Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. En Çok Yapılan 18 Dilbilgisi Hatası (Fotoğraflar Listelist'den alınmıştır)
  2. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI, KAĞIT TOPLAYICILARINDAN KAĞIT ALAN FİRMALARA 140.000 LİRA PARA CEZASI KESECEĞİNİ DUYURDU. KAĞIT İŞÇİLİĞİ ARTIK İŞSİZ. Peki geri dönüşüm emekçilerinin yaptığı bu iş geri dönüşümün daha sağlıklı yapılabilmesi için daha iyi değerlendirilemez miydi? Belediyeler bu kişileri kendi bünyelerinde toplayıp, belki de kağıt, plastik, cam gibi ayrı ayrı alanlar oluşturup hem geri dönüşümü sağlar, hem de bu insanları işsiz bırakmayabilirdi. Ne bileyim işte... Sabah sabah çok canım sıkıldı... İzlediğim bir belgeseli paylaşayım [sharedmedia=videos:videos:7116] Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, işçilerden geri dönüştürülmek üzere kağıt alan firmalara tebligat ve denetim memurları yolladı. Yasal düzenleme ile firmalar, sokakta kağıt toplayan atık kağıt işçilerinden atık alması durumunda 140 bin TL ceza ödeyecek. Bu düzenleme 500 binden fazla kağıt işçisinin işsiz kalması anlamına geliyor. Türkiye’de halen bir iş kolu olarak görülmeyen kağıt işçiliği, birçok firmanın ve belediyelerin de dahil olduğu geri dönüşüm sektörünün içerisinde önemli bir yer tutuyor. Başta büyük şehirler olmak üzere Türkiye’de yaklaşık 500 bin kağıt işçisi topladığı kağıtları atık toplama tesislerine satarak geçimini sürdürüyor. Zete’nin haberine göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı dün sabah itibariyle başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere uygulamaya koyduğu düzenleme ile birlikte firmaların sokaktaki toplayıcılardan atık almasını yasakladı. ÇOK AZI FİRMALARA İŞÇİ OLACAK Binlerce kağıt işçisini bir anda işsiz bırakan bu düzenlemeyi ZETE’ye değerlendiren Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Dinçer Mendillioğlu, “İşçileri sisteme entegre etmek adı altında getirilen bu uygulama yalnızca az sayıda işçinin firmalarda çalıştırılması geri kalanının da bir anda işsiz kalması yani sektördeki atık toplama kapasitesinin düşürülmesi anlamına geliyor” dedi. Firmaların tüm Türkiye’de 1 ayda topladığı kağıdı sokakta kağıt toplayan işçilerin yalnızca Ankara’da 1 haftada topladığını belirten Mendillioğu, yasanın gerçekle uyuşmadığını ve konunun ‘kapasiteyle’ alakalı olmadığı söyledi. Mendillioğlu, “Firmalar için mesele kâr meselesi, firma günlük topladığı atığı biraz olsun artırdığında daha fazla kâr edecek” diyor. Düzenlenen sistemin altyapısının olmadığına dikkat çeken Mendillioğlu, “Bu değişiklik sektördeki kağıt işçilerine karşı firmaların elini güçlendirmekten başka bir şey değil. Üstelik bakanlık bu konuda bizimle görüşmek yerine iki tane firmanın verdiği bilgilerle harekete geçiyor” tespitini yaptı. 'SUÇU ARTIRIR' Bakanlığın 2011 yılında çıkarmış olduğu Atık Kontrolü Yönetim Planı’na göre lisanslı firmaların kağıt işçilerinden atık alması yasaklanmıştı. Ancak kağıt işçilerinin geri dönüşüm sektöründeki işlevi oldukça büyük olduğundan lisanslı firmaların topladıkları atık kağıttan çok daha fazlasını toplayabilen işçilere yönelik böyle bir kısıtlama uygulanmamaktaydı. Bakanlığın yeni düzenlemesinden geri dönmesi gerektiğini belirten Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Dinçer Mendillioğlu, “Sokaktan geçinen işçinin elinden işinin alınması sokaktaki suç oranını artırır” diyor. Evrensel Gazetesi
