Anakonda

Lütfen benim konumu kendi ideolojik çekişmenize kurban etmeyiniz! Şiddet ve bir şiddet aracı olarak kullanılan silahların yaygınlaşmasına ideolojik görüşü ya da dünya görüşü ne olursa olsun herkesin karşı olması gerekmiyor mu? Sadece silahta olması gerekmez. Görmüyor musunuz insanlar gittikçe daha merhametsiz ve tahammülsüz olmaya başladı birbirlerine karşı. Adalet sistemimizdeki büyük yanlışlıklar ve kültürel yozlaşmanın ötesinde,sosyo ekonomik zorluklar ve yaşam koşullarının zorluğu nedeniyle insanlar insan olmaktan çıkar duruma geldiler. Birde bunun üzerine silah taşımak serbestleşince durum çok vahim. Kafası bozulan silahına davranıyor... Biz bu kadar yoz,merhametsiz ve gayrı medeni bir toplum değildik. iyiye gideceğimize kötüye gidiyoruz gibi geliyor...

Evet Maalesef Geçmişten günümüze "Töre" adı altında bizim görebildiğimiz ve daha çokta göremediğimiz cinayetler işleniyor bu ülkede. Dogmalarla yaşamaya devam eden insanların ve bu tür dogmatik düzenin sürmesinden beslenenlerin marifetleri bunlar. Değil bir insanın herhangibir canlının dahi yaşamına son vermenin ne büyük günah olduğunu bilmeyen kişiler bunlar. Ne dinlerinden,ne dillerinden,ne örf ve adetlerinden ne de tarihlerinden bihaber yaşayan kendi sefilliklerinin karanlığında bir yere ait olma güdüsüyle hareket eden ve "Töre" denen uydurma dğerlere tutunanlar bunlar. Gerçekten utanç duyuyorum böyle şeylerden....

Verdiğiniz yanıt benim konumla ne kadar alakalı bilmiyorum tabi. Benim bu konuyu açmamdaki temel çıkış noktam "barış","şiddet karşıtlığı" ve ülkemizde giderek artan suç oranlarının nedenlerini irdelemek. Sizin bakış açınızında kendine göre dayanakları olabilir. Ancak medeni insanlar birbirleriyle iletişim kurmak için şiddeti tercih etmezler. Farklı olana ve farklı görüş ve fikirlere saygı duyarlar en azından tahammül gösterirler. Devamlı bir düşman aramak çok sağlıklı bir ruh halinin göstergesi olmasa gerek. Düşman arayarak veya kendimize birtakım düşmanlar üreterek nasıl barıştan söz edebiliriz ki. Ayrıca hiçbir SİLAH(burda benim kastettiğim anlamda silahtan bahsediyorum) insanı kendine karşı işleyeceğin suçlardan koruyamaz... Ülkemizde maalesef ruhsatsız silah taşıyanlar ve bu ölüm makinalarını bilinçsiz kullananlar yüzünden çok sayıda insanın hayatı kararıyor...

Hepimiz biliyoruz ki bizim kültürümüzde silahın ayrı bir yeri var. Türkler göçebe oldukları zamanlardan bu yana silaha,yeni yerler edinmeye,at biniciliğine ayrı bir önem vermişlerdir. Türkler savaşçı insanlardır. Batı Türkleri savaşçı,cesur(bazende barbar) ve güçlü olarak tanımlar. Peki günümüzde bakıldığında ister Türkiye sınırları içerisinde isterse dinyanın herhangibir yerinde yaşasın Türk insanı neden silah taşır? Silahı hangi amaçlar için kullanır? Bu silahların ne kadarı ruhsatlıdır? Ve Silah taşımak veya bir silaha sahip olmak gerçekten gerekli midir? Bunları tartışmak istiyorum. Sosyo-ekonomik zorluklar ve giderek zorlaşan yaşam koşullarından dolayı bunalan insanlarımız için silah faydalı bir araç mıdır? Ya görsel,yazılı ve işitsel basında giderek artan şiddet? Ya Genel olarak Dünyamızdaki şiddet? Ben sadece ülkemizin değil tüm dünyanın SİLAHSIZLANMASI gerektiğini düşünüyorum.

Evet Gerçekten ilginç bir yaklaşım bu. Özellikle "pataklıyor" ifadesine bayıldım..-) Öncelikle şunu açıklığa kavuşturmak gerekir "medeniyet" nedir? "Medeniyet" derken neyi anlamalıyız. Dünya üzerinde yaşayan her insan "medeniyet" kelimesinden aynı şeyi yani batılı anlamda "medeni!?!?" olmayı mı anlamalıdır. Her bireyin,her toplumun ve ulusun yaşam şekli standart olmak zorunda mıdır? Esas işin daha garip yanı Israil in burada " medeni" bir ülke olarak tanımlanması? Ya Amerika Birleşik Devletleri sizce medeni midir? Evet Dünya üzerinde mevcut İslam ülkelerinden çoğu batılı anlamda "medeni" olmak için gerekli atımları ya çok yavaş ve isteksiz atmışlardır ya da hiç atmamışlardır. Neden? Sebep O ülkelerin yönetim şekli mi? Kültürü mü? Halklarının adaptasyon problemi mi? Yoksa eskiden beri süre gelen bir düzeneğin önemsiz parçaları mı o ülkeler? Ya Türkiye'nin durumu? Gerçekten senin dediğin kadar iç açıcı mıdır?

