gloria

Sen cennete uçtun ama Kokun sinmiş yatağıma odama Derin derin soluyorum seni İçime hapsediyorum seni Alışamadım bir türlü yokluğuna gül bebeğim Sensiz yaşamak ne kadar zor Ayrılık acısını gel bana sor Nasıl kıydın kendine gül bebeğim Geceler çok soğuk geceler sessiz Nasıl yaşarım şimdi ben sensiz Hani bana verdiğin o sözler Hani o gülen masum gözler Alışamadım bir türlü yokluğuna gül bebeğim Sensiz yaşamak ne kadar zor Ayrılık acısını gel bana sor Nasıl kıydın kendine gül bebeğim Göz yaşım karıştı yağmura Damla damla süzülüyor toprağa Bizi ancak ölüm ayırır diyordun bana Söyle nasıl kıydın kendine gül bebeğim Seni benden ölüm bile ayıramadı işte Nasıl kıydın kendine söyle gül bebeğim Dar geliyor bana bu yerler Kırılsın seni taşıyan bu eller Hani bana verdiğin o sözler Hani o gülen masum gözler Alışamadım bir türlü yokluğuna gül bebeğim Sensiz yaşamak ne kadar zor Ayrılık acısını gel bana sor Nasıl kıydın kendine gül bebeğim Sen cennete uçtun ama Kokun sinmiş yatağıma odama Derin derin soluyorum seni İçime hapsediyorum seni Alışamadım bir türlü yokluğuna gül bebeğim Sensiz yaşamak ne kadar zor Ayrılık acısını gel bana sor Nasıl kıydın kendine gül bebeğim Dar geliyor bana bu yerler Yaşanmaz oldu kara geceler Kırılsın seni taşıyan bu eller gül bebeğim Sensiz yaşamak ne kadar zor Ayrılık acısını gel bana sor Nasıl kıydın kendine gül bebeğim Dar geliyor bana bu yerler Yaşanmaz oldu kara geceler Kırılsın seni taşıyan bu eller gül bebeğim çok duygulandım çok, teşekkür ederim nathy'm, öyle bi acayip ettin beni aklıma neler geldi bilsen canım benim, bilsen... Çok çok öpüldün, böyle şapur şupur hem de....

Güzel bir şiir, çok hoşuma gitti teşekkür ediyorum sardunyam... gerçekten çok begendim bu şiiri... Geldiğin için teşekkür ederim

Kız sen misafir mi oldun, ne misafiri, sen benim anı defterimin can dostusun, hala ne misafirliği, aç dolabı istediğini al, bana sorma demiyor muyum ben sana, hala misafir gibi goruyor kendini ya Ayy ne çekingen insansın sen yaaaa Kleocum şaka bi yana ne oldu sana ya? nerdesin sen? özledim ki ben seni en zor anlarımın, günlerimin beni en çok mutlu eden insanı, nerelerdesin yaw?

canımmmm, bu güzel video için çok çok çokkkk teşekkür ediyorum, çok güzeldi, çok beğendim.... Tatlımsın benim leylak güzelim

Dünya tatlısı, seni her zaman çok sevdim bu forumda, Sen benim en değer verdiğim insanlardan birisisin ve her zaman da oyle kalacaksın, buna inanabilirsin ve gerçekten de eper bir gün çok mutsuz olursam, ellerimin arasına alacağım kalbimi ve seni düşüneceğim, eminim iyi gelecek bana, eminim

Senin şiirlerin bazen hani şarkılardan fal tuttum olur ya tıpkı onun gibi geliyor bana... Yani şiirlerden fal tuttum misali... BU yeni versiyonu... Bu şiiri bana yazdıgın günü okuyorum,ü o gün oyle bir tamamlamıştı ki içimde olup bitenleri, inanamazsın, Egzocummm, sanki ta ordan buraya kalbimi görüyormuşsun gibime geliyor bazen. Sana çok teşekkür ediyorum, hep burada oldugun için... Bana verdiğin degerin farkındayım ve bilesin en az onun kadar değerlisin kalbimde... Canım benim

