figgaro

Nietszche nin "beni öldürmeyen şey dahada güçlendirir." sözünü bu gün bir kez daha kanıksadığımı içimden geçiriyordum..

herşeyin hayırlısı, su akıp yolunu bulacak ortam da layığını bulacaktır..iyi yada kötü..şimdilik bende sizler gibiyim..belkide yükselmek tam dibe vurunca gerçekleşecek..

FİGGARO BU.. vıdı vıdı aleminde kaybettim teyyaremi.. ben camiyi bulurum tepesindeyse minaresi.. ne yazarda yavrum ne yazar yüz okka yüz arşın heç yazar.. içimdir söz kuyusu ötmez ecnebinin borusu.. sen sahifelerden haber ver.. hazırdır damıttım mürekkebi.. bekletilmeye gelmez azar.. sıcaktır onun memleketi.. kırdım ladesini tavuğun.. belledim sözünü lavuğun.. atılır elbet dama seninde pabucun başına bol gelmesin ha kavuğun.. figgaro bu.. yansa dünya yanmaz hasırı.. yanında yatan olur şaşı karası.. çıktığın keklik avında yersen öpücüğü şaşırmaki karşındaki; halis mulis bıçkın çukurova aslanı.. --fgr..

Günün anlamsız ve önemsizliğine ithafen.. şimdi şu anda karşımda marina..falezler..yatların biri gidip biri gelmekte..ellerim klavyede iççekişlerle.."Ben yine burda olacağım.. Yaralarını saracağım.. Seni anlayacağım.." yapma sezeen.. nolsunki yakılmış bir kibrit gibi iken, karşında da birileri yakılışına dilek tutmakta..haay sevilesicee..sevilesiceler.. çocukluğumda doğduğum yerdeki şelale geldi aklıma..sabah daha yüzümü yıkamadan bir kayada tünemiş suyun en göllü yerine cumburlop diye atlardım..ardımdanda minik kardeşlerim yaş sırasına göre..cup..cup..cup..ay Allahım sonrası şenlik, suda elimsende oynardık..suyun soğukluğundan etimiz çelik gibi olurdu..ne günlerdi..hey gidi gidii.. şimdilerde Charles Chaplin edasında, arayışta herbirimiz sahne ışıklarını..bu arada hepinize tavsiyemdir..Dostoyevski nin BUDALA adlı kitabını okuyun.. hani seri ve zekice espiriler yapıyordur..heran sesi ortalıkta tınılıyordur..aza koysan almaz..çoğa koysan sığmaz gibi değilmi be hayat tatlım..barış yaşanmışlıklarınla..özde güzelsede kalbin, yırtık büyüdükçe yama yapmanda zorlaşır.. neyse mevzuya dönelim.. hala salakça ama sigarayı bırakmam gerekiyor..hani gerekiyor gerekiyor dedikçe salakçallığım artıyor..ay ne dövülesiceyimdir ben..ağzına biber sürülesice..odalara kapatılasıca..yassık ama dimi ablasıı..yassık ..bak seni de kandırdı..ablasıı...

Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler..

eee olaca bu..benle iki muhabbet ettin durum ortada.. ..kız mutluluk parıltısı biz seni karışık kafanlada seviyoruz..nereye öle daha yapacak çok işimiz var..bir iki gün ıstırahat et biz buradayız.. --senin yokluğun karşısında dahada nevrozlara ve şizofrenist hallere yaklaşacak olan agayla, bizi burada bir başımıza bırakmak istemezsin dimi gün.. ben şimdiden korkmaya başladım bile..bekletme..

figgaro.. tamam gızıım..annamıştım zaten..bana beni aptal olduğumu mu hissettirmeye çalışıyon..attırırım sana takla taklamakan da..işte öledir.. -- nottur; yeni gelenlerimiz..hoşgelmiştir.. allam, bak gün şu an şu çalmaktadır teyp te.."dipteyim sondayım depresyondayım..yalvarırım gelde kurtar..beni tanımla cümleler içinde kullan..yepyeni anlamlara sarr.."

ne ayak bal böcüüm..guzum muzum..