Anakonda anavatanı Güney Amerika olan en büyük yılan türü. Zehirsizdir. Avını sıkıp boğarak öldürür. Ancak yinede güçlü dişleri vardır.. Boyları zaman zaman 10 metreyi geçebilir. Her hayvanın varlığına saygı duyulması gerektiğini düşünen biri olarak özellikle hakkında en çok önyargıya sahip olunan yılanlardan birinin adını kendime nick olarak seçtim... UNUTMAYIN eğer bir insanı incitirseniz,sonra ondan özür ve af dileyebilir,helalleşebilirsiniz. Ama bir hayvanı incitirseniz böyle bir şansınız yok......

Kısacası adamın birilerine herhangibir ışık yakmasını istemiyorsan enerjisini tüketeceksin... Senin giderlerini karşılayabilmek için öyle çok çalışacak ki değil başka kızlara yeşil ışık yakacak sellektör yapacak hali bile kalmayacak....... Zaten o tempoya dayanamayıp bir süre sonra ampulleri patlar..... -)NOKTA-)

-)) Benim Lafım Arap Birliğine.... Buradada olanları ve yaşanan trajediyi yansıtmaya bayılan pekçok insan görüyorum... Bunun bir amacı olmalı diye düşünüyorum... İnsanlar ancak kendi yöneticilerine baskı yaparak birşeyler yapmalarını sağlayabilirler. Ya da bireysel anlamda tercihlerini değiştirip boykot yapma yoluna gidebilirler.... Benim öfkem sadece yakınanlara.... Yaygarası bol icraatı az olanlara..... Direk forumdan herhangibir kimseyi hedef almış değilim zaten...

Evet bu yazdıklarıma cevap gelmemesi ne kadar ilginç değil mi? Hepimiz çok güzel ağlaşıp,yaygara koparıp, kendimizi acındırma ve kendimize acıma psikolojisine giriyoruz. Ama iş harekete geçmeye gelince....Her koyun kendi bacağından asılıyor. .. Yazıklar olsun valla...

Maalesef tipikTürk davranışı hep topu başkalarına atıyor ve kabahat ile sorumluluğu başkalarına yüklüyoruz. Bu nereye kadar böyle devam eder bilmem. O hükümet (her ne kadar dış etkiler azımsanamazsada) gökten zembille inmedi. Benim kişisel olarak gönderdiğim mailler ve mektuplar bini aştı mesela. yerine ulaşır ulaşmaz ben üzerime düşeni yaparım... Artık şu devlet baba zihniyetinden kurtulmalı hep önce başkalarının harekete geçmesini beklememeliyiz...

Bir toplumun kültürünün temel unsurlarından biridir gerçektende dili. Sadece Türkçe konuşmak tek başına yetmemeli. Türkçe'yi konuşurken ve yazarken doğru ve etkili bir biçimde kullanmak da önemli. Bu gerçeğin altını çizmek ile beraber yabancı dilleri öğrenmek ile ana dilimizin korunması arasında çizgi çekmek gerektiğini düşünüyorum. Ben Türk insanının yabancı dilleri de en iyi şekilde öğrenmesi ve etkili bir biçimde kullanması gerektiğini düşünüyorum. Birer dünya insanı olmak adına yabancı dilleri öğrenmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Tabi bu kendi öz dilimizi terk edeceğimiz anlamına gelmiyor elbet. Ancak dünyanın herhangibir yerinde kendi derdini,duygu ve düşüncesini etkili bir biçimde anlatabilecek Türklere ihtiyacımız var bizim. Ayrıca Türkçemizi tehdit eden unsurlar olarak genelde ilk akla gelenler internet ortamının kendine özgü dili ve ingilizce olmaktadır. Oysa özünde Arapça veya farsça olan pekçok kelimede dilimizi işgal etmekte ve tabelalarda boy göstermektedir. Bununda altını çizmek istiyorum...

