipak ezberlenmemiş bir nakaratmı söylüyor? Bu adam bir İslam Cumhuriyetinde yaşamak istiyor ve bundan nemalanmak istiyor. Bu adam gibilerde öyle din bilgilerinin toplumda onlara sağlayacağı imtiyazdan yararlanmak istiyorlar. Yani asıl sıkıntıları olanlar dini devlet işlerine alet etmeye çalışanlardır. Hakimiyet kurmak istedikleri yerde Türkiye Cumhuriyeti. Ezberleyin bu sözleri iyi ezberleyin ilerde hepinize lazım olacak. Ya bunları birileri söylüyordu dersiniz.

Onu anlayan varsa bizede anlatsın. Bu seçimin neyin seçimi olduğuda tam anlaşılamadı. Bir yandan iftar çadırlarında milyonlarca insan karnını doyuruyor bir yandan işsizlik artıyor ama bir yandan ekonomi düzeliyor bir yandan sosyal devlet anlayışı genişletiliyor hangisi gerçek Türkiye anlamadık. Ya bunca insan bedavacı oldu ya fakir dahada fakirleşti. Ya bu seçimlerde Akp'ye oy verenlerin hepsi zengin. Avrupa Birliğine karşı olanlarda demekki çoğunluk değilmiş.

öyledir teşekkür ederim ama hayır benzemiyor ben daha karizmatiğim. seninkide çok hoş güzel kadın

Bu güzel gül bütün foruma

Bende alıyorum sevgili Ra_dya, Buda benden sadece sana Buda Forumun kızlarına KIZLAR Yolum düştü sizin ele Bulağ üste duran kızlar Kına yakmış kara tele Zülfü tel tel buran kızlar Seyrim düştü ala göze Şeker şerbet şirin söze Bir maşraba su ver bize Aşığını yoran kızlar Seher geldim size sarı Üzdürme gönlümü bari Leyli yol etmiş pinarı Yurdum oldu aran kızlar Ağlar iken güldürürsüz Gözyaşımı sildirirsiz Ahır beni öldürürsüz Yay ohunu kuran kızlar Mailim yarin kaşına Olaydım onla aşına Karaca Oğlan başına Yağdırdınız boran kızlar

Çökertilen ve yediği haltlar ortaya çıkartılan Kuvayi Milliye derneğine yapılanların neden Ankara'nın ortasına 840 kg bomba yüklü kamyonu sokabilenleri çökertemediğini açıklarmısın bana? Hiçmi dikkat etmiyorsun adı geçen ve sahtekarlıkla suçlanan kaçakçılık yaptığı savunulan organize şebekelerin ortak adı Atatürk'ten geçiyor şimdi ben bunların hangi niyetle yapıldığını düşünmeliyim? Bu ülkede o kadar çete ve organize şebeke varki Kürt mafyası ama hiç kimse onları çökertemiyor ve hiç bu tip örgütlerin gizli kamera görüntüleri ele geçirilmiyor bana buda çok enteresan geliyor. Hrant Dink cinayetininde milliyetçi üç beş gencin üzerinde kalmasıda çok enteresan. Yani bu durumda ülkenin yegane tehlikeleri Atatürkçüler ve Milliyetçiler oluyor. Bugüne kadar olmasada bunca kışkırtılmışlıkla galiba istenilen sonuç gerçekleşecek kaşınan yaralar kanamaya başlayacak. Evet Cumhuriyet Mitingçilerine ne olduğunu düşünüyorum doğrusu. Ve nasıl olduda bu kadar kısa zamanda eriyip gittiler. Yoksa söylediğiniz gibi teoriler tuttumu. Artık Mustafa Kemal ve Kuvayi Milliye adı sonsuza kadar yok mu oldu? Peki ama nasıl? Aslında bu söylediğinde haklısın hepimiz bazen işimize geleni görürüz. Verdiğin linki yeniden okudum ve orada senin açı değiştirmiş dediğin bizlerin dünden farklı bir görüş ortaya koymadığımızı gördüm. Sen Hepimiz Ermeniyiz diyenleri savunurken bu zihniyet kafatasçı zihniyettir diyorsun Gece Yağmuru arkadaşımızda kendinde Türklük yorumu yapmış ama sen genelin böyle yorumladığını savunuyorsun. Mesela sana sormuşlar ve sende demişsin Türkiye Cumhuriyetine Vatandaşlık bağı ile bağlı olanlar Türk'tür düşüncesine karşılık hepimiz Ermeniyiz demeyen arkadaşlar öyle ise neden hepimiz Türküz demediler diye çok mantıklı bir soru sormuşlar. O sloganı atanların tamamını bilemem ama içlerinde provakatörlerde vardı. Slogan atılmaya başlandı ve hep bir ağızdan duygusal bir tepki ile aynı nakarat tekrar edildi. Hem hepimiz Türküz düşüncesinde olup hem slogandan rahatsız olanlara ırkçısınız iması göndermek sonra Hepimiz Ermeniyiz demek çok çelişkili. Slogan atmayanlara ve bu sloganı eleştirenlere neler söylemişsiniz okuduğum iletilerde gördüm. Bu bir tarz galiba önce saldır kışkırt sonra şikayet et. Ve ben bunu demiştim... ************ Ermeni değiliz demek ırkçılık olmadığı gibi Ermeniyiz demekte hain olmak değil. Bu tür lakırtıların kimseye faydası olmaz katilleri öveceksin öleni yereceksin sonra bide karadenizliyim diye övüneceksin. Gereksiz yere gerginlik. Peşinden sen bunu demişsin... Sevgili Gelincik oda gözümden kaçmadı. Hrant Dink öldürüldükten sonra "hepimiz ermeniyiz" diye slogan atan insanları toptan ermeni ve vatan haini ilan eden kimi arkadaşlar şimdi baya açı değiştirmiş keşke şimdi gösterdikleri doğru yaklaşımı o zamanda gösterebilselerdi. yani son olarak itham ettiğin benim ve diğer arkadaşlarım ve geçmiş iletilerde benim, Sardunyamın, Frozenin senin açı değiştirmişler dediğin gibi bir söylemine rastlamadım.

