Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ahirzaman

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    566
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ahirzaman tarafından postalanan herşey

  1. yam yam sen hala buralardamısın yaf:) ****************.... anladığım kadarıyla yazdığın yazının anafikri şu Kuran-ıKerimin bazı ayaetlerine itiraz ediyorum bneni uayrıyorlar ayeti yalış anlama bu mecaz anlamvs. dir diyorlar... vesende diyorsun ki madem Kuran-ı Kerimde gerçek anlam yok örnek verdiğin hususları bu şekildemi anlamalıyım diyorsun... bak yam yam sen hiç bir metinde bir den çok edebi teknik mecaz kinaye vs. olduğunu görmedinmi?? ki unutmamak lazı ki Bu Allahın kelamı ki bu kelam hem şiirsel hem hikaye anlatımlı betimlemeleri olan ve mecaz da dahil olmak üzere bilip bilmediğimiz bizim kullanıp kullanmadığımız bir çok edebi teknik içeriyor ki edebi anlamda çok ilerlemiş bir zamanında arablarda hayret uyandırması bu edebi kuvvetini gösteriyor... şimdi belki diyecek olursun ki peki ben nasıl anlıyacam nerde gerçek nerde mecazi anlam var apaçaık ayetler dışında anlamadığın olursa yalnızca Allahın ilim vermiş olduğu alimler veöncelikle Allah resulü Hz.Muhammed(s.a.s) hadislerindne yola çıkarak anlaya bilirsin ifade edilen manaları.... ki benim seni tanıdığım kadarıyla sen mealci mantığından kurtulamadığın için bu konuda büyük sıkıntılar içerisindesin:)
  2. Allahın selamı rahmeti ve beraketi tüm müslüman kardeşlerimin üzerine olsun inşallah.... ************************** ************************** çünkü yazınla kendi içinde çelişiyorsun.... madem diyorsun ki ben ehli kitapdan birini iman eden bir insnaım ve şeytanı kabul ediyorum ki o kötülüğe çağırır Allah da insanları iyiliğe çağırı diyorsun sonra da alakasız alkasız cümlelerle Kuranı haşa şeytandan olduğunu idda ediyorsun o kadar ayet çıkarmyı biliyorsunda Allahın kelamının iyiliği güzelliği tavsiye ettiğini dürüstülüğe doğruluğa çağırdığını bilimyorumusun ki başta bunu kendinde ifade ettin o zaman kendi cümlelerine göre bile Kuran haktır... bi konu bu kadarmı kendisiyle çelişir:)
  3. bütün cevaplar hakkında yorumumu yazmıştım amamalesef ******* sayfayı yineledim ve kayboldu tekrar yazacak kadar vaktim yok ama yazacağım inşallah kısaca şimdilik şunları söylemek istiyorum ki çoğu insan zevklerininve nefsini elinde pervaneoluyor ve kulluğu unutuyor... cenabı hak bu unutmuşluğumuzu gidermek ve bizi kötü yoldan alıkoymak ve cennetine almak için elinden geleni yapıyor bu yolda gitme böyle olur şöyle olur diyor ama borcunu yerine getir nimetlerininşükrünü yap allah merhamet edendir diyor ama BAZI İNSANLAR ise tuturmuşlar hayır ben yanacağım diyor... yanmayı biz kendimiz istiyoruz oda ol diyor oluyor halbuki onun orda yanmak var uyarısına uysak saadete ulaşacağız.... Şüphesizki haşo o zalim olsaydı siiz yanmaktan korumak için kendinizi inkardan çekin yanmayın demezdi....
  4. B.Slapper kardeşim konu başka bir yöne çekiliş soru mu değildi herneyse bizde kendimize göre cevap vermiş olduk bahsettiğiniz hususa gelince daha önce bu konuya değinmeye ÇALIŞMIŞTIM... ama zannedersem ozaman bu forumda değildiniz yada bu bölümde... tekrarlamaya çalışalım... Cehennem Zulümmüdür? Bir gün ibret almak amacı ile cehennem ile ilgili hadisler okuyordum o an en samimi ve ateist olan bir arkadaşım bir hadise gözü çarptı ve okudu okuduğu hadis "Cehennemde en hafif ceza gören kimsenin; iki ayağının çukurlarına iki kor parçası konulacağını, onların tesiriyle beyninin bakır tencere gibi kaynayacağını" haber vermiştir.(Buhari) hadisiydi Bunu okuduktan sonra bana döndü ve "Bu resmen zulümdür işgencedir dedi. Böyle cezamı olur.Bumudur merhamet".dedi Bende nefsime ona ve bütün benim gibi günahkarlara bir cevap olarak Üstad Bediüzzamana baş vurdum Cehennem'in vücudu ve şiddetli azabı, hadsiz rahmete ve hakiki adâlete ve israfsız mizanlı hikmete zıddiyeti yoktur. Zira bin masum insanın hakkına tecavüz eden bir zalimi cezalandırmak ve yüz masum hayvanı parçalayan bir canavarı öldürmek zalimler içerisindeki biçarelere rahmettir adalettir.Ve o zalimi affetmek o canavarı serbest bırakmak o mahsum biaçrelere zulüm ve adaletsizliktir.Ve zalimi affetmek merahmet değil biçarelerin hakkını almaktır. Aynen öyledirki cehennem hapis hanesine giren küfrü mutlak ve Allahın kudretini gerek dili ile gerek yaptığı fiileri ile inkar eden ve hemde o kudretin farkında olanlara zulüm eden ve onların şehadetine zarar veren İslamda uyması gereken hukuka bir nevi tecavüz eden yaptığı öyle bir zulümdür ki affa hakkı yoktur. Onu cehenneme atmamak yersiz gereksiz merhametki merhametle alakası olmaz ve bu davada gerekeni yapmış olan ve Allahın kudretini tanımış ona kulluğunu yapmış olan binlerce davacıya adaletsizlik olur. Misal çokça görüyor ve söylüyoruz ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM diye öyleki bu kulluğunu yapmış veya yapmaya çalışanlar bu mizanı istiyor ise Allah elbette isteyecek ve kuracakatır. Evet nasılki bir serseri yaptığı fiil ve dil ile oranın hakimine beni hapse attıramassın yakalayamassın dese o şehirde hapis olmasada böyle serseriler için bir hapis yapılır. Aynen bunun gibi fiilleri ile hakka itaat etmeyen hakkı unutan onu tanımayanda hal lisanı ilşe beni hapse at der. Evet imanın güzelliğinin cenetin ispatı ve güzelliğinin delili olduğu gibi küfr ve hakka itaatsizlikte baştaki delillerde olduğu gibi cehennem azabını gösteriri haber verir. Mâdem küfür hadsiz hukuka bir tecavüzdür...Elbette hadsiz bir cinayettir. Öyle ise, hadsiz bir azaba müstehâk eder. Madem bir dakikada işlenen cinayet belki on beş sene belki 30 sene hapsi gerektiriyor ve buda adalet oluyor.