Anakonda

ben anlamadım şimdi bu bir çeşit münakaşa mı yoksa cilveleşmemi-)) Adam yakışıklı - kız güzel ... e hadi hayırlısı!-))(benim yazımı kaile almazsınız he böyle sokar anakonda işte) tıss...

kralx iyiki varsın bende bir ben uzun cümleler kurarak birşeyler anlatmaya çalışıyorum diye bir uzaylı hissettim kendimi...-) "Bırakıp gitmek var ama ah bu şarkıların gözü kör olsun" demişti bir müstesna şarkımız.... Ayrılığın bize attığı çentik yanımıza kar kalır tabi... İnadına kullanmayacağım bu yuvarlakları duygumu ifade etmek için!!-)

"Yapılmaya çalışılacak hayalci işler" ile neyi kast ettiğini bilmiyorum. Eğer üzerinde durduğumuz ABD ve Israil (ki bunların kapitalinin hepsi veya çoğu yahudilere ait) firmalarını ve ürünlerini boykot etmeyi kast ederek bunu yazdıysan bu çok yanlış. Bireysel olarak herkes üzerine düşeni yapmalı aynı zamanda toplumsal olarak,millet olarak ve hatta savaşa ve sivillere yönelik şiddete karşı olarak herkes. Baştan bir teslim olma ya da kabul ediş. Nasıl olsa bir işe yaramaz mantalitesi ulus olarak bizim kültürümüze uymaz diye düşünüyorum. Şayet öyle olsaydık ülkemiz topraklarını işgal etmeye gelen çok sayıda güçlü-işgalci devletin donanmalarını Çanakkaleye gömemezdik. Daha açıklayıcı ve gerçekten ne demek istediğini yansıtan mesajlar yazarak ne bildiğini ortaya koyarsan daha iyi ve paylaşımcı olur...

Mesele hem kendine hemde sevgiline güvenme meselesi. Bunun yoluda onu iyi tanımaktan geçer... Yani kendini ve onu... Burada yakılan yeşil ışıkla ne kast ediliyor oda önemli. Yani ilgilenmek? Ne manada? Bence burada senin olayı nasıl algıladığın ve yorumladığında önemli.. Kıskandırmak? Bence onun vicdanını rahatlatmış olursun.. Sonrakilere kapı açmış olursun... Belli bir ölçüye kadar tolere edebilirsin... Emin oluncaya kadar... Bu noktadan sonra,ki sen daha önce beden dilinle onu uyarmışsındır, tepkin ölçülü ve tavizsiz olmalı... Aldatmayı zevkli kılan şey aldatılanın varlığı değil mi zaten.... Yol verirsin gider....

Benim kast ettiğim "Aşk" günümüzde herkesin ağzına sakız olan ve adeta bir meta gibi tüketilen aşk değil elbet. Günümüzde maddi kaygılarla yaşanan birliktelikler. Reklam amacıyla yaşanan birliktelikler de aşk olarak niteleniyor maalesef. Büyük bir kesim aşk ile seks i karıştırıyor tabiki.. Hatta ileri gidip aşk' a ömür biçenler bile var. Bunlar genelde ya gerçekten aşık olmamışlar ya da aşık olup değerini bilememişler oluyor... Aşk anlık birşey değil... Fedakarlık ve özveri takip ediyor aşkı... Sevgi ve Saygı çok önemli.... Kıymet bilme.... Anlayış... bunlar aşk'ın besinleri... Dikkat ettiniz mi hiçbiri maddi şeyler değil. .. Bunları verebilmek için ilk önce bunları almış olmak ve bunlara sahip olmak gerekir. İnsan sahip olmadığını sunamaz.... Nefret mi dedin gloria? Aşk ile nefretin hep sırt sırta olduğu söylenir. Nefrette en az aşk kadar güçlü bir duygudur... Ama yazdığın gibi çoğunlukla "kızgın sirke küpüne zarar verir"... Genelde En çok nefret edenler en çok sevebilenlerdir... Çünkü her ikiside tutku işidir ve ancak tutkulu insan bu ikisini güçlü bir biçimde yaşar.... Seninde yazdığın gibi sevmek ve saymak ilk önce insanın kendisinden başlar... Kendini sevmeyen başkasınıda (hatta diğer canlıları ve çevresini) kolay kolay sevemez. Kendine saygısı olmayandan başkalarına ve çevresine saygılı olması beklenemez.... Ama yinede bu durum bu insanlarında aşık olmalarına (ya da aşık olduklarını iddia etmelerine) engel değildir....

