Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. Süpermarketin Ortasında Tuvaletini Yapan Kadın markette kamera olduğunu farketmemiş sanırım Mide bulandırıcı ama...
  2. Şimdi ben iyi bir Supernatural izleyicisiyim, bu diziyi izlediğim tüm dizilerden kat be kat daha çok seviyorum. Malum geçen haftalarda kış dizilerinin hepsi sezon finali yaptı Supernatural da bunlardan birisi... Şöyle bir baktım, koskoca 8 sezon devirmişim E bu yaz nasıl geçecek peki? Yaz aylarında izlediğim pek dizi de yok, True Blood falan... Pekiiiiii Supernatural'ı birinci sezondan itibaren yeniden izlemeye başladım desem 1. sezon 5. bölümdeyim ve sanki ilk defa izliyormuş gibi heyecanlanıyor, eğleniyor, ürküyorum
  3. gloria şurada cevap verdi: simin başlık Havadan Sudan Konular
    Ben de öğlen nasıl yemişsem artık şu an canım su dan başka hiçbir şey çekmiyor, olsa içerdim ama gidip almaya üşeniyorum.
  4. gloria şurada cevap verdi: sedelina başlık İtiraf Köşesi
    Oysa ben hiç özleyecek kadar uzaklaşmadım forumdan, burada olmak hayatımın bir parçası... Buradaki insanları seviyorum.
  5. Çok güzel olmadığını söylediler ben de izleyemedim o nedenle henüz... Böyle olumsuz yargılardan kurtulmam azıcık zaman alıyor ama 3,4 aya mutlaka izlemek isterim.
  6. gloria şurada cevap verdi: simin başlık Havadan Sudan Konular
    Ayy tanrım asla hayır diyemeyeceğim türden şeyler bunlar...
  7. Nazmiye Demirel hayatını kaybetti 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in eşi Nazmiye Demirel yaşama veda etti. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in eşi Nazmiye Demirel 86 yaşında hayata veda etti. 1927 doğulu olan Nazmiye Demirel, 12 Mart 1948 tarihinde Süleyman Demirel ile evlendi. Süleyman Demirel'in 1993 yılında Cumhurbaşkanı seçilmesiyle 'First Lady' olan Nazmiye Demirel, 2005 yılında bu yana alzheimer rahatsızlığıyla mücadele ediyordu. Ölüm haberinin ardından NTV yayınına katılan gazeteci Yavuz Donat, kısa süre önce Süleyman Demirel'le görüşmesinde eşinin durumunu sorduğunu ve, "Kaderin çizdiği yolda yürüyor. Bazen seneler öncesini bazen de beni bile tanımıyor" yanıtını aldığını söyledi. Süleyman Demirel'in eşinni durumuna çok üzüldüğünü söyleyen Donat, "Bir çiçeğe bakarcasına ilgileniyodu Nazmiye hanımla. Süleyman beyin en büyük destekçisi ve ona en büyük eleştirileri yapan kişiydi. Lafını esirgemez söylerdi... Hiç First Lady gibi olmadı. Duracağı yeri bilirdi. Kendi çevresi ve dostları vardı; evinin kadınıydı ve eşinin işlerine karışmazdı" şeklinde konuştu. NTV, Web, 27.05.2013
  8. Sayfa 376: "Dante'nin Cehennem'de Azize Lucia'dan belirgin bir şekilde bahsettiğini hatırlayan Langdon, "Büyük ihtimalle," dedi. Lucia,Dante'nin yeraltı dünyasından kaçmasına yardım etmek için Vergillius'u çağıran kutsanmış üç kadından -le tre donne benedette- biriydi. Diğer iki kadın Bakire Meryem ve Dante'nin Beatrice'sidir ve Dante, Lucia'yı bunların arasında en yüksek mertebeye koymuştur. " William Blake St. Lucy Carrying Dante (Azize Lucia Dante'yi taşıyor) Sayfa 377: Casino Di Venezia "Langdon