Öylesine çirkin ve binlerce insanın hakkına tecavüz olan itaatsilikde hadsiz cezayı gerektirir. Evet, bu kâinatta hayır-şer, lezzet-elem, ziya-zulmet, hararet-bürudet, güzellik-çirkinlik, hidâyet-dalâlet birbirine karşı gelmesi ve içine girmesi, pek büyük bir hikmet içindir. Çünki, şer olmazsa, hayır bilinmez. Elem olmazsa, lezzet anlaşılmaz. Zulmetsiz ziya, ehemmiyeti olmaz. Soğukla, hararetin dereceleri tahakkuk eder. Çirkinlik ile, hüsnün tek bir hakikatı, bin hakikat ve binler çeşit hüsn mertebeleri vücud bulur. Cehennemsiz Cennet'in pekçok lezzetleri gizli kalır. Bunlara kıyasen herşey, bir cihette zıddıyla bilinebilir. Ve bir tek hakikatı, sünbül verip çok hakikatlar olur. Mâdem bu karışık mevcudat dâr-ı fâniden dâr-ı bekaya akıp gidiyor;elbette nasılki, hayır, lezzet, ışık, güzellik, îman gibi şeyler Cennet'e akar. Öyle de şer, elem, karanlık, çirkinlik, küfür gibi zararlı maddeler Cehennem'e yağar, ve bu mütemadiyen çalkanan kâinatın selleri o iki havza girer, durur. Bu yazıyı arkadaşıma arz ettiğimde yazıdaki delillerin özellikle baştaki delillerin ikna edici olduğu itiraf etmişti...
  5. sevgili tarafsız benim yazdığım hususlardan bu fikirlere varman imkansız... imkansızı başardığını düşünüyorum.... Daha açık bir şekilde ifade etmeye çalışacağım inşallah beceririm... Kardeşim düşünki bir öğretmen öğrencileri sınamak İSTİYOR ve Öğrencilere diyorki elinizdeki soruların yanına ipucuları koydumki cevaplarını bulasınız ama herkesinz sırasın altınada soruların cevabını koydum ama bakmamanızı istiyorum çünkü o sizi sınamayı İSTİYORUM der. sonra dışarı çıkar kimi öğrenciler öğretmenin sınamasından geçmek ister onun için ipucalardan cevapları bulurlar ve altda blunan kitaba bakmazlar bazıları ise ipucalara bakmazlar baksalar bile cevabı göremezler çünkü onların akılları alttaki kitaptadır öyleki öğretmenlerinin onları yakalama ihtimalini unutmuşlar ve kopya çekmişler tüm bunları cameradan izleyen öğretmen kopya çekenlere ceza çekmeyenlere ise ödül verir... Şimdi tarafsız kardeşim ceza alan öğrencilerin ceza itiraz gibi bir hakları varmıdır? elbette yoktur çünkü o cezayı kendileri istemiştir.... yoksa öğretmenin onlara ceza verme gibi bir isteği oktur öğretmen onları sadece sınamak ister yada ne olduklarını onlara göstermek ister ve gösterir ve onların iradelerine dokunmamıştır...
  6. Yukarıdaki mesajlarda geçen din birleştirici değildir nasıl oalbilirki gibi ifadeler çok üzücü ve kanıtlamak amacıyla verilen örnekler çok manasız.... efendim neymiş kürt pkk lı müslüman şunu yapmış başka bir müslümanda bunu yapmış iran böyle yapmış ırak böyle yapmış.... bunların hiçbiri ele alınamaz çünkü bu davranışlar müslüman tarafından yapılmış olsada İslamiyeti bağlaaz o onların kendi hatalarıdır..... Birleştiricilik İslamiyete olur Müslümanlarda da olması gerekir müslüman geçinenlerin uymaması kendi ikiyüzlülükleridir...
  7. sevgili tarafsız Allah(c.c) Kllarını sınamayı İSTEDİ bizi yarattı sınamayı İSTEDİ hayrı ve şerri yarattı ve hangimizin ona kullu yapacağanı hangimizin iyi hangimizin kötü olduğunu bize göstermek *** İSTEDİ ve insana irade ve düşünce verdi.... sonra bı sınama sonucunda ödül ve ceza vermek İSTEDİ cennet ve cehennemi yarattı ve bize cezamızı veya ödülümüzü verdi.... gördüğünüz gibi olan herşeyde "O'nun"İstemesi var ve aynı zamanda bizim irademizde var yani bizimisteyebileceğimiz bir şey varsa oda cenneti veya cehennemi istemek(ona uygun yaşamaktır) ama bunda dahi Allahın İstemesi vardır çünkü bize bu hakkı vermeyide o istiyor.... *** not olarak söyliyelim bize göstermek dedim yukarda çünkü o zaten bilir ancak biz bana neden cehennem ona neden cennet diyeceğimiz için bize gösterme lutfunda bulunuyor.... ayrıca cehennem bizim hak ettiğim ken cennet ise hak etmediğimiz lutuftur isterseniz bunun üzerinde de dururuz İNŞALLAH
  8. Canım tenden ayırcak Sügünümü bitirecek Resulüme götürecek Azraili SEVİYORUM O meleği SEVİYORUM Zalimlerin tek kabusu duyanın kaçar uykusu Müminin olmaz korkusu Azraili SEVİYORUM.... .... Çok korkuyorum ölümden Ölüm değil amelimden...
  9. uzun bir aradan sonra selamun aleyküm ve rahmetullah sevgili sedat abim allah rızası için seni çok severim ama sende biliyorsun ki hakaret içeren sözler hiç kimseyi İslama yaklaştırmaz tam tersine uzaklatırır ve Allah(c.c.) korusun bu vebalden kurtulamayız... ama eline sağlık güzel şiirlerinde var allah razı oslun:) Dövene elsiz gerek. Sövene dilsiz gerek. Derviş gönülsüz gerek. Sen derviş olamazsın. Unutmayalımki bu bizi anlatan şiirdir onun için önce biz uymalıyız Lütfen yanlış anlama sadece bir hatırlatmaydı Tüm yaratılmışları Allah(c.c.) için seviyoruz....