içimin geçmişliği balo salonunun önündeki terasta denize doğru bakan, siyah ve dalgalı saçlarının rüzgarda hafifçe savruluşunun, serseri ruhumla olan benzerliğiydi..yanımdaki arkadaşlarımdan müsade istedim..adını koyamadığım bi iç dürtüm terasa çıkmamı istiyordu..karşı koyamıyordum..masadan kalkarken, füme rengi takım elbisemden kol düğmelerimin parıldadığını gördüm..gökte ki bir yıldızın bana göz kırpışı gibi..bi işaret gibi..allahım..gülümsüyordum.. --salon kapısından çıkıp yavaşça terasa yaklaştım..dışarısı biraz soğuktu..dalga sesleri çok ama..çok hoştu..bende yanımda duran bayanla aynı istikamete baktım..sahil ve dalgalar..ve kulaklarımıza fısıldanan uzaklar..ellerimi trabzana yasladığımda, yavaşça başını yana çevirerek göz ucuyla bana baktı..ki ben ona bakıyordum..şimşekler çaktı.. gözlerinde, ayak basılmamış vahaların tatlı billur sularının serinliği vardı..kafam karıştı..yuvarlak yüzü ve hafif çıkık elmacık kemiklerinin belirginliği..ardından boynunun narinliği..oval parmakları ve omzundaki şalı..giydiği gece kıyafetinin üstündeki duruşuyla mitos tanrıçalarını aratmıyordu.. --sigara dumanı sizidemi rahatsız etti ..dedi.. ..hayır..dedim.. --o zaman sahili ve dalgaları izlemeye çıktınız.. ..hayır.. --gülümsedi..ve birşeyler düşünür gibiydi.. ..evet..dedim.. --ne için evet diye sordu.. ..düşündüğün şeydi beni buraya getiren.. --"SEN" ..fgr

insanın kendi zeka seviyesinde birileriyle iletişim kuramaması bazen hakkattende kötü oluyor.. (minik bi itiraf)

--- Dökmedim ruhumdaki uzaklar hevesimi dizeler yoluyla ruhuna… Üflemedim en bilinmedik iklimleri tenine… Çiçekler toplamadım ayak basılmamış topraklardan avuçlarına… Dalıp dalıp gitmedim hiç bir su birikintisine… An’lık şiirler dokumadım sayfalara… Hala sorsan uzun,nefessiz bir yoldadır aklım… Ki, bir uzansam,en uzak istasyonlara dokunabilecekken… Çekilmedim… Çekinmedim… Buradayım… En olunması gereken yerde… Yağmurun denizle dans ettiği… Salkım saçak söğütlerin gövdelerine yaslanıp kitaplar okuduğum yerde… Yanıldığım,yaralandığım,belki de yenilendiğim… --- *** ....(SEÇİLMİŞLERE) düşünce okyanusu ve idrak delhizlerinde dört nala koşman gibidir, içindeki ayartıcının durmaksızın süren kıvrak dansı..ve varolan hücrelerinin idealar ortası yahut maddeler arası kaçınılmaz salınımı...mikrodan makroya..yahut makrodan mikroya süregelen seyahat labirentlerinde arayışların arayışı..bir varolma savaşı-yahut içi boş görselliğin ortasında kendini yok etme savaşıda....cüzzamlı vasat nefeslerden kaçıştır seçilmişlik..yeri geldimi yağlı urganı boynuna geçirmendir..tek renkten gökkuşağı oluşturmandır..köprülerde el sallamak saflığa..bir güzele vurulmak..iç titreten bir gülüş karşısında onlarca kitabı savurman etrafa..bilginliğine karşın seçmendir deliliği..aşk aşıkları diyarı..silüetle süretin sığmazlığı birbiri içine..ten bileme sonrası amansız hüsran..öpüşürken bakamamak..bir aldanış,serzeniş..doruklara feryadtır..bir uçurum bakar gibi gecenin kalbine tenhaları dağlamandır..iki vadi arası ellerini açıp kuzgun a yakarışındır..yeterr..yeterrr..artık bitsin bu iki dünya arası. rüzgarda savurmandır saçlarını..uzun yollar gitmen gayesiz..dalında bir elmayı kopartman..sabahın ilk ışıklarıyla yüzünü yıkaman..eşelemendir parmaklarınla toprağı..sebepsiz mutluluğa koşman..olmayışı ardının..yetişilmemen.. ülkeler bırakmandır ardında..tahtlar..gözü yaşlılar..uzun nefessiz bir yolda olması aklının..ve gitmeli , gider..hangi umur duyar..ki yer; --- Yanıldığım,yaralandığım,belki de yenilendiğim… --fgr

vayy tuttum bu sözü.. bende bidene söleyim buralara kadar gelmişim.."çıkıntılık yapan çivi kafasına çekici yer"--japon atasözü..