Sevgili Gelincik Yazdıklarınızı okudum ve zaten şarkının olumlu bir şeye hizmet etmediğide belli. Bende şarkıyı faydalı bulmadım. Ama ben bunu böyle söylerken bir arkadaş herzaman yaptığı gibi ya siz dün böyle demiyordunuz şimdi açılar değişmiş dedi. Buda yakışık almadı ve hoş durmadı. Şimdi şöyle bakmak lazım Hepimiz Ermeniyiz demek bir tercih böyle tepki verebilirsiniz ama bir başka görüşte bundan rahatsız olur onlarda buna tepki verir bunu hoş karşılamak lazım. Ama karşılıklı suçlamalara gittiğinde işte sonuç bu oluyor. Hayır birileride ırkçılıkla itham etmiş hatta kafatasçılar demişti. Çok hassas dönemlerden geçiyoruz Türkiye'de Türklük, milliyetçilik tartışılıyor ve dolasıyla bu konuda hassas olan tarafta buna tepki veriyor. Sizde farkındasınız Atatürkçülüğün bir kaç koldan yıpratılmaya çalışıldığının bir yanda faşizan dinciler bir yanda Atatürk adını kullanan kendini bilmezler ki ben hala Atatürk adını kullananların bunu bilinçli yaptığından eminim. Bu zamanda Atatürkçülük kimseye herhangi bir ekonomik güç, tarikatler gibi haksız kazanç, ihalelerde kolaylık tanımıyorken birileri çıkıp Atatürk adı ile Kuvayi Milliye adı ile örgütlenmek istiyor ama yaptığı şey bölücülükse bunun adı sahtekarlık ve provakatörlüktür. Gerçek Atatürkçülerde bunları görünce örgütlenemiyorlar işte asıl bunu görememek tuhaf.

Abdulrahman Dilipak her zaman yaptığı gibi yine provakatif şeyler yapıyor. Bu adamın neye hizmet ettiğini bilmeyen yok. Müslümanlara karşı bir aşağılama söz konusu değil ve hiç olmadı ama yobazlara ve çağın gerisinde kalmışlara tepki veriliyor. Zaten bu tartışmaları çıkartanlarda onlar yani yobazlar. Daha öncede söyledim bu ülkede başı açıklara defalarca saldırıya uğramıştır aşağılanmışlardır tartaklanmışlardır ama türban sadece ve sadeve devletin kurumlarında yasaklanmıştır. ikisi arasındaki farkı akıl sahipleri görür. Kılık kıyafet serbestliği dedikleri şey üniversitelere karaçarşafla dahi girmeyi serbest kılıyor. Zaten ileriki aşamalarda Yök'te devre dışı bırakılacak özgürlük adı altında üniversetelere aşırı dinci provakatörlerin ve misyonerlerin önü açılmış olacak. Şimdi bütün bu olasılıkların bundan 15/20 yıl önce olduğunu hepimiz biliyoruz hangi şartlarda türbanın okullarda yasaklanmak zorunda kaldığınıda biliyoruz eğer bilmeyen varsa onlarında okullarda gerçekleşen olaylara bakması yeter. Türkiye'de bir karşı devrim hareketi vardı şimdi onlar ellerine geçen bu fırsatı en ince ayrıntısına kadar hesaplayarak ögzürlük ve demokrasi adı altında faşizanlığı getiriyorlar.

hayat hepimize cimri aslında Egzorsist teşekkür ederim güzel sözlerin için. senin içinde aynını söyleyebilirim.

