Zıplanacak içerik

godzilla

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

godzilla tarafından postalanan herşey

  1. bende bu aralar yemek konusunda çeşitler çok kısır kısır mısır farketmez eee geliyim bariii ısrar ediyosunuz
  2. evet evet evet bu arada ingilizcene hayranım... Daha leb demeden Çorum ile Kütahya arasındaki leblebi savaşlarının sebebini ortaya koyuyorsun yeni bi eve çıkmak kaç para biliyor musun?
  3. ben onu bunu bilmem ekmek 80 ykr (eski 800.000 tl) olduğundan beri ben de büyük bir travma yaşıyorum. 2 ekmek alabildiğim günler evde bir bayram havası sanki Ankara dan abim gelmiş... Yani Devrim bu herşey aniden olur DEVrilir birden eski düzen kimi ertesi sabah uyanır uykudan kimisi 80 sene sonra ...Görmek istediğini görür, görmek istemediğini görmez insan. ben hala ekmeğin 80 ykr olduğunu görmek istemiyorum mesela
  4. godzilla şurada cevap verdi: *NATALIA* başlık Anı Defteri - Defterleri
    I bite my lip. I buy what I’m told: From the latest hit, To the wisdom of old. But I’m always alone. And my heart is like ice. And it’s crowded and cold In My Secret Life. leonard cohen
  5. Maybe you were right But baby I was lonely I don't want to fight I'm tired of being sorry
  6. çok haklı ve kendinde saklısın Not:YIKILMAK..... yarın devam inşallah...iyi akşamlar
  7. Cumhurbaşkanı Başbakan ve diğerleri Almanya Türkiye maçına gidecek ülkede kimse kalmayacak veeee o gece Türkiye işgal edilecek ....Yok bu çok abartılı oldu Daha temiz bir kompile yapayım Maç günü akşamı zamların hepsi teker teker yapılacak. ehh işte fena değildi bu.Aslında bu çok olan bir şey.....
  8. kurabiyeler bayat dedik ya yarın yarın tazesi gelcööökkk yayamas deniz kızı da gelmiş şimdi o içinde fal olan kahve de arar
  9. Bütün Erkekler Ölür Çünkü gök sıkıntıyla ağar rüzgâr buruşur, bir yaprak düşer ve kaçıyordur solgun mavilikte maviler ve al geyikler. İşte altın ve kara akıntılar: analar, yitirilmiş resimlik yoksulluk, o korkunç kadın. Susun, tümünün anıldığı gündür, kara yağmur ve ebem kuşağı usulca bütün erkekler ölür. Kıpırdamasın insandan gelen sesler kamyonlar devrilir dağ yolunda. Rehincide kalan bir gümüş saat emanetçide unutulan bavul, geçip giden gök taşlarıdır havadan ve selüloit mavilikten. Ey mermeri bozuk yalnızlık, sanki kutsal bir avdır suskuda ve bir yakut parıltısıdır artık. Çünkü gök kanla ağıyordur, soluk soluğa atan bir damar kalbinde hırçın denizin ve toprağın nabzında, unutulmak gibi bir şahdamar. Ürperir aynı rüzgârla darağacı, çarmıh ve çiçek, sussun yatakların fısıltısı avuçlarda parıldayan kehribar: ekmekli, zincirli ve başları eğik kadınların erkekleri geçiyordur. Ve üzgün deltası kısacık ömürlerin bir albüm, bir şarkı, bir çocuk. Hangi doldurulmuş hüznün yakutu çocukluk defterlerince soluk, ki savaş alanlarında parıldar bütün koruluklardır ay ışığı, ey ulaşılmayan dayanak aşklar elleri kanatan kesici ağıt. Hep unutuştur akılda kalan, sıçrayan, yenilen ve