Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Anakonda

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    195
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Anakonda tarafından postalanan herşey

  1. Anakonda

    ATEŞKES

    marti name ben onca yıldır bu ülkede yaşıyorum kimsenin kimseyi kürt olduğu için dışladığını ya da hor gördüğünü ne gördüm ne de duydum... ama birtakım aşağılık komplekslerine sahip etnik olarak kürt kökenli olan ve kendini hep diğerlerinde soyutlama ihtiyacı duyan birkaç kişi tanımıştım.... kendi seçimleriydi.... bu millete sevdalıyız...(nasıl sevda ise o?) çok seviyesiz bir cevap olmuş o..................
  2. Kendimizi dev aynasında görmeyi ne zaman bıkakacağız....??? Bizim için hiçbirşeyin ortası yormu? Hep uçlarda olmak zorunda mıyız? Bazı konularda toplumsal bir aşağılık kompleksini yaşarken bazı konularda(seks gibi) toplumsal bir üstünlük kompleksini yaşamak durumunda mıyız? Cinsellik insan hayatının önemli bir parçası. Ama aynı oranda da kişisel bir konu. Bazıları cinselliğin önemini abartırken bazıları onu ihmal edebiliyor. Kültür,toplumsal kurallar ve algılamalar,tabular her birimizin cinsel yaşamında şüphesiz oldukça belirleyici. Erkek ve kadın alorak evlilik bağı ile bağlı olan kişilerin cinsel yaşamını şüphesiz yaşadıkları ortam da bazen belirleyebiliyor. Evliliğin hangi zeminde yükseltildiği de cinsel yaşamda mutluluğu etkileyen önemli bir konu.. Erkeğin ve kadının geçmişten bulundukları ana kadar cinsellik ile ilgili edindikleri bilgiler,deneyimler ve özellikle "evlilik" ve "cinsellik" kavramlarını algılama biçimleride belirleyici... Bazı insanlar sadece üremek(çocuk yapmak) için cinsel hayatını sürdürebiliyor... Bazıları için ise seks her defasında ayrı bir tören.... Bazıları bir kadınla ya da erkekle yetinemeyecek kadar bağımlı... Bazıları için ise olsada olur olmasada... Bir nevi görev ya da emrivaki.. Bazıları için ise silah...(Evlilik yaşamında pek çok Türk kadınının bunu eşlerine karşı kullandığını görüyoruz) Ama genel anlamda toplumsal olarak bakıldığında erkekler olsun kadınlar olsun TATMİNSİZ bir toplum olduğumuzu düşünüyorum.. Kafamız karışık ve bu da elimizi kolumuzu bağlıyor....(İstisnalar elbette vardır) Siz Türk erkeğinin kendi cinselliğini öve öve bitiremediğine bakmayın... çoğu abartıyordur.... Yabancı kadınlar "Türk erkeklerine bayılıyormuş". O tamamen Türk erkeklerinin kuruntusu... Bu konu sözkonusu olduğunda bizim erkeklerin abartmakta sınır tanımadığını görüyoruz. Eeee nede olsa erkek adam olma şartlanması var.... Asıl o konuyu kadınlardan dinlemek lazım....-)
  3. Forumda herhangibir konu ile ilgili görüşlerini dile getirmek herkesin hakkı. Elbette sözkonusu görüşler bazen birbirinden farklı,bazen birbirine tamamıyla zıt,bazense birbiriyle örtüşen görüşler olabilecektir. Bunu doğal karşılamak seviye ve saygı çerçevesinde hareket ederek makul cevaplar yazmak gerekir diye düşünüyorum. Kendi görüşümüzle aynı olmayan fikirlere tahammül etmeli,kapasitemiz ve bilgi birikimimiz yetiyorsa kendi tezlerimizi ortaya koyarak cevap verebilmeliyiz. Aksi taktirde susmak ve birşey yazmamak tercih edilmesi gereken davranış biçimi olmalıdır...
  4. Olayın detaylarını bilmiyorum ancak bu konu üzerinde farklı görüşlerde çok sayıda insanla konuşma ve tartışma fırsatı buldum. Çıkardığım sonuç ise "herşeyin aşırısı zarar" oldu. Çıkış noktası inanç(din,İslam) olan pek çok yapılanma mevcut. Bunların ne kadarı yasal ne kadarı yasa dışı bilmiyorum. Bunların başındaki kişilerin ne kadarı makbul insan ne kadarı değil bilmiyorum. Ama bildiğim birşey var içten içe bazı şeyler değişiyor ve hiçte müspet yönde değil....
  5. Körler ve sağırlar birbirini ağırlar kıvamına gelmemesi dileği ile...?!?!?!?????!!!-))
  6. hımm hımm öyleyim cecile.. ya sen... satın alma kararlarını en çok ne etkiler.....?
  7. Yaw bende kahroluyordum beni niye analiz etmediler die.... Hatta üzüntüden ağzım yara oldu...Zona çıkarttım ve ince hastalığa GARK oldum....-) Sanalda olsa ruhunun okşanmasını ve övülmeyi herkes sever ama BAZILARI daha çok sever..... Neyse ki ben onlardan değilim... Ben bu foruma dahil olan herkesin paylaşımcı ve en azından dünyada neler olup bittiği ile alakalı olduklarını görüyorum...bu da şimdilik bana yeter.... tek tek analiz yapabilmek için herhalde başlığın sahibi kadar burada vakit geçirmiş olmak gerekiyor.....
  8. Anakonda