Bebişim benim, güzel arkadaşım... Hani insan bazen göremediği insanları hayalinde yaratır ya, bilsen hayalimdeki Leylam ne kadar güzel, ne kadar mükemmel, meleğim benim Gül yüzlü arkadaşım, seni çok seviyorum, çok hem de, çok... Gel bi sarılayımmmmm şöyle sanaaaa gelllllll

Canım Diloş'um, sıcacık kalpli arkadaşım, ben artık eskisi gibi sık gelemiyorum, ama geldigimde burada seni gormek beni cok mutlu ediyor. Her bir kelimen için teşekkürediyorum arkadaşım. İyi ki varsın çünkü varlığın beni mutlu ediyor

http://www.turkish-media.com/forum/index.p...howtopic=101954 buradaki soruya bakmanı rica edeceğim. Mantık aynı cevap da aynı yani 12 YTL (10 YTL teyp ve 2 YTL Çırağın ceba attığı para) + 3 YTL (arkadaşların aldığı para üstü) = 15 YTL dir. Kayıp para yok... teyp 10 YTLdir ama arkadaşlar 3 YTL para üstü aldıklarında aslında ödedikleri 12 (4 + 4 + 4) YTLnin içinde çırağın aldığı 2 YTL yilik parayı da ödemiş olmaktadırlar. Yani onu ayrıca hesaplamaya gerek yok Hesaplanması gereken ödenmiş olan 12 YTL ve geri para üstü olarak alınan 3 YTL'dir. BU da toplamda 15 YTL eder.

Aysumcum, şu aşağıdaki çocuğu görüyorsundur, Ne kadar keyifli, ve mutlu, ne kadar eğleniyor degil mi? Ben de senin için en az bu cocuğunki kadar olmak koşuluyla, keyifli, eğlenceli, mutlu bir yıl diliyorum... MUTLU YILLAR

Doğum günün kutlu olsun birtaneciğim, ben ancak gördüm, geciktim üzgünüm mutlu yıllar diliyorum sana

kütüphaneciyim Sayın Tengerin Boşig... Film boyunca Andy Duyfren, hapishaneye bir kütüphane kurmak için çalışır ya hatırlarsınız, işte bu sebeptendir ki üniversitede bir hocamız, bize bu filmi mutlaka izlememizi önermişti. Ben de izledim, izledim ve film boyunca bu çabaya hayran oldum. Bıkmadan usanmadan istenen kitaplar, yazılan mektuplar, umut, ve sonunda gelen kitaplarla birlikte duyulan mutluluk... Biliyorum ki izlemeyen meslektaşım yok denecek kadar azdır ama o yok denecek kadar az olanlar da bir gün izleyecekler nasılsa