  3. 73 Altın Küre ödülleri düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Gecenin Galibi The Revenant oldu, gecenin kaybedenleri ise Spotlight ve The Big Short olarak kayda geçti. En İyi Erkek Oyuncu (Drama): Leonardo DiCaprio, “The Revenant” (Diriliş) En İyi Kadın Oyuncu (Drama): Brie Larson, “Room” (Gizli Dünya) En İyi Erkek Oyuncu (Müzikal ve Komedi): Matt Damon, “The Martian” (Marslı) En İyi Erkek Oyuncu (Müzikal ve Komedi): Matt Damon, “The Martian” (Marslı) En İyi Kadın Oyuncu (Müzikal ve Komedi): Jennifer Lawrence, “Joy” En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Sylvester Stallone, “Creed” En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Kate Winslet, “Steve Jobs” En İyi Yönetmen: Alejandro Gonzalez Inarritu, “The Revenant” (Diriliş) The Revenant filmiyle En iyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Leonardo DiCaprio ve En iyi Yönetmen ödülünü alan Alejandro Gonzalez Inarritu En İyi Senaryo: Aaron Sorkin, “Steve Jobs” En İyi Animasyon Filmi: “Inside Out” En İyi Orijinal Müzik: Ennio Morricone, “The Hateful Eight” En İyi Orijinal Şarkı: Writing’s On The Wall, “Spectre” En İyi Yabancı Film: “Son of Saul”, (Macaristan) En İyi TV Dizisi (Drama): “Mr. Robot” En İyi Kadın Oyuncu (TV Dizisi-Drama): Taraji Henson, “Empire” En İyi Erkek Oyuncu (TV Dizisi-Drama): Jon Hamm, “Mad Man” En İyi Tv Dizisi (Müzikal ve Komedi): “Mozart in the Jungle” En İyi Kadın Oyuncu (TV Dizisi-Müzikal ve Komedi): Rachel Bloom, “Crazy Ex-Girlfriend” En İyi Erkek Oyuncu (TV Dizisi-Müzikal ve Komedi): Gael García Bernal, “Mozart in the Jungle” En İyi Erkek Oyuncu (TV Dizisi-Müzikal ve Komedi): Gael García Bernal (“Mozart in the Jungle”) En İyi TV Filmi ve Mini-Dizi: “Wolf Hall” En İyi Kadın Oyuncu (TV Filmi ve Mini-Dizi): Lady Gaga, “American Horror Story: Hotel” En İyi Erkek Oyuncu (TV Filmi ve Mini-Dizi): Oscar Isaac, “Show Me a Hero” En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (TV Filmi ve Mini-Dizi): Maura Tierney, “The Affair” En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (TV Filmi ve Mini-Dizi): Christian Slater, “Mr. Robot”
  4. Kadın olduğuna dair hiçbir bilgi olmamasına rağmen kadın sürücü diye yazmışlar ama hadi neyse... Bence acemi bir sürücü ve yollar kar kaplı. (Burası Kanadaymış bu arada)
  5. Baharatlar 7 grupta incelenir 1) Köklerinden faydalanılanlar: Karaturp, kırmızıturp... 2) Gövdelerinden faydalanılanlar: Zencefil, tarçın... 3) Yapraklarından faydalanılanlar: Nane, kekik, defne... 4) Soğan yapısında olanlar: Soğan, sarımsak... 5) Çiçeklerinden faydalanılanlar: Karanfil... 6) Meyvelerinden faydalanılanlar: Kimyon, anason, karabiber, kırmızı biber, vanilya... 