siosteran tarafından postalanan herşey
-
İKTİDARLARIN CEHALETİ ve CEHALETİN İKTİDARLARI ...
Kendimizin keşif ve icat etmediği,üretmediği değerleri başkalarından alırsak,bu değerlerin nasıl kıymetini bilebiliriz ki? Bu kıymet bilmemenin sonunda tıkanan sistemin getireceği parti,AKP ya da onun benzeri bir parti olacaktı.Esas sorun,bundan sonra ne olacaktır? Çok partili rejime geçeli beri giderek muhafazakarlaşan ve kendine has demokrat olan bir yönetim anlayışı sergileyen partilerimiz ve onları iktidara taşıyan halk,fakirleştikçe mecburen daha dindar,sadakaya muhtaç ve oy avcılığına daha yatkın hale gelmiştir. Bizde laiklik olarak bahsedilen yönetim şekli,batılı ülkelerde sekularizm olarak algılanmaktadır;dini değerlerden kopma söz konusu değildir.Hristiyan alemi,yüzyıl süren mezhep savaşlarıyla inancı bilimin gerisine atmayı başarmış ve kendilerine göre bir sosyal adalet sistemi kurmuşlardır. Sekülariteden uzaklaşan her adım,doğal olarak anayasaya aykırı görülmektedir.Türkiyenin jeopolitik ve stratejik konumu itibarıyla şimdiye dek,ordumuz tepkisini muhtıra ve darbelerle ortaya koymuştur.Bu dönemlerde muhafazakar kesimden kaç insan zindanlara atılmıştır?Fatura solcu ve ülkücü kesime kesilmiştir.Fevri tepkileri olmadığından dolayı,muhafazakarlarla fazla uğraşılmamıştır. AKP,devletin hemen her yönetim organının tepkisizliğini fırsat bilerek,muhafazakar demokrat maskesini çıkararak oldubitti mantığıyla kendi doğrularını tüm topluma kabul ettirecek bir anayasayı yeniden gündeme taşımıştır.Adeta, cumhuriyet yönetiminden intikam alınarak islami şeriat düzeni yerleştirilmeye çalışılmaktadır.Yüzyıllar boyu süren şeriat düzeni insanlara ne kazandırmıştır? AKP,oy ve prestij kaybedeceğini gördüğünden dolayı,haziran ayında olası bir referanduma gitmeye cesaret edemez.Ancak,2011 yılında yapılabilecek genel seçimlere kadar da azar azar oy kaybetmeye devam eder.Seçim öncesi,oy depolarını maddi kaynaklarla doyurursa,yine iktidar olabilir. Aksi takdirde,2011 seçimlerinde yine koalisyon olur ve bu kısır döngü devam eder gider. Ta ki,37 ekran televizyon,kuru soğan ve ekmeğe talim eden çoğu insanlarımızın canına tak edip,aç ve işsiz olduklarını meydanlarda haykırana dek...O zaman geldiğinde herkes için vatan,millet ve din hikaye olur.Ermeni,Rum ve Yahudi lobilerinin oyununa geldiğimizi er geç de olsa anlarız;ama iş işten geçmiş olur. Tanrı eliyle adeta kıyameti zorlayan bu lobiler,daha şimdiden kendi bilimsel saçmalıklarıyla 21 Aralık 2012 tarihini kıyamet günü ilan etmişlerdir bile... Türkleri yok etmekle,kendi sonlarını da hazırlamış olacak şu gözü dönmüş batı alemi...
-
İKTİDARLARIN CEHALETİ ve CEHALETİN İKTİDARLARI ...
810 senelik sofuluğa bağlı cehaletin çözümü bundan sonra zor olacaktır.Zira atı Haçlı Seferleriyle alan batılı devletler,çoktan Üsküdarı geçmişlerdir. Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılmasıyla sönen umutlar, Osmanlı'nın sadece savaş ekonomisine dayanan sistemiyle ancak 1699 yılına kadar sürdürülebildi.Bu tarihten sonra zaman,Osmanlının aleyhine işlemeye başladı. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile başlayan Cumhuriyet kazanımları 1946 yılına kadar sürdürülebildi. Atatürk dönemi hariç sekiz asırdır dünyevi gerçeklere aldırmayan,bilimi dinin önüne geçirememiş,olumsuz herşeyi din temelini esas alarak hoşgörüyle karşılayan bir toplumdan ne beklersiniz ki?Kendini geliştirecek atılımlar yapmasını mı? Türkiye'de yaşayan hali vakti yerinde herkes,yaşananları adeta bir korku filmi izler gibi seyrediyor.Diğerleri ise, konumuna göre isyanları oynuyor. Batı ülkeleri,İslamın sinsi bir şekilde kendi değerlerini alt üst etmesinden şikayetçi...Bu nedenle,lobi faaliyetlerini aleyhimize kullanıyorlar. Sistematik bir şekilde birbirimize düşürülüp,yok edilmekteyiz. Şu darbe karşıtlarına da soracak iki sorum var: Darbeler olmasa,bu ülkede bugüne kadar Türk Bayrağı dalgalanır mıydı? Ülke kötü yönetilmeseydi,ordu darbe yapar mıydı?