Diloş emeklerine sağlık ruhumuza neşe verdin.

MUM ALEVİYLE OYNAYAN KEDİNİN ÖYKÜSÜ Bir mum yanıyordu bir evin bir odasında O evde bir de kedi vardı. Geceler indiğinde kendi havasında Mum yanar, kedi de oynardı. Mumun yandığı gecelerden birinde Kedi oyunlarına daldı. Oyun arayan gözlerinde Mumun alevi yandı, Baktı, Mumun titrek alevinde Oyuna çağıran bir hava vardı. Oyunlarını büyüten kedi büyüdü Kendi türünde çocukcasına, Döndü dolaştı, yavaş yavaş yürüdü Geldi mumun yanına, oyuncakcasına. Bir baktı, bir daha, bir daha baktı Mumun alevinin dalgalanmasına Uzandı bir el attı. Bıyıklarını yaktırmadan anlamayacaktı.. İlk kez gördüğü mumun yakmasına İnanmayacaktı. Kedi, oyunlarında büyüyordu, Mum, üşüyordu yanmalarında. Zaman ikili yürüyordu Aralarında. Bir ayrışım görünüyordu Birinin yanmalarında Öbürünün oynamalarında. Kedi oyunlarında büyüyordu, Yitirerek gitgide oyunlarını. Mum küçülüyordu yanmalarında, Yitirerek gitgide yakmalarını. Oynarken büyüyen kedi yanacak, Aydınlatırken küçülen mum yakacaktı. Küçülen yaka-yaka aydınlatacak, Büyüyen yana yana anlayacaktı. Bir mum yanmasından Ve bir kedi oyunundan Kaldı sonunda Bir gecenin tam ortasında Bir evin bir odasında Göz-göze susan İki insan. Mum yandı bitti, Kedi büyüdü gitti. Oyunlar karıştı gecelerde Suskun uykusuzluklara. O iki insandan, sonunda Birinin anılarında kedi, Birinin dalmalarında mum Kaldı gitti. Nerede bir mum yansa şimdi, Nerede oynasa bir kedi, Birbirine yansıyor, karışıyor gölgeleri.. Bugün dün gibi oluyor, Dün bugün gibi. Mum ellerimi tırmalıyor, Belleğimi yakıyor kedinin elleri. ÖZDEMİR ASAF

+1

Abi bu ne yaa Dünya o kadar küçük değil kendinizi ve sevgilinizi bu kadarcık şeye mahkum etmeyin. Tengeriin Boşig kardeş şahane açıklamalar yapmışsın üzerine ne söylenirki ama insanlar herşey kendi çerçevelerinden değerlendirir ve kendi yaşadıkları bu çerçeveyi şekillendirir. Bir insanın beyni bakire olsun yani beyninde ve bedeninin diğer uzuvlarında sınırsız olanın namus kriteri bir küçük zar olamaz. Ha bunu böyle isterim diyenede saygılar ama olmazsa olmaz değil. Öncelik bekaret olmasın öncelik kişinin ahlaki değerleri olsun ve anlaşabilmek olsun güvenilmek olsun. Bekaretin günümüzde garantiside yok. Yani ilk olduğunuzu sandığınız halde ilk olmayabilirsiniz. Kendinizi kandırmayın.

Dilerim senin dediğin gibi olsun. Bizi daha çok pekiştirsin. Sana yada senin söylediğin gibi tepkilerini hepimiz ermeniyiz protestosu eşliğinde gösterenlere vatanhaini denmedi burada. En azından ben tanık olmadım. Ama benim bahsettiğim şahıslar aksi yapılmış gibi davranıyor bu yanlıştır. Ve tepkilerini bu şekilde göstermeyenlere =e siz düne kadar hepimiz ermeniyiz dediğimizde vatanhainliğimiz kalmadı şimdi çarkmı ettiniz, açımı değiştirdiniz= denmeside yanlışın daniskasıdır. Hrant Dink'in ve dahi diğer bütün aydınlarımızın, gazetecilerimizin katillerini kınadık kınayacağız. Biz bu vatanın evlatlarını etiketlendirmedik ki, ama sapla samanı birbirine karıştırmasınlar. Cinayetleri hele hele böyle vahşice ve adice işlenmiş düşünce cinayetlerini savunmanın açıklanır tarafı yoktur. Olamaz. Ancak kimse burdan kendisine nema çıkarmasın. Anlayan anlamıştır sanırım.

