gloria tarafından postalanan herşey
-
Hayatımızı Kolaylaştıracak Birkaç Püf Noktası
Bunu bugün Radikal gazetesinde okudum, unutmayayım diye not alayım dedim, bazıları kimi zaman beni de zorlayan şeyler, hepimiz yararlanalım işte... Babetlerinizi genişletmek için öncelikle kalın bir çorap giyip babetlerinizi giyin. Ardından saç kurutma makinesini birkaç dakika ayakkabılarınıza tutun. Sıcaklık geçene kadar ayakkabıları ayağınızdan çıkarmayın. Eğer yeterince genişlemediyse aynı işlemi birkaç kere tekrarlayın. Beyaz şarap, kırmızı şarabın lekesini çıkarır. Hemen lekeli bölgeye beyaz şarap döküp kurumaya bırakın. Anahtarlarınızı karıştırmamak için ojeyle farklı renklere boyayın. Ayakkabılarınızı valize duş bonesi içinde yerleştirebilirsiniz. Ayakkabılarınızın içine karbonat koymak kötü kokuların giderilmesini sağlar. Saç düzleştiriciniz minik bir ütü olabilir.
-
Anne adaylarına öneriler.....
Yaaaaa çok komikti duramadım paylaşmadan
-
Dan Brown Cehennem Kitabında Bahsedilen Sanat Eserleri ve Tüm Yerler
Çok teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için celal size
-
Pahalı mı, Pahallı mı?
Pahalı mı, Pahallı mı? Bunu konuşma dilinde hep pahallı şeklinde söyleriz ama doğrusu pahalı olmalıdır. Doğru: Pahalı Yanlış: Pahallı pahalı sıfat sıfat Fiyatı yüksek olan, ucuz karşıtı "Ana kız ikisini de sevinçlerinden çıldırtacak kadar ağır, pahalı hediyeler getirmişti." - R. H. Karay
-
Özgür Ruh Zaptedilemez
Muhtemelen ana sınıfı için sene sonu gösterisi yapan çocuklar bunlar... Ve yerinde duramayan Afro-Amerikan kız çocuğu dans ederken..
-
Mezarlığa Nur İnmesi
Bak iyi rüya yorumu yaparım ama seni daha iyi tanısam daha da iyi yorumlarım, rüyalarım benim bilinçaltım ve eğer bir sorun varsa rüyalarla benimle iletişim kurduklarını düşünürüm şahsen. Ya bak aklıma geldi bu konuyla ilgili bir yazı vardı blogumda Hazır yeri gelmişken dur bir oraya gönderme yapayım. Bu aralar rüyalarım da bir enteresan!
-
Gazetelerden Uzak Dur
Şu albümden: Yaşam Susarsa Ölüm Susmaz
Malcom X: Eğer dikkatli olmazsanız, gazeteler sizin mazlumlardan nefret etmenizi, zalimleri ise sevmenizi sağlar. -
Mezarlığa Nur İnmesi
Dedemin odası mezarlığı görürdü, Dedem kimi zaman heyecanla odasından gelir ve "Mezarlığa nur indi, gördüm," derdi. Derler ki nur görenler cennetlikmiş, yani her yerde böyle diyorlar mı bilmiyorum ama bizim köyde böyle derlerdi. Mezarlık köyün ortasında olduğundan da bu nur görme işi çok yaygındı doğal olarak bizim köyün yarısı neredeyse cennetlikti aslında. Her neyse işte çocukluğuma ait bu anının ardından paylaşacağım bilgi sizi biraz hayal kırıklığına uğratabilir, yani mesela siz de mezarlıklara nur indiğine inananlardansanız ve hatta bunu görmüşseniz ki görmeniz olası, maalesef cennetlik değilsiniz. İşte mezarlığa inen nurların sırrı: Geceleri mezarlıktan gelen ışıklar nedir? Mezarlıklarda ve hayvani maddelerin ayrıştığı her yerde, ani olarak parlayan fosforlu bileşikler oluşur. Bu fosforlu bileşikler, havaya yayıldıklarında yanarak hızlıca parlar ve sönerler, sanki doğaüstü bir olay meydana geliyormuş hissi verebilir. İnsanlar uzun yıllar boyunca, bilim bu konuyu açıklığa kavuşturana kadar bu alevlere farklı anlamlar yüklemişlerdir. Zamanla bilim galip gelerek bütün mitleri yok etmiştir. Peki bu fosforlu bileşikler neden çıkar? Ölen insanların gömülmesiyle tabiatın döngülerinden biri olan ayrıştırılma olayı meydana gelir. Bu olayı besin zincirinin en alt tabakasında bulunan ayrıştırıcılar gerçekleştirmektedir. Ölen insan bedenlerini yapı taşlarına ayrılırlarken ortaya yanan fosforlu bileşikler çıkar bu bileşiklerin yanması da bahsettiğimiz gibi geceleri mezarlıkların parlamasına sebep olur.