-
Bana biri bu yasağı açıklasın...
Youtube yasağı zaten kalkmış.
-
Anneler günüymüş bu gün..iyide..
Anneler gününüz kutlu olsun. Sık sık "ana" sözcüğünün kullanılması,maalesef Türkçemizin 5000 adet kelime içermesinden kaynaklanıyor.
-
''Türkler sopa zoruyla Müslüman oldu''
Siyasal,sosyal,ekonomik,kültürel,bilimsel,felsefi düşünsel vb. konulardır. Zaten sömürgecilik zihniyetimizin olmaması,fazlasıyla hoşgörülü olmamız nedeniyle bugünlere geldik.
-
''Türkler sopa zoruyla Müslüman oldu''
Türkler zorla ya da belli vaatlerle müslüman olmuş,ne yazar.Siz esas şimdiki duruma bakın.Ölümü gösterip sıtmaya razı ediyor adamlar! Dünya Tarihi isimli bir batı kaynaklı kitapta,Anadolu topraklarına gelen korkunç yüzlü savaşçıların olduğu,bölgede yaşayan grek uygarlığının elinde ne varsa sahiplendiği,günübirlik yaşadıkları ve bu insanların(yani türklerin) sürekli kontrol altında tutulması gerektiği yazar.Günümüzde yaptıkları da bu değil mi? Sen müslümanlığı ister kılıç zoruyla,isterse güzellikle kabul etmiş ol,ne farkeder?Netice önemli. Ortadoğu coğrafyasında yaşayan çoğu insanlar,1200 yılından beri sofuluk(dünyevi gerçeklere kapanmak,öteki dünya için yaşamak) tesirinde kalmamışlar mı? Türk tarihinde Anadolu Selçuklu Devleti dönemi ile 1923-1946 yılları haricinde Türklerin hemen her alanda üstün sayıldıkları bir dönem gösterebilir misiniz bana! Savaş ekonomisiyle ayakta durmuş olan Osmanlıyı zaten biliyoruz.
-
KURBAN BAYRAMLARINA SON VERELIM!
İlahlar kurban ister!!!
-
Değişim Başladı
Yazımın son paragrafını yazarken bir müddet düşünmüştüm.Acaba nasıl bir tepki alırım diye...Ancak,yine de belli bir mantık çerçevesinde klavyemden satırlara dökülmüştü. Tabii ki,insanların da bir sabrı vardır ve bu sabrın sonuna kadar sınanması da iyi bir şey değildir.
-
Değişim Başladı
Olayı yakın cumhuriyet tarihine kadar indirgeyerek,ülkelerin geçmiş tarihlerini gözardı ederek bir yerlere varmaya çalışıyorsunuz. Allahaşkına,1200 yılından beri Ortadoğu coğrafyasında özetle İran'ın dini kitap süslemeciliği ve Osmanlı'nın savaş ekonomisine dayanan yayılmacılığı dışında,16.yüzyıl sonuna kadar değişen şartlara uygun olarak bilim,kültür,teknoloji alanlarında altyapı oluşturulabilmiş mi? Hayır. 17.yüzyıldan itibaren Avrupa bu altyapıyı sağlamlaştırmış mı? Evet. Hatta,600 yıllarında Ortadoğu coğrafyası İslamiyeti yeni yeni kabullenirken,Avrupa,eğitimi kiliselerin baskısından kurtarıp "studium generale" adında ilk laik üniversite temellerini atmış mı? Evet. Tarihi yeterince anlayarak okumadığımız için bu hallere düştük. Bazıları da tarihle günümüzün gerçeklerinin yorumlanamayacağını ileri sürer dururlar.Bu nasıl bir düşüncedir,anlayamıyorum. Savaşı ve baskıyı savunan bir insan değilim ama,eğri oturup doğru konuşmak lazım:Bu iki faktör olmasaydı,yükselen Osmanlı yayılımcılığı karşısında Avrupa,yüzyıllar boyu elde ettiği bilgi birikimini keşif ve icatlara hızlı bir biçimde yönlendirebilir miydi? Hayır.Bu sayede giderek gelişen batı ülkeleri,dünyaya hakim olma çabasının bir sonucu olan Dünya Savaşlarına öncülük ettiler mi? Evet. Arkadaşlar,korkarım ki,dünyaya hakim olma çabasının sonucu olan