Zıplanacak içerik

godzilla

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

godzilla tarafından postalanan herşey

  1. godzilla şurada cevap verdi: Radya başlık Doğum Günü Kutla
    evet evet iyi dikkat çekmişsin Radya forumun yaş ortalamasınında 100 olduğunu anladık bu sayede
  2. sert bir tavırla söylemedim yanlış anlamayınız..üzülürümüzüzzz isterseniz hiç yapmayınızıızz .siz çalışmayın ben çalışırım...çalışmak ne demek bu arada ben onu anlam olarak bilmemekteyim açılmasın forumlar olmasın savaşlar ben razıyım bundan sonra 15 dakka durur giderim buralardanlarlar ---------------- işin şakası bir yana, açılmasın forum önemli değil, önemli olan size bişey olmasın.ben girmişim girememişim dert değil yani
  3. godzilla şurada yorum gönderdi delifırtına'nın blog başlığı içinde delikızın türküsü
    Sevgili gloria; Evet barış için acımasızca da olsa gerçekten kökten çözüm olabilir...Ama ben düşündüm dee: Erkeklerin bu savaşçı ruhunu belkı de biz kadınlar tetikliyoruz... Bilinçaltlarında,doğalarında hep bir üstün olma,hakim olma,güçlü olma çabası yok mu? Ne kadar güç, o kadar POPÜLARİTE!!! Hep ormanların kralı ASLAN olmalı onlar...(arada,bir elin parmakları kadar Zürafalarda yok değil hani... ) Ben derim ki;Bu kabilenin kadınları, bebekleri öldürmek yerine doğar doğmaz iğdiş edebilirdi...Daha temiz olmazmıydı acaba HERŞEY BARIŞ İÇİN!!! ama çözümler hep erkeklerin sonunu getirmekle ilgili nedense
  4. bizim de bazen foruma girmemiz gerekiyor yani o kadar sıklaşmaya başladı belirteyim.
  5. bende onu didimdiiii blogları geçtik artık foruma girilmiyor geçtik kimse??*
  6. godzilla şurada cevap verdi: LaRsiE_ başlık Havadan Sudan Konular
    bitt mi 15 benim olsaydı bi kıyak geçseniz bana benim param yok teklifi kim verecekkk admin mi ben var mısın yok musun u izlerken hamdi beyi hep bizim admine benzetiyorum...onuda göremiyoruz yaaa ulaşılamaz ikon olaraktan..acaba nasıl biri brad pitt gibi mii falann ...seviyoruz admini
  7. ayrıcaa forumada girilmiyor artıkımm artık kimse??*
  8. godzilla şurada yorum gönderdi delifırtına'nın blog başlığı içinde delikızın türküsü
    iyi bir çözümmm ama kadın kadına kalınırsaaa bu dünyadaaa...?????????? düşünemiyorumm ben bu dünyayııı hahahahahahha çünkü kadınlar birbirlerini çookk severrr
  9. godzilla şurada cevap verdi: sedelina başlık İtiraf Köşesi
    olabilerrr olmasakta...beraber yürürüz biz bu yollarda farkeder mi???
  10. godzilla şurada cevap verdi: sedelina başlık İtiraf Köşesi
    biraz daha zorlasakk tanıdık biri olduğunuz çıkacak ortayaa...şişştt sus suss..
  11. godzilla şurada cevap verdi: sedelina başlık İtiraf Köşesi
    en güzeli buuu... kırmızı olsaydı uğur da getirirdi ekstradan ..bence....