Diyarbakır belediye başkanı hala görevde miydi? Ya Roj TV hala Danimarkadan yayın yapıyor mu? Uydu sistemi olan bilir kanal sayılarını arttırdılar maalesef! Şehitlerle birlikte her gün ölmek ve yukarıda saydıklarıma sabretmek!! Nereye kadar!!!!

Ben şahsen sadece Araplara karşı değil hiçbir ırk ya da millete karşı önyargı ile yaklaşılmaması gerektiğini düşünüyorum. Gerçi Türkiyeye ve Türklere karşı önyargılı milletler ve toplumlar var malesef ancak bu bizimde öyle yapmamız gerektiği anlamına gelmez. Yapılması gereken herkesin kendi tarihini ve dünya tarihini çok iyi bilmesi ve ona göre stratejiler geliştirmesidir. Hiçbir ülkede ve genellikle Tarih bilgisi içerikli kaynaklar %100 objektif değildir. Bu durumda bize düşen ya en doğru olduğunu düşündüğümüz kaynaklara ulaşmaya çalışmak ya da farklı görüşler içeren kaynakların her birine göz gezdirip kendi sentezimizi oluşturmak.. Ama Tarih bilgisi çok önemli bunu kimse unutmasın... Türkiye Araplarla müttefik olursa ortaçağa gömülür yok AB ye girerse çağdaş olur ya da ABD ve Israille müttefik olursa gelişir gibi sığ yaklaşımlar hiçbirimize fayda getirmez. Ne yaparsak biz kendimiz için yaparız. Biz çalışmadıkça kimse bizim için kılını kıpırdatmaz!!

Kaynağı ve nedeni ne olursa olsun ister yurt içinden desteklensin isterse yurt dışı destekli olsun "Terör" tehdidine karşı Türk halkı olarak toplumsal bir bilinç geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Teröristler,fitneciler,halkın arasına nifak tohumu serpmek isteyenler,bunların yurt içindeki ve yurt dışındaki destekçileri ve sempatizanları en sert şekilde cezalandırılmalıdır. Son zamanlarda artan Terör olayları karşısında gerek Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti gerekse diğer muhalif siyasi partiler birlik ve beraberlik içinde gerekeni yapmak konusunda yavaş ve basiretsiz kalmışlardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti halkının can güvenliğini ve ülke çıkarlarını korumak için ABD'den İCAZET Mİ beklemektedir? Teröre karşı gerek içerde gerekse dışarda ve uluslararası düzeyde gereken yapılmalıdır. Israil kaçırılan iki askeri için dünyayı ayağa kaldırırken bunca Türk evladı hainlerce şehid edilmiş ama ne yazık ki ACZ içinde kalınmıştır. Şayet kendi halkının güvenliğini (Terör,diğer asayiş olayları) sağlamayı bile beceremiyorsa bu hükümet pılını pırtını toplasın ve o koltukları hiç işgal etmesin!! Avrupa Birliği Sevdasına gerek bölücülere verilen tavizler gerekse Yavru Vatan Kıbrıs konusundaki tavizler karşılığında tutulmayan sözler ve kuru nasihatler ile uyutulmak bu ülkenin bir vatandaşı olarak benim kabul edebileceğim bir durum değil. Kısaca hiç memnun değilim....

Fişini çekersin. Bir daha hiçbir renk ışık yakamaz.... Enerjisi olmadan ışık yakması olası değil zaten...-)

