figgaro tarafından postalanan herşey
-
figgaro...
teşekkür ederim..işte ne anlıyosam onu yazmaya çalışıyorum..filozfluk...filazof mu diye yazılıyor bilmiyorum ama..benim neyime yaa..yok öyle takıntım...hem karın da doyurmuyormuş... ..
-
AŞK herşeyi affedermi?
yoo..buna aşka inanmamak demeyelimde..bazende aşkın kabahatlılığı karşısında affedilme gereksinimi ile karşı karşıya olduğu desek..daha iyi olucak...ve bu durumda da la boheme şu soru ortaya çıkıcak...sen ..yada ben..yada biz..aşkı affedebilirmiyiz..
-
hayatı en iyi ne anlatır?
"olmak-ya-da-olmamak,işte-bütün-mesele-bu"----shakespeare.. --
-
NASIL BİR EVDE VE NEREDE YAŞAMAK İSTERDİNİZ?
ora nasıl bi yerki..önce resmini göster...
-
..vahh....vahh..!
ivedilikle komedyenliği etmişti kendine peşkeş...ne salakça espirilerdir onlar..hani bi ara ağzımdan kaçtı..sustuğun zaman daha mantıklısın diye..eşi anladı da..bizim şebek hala savurur..şu kadar şirket kurdum da..burda böyle yaptımda..ulan senin okuduğun üniversite bile..IQ ' su düşüklerin gittiği yer diğilmiydi..şu binlerce dolar verilip..paralı kıbrıs amerikan üniversitesimidir..ne zıkkımdır..beş kez sofrada söyledi..bilmem ne uluslar arası ilişkiler bitirdim..rastlantısal bi salaklık vuku bulduğundan aynı salatayı söylemiştik restorantta..annesinin oğlu ...nolucak... saçlarını sezarımsı uzatmış..35 dairem var..35 dairem var benim diye şaklabansal bir narası vardı...sordukmu kardeşim..kaç dairen var... hem yanındaki şu güzel hatun..(pek akıllı değil bence, belkide akıllı ) dururmuydu yanında sanırsın.. olmasa annenin sana sağladıkları...yaşamdan yararlanmayı anlarımda..varlığın(zenginliğin) yarattığı yaşamsal salaklığı pek anlamam...ukalada ayrıca..tüm tavuklar benim havasında bir tüy kabartmaca...ulan ben atmacayım...seninle cinsimiz farklı bi kere...nedir korkun..rahatlığımmı...eveeeeettttt....neyse ya..rahatsız bi tiple..eskidende tanıdığım bi restorantta karşılaştık..beraber yemek durumunda kaldık..yanında da eşi falan..sinirlendim..sanki yemek beni yedi..hani en çok kızdığım noktada şey oldu...diğerleri o kadar sorun değildi..masadaki nar ekşisini bitirdi..işte ona dayanamam.. ..görüşürüz sonra..kalın sağlıcakla diyip..pergelleri 2/1 ölçeğinde açıp kaçtım oracıktan..OHHH BEEEE...
-
....::SeRbEsT kÜrSü::....
tir tir ..kalbimizi titretip durma öyle..şaşkın kardeş..bak..alırım ayağımın altına haaa...kızdırma beni..hem sen nerden atlıyon bakiiimmm.. ..ipmi atlıyon..büyüdün sen..büyüdün..bırak ipi...
-
hiç :(
Gözünün içine baka baka kolunu bacagini kesen bir insanin yüzüne sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildigin zamanlar oldu mu hiç? Hayatta inandigin bütün degerlerini altüst eden birisine ask siirleri yazabildin mi? Onu içinde korumanin seni yok etmek oldugu zamanlara feda oldun mu hiç? İçinde aglayan çocuga umut sarkilari söyleyemedigin, özlemini, susuzlugunu, açligini gideremedigin zamanlar oldu mu hiç? Kanayan yarasini gördügün ama merhem olamadigin zamanlar. Gücünün, hani o tanrisal gücünün bir çocugun aglamasini susturamayacak kadar oldugunu gördügün zamanlar oldu mu hiç? Hiiiiiiiç.... Hiiç... hiç... bir hiç...
-
figgaro...
bu rubai-sel 6-lık seninmi sardunyam..sankim bir hiciv var gibi burada...hadi açalım... 6/1...ah şu ekoloji..az kaldı evimin duvarına çarpacak antartik bi buz kütlesi..mevsimler sekizede çıkabilir..yokta olabilir... 6/2...bir biri içre karıştırırsan otuz sekize de çıkar..yüzler içre yüz gibi.. 6/3...yoo..yoo..sen herşeye tamam deyip geçmezsin..aksine sende herşey yeniden başlar.. 6/4...soru sorunsalı..edebi bi mukadderattır..dinsel inanışlara göre sorgucular..öldüğünde de başucundalar dır..kaçış değil naçiz lik..öyleymiş... 6/5...canın yongasıymış mal..ne titrek eller gördüm..çöpünü verirken bir dilenciye.. 6/6...yürekli olanlar için geçerlidir.. ve ne yazıkki.. O, pembelerini sunmuştu Ben'se siyahlarımı İki dudak tek dudak.. Pembe ve siyah... günah herkezin lüxüdür.... ve seni seviyorum..sardunyam..