  12. godzilla şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    we wish you a marry christmas hesabı kapattıysan harika valla...ben halaa 2003 ile hesabı kapatamadım postacıdan kaçıyorum polisten kaçıyorum neyse darısı benim başıma....darısı mısırı arpası buğdayı hepsi benim başımaa...ya arada basitleşip böyle espriler yapıyorum artık o da 2003 ün hatırınaaa..ben hala 2003 te sanıyorum kendimi MUTLU YILLAR
  13. godzilla şurada cevap verdi: sedelina başlık İtiraf Köşesi
    bende çalışmamaktan nefret ediyorumm hayat ne kadar ironik değil mi
  14. Zamanı yapamayacağımızı şeyleri istemekle geçirdiğimiz söylenir. Oysa gücümüz tüm zamanları zorlar. Yeter ki kendimize ve dostlarımızın gücüne inanalım. 2006 da inancımızı pekiştirmemiz ve mutlu olmamız dileklerimle.. anaaaaamm bu 2006 imiş dur googlle yenisi varsa onu yapıştırıyım çünkü tedavülden kalkmış artık o dilek Yaşamın kaynağı .Sevgi ise sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşmak dostluk, dostluk hatırlamaksa eğer hep aklımdasınız! Yeni yılda da dostluğumuzun daha da pekişmesi ve ebedi olması dileğimle daha nice mutlu yıllara! yaa bunları kim yazarr aceppp hadi öyle olsun bariii iyi olsun yeni yıl herkesee
  15. godzilla şurada yorum gönderdi KiRaZ'nın blog başlığı içinde KiRaZ's Blog
    sen yüreklendirici ol o da yeter ingilizce değil türkçe de olur
  16. allah bütün hindileri ve hindibaları korusun böyle saça böyle tarak efemmm
  17. Radyacığıma Gloriacığıma ve bir çok "cığıma" bu çiçekler kıskanç kıza ay yok deniz kızıcığıma da mavi ye yayamaza......herkese Efendi dostuma, dostum Rua ya (gerçi siz napçeksiniz çiçekleri bilemem ama alı verin garii)
  18. bu da sedece şuheda ya olsun Teşekkür ederim
  19. godzilla şurada yorum gönderdi suheda_'nın blog başlığı içinde Şehr-i Hüzün
    evet evet bende çok seviyorum kaba etli yerlerim donduğunda aaa kar yağıyor diye sevindiğimde annem hep "kar ***** yağsın derdi" hahahahhahaha çünkü o ısınma derdinde olduğu için
  20. godzilla şurada yorum gönderdi KiRaZ'nın blog başlığı içinde KiRaZ's Blog
    Binoche Binoche Fifi Prenses'im benimmmm Kiraazzz alemsin biriciğim yaaa aaaaaa evet binoche binoche valla çok benziyor onaa ama bir de pinochet ler var ki onları yazmayayım buraya değil mi
  21. godzilla şurada yorum gönderdi KiRaZ'nın blog başlığı içinde KiRaZ's Blog
    bu kız aşmış kendini tebrik ederim
  22. godzilla şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde İkizler Burcu
    yok Gloriacım bir yerde aynı bazı yerlerde ayrıı öküzler burcu yeni yılda ot yerine et yemeye başlıyor, bir gezegen ay güneş kayması falan bu kadar etkiledi..Aynı zmanda artık saldığı gazlar dünyayı etkilemeyecek
  23. godzilla şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Valllahi çok güzel yazmışsın Radyacığım ama artık herşey lafta kalıyor. güncele eklediğim yazı da şöyle birşey var bu haberleri izliyoruzz biz 10 15 dakika sonra yine normal akışımızda devam ediyoruz hayatta.gülüyoruz eğleniyoruz...Ama ne yapabiliriz onu düşünüyorum (ben kendi adımaa düşünüp duruyorum ama elde var kocaman bir "0" ). Çaresizim ben çaresi olanlar bişey yapmazken (bile bile) ben ne yapabilirim düşünüyorum hep... Bu arada Alp in yeni yıl şarkısı gerçek olsaa keşke amaa...imkansız artık... (Alp çok tatlı bir çocuksun sen yaaa..)