Evet gloria Levent Kırca'nın o skecini bende hatırladım. Ama anlayana tabiki.. Senin yazını okudum ve işte yazdıklarımı doğru algılayan biri dedim kendi kendime. İnsanlar bir an için durup düşünmeli. Aşık olduklarında neler hissediyorlar gerçekten. İyi bir insansam ben bu duyguyu başkalarının yaşamasınıda isterim . Aşık insanın düşünce ve duygu yapısındaki ve de en çok davranışlarındaki olumlu değişimi hepimiz biliriz elbet.. Aşık insan adeta ışık saçar etrafına,dahil olduğu ortamları aydınlatır. Mutluluğuna ortak edecek birilerini arar etrafında. Daha bir yardımseverdir. Karamsar hiç değildir. Kendi ruh halinin aynısını etrafındakilerde de görmek ister. Kendi yaşam kalitesini,aşık olduğu kişinin yaşam kalitesini ve etrafındaki herkesin yaşam kalitesini yükseltir. Normalde kızdığı ve parladığıdurumlar ile karşılaştığında artık gülüp geçer. Daha güçlüdür artık ve hatta yenilmezdir... Bunun nesi kötü? Eminim bugünlerde yaşanan savaşların baş aktörlerinin hayatında yeterince aşk yoktur. Aşk kadar güçlü duygularda var elbet Nefret,İntikam,Hırs.... Bu neden Aşk olmasın?

Ben yukarıda verdiğim link'i sahip olduğum mail adreslerinin adress defterlerinde bulunan tüm tanıdıklarıma forward ettim... Sanırım konu başlığı yeterince ilgi çekici olmadı...Neyse... Ben zaten çoktandır bazı markaları almıyorum...(son 3 senedir)... Commandante gerçekten etkileyici bir site bu... Elimden geldiğince gödericem herkese elbet... Yanlız bir olumsuz yönü var o da YILAN benzetmesi---)) Üzerime alındım... Ben yılanları severim ve emin ol pek çok insandan daha zararsız ve daha yararlılar... Evet Türk halkı olarak azdan çoğa doğru yavaş yavaş,yerinde ve etkili bir biçimde sesimizi yükseltmemiz gerekiyor. Eminim bizimle aynı duygu ve düşünceleri paylaşan çok fazla insan var.. Ama sadece benim almamam ne işe yarayacak... şeklinde düşünüp kendi reaksiyonlarını azımsama hatasına düşebiliyorlar... İnancı,ideolojisi,yaşam şekli,ırkı,milliyeti,cinsiyeti,halet i ruhiyesi ne olursa olsun hepimiz insanız ve bu noktada birleşmeliyiz....

Nicomedias bu yaşar kurt kim araştırıcam onu ben??-))

Taurus aslında ben o maddeyi eşcinselliği tartışmaya açmak için yazmadım. Konuya aşk açısından yaklaşmak istedim. Benim burada amacım eşcinselliği desteklemek ya da karşı olmak değil. Bir diğer hemcinsine aşık olduğunu söyleyen ve aşık olan herhangibir bireyin gösterdiği tüm belirtileri gösteren insanlar tanıdım ben. Olayı etik olarak değerlendirmek niyetinde değilim ama bence onlar arasında da cinselliğin ötesinde aşk var. Buna yasak koymak kimsenin hakkı değil diye düşünüyorum. Aşk herkes içindir... Sevmeye biliriz,onaylamayabiliriz ama bu ne eşcinsellerin ne de onların aşklarının var olduğu gerçeğini değiştirmiyor.....

Amerika Birleşik Devletlerinde başta Bush muhalifleri olmak üzere Amerikan halkının bir kısmı Amerikanın İsrail ile olan ilişkilerini,Yahudi lobisinin Amerikadaki etkinliğini ve hatta 11 Eylül olaylarını ciddi anlamda sorgulamaya başladılar. Pek çoğu Amerika Birleşik Devletlerinin Israili bu derece desteklemesine karşı. Hatta Irak işgalinin nedeni olarak Israili görenler var. Son zamanlarda uluslararsı forumlarda bunu gözlemlemekteyim. Israil ve Amerikanın barışcı olmayan tutumlarına karşı özellikle yahudi kapitalinin markalarını boykot etmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Umarım kurallara aykırı değildir ama bu linkte sözkonusu markaları bulabilirsiniz.... -http://www.inminds.co.uk/boycott-brands.html-

Evet oldukça yaratıcı bir cevap olmuş bu... -) Ancak daha kapsamlı cevapları bekliyorum...Aynı fikirde olanları ve hatta en çokta karşı olanları...