savaşlar,güçlünün zayıfı egemenliği altına alması tarzında sürüp gidecektir. Bu emperyalist çabaların altında yatan etmenler,arz(sunum) ve talep(istek) dengesine benzer. Yeraltı kaynakları(arz) azaldıkça,giderek artan nüfusun(talep) istekleri artacak ve yeni savaşlar kaynakların tükenmesiyle doğru orantılı olarak artacaktır. Üzülerek söylüyorum ki,günümüzde antiemperyalist yaklaşımlar,kaynakların kalifiye kişiler tarafından değerlendirilmesi olarak ele alındığında,dünyaya faydadan çok zarar getirecektir.Bu nedenle,hak hukuk demokrasi aramak yerine varlıklı,işini iyi bilen bir bürokratın emrinde çalışmak,dünya ekonomisinin sürekliliği açısından mantıklı yaklaşım olacaktır. Canımıza kasteden bir baskı olmadığı sürece,belki böyle bir yaklaşımla savaş,kavga ve gerginliklerin önüne geçilebilir. Aksi takdirde,olayların önü alınamaz ve ırkçılık kaçınılmaz hale gelebilir.
-
TEPAV
8 milyon kişinin oy kullanmadığı gözönüne alındığında,gerçek anlamda %33 civarında oylarla meclisin %61'ine hakim olan bir partinin maliye bakanlığından gerçek verileri beklemek yanlış olur.
-
Fabrikatör Baba
CUMHURİYETİMİZİN SÜREKLİLİĞİ İÇİN,DİN VE DEVLET İŞLERİNİN AYRI OLMASI GEREKTİĞİNİ BİR TÜRLÜ BELLEYEMEDİK.İŞTE TÜRKİYENİN SORUNU BU! Laiklik,din ile devlet işlerinin ayrılmasıdır.Herkes inancında serbest olmalıdır.Ancak,bu demek değildir ki,kişi inancını sırf maddi çıkar uğruna kitleleri peşinden sürüklesin;işte bu durumda yasalar vardır.Maalesef,1946'dan beri bu yasalar,radikal islamı düşünen insanların aleyhine uygulanmamış,Türkiye'nin bölünmesini isteyen bazı iç ve dış odaklar tarafından uygulatılmamıştır.61 yılda geldiğimiz nokta ortadadır.İç ve dışta vatanseverler,ABD,AB yanlıları tarafından radikal islam tehdidi algılanmakta ve buna karşı önlemler alınmaktadır.
-
Değişim Başladı
Yolmanın da tek yolu,aklını kullanıp bu ortamda elinden geldiğince varlıklı olabilmektir.Çünkü emperyalist düzen bunu gerektirir.Bize 1946'dan beri dayatılan anlayış budur."Altta kalıp ezileceğine,üste çıkıp ez","en iyi savunma saldırıdır","para kazan da nasıl kazanırsan kazan","adamını bul"vb. mantıksal çıkarımlardır. Şu anda,gelişmekte olan ülkelerde daha fazla olmak üzere,sermaye ve demokrasi çatışması yaşanmaktadır.Bizim gibi ekonomik alt yapısı yeterince oluşmamış ülkelerde,bu çatışmanın sonucu dindar insanların hakkını savunan bir partinin işbaşına gelmesidir.ABD ve AB,"ılımlı islam" modelini Türkiye'ye uygulamakta ve radikal islama dönme endişesini taşımaktadırlar.Bu nedenle,stratejik önem verdikleri Türkiye'yi kaybetmemek,radikal islamın kendi içlerine sızmasını önlemek için ne gerekiyorsa yapmaktadırlar. ABD ve AB,İslam dünyasına müdahaleyi bırakırsa,İslamiyet tüm dünyaya yayılacaktır. Müdahale ederlerse,küresel ısınma artacağı için dünyanın sonu daha çabuk gelebilecektir. Daha derin anlamda düşünürsek,maddi ve manevi değerler çatışmaktadır.Emperyalist ülkelerde bulunan tüm varlıklar geleceği düşünmeksizin tüketildiğinde,elde manevi değerler kalacak,para kavramı kalmayacak,mal alım-satımlarında takas sistemi gelecek ve belki de küresel ısınmanın tesiriyle dünyanın sonu gelecektir.