  10. selamun aleyküm ve rahmetullah uzun zamandır yoktur buralarda böyle güzel bir konu gmrmek sevindirdi beni... bana mesaj gönderen gönül dostuma teşekkür ediyorum girmediğimden dolayı geç gördüğüm içinde özür
  11. selamun aleyküm ve rahmetullah nasılsın netman kardeşim siteye bi bakam dededimde senin konun dikkatimi çekti inşallah herkez iyidir Sevgili netman evlilik sünnettir ve çok önemli bir hususur ançak şart değildir... Fizyollojik ihtiyaçlarım demişsin peki yabunun sonuçları ki zaten herkez bu mantıkta fizyolojik ihtiyaçlar(?) için kötü yoldaki kardeşlerimizin sayısını arttırmakta... İkinci sorunda ayrıntıya dikkat edelim evet affedilmez yani şöyle eğer o cürümlere devam eden bir insan o hal üzerine ölürse mahşerde addı yoktur ŞEFATLE dahi affı mümkün değildir... ancak bu insan ölmeden tövbe ederse ve bu hali takınırsa Biiznillah... Üçüncü soru şöyle düşünelim sevgili netman sınava girmiş bir talebe hocam ben sınava çalışamadım ama arkadaşlarımla iyi geçinirim çok efendiyimdir dese ve buda doğru olsa o çocuk kötü not alsada BELKİ öğretmen kanaat notu kullanıp az ayrdımda bulunabilir... ama bu sorunu cevabı değil çünkü burda sınavı(Allah(c.c.)) kabul etme var... ve varlığı inkar etmeyeniman eden ancak ibadet eksiği olan iyi bir insanı mevlam affedebilir cezasını azatalta bilir... ancak öğretmeni ve sınavı inkar eden bana kötü not veremessin hayatımı etkileyemezsin diyen birisine nasıl olurda kannaat getirilir... Birde şu husus var mevlamın kimi neyle sınav ettiğini ancak o bilir yani bir müslüman la hristiyanın yükü arasında ki farkı ancak o bilir... veya düşünelimki bir ateist ailede yatişen bir insan hayatında sürekli bu çevrede olan bir insan.... KİM BİLİR belkide mevlamın bu insandan istediği acaba "Allah varmıdır" cümlesidir... Bu arada kusuruma bakam soruları sana yönelik cevapladım yalnış analama sadece soru olabilir ama senin yazdıklarına cevap verince böyle oluyu ve sonradan aklıma geldi.... Allaha emanet olun
  12. sevgili önce vatan kardeşim yazdığın hususların sonucu malesef doğu japonya vs. den geri kalmışız..Ancak bunun islamla alakası yok... Çünkü...islam ilmin önünü kapamaz sonuna kaadr açar islamın bakış açısını bilmeden yazmışsın böyle bir husus yok... hakkınızı helal edin ey Turkis-forum
  13. Sevgili ciyrana yazdığın hususta bir zannnım yok ama ben aciz kardeşinden sana tavsiye... İnsanlara Suizanla bakmayı bırak... Mevlamın hidayeti bellimi olur... Ne ile kalbine gireceği.... Hem evlatlarını gömen canileri güllerre çeviren Bu hidayet değilmidir... (Yalnış anlamasın kimse alınmasın sadece misal veriyorum) diyelim ki bahsettiğin kişiler gerçekten öyle ama sen emin olamdan konuştuğun için senin halin ne olur.... İstediğini yazarsın ama... Amacım sadece seni uyarmak... Zira boşuna dememişler aynadan bak... Hem güzel amcın olduğunu üzerine giderisin Hemde insanlara su-i zanla bakıyorsun... Müslümana yakışmaz.. Üzerindeki elbiseyi kirletir bu bakışlar mübarek... Bu günden sonra bu forumda yazmicam(sanmiyorum Allah bilir) hakkını helala et sende herkes de etsin.. Zira yükümüz ağır birde kul hakkını taşıyamayız.. Benim varsa baştan helaldir herkeze...
  14. Elbette Günahlar çok önemli konun başında ayzcaktım hatırlamıyorum yazmışta olabilirim bir alim padişaha paranın mı günahın mı gitmesini istersin demiş... Bir alim öyle boş konuşmaz... Elbette günahlarımızdan VAZ GEÇEMEYİZ... çünkü dua mız olsa bir ehemmiyetimiz yok ve bizim samimiyetimizi harekete geçiren darda olmaktır...Geçmişinden Allaha olan derin sevigis ve utancındana divandaki halini düşünüp haya ederek darda kalarak ona sığınması sürekli amneviyatını arttırır... Bu konuda Hz.Vahşi Bize Rehperdir... Mevlamız affedicir...Biz Ona geri adım atmamak şartı ile bağlanalım yeterki... Bu Hususta bir kaç hadis... Konumuzla İle İlgili Bir Kaç Hadis Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki: "Sinek başı kadar bile olsa, gözünden Allah korkusuyla yaş çıkan ve bu yaşı yanak yumrusuna değecek kadar akan hiçbir mü'min kul yoktur ki, Allah onu (ebedi) ateşe haram etmesin!" “ Yüce ALLAH rahmetini yüz parçaya böldü. Bir parçasını dünyadaki varlıklar arasında paylaştırdı. Bunun tecellisini her varlıkta görebilirsiniz. Hayvanlarda bile. Hani, bir hayvan yavrusunu emzirirken incinmesin diye ayağını kaldırır ve rahatça emmesini sağlar ya ; işte bu o rahmetin eseridir. Bütün vahşi hayvanlar o rahmet ile yavrularına şefkat gösterir, onları korur, besler ve büyütür. Yüce ALLAH kıyamet günü bu bir rahmeti doksan dokuz rahmetiyle birleştirip halka öyle rahmet eder. “ Hadislerde açıkça merhameti görebiliyoruz ancak bu rahmeti ahrekete geçirecekte bizim korku ve ümit arasında ki selamet çizgimizdir müslim , tevbe , 19-20 ; ibn mace , zühd , 35 ; ahmed , müsned , 2/435 , 3/55 . Allahım bana günahlarımı dökecek kadar göz yaşı ver(amin yarabbil alemin) Bediüzzaman Said Nursi. Allah bir bakımdan sermayemiz olan göz yaşımız hakdan başka bir şey için akıtmasın(Amin yarabbil alemin) Evet Forumdaki Tüm kardeşlerimden abilerimden ablalarımdan... Ateist Müslüman vs. fark etmez.... Hepinizi Allah rızası için seviyorum... Hepinizden helallik diliyorum....(İnancı olmasada bir gönülü kırdıksa kul hakkıdır...ayırım yoktur o kardeşlerimizdende haklarının helalliğini dileriz) Çok şey öğrendiğim insan laroldu burda... Ateist kardeşlerimizden faydalandığım iyi yönler oldu... Ne olursa olsun Sakin ve sağ duyulu bir şekilde görüş alış verişi yapın her kez fikrini belirtmekte özgürdür ancak kimsenin kimseyi kırmaya küçük düşürmeye çalışmaya hakkı yoktur... Sevgi içerisinde olun ..... En emine emanet...
