diloş tarafından postalanan herşey
-
..vahh....vahh..!
Çok ama çok güzel
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
Evet dostlarım,yaşlanıyormuyum nedir? Bir acaip geriye dönme tutkusu,bir garip özlem var bende...Kimi hüzünlü,kimi tatlı bir sürü yaşanmışlık geri tepiyor beynimde.. "Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler Tek bir söz bile söylemeye hakkım yok" diyen ozan ne güzel söylemiş Sanki eskilerde herşey daha bir anlamlıydı..daha coşkuluydu insanlar ve yaşadıklarımız daha sahiciydi.. Şimdi isterim ki...ben gibi hisseden-ki bu dostlarla hicrilerimiz üç aşağı beş yukarı birbirini tutacaktır-şööle bi eski yıllara dönüş yapalım..ne dersiniz? Benim çocukluğumda evimiz sobalıydı..tek bir odada yanardı maalesef..çok soğuk günlerde tuvalate gitmek bir kabustu bu yüzden fakat o meretin yaydığı sıcaklığı hatırlayın lütfen..bir benzerine rastladınız mı?üstünde kestane,altında patates pişirirdik..kardeşimle ikimiz sobanın olduğu odada yatardık..ışıklar söndüğünde sobanın közü tavanda ve duvarda değişik şekiller oluştururdu..anlamlandırmaya çalışırdık..büyülüydü sanki sıcacıktı..ve dokunulmazdı..yanlışlıkla dokunmaya gör izi kalırdı Var mı sizinde anılarınız bu hususta???
-
..vahh....vahh..!
Hımmmm "Çarşambayı sel aldı Bir yar sevdim el aldı.." durumları gördüm sende...bundanmıdır kederin gamın? Bundanmı öyle dışın gülerken için ağlar senin? Mutluluk oyunları oynarsın kendi kendine? Figgaro...Figgaro...Figgaro... En büyük derdin aşk olsun Unutursun... Dilerim bir aşk ki çıkagelsin bir akşam üstü Şu yorgun bedenini dizlerinde uyutsun... he mi?
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
Hoş bulduk Aynı umudu bende taşıyorum Öte yandan imzan kafama takıldı..Şebboy'u iki elinle taşıma hadisesi.. Tek elinle hiç denedin mi? Belki yapabilirsin.. Şaka bi yana..eminim onunda bir felsefesi yada öyküsü vardır...merakımı giderirsen sevinirim ÖNEMLİ NOT;Saygıdeğer hocanız NAZAN hanımefendinin blogundan bi kısım okuma şerefine nail oldum geçenlerde..kendilerinin neden "hocalık"mertebesinde olduğunu böylelikle idrak ettim..tek kelimeyle hayran kaldım!.. haklı birde birincilik kazanmış yürekten tebrik ederim.. kendilerinin engin bilgi ve tecrübelerinden faydalanırken, kalemindeki o leziz tad damağımda kaldı bir çekirge olarak kendilerine duyduğum hayranlığı iletirsin umarım..ne de olsa buralara uğrayacaktır di mi?
-
MUTLULUK
Huzur...şu bildik tekerlememiz..
-
..vahh....vahh..!
Figgaro ...bütün bunlar...BENİM demek Bazen sözler kifayetsiz kalır,bilirsin...
-
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ.....
Her nedense bu topici yeni keşfettim.İşten güçten fırsat buldukça başından sonuna kadar keyifle okuyup,huzurunuza erdim. Şu hoca-çekirge ilişkinize bayıldım Uslubumun sizden farklılık göstermesi umarım sinirinizi bozmamıştır -bu merhaba sizin şu derin ve şiirsel anlatımınızdan çok uzak ya o bakımdan)herneyse...incelemek ve feyz almak babında yeni bir adres bulmuş olmanın hazzıyla müsaadenizi istiyorum... "müsaade sizin efem " diyen sesinizi duyar gibiyim... hoşçakalınız...
-
MUTLULUK
Tabii..bazı şeylere sahip olmadan da tadına varabiliriz..doğa gibi..ama bu herşey için geçerli değil bence..ne dersin?
-
MUTLULUK
Öyle şeyler vardır ki arkadaşım..sahip olmadıkça tadına varamazsın...