-
itiraf ediyom.......
bence sen iftira atıyorsun.. ..not:bilirkişi...istikamet:darağacı..
-
itiraf ediyom.......
bi üstümdeki..sezar ın aklını almıştı...
-
..vahh....vahh..!
gadfather...sevdiğim bi şarkıdır...lala la laa...la la la laaaaa..ayyy mırıldanması bile harika..tabi..romans tan sonra.. neyse..mevzuya geçelim... ne demeli şimdi..parıldar karanlıkta gözleri kedi gibi..amanın ışıldayan da dişleri mi..hep merak etmişimdir..yırtıcıların dişleri neden bu kadar beyazdır..tezat hakikat ve ardından akıl bulamacı.. ...KARDEŞLERİİİMM..(nutuksal oldu) .."çıkma yükseğe başın döner..."..hehuuhehuu... ***bir çoban sürüsün ardı gider iken..sevgili köpeğide etrafı kolaçan eder..öğle; çıkınından taze davar peyniri ile biraz zeytin ve de domatesle eder iken karın doyurmacını..köpekçikte kuru ekmekleri çerez gibi yer..ee her zaman et..yoktur cennette bile..çoban sürüsü ardın gider iken ağasını görür yolda..bir iki laklaka sonrası bi iddaya tutuşurlar..idda şudur..çoban derki..ben kavalımla, sürüye tuz yalattıktan sonra ırmak kenarından hepsini geçirecem hem bir tanesi bile su içmeden der..ağa; hadi be çoban tuz yalamış sürüyü nasıl zaptedersin der..eğer geçirirsen suyu içirtmeden bütün sürüyü sana veririm der..ama kaybedersen yanımda ölene kadar beleş çalışırsın.. bütün sürü ırmağa dadanacaktır..hayır der çoban..suya hiçbiri gitmeyecek ben kaval çalarken...iddaya koyulurlar.. ---çoban sürüye tuzu yalatır..ırmağa doğru da götürür..tam ırmak kenarına gelmişken sürü tam suya abanacağında çoban kavalı çalmaya başlar..içlice..sürü birden durur..irkilir..ve hiç biride su içmeden ırmaktan atlar ve karşı tarafa geçer..ama sürüde ki bir koyun hariç..o suyu içer.. ve ağa döner çobana der..iddayı kaybettin..bak bi tanesi suyu içiyor der..tamam da ağam..onun beyni yok der..hadi be der ağa..nasıl beyni yok..koyunun beyni olmazmıymış..yok ağam..yok..ulan kes hadi o koyunu.. der..beyni yoksa yine sürü senin..ve orada koyunu keserler..bakarlarki beyin yok..ağa şaşırır..çoban sürüyü kazanır..(akıl fıs mıntıfıs...) ..bazen sürü içinde sürülerde çıkabilir.. !!! ne dicektim ben yaa..diceklerimide unuttum..neyse bi şiir yazam günü kapatam... geçme namık kemal köprüsünden.. batar ayağına diken.. annen söz söyler iken.. neden kulakların tıkalı.. ürkütme vak vak ları çayırda.. yeşil başlı ardından keker.. daha baban nenni söyler iken.. neden büyüdün be a çucuğum.. deli aklını bakracta saklar.. akıllı delinin bakracında.. halam gelir yoğurt ister.. bakracdan çıkan peynir.... kalın sağlıcakla...
-
En belirgin özelliğin ne?
tövbe..tövbee.. ..kız noldu yinee..kim üzdü seni..acı biber sürerim onların ağızına..
-
AŞK herşeyi affedermi?
bla..bla..blaa.. ..aşk çok mu masum..bazen de ben onu affetmiyorum...güzel vucutlu ayartıcı bi dişi sinsiliğinde gelip..yılan saçlı medusa taşlılığına çevirebiliyor seni..en diri halinde yaşamsallığının....(ama benden daha güçlü kabul ediyorum.. anlamıyor bazen , prototipsel bir çalışma unsurluluğunda.. ceset bedenine batırmaya çalışıyor iğnelerini.. bilmiyorki sinirler çoktan ölmüş..acıtılma kalmış ,yaşamsallıkta bir; anı..)..
-
NASIL BİR EVDE VE NEREDE YAŞAMAK İSTERDİNİZ?
leyla çekil aradan..konut kredisiyle aldım o evi..bak demedi deme..yer seni orda periler..