ölen geyikler, derdin eksilmediği kalem ve kağıt. Kısa ve kesin bir sözdür erkekler, İspanya'da "Non Pasaran", kızaran kilise çanları katedrallere çöken gölgelik İtalya'da "Mamma Mia" işte avuçların dünyayı duyduğu kayalar, sarkık bir bıyık Meksika'da, "Viva" Nehirler kurur, susar aşk ve en katı sözdür erkekler kıraç ve yoksul Anadolu'da. Büyük ve yeniktir erkekler, söz dinlemez serüvenci çocuk su şırıltısında sayıklayan hasta, ve deli bir sevgilidir sabaha kadar bulgulu, korkunç ve utançla. Yararsız bütün leylak ağaçları, hiç bilmiyor erkekler doğan ve ölen çocukların hüznünü, çünkü daha önceden ölürler. Çünkü gök ağıyordur kanla, hep yenik yıldızlar vardır, anı defteri, kum saati, savaş alanı, bir yüz işte o kandır. Ey ışığını dağıtan kristal ölümsüzlük, ele geçirilmeyen gömü, ayışığı denizle kendini sürdürür, işte her şey geçip gitmede, usulca bütün erkekler ölür. AHMET OKTAY
  10. Görüldüğü gibi beden ölsede ruh vazgeçemiyor alışkanlıklarından ben inanırım bunlara. Ayrıca yukardaki cümlemden dolayı gece rahatsız edilmem inşallah paranormal: ben bunun için de iki laf edeyim: İçinde "para" geçen hiçbir şey benim için "normal" değildir.Hatta o kadar anormal ki bende hiç yok....
  11. yok o kurabiye bayat bayat başka dene
  12. Seviyor, sevmiyor, Alıyor, almıyor, Bahane arıyor, Avrupa Birliği. bahane üzerine şiir arıyordum bu çıktı kendimi AB ye benzettim.
  13. godzilla şurada cevap verdi: bozan başlık Güncel Konular
    adam yalvarıyorum diyor atmayın diyor sen misin onu diyen her kelimene karşılık bir kurşun hava kurşun gibi ağır! bağır bağır bağır bağırıyorum. koşun, kurşun eritmeye çağırıyorum... o diyor ki bana: - sen kendi sesinle kül olursun ey! kerem gibi yana yana... "deeeert çok, hemdert yok" yüreklerin kulakları sağır... hava kurşun gibi ağır... ben diyorum ki ona: - kül olayım kerem gibi yana yana. ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa... hava toprak gibi gebe.hava kurşun gibi ağır. bağır bağır bağırıyorum. koşun kurşun eritmeye çağırıyorum...
  14. ÇİĞ KÖFTE Mİ? nerede hani yok ki ben az bişey yedim onları mı diyodunnnn....Kİmseye kalmadı .Ama çok azdı onlar
  15. Orak ve Fıkra 22 Haziran 2008 HÜRRİYET PAZAR (KİM ÖKSÜRDÜ VE HANGİ KUYRUK HARİKA ) İngiliz televizyon belgeselcisi Ben Lewis, Rusya’yla ilgili yaptığı araştırmalar sırasında karşısına çıkan komünist dönem fıkralarından çok etkilenip bu konu üzerine yoğunlaşmaya karar veriyor. Rusya’ya, Romanya’ya, Macaristan’a, Çek Cumhuriyeti’ne gidiyor. Birçok belgeye ulaşıyor, röportajlar yapıyor. Sonunda komünist dönemin fıkralarını, neden ve nasıl oluştuğunu anlatan, insanların neye neden güldüğünü çözmeye çalışan bir kitap yayınlıyor: Hammer and Tickle (Çekiç ve Gıdıklanma) Birçok fıkrayı bir araya getiren kitabın ana teması şu: Bir Sovyet fıkrası ciltler dolusu felsefi metne bedeldir. Komünist dönemdeki hayatın akışını öyle basite indirgeyerek anlatır ki yapılan propagandaların saçmalığını en