    F1 süprizi

    Planlı veya değil. Bence yerinde bir hareket olmuştur. Yerinde olmayan konuyla ilgili yurt içinde bu kadar yaygara koparılması ve milletin birbirine düşmesidir. Zira bu yaygara eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmüştür....
  9. Ben kendimi analiz ediyorum. Silik bir üyeyim ne akarım ne kokarım.. Biraz(Fazlasıyla) mesafeliyim.....-)
  10. Ben ilkokuldayken yerli malı haftası kutlanırdı. O yaşlarda ya bir nevi eğlence unsuru ya da fazladan bir ödev gibi gözükürdü gözüme. Sonradan anladım önemini. Her ne kadar serbest piyasaya ve açık ekonomiye inanan birisi isemde özellikle son 6 senedir satın alma kararlarımı verirken yerli markaları tercih ettiğimi fark ettim. Kimin ürettiği önemli değil yerli malı olsun yeter. Alışverişlerimde eğer herhangibir ürünün hem yerlisi hemde yabancısı var ise aralarında yerli malı lehine veya aleyhine kalite farkına bakmaksızın yerli olanı satın alıyorum. Alacağım malı incelemem bayağı vakit alıyor. Son kullanma tarihleride titizlikle incelediğim diğer bir konu. Mutlaka ki insan olarak hepimiz daha iyisini ve daha kalitelisini elde etmek istiyoruz. Ama unutmayalım her yabancı mal yerli mallardan iyidir diye bir kaide yok. Bu nedenle tercihlerimizi yaparken "gösteriş" saiki ile değil birazda olsa ülkemizin ekonomisini düşünerek hareket etmeliyiz. Kaldı ki Uluslararası Gündemi sıkı sıkıya takip eden insanlar olarak buna özellikle dikkat etmemiz gerekiyor diye düşünüyorum... Maalesef ki gittikçe daha fazla tüketim toplumu haline geldik. Bari tüketimimiz bir ölçüde bilinçli olsun.. En son ne satın aldınız? Satın alma kararınızda en çok ne etkili oldu?(ya da olur)
  11. Türkiye'de yaşayan herkes mevcut yasalara riayet etmek zorunda. Kimse kendini hukukun ve yasaların üzerinde göremez. Ülkemizde maalesef din(ya da genel olarak inanç) konusunda bir eğitim eksikliği ve başı bozukluk sözkonusu. İnsanlarımız çeşitli nedenlerle birtakım ehil olmayan ya da yasa dışı olarak ifade edilebilecek akımlara ait tarikatlara üye olmaktalar. Evet ülkemizde neye hizmet ettiği belli olmayan çok sayıda "tarikat" olarak ifade edebileceğimiz ancak başka adlar altında faaliyet gösteren yapılanmalar sözkonusu. Bunlar arasında elbette başında makbul insanların bulunduğu istisnalarda mevcut. Ama halkın insanımızın manevi duygularını sömürmeye hazır olanlarda çok. İşte böyle bir tehlikenin önüne geçmek için "Laiklik" ilkesi mevcut. Diyanet İşleri Başkanlığı halkı inanç ile ilgili konularda bilgilendirmek ve doyurmak için var. Peki neden insanlar bu tip yapılara katılıyorlar? Bunun çok çeşitli sosyo-kültürel ve sosyo-psikolojik nedenleri var elbet...... Eğitim Düzeyimiz,toplum bilincimiz ve kültürel yozlaşma en önde gelen nedenler.....ve dahası...
  12. Ormanlarımızı ve sahip olduğumuz her türlü yeşil alanı,tabii güzellikleri korumak ve kollamak hepimizin öncelikli görevi. Çevreye bilerek veya dikkatsizlik sonucu zarar vermek hem günah hemde yasa dışı. Ülkemizde yaşayan herkesin çevre bilincine sahip olmasını diliyorum...
  13. Türkiye'de ve Dünya'nın herhangibir yerinde yaşayan tüm Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarının 30 Ağustos Zafer Bayramını kutluyorum. Her Milli bayramda olduğu gibi bayrağım penceremde asılı Milli Birlik ve beraberliğimiz için iyi temennilerde bulunup dua ediyorum.....
  14. Hımm ben daha çok gencim benim aklım ermez,ileti sayım yetmez, bu konu beni aşar... korkarım ben.....-)
  15. Gökyüzünde Yanlız Gezen Yıldızlar....
  16. Çin'in yaptığı nükleer denemelerin onlarca olumsuz neticesinden sadece birine örnek teşkil etse gerek bu olay...
  17. Bi dakka yaa kim kimi analiz ediyor belli değil... karışmamak lazım şahit yazarlar???!?!-))
  18. Anakonda

