Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. kitapla ilgili bazı eleştirileri okudum, Türkçe çevirisi için çok kötü diyorlar, ne düşünüyorsun bu konuda, yeri degil biliyorum ama ben de almayı düşünüyorum ondan sordum bazı yorumlarda da bu kitabı inanan inanmayan herkes okusun ama okuyanların kitaba çok geniş bir bakış açısıyla yaklaşması öneriliyor aksi takdirde sanırım kitap dar bakış açısına sahip insanlar için çok anlamlı olmayacak... Ayrıca Dawkins, dünyanın bilinen en fanatik ateistidir de derler, evrim kuramının da en ateşli savunucularındandır kendisi... Ben okuyayım en iyisi
  2. teşekkür ederim bitanemmmm benim
  3. kolaydı evet teşekkürler
  4. E tabii, din, erkekler için özgürlük... Dini bahane ederek kadını da bir güzel kısıtlıyorlar, bu durumda aynı zamanda din, erkekler için egemenlik de demek... Neden yararlanmasınlar ki bu nimetten. Tabii ya, YA TUTARSA...
  5. Bak simdi benim de aklıma bir fıkra geldi Hani Nasreddin Hoca gider göle yoğurt çalar da adamın biri de gelir der ya "hocam ne yapıyorsun göle yoğurt çalınır mı, göl maya tutar mı?" Hoca da cevap verir yaaa; "YA TUTARSA..." işte bazı arkadaşların da dine, inançlara bakış açısı bu.... YA VARSA "Ya varsa" diye inanan ne kadar çok insan var hakkaten... Ya varsa... Peki ya yoksa... Ya öldükten sonra kemiklerin ve etlerin toprağa karışacak ve ahiret, cennet, cehennem diye birşey de hiç yaşamayacaksan. Ya bu senin ilk, tek ve son şansınsa...
  6. Tabii ki Ulu Cuvcuv Sorulacak soru mu bu yaaaa Bu arada küçük bir not. CuvCuvla ilgili kısmın çevirisinde Amerika diye geçen yer aslında Afrika olmalıydı, yanlış çevrilmiş... Ve ayrıca; Richard Dawkins, bilim adamlığının yanı sıra aynı zamanda bir yazardır. Eserleri'nin çoğu Tübitak Yayınları tarafından basılır. (Kör Saatçi, Gen Bencildir vb.) 2006 yılında İngiltere'de piyasaya çıkan "The God Delusion" isimli kitabı ile hem İngiltere'de hem de çevrildiği diğer tüm ülkelerde haftalarca best seller olarak kalmıştır. Kitap 2007 Temmuz ayında "Tanrı Yanılgısı" ismiyle Türkçe'ye çevrilmiştir.
  7. gloria şurada cevap verdi: Admin başlık Yabancı Sinema
    Edith Piaf mı? Hayranıyımmmmmm, hayranıyımmmm tabii ama ben niye görmedim bu filmi hiç ya Görsem çoktan alır izlerdim, izlemedimmmm
  8. hakkaten ha Ulu CuvCuv hala varsa ve siz yanlış Tanrıya inanıyorsanız, ne olacak şimdi? Onu, bunu, herşeyi geçiyorum, bu videonun altına yazılmış çok anlamlı bir yorum vardı, ben asıl onu sizinle burada paylaşmak istiyorum; "Ateizm, dunyaya hakim oldugu gun, din adina islenen tüm cinayetler dokulen tüm kanlar duracak iste insanlik huzura o zaman kavusacak."