prematüre bir aşk...ve yaya kalmış androit.. Erken doğum sancılarının yarattığı ve daha oluşmamış parmaklarıyla küvette dinlenceye aldığımız aşkımız..aşka düşman bir hemşirenin şırıngasındaki siyanürle son ıngaaa sınıda yaptı bidenem..ilginç olan, yaşatmak için doğurtan hemşire Sevgi hanım aynı zamanda eli siyanürlü hemşire olandı da....dünden daha dündü, ardı ölümdü..şimdi söz boşlukta yankı..kapıldığın hayalle arada bir gülümseyişin sanrı....ve histeri septomlarında gözlerinin önünde yaldızlı geçişen; "tanrının bile kendi cehennemi vardır; bu insana sevgisidir." kelimeri topluluğuysa...yukarı bak bidenem..ışığa..an, arınma vakti... --- yağsızlıktan gıcırdayan paslı androit son öpüş için uzattığında teneke dudaklarını hissettiği boşlukta anladığı yayakaldığıydı...artık androit-ti..yeryüzü hissizlik kraliçeleriyle donatılmıştı..krallarıylada.. 0,8 vizkositeli yağ artık sudan daha değerliydi..yağsızlıktan gıcırdamalarla gürültü ötesiliği ve aşınma yeni çağda yeni kanserdi.. --fgr..

ahh be güzel kardeşim..yüzbinlerce bakire arasında acı veren yalnızlığınsa ki hal ortada..geç ayna karşısına kendini yargıla..birazda görememenin acısını yaşa..tangoda fena değil hani..ama şimdilik ben salsadayım..bir ki üçç..ça ça çaa..

aga nerde..gün nerde..ışık nerde..neden karanlıklardayım..bura nere ben kimim..banada bi az çorbo verseniz..helva sizin olsun..bu arada en güzel benim..ahhkk kafama dosya düştü..pardon ben ofisteymişim..şizoid bi müşterimin elektriğini kesmişler ..bana anlatmakta..acılar içinde kalmış beyinciğimle birlikteyim..ona mum verdim.. kokoreç koko kokoooo..kokoreçç koko kokoooo aynen de cızırtılı radyomda bu çalmakta..masamda yarım kalmış şiirim..ah şu ne alsa doymaz zihnim.. kurtçuklarımız noluurrr..miss worl dün en güselii sensin...figgaro sensin diyee haykırııın..en ihtiyaçlı çuk ihtiyacım buu..valla.. --sonna sizi söz.."tabutta roveşata" adlı filme götürücem.. :rolleyes:ayy allam akıl familyam..kaçırma fıstıklarımı gün..sonnacıma kalırsın darda pilesiz eteklerinle..işte ölee