Bu ne yaman bir çelişki... Önce tek din islamdır diyip, ardından her yozlaştırmada bir elçi ve yeni öğreti geldi demek... hadi diyelim ki öğreti dediniz, din demediniz ama onun hemen arkasından son gelen öğretiden bir önce gelen öğreti ve elçisi derken, Müslümanlığı/İslamiyeti ve Hıristiyanlığı kastetmiyor musunuz? Müslümanlık dinse ve tekse bu durumda Hıristiyanlığın bu cümlelerin içinde işi ne? Ha bir de sormadan geçemeyeceğim Müslümanlık ile İslamiyet acaba ayrı şeyler mi? Siz ikinci cümlede islamiyetten değil sadece müslümanlıktan mı bahsediyordunuz da ben anlamadım, hayır yani bu çelişkinin başka bir açıklaması olamaz da ondan soruyorum. Demek ki bu durumda sizin gözünüzde aynı anlama gelmiyor durun o halde ben buna karşı çıkacağım: İslam sözcüğü S-L-M kökünden türemiştir ve anlamı "barış"tır. Bununla birlikte kökün aktif ortaç formu eşlemedir ve "teslimiyet" anlamına gelir. İslam "teslimiyet" anlamına gelirken, Müslüman da teslim olmuş anlamına gelir; burada teslim olunan ise tek tanrı olduğu kabul edilen Allah'tır. Yani acaba siz yanlış anlamış olabilir misiniz ki? Belki tek olan tanrıdır, din değil? Ayrıca bir dini kabul etmiyorsanız, o dine ait olan peygamberleri ve dolayısıyla kitapları da kabul etmemeniz gerekir ki, siz müslümansanız imanın şartlarını da biliyor olmanız gerekir. “Ey inananlar! Allah’a, resulüne, resulüne indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba inanmakta sebat gösterin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitablarını, rasullerini ve ahiret gününü inkar ederse şüphesiz derin bir sapıklığa sapmıştır.” [Nisa: 136] Allah c.c. öyle buyurmuş, ben demiyorum bunları.... Allah'a iman Meleklere İman Kitaplara İman peygamberlere İman Ahiret Gününe İman Kaderin, Hayır ve Şerrin Allahtan olduğuna iman Bu durumda gitti imanın 2 şartı... benden bu kadar, iddia etmiyorum, sadece okuyunca tuhaf geldi yazdıklarınız, yoksa bu yazdıklarım bile beni aşar... Allah için sadece Allah demek yeteri mi yoksa yanına illa c.c. konur mu, ya da Allah-u Teala' mı denir onu bile bilmiyorum, sebebini bile bilmiyorum, aslen merak da etmiyorum, sadece mantığımı zorlayan bir yazı ile karşılaştım, cevap vermeden eemedim... Bu kadar işte...

Şİmdi tam oldu işte... Bu görüntüleri izleyince daha bir iyi hatırladım, komik bu film komik, en ksa sürede tekrar alıp izleyeceğim

My Big Fat Greek Wedding Kalbinin Sesini Dinle Aklıma geldi, yazayım dedim, ben bu filmi izlerken zamanında çok eğlenmiştim. Bugün niyeyse aklıma gelip duruyor... Aslında çok da iyi hatırlamıyorum ama hatırladığım kadarıyla, hadi bakalım Geleneksel bir Yunan ailesinin anlatıldığı Amerikan yapımı bu film, içinde yer yer Türk-Yunan çatışmasını barındıran romantik komedi tarzında bir aşk filmi... Ne denirse densin bence Türkler ve Yunanlılar birbirimize çok benziyoruz ve bu film de bunun en iyi kanıtlarından biri... Filmin senaryosunu yazan, aynı zamanda başrolünü oynayan Nia Vardalos, bunu önceleri ailesiyle yaşadıklarını anlatacağı tek kişilik bir stand-up gösterisi olarak tasarlamış ve Los Angeles'ta "One Woman Show" adıyla sahnelemiştir. 1962 yılında Kanada'da doğan Yunan asıllı Vardalos'un bu gösterisi oldukça başarılı olmuş ve film teklifleri almakta gecikmemiştir. Tom Hanks'in eşi, Rita Wilson ki annesi bir Yunan'lıdır, senaryoyu çok beğenmiş ve bunu Hanks'e film haline getirmeyi teklif etmiştir. Tom Hanks bu teklifi kabul etmiştir. Enteresan olan bu film için harcanan para sadece 5 milyon dolardır ve film çok fazla ilgi görmeyeceği düşünülerek çok az sinemada gösterime girmiştir. Buna rağmen kulaktan kulağa yayılarak box office listesinde ikinci sıraya kadar yükselmiş ve 100 milyon dolarlık bir hasılat elde etmiştir. Filmin en çok güldüren iki karakteri olan baba ve babaanne tam bir Yunan milliyetçisidir. Öyle ki baba her kelimenin kökenini (kimono da dahil olmak üzere) Yunancaya, babaanne de her türlü kötülüğün sebebini Türklere bağlamaya çalışan karakterlerdir... Üstelik babaanne hala Türkler ile Yunanlılar arasında savaşın devam ettiğine inanmaktadır. Tür: Romantik komedi Gösterim Tarihi: 6 Eylül 2002 Yönetmen: Joel Zwick Senaryo: Nia Vardalos Görüntü Yönetmeni: Jeff Jur Müzik: Xandy Janko, Chris Wilson Yapım: 2002, Amerika, 94 dk. Oyuncular: Nia Vardalos, John Corbett, Michael Constantine, Lainie Kazan, Andrea Martin, Joey Fatone Portokalos ailesi, 60 lı yıllarda Amerika-Chicago'ya (yoksa Kanada mıydı )yerleşmiş, Yunan geleneklerini burada da devam ettiren bir ailedir. Ailesinin sahip olduğu lokantada çalışan kızları Toula ise, 30 yaşına geldiği halde hala evlenmemiştir. Bu durum aileyi, son derece endişelendirmekte ve onu evlendirebilmek için her yolu denemektedirler. Bu durumdan artık son derece sıkılan Toula, hayatında değişiklik yapmak umuduyla, babasının tüm karşı çıkışlarına rağmen önce bir bilgisayar kursuna gider, ardından da halasının sahibi olduğu turizm acentasında çalışmaya başlar işte bu sıralarda tanıştığı lise öğretmeni Ian Miller ile aralarında büyük bir aşk başlar ama sandığınız gibi bu durum aileyi mutlu etmez aksine son derece kızdırır. Özellikle Baba, hiç bir şekilde bu beraberliği kabul etmez. Bunun ise tek bir sebebi vardır. Ian Miller bir Yunan'lı değildir ve Baba, Toula'nın sadece bir Yunanlıyla evlenmesini istemektedir. Gerisini izleyin ve görün bakalım Erkekler baş ise kadınlar boyundur. Başın nereye döneceğine ise boyun karar verir... Bu da benim açımdan filmin favori cümlesidir.