  9. Tabii Keira sevenler de izleyebilir. Admin film bilgilerini eklemeyi unutmuş ya da eklemek istememiş sanırım bari ben ekleyeyim, bir katkım olsun hiç olmazsa Yönetmen: Joe Wright, Joe Wright Senaryo: Jane Austen, Deborah Moggach Filmin Türü: Drama, Romantik Orijinal Adı: Pride and Prejudice Kostüm Tasarımı: Jacqueline Durran Yapımcılar: Tim Bevan, Eric Fellner, Paul Webster Sanat Yönetimi: Nick Gottschalk Müzik: Dario Marianelli Yapımcı Firma: Universal Pictures Yapım Yılı: 2005 Yapım Ülkesi: İngiltere Filmin Süresi: 127 dakika Vizyon Tarihi: 03.02.2006 Universal Pictures / UIP Filmcilik Oyuncular: Keira Knightley, Matthew MacFadyen, Brenda Blethyn, Donald Sutherland, Tom Hollander, Rosamund Pike, Jena Malone, Judi Dench, Carey Mulligan, Talulah Riley, Tamzin Merchant Filmin Ödül Bilgileri: Boston Film Eleştirmenleri Derneği üyeleri tarafından Yılın En İyi Yönetmeni Ödülü'ne, Satellite Ödülleri’nde Yılın En İyi Giysi Tasarımı Ödülü’ne layık bulundu. “Yalnızca geçmişi hatırla, çünkü onu hatırlamak zevk verir.” AŞK VE GURUR romanından
  10. Bu filmin ismi çok ilgimi çekti bak sen şimdiiii Gerçi konusu isminin çağrıştırdığıyla pek ilgili değil sanırım, ama sorun yok... Okuduğum başka yorumlardan da anladım ki bu film gerçekten de izlenmeye değer bir filmmiş. İlk fırsatta bulup izleyeceğim.
  11. Ben bu filmi pek begenemedim ne yalan söyleyeyim... Üstelik sıradışı da değil, aksine sıradan bir filmmiş gibi geldi bana... Filmin yönetmeni Türk asıllı Mennan Yapo, isteyen Türk asıllı bir yönetmeni Hollywood'da desteklemek ve görmeye devam etmek için tabii yine de filmi izleyebilir. Bu arada filmin afişi gerçekten de güzeldi
  12. ee peki madem ilk fırsatta izleyeceğim o halde
  13. gloria şurada cevap verdi: Admin başlık Yabancı Sinema
    Aynı yönetmenin başka bir filmi: Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar
  14. Amadovar, en sevdiğim yönetmenlerden birisi... Bence her insanın hayatında en azından bir kere bir Almadovar filmi izlemesi lazım... Candide, eğer sen hiç izlemediysen sana iki kere öneriyorum Beğeneceğine eminim Bu filmi izleyip beğenenler için ayrıca yönetmenin başka bir filmi; Volver (Dünüş)
  15. gloria şurada cevap verdi: Admin başlık Yabancı Sinema
    HEATH LEDGER (d. 4 Nisan 1979, ö. 22 Ocak 2008) 1979’da Avustralya’nın Perth kentinde doğan Heath Ledger, ilk kez 10 yaşında yerel bir tiyatroda Peter Pan rolüyle sahneye çıktı. Ülkesinde 16 yaşındayken filmlerde oynamaya başlayan Ledger, 19 yaşında Los Angeles’a taşındı, burada “10 Things I Hate About You” da rol aldı. “I Am Not There” adlı filmde Bob Dylan’ı canlandıran aktör, son alarak “The Dark Knight” adlı filmde oynadı. Ünlü aktörün oynağı diğer filmlerden kimileri, “A Knight’s Tale”, “The Patriot”, “Monster’s Ball” ve “Caddy”. “Brokeback Mountain” filminde canlandırdığı eşcinsel kovboy rolüyle Oscar’a aday gösterilen Ledger’in, bu filmde tanıştığı Michelle Williams’dan bir kızı var. Ölümü: 22 Ocak 2008'de Ledger, New York SoHo'daki apartman dairesinde ölü bulundu. Daha sonra New York Adli Tıp Kurumu’ndan yapılan açıklamada, “(Ledger’in) ölüm nedeninin kaza olduğuna karar verdik” denildi ve buna reçeteli tıbbi tedavinin suiistimal edilmesinin neden olduğu bildirildi. Açıklamada, Ledger’in, aralarında ağrıkesiciler, sakinleştiriciler ve uyku hapları olmak üzere aldığı türlü ilaçların kombine etkisinin