  15. Sevgili yam yam sana sadece tad mayan bilmez diyorum(taddığını zannedende bilmez) Bir daha bu sitede yazmicam bu gün son bu gün cevap vermem gerekenleri yazıcam ondan sonra bir daha yazmicam yani sanmıyorum...(allah bilir) Onuniçin hakkını helal et
  16. ARTIK KORKULAR BİTTİ(Selamet Çizgisi var) Maalesef çoğu kez korkuttular bizi belki de iyi niyetle. Ölüm gelir dediler zulüm gelecek dediler vs. dediler vs. dediler. Ancak neden bize cenneti göstermeden alevleri gösterdiler ki. Neden Güzel kardeşlerimizin korkup ta iyicene depresyona İslam’ı düşünmemeye beklide inkâr yoluna gitmeye sürükledilerki. Neden bir kez olsun o muazzam çizgiden bahsetmediler ki neden? Nende korku ve ümit çizgisini takip edin selamete kavuşacaksınız demediler ki. Elbette korkmak lazım ben korkuyorum hem de çok korkuyorum ama aynı zamanda HİÇ Mİ HİÇ korkmuyorum bu tuhaf duyguyu yaşamamın nedeni Mevla’mın Bu korku ve ümit çizgisinin bilgisi bana nasip etmiş olması bu duyguyu yaşamak lazım. Bu korkma kaçmak için değil hatırlamak içindir. Bende bu yazımda beklide az korkutacağım sizi ama sizi yoldan düşürmek için değil tehlikelere yaklaştırmamak için korkutacağım. Öncelikle korkmalı mıyız diyoruz. Evet, korkmalıyız bunu yüce Kelamda hadislerde sahabe yaşamlarında görüyoruz. Şimdi bunlardan bir âlimden örnek vererek hatırlatalım. Bir genç korkmuş bir genç ama anlatmaya çalıştığımız korku değil tedbir için korku. Bu genç Üstat Bediüzzaman’ın yanına gider ve şöyle der Üstadım Ben cehennemden çok korkuyorum bana bir teselli ver. Üstadın sözleri şu oluyor neden korkuyorsun ki neden korkuyorsun titreyeceksin titreyecek. Böyle diyordu üstad. Elbette korkmak gerek ancak kaçmak için değil. Bakın bir misalle bu az karmaşık olan konuyu nasıl basitleştirerek anlıyacağız. Bir araç düşünün bizde bu aracın şoförüyüz. Ve bir yarış içerisindeyiz. Bu yarış içerisinde bizi bilgilendiren tabelalar var örneğin ilerde çukur var. İlerde kaygan zemin vs. Şimdi bundan korkmamak elde değil yani bazı tehlikeler varmış ilerde. Eğer biz şöyle bir tutumda bulunursak ayy ben bu tehlikelerden çok korkuyorum en iyisi bu tabelalara hiç bakmayayım evet evet hiç bakmayayım hem de hiç. Öyle ya hep kandırdık ya kendimiz kemirdi ya bu düşünce içimizi bizi âmâlaştırdı ya göremedik ya bunun yüzünden. Ne kadarda yanlış aslında öyle değimli bunu yerine bir kafayı kaldırsak tabelalara göre kendimize çeki düzen versek gelecek tehlikelere karşı tedbir alsak. İşte Müslüman’ın olması gereken korkusu budur Tedbir için korkmak korkmak için korkmak değil. Yoksa korkuyorum dersin kafanı gömersin ve an gelir o tehlikeyle yüzleşince kahrolursun zelil olursun zelil. Yani ey zalim nefsim İşte o araç takatin o gittiğin yol senin ömründür. Yolun sonunda ki daha doğrusu henüz yoldaki engeller ise berzah âlemindeki kabir deki tehlikelerdir ve kabirde asıl âleme yolun sonuna bir geçiştir. İşte nefsim şimdi sende anladın ki hayatımızda bize tehlikeleri gösteren ölüm vardır diyen mülahazalardan korkmanın bir anlamı yok. Bu mülahazalar yolumuzdaki ışıklar gibidir. Bizim yapmamız gereken bu konulardan ders çıkarmak tehlikelerden korkmak ama tedbir için korkmak ve Allah rızasına böylece çalışmak ve o anlar o çukurlar geldiğinde emeğimizle tedbirimizle onu gül bahçesine dönüştürmektir Allahın izni ile. Yani ölüm var demek ki buna çalışmak lazım. Oturup ta çalışmayıp ta kaçmanın ne faydası var kine faydası var anca zararı var asıl ölümden bu şekilde olan korkmaktan korkmak lazım. Çünkü eğer ölüm kelimesinden kaçarak ömür son bulursa o ana hazırlıksız geliriz ****** anlamda ki saklanma korkusu yerine az hazırlasa az çeki düzen versene kendine eyyy zalim nefsim. Hallerini düzeltsene. Bilmiyor musun ki Yüze Allah Kelamda herkes yaptığını bulur zerre kadar hayırda şerde esas âlemde karşılığını bulur. Onun için hemen ey nefsim sars kendini Mevla’ya yönel vakit kısa. Sonra ayrı bir husus. Yüküm ağır günahlarım çok. Bu yükün altından kalkamam ben çok günahım var o kadar varki. Ben bu günahlar ile ettiğim bu yazıklar ile Allah rızasına ulaşamam. Bu da senin oyunun zalim nefsim bu da bahanelerin elbette yüküm ağır. Ben çok yazıklar ettim kendi adıma konuşmak gerekir se derviş yunus neden öyle demiş onun yüreğine sormak lazım ama onun o sözleri beni o kadar iyi anlatıyor ki çünkü bana öyle geliyor ki bu alemde Müslüman olup ta benim ettiğim yazıkları eden yoktur benim günahlarımı işleyen yoktur gibime geliyor. Ama bu bahane değil ey zalim nefsim. Eğer öyle olsaydı şiirlerinde. Bir günah ki işlemişem onu kimse işlememiş Diyen Derviş yunus oturur kalırdı ama o bunu yapmadı dolaştı ilden illere Allah dedi durdu. Bu hususta da bir olayla cevabını al zalim nefsim. Bir zamanlar bir âlim talebelerini yetiştirmiş. Öyle ya onlara tüm ilmini vermiş ve talebeleri de insanların durumunu biiznillah