-
MUTLULUK
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde, daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım. Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok riske girerdim. Seyahat ederdim daha fazla. Daha çok güneş doğuşu izler, Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim. Görmediğim bir çok yere giderdim. Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben. Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu. Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten. Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın. Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan, Gitmeyen insanlardandım ben. Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım. Eğer yeniden başlayabilseydim, İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer. Ama işte 85'indeyim ve biliyorum... Ölüyorum... Jorge Luis Borges ................................................. Dün akşam şairin dediğini yaptım..Yağmur yağıyordu ve şemsiyemi özellikle almadım. O kadar müthişti ki... anlatamam..mutluydum, gerçekten...uzunca zamandır kendimi o kadar iyi hissetmemiştim...yaşıyordum...hissediyordum...yetmezmiydi? Anı yakalamıştım işte... Sevgili şair,dilerim gittiğin yerde yaşarken yapamadıkların için şans verilmiştir sana
-
MUTLULUK
Ah bi bilsem ne olduğunu yapardım bi iyilik ikimizede... Ben kendimi ikna edebilmiş ya da çıkabilmişmiyim ki soruların içinden...çocukluğumuza geri dönebilmek..işte benim ütopyam!!!özlemini duyduğum sıcaklık...masumiyet...mutluluk duymak herşeyden...baharın gelişinden...yatağımın içinde daldığım tatlı hülyalarımla kendimden geçişim...o coşku...o deli dolu yürek!! İsterdim yapabilmeyi isterdim Figgaro...ama elden birşey gelmiyor... Biz büyüdük ve kirlendi dünya Bir çözüm bulabilirsek birbirimize söyliyelim olur mu? Hoşçakal...
-
..vahh....vahh..!
Bilmem ki.. bu açıklama beni ne derece mutlu etti? Düşünüp kararımı bildiririm Haka dansı ile bir ilişkin olmamasına sevindim...mutluluğununsa marulun bitmesiyle son bulduğuna üzüldüm Ama öyle de olduğunu hissettim.. Bu arada kendine bir serzenişle yazdığın deve fıkrandan hareketle...niçin burdasın? Burda olduğuna sevinmekle beraber sebebinin benimkiyle aynı olup olmadığını öğrenmek isterim... Kal sağlıcakla...
-
Yağmurlu bir günde en çok neyi yapmak isterdiniz?
Aşıksam... Yağmurda varsa... Yürümek...yürümek...sonra yüzümü gökyüzüne çevirip damlaların gülümsememe karışmasını hissetmek...hissetmek isterdim...
-
MUTLULUK
Ya dışındasındır çemberin Ya da içinde yer alacaksın Kendin içindeyken Kafan dışındaysa Çaresi yok kardeşim Her akşam böyle içip kederlenip Mutsuz olacaksın Meyhane masalarında kahrolacaksın Şiirlerle şarkılarla Kendini avutacaksın Ya dışındasındır çemberin Ya da içinde yer alacaksın MURATHAN MUNGAN Çemberin içindekiler..sizler mutluluğa çok daha yakınsınız..şartlarınız çok daha uygun..çemberin dışındakiler için mutluluk bir başkaldırı...amma kendi içindeyken kafası ve yüreği çember dışında olanlar içinse mutluluk imkansız-sen imkansızsın..sensizlik imkansız.. aşk imkansız..-
-
..vahh....vahh..!
Figgaro Bey... Bakınız bir anda "bey"liğe transfer edildiniz..sebebine gelince...demek tekliliğimden değerliyim öyle mi? Çok teessüf ederim size..şurda benden başka bi insanoğlu daha bulunsa değerim bir anda sıfıra inecek öyleyse …bunu duyduğum iyi oldu… Aborjinlerin bildiğim kadarıyla bi haka dansları vardı? Kastettiğiniz şey bu mu acaba? Ne güzel sizi Afet Hanımın marul yemesi mutlu edebiliyor demek?Bu mutluluk haliniz ne kadar sürüyor? Tutku mu? Hani Eti’nin bi bisküvisi var ya Eti Tutku ben ondan bahsetmiştim Sağlıcakla kalınız Figgaro bey!!!
-
Kırık Bir Aşk Hikayesi
MARTİNAME çok hoştu
-
SENİ BİR ANIT BIRAKTIM KENDİNE!