DOĞRU SÖZ denir

İnci inci inci Nereye gitti o kuş İNCİ Annesini görmeye Barış hayır İnci o kuş babasına gitti...

bu filmde kameranın her sallanışında benim de beynim sallanmıştı ya sinemadan çıktığımda gözlerim dönüyordu hatırladım şimdi

Bu film, benim mesleğim itibariyle, hep çok sevdiğim, gurur duyduğum, mesleki ideolojimi dayandırdığım filmdir. Çok seviyorum bu filmi

sanırım telif hakları, fikir sahibi vs. gibi mevzularla ilgili bana bi mesaj vermeye çalıştın, çalıştın mı bilmiyorumü, yoksa ben mi öyle algıladım paranoya durumları işte ben çaldırmam kendini, endişeye mahal yok belgeseli bulunca eklersen sevinirim. merak ettim

öyle mi denirmiş gerçekten neyse öğrenmiş oldum teşekkür ederim. Ee bugün yeni ne öğrendiniz? Bugün yeni embelished (cilalanmış biraz) denir ya onu ögrendim

Eeeee soruma bu kadar gec cevap gelince farkettim ya ben aslında hala o filmi izlemişim ama madem izlenmeye deger o halde izleyeyim bari

Kaybolmadımm, burdayım. Geldim artık gitmeyeceğim... Bayadır film izlemiyorum, ama en kısa sürede filmlerimle de döneceğim

Sevgili arkadaşım, canım arkadaşım, İçinden kopmuş gelmiş yine, sevgi pıtırcığı oluvermişsin, anlatmışsın güzel şehrini tüm güzelliğiyle... Benim bir huyum vardır, görüp, sevdiğim tüm şehirlere yerleşmek isterim. Bursayı birkaç kez yol üstü gördüm, çocukluğumda en sevdiğim arkadaşım Bursalıydı, hep gitmek istedim. Gezemesem de, senin baktığın gözle göremesem de güzel Bursa'nı inan ki sadece senin anlattıklarınla bile, görmeme gerek kalmadan yerleşmek isterim ben bu şehre...Yer var mı ki acaba, beni de alır mı sevdiklerinin, sevenlerinin arasına bu Bursa Ağzına, eline sağlık arkadaşım