demem o ki..! bi hamaset..hamaset..herkez herşeyi anladığını söylüyor..ama değişim ,değişimsizlik..yada kötü ye gitmekte olan değişimler silsilesi..ne acıdır görüneni göremeyene anlatamamak..ne acıdır insanların dünyasında zamanla herşeyin düzenden düzensizliğe gidişi..etrafımdaki herkezin bir deli olduğunu düşünüyorum..doğa bizi içinde barındıran bir rahimse eğer..biz kendi rahmimizi deşiyoruz..hele helede savaşlar ve savaşlar sonucu yine doğada tahrip.. kimyasal etkiler..vs. nasa yine bi açıklama yapıyor..4 yıl sonra kıyametimsi bir hal alacak dünyayı diye..ortalama sıcaklık bir derece daha artacakmış..falan mış..filanmış..masal gibi dimi..önceleri dünyamızda 150.000 yıl da oluşan değişimler..sanayi devrimiyle 150 yılda oluşmaya başladı..bozmak ve tahripte nasıl bir çabuklaştırma çabasındayız böyle..şaşırtıcı.. oksijen üreten tek canlıların yanılmıyorsam eğer bitkiler olduğunu biliyorum..ama bitkilerin halinide görüyorum..ankaradan -adanaya tek sefer yapan bir uçağın çıkardığı karbondioksit gazının tekrardan oksijene dönüştürülmesi için yetişkin iki ağacın bir yıl boyunca fotosentez yapması gerektiğini biliyormuydunuz..her yıl Türkiyede denize akıtılan kıbrıs büyüklüğündeki verimli topraklar..erozyon sonucu çölleştirilen kara parçaları.. --ve insan gerçeği..demiştim eski yazılarımda da..VAR-OL-MA-DI-ĞIN-DA EKOLOJİK SİSTEMİ BOZMAYACAK TEK CANLI İNSANDIR..diye..yıllar önce bir öğretim görevlisi demişti öğrencilerine..15-20 sonra oksijeni parayla içeceksiniz diye..tüm öğrencileri gülmüştü..evet aynı hoca suyuda gün gelecek parayla içeceksiniz dediğimde gülmüştünüz dedi..şimdilerde elma kokulu..kavun kokulu..vs..oksijen tüpleri satılmaya bazı şehirlerimizde başladı bile..nargile içer gibi içinize çekiyorsunuz.. Avrupa da bazılarınca hatta mecliste şu hadise tartışılmakta..TEKNOLOJİYİ HAYATIMIZDAN ÇIKARSAK MI..? ..ütopya gibi.. kabaca kelime anlamı iktisatın; sınırlı olan doğa kaynaklarıyla sınırsız olan insan istekleri arasında dengeyi sağlamaktır..malesef terazinin sınırsız insan istekliliği tarafı hep ağır basmakta..ve sanmayınki bizler ürettiklerimizi tüketiyoruz..artık doğayı tüketiyoruz..ve doğada geri dönülemez yaralar kötü kimyasal değişimler sergiliyoruz.. eskiden derlerdi her insan bir kitaptır..her insanın farklı bir dünyası vardır diyee..şimdilerde bunu pek göremiyorum..genelde insanlar aynı amacı düşünmeye ve peşinde koşmaya başladı..tektip düşünür oldular..paraya ,mala ,mülke, zevke ulaşma çabası.. artık geri dönülmesi ve önüne geçilmesi çok zor bir yola girmiştir insanoğlu..kendi elleriyle kendi cehennemini yaratmıştır..BENİDE ÇOK ŞAŞIRTAN Bİ DURUM MU DESEM BU..malesef şaşırtmıyor..

--- ne biter.. gülüşler bitermi.. sevinçler bitermi.. yalnızlık bitermi.. sen bitermisin.. ben bitermiyim.. onlar bitermi.. ya dostlar.. ne biter.. aşk bitermi.. acı bitermi.. söz bitermi.. bende sen.. sende ben.. söyle bitermi.. ne biter..söyle hüznüm bitermi.. tutulduğum sancılar.. ağrılı gece nöbetleri.. ya bu kavuşamama.. ne biter hadi söyle.. yokluklarmı.. dalıp dalıp gitmelerim mi.. kanlanan gözlerim mi.. ölüp ölüp dirilmelerim mi.. ne biter.. söyle bu hız.. bu bakış.. bu duruş.. kavgalarım biter mi.. ulaşılmaz hasretlerin.. koklayamadığım saçların.. tutamadığım ellerin.. bu ateş..bu köz.. söyle biter mi.. biter mi gülüm sensizlik biter mi --fgr..

SALSAA..SALSAAAA...SALSAAAAA...!!! bakın forum kurtçuklarım..hemen kendinize bir salsa grubu falan yapın...yadaa mevcut bir salsa ekibine katılın..heveslilerine sölüyom tabi..ay allam az önce salsa gecesinden geldim..sizede yazmadam edemicem..biliyom..hayat zor..koşullar ağır..her an herşey olabilir hallerindeyiz ama..napimm iştee arada daatmak lazım..ölee.. salsa gecesinde ben..ki ağır abi olarak bilinirim klübün karanlık köşelerinde, ya beni bilem kıpır kıpır ettiler..yani iki saatlik salsa izlemem sonucunda bi ara belimi kıpırdatmışım..ayamıda yana atmışım..allam arkadaşlardan bi alkış..amanin figgaro da hareket var diye falan.. .. yaramaz kikirikler.. işte öle..