7) Tohumlarından faydalanılanlar: Hardal, Hindistancevizi vb. Acı kırmızı, toz biber: Güney Amerika kökenli bir baharattır. Acı ve tatlı taze biberlerin kurutulup, dövülmesinden elde edilir. Sıcak yöre yemeklerinin çoğunda kullanılır. Çörekotu: Ekmeklerin üzerine pişirilirken serpilir. Çörek ve böreklerde kullanılır. Salataların, tulum peynirinin üzerine çörek otu atılabilir.. Defne: Defne ağacının yaprağıdır. Çeşitli balık, et, kümes ve av hayvanlarının etlerinden yapılan yemeklerde, kebaplarda, ayrıca bazı turşu ve konservelerde kullanılır. Hint cevizi: Bir diğer adı "muskat'tır. Beşamel sos ve benzerleri ile peynirli yemeklerde kullanılır. En ince rendede çekilir. Acımsı tadından ötürü küçük miktarlarda kullanılmalıdır. Tatlılarda da kullanılması önerilir. Hardal: Bu bitkinin tohumu, un durumuna getirilir ve sirkeyle karıştırılarak macun kıvamında bir karışım yapılır. Izgara etlerin yanında, patates kızartması, makarna üzerinde ve bazı soslarda kullanılır. Karabiber: Hemen hemen her türlü yemekte tane veya toz durumda kullanmak mümkündür. Özellikle pirinç pilavına çok yakışır. Karanfil: Bu bitkinin koyu renkli, küçük çivi biçimindeki tomurcukları kurutulur ve öğütülerek toz haline getirildikten sonra veya dövülmeden tane olarak kullanılır. Kompostolarda, bazı tatlılarda, şerbetlerde, keklerde, dondurmalarda, soğanla birlikte bazı yahnilerde kullanılır. Elma ile ilginç bir uyumu vardır. Siyah çayın içine atılan bir adet karanfil değişik bir tat verebilir Kimyon: Akdeniz kökenli bir baharattır. Doğu Avrupa'da ekmeklerde sık kullanılır. Soğuk etlerin yanlarında servis yapılır. Avrupa'da bazı peynirlerin yapımında malzeme olarak yer alır. Daha çok Anadolu'da yetişir. Türk mutfağında, köftelerde, bazı et yemeklerinde ve sucuk yapımında kullanılır. Pişmemiş etin kokusunu alabilen bir baharattır. Yemeği gazını alır ve sindirimini kolaylaştırır. Bu nedenle sindirim zor yemeklerde veya gaz yapan gıdalarla birlikte tüketilmesi uygundur. Kişniş: Kişniş genellikle şuruplarda kullanılmaktadır. Kişniş şekeri pastacılıkta ve bazı et yemeklerinde de kullanılmaktadır. Bitkinin yaprak ve filizleri de çorba ve salatalara doğranarak yenir. Köri: Genellikle zerdeçal, kişniş, kimyon, biber, karanfil, kakule, zencefil, Hindistancevizi, demir hindi ve acı kırmızıbiberden oluşan Hint kökenli bir baharat bileşimidir. Özellikle et yemeklerine çok özel bir lezzet verir. Nane: Nane bitkisinin kurutulmasıyla elde edilir. Tazesinin kullanıldığı her yerde, çorbalardan sebzelere kadar birçok yemekte kullanılır. Etlerden koyun ve kuzuya konulur. Ayrıca genellikle salatalarda da kullanılır. Kekik: Anadolu'nun hemen her yerinde bulunan bir ottur. Daha çok dağlarda yetişir. Kurutularak kullanılır. Etlerde, ızgaralarda, sebzelerde ve balıklarda kullanılır. Özellikle çorbalarda nane gibi kekik de bol kullanılır. Kırmızı pul biber: Acı taze biberlerin kurutulup pul haline getirilmesiyle elde edilir. Toz biber gibi sıcak yöre yemeklerinin çoğunda kullanılır. Safran: Akdeniz çevresinde yetiştirilen soğanlı bir bitki olan safranın üst kısımlarının kurutulmuşudur. Safran kullanıldığı yemeğe sapsarı bir renk verir. Bazı balık ve deniz mahsulleri yahnilerinde, pilavlarda ve sütlü-pirinçli tatlılarda kullanılır. Çok pahalı olduğu için bazen yerine zerdeçal kullanılır. Sumak: Türkiye kökenli küçük ve bodur bir ağaçtan elde edilen bir baharattır. Etli yaprakları ve