BİR YILIN SON GÜNLERİ I. bir yıl daha bitiyor İşte bu kadar duru,bu kadar yalın bu kadar el değmemiş sıradan bir gerçeği daha kolları bağlı hayatımızın bir şiire nasıl dahil edilir bir yılın son günleri her sonda her başlangıçta ve her defasında alır gibi bir başkasını karşımıza perdeler çekip,ışıklar söndürüp oturup yatağın içine bir başımıza sorgulamak kendimizi öğrenmek ikizin anadilini,ikinci belleğimizi öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini bu aynaların dehlizlerinde gezinirken görürüz karanlık günlerimizin kenar süslerini biterken bir yılın son günleri biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini gençlik ikindilerini kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri II. bir yıl daha bitiyor düşlerim,tasarılarım,yarım kalmış onca şey her yıl biraz daha kısalıyor öncekinden bana mı öyle geliyor yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman insan yaşlanırken? III. kırdım mı incittim mi birilerini kimleri kazandım,yitirdiklerim kimler? kendimi yineledim mi yazdıklarımda? yeniden düşünmeliyim dostluklarımı,ilişkilerimi dağınık yatağım,mutsuz yatağım çoğalttın mı eksiklerimi gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı yitirdim mi yoksa masumiyetimi? borçlarımı ödedim mi? doğru seçtim mi soruların fiillerini? tırnaklarım kesilmiş,dişlerim fırçalanmış,saçlarım taranmış, giysilerim ütülü,odam düzenli mi? ödünç aldığım kitapları geri verdim mi? geri verdim mi aldıklarımı? aşkları,dostlukları,sevgileri,güvenleri,bağları kitaplara,sayfalara,satırlara borcumu ödedim mi? yokladım mı duygularımı hala sevebiliyor muyum insanları? ovmalı gümüşlerimi,bakırlarımı,cila geçmeli ahşaplarıma ovmalı umutları saklı tutumalı gelecek inancını,yarınları,eksik etmemeli ağzımızdan hançer kıvamındaki karamizah tadını şimdi oturup uzun bir hasretlik mektubu yazmalıyım Yavuz'a sonra köşe başından bir demet çiçek alıp öyle başlamalıyım akşama yeni bir yıla ama nedense her şeyin tadı dağılıyor ağzımda bir sap çiçek mi taşısam yoksa ağzımın kıyısında aydınlık rengi vursun diye gözlerimdeki buluta... MURATHAN MUNGAN
-
SENİ BİR ANIT BIRAKTIM KENDİNE!
BİLARDO TOPLARI Ayrıldığımız gündü. Mutfaktaydık, buzdolabının yanında, kapısı açıktı, herşey bambaşka görünüyordu yüzüne vuran o soğuk ışıkta "Biliyor musun " dedin. "Sen neye benziyorsun biliyor musun?" Epeydir aradığın bir şeyi bulmuş olmanın hem sevinç, hem keder veren gizli bir an için bulandırmıştı yüzündeki tedirginliği, kırgınlığı. Sis ışığa çıkmıştı. Sonra yavaşça çevirip başını yüzüme baktın kuyuya düşmeye benzeyen derin bir korkuyla. "Neye?" dedim,yan yanayken yaşadığımız ayrılığın adını sorar gibi,"Neye?" "Bilardo toplarına." "Neden?" dedim. "Yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da ondan..." Bir uçurum gibi derinleşen sessizlik o an başlamıştı bile bizi birbirimizden uzaklaştırmaya. Beni terk etmeden önce yaptığın son konuşma oldu bu. Sonra iki arkadaşım geldi,birinin omzunda ağladım,hangisiydi şimdi hatırlamıyorum. Sonra birlikte başka bir kente gittik,anlarsın ayrılığın ilk günlerinde o eve katlanamazdım, sonra ben başka aşklara, sonra başka evlerin duvarlarına başka takvimler astım Şimdi ne zaman birinden ayrılsam ıstakaların sesi patlıyor kulaklarımda ardından bilardo topları dağılıyor dört bir yana Seni hatırlıyorum o soğuk ışıkta bir daha bir daha... bir daha... MURATHAN MUNGAN
-
SENİ BİR ANIT BIRAKTIM KENDİNE!