demem o ki..! bi hamaset..hamaset..herkez herşeyi anladığını söylüyor..ama değişim ,değişimsizlik..yada kötü ye gitmekte olan değişimler silsilesi..ne acıdır görüneni göremeyene anlatamamak..ne acıdır insanların dünyasında zamanla herşeyin düzenden düzensizliğe gidişi..etrafımdaki herkezin bir deli olduğunu düşünüyorum..doğa bizi içinde barındıran bir rahimse eğer..biz kendi rahmimizi deşiyoruz..hele helede savaşlar ve savaşlar sonucu yine doğada tahrip.. kimyasal etkiler..vs. nasa yine bi açıklama yapıyor..4 yıl sonra kıyametimsi bir hal alacak dünyayı diye..ortalama sıcaklık bir derece daha artacakmış..falan mış..filanmış..masal gibi dimi..önceleri dünyamızda 150.000 yıl da oluşan değişimler..sanayi devrimiyle 150 yılda oluşmaya başladı..bozmak ve tahripte nasıl bir çabuklaştırma çabasındayız böyle..şaşırtıcı.. oksijen üreten tek canlıların yanılmıyorsam eğer bitkiler olduğunu biliyorum..ama bitkilerin halinide görüyorum..ankaradan -adanaya tek sefer yapan bir uçağın çıkardığı karbondioksit gazının tekrardan oksijene dönüştürülmesi için yetişkin iki ağacın bir yıl boyunca fotosentez yapması gerektiğini biliyormuydunuz..her yıl Türkiyede denize akıtılan kıbrıs büyüklüğündeki verimli topraklar..erozyon sonucu çölleştirilen kara parçaları.. --ve insan gerçeği..demiştim eski yazılarımda da..VAR-OL-MA-DI-ĞIN-DA EKOLOJİK SİSTEMİ BOZMAYACAK TEK CANLI İNSANDIR..diye..yıllar önce bir öğretim görevlisi demişti öğrencilerine..15-20 sonra oksijeni parayla içeceksiniz diye..tüm öğrencileri gülmüştü..evet aynı hoca suyuda gün gelecek parayla içeceksiniz dediğimde gülmüştünüz dedi..şimdilerde elma kokulu..kavun kokulu..vs..oksijen tüpleri satılmaya bazı şehirlerimizde başladı bile..nargile içer gibi içinize çekiyorsunuz.. Avrupa da bazılarınca hatta mecliste şu hadise tartışılmakta..TEKNOLOJİYİ HAYATIMIZDAN ÇIKARSAK MI..? ..ütopya gibi.. kabaca kelime anlamı iktisatın; sınırlı olan doğa kaynaklarıyla sınırsız olan insan istekleri arasında dengeyi sağlamaktır..malesef terazinin sınırsız insan istekliliği tarafı hep ağır basmakta..ve sanmayınki bizler ürettiklerimizi tüketiyoruz..artık doğayı tüketiyoruz..ve doğada geri dönülemez yaralar kötü kimyasal değişimler sergiliyoruz.. eskiden derlerdi her insan bir kitaptır..her insanın farklı bir dünyası vardır diyee..şimdilerde bunu pek göremiyorum..genelde insanlar aynı amacı düşünmeye ve peşinde koşmaya başladı..tektip düşünür oldular..paraya ,mala ,mülke, zevke ulaşma çabası.. artık geri dönülmesi ve önüne geçilmesi çok zor bir yola girmiştir insanoğlu..kendi elleriyle kendi cehennemini yaratmıştır..zaten buda beni çok şaşırtmıyor..belkide daha değişik,üstün,seçkin ve saf(kirlenmemiş) zihinlerin..oluşturulacağı bir yeni yaşam biçimi beklemekte ufukta.. kimbilir..