  24. Taraf ta dün Enver Gülşen in bence harika bir yazısı vardı onu koymak istedim. Auschwitz’in kurbanları, görüyor musunuz? ENVER GÜLŞEN İnsanlığın son çırpınışlarını yaşadığı, vicdan gölünün kuruyup minicik birikintilere dönmeye başladığı bir dünyada yaşıyoruz. İnsanlık son nefesini veriyor Gazze’de... Son çırpınışları ile tekrar bir hayat ırmağı yaratmak için kendi canını bile verebilen Rachel Corrie gibi insanlar da var bereket. Kendi celladına gülümserken, başkasının celladına kendi kafasını uzatabilecek kadar yüce gönüllü insanlar. Adorno “Auschwitz’den sonra şiir yazılamaz” derken, Auschwitz’de kurban olanların bugün cellat olduğunu görseydi ne hissederdi acaba? Ya Benjamin, Nazilerden kaçarken, yakalanacağını anlayınca intihar eden Benjamin? Öteki ile kurulacak ahlaki ilişki üzerine yazıp durmuş Levinas ne düşünürdü bugün Gazze’yi bombalayan soydaşlarını görseydi? Levinas’ın, İsrail’in 67’deki işgaline hiçbir karşıt şey söylemediğini, bu konuda tek kelime dahi yazmadığını biliyoruz gerçi; ama bugün bombalanan Gazze’de ölenleri canlı yayında görseydi, herhalde yeni bir “ötekilik” teorisi kurması gerekirdi. Gazze, Auschwitz kurbanlarının torunları tarafından iki yıldır tam anlamıyla bir açık hava hapishanesi haline getirildi. Batı Şeria ve Gazze kırk yıldır işgal altında. İki yıldır susuz, elektriksiz, ilaçsız, yiyeceksiz bırakılan Gazze’nin çektiği acıları tüm dünya naklen izliyor. En büyük zalimlerin, kafası kesilmemiş mazlumlar arasından çıkacağını söyleyen Cioran’ın söylediklerini kanıtlar mahiyette, İsrail, fütursuzca, insafsızca zulümlerine devam ediyor. Bu zulümlere ses çıkaran, karşı çıkan tek bir ülkenin dahi olmaması insanı daha büyük bir isyana sürüklüyor. Aç kalanlara, ölmek üzere olanlara dahi kapısını açmayan Mısır, oradaki insanlar için kılını dahi kıpırdatmayan benim ülkem dahil dünya ülkeleri, zulme sessiz kalmanın ortak olmakla eşdeğer olacağını görecekleri bir yola giriyorlar hızla. ZULÜM MEDENİYET OLURSA Bugün, Hamas’ı bombalama bahanesiyle çocukların okullardan çıktığı saatte Gazze’yi kana bulayan, yüzlerce sivil kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olan İsrail’i düşününce asıl terörizmin devletlerin yaptığı olduğunu daha net anlıyorum. Terörü belirli kişi veya örgütlerin marifeti sayan ve bunun devletçe yapılanına göz yuman BM’yi düşünüyorum. Aynı BM, Bosna’da yüz binlerin ölümünü de böyle bir arlanmaz seyircilikle izlemişti. Türkiye’yi düşünüyorum, büyük ülkelerden onay almadan hiçbir şey yapamayan, İsrail’i doğru düzgün kınamaktan bile aciz ülkemi... Zulüm, bugün, medeniyet kılığında kapımızı çalıyor. Susan Sontag Başkasının Acısına Bakmak adlı eserinde, savaşlarda acı çeken, ölen insanların görüntülerinin evimizin içine kadar gelmesinin adeta o görüntüleri sıradanlaştırdığını ve bizleri acılara karşı duyarsız yaptığını söyler. Öğle yemeği yerken göz attığım televizyonda parçalanmış cesetleri izlerken, ağzıma attığım lokmayı çiğnediğimi fark ediyorum. Birden boğazıma düğümleniyor lokmam. Demek ki zalim olmak bu kadar basit bir şey! Açlıktan kırılan insanları, tepesine bombalar yağan çocukları seyrederken oturup yemek yiyebilmek! Evimize giren ceset görüntüleri, yaralıların canlı yayında gösterilmesi vicdanları olan insanları da acılara karşı normalleştirip körleştiriyor demek ki! Modernliğin insan ruhunu koyduğu hapishanenin, insan ruhuna ve vicdanına yaptığı en büyük kötülük, hiçbir acının, zulmün anormal kabul edilmeyeceği zalim bir normallik olmalı. Her an tepelerine inebilecek bombanın korkusuyla tir tir titreyen ilkokul