-
Taklit mi, Taklid mi?
Taklit mi taklid mi? Doğru: Taklit Yanlış: Taklid Not: kelimenin doğru kullanımı "taklit" olmalıdır ancak taklit kelimesinin sonundaki t sesi sert sessizdir ve yanına gelecek sesli bir harf onu yumuşatır. Örnek: O çok iyi bir taklit ustasıdır. O çok iyi Kemal Sunal taklidi yapar. taklit -di isim (takli:di) Arapça 1. isim Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma "Her memleket başkalarının yeniliklerini taklit ile başladığı intizama kendisinin eskiliklerini tahkik ile nihayet verir." - A. H. Müftüoğlu 2. Birinin davranışlarını, konuşmasını tekrarlayarak eğlenme "Hele taklitleri? Kadın taklidi, Arap taklidi hepsini birbirinden güzel yapıyordu." - Y. Z. Ortaç 3. Benzetilerek yapılmış şey, imitasyon
-
Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Yerler
Kont Drakula Şatosu, Trasilvanya- Romanya 1431-1476 yılları arasında yaşamış olan Vlad Dracul, güney Romanya'da bulunan Wallachia bölgesine hükmediyordu. Vlad Dracul'un yaşadığı Bran Kalesi, terk edilmiş izbe görüntüsü ve vampir hikayeleri ile hala tüyler ürtpertmeye devam ediyor Konuyla ilgili Can Dündar'ın bir yazısından alıntı yapmak istiyorum Drakula'nın şatosuna mı gitmek istiyorsunuz? Yolu tarif edeyim: Bükreş'e uçun. İstanbul'dan 50 dakika... Bir araba kiralayın. Braşov yoluna doğru sürün. Şimdi Transilvanya topraklarındasınız. Romanya kırsalında, yemyeşil ormanlar ve güzelim kasabalar arasından geçecek, Karpat Dağları'nı aşacaksınız. Ve karşı yoldan gelen araçların arada selektör yapıp az ilerideki trafik kontrolünü haber vermeleri sayesinde hiç yabancılık çekmeyeceksiniz. Yaklaşık üç saat sonra Bran'a geleceksiniz. Burası, Drakula'nın şatosunun, oradaki tabirle "kalesinin" olduğu kasaba... Yolboyu rastlayacağınız "Vampir Kamping", "Kurt market" türü tabelalardan "olay mahalli"ne yaklaştığınızı anlayabilirsiniz. Az sonra heybetli bir kale karşınıza çıkacak. İşte Drakula'nın şatosundasınız. Kalenin önüne kurulu alışveriş merkezinde türlü çeşit vampir tişörtleri, Drakula heykelcikleri satılıyor. Kalenin bahçesindeki küçük göletler, serin koruluklar, ürkütücü mezarlıklar, şatoya hazırlıyor sizi... Nihayet Drakula'nın şatosundan içeri adım attığınız anda, gıcırdayan ahşap yer döşemeleri, rüzgarla uğuldayan kapılar, titreşen pencere pervazları, vitrinlerdeki ortaçağ eşyaları, aniden zuhur eden gizli merdiven geçitleriyle kendinizi Hollywood yapımı bir korku filminin setinde hissedeceksiniz. Drakula'sız Drakula şatosu Tuhaf olan şu ki, etrafta Drakula'nın adı bile geçmiyor. Tersine her yerde Rumen hanedanının şatoda çekilmiş fotoğrafları asılı... Az sonra anlıyorsunuz ki bu kale, hanedanlık döneminde Rumen kralının yazlık sarayı olarak kullanılmış. Kont Drakula mı? Onun adı, sadece çıkıştaki kitapçıdaki bir broşürün kapağında yazılı... O broşürü alıp okudum ("Dracula: Myth or Reality", Bran Museum, 2005). Özeti şu: "Kont Drakula diye biri yoktur." Nasıl olur? Bütün turizm broşürlerinde, pazar