neden olduğu akut zehirlenme sonucu öldüğü belirtildi. Filmografisi: Yıl-----İsim--------------------- Rol 2008 -The Dark Knight - The Joker 2008 - Dirt Music 2007 - I'm Not There - Bob Dylan 2006 - Candy - Dan 2005 - Casanova - Giacomo Casanova 2005 - Brokeback Mountain (Brokeback Dağı) - Ennis del Mar 2005 - The Brothers Grimm (Çılgın Kardeşler) - Jacob Grimm 2005 - Lords of Dogtown - Skip Engblom 2003 - The Order (Günahların Bekçisi) - Alex Bernier 2003 - Ned Kelly - Ned Kelly 2002 - The Four Feathers - Harry Faversham 2001 - Monster's Ball (Kesişen Yollar) - Sonny Grotowski 2001 - A Knight's Tale - Sir William Thatcher/Sir Ulrich von Lichtenstein of Gelderland 2000 - The Patriot (Vatansever) - Gabriel Martin 1999 - 10 Things I Hate about You - Patrick "Pat" Verona 1999 - Two Hands - Jimmy 1997 - Paws - Oberon 1997 - Blackrock 1992 - Clowning Around Televizyon 1997 - Home and Away - Scott Irwin 1997 - Roar - Conor 1996 - Sweat - Snowy Bowles Ödül ve adaylıkları Akademi Ödülleri 2006 - En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü, Brokeback Dağı (aday) Avusturalya Film Enstitüsü Ödülleri 1999 - En İyi Erkek Oyuncu, Two Hands (aday) 2003 - En İyi Erkek Oyuncu, Ned Kelly (aday) 2006 - En İyi Erkek Oyuncu, Candy (aday) BAFTA 2006 - BAFTA En İyi Erkek Oyuncu Ödülü, Brokeback Dağı (aday) Altın Küre Ödülleri 2006 - Sinema Dalında En İyi Aktör Altın Küre Ödülü - Drama, Brokeback Dağı (aday) Independent Spirit Awards 2008 - Robert Altman Ödülü, I'm Not There. (Kazandı.) *Kast ve kamera arkası ekibiyle birlikte.. 2006 - En İyi Erkek Oyuncu, Brokeback Dağı (aday) MTV Film Ödülleri 2006 - En İyi Öpüşme Sahnesi, Brokeback Dağı (Kazandı.) *Jake Gyllenhaal'la birlikte. 2002 - En İyi Öpüşme Sahnesi, A Knight's Tale (aday) *Shannyn Sossamon'la birlikte. 2002 - En İyi Müzikal Sekans, A Knight's Tale (aday) *Shannyn Sossamon'la birlikte. 2000 - En İyi Müzikal Sekans, 10 Things I Hate About You (aday) SAG Ödülleri 2006 - En İyi Oyuncu Kadrosu SAG Ödülü, Brokeback Dağı (aday) 2006 - En İyi Erkek Oyuncu SAG Ödülü, Brokeback Dağı (aday)
  16. gloria şurada cevap verdi: Admin başlık Yabancı Sinema
    Hani olur ya "BU FİLMİ BEĞENENLER, BİR DE ŞU FİLME BAKSIN" mevzusu, işte onun gibi, bu filmle konu açısından (Pinoche Darbesi) benzerlik gösteren "Ruhlar Evi" isimli film var bir de... Onu izlemiş miydiniz bilmem ama eğer izlemediyseniz onu da izleyin derim.... Ruhlar Evi
  17. Ben bunun filmi olduğunu bilmiyordum... Bu kitabı çok seviyorum, kitaptaki tüm kişilerin hayatlarıyla ilgili zaten acayip bir araqştırma yapmıştım geçen yıllarda... Kitap yatağımın başında, ara ara açar okurum... Filmi izlezem mi izlemesem mi hiç bilemiyorum. Çok çok güzeldir eminim ama ya hayal kırıklığına ugrarsam ne olacak
  18. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Türk Sineması
    Valla 2006 da kitabı Fransa'da yayınlanmış ama bilmiyorum ki DVD'si gelmişmidir. Bence bulabilirsin, bu film uluslararası ödüller de aldı çünkü Hatta daha da ileri gideyim; bu ödülü de Strasbourg’da aldı. Film, Avrupa Konseyi ve Avrupa Konseyi Sinema Fonu Eurimages’ın katılımıyla Fransa, Strasbourg'da düzenlenen “Avrupa Sinemasının Yıldızları ve Sahne Perdeleri” etkinliğinin en önemli ödülü olan insan hakları ödülüne layık görüldü.
  19. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yabancı Sinema
    bir ara yazdı işte..