-
NASIL BİR EVDE VE NEREDE YAŞAMAK İSTERDİNİZ?
bu-ev..iyiymiş-yaa...farketmemiştim..tamda-at-beslenecek-yer..koşu-alanıda-geniş..daha-neler-yapılır-orda..gece-gökyüzü..iyide-kitap-yazılır-orda..ne-sırlarada-gebedir-o-ev..
-
Nietzsche
bu kadarmı yani...nietszche , şu anlattıkların mı..yapma..anlamamışsın sen nietszche yi.. bu gün bile batı ve bizde bi çok felsefeci nietszche' yi kötü eleştirir..ama nietszche yi okumadan da yapamazlar...daha geçenlerde istanbul da uluslararası felsefe sempozyomunda..yakın zaman filozoflarından nedense nietszche yi görüşüyorlardı..neden... nietszche tehlikeli belki nin filozofudur..yaşamsal madalyonun öteki yüzü..bıçağın diğer yüzü gibi.. kabul etmek lazım...la salome den bahsediyorsun anladığım..şu nietsche nin sevdiği kadın..öncesinde la salome sevmişti nietsche yi..sonrasında da..ama sevmek var..bide kendini beğenmişliğin yarattığı sevgiden geçinmek var...ararsan zaten her filozofluluğun altında bi kadın zaten hep var..eeee nolucak şimdi..la salome ,aysel,fatma,nebahat..nietszche yi bi kadınla anlatmak..beynim acıdı yaaa...
-
En belirgin özelliğin ne?
kasmamam..
-
..vahh....vahh..!
AŞMIŞLIĞIN DELİRTİLERİ..ve öteki.. sancısı , bağırsaklarındaki birikmiş gazın etmesi idiydi..tazziki mesane.. heheyt.heyt.. kazansaydı Hitler değilmiydi kahraman.. sonuçlar değilmiydi..yanlışla doğruları belirleyen.. zeminindeki kaypaklığı değilmiydi en gönlü derinliğinde insanlığın.. kim gidene kadar ki ; kafa giotine..korumuştu saffını.. onlardır işte ..onlardır..yüce gönüllüler. en mükemmel olanın en aldatıcı olmuşluğu değilmiydi.. o kutsal ayartıcı..dokunulası dişi.. neydi içre sızılayan.. neydi geçtikçe üstünden sızını alıp götüren.. sevmişliği mi gülün dikeni..yoksa katlanmışlığı mı dikenin güle.. ne..ne dedin..!! sıradanlığı aşkın, en tutkuncanası bile.. ve kurulmalı bu mezar üstüne.. aşklarüstülüğün o görkemli katedrali.. dolup taşmalımıdır..akmalımıdır..boy..boy.. susmalı mı yoksa..Sofokles mi okumalı.. yazıklar olsun Oidipus.. iftira mı atmalı Hera ya.... Zeus a yeni bir (güzel oğlan) mı sunmak..neydi acıtan beyni..ne..? sormuşlar Heraklitos a..insanın kaderi nedir..? demişki..:karakteridir..dir..midir..dili geçmiş memişler midir.. yap yapma..otur kalk..tu kaka.. geller-gitler.. ahh cebimdeki cevizler.. içini cevizin kim yer..kim yemez bana ne.. yok ki benim cevizim... ben palamut mevsimini beklerim.. olsun beklerim.. ---figgaro---
-
Frozen, mutlu yıllar....
iyiki doğdun... ..iyiki doğdun dimi..ammaaaan doğmaz olaydım falan demiyorsundur umarım... ..doğum günün kutlu olsun...
-
İçimi bir bilsen
avatarındaki yumurtalarıda yemişindir sen..kalp şeklinde ve tavada...
-
figgaro...
'PEMBE VE SİYAH' Ateş kızılıydı teni.. Yanardağ ağzı gibi dudak.. Bir yılan kadar kıvrak Onunla sevişmek Sanki bir haz totemine Kurban edilmek Elleri saçlarımda Ellerim saçlarında Zeytin kurusu gözleri Bir şehvet istenci İki beden tek beden Bir cehennem hurisi O an, Geçmiş ve geleceğin Düşünülemediği an.. Ölünecekmiş gibi bir an Umursanmayan O, pembelerini sunmuştu Ben'se siyahlarımı İki dudak tek dudak.. Pembe ve siyah... -----figgaro...
-
Frozen......