meyveleri toz haline getirilip kullanılır. Ekşimsi bir tadı vardır. Ortadoğu'da çok yaygın olarak bilinir ve kullanılır. Susam: Bir metre boyunda, yağ veren otsu bir bitkidir. Hindistan, Çin ve Sudan'da yetişir. Türk mutfağında simit gibi çeşitli hamurlu yiyeceklerde ya da tahin yapımında kullanılır. Uzakdoğu'da ise etlere tat vermek üzere yemeklere katılır. Yenibahar: Başta Jamaika olmak üzere, Meksika ve Malezya'da yetiştirilen Yenibahar, "Pimento Officinalis" adlı bitkinin olgunlaşmamış meyvelerinden elde edilir. Kullanılan kısmı meyvesidir. Etli yemeklerde, köfte, sosis, çeşitli tatlı ve dolmalarda kullanılır. Tatlı kırmızı toz biber: Tatlı kırmızıbiberlerin kurutulup öğütülmesiyle elde edilmiş bir lezzet vericidir. Yahniler, harçlar, soslar ve çorbalarda kullanılır. Tarçın: iki yüzyıl öncesine kadar, bugünkü karabiber kadar yaygın kullanılan bir baharattır. Günümüz Türk mutfağında bazı harçlar ile sütlü tatlıları lezzetlendirmek üzere kullanılır. Vanilya: Meksika kökenli bir baharattır. Pastacılık ve şekercilikte krema, kek, dondurma, komposto ve sütlü tatlıları lezzetlendirmek için kullanılır. Zencefil: Bir bitkinin toprak altında kalan gövdesinin kurutulmasıyla elde edilir. Genellikle şerbet ve meşrubat yapımında kullanılmaktadır. Dünya mutfaklarında çeşitli yemeklerde yoğun olarak kullanılan açık renkli bir baharattır.
  6. Baharatlar yemeklerin tadı tuzu acısı biberi ama o kadar çok çeşidi var ki neye hangi baharatı kullanacağız hepsini bilmemize imkan yok. Bu aşağıdaki listede özellikle taze baharatların hangi yiyecekle daha lezzetlendirileceği anlatılmış. İşe yarar olduğunu düşünüyorum. Bir sonraki iletide kuru baharatlardan da bahsedeceğim.
  7. Stajyer, son zamanlarda izlediğim en eğlenceli filmlerden birisi. Eğlenceli, sıcak, samimi, o kadar keyif alarak izledim ki bir kaç kez daha izlemek isterim. Filmin başrollerinde Robert De Niro ve Anne Hathaway oynuyor. Ben Whittaker 70 yaşında emekli, dul bir adamdır. Tam da hayatta bir işe yarıyor muyum sorusunu sorgularken "yaşlı stajyerler arıyoruz" diye bir iş ilanıyla karşılaşır ve bu ilana başvurur. Jules Ostin çok genç yaşta moda içerikli bir internet alışveriş sitesi kurmuş ve 6 yılda da şirketini hızla büyütmüştür. Ben'in başvurduğu şirket Jules'un kurduğu şirketidir. Yapımı:2015 - ABD Tür:Komedi Yönetmen:Nancy Meyers Oyuncular:Anne Hathaway, Robert De Niro, Rene Russo, Christine Evangelista, Nat Wolff Senaryo:Nancy Meyers 70-year-old widower Ben Whittaker has discovered that retirement isn't all it's cracked up to be. Seizing an opportunity to get back in the game, he becomes a senior intern at an online fashion site, founded and run by Jules Ostin.
  8. gloria şurada bir video gönderdi: Hayvanlar Alemi Videoları
    Karen bundan 45 yıl önce vahşi doğadan bir bebek fil olarak çalındı ve o zamandan beri zorla Ringling Bros. and Barnum & Bailey Circus için çalıştırılıyor. Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesinde 10. madde: "Hayvanlardan insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz, hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlardan yararlanılan gösteriler hayvan onuruna aykırıdır."