kumarhanenin afişindeki kelimeleri hiçbir zaman tam olarak anlayamamıştı ama Rönesans stili muhteşem saray, Venedik manzarasının on altıncı yüzyıldan beri bir parçasıydı. Bir zamanlar şahsa ait bir malikane olan bu yer artık smokinle girilen bir kumarhaneydi. Burası besteci Richard Wagner'in 1883'te Parsifal operasını besteledikten kısa bir süre sonra kalp krizi geçirip öldüğü yerdi." Sayfa 377: Ca'pesaro Galleria Internatzionale D'arte Moderna: Uluslararası Modern Sanat Müzesi "Kumarhanenin arkasında, barok stili rustik dış cephenin üzerinde daha da büyük koyu mavi bir pankart asılıydı. Üzerinde CA'PESARO: GALLERIA INTERNATZIONALE D'ARTE MODERNA (Uluslararası Modern Sanat Müzesi) yazıyordu." Sayfa 377: Öpücük - Gustav Klimt "Yıllar önce Langdon içeri girmiş ve Gustav Klimt'in Viyana'dan ödünç olarak getirtilen Öpücük adlı başyapıtını görmüştü. Klimt'in birbirine sarılmış iki sevgilinin altın varaklı büyüleyici yorumu, sanatçının eserlerine tutku duymasına neden olmuş ve Langdon Venedik'in Ca'Pesaro Müzasi'nin modern sanata olan tutkusunu ateşleyen yer olduğuna inanmıştı." Sayfa 378: Rialto Köprüsü "İleride ünlü Rialto Köprüsü duruyordu. San Marco Meydanı'na giden yolu yarılamışlardı. Köprüye yaklaştıklarında Langdon başını kaldırıp yukarı baktı ve melankolik bir yüz ifadesiyle parmaklıklardan aşağı bakan yalnız figürü gördü."
  9. Sayfa 373: "Langdon kilisenin yan tafafındaki yazıdan azizenin ismini okuyarak, "Azize Lucia" dedi. "Körlerin kemikleri." "..... Kiliseyi gösterdi. 'Yazıyı görüyor musun? Azize Lucia buraya gömülmüş...... Ve birden Azize Lucia'nın körlerin koruyucu azizi olduğu aklıma geldi." Sayfa 374: Langdon bir tabakta kendi gözlerini taşıyan Azize Lucia'yı resmeden yirmi kadar ünlü ressamı düşünerek, "Tanrı'nın işine akıl sır ermez," dedi. Cümlede bahsedilen resimlerden bazıları şunlar:
  10. Sayfa 373: "Ponte degli Scalzi'nin zarif genişliğinin altında hızlanırken Langdon kıyıdaki tenteli restoranlardan yayılan yerel seppie al nero'nun kendi mürekkebiyle pişen kalamarın nefis kokusunu aldı. Kanaldaki bir virajı döndüklerinde muazzam kubbeli San Geremia Kilisesi'ni gördüler. " Ponte degli Scalzi Seppie al Nero San Geremia Kilisesi San Geremia Kilisesi'nin kubbesine yakından bakalım:
  11. Çok teşekkür ederim İşe yaradığını düşünüyorum sizler yazdıkça da emin oluyorum bir de mutlu Ne demişler paylaşmak güzeldir
  12. Sayfa 373: "Prosecco? Limoncello? Şampanya? Prosecco Kuzeydoğu İtalya'da üretilen bir köpüren şaraptır. Limoncello, İtalya'da bizim türk kahvesi gibi yemeklerin üzerine shot yapılarak içilen, hazmı kolaylaştıran limonlu bir likördür. Tadını limonatanın içine karıştırılmış alkol gibi düşünün, tam karşılıyor. İtalya'dan gelirken şaraptan sonra alınabilecek en ideal hediyelik eşyadır. Sayfa 373: "....büyük aracıyla gondolların arasında manevralar yaparken, zarif siyah araçları dümen suyunda aşağı yukarı inip çıkan çizgili tişörtlü gondolieri'ler ona yumruklarını salladılar. Gondol sürücülerinin üzerine giydikleri bu çizgili tişörtler gondolier olarak bilinir.