Doğruluk erdemi, uygar bir toplumdaki genel törelerin ana ekseninde bulunmaktadır. Tanımı itibarıyla ilk bakışta hiçbir belirsizlik içermiyor gibi görünen bu erdem, aslında insanlık tarihi boyunca sürekli değişkenlik göstermiş, ahlak nedir ve nasıl tarif edilebilir sorusunu her zaman gündemde tutmuştur. Hemen tüm semavi, tarihsel, metafizik dinler, felsefeler ve klasik siyaset teorileri ahlakın evrenselliğine dikkat çekmelerine rağmen, ahlaki ve doğru ilkelerin farklı özel durumlara nasıl adapte edilebileceğine dair kuralları tam olarak verememektedirler. Bu kuralların yada değişmez ilkelerin verilemeyişi, dinler veya sistemlerin yetersizliğinden değil, bizzat pratik ve tarihsel durumların bilinememesindendir. Aslında sorunun özünde belki de Kant’ın dediği gibi, kuralların nasıl tatbik edileceğine dair kuralların bulunmaması yatmaktadır. Dahası 21. yüzyıla giren ve doğaya hükmetmeyi her geçen gün bilimselliğin ışığında biraz daha öğrenen insanlık için bu sorun ne yazık ki azalacağına artmaktadır. Bu ilk bakışta garip bir açmaz gibi gelebilir çünkü Aristoteles’in ‘‘Bilgi fazilettir ve erdemin dolayısıyla doğru olabilmenin ilk şartıdır’’ sözüyle çelişiyor gözükmektedir. Ancak günümüz insanlığının bilgi dağarcığı, çözümlerin çeşitliliğini arttırdığı gibi yeni sorularında oluşmasına neden olmuştur. İnsanlığın hükmetme yeteneğini artıran bilim, hayat ile ilgili etik değerlerde farklı yaklaşımların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Özetle günümüzdeki kritik soru da temelde aynıdır; İstenilen ve aranan erdem, fazilet, ahlak ve doğruluk gibi kavramlar aslında bizde var mıdır ve bu anlamda doğru nedir? Alıntı. Ahlakın tanımı ilk ne zaman yapılmış bilmiyorum sanırım kimse bilmiyor. Ancak çok eski bir kavram olduğunu varsayabiliriz. Ahlak sahibi olmak bireyden topluma uzanan birşey ancak toplumun ahlak anlayışı ile bireyin ahlak anlayışı zıtlık gösterebilir. Aslında çoğu kez böyledir ancak birey kendisini o toplumdan soyutlamamak için genel ahlak kurallarına uygun davranmak zorunda hisseder. Ben kendi tanımlamamı yapmaya çalışayım..: Ahlak, önce bu kavramı anlamaya çalışmaktır. Ve bunun nasıl kazanılacağı bireye kalmış, toplumun zaten hazır kalıpları mevcut. Onlardan faydalanacaktır. Bilgi ise Aristo'nun dediği gibi fazilettir. Örneğin yalan söylemenin nelere malolabileceğini öğrenmiş bir insan yalandan uzak duracaktır bu bir ahlak göstergesidir. Bir kimsenin duygu ve düşüncelerini alay konusu yapmakta ahlaksızlıktır bana göre. Çıkarına göre konuşmak mevki ve itibar görmek için farklı ve asılsız davranışlar sergilemekte öyle. Toplumsal sorunlara karşı duyarsızlıkta. Etik/ahlak aynı şey. Yalnız düşünülen ile yaşanan ahlak arasında fark vardır. düşünülen ahlaka etik denir. etik aynı zamanda ahlak araştırmalarına verilen bir addır. Bir davranışın etik olup olmadığı tartışılır ancak gerekçeler göz ardı edilmemelidir. En iyi ahlaki eğitim ailede verilendir. Bunun için anne babalar çocuklarına önce kendilerinin örnek olduklarını unutmamalı. Örneğin yalan söylemek çok yanlıştır diye öğütlediğiniz çocuğunuz sizin yalan söylediğinize tanık olduğunda önce bocalayacak sonra bunu normal karşılayacaktır. Ahlak bilgi ile gelişir ama ailede alınmaya başlar ve topluma yayılır. Ancak toplumlarda bu konuda çok büyük riyakarlıklar var herhangi bir vaka olduğunda bunun ahlaki durumu toplum tarafından acımasızca eleştirilir ama aslında bireylerin pek çoğu kınadığı vakayı gizlice yapmaktadır. Buda ahlakın yansıması ve gerçeği arasındaki farkı ortaya koyar. Selametle