Aşk kimsenin tekelinde değildir. Güzel bir duygudur Aşk ve tüm insanlar içindir. Aşk ın türleri vardır elbet. Bir insan diğer bir insana aşık olabileceği gibi bir çiçeğe bir hayvana,güzel bir manzaraya,bir sese,bir ışığa bazen bir kokuya bazende sadece aşk ın kendisine aşık olabilir. Birde ilahi aşk vardır tabiki.. Herkes aşık olmak ister ve aşk'ı doyasıya yaşamak. Aşık olunca aşkını korumak adına herşeyi ve herkesi karşısına alır insan. Adeta meydan okur. Çünkü aşkını yaşamak ister,buna hakkı vardır ve bunu sonuna kadar savunur. Hepimiz böyle hisseder ve böyle davranırız ama iş başkalarına gelince durum değişir.. 1- Belirli bir yaşı geçmiş insanlar aşık olamaz bize göre. Hatta bununla ilgili bir söz vardır. "40'ından sonra azanı teneşir paklar" diye! Oysa kimin hakkı vardır buna müdahil olmaya? 2- Babamız veya Annemizden biri vefaat etmişse veya Anne-Babamız ayrılmışsa Anne beya Babamızın aşık olmaya hakkı yoktur. Buna ilk önce biz sonra çevredekiler karşı çıkar. Malum Sosyal yapının dayattığı değerler. "iki çocuğun var.." ile başlayan ayıplar cümleler.. Nasıl bir haksızlıktır bu? 3- Sonra eşcinsellerin durumu. Bize göre bir erkek bir erkeğe ya da bir kadın bir kadına aşık olamaz! Onların ki sadece cinselliktir ve ********* birşey olarak engellenmeli ve ayıplanmalıdır. Onların arasında duygusal bir bağ oluşamaz. Sonra toplumsal değerler vardır. Onlar dinden aforoz edilmelidir. Üremeyi tehdit eden aykırılardır... Ya bu nasıl bir haddini bilmezliktir.. O insanları yargılamaya hangi insanın hakkı vardır...? 4- Peki ya çocuklar aşık olamazlar mı? "Onlar daha çocuk." diyerek geçiştirilen ama asla hiç unutulmayan ilk aşklar asıl o zaman başlamaz mı? 5-Ya farklı sosyo-ekonomik çevreden gelenler arasındaki aşk? Gerçekten mümkün değil midir? Zenginler hep kötü mü olmak zorundadır? Görüşlerinizi bekliyorum.......................

Biz Türkler senelerdir hep diğer hiçbir ülke tarafından sevilmediğimiz ve dışlandığımız gibi bir kanaatle yüklendiğimiz için toplumsal bir aşağılık kompleksine sahip olmaya doğru itilmişiz. İşte bu nedenle biz Türkler övgü duymaya ve gururumuzun okşanmasına(özellikle yabancılar tarafından ve bu kompleksinde etkisiyle) bayılırız. Kurtlar vadisiyle yapılmak istenen O. Ters psikoloji uygulanmış. Ben pek seğretmedim seğretmeyide düşünmüyorum. Mafyayı öven şiddet yüklü yapımlar bana göre değil...

Ahh Bu bilgi eksikliği yok mu? Hepimizde var maalesef. Hiçbirimiz alim değiliz. Öncelikle şunu belirtmem gerekir ki Türkiye tabiki bir İslam ülkesidir.Çünkü nüfusunun büyük bir çoğunluğunu İslam dinini benimsemiş insanlar oluşturur. Ama Yönetim biçimi olarak Laik ve Demokratik bir yönetim biçimini benimsemiştir. Laklik yönetimsel bir kavramdır. Nasıl birey laik olamaz ise devlet te müslüman olamaz. Müslümanlıkta bireysel bir kavramdır. Laiklik halkın müslüman olmasına ve dini vecibelerini yerine getirmesine engel değildir ve engel oluşturamaz. Aksine tüm inanç ve ibadetlere aynı mesafede durur ve güvence altına alır. İddia edildiği gibi diğer bazı İslam ülkelerince Türkler sırf laiklik ilkesi nedeniyle müslüman olarak görülmüyorsa bu onların bilgi eksikliği ve cahilliğinin sonucudur. Ayrıca konuya halk düzeyinde bakıldığında ben Türkiye ve Türk insanına karşı o kadar büyük bir olumsuz düşüncenin hakim olduğunu düşünmüyorum. Kaldı ki öyle olsa bile bu ne kadar önemsenmeli ki tarafımızdan? Artık bu tip toplumsal komplekslerden sıyrılıp daha çok çalışmalı olur olmaz şeyleri kaile almamalıyız.

