figgaro

Dilenci..

efendimiz ben 1100-1200 yıllarının atinasında yaşamak isterdim..valla

şuheda çık içimden yaa..valla başımı arıttıın.. zaten sana sanaldan olmayacak dedim..aşk hakkında okucak bişeyim yok..yerim aşkı ..bu arada sanalda hiç bişeye inanmıyorum diyosun..sanaldaki herkez için, durumun itibariyle şu an sende bir sanalsın, onlar için sendemi bir yalansın..yoksa benmi bir yalancıyım ..doğruyu nereye kaçırdık..pc mi kırıyorum şu an.. --tanıdığınız iyi bi psikolog varmııı

umutsuz vakaymışın gibi davranma be şuheda . .ben sadece psikolog kanaatimi kullanmıştım.. .. --şuheda şaka biyana..hislerim o yönde yani..olacak gibi..ama bu forumdan değil..yaşadığın şehirde..işyerinde..arkadaş ortamında..var bişeler bence..biraz ayık ol yeter..

İtin kuyruğunu kırk gün kalıba koymuşlar..yine eyri, yine eyri..

-http://www.youtube.com/watch?v=NtUpvJa9FmY-işte bunu dinliyom..dinleyin hoş müzik..kışkırtıcı belki biraz ama..idare eder..

üniversiteden bazı arkadaşlarımı özledim..facebook mudur ne zıkkımdır ona girdim..acaba eski arkadaşlarımı bulurmuyum diye..halt ettim istemediklerim beni buldu..

Girmeden uzaklaş benim dünyamdan.. Bana göre değil aşk dedikleri..

GÖRÜNENİ GÖREMEYENE ANLATAMAMAK... bazen görmekte bir işe yaramıyor..kaçıp kurtulma çabasıda..bir gün aptalı oynamak istesen ensende beliren yüzlerce sopa..evet yine hadise aynı ; birilerinin senden nefret etmesi için ona zarar vermen gerekmiyor..artıların yetiyor..nolur diyorum..nolurr..bana davranışlarınla kendimi bir aptalmışım gibi hissettirme..üzüldüğüm sen olursun..aslına bakarsanız üzülmemde..neyse iyi yada kötü..herkezin yaşam çıtasında bir yeri var..duruşu..hayata bakışı..felsefesi.. ki herkez (doğumuyla kucağına sunulacağı maddi değerleri bir kenara koyarsak eğer) doğuştan kan kemik göz kulak gibi durumlarda eşittir..amma eşit olunmayan bi yan varsa oda aklının alabildiğidir..insan aklının alabildiğince değerlidir.. şakımasını severim bülbülbül gibi, bilenin..susmasını severim karşısındakinin bir bilgi cenneti olduğunu, bilenin..ben de dahil --fgr

neden böyle yapıyorsun mavikız..senin profiline bakmıştım..benden 5-6 yaş kadar küçük olduğunu gördüm..bunu küçümsediğimden söylemiyorum..ve ona istinaden samimi konuşmalarından ki bende öyleydim..sana kurduğum cümleler arasında canım kelimesini kullandım..ama bu laf arasında zararsız ve ard niyet düşünülmeyen bir kelimeydi..ama sen bu kelimeyi aradan seçip durmadan karşıma çıkarıyorsun..bir kabahat işlemişim gibi.. Bazen küçük şeyler fark yaratır küçümsememek gerekir..demişsin..küçük şeyden kastım..sana kelime arasında kullandığım "canım" kelimesiydi..bu kelimeden ne tür farklılıklar doğarki..ne olabilirki, beynimi acıttın yaa.. --benden rahatsız olduğun bi başka şey varsa bunu açıkça söyle..bana saygı duymak, düşüncelerimi kabullenmek zorunda diğilsin..hürsün..

bazen insanları anlamak iki zenciden bir beyaz doğurtmaya çalışmak gibi..sanaldır diyipte takmadıkları onca şeyin arasında takılan şu küçücükler düşündürücü.. sözlerimdir rahatsızlık yaratan..acıdır gerçek..bilirim..

Yalnız Haykırışan kargalar Darmadağın uçuşuyor kente doğru. Neredeyse yağacak kar Yeri yurdu olana ne mutlu! Donmuş kalakaldın, Hanidir gözlerin arkada! Boşuna kaçışın, ey çılgın, Kıştan uzaklara! Dilsiz ve soğuktur binlerce çöle Açılan bir kapıdır dünya! İnsan senin yitirdiğini yitirse Bir yerlerde duramaz bir daha! Sen şimdi solgun, sarı Kış gurbetlerine lânetli, Hep soğuk gök katlarını Arayan bir duman gibi. Uç git, kuş, söyle ezgini Issız çöl kuşlarının sesiyle! Göm, gizle, ey çılgın, kanayan kalbini Buzların, alayların içine! Haykırışan kargalar Uçuşuyor kentten yana, dağınık; Neredeyse yağacak kar Yeri yurdu olmayana çok yazık! --- nietszche