AYAKÜSTÜ YAŞANMIŞ AŞK HİKAYELERİ 1. bildiğim kendimi bildim bileli aşık olduğum, bildiğim ancak aşıkken var olduğum... işte bu yüzden, benim için aşık olmak; çoktandır hasretine katlandığım yokluğum. 'eğer aşktan söz edildiğini duymamış olsalar hiçbir zaman sevemeyecek olan insanlar vardır, ' demiş La Rochefoucauld benimse hep böylelerini severek başladı vurgunum... 2. her durakta ölümsüz bir aşk edineceğim bir bakıştan, bir duruştan, çağrışımın sonsuz hızından unutulmaz bir sevgili daha bırakacağım ardımda. belki de yaşanabilecek en güzel serüveni terk edeceğim daha otobüsün ilk basamağında. kim bilebilir ki? sonrayı, sonrasını kim bilebilir? gizli gizli veda edeceğim ona; görmeyecek ve bu duyguyla burkulmuş yüreğim otobüs camına bağrında bir ok ile bir aşk levhası çizecek, ah min-el! bu da ötekiler gibi, kendisini ölesiye sevdiğimi bilmeden yaşayıp gidecek.. 3. şimdi hemen kalksam buradan hemen çıksam uzun sokaklardan birine kiminle karşılaşabilirim kime vurulurum ölesiye, eve dönmeden geceme kuzguni bir cehennem gibi eklenen bir ölümcül sevda hangi köşe başında keser yolumu bir tenhaya ulak olan o suret avı bırakır mı yakamı haracı ödenmeden bırakır mı yakamı bir suretten, bir şiirden, bir hüzünden ak kağıda düşürülmüş imzasını görmeden bırakmazlar yakamı, bilirim, ben ölmeden 4. hangi aşk mümkündür aşığı öldürmeden her aşk, her şiir ardından uzun uzun bakılan adı bilinmedik sevgilerden, küskün omuzlu terk edilmişliklerden, perspektifinde hep bir sokak taşıyan o sessiz o faili meçhul cinayetlerden resim altı sözcüklerden aşk mümkün olsa idi ah, aşığı öldürmeden bırakır mı yakamı kağıdın ölüm beyazı sureti elle bilenmiş sözcükler, yüreğime sokulan serüvenin hançer tadı nabzımın atışına ayak uyduran vezninde gece adımları şiirlerimin bırakır mı yakamı yaşadıklarımı dökmeden imgelerin giysilerine hayatın maskelenmiş gerçekliğine upuzun bir mesafeyle yeniden sokulmak için yeniden ve yeniden. MURATHAN MUNGAN
-
Duygularınızı Sizlerde Konuşturun?
BURCU...senin gibisini görmedim inan..kalbini böyle cengaverce açan,belki o sevgiden beslenerek her gün yeniden doğan ve asla yılmayan bir kocaman yüreksin sen!Umarım çok yormuyordur seni bu ağır duygular...sevgiler
-
Özledim...
FROZEN... Can evimden vurdun beni Farkedersen bunu söylerken gülümsüyorum..çelişkili gelebilir ama inan ki değil!Murathan Mungan çok özeldir benim için..özelliği sanki beni anlatmasındandır her mısrasında.Onu ilk okuduğumda "bu nasıl olabilir? bir erkek bir kadın ruhunu bu kadar yakından nasıl tanıyabilir? düşünceleriyle şoka girmiştim.Sonradan anladım nasıl bu kadar "aynı"olabildiğimizi...ona olan hayranlığımda hiçbir eksilme yaşanmadı..olamazda zaten..tek bir şiirini başından sonuna kadar okumak yeterlidir bu düşünceye ulaşmak için.O yaşayan bir efsanedir bana göre...bu duygularımı paylaşma fırsatı doğurduğun için ayrıca teşekkürler FROZEN:clover:
-
neden evlenilcek kadınla eğlenilcek kadın farklıdır?
POLİTİKA..verdiğin cevaplar adın gibi çok politik Şaka!Söylediğin şey iadel olan...Oysa ki gerçekte yaşananlar olması gerekenle uyuşmuyor çoğu zaman...ya bizler de hata ya da ideallerimiz de... Sevgili Cesur Civciv tarafından açılan bu başlık temelinde bir başka problemi irdeliyor;Geri kalmışlık!Bahsi geçen erkeğin manavdan meyve seçer gibi giriştiği bu eylem geri kalmış topumlara özgü bir yaklaşım bence...medenileşme sürecinde bir arpa boyu yol alamamış,töre cinayetleri,maganda kurşunlarıyla insanların telef edildiği dört baş kadının aynı çatı altında aynı adama nikahsız ama eş statüsünde kölelik ettiği bir toplumda sizce neyi tartışıyoruz?
-
AŞKTAN SONRA YAŞAM VARDIR ! (MI)
GOETHE "Herşey aşk için" demiş.Bu sözü kendine ilke edinmiş biri için bu başlık ancak şöyle yanıtlanabilir; evet aşktan sonra yaşam vardır mutlaka ama OT gibi bir yaşam! Şaka bir yana Murathan Mungan'dan alıntı yaptığım imzamdaki dizeleri bence durumumu çok net anlatıyor.Hoş bir başlık...sevgiler
-
MUTLULUK
Boşver LEVİ kafana takma...bilmende gerekmiyor zaten...
-
MUTLULUK
SANEMAVİ...Hoş bir öykü...teşekkürler