Semada görür olmuşlar. Öyle ki bu manevi seviyede idrak etmişler ki hocalarının adı semada şaki yol kesici günahkâr olarak yazılı. Başlamışlar hocalarını terk etmeye… Yalnız biri gitmemiş itaatten ötürü. Hocası sormuş evladım arkadaşların nerde söylememiş ısrar edince de söylemek zorun kalmış ve anlatmış. Aldığı cevap ise şu olmuş evladım ben adımın şaki olarak yazdığını 40 yıldır görüyorum ama Haktan gayrı kapımı var. Başka kapımı var ki onu aşındırayım af dileneyim Haktan gayrı kapılar sürmeli. İşte bu derin samimiyetinden dolayı o andaki semada yazılı olan Şaki adı silinir ve onunda adı Salih kullardan yazılır… Evet, zalim nefsim burada sana çok derin bir ibret vardır Mevla’mın affı merhameti bu menkıbe veya yaşanmış fark etmez ama bu tılsımın içindedir. Samimi olmak Mevla’ya bağlanmak Ona yanmak. Birde ey zalim nefsim gel de sana çok basit örnekle o Merhametten bir damla göstereyim. Ey zalim nefsim seninde bir annen baban yârin sevdiklerin dostların var seni de çok seven insanlar var belki daha az belki daha fazla nefsim ama var. Şimdi şu suali sor onlar senin kötülüğünü isterler mi seni ateşe atarlar mı? Sana kıyarlar mı hiç. Yeri geldiğinde seni sinelerine bastırarak ferahlatan onların merhameti sevgisi değimlidir. Ve sonra zalim nefsim gözlerini zihin dünyanda şu âlemde bir gezintiye çıkar göreceksin ki hayvanlar arasında dahi bir merhamet var anne hayvanların yavrusunu emzirmesi. Tavuğun yavrularını yanına hiç bir şeyi yaklaştırması ve daha birçok şey hadisin ifadesi ile sütünü emmek için annesinin altına gelen hayvanın sütünü rahat içsin diye ayağını kaldıran anne hayvanın merhameti de var ya. İşte onu da gör ve hepsini bir ara ya topla ne kadar çok değimli ne büyük bir derya oldu. Öyle ki bazen bir dostun gözlerine samimiyetle bakması bile senin için bir derya olur birde şu topladığımız merhamete baksana be eyy zalim nefsim işte bu hiçbir yere sığdıramayacağın engin merhamet Allah’ın rahmetinin yüzde biridir Mevla’mın sadece bu kadar cık bir damlasıdır dünyadaki bu merhamet. Mevla’mızın gazabınız aşmıştır merhameti. Mevla’m Yarın yevmi kıyamette toplam merhameti ile rahmedecek ne büyük rahmet öyle değimli işte biz böylesine merhametliler merhametlisi böylesine kimsesizlerin kimsinin kullarıyız. İşte ey zalim nefsim artık anladın ki bu korku olmalı ki sende tedbir üzere bu ümit olmalı ki sende rahmet üzere. Unutma nefsim Ölüm yok olmak ebedi ayrılık insanlıktan ayrılık değil tam tersine bize bu kadar merhametli olan ve sadece bir damla sevgisi dahi tüm cihana sığmayan engin padişahın sevgisine kavuşma günüdür. Mevlana hazretleri boşuna şebbi arus demiyor ölüme düğün günü olarak boşuna ifade etmiyor o mübarek. İşte ölümü anlarsan ferahlarsın zalim nefsim. EY RAHMETİ BOL PADİŞAH RAHMETİNDER BİR DAMLA BİZEDE AYIR
  17. sevgili yam yam yazdığın bu iletinde hem haklısın hem haksız... Doğru insan ömrünün ortalaması uzamış ve bu bilimin sayesinde olmuş...insan yapısı gittikçe bozulmamışmıdır bozulan çevremiz gibi bu bilimin sayesinde olmuş... Ancak bir yerden sonra bilim kar etmiyor... Şöyle bir ölüm olaylarına bakın o kadar tuhaf durduk yere hiç bir sebep yokken hiç olmayacak mış gibi gelen anlarda ölümler yaşanıyor buda mı hiç bir şey ifade etmiyor... Ölüme yoktur ilaç sevgili yam yam...
  18. mübarek yazdığında hoş tespitler var ancak...büyük anlatım yalnışlığı var... yani yam yam ın anladığı aktardığı şekilde olmamamlı eyer öyleyse zaten şüphe duyarım hatta Allah bilitr ateistsinde kafa karıştırmaya çalışıyosun DERDİM ama hüsnü zan yapacağız yani gerekeni sevgili evrensel mesaj kardeşim bence anlatmak istediğini anlatamadın.... Bence düştüğün durum şu... Akıl bazı şeylerde yetersiz kalıyor ki kalmasaydı kelam peygamber gönderilirmiydi... bunların ışığında kullanırsak aklımızı doğru yolu buluruz... Ancak bu aklını kullanmamk yada tersini yapmak değil doğru şekilde kullanmaktır... Biliyoruzki dinimizde tafsili iman kavramı var... ve en makbul olanı odur.... sevgili yam yamın söylediği gibi bir husus yok ama seçtiğin kelimeler kendini ifadeni zorlaştırmış... Allaha emanet olun....
  19. Cumhuriyet den sonra Bediüzzaman HAZRETLERİ bu hususlarda her şeyden elini çekmiş tamamiyle kendini iman kurtarma savaşına adamış ki bunun meyveleri hamdolsun hala sürüyor... Kötü veya iyi ağacı meyvelerinden tanıyınız(alıntı) Buyrun risale i nurlar ve vesilesiyle iman selahiyetine ulaşan insanlar başka söze hacet yok bakan görür köre ne...
  20. Ölüme Çaremi Sevgili Yam Yam Senin gibi bilimle alakalı birimi bunu söylüyor insan yaşam sürelerini tarihten günümüze bir bakın derim Saygılar...
  21. Kusuruma bakma yam yam fikrimi söyliyeceğim.... Tipik bir Bilgi yoksunluğu yazısı... İşte yam yamcım Kelam böyle boş okumakla olmuyo... Senin hayır sandığını hakkında hayırlısı olduğunu ne biliyosun... Saygılar...