  9. Momo - Michael Ende İşte modern dünya, daha çok para kazanmak için daha çok ve daha hızlı çalışmak, kendine, sevdiklerine daha az vakit harcamak yani vakit nakittir mantığı... Hangimiz kendimizi artık bir makine gibi hissetmiyor ki bir düşünsenize? Sabah aynı saatte alarmla kalk işe git, bütün gün o kapalı mekanda güneş görmeden çalış ve akşam hava kararınca işten çık evine git. Evde de kendine vakit ayırma varsa çoluk çocuk, yemek yiyecek, televizyon izleyeceksen sistemin sana istedikleri gibi adamlar olman için dayattığı haberler, mazin programları, dizilerle haşır neşir ol, uyu ve sabah kalk tekrar aynı döngü... İşte kitaptaki insanlar da tıpkı böyle. Kitaba gelince kitapta Duman adamlar var, onlar kadar zamanın önemini kimse bilemez, "Duman adamlar kadar yaşamda zamanın Önemini kimse bilemezdi. İnsanların zamanı üzerine planlar kuruyorlardı. Yaptıklarından kimsenin haberdar olmama­sı çok önemliydi. Hiç kimse farkına varmadan adım adım ilerliyor ve insanlara egemen oluyorlardı. Kendilerini “Zaman Tasarruf Şırketi”nin birer temsilcisi olarak tanıtıyor, konuştukları insanların zamanlarını nasıl boşa harcadıklarını saniye hesabıyla ortaya koyuyor, onların sadece iş yapan birer makine haline dönüşmele­rini istiyorlardı. Zamanla şehrin büyük bir çoğunluğuna bu şekil­de etkinlik sağladılar. İnsanlar artık birbirleriyle iş dışında bir şey konuşmuyor, hasta ve komşu ziyaretine gitmiyoj, birbirlerinin sorunlarına yardımcı olmuyorlardı. Çünkü, bunları yapmak, za­manı boşuna harcamak demekti. Bu nedenle, bayramları dahi kutlamaz olmuşlardı. Bütün çalışma yerlerinde, fabrikalarda, bürolarda, “Zaman değerlidir, onu yitirme” ya da “Vakit nakittır, boşa harcama” diye levhalar yazılıydı." Momo var bir de, sessiz bir kız çocuğu, dinlemeyi çok iyi biliyor, sorunu olan herkesi sabırla sessizce dinliyor, ta ki onlar kendilerini çok iyi hissedinceye kadar. "Momo, onlar için çok iyi bir dinleyiciydi. Kimin her ne prob­lemi olursa olsun, Momo’nun yanma uğrar ve anlatırdı. Momo, saatlerce bile olsa sessizce dinler, hiçbir şey söylemezdi. Ancak, derdini anlatan kişi, bu anlatma süresi içinde çaresini de bulur, böylece Momo’nun yanından sorunu çözülmüş olarak ayrılırdı." Momo bu şekilde bütün gün dolaşır arkadaşlarıyla tek tek ilgilenir, onları eski yaşantılarına döndürmeye çalışırdı.Bu konuda hayli de başarılıydı. Ancak, bu durum duman adamların hiç de hoşuna gitmiyordu.
  10. Şeker Portakalı - José Mauro De Vasconcelos Bu kitabı çocuklara okumaları için verirsin, sonra aileleri şikayet eder, yok efendim içinde müstehcen kelimeler varmış, yok Türk örf ve adetlerine aykırıymış, yapmayın artık. Çoğumuz çocukken bu kitabı okuduk, ne oldu kaç kişi hatırlıyor kitabın içindeki o müstehcen kelimeleri, ne oldu, terbiyesiz, başa çıkılamaz, örf ve adetlerini unutmuş kişiler mi olduk? Kitaplardan bu kadar korkmayın artık. Alın ve içindeki müstehcen kelimelere inat okuyun gitsin. Merak etmeyin çocuğunuzun terbiyesi bozulmaz! Yazar bu kitabın kendi çocukluğundan izler taşıdığını ve toplam 12 günde yazdığını söyler. Kitabın devamı niteliğinde sayılan Güneşi Uyandıralım ve Delifişek kitapları da Şeker Portakalı'ndan sonra okumak isteyebileceğiniz kitaplar. Konusuna gelince Zeze yoksul ve kalabalık