tişörtlerinde, Hollywood filmlerinde adres olarak burayı gösteren vampir, bu evde oturmamış mı yani? "Hayır" diyor broşür; "Bu evde oturan adam Drakula değildi. Drakula diye nam salan ev sahibinin gerçek adı Kazıklı Voyvoda'ydı." Evet, bizim tarih kitaplarındaki Kazıklı Voyvoda'nın ta kendisi... Medyanın anlı şanlı bir tarih figüründen nasıl hayali bir canavar yarattığını özetlemeye çalışayım şimdi... Satılık şato Bran kalesi 1212'de inşa edilmiş. Kazıklı Voyvoda'nın şatoyu sık sık ziyaret etmesinden dolayı "Drakula'nın şatosu" olarak nam yapmış. Hanedan döneminde şatonun sahibi olan Kraliçe Marie, 1938'de şatoyu kızı Prenses İliana'ya miras bırakmış. 1948'de sosyalist Rumen yönetimi şatoyu kamulaştırmış. Çavuşesku devrildikten sonra şato 26 Mayıs 2006'da Veliaht Domini Von Habsburg'a törenle iade edilmiş. Romanya'nın her dönemine tanıklık eden ve Drakula filmlerinde set olarak da kullanılan şato, şimdilerde müze olarak hizmet veriyor. Ancak Romanya yönetimi bakım masraflarıyla başa çıkamadığı şatoyu geçenlerde 100 milyon dolara satışa çıkardı.
-
Hiç Bulaşık Makinasının İçinde Neler Olduğunu Merak Ettiniz mi?
-
Güldür Güldür Programından Tuhaf Kahkahalı Adam
-
Vali Mutlu Nazım Şiiri Okuyor... Bi bu kalmıştı!
-
Youtube Sansürü Kaldırıldı
Engellemeye ilişkin karar, yayımlandığı TİB sayfasından da kaldırıldı. YouTube’a engelleme kararı geçen hafta AnayasaMahkemesi’nce ifade özgürlüğüne aykırı bulunmuş ve karar geçersiz hale gelmişti. Kısa süre önce TİB’in sayfasından kaldırılmış ve İnternet Servis Sağlayıcı’larına bilgi verilmiş.Şu anda biz Turkcell Superonline fiber bağlantı ile yaptığımız denememizde YouTube’a proxy veya DNS kullanmadan erişmeyi başardık. Diğer internet servis sağlayıcılarında da kısa sürede erişimin açılacağını tahmin ediyoruz. Radikal
-
Yaratıcı Saksı Tasarımları
Bunu nasıl yapmışlar ki böyle? Bu da çok güzel
-
Bir ülkeyle daha vize kalktı
Belarus ve Moldova vizeleri de kalktı
-
Bir ülkeyle daha vize kalktı
Belarus ve Moldova'ya da vizeler kalkmış.
-
Bu ülkenin cumhurbaşkanı olmaya utanmıyor musunuz? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e Harvard Üniversitesinde sorulan soru
Dr. Altındiş, “ Türkiye ’de insanlar ölürken geceleri nasıl uyuyorsunuz”sorusuyla salonda buz gibi havanın esmenine yıl açtı. Soruyu Türkçe soran Altındiş, ısrarla sorusunun İngilizceye çevrilmesini isterken,“Türkiye’de bu soruyu sorsaydım beni tutuklarlardı” dedi. Gül, soruyu soğukkanlılığını bozmadan dinlerken, Türk korumalardan “Sen insan değilsin” sözleri yükseldi. Dr. Altındiş’in sorusu salondaki 150 kadar dinleyiciye tercüme edildikten sonra Cumhurbaşkanı Gül "Söylediğin sözler doğru değil. Bir başkası olsaydı sana bu soruyu sordurmazdı. Bu olaylar başka ülkelerde de oluyor. Gezi parkında sağduyulu bir hareketle başlayan eylem, ilk başta doğru bir şekilde kontrol edilemeyince yasadışı örgütler bunlara katıldı. Bunlar tabii ki çok üzücü’’ yanıtını