  22. Sevgili politika ben size **** değil ****dedim yine de derim bunada hakkım var... çünkü bilmeden hak etmedğim cümleler sarfettin ediyorsun bizde sana dua ettik... Cevap verme dahi gereği duymuyorum çünkü hakaretlerin bana varsın et Benim hakkım helaldir ama yinede boynun düşecektir yaptığın yazıklar için.. Mevlam o dar günden cümlemize yardım etsin
  23. Sevgili netman öncelikle Bu paylaşım düşüncenden dolayı seni tebrik ederim... Bu yazılar size ait olmadığı için belirttiğiniz gibi size yönelik olmadan Acizane bede bişeyler söyliyeceğim.. Not:Yazımda İnsanları genel fakir orta ve zengin halli olarak ele alıcaz kimse afrika falan demesin konu çok uzar cevaplara gelmek zor olur o konular bir çok kez ele aldık hem ayrıca ele alınması daha verimlidir... Bunu yazan arkadaş veya arkadaşlar afedersin kendini uyanık sanıyor neden mi? demişki "Biz seçimlerimizde özgürüz, kader sadece Tanrı'nın bizim seçimlerimizi önceden bilip takdir etmesidir diyerek bu işin içinden çıkmaya kalkmayın. İnsan verdiği kararları çevresindeki koşullara ve faktörlere göre verir. Bu koşullar ve faktörler ise Tanrı'nın kontrolü altında, hatta onun sebep olduğu şeyler olduğundan, Tanrı eğer denilen vasıflara sahipse, insan gerçekten özgür olamaz" Aslında bi bakıma doğru ama tamamıyle değil yani çevresel faktörler kısmendir bunu genele yayarak özgür irade kavramını aklıyca tamamen ortadan kaldıracak ve müslümanlar veya herneyse cevap vermekte zorlanacak... Şimdi dünya Özenle hazırlanmış bir imtihan mekanıdır.. Açıkki islamda genle olarak İmtihan kavramı var... Her ne kadarda bunu sakınca sı olsada dünyada yaşamımıza bir çevirelim... Bir imtihan salonu düşünelim İnsanların asıl yaratılış imtihanlarına göre düşünürsek burdaki çevresel faktörler ne olabilir diye düşünmeye başlıyalım... Öncelikle sanırım sorular diyeceğiz... Bu sorular zaten belli ve oda da sınav odasında soruları görebileceğin kadar ışık var(çevresel faktör) bir öğrenci ışık az yanıyo dese ve her ne kadarda doğru söylesede dikkate değer değildir çünkü onun görebileceği kadar ışık bulunmaktadır... Müdür beyin parası mı yok tam ışık için derse... Elbette vardır (birde özel resmi olmayan düşünürsek) ancak kendi mülkünden istediği giib tasarruf eder öyle cömertki sağladığı ışığıyla soruları okumada bir sorunyaşamıyorsun der... Yada oturduğu sıra yada sıra değil yerde bir karton üzerinde oturuyor belkide ayakta duruyor ancak bu sınava teşkil etmez hele birde zor şartlarda girilen sınavlara +not varsa... kastımı sanırım anlıyorsunu... kimse aynı şartlarda imtiha olmuyor kimisi fakirlik kiisi zenginlik vs.. şimdi bu uygunmu yada haşa uygun değilmi diye bi düşünelim.. Her ne kadarda bazı ateist arkadaşlarımız iki debir neden zor şartlar nedne zulüm edeiyor diye saçmalasada (bütün ateistler demedim hak etmeyen kardeşlerimiz üstüne alınmasın) arada bir durup düşünseler gerçeği görürler.. Acizane belirtmeye çalışalım yine bir imtihan misaliyle.... Öss sınavını düşünelim gerçi önemini az kaybetti ama... öss sınavında denseki ayakta sınava gir ancak sen ve bu şartlardakiler .. + 20 netle sınava başlıyacak bu nekadar önemli öyle değilmi ahirete göre düşünürsek sana ebedi saadet için çok değerli bir çek uzatılmış.. eğer sen neden oturamıyorum diyip durursan cezaya çarptırılırsın ve hem o 20 neti almassın hemde sınavından olursun.... malesef ateist kardeşlerimizde her şeye neden böyle nedne şöyle deyip sırrı göremiyor veye ögrmek istemiyorlar halbuki büyük bir hikmet vardır... Onlar kendilerine sunulana hayır deyip hem saadetei tepmiş hemde çevreye verdiği zarardan cezayı hak etmiş oluyor.... İstediğiniz çevresel faktörü alabiliriz bunların her biri bize hem ebedi saadete hemde Gerçek amaç olan olmsı gereken Cemalullah ve Allah rızasına götüren çok değerli vasıtalardır yeterki tılsım açın ve faydalanın Bir de şöyle düşünelim sınav yarış vs. olupta belirli etkiler içermeyen varmı.. Örneği koşu atletizminde sana oturarak başla diolarsa öyle başlıyacaksın Sna penaltı işaretinden topa vur denilirse öyle yapacaksın kalkıpta ben istediğim yerden vuramıyorum demen akıl karımıdır... Hatta herkes sana güler.. ama biz üzülüyoruz... Sonrasın da çok özür dilicem resmen adam veya adamlar kara kara düşünmüş nasıl kıvıracam derdine düşmüş...yahu hiç bir insna bu kadar anlamsız konuşmazkii Bilimselci ve Gece Kuşu da görüşlerini belirtiyordu ama bir mantık oluyodu en azından bu nedir ya.. tek amaç hem böyle hem böyle arada kaldık öyle desende Allah yok Böyle desende Allah yok cümleleri ama içeriğe bakıyorum Mantığın M si yok tamam bende pek zeki değilimdir ama bu kadarda olmazki bari bilimselciden falan ders alsalar en azından o bilimsel olmayan şeyler olduğu için inkar ediyo ve mantıklı konuşuyo... Neyse Devam Edelim İnşallah... Seçme yeteneği ii uyan insan oğlu yok öle bişey yanlış öğrenmişiniz irade dedik... seçme hakkı değil eğer öyle olsaydı çekilin önümden ben cennete derdin... tamam bazen alfın gelişi seçme diyoruz ama tam olarak bu değildir.. Arkadaşlarda akıllarınca bundan faydalancak... Seçme daha çok üstün olamyan şeyler ve zevklere yönelik kullanırız.. misal