-
Değişim Başladı
Durmak yok,yolmaya ve yolunmaya devam...
-
EKONOMİK KRİZ KAPIDA
Cumhuriyet tarihimiz boyunca borçlarımız nedeniyle iki darbe ve onsekiz ekonomik kriz atlatmışız.Cari açık 8.5 milyar doları geçti.2002 yılına kadar toplam borç 220 milyar dolar iken,2002-2005 arasında 450 milyar dolara dayandı.Piyasada 100 milyar dolara yakın sıcak para var ve adeta ekonomik açığımız bu parayla fonlanıyor,kapatılmaya çalışılıyor. Borsaya 100 milyar YTL yatıran yatırımcı,1 ay sonra 123 milyar YTL alabiliyor.YTL bazında en yüksek faiz,dünya üzerinde Türkiye'ye ait!4 ay önce 10 milyar dolar sıcak para çekilmişti.Bu hafta,Taylan abi'nin dediğine göre 36 milyar dolar ve öncekine göre daha fazla sarsıldık.Sanırım,doların yükselmesiyle ABD,mortgage kredilerinin açığını kapatmaya çalışıyor. Hedef,İran ve Türkiye başta olmak üzere,tüm İslam alemi arkadaşlar... Bu ekonomik kıskaçtan kurtulmak için yapacak fazla bir şey yok.
-
EKONOMİK KRİZ KAPIDA
Geçmiş olsun Türkiye,hele CHP'nin başbakan'a iktidar yolu açtığını seçim sonrasında haberlerde öğrendikten sonra,bu ülkeye güvenim hiç kalmadı. 807 senedir bilim,kültür,teknoloji adına ne yapabildik ki,ne bekliyoruz?Sadece 300 senelik savaş ekonomisi uygulamakla gelinen son nokta bellidir.
-
Milliyetçilik Bu Mu ?
22 Temmuz'da yapılacak seçimlerde AB;ABD ve bunları yöneten gizli siyonist güçlerin farkında olunacağı,Atatürk ilke ve devrimlerinin yeniden hatırlanacağı,bu uğurda can veren kişilerin rahmetle anılacağı,milliyetçilik,halkçılık ve devrimcilik ilkelerinin ön plana çıkarılacağı ve eğitim ile kalkınmanın hedefleneceği bir partinin işbaşına getirilmesi için kullanılacak oyun iyi düşünülerek verilmesi,vicdani bir sorumluluk olmuştur. Bu tarihi fırsat kesinlikle kaçırılmamalıdır. Atılmayan her oy AKP'nin ekmeğine yağ sürecektir. Oy kullanım oranının %70'lerin üzerine çıkması dileğiyle!
-
DTP EŞBAŞKANI AYSEL TUĞLUK’TAN ŞOK AÇIKLAMALAR!..
AB,ABD ve bunları yöneten başta yahudiler olmak üzere gizli siyonist güçler tarafından kullanılıyorlar ya da sizin de dediğiniz gibi onların taşeronluğunu yapıyorlar!Çok yazık!
-
Shaware programlar limitsiz yapılabilir mi?
Google arama motorunda "program adı crack"şeklinde arama yaparsan belki aradığın şeyi bulursun.
-
İLERİCİLİK, GERİCİLİK, ATATÜRKÇÜLÜK
Türk Devrimlerini devrimden saymayan,Türk tarihini çoğu kez Kemal Özakman'ın Şu Çılgın Türkler isimli eserinden öğrenmeye çalışan,12 yüzyıldan beri sofuluğu benimsemiş insanların yaşadığı bir toplum,tarihine yön veren insanlara değer veremez.Atatürk nasıl Türklerin atası olur diye sorar.Çerkez Ethemi de çerkez olduğu için kategorize eder ve değersiz kılar. Dinci fanatikliği benimsemiş olan bu kesime göre bizler cehennemlik,kendileri cennetlikmiş. Ben şahsen,sağ,sol ve ülkücü kesimlere eşit mesafedeyim;her bir kesimin akla ve mantığa uygun görüşlerini kabul ederim.Böyle bir konuma ancak ve ancak,laik ve çağdaş bir eğitimle gelinebilir.Gördüğüm kadarıyla eğitimin bile köküne kibrit suyu döküyoruz.Şu an okul çağında olanlar,sosyal,kültürel,dinsel alanda çok yanlış bilgiler ediniyorlar.Gelecek güya gençlere emanet! Ben iyi eğitim almış bir gençlik yetiştirilmediğini düşünüyorum. Bunlara kalsa,Pinokyo'ya oturup kalkıp beş vakit namaz kıldıracaklar! Yoklama vuruşu yapar gibi hiçbir kişi ve kurumun görüşünü almadan,limanlarımızı Rum gemilerine açıyoruz diyorlar.AB yutar mı bu saçmalığı,yazılı olarak verin diyorlar haklı olarak... Dua etsinler,Cumhurbaşkanı meclisi lağvetmedi,Genelkurmay darbe yapmadı. Gerçi hiç kimse Washington'dan habersiz birşey yapamaz ya,neyse...