verdi. Dr. Emre Altındiş şöyle konuştu: "Bildiğiniz gibi şu an Gezi olaylarının yıldönümündeyiz. Geçen sene Nobel ödüllü meslektaşlarımızla Science (Bilim) dergisinde bir makale yayınladık. Sizin başında olduğunuz Türkiye Cumhuriyeti devletini 8 vatandaşını öldürdüğü, 90 insanımıza kafa travması yaşattığı, 9 insanın gözünü yitirdiği, binlerce insanı gaza boğdu için protesto ettik. Fakat Türkiye’de şiddet devam ediyor. Günde 3 kadın öldürülüyor. 4 işçi iş kazalarında katlediliyor. Roboski katliamında sizin başında olduğunuz ordu 34 kişi öldürdü. 17’si çocuktu. Siz Ankara ’da yaşıyorsunuz. Kızılay’da Ethem Sarısülük başından kurşunla vuruldu. Katili dışarda. Siz böyle bir devletin başında olmaktan utanmıyor musunuz? Nasıl bize burada demokrasi yalanları söylüyorsunuz? Geceleri nasıl uyuyorsunuz? Belkin Elvan 14 yaşındaydı. Sizin başbakanınız 14 yaşındaki çocuk için terörist diyor. Lütfen sorum tercüme edilsin..” GÜL SORUYA SERT TEPKİ GÖSTERDİ Gül, Dr. Altındiş’in sorusunun tercüme edilmesi üzerine “Şimdi beni sen dinle. Kimse sana böyle soru sorma hakkı vermez”’ dedi. Altındış ise; Türkiye’de dayak yerdim” cevap verdi. Haber: Radikal Harvard Üniversitesi'nden mezun olan oğlunun diploma törenine katılmak üzere Boston'da bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Harvard Kennedy School'da konuştu.Kendini Harvard Tıp Fakültesi'nde çalışan Dr. Emrah Altındiş olarak tanıtan bir katılımcı söz alarak Gül'e " Roboski katliamında sizin başında bulunduğunuz ordu 34 insanımızı öldürdü. 17 tanesi çocuktu bunların, hiçbirisinin hesabı sorulmadı. Benim sorum şu; siz Ankara'da yaşıyorsunuz, Kızılay'da Ethem Sarısülük başından kurşunla vuruldu. Onun katili dışarıda. Siz böyle bir devletin başında olmaktan utanmıyor musunuz? Ellerinizden kan akıyor, görmüyor musunuz? Nasıl burada bize demokrasi yalanları söylüyorsunuz? Nasıl geceleri rahat uyuyorsunuz. Berkin Elvan 14 yaşındaydı. Sizin Başbakanı'nız 14 yaşındaki çocuk terörist diyor." şeklinde soru sordu. Bu arada Altındiş ile Cumhurbaşkanı'ın yakın korumaları arasında kısa bir gerginlik yaşandı.
-
Bir sürü, Birsürü, Bissürü, Bis sürü Hangisi Doğru?
Doğru: Bir sürü Yanlış: Birsürü, Bissürü, Bis sürü bir sürü sıfat sıfat Pek çok "Bir sürü dedikodudan çekindim, eksik olmasın muhtar pek açgözlü değilmiş." - A. Gündüz Not: Türkçe'de genelde insanlar için "bir sürü" sıfatı kullanılmaz onun yerine "bir çok" tercih edilir. "Bir sürü"nün kullanılmama sebebi ise içeriğinde yer alan sürü kelimesinin hayvanlar için kullanılmasından kaynaklıdır hatta eğer insanlardan bahsederken bir sürü diyorsan hakaret etmişsin gibi sayan kişilerle bile karşılaşabilirsiniz. Belki de karşılaşmışsınızdır, bu arada ben bir sürü sıfatını insanlar için kullanıyorum hiç de rahatsız olmuyorum bundan. Çünkü bu insanlar mesela "kurunun yanında yaşta yanar" deyimine bile karşıdır niye efendim öyle kullanıyorsunuz insanlar odun mu diyenlerle karşılaşmanız her zaman mümkündür.