Derin Bir Mevzunun Sığlaştırılma Hali.. şimdi mevzu derin...ve sarmalında çıkmazın.. döner tekerlek..çektiği şehadetler eylemez sonrasında huri.. ölüm apansız..habersiz..ve geciktirilmiş iyilikler üzre gelir.. ve dillenir orkinoslar.. neden maraz doğurtur der..yapılan iyilik.. heheyt...insansı bir gülüşle..şeytani rakkaslara gebedir gece.. ve eyleme.. eyleme bizi..bizki akılcık lolipopları.. sırıtışsal sabahların..hüzünlü gecelerin.. ve doğacak her yeni sabahın katledilmiş ışığı ..amma..hep doğacaktır güneş..doğurtacakta... kıyısında ummanın.. yalın ayak gezmelerin.. ezmişliğinle kumdan küçük tepecikleri.. amma..arkandan bağırır umman.. ezilen sensin..gün be gün..yontulan..içi boşaltılan.. yine atarız sırıtşsal bir gülüş sema-ya.. gökyüzü ve laleler..zambaklar arası açmış morumsu sümbüller.. yağmur altında papatya.. ve papatyanında altında figgaro... yaralı bir ceylanın.. bir karınca kolonisine düşmesi gibidir.. çaresiz düşmeler.. prototipsel bir çalışmanın ardından çözmek gibidir.. her ısırılmışlığınla ne kadarda eksildiğin.. zirvede gezen nahoş kral.. ve dipteki kahin..bir homeros efsanesi gibidir..dilden dile.. ayakaltılığın piyasasal çıkarımı... Eyy...! Gök..ve evren.. Eyy...! kartaca da akıtılmış kan.. Keykavusun ilk gerdeğe girişi.. ve rapunzelin saçlarından çıkılmışlığı aşka... sanki şaka... yanardağ ağzı gibidir bedenim..savurur ateş.. gümbürder..her gümbürdememde.. koynunda çiçeklerle gelir coşkun çocuklarım.. sonrasızlığın çocukları..ve gerisizliğin.. harikalar dünyasından Alis im gelir.. gözyaşlarıyla pinokyoya can veren..merhum kuklacı.. polyanna yine çığırır..sorun yok..sorun yok.. her şey lehimize.. kambur bir balinanın sırtı gibidir zemin.. kaygan ve engebeli..düşmek..yaşamdan düşmendir.. ve olmakta balinanın yemi.. kuşatırlar çehreni.. bir komançi oku yemiş gibi olursun popona.. kış uykusundan yeni uyanmış bir ayı homurtusuyla koşarak kaçarsın.. canın yanmıştır.. ama kaçmışlığın.. nereye.......? --fgr..(2006)

--- ne biter.. gülüşler bitermi.. sevinçler bitermi.. yalnızlık bitermi.. sen bitermisin.. ben bitermiyim.. onlar bitermi.. ya dostlar.. ne biter.. aşk bitermi.. acı bitermi.. söz bitermi.. bende sen.. sende ben.. söyle bitermi.. ne biter..söyle hüznüm bitermi.. tutulduğum sancılar.. ağrılı gece nöbetleri.. ya bu kavuşamama.. ne biter hadi söyle.. yokluklarmı.. dalıp dalıp gitmelerim mi.. kanlanan gözlerim mi.. ölüp ölüp dirilmelerim mi.. ne biter.. söyle bu hız.. bu bakış.. bu duruş.. kavgalarım biter mi.. ulaşılmaz hasretlerin.. koklayamadığım saçların.. tutamadığım ellerin.. bu ateş..bu köz.. söyle biter mi.. biter mi gülüm sensizlik biter mi --fgr..

bencede..son zamanlarda okuduğum çok ama çok gerçekçi bir yazı.. "Zaten herşeyin birden fazla manası var bu dünyada... Bir kere gayret ettimi görüyorsun... Üç boyutlu görüntüler alıyorsun... Sahnenin heyecanı artıyor... "--sağolsun üstad..

Bende tüm forum arfkadaşlarımın yeni yılını kutluyorum..dans etmek isteyenler piste lütfen..iyi yıllar.. http://www.youtube.com/watch?v=Jre9dHFVkVk...feature=related

Tüm forum arkadaşlarımın yeni yılını kutluyorum..ve sizlere benimde beğendiğim bi klip armağan etmek istiyorum..iyi yıllar.. http://www.youtube.com/watch?v=Jre9dHFVkVk...feature=related

aslanım frozen..işte bu yaa..cevap yazmış..muhakeme yapmış..üstelik tuzak soru bilem sormuş.. hatta (tez antitez = sentez) gibim bi hadiseyide benim, benim sorumnan benim cevabımı zikrtetmiştir.. "c" şıkkı olabilecek bir cevabı ver miştir.. --