  20. Bir de Sihirbaz diye bir film vardı, bununla aynı dönemlerde vizyona girmişti, onun başrolünde de benim aşkım olan Edward Norton oynuyordu. Ben ikisini de izledim, aslında ikisi de güzeldi ama ne yala söyleyeyim, Prestij, Sihirbaz' dan çok daha güzelll
  21. gloria şurada cevap verdi: gloria başlık Yabancı Sinema
    Hangi arada yazdın yaaw sen bunu
  22. gloria şurada bir başlık gönderdi: Yabancı Sinema
    KARANLIKTA DANS Dancer in the Dark Yönetmen: Anders Refn, Lars Von Trier, Robby Müler Senaryo: Lars Von Trier Yapım: 2000, İsviçre-Danimarka Tür: Dram/Müzikal Oyuncular Björk, Catherine Deneuve, David Morse , Peter Stormare, Joel Grey, Vincent Paterson *** Tanrımmmm!!!! Hayatımın filmi mi desem acaba, çok etkilendimmmmm, çokkkk… Bu filmi izlemeyi uzun bir zamandır istiyordum. Türünün müzikal olması, ve Björk kadar muhteşem sese sahip bir sanatçının başrolde oynaması bu filmi izlemem için yeterli sebeplerimdi. Gerçi film kötü olsaydı da izlediğime pişman olmazdım emin olun ama bu filme kötü diyecek insanın şu anda henüz doğmadığına, yaşamadığına da eminim Çok çok güzellll… Söylemeliyim ki filmin izleyen üzerinde çok tuhaf bir etkisi var, yaşanılanlar insanın içini buruyor ama içiniz her burulduğunda hemen arkasından Björk’ün yüzündeki o inanılmaz gülümseyiş sizin de yüzünüze dağılıveriyor. Film bittiğinde ise önce bir kalakalıyorsunuz, sonra birinin sizi uyarması gerekiyor, “FİLM BİTTİ” diye… Oysa henüz film, sizin için bitmemiş, olayları sindirmek için biraz daha zamana ihtiyaç hissediyorsunuz… Tuhaf işte… Tuhaf ama etkileyici, tuhaf ama güzel… Benim gibi ağlama özürlü bir insanın bile gözlerini yaşartabilecek kadar etkili… Normalde film tanıtımı yapılırken her zaman önce film hakkında bilgi verilir, sonra yorum yazılır değil mi? Bu defa öyle olmadı işte, ben hala filmdeyim, hala filmi yaşıyorum, hala çıkamadım da etkisinden, burada yazarak içimi dökmeye çalışıyor gibiyim… Düşünerek bitiremedim, yazarak bitireyim diye uğraşıyorum… Ama bitmiyor beee… Bitecek gibi de değil en iyisi ben sizi daha fazla merakta bırakmayıp biraz da filmin konusundan bahsedeyim (Bu arada aslında sanırım bu yazdıklarımdan sonra hep olur ya tanıtımına bakıp, büyük umutlarla filmi alırsınız, sonra izlersiniz, bir bakarsınız ki filmi tanıtan kişi mübalağa yapmış, abartmış da abartmış… Film aslında o kadar da güzel değilmiş… Şşşttttt!!!! Aman haaaa!!!! Beyninizin sizi kandırmasına izin vermeyin, beyniniz size ne derse desin inanmayınnnnnn, bana inanın, ben sizi kandırmam… Bu film gerçekten de güzelllllll) Bu arada film el kamerasıyla çekilen ilk uzun metrajlı film olduğundan baştan bazı sahneler size kameranın hareketlerinden dolayı amatörce gelecektir ama gözünüz bu duruma alıştıkça rahatsızlığınız da azalacaktır. *** Filmin Konusu 10 yaşındaki oğlu Gene ile birlikte karavanda yaşayan Selma (Björk), Çek asıllı bir göçmendir. Selma evlerini, kapı komşuları olan yerel polis Bill (D. Morse) ve karısı Linda'dan kiralamıştır. Bill ve Linda, Selma ile oğluna Amerika'ya geldiklerinden beri göz kulak olmaktadırlar. Selma, paslanmaz çelikten lavabolar üreten bir fabrikada işçi olarak çalışmakta; kalan zamanlarında da eve iş götürerek ek gelir sağlamaya çalışmaktadır. Ancak Selma kalıtsal bir hastalık yüzünden görme yeteneğini hızla kaybetmektedir. Kendisiyle aynı kaderi