bir ailenin çocuğu. Aile içi şiddete ve baskıya maruz kalıyor, aradığı değerleri aile içinde bir türlü bulamayıp başkasında bulan bir çocuğun hikayesi diyebileceğimiz kitap aslında evet travmatik hikayeler de içeriyor. Baba'dan ya da ailenin diğer üyelerinden dayak yemek, sevdiğin ve model aldığın birisini kaybetmek, ölümle, şiddetle, baskıyla, fakirlikle mücadele etmek ve başa çıkmak ve sonunda tüm bunlarla birlikte büyüyüp olgunlaşmak... Hani dedik ya başta bu kitapları çocuklarınızla birlikte okuyun diye, mümkünse bu kitabı siz çocuklarınızdan önce kendiniz okuyun, Bu bütün anne babaların mutlaka okuması gereken bir kitap benim gözümde. Hadi şu kitabın müstehcen bulunduğu gerekçesiyle ilgili şikayet edilmesi ve hakkında soruşturma başlatılması mevzusunu da aydınlatayım. Tartışmalara neden olan Şeker Portakalı kitabı ile ilgili öğrenci velisinin yaptığı başvurunun ayrıntıları ortaya çıktı. Bahçelievler Behiye Nevhiz Işıl İlköğretim Okulu’nda okuyan öğrencinin velisi kitapla ilgili BİMER’e yaptığı şikâyette şunları dile getirdi: “16. sayfada: ‘Öyleyse boktan herifin biri’. 119. sayfa: ‘Belanın tekiyim yani. Küçük bir bela, bir iblis, bir p iç’, 127. sayfa: ‘Onun bunun çocuğu şey çocuğu kadar kötü mü?’, 133. sayfa: ‘Nesin sen biliyor musun orospunun tekisin... O... nun kızı’, 134. sayfa: ‘5 yaşındaki baş kahramanın söylediği tangodan bir bölüm; Çırılçıplak birkadın isterdim, çırılçıplak isterdim onu.. Gece ay ışığında bir kadın bedeni isterdim...’ Kitap benzeri argo, küfür ve kelimelerle devam ediyor.”
  11. Vahşi Şeyler Ülkesinde – Maurice Sendak Bir zamanlar yasaklanmış sonra değeri anlaşılarak yasağı kaldırılmış tüm dünyada sdece çocukların değil, büyüklerin de çok severek okuduğu bir kitap Vahşi Şeyler Ülkesinde. Kitap Amerika'da ilk kez 1963 yılında yayınlanmış, yayınlanmasının ardından kitabı okuyan bir çok çocuk büyüyünce bu kitabı çocuklarına da okutmuş. Amerika'da bir kaç kuşak bu kitapla büyümüş anlayacağınız. Türkiye'de ilk önce Canavarlar Ülkesinin Kralı diye basılan kitap, yeni baskılarıysa artık Vahşi Şeyler Ülkesinde ismiyle basılıyor. Kitabın orjinal adı Where The Wild Things Are. Az cümlelerle daha çok resimlerle hikayeleştirilmiş, resimleri de oldukça kültleşmiş. İngilizce baskısında sözcük sayısı toplamda 338. Okuyan herkesin mutlaka etkilendiği ve birçok kişiye göre de hayatının kitabı bu kitap. Sendak kitabı 31 yaşındayken yazmış ve resimlemiş. Söylenene göre kitabın "Wild Things"ine ilhamı veren, kendi ailesi gibi Polanya göçmeni olan, İngilizce bilmeyen, küçükken kendisine ve kardeşine "Seni yiyip bitiririm," gibi laflar eden, bakımsız ve hastalıklı uzaktan akrabaları olmuş. Vahşi Şeyler Ülkesinde anti-otoriter bir kitap. Kitabın hikayesi, Max'in, bir gün kurt kostümü giyip evi birbirine katmasıyla başlıyor. Annesinin ceza olarak onu odasına akşam yemeği yemeden göndermesi Max'i çok öfkelendiriyor. Öfkesi bir türlü yatışmayan Max'in odası birden büyük bir ormana dönüşüyor ve Max bir kayığa atlayıp vahşi şeylerin ülkesine doğru yola koyuluyor. Ülkede yaşayanları korkutup sindiriyor, onlara bu ülkede yaşayan bütün vahşilerden de daha vahşi olduğunu kanıtlıyor, hatta onları yemek yemeden odalarına bile gönderiyor. Gerisini de artık kitaptan okuyun.