Yalnız Haykırışan kargalar Darmadağın uçuşuyor kente doğru. Neredeyse yağacak kar Yeri yurdu olana ne mutlu! Donmuş kalakaldın, Hanidir gözlerin arkada! Boşuna kaçışın, ey çılgın, Kıştan uzaklara! Dilsiz ve soğuktur binlerce çöle Açılan bir kapıdır dünya! İnsan senin yitirdiğini yitirse Bir yerlerde duramaz bir daha! Sen şimdi solgun, sarı Kış gurbetlerine lânetli, Hep soğuk gök katlarını Arayan bir duman gibi. Uç git, kuş, söyle ezgini Issız çöl kuşlarının sesiyle! Göm, gizle, ey çılgın, kanayan kalbini Buzların, alayların içine! Haykırışan kargalar Uçuşuyor kentten yana, dağınık; Neredeyse yağacak kar Yeri yurdu olmayana çok yazık! --- nietszche

mutlak iyi yoktur canım..mesele beynini nasıl kullanabildiğin meselesi diğil..kabullen bazı şeyleri.. --insanın masum olduğu iki hal vardır..birincisi , doğumundan yedi yaşına kadar olan zaman..ikincisi ; ölü olduğu zaman.. -- not: insanda karakter yedi yaşında oturur..

Aşkı düşünmediğin zaman aşkı bulursun suhedacım..aşk konuşulduğu yere gelmez.. --hissediyorum varyaa..sen öle bi ilişkiye girip öyle bir aşk yaşıcaksın ki..şimdiki cevapsız sorularına güleceksin

hikayemiz.. hayatı yaratıcıyı yad etmekle geçmiş bi ermiş bir gün su kenarında bi ağacın altına oturmuş..dinlenmekteymiş..su kenarına biraz mesafesi olan bi ağaç..ve bir zaman sonra bir şovalyenin atıyla gelip su kenarından su içtiğini görmüş..ve şovalye su içerken eğildiğinde belindende bi kese altının oraya düştüğünü görmüş..şovalyenin gidişinden hemen sonra küçük bir çocuğun su kenarına geldiğini ve yerdeki bi kese altını bulup hemen oradan uzaklaştığını görmüş..çocuğun gidişinden hemen sonrada yaşlı bi adam gelmiş aynı yere..yürümekten yorgun bi yaşlı..tamda eğilmiş su içecekken , hemen ardından altınının düştüğünü farkeden şovalye gelmiş..ve şovalye yaşlı adamı orada görünce ondan altınını geri vermesini istemiş..ama yaşlı adam ben altını görmedim diyince, şovalye inanmayıp yaşlı adamı oracıkta kılıcıyla öldürmüş.. sonrasında bizim ermiş gördüklerinin karşısındaki şaşkınlıkla, yaratıcının adaletini sorgulamaya başlamış..eyy Allahım demiş ben senin yolundan hiç bi zaman sapmadım..hep senin yolundan gittim..sana inandım..ama bu günkü gördüklerim karşısında o yaşlı adamın yanlış yere öldüğünü gördüm diyip..Allahı adaletsilikle suçlamış..ve yaratıcı , ermişin bu isyanın ve şaşkınlığının karşısında ona seslenmiş.. demişki; eyy ermiş senki insan aklınla beni nasıl sorgularsın..sen iyi bir kulum oluşundan sana sesleniyorum demiş..o yaşlı adam bir zamanlar güçlü kuvvetli bir şovalyeydi..ve zalimdi..altınını düşüren şovalyenin babasını geçmişte öldüren adamdı..ve o bir kese altını alıpta giden çocuk..şovalye su kenarına su içmeye gelmeden önce o çocuğun yaşadığı köyü ve ailesini öldüren adamdı..demiş..ve sonrasında da bizim ermiş yaratıcıdan af dileyip pişmanlığını dile getirmiş.. --bişeler anlatabildim mi..

bence o kablolarla siz birbirinizi boğun bilgisayar sizden kurtulsun..

ihtimaller.. --düşünsene ihtimaller dahilinde, iyiliğe yada kötülüğe maruz kalmak(mağdur açısından pek acı..iyilik görense pek sevindirik olacaktır)..peki kişide duruş nerdedeir..ya dirayet..ben pek çok kötülük gördüm..kötü mü olmalıyım..ya iyiliklerim, kendimi kendi ellerimle çarmıha çivilemekse.. --peki şu söz ne anlatmak istemektedir.."Tanrının bile kendi cehennemi vardır; bu insana sevgisidir" haketmeyene verilmelimidir..sana bi ara bi hikaye anlatacam..şimdi uyumalıyım..

muhim bi sorunsal sorunlu kızımız.. ..içinden 3 e kadar sayıp pc nin fişini çek..ama pc nin haa yanlışlıkla kendi fişini çekme.. ..bak o saman nasıl görünecek gözüne dünyaa..valla

sağol.. bi tarafından bakıncada kötü olmakta zor..düşünsene tüm iyilik seviciler ensende.. amma yinede en zor olan güçlenirken iyi kalabilmek..varmı hiç böle bi tanıdığ olan..

ben buradayım..varmı bi sorunsalı olan..

hayatı en iyi ne anlatır?, bir şiirmi, bir film mi, yoksa bazen tek bir söz mü? --ninemdi..iyi bilirdi..anlattımı gözlerimi ondan ayırmazdım..Allah rahmet eylesin..

yakalarsam öperim triplerindeyim..kaçışıınn..