  13. Sayfa 372: "Kanala bir taş atımlık mesafede San Simeone Piccolo'nun bakır kubbesi gökyüzüne doğru yükseliyordu. Avrupa'nın mimari açıdan en eklektik kiliselerinden biriydi. Sıra dışı dik kubbesi ve daire şeklinde ibadethanesi Bizans stilindeydi. Mermer sütunlu giriş, Roma'nın Pantheon'undaki klasik Yunan mimarisinden resmeden mermer bir rölyef alınlık vardı. San Simeone Piccolo Sayfa 372: Büyük Kanal "Langdon hızlanarak onlara yetişti. Mimariye hayran biri olarak Büyük Kanal'da bir gezintiyi aceleye getirmek onun için akıl almaz bir şeydi.
  14. Sayfa 371: "Venedik'in Santa Lucia Tren İstasyonu gri taş ve betondan yapılma zarif bir yapıydı. Modern, minimalist bir tasarımı vardı. Devlet Demir Yolları Ferrovie dello Stato'nun FS harfli kanatlı sembolü dışında dış cephesinde hiçbir işaret yoktu." Biraz daha yakından bakarsak logoyu da görebiliriz.
  15. Fark ettim ki o kadar adı geçiyor ama filmi izlemediysek bir çoğumuzun nasıl bir şey olduğunu bilmediğimiz Robert Langdon'un giydiği "Harris Tweed" ceketinden her fırsatta bahsediliyor. E o zaman ekleyelim madem... Şu cekete Harris Tweed diyorlarmış: Filmlerde Robert Langdon üzerindekini ararken fark ettim ki aslında kitabımızın yazarı Dan Brown da bu ceketlerden giyiyor sanırım yani ben benzettim ve doğru benzettiğimi düşünüyorum.
  16. Sayfa 360: "Donup kalıyorum. Far ışığına yakalanmış bir tavşan gibi baktığımın farkındayım." Far ışığına yakalanmış tavşan sözcüğü İngilizce'deki "Like a Rabbit in the headlights" deyiminden ileri gelmektedir. Tavşanlar araba farının ışığıyla direkt karşı karşıya kalınca donakalırlar ve hareket edemezler. Bu söz önemli kararlar verileceği bir noktada tüm dikkat kişinin üzerindeyken donup, hareket edememesi durumunda kullanılır. Yeri gelmişken Unkle albümündeki Thom Yorke ve DJ Shadow ortak çalışması olan Rabbit in Your Headlights şarkısını dinlemenizi tavsiye ederim. Bu şarkıyı ama özellikle de klibini ben çoook severim. Ömrümde izlediğim en iyi kliplerden birisi olduğunu düşünmüşümdür her zaman. Sayfa 360: "Zobrist, 'Transhümanizmin insanlığın uzun süreli hayatta kalması için tek umut olduğuna inanıyorum.' diyor. Gömleğinin yakasını açıp, herkese omzundaki "H" dövmesini gösteriyor. Gördüğünüz gibi, kendimi bu konuya tamamıyla adadım." Transhümanizm geçiş insanı veya insanoğlunun iyileştirilmesi anlamına gelmektedir. Bilim ve teknolojiyi insanın arzu edilmeyen sakatlık, acı çekme, hastalık, yaşlanma ve istenmeyen ölüm gibi bir takım hallerinin üstesinden gelebilmek için değerlendirilir. Sembolü >H veya H+ şeklindedir. Transhümanistlerin robot-insan hayali! Konuyla ilgili olarak; Sayfa 366: "Sinskeyi bir kalem çıkarıp Zobrist'in fotoğrafının altına yazmaya başladı: Bir H harfi ve ardından gelen bir artı işareti. "Siz simgeleri iyi tanıyorsunuz," dedi. "Bunu tanıdınız mı?" H+ Başını hafifçe sallayan Langdon, "H artı" diye fısıldadı. "Elbette, birkaç yaz önce kampüsün her yerine asılmıştı. Ben de bir tür kimya konferansı olduğunu sanmıştım." Sinskey, kendi kendine güldü. "Hayır, bu dünyanın en büyük transhümanizm toplantısı olan 2010 Hümanite Artı zirvesi için kullanılan simgeydi" Bahsedilen afiş bu olsa gerek: Sayfa 367: "Langdon, öjenik gibi bir şey." diyerek karşılık verdi. Öjenizm kavramı ile ilgili şu sayfada daha ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz. Konu daha önce forumda incelenmiş konulardan birisiydi. Sayfa 366 ve 367'yi konuyla ilgili olduğundan buraya bağladım. Sayfa 361'den devam ediyorum. Devam ediyorum. Sayfa 361: "Badia Kulesi'nden atlarken oradaydım. Onu son gören gözler benimkilerdi."