paylaşmaması için Gene'yi ameliyat ettirebilecek parayı biriktirmek, Selma'nın hayattaki tek amacıdır. Bu zorlu yaşamda Selma'nın tek lüksü, müzikallerin büyülü dünyasıdır. En yakın arkadaşı Kathy (C. Deneuve), Selma'yı mutlu edebilmek adına, ünlü bir müzikalin amatör prodüksiyonunda onunla birlikte rol almayı kabul eder. Her şey yolunda giderken, Selma'nın oğlu için biriktirdiği paradan haberdar olan Bill'in başka planları vardır... Filmin Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Cannes Film Festivali, 2001 En İyi Yönetmen Altın Palmiye Ödülü, Cannes Film Festivali, 2001 En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Avrupa Film Festivali, 2001 En İyi Film Ödülü, Avrupa Film Festivali, 2001 En İyi Orijinal Film Müziği Altın Küre Adaylığı, 2001 En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Altın Küre Adaylığı, 2001 En İyi Avrupa Filmi Goya Ödülü, 2001 Not: Filmi orijinalinden izlemenizi tavsiye ederim, çünkü dublajlı halinde Björk’ün şarkı söylediği sahneler de dahil olmak üzere film, olduğu gibi Türkçe’ye çevrilmiş. Anlayacağınız Björk’ün sesi, Björk’e ait değil Zaten Şarkıların Türkçeye çevrilmiş sözlerini, alt yaz seçeneğini seçtiğinizde de görebileceksiniz.
  23. gloria şurada bir başlık gönderdi: Türk Sineması
    MUTLULUK Tür: Dram Gösterim Tarihi: 16 Mart 2007 Yönetmen: Abdullah Oğuz Senaryo: Elif Ayan , Kubilay Tunçer , Abdullah Oğuz , Zülfü Livaneli (Kitap) Görüntü Yönetmeni: Mirsad Herovic Yapım: 2007, Türkiye Oyuncular Talat Bulut , Özgü Namal , Murat Han , Lale Mansur Filmin Konusu Töre kurallarına kurban gitmek üzere olan genç bir kız, Meryem... Bir gün baygın bir şekilde göl kenarında bulunması sonucu, ailesi tarafından hüküm verilir: Meryem'in namusu kirlenmiştir ve öldürülecektir! Bu görevin, yakın akrabalarından olan Cemal'e verilmesi ile ikilinin ölüme doğru yolculukları başlar. Cemal, kendisine verilen görevin haklılığı konusunda ne kadar kararlı görünse de cezayı gerçekleştirmekte bir türlü başarılı olamaz. Bir gün bir tesadüf eseri yollarının Profesör İrfan Kurudal'la kesişmesi, üçü için de bir daha geri dönüşün olmayacağı bir dönüm noktası olacaktır. Ölüm'e giden yolculuğun rotası, acaba Mutluluk'a doğru mu dönecektir? Zülfü Livaneli'nin pek çok dile de çevrilmiş dünyaca ünlü romanı Mutluluk, Abdullah Oğuz'un yönetmenliğinde sonunda beyazperdeye de aktarıldı. *** Bu günlerde güzel filmler seçiyorum sanırım izlemek için… Üst üste iki gün boyunca iki film (Mutluluk, Karanlıkta Dans) izledim. İkisi de izlenmeye değermiş Pişman değilim Kitabını okumamıştım ve sanırım şu aşamada filmin gözümdeki etkisini yitirmemesi açısından da okumayı tercih etmeyeceğim. Ama zamanla, bu filmi yavaş yavaş unutmaya başladığımda mutlaka okumak istiyorum. Konusu çok güzel işlenmiş, bence oyuncular çok iyi, zaten aldığı ödülleriyle de film kendisini kanıtladı. Fazla lafa gerek yok işte izlemediyseniz izleyin… Gerçekten zamanınızı iyi bir filmle değerlendirmiş olacaksınız.
  24. gloria şurada cevap verdi: crazy mom başlık Evlilik ve Kadın
    aaa dert ettiğin şeye bak beee şimdi bu modacılar var ya herşeyin çaresine bakıyorlar, gidersin bir modacıya, o sana ve vucuduna uygun öyle bir kesim hazırlar ki, bir anda zayıfcacık bişi oluverirsin ne dert ediyorsunnn kiii

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.