  12. Küçük Kara Balık - Samed Behrengi Küçük Balık bir sabah erkenden, daha güneş doğmadan annesini uyandırdı: - Anneciğim, seninle biraz konuşmak istiyorum. Annesi uykulu uykulu: - Yavrucuğum, bula bula bu vakti mi buldun? Daha sonra konuşsak olmaz mı? İstersen gezintiye çıkalım ha, ne dersin? - Hayır anneciğim, artık dolaşamıyorum. Buradan gitmeliyim. - Mutlaka gitmen mi gerekiyor? - Evet anneciğim, gitmeliyim. - Ama, sabahın köründe nereye gideceksin? - Irmağın nereye kadar gittiğini görmek istiyorum. Biliyor musun anneciğim, aylardır bu ırmağın sonu neresi diye düşünüp duruyorum. Ama hâlâ işin içinden çıkamadım. Dün geceden beri gözüme uyku girmedi. Nihayet, gidip ırmağın sonunu bulmaya karar verdim. Başka yerlerde neler olup bittiğini bilmek istiyorum. Annesi gülerek: - Ben de çocukken çok düşünürdüm böyle şeyleri. Yavrucuğum, ırmağın başı, sonu olmaz ki. İşte hepsi bu kadar. Irmak hep akar durur ve hiçbir yere de varmaz. - Ama anneciğim, her şeyin bir sonu olmaz mı? Gece sona erer, gündüz sona erer, ay öyle, yıl öyle... Annesi sözünü kesti: - Böyle büyük lafları bırak bir yana; kalk, dolaşmaya çıkalım. Şimdi laf değil, gezinti zamanı! Samed Behrengi Azeri asıllı İranlı bir yazar, aynı zamanda bir öğretmen. 29 yıllık ömrü boyunca yazdığı kitaplarında adaleti, eşitliği, dogmaları sorgulamayı, özgürlüğü, direnebilmeyi anlatmış mümkün olduğunca. Şahı ve düzenini eleştirdiğinden, her türlü baskı yönetimine karşı çıktığından olsa gerek düşünceleriyle cezalandırılmış, cesedi bir gün Azarbeycan'da Aras Nehri üzerinde sürüklenirken bulunmuş. Yüzerken boğulduğu yönünde söylentiler yayılmaya çalışılsa da kimse buna inanmamış, Behrengi'nin İran Şahının gizli örgütü SAVAK tarafından öldürüldüğüne neredeyse kesin gözüyle bakılmış. “Böyle amaçsızca yüzmekten bıktım usandım. Başka yerlerde neler olduğunu öğrenmek istiyorum. Bu düşünceleri kafama bir başkasının soktuğunu sanabilirsin, ama ben uzunca bir süredir kendim düşünüyorum bunları. Arkadaşlarımdan da bazı şeyler öğrendim elbette; örneğin, birçok balığın yaşlanınca, hayatta hiçbir şey yapmadık, hayatımızı boşa geçirdik, diye yakındıklarını biliyorum. Durmadan sızlanıp dururlar. Ben yaşamanın nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istiyorum; durmadan aynı şeyleri yapmak, yaşlanana kadar başka bir şey yapmadan yaşamak olamaz; dünyada yaşamanın anlamı bundan daha fazla olmalı!”