    HAŞEMALI DEHŞETİ

    Yukarıda anlatılan ve bir gazetecinin başından geçtiği ifade edilen olayın bir benzeri benim başımada geldi. Ancak olayı ve içeriğini anlatmayacağım. Demek istediğim bu tip olaylar yaşanabiliyor. Önemli olan sağduyulu olmak problemleri aklı selim ile halletmek halledemez isek yasal yollara başvurmak. Bu hoktada her Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı'nın kendi yasal haklarını iyi bilmesi gerektiğini ve gerekirse süreci yılmadan sonuna kadar götürmesi gerektiğini düşünüyorum.. Orman kanunlarına,hukuksuzluğa,saldırganlığa ve yasa dışılığa prim vermemek ve meydanı kendisini herkesin ve herşeyin(hukukunda) üstünde görenlere bırakmamak gerektiğini düşünüyorum. Bu da daha çok okumak bireysel ve toplumsal bilinçlenme ile olabilir....
  19. Gerçekten güzel bir tema. Ancak Televizyon seğretmekte bazen son derece eğlenceli olabilir. Önemli olan ne yaptığınız değil nasıl yaptığınızdır bence. Aileniz ile aynı odada hep birlikte güzel bir programı konuşa tartışa yani paylaşarak seğretmekte insana zevk verebilir. Herşey paylaştıkça güzel. Ne derler mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır,dertler paylaşıldıkça azalır. Herkesin eğlence anlayışı farklıdır. Gelişmiş ülkelerde ve bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin metropol diye ifade edilen büyük şehirlerinde insanlar gittikçe bireyselleşmekte ve bireysel zaman geçirme yöntemlerine daha fazla önem vermekte maalesef. Bunda maddiyatçı olma ve maneviyattan uzaklaşmanın etkiside büyük. İşte bu noktada insanlar daha çok maalesef maddi şeylerle mutlu olmayı veya bireysel önceliklerinden yola çıkarak bireysel vakit geçirme yöntemlerini tercih ediyorlar. Ailece TV seğretme yerine herkes ayrı odalarda istediği programı seğrediyor. (Bunda bireyselliğimizin ve bencilliğimizin yanı sıra programların içerik ve nitelikleride belirleyici) PC ler ,şayet arkadaşlarımızı davet edip hep birlikte oyun oynamıyorsak veya yüklediğimiz MP3 leri açıp arkadaş topluluğu ile birlikte evimizde eğlenmiyorsak, çoğunluklar bireysel kullanılan araçlar. Gerek TV Gerekse PC nin fazlası zarar hatta hastalık... Kitap okumaya gelince. O da bireysel bir vakit geçirme yöntemi. Zaten başka türlüde olamaz. Eğer yanlız isek güzel ve faydalı bir seçenek. Ama ben plajlarda güneşin altında gösteriş olsun diye kitap okuyanlara ya da yanında birileri var iken onlara aldırış etmeden kitap okuyanlara da hayret ediyorum.. Plajda isen yüzmek,güneşlenmek ve sevdiklerinle birlikte vakit geçirmek için oradasındır. Nereye gittiğimizden çok kiminle gittiğimiz daha önemli bence. Ya da herhangibir mekanı güzelleştiren şeyin orayı dolduran insanlar olduğunu(tam terside olabilir) unutmamak lazım... Burada bence mesele Televizyondan çok yaşam şekilleri. Ama TV çıkış noktalı yukarıdaki eleştirel yazıyı bende beğendim elbet...
  20. Anakonda