iyi şekilde gözler önüne serer. Sovyet fıkraları en zor zamanlarda bile ayakta kalmayı başarmış, nesilden nesile geçerek dimdik ayakta kalmış, totaliter rejimler altında kalan halkların en büyük silahı olmuştur. Yıllar sonra dönüp bakıldığında halkın komünizm hakkındaki gerçek düşüncelerinin ne olduğunu gösteren en iyi tarihi belge bu fıkralardır! İşte Ben Lewis’ın kitabındaki fıkralarından örnekler. ŞEYTANLA KONUŞMA Brejnev, Nixon’ı ziyaret eder. Nixon masasındaki kırmızı telefonla şeytanı arar ve 15 dakika konuşur, yardımcısı, bu konuşma 1500 dolar tuttu der. Brejnev, Moskova’ya döner ve yardımcısına "Bana şeytanı ara, Amerikalılar konuşabiliyorsa, ben de konuşurum" der. Şeytanla 15 dakika konuşup kapattıktan sonra yardımcısına sorar: "Bu konuşma ne kadara patladı bize?" Yardımcı cevap verir: "5 cent efendim!" Brejnev şaşırır: "Niye bizimki o kadar ucuz?" Yardımcı: "Çünkü Amerikalılarınki milletlerarası tarife, bizimki şehir içi." VAYYY NE CESARET Romanya lideri Çavuşevsku ile Reagan ve Gorbaçov lüks bir kruz gemisinde seyahat eder. Köpekbalıkları etraflarını sardığında Reagan şov yapmak için saatini denize atar ve korumasına seslenir: "John, git ve saatimi getir." Koruma düşünmeden suya atlar ve saati getirir. Kalabalık "Vaay, ne cesaret!" der. Gorbaçov altta kalmaz saatini atar, koruması atlar getirir. Kalabalık "Vaay, ne cesaret!" der. Çavuşevsku aynı şeyi yapar. Koruması kıpırdamaz. "Hayatta atlamam efendim" der. Kalabalık "Vaay, ne cesaret!" der. BEŞ DAKİKA GEÇBEŞ DAKİKA ERKEN Sibirya’daki bir hapishanede üç tutuklu sohbete dalar. Birincisi: "Beni hapse attılar çünkü fabrikaya hep 5 dakika geç geliyordum. Sabotaj yapacağımdan şüphelendiler." İkincisi: "Ben hapisteyim çünkü fabrikaya hep 5 dakika erken geliyordum. Ajan olduğumdan şüphelendiler." Üçüncüsü: "Ben fabrikaya hep zamanında geliyordum. Batı icadı bir saatim olduğu için hapse atıldım." CEHENNEM BEĞEN Adamın biri ölür, arafta ona iki seçenek sunulur: Ya komünist cehenneme gideceksin ya da kapitalist cehenneme! Adam kapitalist cehennemin kapısına gider, Ronald Reagan’la karşılaşır, nasıl bir yer diye sorar. Reagan cevaplar: "Burada adamı önce diri diri kızgın yağa atarız, sonra da kör bıçaklarla küçük parçalara ayırırız." Adam hızla uzaklaşıp komünist cehenneme gider. Kapısının önünde uzun bir sıra olan cehennemin başında Karl Marx vardır. Burası nasıl diye sorar. Marx cevaplar: "Burada adamı önce diri diri kızgın yağa atarız, sonra da kör bıçaklarla küçük parçalara ayırırız." Adam şaşırır: "Kapitalist cehennemden farkı yok, neden millet buraya girmek için sıraya giriyor?" Marx cevaplar: "Çünkü genellikle yağımız biter, çoğunlukla bıçağımız da yoktur..." HANGİ KUYRUK Moskova’da bir votka dükkanının önünde beş kilometrelik bir sıra vardır. Adamın biri çok sinirlenir ve Gorbaçov’u öldüreceğim diye sıradan çıkar. Bir saat sonra döndüğünde sorarlar: "Gorbaçov’u öldürdün mü?" "Hayır," der adam "Onun sırası daha da