Vitrinde ki iki elbisede güzeldi ama ayşe yeşili almış bende pembeyi aldım.. bu seçmedir.. bizim bahsettiğimiz ise biri YANLIŞ yol biri doğru yoldur... yani sonuç itibariyle sana seç bişi olamz değil seçersem şarampöle yuvarlanırsın deniliyor.. buna rağmende seçersen artık kendin ettin kendin bulacan... şimdi yine imtiah ile bu gülünç daha doğrusu ağlanacak hali gözler önüne serelim.. bir öğrenci test sınavına girmiş her soruda 4 şık bir doğru cevap var.. şimdi bu öğrenci madem biri doğru neden seçme hakkım var ... derse ne olur... otur yerine serseri der hocası dimi... Sınavdasın ahali kendini ne sandın... Al işte bi tane daha nede miş "Tanrı her şeyi biliyorsa (geçmiş, gelecek, vs), o zaman geçmiş de, gelecek de daha yaratılış anında belli demektir. Belli olan bir şeyi değiştirmek için, kitap, peygamber, vs göndermenin mantığı ne o zaman? " Yahu Rabbim Elçi gönderince inanma imkanı olucağını da biliyo göndermeyince olmayacağınıda göndermesinde biz nerden bilecektik de dimi hadi ordan her şey ortada Vakit dar İman saadeti seni bekler... Nihayet doğru düzgün bişi çıktı.. "Farz edelim ki bilimkurgu filmlerindeki o akıllı robotları yapacak kadar gelişti teknolojimiz. Ve bu yaptığımız robotlar hem kendi varlıklarının bilincinde, hem de hür seçimlerini yapabilecek varlıklar. Bu durumda, biz onlardan, bize köle gibi itaat etmelerini bekleyebilir miyiz? Buna hakkımız var mıdır? Bunu yaparsak, bu durumun hür insanları köle edinmekten ne farkı vardır? Bu bizi, gaddar, acımasız, despot ve adaletsiz yapmaz mı?" Burda bir haddini bilmezlik var aslında..Mevlam kendisi bulma duygusu ve Mevlaya götüren delilleri koymuş ittat etmemizi için için... Acaba biz bunu yapabilirmiyiz sanmıyorum aslında pek de buna cevap veremem robotu pek anlamadım çünkü.... yapay zeka konusunda bir alaka kuramadım ama suç elbette kendisinindir.. Gellim köle mevzusuna Bakınız Allahın kelamı nereye İNdi...Arabistane indiği dönemde köle durumuna bakarsak çok yaygın olduğu anlarız belki diğer bölgelerde de böyleydi ama bilmediğim için yalan söylemenin bir anlamı yok... Sonuçta kölelere zulüm yapılıyorsa elbette bu düzeltilecektir.. Örneği Allah resulü kölenizi bir sorduğunda KÖLEM yerine kardeşimdir evladımdır dememizi istemiştir ve buda rahmettir...Ve islamda ki köle kavramı ise bu günki hizmet çi kavramıdır.. YAni bizde o güzellikleri böylece haaytımıza alabiliriz.. Gelelim sonrasına ne denmiş "Kurana göre Tanrı bazılarının kalplerini mühürlemiş, onlardan imanı esirgemiştir. (Biz ateistler o kişilerdeniz belli ki). Peki bu durumda Tanrı bize haksızlık yapmış olmuyor mu? Bizim ne suçumuz vardır? Bu Tanrı'nın adil sıfatıyla çelişmiyor mu? " Pek zeki ataist az önce demiyormuydun Allah geleceğide biliyor diye... Zaten iman etmiyeceksin veya edeceksin mevlam biliyor etmieynler mühürlüdür nedne zoruna gidiyor ki... Ama burda ayrı bir mevzu var onu belirteyim... Hidayet meselesi ki mühürlenme bu anlamda... İnsanlar hal dili ile hidayete koşar veya tam tersi koşana da KESİNLİKLE hidayet kapıları açılacaktı... gayrısına ise elbette kapıla kapalıdır... BU gayet normal anaormal bir durum yok.. Sonra denmişki "Peki ya ömrü boyunca islamla tanışmamış kişilerin ne sucu vardır? Afrika’nın ilkel bir kabilesinde doğmuş birinden Tanrı nasıl kendisine iman bekler?" Her zaman diyoruz yine diyelim Mevlam Bizi bizden daha iyi bilir hangi durumlarda olduğumuzu ÇEVRESEL FAKTÖRLERİ vs. Mevlam da BUrda adalet sıfatı ile hükmeder en doğrusu allah bilir.. Belkide kimi imsanlardan sadee Allah var... demesini istiyor.. Yada sebep saçmalığında olmamasını... Yani herkezin imtihanı aynı değildir belki de kimsinden sadece sabır ister dediğim gibi.... Denmişki "Tanrı’nın bizi hem sevdiği söylenir, hem de hayatın bir imtihan olduğu ve eğer bu imtihandan kalırsak, bunun cezasının olduğu söylenir. Yani Tanrı bizi zorla böyle tuhaf bir imtihana sokmuştur. Ve hem hadislerde hem de kutsal kitaplarda cehennemde cennettekinden çok daha fazla insan olacağı söylenir. Bu insanın sevdiği birilerine yapacağı türden bir şey midir? " Şimdi düşünelim hayattaa bizi en çok kim sever annemiz babamız vs. her neyse peke ya onlar dahi an oluyor sizi reddetmiyorlarmı... örneğin bi deneyim sen babam deilsin deyin vs. elbet bir sınırınız olacaktır öyle ki bir daha sizi affet miyecektir.. Rabbimize gelelim dünyada ki gördüğünüz bütün sevgi hayvan insan anne baba vs. ve bütün merhamet... Mevlamın rahmet derasından bir damladır.... bu kadar rahmete rağmen cehennemi girmeye BAŞARANLAR hala ne kounşurlar ki... Bakınız her ne yapmış olursan ol 1000000000000000000000000000000 kez tövbneni boz muş ol yürek hakkın huzuruna samimi haykırışlarını ulaştırdımı affolunur Rabbim affeder.. İstersen yeni Meyhaneden çıkmış ol.... eğer... Gel Mescide Meyhaneden Hayır Gelmez Mestaneden Tehir etmek (Ertelemek) Acep Neden Gel tevbeye gel tevbeye ezgisi manasıyla ruhuna değimişe pişmansa rabbim affeder varmı dünyada başka böyle bir sevgi Rahmet kapısı dönene kapalı değildir... Mühürlü değildir... Kadınlar Mevzusu Allahın Kelamın Hz.Eyyübe hanımını at la döv diye tavsiye edilir bakın sopavs. değil otla.. bu bile yeterlidir. Şimdi Mevlamın her derde deva olması gerekmezmi elbette o zaman nedne itatsizlik hakında emir buyur masın biliyoruz ki hanımların itaati çok önemlidir bizler için... Sonra hanımlara çok fazla şey olduğunu söylerler giyin vs.. Yahu siz evde neyinizisaklarsınız servetinizi öyle değilmi ayrı kılarsınız... Mevlamda Bayanlara o kadar değer veriyorki onları saklıyor kendinizi muhafaza edin diyor... Bakın Hz..