    HAŞEMALI DEHŞETİ

    Açıkçası her gün en az iki gazete okuyan(farklı görüşlerde) gerek televizyon,gerekse internetten gündemi takip eden birisi olarak ülkemiz medyasının genel anlamda çok da güvenilir olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle medya vasıtasıyla edindiğim her bilginin yanına zihnimde bir "?" ekleme ihtiyacı duyuyorum. Ya da aynı konuyu farklı görüşü temsil eden medya kanallarından da izliyorum. Sonuçta dünya nın hiçbir yerinde medya kuruluşlarının %100 objektif olduklarını ya da bağımsız olduklarını iddia edemeyiz. Ancak ülkemizdeki medyanın içinde bulunduğu durum çok daha vahim. Değerleri olmayan,materyalist ve seviyesizler. En önemliside Türk halkını küçük gören,küçülten ve adeta aşağılayan yayınlar yapıyorlar. Yukarıdaki habere gelince, düzmecede olabilir, gerçektende olmuş olabilir. Her ikiside ihtimal dahilinde. Dünya görüşü ne olursa olsun insanların birbirine saygısı kalmayınca ve insanlar gayrı medeni oldukça bu tür hadiseler yaşanacak maalesef. Adalet ve Hukuk sistemi diyorum sadece...Ama kime diyorum...??!!
  21. Türk insanı kendisi için biçilen sözkonusu toplumsal ****** kompleksinden neden sıyrılamaz? Yabancıların hakkımızda ne düşündüğünü niçin bu şekilde gereğinden fazla önem veririz? Neden Türkiye'ye gelen turistlere hep "Ülkemizi nasıl buldunuz" sorusu sorulur?
  22. Rehabilitasyon merkezleri ve iş edindirme çabalarının yanı sıra buna paralel olarak sözkonusu çocukların bu yaşam biçimine itilmelerinin ya da bu yaşamı seçmelerinin nedenlerinin tesbit edilip ortadan kaldırılması da gerekli.. Her zaman şu kanıyı taşırım bence herkes anne veya baba olamaz ve olmamalı. Hatta evlilik bile bazı insanların doğasına aykırı... Ama toplumsal(sosyal) dayatmalar nefes aldırmıyor maalesef... Sonuç ise aile içi şiddet,sokağa itilmiş ve/veya sevgisiz büyüyen çocuklar... Birbirini gırtlaklayan yetişkinler.... Boşanma oranlarındaki artış çok açık... Tabi toplumsal ve kültürel yozlaşma ile ekonomik nedenlerde çok belirleyici...
  23. Benim en tahammül edemediğim şeylerden bazıları; Sokakta yürürken Annelerin ya da babaların kendi çocuklarını etrafa aldırış etmeden pata küte dövmeleri.. Yüksek sesle cep telefonlarıyla konuşanlar... **** oldukları aşikar olup çenesi bir türlü durmak bilmeyenler.. Entellektüel gözükmek uğruna komik şekillere bürünenler... Hayvanlara ve çevreye karşı merhametsiz davrananlar,zarar verenler.. Kapalı bir mekanda(lokanta,büro,okul,lokal...vs) gereğinden fazla sesli konuşanlar.. Basit ve görgüsüz insanlar....
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.