  13. Bir kitap listesi var aşağıda, liste belki de sizin de çocukken okuyup sevdiğiniz kitaplardan oluşuyor. Ama okumadıysanız henüz geç değil, aslında hiçbir zaman geç değil. çünkü bunlar yetişkinken de okunabilen çocuk kitapları. Okuyun ve aynı anda çocuğunuz da okusun. Unutmadan bir de çocuğunuza, bu kitapları bir şimdi çocukken okumasını bir de ileride yetişkinken tekrar okumasını öğütleyin. Şimdi geçelim listeye 1. sırada tabii ki herkesin bildiği ve tahmin ettiği üzere Küçük Prens var. Küçük Prens - Antoine de Saint-Exupéry Kutsal kitaplardan ve Das Kapital'den sonra en çok satılan kitap hangisidir biliyor musunuz? Antoine de Saint-Exupéry'e ait Küçük Prens isimli kitap. Tüm dünyada 250'den fazla dil ve lehçeye çevrilmiş ve her yıl yaklaşık olarak 2 milyon adet satmaktadır. Aslında kitap ilk başta 1000 sayfaymış ama sonra Saint-Exupéry kitabı kısaltmaya karar vermiş. Kitabı kısaltması hakkında da "Mükemmelliğe, yazıya eklenecek hiçbir şey kalmadığında değil, yazıdan çıkarılacak hiçbir şey kalmadığında ulaşılır." dediği söyleniyor. Kitapta yazarın kendi hayatına dair bazı ayrıntılara yer verdiği düşünülüyor. Örneğin gezegeninde bırakıp geldiği gülüyle eşi Consuleo’yu anlattığı, gezegenlerin her birinin bir ülkeyi simgelediği söyleniyor. Çöl, Saint-Exupéry’nin 1935’te bir uçuşu sırasında düştüğü ve bir şekilde kurtulmayı başardığı Sahra Çölü’dür. Saint-Exupéry, İkinci Dünya Savaşı sırasında görevi gereği Akdeniz semalarında uçarken 31 Temmuz 1944 günü ortadan yok oldu. 1998 yılına kadar da kendisinden hiçbir haber alınamadı. 1998 yılında Marsilyalı bir balıkçı yazara ait bilekliği buldu, 2004 yılında da Marsilya kıyılarında yapılan araştırmalar sonucu uçağın enkazı bulundu. Ölümünden 65 yıl sonra, bir Alman pilotu olan Hors Rippert, yazarın kullandığı uçağı kendisinin düşürdüğünü itiraf etti ve “içinde kimin olduğunu bilseydim ateş etmezdim,” dedi.
  14. Ayrıntılı bilgi için bakınız Pirelli Takvimi 2016 fotograflar için bakınız
  15. 50 yıldır yayınlanan Pirelli takviminde bu sene bir ilk yaşandı. Her yıl dünyanın en seksi ve güzel kadınlarına yer veren Pirelli Takvimi, bu yıl yalnız güzellikleriyle değil, başarılarıyla adından söz ettiren kadınlara yer verdi. Pirelli Takvimi'nin 2016 yılı, 43. sayısı ünlü Amerikan portre fotoğrafçılarından Annie Leibovitz tarafından New York'taki stüdyosunda çekildi. Leibovitz, 2000 yılında koreograf Mark Morris'in dansçılarının yer aldığı Pirelli Takvimi'nin de yaratıcısıydı. 2000 yılı takvimindeki fotoğraflar aynı zamanda Leibovitz'in kariyerindeki ilk nü fotoğraflar olmuştu. 2016 Pirelli Takvimi'nde şu isimler yer alıyor: Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin ilk Çinli İyi Niyet Elçisi Yao Chen; Naked Heart Russia Yardım Vakfı'nın kurucusu Rus top model Natalia Vodianova; Hollwood'daki en etkili isimlerden, Lucasfilm'in başkanı prodüktör Kathleen Kennedy; sanat koleksiyoncusu ve kadın destekleyici, New York Modern Sanatlar Müzesi Emekli Başkanı Agnes Gund (torunu Sadie Rain Hope-Gund ile birlikte); dünyanın bir numaralı tenisçisi Serena Williams; kanaat önderi, eleştirmen ve yazar Fran Lebowitz; Chicago'da yardım projelerini destekleyen Ariel Investments Başkanı Mellody Hobson; filmleri arasında, Akademi Ödülleri'nde 2015'in En İyi Film ödülüne aday gösterilen Selma'nın da bulunduğu yönetmen Ava DuVernay; Style Rookie ve dijital Rookie dergisinin kurucusu blog yazarı Tavi Gevinson; İranlı görsel sanatçı Shirin Neshat; sanatçı, müzisyen ve performans sanatçısı Yoko Ono; bütün zamanların en ünlü rock starlarından Patti Smith; oyuncu ve stand-up komedyeni Amy Schumer. Pirelli Takviminin 2016 yüzleri için bu galeriye göz atabilirsiniz. Pirelli Takvimi 2016'nın kamera arkası için bu videoyu izleyebilirsiniz. [sharedmedia=videos:videos:6951]
  16. gloria şurada galeri fotoğrafı gönderdi: Üye Fotoğraf Galerileri

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.