-
İla ve İle farkı, İla mı İle mi? Ne zaman İla Ne zaman İle kullanılır
İla ve İle farklı iki kelimedir. İla bir edat, ile ise bir bağlaçtır. ila edat (ila:, l ince okunur) eskimiş Arapça il¥ edat Belirtilen sayıların da dâhil edildiği aralığı anlatan söz "Bugün Ege'de rüzgâr üç ila beş kuvvetinde esecekmiş." İla: -den.. e kadar anlamı da taşır ya da "ile...arasında" gibi bir anlamı da vardır. Örnek: Bu sınavdan 0 ila 100 alınır. Bu sınavdan 0'dan 100'e kadar puan alınır. Bu sınavdan 0 ile 100 arasında puan alınır. ile bağlaç 1. bağlaç Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, neden veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz "Çabuk bir süvari ile bana haber gönderiniz." - Ö. Seyfettin 2. Bazı soyut adlara getirildiğinde "... olarak, ... bir biçimde" anlamında durum zarfları oluşturan bir söz "Merhametle ona bakıyordu." 3. Cümle içinde aynı görevde bulunan iki ögeyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz "Annesi ile babası geldiler. Leylâ ile Mecnun. Gelmeleri ile gitmeleri bir oldu."
-
Kravat mı, Gravat mı, Gıravat mı?
Kravat mı, Kıravat mı? Doğru: Kravat Yanlış: Gravat, Gıravat kravat isim Fransızca cravate isim Bir ucu ince, diğer ucu daha geniş, gömlek yakasının altından geçirilerek önde üçgen biçiminde bağlanan, özel kumaştan yapılan giysi aksesuarı, boyun bağı "Muallim Bey, kravatınızın rengi gömleğinize uymamış, dedi, suratıma güldü." - F. R. Atay
-
İtfaiyeci mi, İtfayeci mi?
İtfaiyeci mi, İtfayeci mi? Doğru: İtfaiyeci Yanlış: itfayeci itfaiyeci isim isim Yangın söndürme kuruluşunda görevli kimse, yangıncı
-
Kravat mı, Gravat mı, Gıravat mı?
Kravat mı, Kıravat mı? Doğru: Kravat Yanlış: Kıravat kravat isim Fransızca cravate isim Bir ucu ince, diğer ucu daha geniş, gömlek yakasının altından geçirilerek önde üçgen biçiminde bağlanan, özel kumaştan yapılan giysi aksesuarı, boyun bağı "Muallim Bey, kravatınızın rengi gömleğinize uymamış, dedi, suratıma güldü." - F. R. Atay
-
İtfaiye mi, İtfaye mi?
İtfaiye mi, İtfaye mi? Doğru: İtfaiye Yanlış: İtfaye itfaiye isim (itfa:iye) Arapça iµf¥¢iyye 1. isim Yangın söndürme kuruluşu 2. İtfaiye aracı "İtfaiyelerin çanları çalıyor, sirenleri ötüyordu." - Ç. Altan
-
Tarkovsky'den Bir Delinin Haykırışı Sahnesi - Nostalgia
Domenico burada, Bagno Vignoni'nin delisi. Hayır, onun deli olmadığını biliyorum. Öyleydi, bunu anlayacaksın. O burada Roma'da, bir gösteri için. Üç gündür konuşmalar yapıyor. ... Nasıl gidiyor? Kalbin nasıl? Bilmiyorum, sınıra dayandım. İçimde hangi atam konuşuyor? Hem aklımda hem de bedenimde... Aynı anda ayrılamam. Bu yüzden tek kişi olamıyorum. Kendimi aynı anda sayısız şey olarak hissedebiliyorum. Fazla büyük usta kalmadı. Zamanımızın gerçek kötülüğü budur. Kalbin yolları gölgelerle kaplanmış. Yararsız görünen seslere kulak vermeliyiz. Okul duvarları, asfalt ve refah reklâmlarının Uzun kanalizasyon boruları ile dolu beyinlere... Böceklerin vızıltıları girmeli. Her birimizin gözlerini ve kulaklarını... Büyük bir rüyanın başlangıcı olan şeylerle doldurmalıyız. Birisi piramitleri yapacağımızı haykırmalı. Yapmamamızın bir önemi yok! O isteği beslemeliyiz... Ve ruhun köşelerini esnetmeliyiz... Sınırsız bir çarşaf gibi. Dünyanın ilerlemesini istiyorsanız... El ele vermeliyiz. Sözüm ona sağlıklıları... Sözüm ona hastalarla karıştırmalıyız. Siz sağlıklı olanlar! Sağlığınız ne anlama gelir? İnsanoğlunun bütün gözleri, içine... Daldığımız çukura bakıyor. Özgürlük faydasızdır... Eğer gözlerimizin içine bakmaya... Yemeye, içmeye ve... Bizimle yatmaya cesaretiniz yoksa! Dünyayı yıkıntının eşiğine getirenler... Sözüm ona sağlıklı olanlardır.