öğrencilerini öylece izleyebiliyoruz. Kendi çocuğumuzu, sevdiklerimizi onlardan birisinin yerine koysak aklımızı oynatacağımız bir durumu, film izler gibi izleyebiliyoruz. Dünyanın sümülasyonlarının da simülasyonlarını bize sunan bir iletişim dünyasında, gerçekliğin kapımıza, vicdanımıza uğraması artık imkansız demek ki! Matrix’i seyreder gibi İsrail uçaklarının bombalamalarını izliyor, bir savaş filmi izler gibi canlı yayında ölümleri izlerken yemek yiyebiliyoruz. “Auschwitz’den sonra şiir yazılamaz” diyen Adorno, Gazze’yi görseydi ne düşünürdü? Mazlum olanın zalimleşmesini görmek, onun için acıların en büyüğü mü olurdu, yoksa o da “normalleşip” siyasi konjonktürde “taraf”ını mı alırdı? SIRADANLAŞAN DEVLET TERÖRÜ Devletlerin yaptığı terörle, ABD’nin, İsrail’in, hatta kendi ülkelerimizin yaptıklarıyla, yüzleşip, lanetlemeyi, reddetmeyi ve ne pahasına olursa olsun mazlumun yanında olmayı beceremezsek bu zulümlerden hepimiz sorumluyuz demektir. İsrail’in yaptığına “orantısız güç kullanma” diyen ve stratejik açıklamalar yapan strateji uzmanlarına, diplomatik dil kullanmaya çalışan devlet ileri gelenlerine, bu ülkenin bir vatandaşı olarak soruyorum: Bir “şeye” terörist demeniz için o şey illa birkaç çapulcudan mı kurulu olmalıdır? İsrail terörist devlet olarak adlandırılmak için daha ne yapmalıdır? “Orantısız güç kullanmak” gibi vicdansız tanımlamalar, aynı zamanda kendinizin de benzer şeyleri yapabilmenize zemin hazırlamak değil midir? Silahsız insanların tepesine bomba yağdırmanın neresi orantısız güç kullanmak? Sivillerin yaşadığı bir bina, sadece Amerika ya da İsrail’de bombalanınca mı o eylem terör oluyor? Bu bombalamayı devletler yaparsa zulüm meşru hale mi geliyor? Filistinli bir kadın yönetmenin Denizin Tuzu adlı bir filmini izlemiştim bir süre önce. Filmde Gazze’de doğup büyümüş, ama bir kez olsun Yafa’ya, denizi görmeye gidememiş bir gencin hikâyesi anlatılıyordu. Her hareketleri İsrail tarafından kontrol edilen, bir mahalleden başkasına geçmek için bile kontrol noktalarından geçmek zorunda kalan, aşağılamalara maruz kalan, büyükbabalarının evlerini görmek için bir saatlik yollara bile gidemeyen, denizin hemen yanında yaşadığı halde bir kez bile denizi göremeyen insanların ülkesi Filistin. Gazze, kocaman bir açıkhava hapishanesi. Yeni bir Auschwitz! 65 yıl önce Auschwitz’e izin vermiş dünya, bugün soykırım mağdurlarının yaptığı soykırıma seyirci kalıyor. İnsanlık besbelli ki hiçbir şey öğrenmiyor. Özellikle vicdanların parlak ışıkların arkasında hapis edildiği bir dünyada! İnsanlığın son çırpınışlarını yaşadığı, vicdan gölünün kuruyup minicik birikintilere dönmeye başladığı bir dünyada yaşıyoruz. Böyle devam ederse o minik birikintiler de kaybolup hepten vicdansızlığın çölüne mahkûm olacağız. Son çırpınışları ile tekrar bir hayat ırmağı yaratmak için kendi canını bile verebilen Rachel Corrie gibi insanlar da var bereket. Kendi celladına gülümserken, başkasının celladına kendi kafasını uzatabilecek kadar yüce gönüllü insanlar!.. İnsanlık son nefesini veriyor Gazze’de. Eğer Gazze’yi kurtaramazsak, orada yiten sadece Filistinli insanlar değil, aynı zamanda bizim insanlığımız, vicdanımız olacak. ----------------------------- Bence başka söze gerek yok.
  25. godzilla şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    Gloria senin bu blog incelemelerinde "Düzenle" butonu yok mu yafuuu eğer yoksa büyük bir ihtimalle ben internetten çıkmazsam 742 tane iletim olacak çünkü her unuttuğum kelime için inceleme yazıyorum

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.