Arap Birliği Üyesi ülkelerin dış işleri bakanları Mısır'da son olayları değerlendirmek üzere olağanüstü toplandı. Sonuç Nedir peki. Herhangibir somut tepki veya adım? Ya en ufak bir birlik beraberlik mesajı? Hiçç... Hatta Suudi Arabistan,Mısır ve Ürdünden Hizbullah örgütüne suçlama ve eleştiri geldi... Ne bu şimdi nasıl bir BİRLİK!?!?!? tir bu? Ya Islam Konferansı Örgütü? BM ve AB ne yapsın?!?!? Amerika Birleşik Devletleri ve İsraile karşı???

Bence bizi birbirimizden farklı kılan şeyleri zenginlik kabul etmek ile birlikte bizi ortak kılan ve birleştiren unsurları ön plana çıkarırsak, birlik ve beraberliğimizi korursak her türlü tehdidin üstesinden gelebiliriz. Herkes aynı düşünmek zorunda değil elbet, farklı düşüncelere saygı duymak ve tahammül etmek gerekir. Tabi o düşünce saygı duyulacak bir düşünce ise ve saygı duyulacak bir şekilde dile getirilmişse. İnsanları dindar,dindar değil, müslüman müslüman değil veya Atatürkçü veya Atatürkçü değil şeklinde sınıflandırmamalıyız. Ne din ne de Atatürk ya da bizi biz yapan diğer ortak değerlerimiz kimsenin tekelinde değil. Dünya üzerinde milyarlarca insan var milyarlarca duygu,düşünce ve bakış açısı var. Birey bunların hiçbirini seçmeyebilir sevmeyebilir ama saygısızlık edemez..

Şehit olanlara Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Bölücü terör malesef tepeden inme AB kanunlarının yarattığı hukuk ve adalet zaafiyetinide arkasına alarak askerlerimize yönelik hain eylemlerini arttırıyor. Bir yandanda diğer yasadışı yapılanmalar vasıtasıyla büyük şehirlerde ve diğer şehirlerimizde asayişi tehdit ederek halkın mal ve can güvenliğini hedef alıyor. Siz daha sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel açıdan belirli bir düzeye gelmeden AB nin bilinçli dayatmalarına boyun eyip bizim jeo politik konumumuza,kendi iç ve dış dengelerimize,kültürünüze ve eğitim durumunuza hiçte uygun olmayan kanunları getirirseniz ülkede ne asayiş ne güven ne de huzur kalır. Cumburbaşkanından en alt düzey bürokratına kadar yönetimdeki herkes ülke içi huzur ve güvenliği temin etmek için gerekeni yapmak zorundadır. Güvenlik ve Adalet en temel insani ihtiyaçtır. Halk olarak bize düşen sabırlı olmak,uyanık olmak,yönetenleri etkilemek ve uyarmak ve en önemlisi birlik ve beraberliğimizi korumaktır.

Evet Insomnia sana katılıyorum...

Her gün haberlerde daha önce herhangibir "AF" nedeniyle serbest bırakılan ve tekrar suç işleyen insan müsfettelerini gördükçe ben birilerinin yedi nesline bela okuyorum...

İsrailin sivilleri hedef alan saldırıları insanı dehşete düşüren cinsten ve ne yazık ki bu konuda ne Arap Birliği, ne Islam Konferansı Örgütü'nden Amerika Birleşik Devletleri ve Israile Karşı net,tavizsiz,bütünlük içinde ve güçlü bir tepki yok. AB ve BM ise acz içinde. Sadece Islam Alemi değil tüm insanlık haksız saldırılara,işgallere ve Terörün her türüne karşı net bir tavır takınmalıdır....

Israilinin şiddet politikaları sona ermeli. Amerika Birleşik Devletleri'nin tutumu bölgede barışa değil daha çok kutuplaşmaya hizmet ediyor. Her iki tarafda daha radikal ve kin dolu bir hal alıyor. Buda herhalde birtakım amerikalı silah satıcılarının işine yarıyor...