SON ÖPÜŞ.... bir an geriye dönüp bakarsın.. nemlidir dudaklar.. sevgili.. son öpüşünü yapmıştır.. *** çıtırdatarak yürür... sonbaharın dokülmüş yapraklarını.. aslında çıtırdatarak ezdiği.. yenilmişliğidir..bilir.. *** haykırır bağrına yalnızlığın.. zehirli bir sarmaşık değilmidir o.. gittikçe.. dahada .. vucuda dolanan.. *** aslında.. şaklabanlığını sevdim ben onun der.. oynayışını.. sevdim oyuncak oluşumu.. *** ve..gelir an.. sırra kadem basar.. bir çizgi daha oluşur yüzünde.. o çizgi..esmer..dolgun ve dişi.. selam..buda..benim..eski..bi..şiirim..hediyem..olsun.. bu-arada-afet-hanımın..yavruları-oldu..onlarla-meşgul..sanada-selamı-var...
-
"yok"luk..gibi..bişey..
* Say Ki...* Benim yalnızlığım sende hep kalabalık kalacak... Ben “yok”luk kararını çok oldu verdim bir “şeyler” in… Kızıl akşamlara kalemimi kıralı uzun oldu… İçimde birikenin ne olduğunu görmen çok zor… Hiç bir “şey” bekleme benden… Gelmedim… Gülümsemedim say… Yazmadım… Dökmedim ruhumdaki uzaklar hevesimi dizeler yoluyla ruhuna… Üflemedim en bilinmedik iklimleri tenine… Çiçekler toplamadım ayak basılmamış topraklardan avuçlarına… Dalıp dalıp gitmedim hiç bir su birikintisine… An’lık şiirler dokumadım sayfalara… Hala sorsan uzun,nefessiz bir yoldadır aklım… Ki, bir uzansam,en uzak istasyonlara dokunabilecekken… Çekilmedim… Çekinmedim… Buradayım… En olunması gereken yerde… Yağmurun denizle dans ettiği… Salkım saçak söğütlerin gövdelerine yaslanıp kitaplar okuduğum yerde… Yanıldığım,yaralandığım,belki de yenilendiğim… Bir sokak kemancısının notaları altındayım… Bazen öyle kırılmalar iliklenir ki dudaklarıma, Meyve suları bile içilmez olur,tortulanır… Dibine çöker… İçinde kalır… “İçimde kalır…” “Bulanır…” “Mavi” karışmış karlı o uzak yollardan geliyorum ben… Tepkiliyim ruhumu bunca yalnızlığa sürükleyen gördüklerime,biriktirdiklerime karşı… Hep tuhaf,bilinmez bir yalnızlık gizliymiş bütün kalplerde meğer… Yalnızlık var olduğundan bu yana, “bunca ve onca kalabalıkmış” yeryüzünde meğer… “Sen anlarsın” diyorlar… Verecek ne cevabım,ne de cevapsızlığım yok!... Suskunum… Anlayışsızım… Arada en olmaz yerde kulaklarıma çalınınca o şarkı, içimde tarifi mümkün olmayan kompozisyonlar birikiyor… Girişi var, gelişimi yarım... Sonucu ise çoğu kez ben de bulamıyorum… Aramıyorum da… Islak,yağmurlu karışımlarda çöl iklimine dönüşüyor aklım… Ellerimde,gözlerimde birikmiş, bütün kalabalık ortamlardan toplanmış eşsiz bir yalnızlık senfonisi şimdilerdeki… Yokluk gibi bişey…
-
..vahh....vahh..!
yahu..içim bi gıcık bu gün..gittiğim her yerde gıcıklık saldım..sıkıntılı can hali midir ..nedir.. ...sabah sahile çıkam açık büfe bi kahvaltı edem dedim..hani hava da güzeldi.. menüdeki herşeyden gıcıklandım..sonrada müşterilerden..sonra oranın sahibinden..sonra bi baş ağrısı..ardından güneş çarpması..güneşede gıcık oldum.. ..sonra kalktım..motosikletime bindim..baktımki..benzin az..gıcık oldum..hemde tüm benzin istasyonlarına...sonra bi bayan arkadaşla buluştum..dedim ki..sende gıcıklanacak bişeler bulursam..kaale alma..bu gün gıcıklanma günüm..nasıl yani dedi..yanisi dedim şu..bu gün kendimden gıcıklanıyorum... ...olurmu sizede böyle..nolur olur deyin..yoksa sizden de gıcıklanırım...
-
ALISKANLIK COOOK ZOR! lutfen yardim...
Estağfurullah bohem hanım.. ...ne hatası..bi ara şey demiştim ben..aşık olduğum hiç bir kadını sevmedim diye..amanın bazıları üstüme yürümüştü..nasıl olur diye..aslında aşk ve sevginin farkını..ve sevginin sonrasında doğacak olan aşkın belkim mükemmeli doğurabileceğini falan söylemiştim ama..katılmadı bazıları..fakat öncesinde olunan aşkın ardından da..(hani aşkın gözü kördür mantalitesi) sevmediğin birileri(yaşamdaki duruşu ve bakışı) çıkma gerçeğide var...öyle değilmi .... .ya biz hangi konu hakkında istişare ediyorduk..biraz dağıldı gibi konu ama..affola...