Bu ülkede başı kapalılar tarafından tartaklanan mini etek giydiği için bacakları jiletlenen aşırı dincilerin sokağından geçerken taciz edilen binlerce kadın var. Ve başı açık kadınlar başı kapalı kadınlara saygı gösteriyorken aynı saygıyı ve hoşgörüyü onlardan görmüyorlar. Senin anlattığın şey hikaye. Bu işten nemalananlar türban ticareti yapanlardan başkaları değil. Sektöre bir baksana sen tesettürlü kadın kıyafeti ticareti gün geçtikçe büyüyor. Bu mu senin değişim başladı dediğin şey. Adam gibi okuduktan sonra kimsenin kılığına kıyafetine karışıldığıda yoktu ama onların amaçları başkaydı. Kurunun yanında yaşta yandı tabi o ayrı ama biz biliyoruz üniversitelerde dincilerin ve türbanlıların ne gibi eylemler ve söylemler yaptıklarını. İnsanların arzusu başka şeydir ve evet herkes giyim kuşamında özgür olmalı ama insanlar giyim kuşamlarını topluma dayatmamalı ve diğerlerini zorlamamalı. Hatta dahada ileri gidip tartaklamamalı. Bu işlerden nemalananlar başta tarikatler oluyor her geçen gün müritleri artan ve buna paralel olarak müritlerinden aldıkları paralarda çoğalıyor. Ve tekstil sektörü gün geçtikçe tesettür kıyafetinde cirosunu arttırıyor. Daha çok türbanlı ve yanında o kadar satış. Birileri bu devletin kanunlarına, rejimine ve ilkelerine saygı duymayı öğrenmeden bu ülkeye özgürlük tam anlamıyla gelmeyecek. Ama dediğin gibi değişim başladı. Bakalım bizi ne kadar değiştirecekler. Sakal bırakmaya başlasakmı ne?

Bir cinayeti kınamanın çeşitli yolları var. Bende =hepimiz ermeniyiz= demeden kınarım. Cinayeti işleyenide, azmettirenide kimse kutlamadı burada. Ama birileri hep kendine yontmaya çalışıyor o başka. Cesetler üzerinden şov yapmaktan başka birşey değil birinin ucuz kahramanlık numaraları. Hrant olmasaydıda Ahmet olsaydı, Mehmet olsaydı nasıl tepki veriyorsam bunada öyle tepki veririm. Tuhaf olan ne biliyormusun Jön kardeşim neredeyse =hepimiz hrantız= demediğimiz için süçlanacağız. Şimdi sen iyi niyetle böyle bir tepki vermişsin. O ayrı. Ama bu kimin işine yaradı ne oldu sonuç değiştimi? Bak başka sonuçlar doğurmaya başladı. Ermeni Diasporası Mutafyan'a baskı yapıyor Amerikada konuşmasında Türkiye'de çok tehtit aldığını söylemek zorunda bırakılmış ve konuşma yapması engellenmiş. Şimdi sen hepimiz hrantız dediğinde bu dünya siyasetinde bi işe yaramıyor. Onlarca Türk'ü öldüren Ermeniler'e karşı Türkiye hakkını neden aramadı? Biz zaten bu ülkede kardeşçe ve dostça yaşıyorduk Hrant'ı öldürenlerin diasopora olduğu bu kadar açıkken hala Ermeniyiz demenin faydası oldumu ben bundan emin değilim.Bir kaç kişi dışında bundan hoşlananda yok zaten.

Günaydın kardeşim beğeneceğini umarım Rahmetli Barış Akarsu'dan...

Hoşgeldin, geldiğinden beri dikkat çekiyorsun farklısın bakış açılarında farklı. Ve çok hoş geldi bana. bundan sonrada takip edeceğim. Barış Akarsu, Vurdum en dibe kadar bu şarkıyı çok severim.

Kelebek artık gelmiyormusun?

Severek dinlerim.

samaroğlanıda iyiymiş Diloş "g" ye dikkat ederim. Bu arada bende sizi özlemişim.