uzundu." KİM ÖKSÜRDÜ Stalin fabrika işçilerine bir konuşma yapar: "Sovyetler Birliği’nde bizim için en değerli şey insan hayatıdır." Bu sırada salondan birinin öksürük sesi gelir. "Kim öksürdü" diye sorar Stalin. Ses yok. "Pekala o zaman NKVD’yi çağırın." Stalin’in polis teşkilatı NKVD ellerinde yarı otomatik silahlarla girer ve fabrikadaki işçileri taramaya başlar. En sonunda fabrikada 7 kişi kalır. "Kim öksürdü?" diye bir kez daha sorar Stalin. Bir adam elini kaldırır. "Feci şekilde grip olmuşsunuz. Hemen arabamı alın ve bir hastaneye gidin" der, Stalin. STALİN’İN PİPOSU Gürcü delegeler Stalin’i çalışma odasında ziyaret eder. Görüşme bitip delegeler odadan çıkarken Stalin piposunu aramaya başlar. Kağıtların altına, masaya bakar bulamaz. Bunun üzerine siyasi polis şefi Lavrenti Beria’yı çağırır: "Gürcüleri koridorda yakalayıp bak bakalım. Pipomu onlardan biri mi almış?" Beria koşarak çıkar. Bir süre sonra Stalin piposunu masanın altında bulur. "Beria, gel buldum pipoyu gerek kalmadı." Beria cevap verir: "Biraz geç kaldınız efendim. Delegelerin yarısı piponuzu aldığını itiraf etti. Geri kalanı da sorgulama sırasında öldü!" AFRİKALI ÇIPLAKLAR Stalin bir gün limuzininde şoförüyle sohbete dalar. "Söyle bakalım, devrimden sonra daha mı mutlu oldun, daha mı mutsuz oldun?" Şoför cevap verir: "Daha mutsuz oldum çünkü devrimden önce iki tane takım elbisem vardı, şimdi bir tane var." Stalin karşılık verir: "Ohoo, sen haline şükret. Afrika’da halk çırılçıplak koşturuyor!" Şoför sorar: "Öyle mi? Onların devrimi ne zaman olmuştu?" İKİ İSKELET İki iskelet Kiev sokaklarında karşılaşır. "Merhaba" der bir tanesi "Sen ne zaman öldün?" Diğeri cevap verir: "1932’deki Büyük Kıtlık’ta. Peki ya sen?" "Tanrı’ya şükür, henüz ölmedim" diye yanıtlar iskelet. Diğeri onu uyarır: "Şşşt, bugünlerde Tanrı’ya değil, Stalin’e şükretmelisin. Ancak Stalin öldüğünde tekrar Tanrı’ya şükredebilirsin!"
  16. ay ben yerim senin kahfeni pardon içerim ellerine sağlık
  17. yok canım öyle DEĞİLDİR !!!!
  18. godzilla şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    süper valla rua ya söyleyelimde bir tekirdağ rakısı göndersin bize
  19. godzilla şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    vallahi aynen bende öyleyim ruh halime göre değişir bazen lahmacun çeker canım bazen de somon büfe somon füme olacaktı galiba
  20. godzilla şurada yorum gönderdi deniz_kizi'nın blog başlığı içinde deniz_kizi's Blog
    ne bu tembellik hiçbişii yok burda yaz biraz yazzzz
  21. godzilla şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    şarkılarmı değişmiş değişmemişse insan desene hiç yaşamamış demekki...
  22. anaaa burası "yay" burcu içinmiymiş ben bu kurabiyenin herkes için olduğunu sanıyordum.ok yay dan çıkınca şaşırıyor işte ben TAY burcuyum
  23. parıldıyorda sen mi görmüyorsun yoksa ne oldu yaaa elmas mı arıyorsun aşık mı oldun heeeyttt ülennnnn

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.