  17. Sayfa 348: Aslında kelimenin efsanelerle ve canavarlarla ilgili daha derin bir tarihi var. Mitolojideki tüm tanrılara ve canavarlara "khitonik" denir. Mesela Erinye'lere, Hekate ve Medusa'ya bu isimler verilir çünkü yerin altında yaşarlar ve cehennemle bağlantıları vardır. Hatırlarsanız sayfa 320'de Khitonikler konusundan şöyle bahsedilmişti. "Batık sayarın derinliklerine in, orada kranlığın içinde bekler Khtonik canavar." "....Khitonik.....kh harfi okunmaz..... yer altında yaşayan canavar demek." Erinye’ler başkalarına zarar verecek şekilde haklarının dışına çıkan herkesi, insan veya ilah olduklarına bakmadan, evrendeki düzenin korunması için, merhametsizce cezalandıran ilaheler olarak tanımlanır. Hekate, ay ve gece ile ilişkilendirilmiş bakire tanrıçadır. Ay ve gecenin dışında ölüler,yeraltı ve büyücülük ile ilişkilendirilmiştir. Korkuyla karışık bir saygı uyandırır. Mitolojide çok ön planda olmayan Hekate'ye, özellikle erken hristiyanlık döneminde bir çok olumsuz anlam yüklenmiştir. Günümüzde Neopaganizmde sevilen bir tanrıçadır. Medusa Heykel, Bernini tarafından yapılmıştır.
  18. Sayfa 346: "Langdon zaten Venedik'in en ünlü müzelerini aklından geçirmeye başlamıştı. Akademi Galerisi, Ca'Rezzonico, Grassi Sarayı, Peggy Guggenheim Koleksiyonu. Correr Müzesi. Ne var ki hiçbiri tarife uymuyordu." Akademi Galerisi Ca'Rezzonico Grassi Sarayı (Dolmabahçe Sarayı'na benzemiyor mu yoksa ben mi benzettim?) Peggy Guggenheim Koleksiyonu (Palazzo Venier dei Leoni) Peggy Guggenheim ABD'li bir sanat koleksiyoncusudur. Guggenheim sülalesinden gelmektedir. Evi, koleksiyon merakı neticesinde biriktirdiği eşyalarla birlikte müzeye dönüştürülmüştür. Peggy Guggenheim Koleksiyonu ya da müzesi şu an 20. yüzyıl Avrupa ve Amerikan sanatı ile ilgili en önemli müzedir. Peggy Guggenheim Correr Müzesi
  19. Sayfa 346: İskenderiye Kütüphanesi (Biblioteca Alexandria - La Biblioteca di Alessandria) "İlk mouseion, İsa'nın doğumundan yüzyıllar önce Batlamyus tarafından İskenderiye Kütüphanesi'nde yapılmıştı. Daha sonra dünyanın çeşitli yerlerinde yüzlercesi yapıldı." İskenderiye Kütüphanesi, MÖ 3. yüzyılın başlarında Mısır'ın İskenderiye kentinde Ptolemaios hanedanı tarafından kurulmuş olan antik kütüphanedir. Eski kaynaklar, burada 150 bin cilt el yazması eserin toplandığını kaydeder. Kütüphanenin varlığını 4. yüzyıla kadar sürdürdüğü bilinmektedir. Kütüphanenin Sezar tarafından, İskenderiye'yi kuşattığı sırada yok edildiği görüşü çeşitli tarihi eserlerde yer almaktadır. Sezar'ın kuşatmasında sadece bir bölümünün zarar görmüş veya yıkılmış olduğu da düşünülmektedir. Yakılan İskenderiye kütüphanesinin bulunduğu alanda Yeni İskenderiye Kütüphanesi yapılmış ve 2002 yılında hizmete açılmıştır. (Vikipedi) 2002 yılında yeni açılan İskenderiye Kütüphanesi

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.