Kralx incelik etmişsin bu cümleleri yazarken... Lakin ne zaman "dost" kıvamına geldik o konuda emin değilim.... "Dost" olmak ve "dost" bulmak çok zor bu zamanda... Dostu geçtim arkadaş olabilene ve bulabilene ne mutlu.... Ama yinede kalbinden geçen için saol.. -) gece yağmuru hımm du bakim bi düşünüyim... Hayır sinirlenmemişim...-)

Evet benim açtığım konular pek rağbet görmüyor galiba... Yinede cevaplayan arkadaşlara teşekkür ederim tabiki.... O kadar konu başlıkları açtım rağbet yok e millet ürktü benden-))

Ben aradan çekildim zaten..... Ben de konuyu ciddiye alıp cevaplıyorum saf saf kabahat benim.... Her hıyara tuz olmamam lazım benim..-)

İnsanın insan olmaktan ne ölçüde uzaklaşabileceğini görüyoruz hepimiz maalesef... Ve bir defa daha şükrediyorum ki onlardan değilim...

Bugün Amerika Birleşik Devletleri'nin Ankara Büyük elçisinin açıklamalarını hayretler içerisinde seğrettim ve dinledim. Büyükelçi ,Türkiye'nin ABD'nin onayı olmaksızın Kuzey Irak'a askeri müdahalede bulunmasının ABD tarafından hoş karşılanmayacağını belirterek adeta 70 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ABD'nin müstemlekesi imiş gibi bir tavır takındı. Şimdi soruyorum Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir devlet ise kendi halkının ve askerinin can güvenliğini,ülke çıkarlarını ve bütünlüğünü korumak için ABD den ve AB den izin almak durumunda mıdır? Ülkede o kadar dış işleri bürokratı var iken ABD nin Ankara büyük elçisine cevap vermek Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başbakanına mı düşmüştür? Sorumsuzca,zamanlı zamansız ve fazlasıyla sık yapılan açıklamaların ne gereği vardır. Az öz açıklama yapılmalı ve hemen ardından harekete geçilmelidir. Devlet ciddiyeti bunu gerektirir. Türkiye Başbakanı hangi akla hizmet ABD büyük elçisini muhattab almıştır. Alt düzey dışişleri bürokratları çuvala mı girmiştir?? Ben bütün bunların cevabını bekliyorum ve olup bitenleri hayretle karşılıyorum!!! Bu arada muhalefetten çıt yok. Ya da bizim TV lerde yayınlanmıyor. ABD büyük elçisi bu açıklamayı Washington'a danışarak mı yapmıştır? Yok eğer danışmadan yapmış ise derhal bu ülkeyi terk etmelidir. Bu kadar hadsizlik olmaz!!!

Kralx o ne demek be yaw Kaptan Kusto nun misyonunu sürdürmeye mi karar verdin?-))

Ceaptır: 1- Kadınlar tabiki bilemezler adamın sahipli olup olmadığını(espri bir yana). Ama tabi karısının veya sevgilisinin yanında başkalarına pas verenlerden söz ediyorsak durum değişir. Pası alanda biraz kabahatli değil mi sence? Kadınların birbirine ettiği kötülüğü kimse etmez onlara...-) 2- Kadınların bu derece büyük travmalar yaşamasında elbette erkeklerin en birinci rolü vardır... 3-Ben bir erKEK ' im (sanırım cinsiyetimi de sormuşsun..) Başka atladığım soru var mı?

Yemyeşim cevap yazdım ben sana bir bak hele.... Aşk olsun seni ceapsız bırakırmıyım ben... Taş olurum valla-))

Eğer erken yaşta çökmüşse sahiplidir.. Yok son derece hayat dolu ve espri yapmaya mecali varsa sahipsizdir bu kadar basit!-)))

Zaten farklı olanı savunmuyoruz sadece konuyu ele alış biçimimiz farklı... Ahh kralx karıştırdın ortalığı gittin şimdide bir kenara oturmuş yazılanları okuyup tıss tıss gülüyon demi?!?!?!!!!-)=)

yemyeşim konunun başında yanındayken yeşil ışık yakıyomuş falan yazmamış mıydın? Yoksa ben mi yanlış okudum.. hayır ben ona sadık kalmaya çalışıyorum da? bence Ayrıca kadın milleti adamın sahipli olup olmadığını anında okur bence...onlardaki sezgi kimsede yok...-)

paula tecrübe konuştu herhal?-) Sizde Atlara takılan gözlüklerden takın onlara böylece sadece ileri yani size bakabilirler sağa sola deil-))

Elbette var yemyeşim ilan onlar zaten!-) hepsinin köküne kiprit suyu...-) Ama onlara pas verenlerde kadınlar unutmamak lazım demi??-)

Sinirden kendi kuyruğumu kemirttirmeyin bana....-)) Elbette her insan birbirinden farklıdır ve kendine özeldir... Ama bu konuda kralx e biraz hak veriyorum(her ne kadar kaile alınmasamda)) Nasıl erkeklerin kendine özgü bir doğası varsa kadınlarında kendine özgü doğaları var. İstisnalar ayrı tutulmak suretiyle kadınların bu gibi durumlarda daha büyük bir travma yaşadıkları kesin... Bu da bazen bir takım tavizlerin yolunu açabiliyor....