Ömer Ne buyuruyor "Cahiliye döneminde kadınları, hiç bir şey saymazdık. Taki İslam geldi, Allah'u Teala onlardan bahsedince, o zaman kadınların üzerimizde bir takım hakları olduğunu gördük" derken, iyi amel işleyen kadın veya erkeğin cennete gideceğini bildiren (Nisa Suresi:124) dinimizin ve onun yüce ilahının kulları arasında ayırım yapacağını kabul etmek imkansızdır. O, rahman ve rahimdir. Hadis konusuna gelince malesef bir çok sahte hadis vardır ve bunlar menfati olan insanlar tarafından ortaya tılıyor.... Ayrıca dinimizde Açıktırki Üstünlük Takva iledir... Sonra dünyada İSlaam göre hükmeden bir ülke yok... Ayrıca İslama göre İlim ve fen unutlumamalı malesef bu ayrıntı unutuluyor.. Sen yatarsan.... Ayrıca Allah rahman ve rahimdir yani nimetini Dünyada Müslüman olmayanada verir.. Ancak ahirete bu söz konusu değildir... Sonra şu terbiyesiz cümleye gelelim... "Tanrı, eğer varsa, hem varlığının tüm kanıtlarını bizden gizleyip, hem de bizlerden kendisine inanmamızı beklerken ne yaptığını zannetmektedir? Kendisi saklambaç oynayan bir çocuk mudur? " Tam tersine her zerrede Mührü vardır Bakan görür körene meselesi Ben göremeyene şaşarım... Elbette görmek isteyen görecektir... Yoksa hak eden ve etmeyen nasıl ayırt edilecek... Uzaylılar Eğer evrende yaşayan bizden başka pek çok uygarlık varsa (ki modern bilime göre bu kuvvetle muhtemeldir), o zaman bu uygarlıkların bir kısmı bizden geriyse bile, bir kısmı da kesinlikle çok daha ileridir. Fakat kurana göre Tanrı insanı kainatta kendisinden sonra en değerli varlık tayin etmiştir. Meleklerin ve cinlerin bile üstüne koymuştur. Peki bizden kat kat zeki ve becerikli, uygarlıkta bizden trilyonlarca yıl ileri uzaylılar varken, Tanrı bu şerefi niye bize layık görmüştür? Gerçi pek bilgim yok ama bi saçmalığa değineceğim inşallah... Bizden sütün yaratıklarmış... Denilen anlama bakarsak biz melekler de aşağı varlıklarız.. Tamamiyle bilgisizlikle kurulmuş cümleler... Yani eğer öyle bir şey söz konusu olsaydı Gaybdan kısmen Biiznillah Haberdar olan Melekler Üstün olurlardı... Burdaki üstünlük takva ihlas sonucu olur gayrısı ise öyle değildir... "Tanrı her şeyi bir sebep için yarattıysa ve her canlının yeryüzünde bir fonksiyonu varsa, neden 60 milyon yıl önce tüm dinozorları ve o zaman yeryüzünde yaşayan canlıların %95’ini ortadan kaldırmıştır? Neden devamlı pek çok canlı türünün soyu tükenmektedir? " Bilim zamanı gelince herşeyi ortaya çıkaracaktı elbette unutmayalım ki Bir neslin yok edilmesi yeni bir neslin oluşumuna sebepleri oluştura bilir bu dünyada her şey bilime dayandırlımıştı bizim için ve bundana bilimsel bir hikmet olabilir örneğin onlardan gelen kalıntılar yaşama ortamına katkı sağlıyor olabilir birde sanırım dinazorlarla ayşamak o kadarda güzel olmazdı "İnsan bugünkü şekliyle yaratıldıysa, bilim adamları kazı bölgelerinde neden iskelet yapısı günümüz insanına uymayan (daha bir maymuna benzeyen) fakat yanı başında taştan delici ve kesici aletler bulunan iskelet örnekleri bulmaktadır? (Bunların yüzlerce örneği var). " Biliyoruzki Adem(a.s) cenette idi ilk olarak Ve hadislerden biliyoruz ki cenette insanlar çok daha büyük ve kuvettli olacaktır...(çok zun boylu vs.) Yani adem (a.s.) öyle yaratılmış olabilir ki insanların uzun yaşaması da buna delil oalbilir ancak insanlar bu özelliğini koruyamamış ve sürekli her nesilde bir şeyler kaybetmiştir.. kendisi bozmuştur bazı dengeleri ve halada bozmaktayız açıkça görülüyor... Ama tabi ilk olarak maymun olmadığımız kesin Geriye kalanlara da ben yeterince güldüm(ağladım zaten) o saçmalıklarada gerek yok heradle.. illede isteyen olursa ayrı tabi
  24. Kös kös Oturmassak biiznillah duracak... En azından köşe başımızdaki kardeşimize dikkat edersek inşallah olacak... Haa bu arada ibret alınırsa tarih ya lehimizde tekerrür eder ya da etmez... Allaha emanet olun...
  25. Doğru çok doğru Allah beni Islah etsin ama ötesinde duracaksın.. Eğer bizde yalnış bişey varsa Allah başta ben olmak üzere yerin dibine batırsın hem bu dünyada hem ahirde zelil etsin ama öyle bişey yoksa Mevlam Sizler Affetsin... Ben bunu söyliyebiliyorum acaba siz söyliye biliyorsumusun... Ha bu arada hiç şeyh falan işim olmadı ama mübarek bir zata yolum düşerse neden ziyaret etmim hayır duasını almıyayım o kadar kıt düşünmeyin.... Acaba şeyh dediğiniz kim Abdulkadir geylanimi Abdulbaki Hazretlerimi yoksa onların Miraslarından faydalananlarmı... Mevlam ihtiyacı olanı ıslah etsin... Allahım bu arkadaş ***** sen onu affet yoksa duasında mevlam ülkemde senin gibiler olmadan hal eylemesin derdi... İnşallah kardeşim yarın hakkın divanında boynun bükülmez...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.