-
devrım kacınılmazdır!
Sayın Arkadaşlar, Biz Türkler kanaatkar milletiz.Azla yetinmeyi biliriz.Niye böyleyiz?11.yüzyıldan beri hemen her alanda belli bir alt yapımız yok.Neden yok?Sofuluk içimize işlemiş de ondan! Bana kalırsa,tarih boyunca Türklerin yaşam tarzlarında değişiklik oluşturan 5 olay olmuş: 1.Orta Asya'dan göç, 2.Hemen her açıdan örnek bir devlet olan Anadolu Selçuklu Devletinin doğu ve batıdan gelen saldırılarla yıpratılarak yıkılması, 3.İslamiyetin kabulu ve Haçlı seferleri sonrasında sofuluğa yöneliş, 4.Viyana kuşatmasının başarısız olmasına kadar geçen Osmanlı İmparatorluğu döneminde çoğunlukla savaş ekonomisine bağlı bir yönetim yapısı, 5.Cumhuriyetimizin kuruluşunu izleyen 23 yıllık bir tam bağımsızlık dönemi ve sonunda 1946 yılında batı devletlerinin zorlamasıyla çok partili rejime geçiş ve akabinde sayıları giderek artan imam-hatip liseleri, Bu dört olay sonucunda ülkemizde ulu önder Atatürk'ün belirttiği gibi fikri hür ve vicdanı hür nesillerin yetişmesi,alt yapı eksikliğimizden dolayı zor görünmektedir. İç çekişmeler ve bunu fırsat bilen dış dayatmalarla cumhuriyet rejimimizi tehdit eden olayları görmemezlikten gelemeyiz.Özellikle eğitim sistemimizin dini içerikli hal alması,kuran kurslarının,tekke ve zaviyelerin yasa dışı olarak tekrar açılması sonucunda varılmak istenen nokta bellidir.Körpe beyinlere vatan ve millet düşmanlığını benimsetmek ve buradan yetişen insanlarla şeriat hukukunun egemen olduğu bir rejim oluşturma çabası...1946'dan beri gizli veya açıkça yapılmak istenen budur. Bu önemli tehlikenin hala farkına varamayıp da,burada demagoji yapmak,Atatürk ilke ve devrimlerinden başka çıkar yol aramak,gaflet ve delaletin ta kendisidir. Saygılarımla,
-
YOZLAŞMA...
1946'dan beri ayakların başedildiğini düşünürsek,toplumsal sınıf bilincinin yok edildiğini de söyleyebiliriz.Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu,din adamlarının zengin ve aristokrat kesimden gelmesinin daha uygun olacağını ve böylece dinde şekilciliğin minimale indirileceğini belirtmiş.Buna katılmıyorum. Düşünün bir,kırsal ve fakir bölgede doğan,büyüyen ve daha sonra eğitimiyle kendini yetiştiren biri,genellikle ileride çok varlıklı biri olabilir mi?Olamaz.Böyle biri din adamı olsa,görgü ve göreneği kırsal düzeyde kalacağı için insanlara ne kadar faydalı olabilir?Pek az! İçinde ne kadar hırs olursa olsun,genellikle böyle bir insanın erişebileceği toplumsal konum bellidir;en fazla burjuvaya dahil olabilir,aristokrat olmaya çalışması halinde dışlanır. Bir de kentsel ve zengin bir ortamda doğan,büyüyen insanı ele alalım.Böyle birisi genellikle,zaten aileden gelen servetine güvendiği için,içinde hırs yoktur,eğitimine önem vermez;serseri bir yaşantıyı tercih eder.Bu kişinin din adamı olması zor olasılıktır;olsa bile insanları din kisvesiyle sömürmeyi kendine amaç edinir. Özetle bu sınıflara mensup insanlardan bilim,kültür,sanat ve felsefe adına katkı yapabilecek insanlar fazla çıkmaz. Kanaatimce,ne çok zengin ne de çok fakir olduğunun bilincinde olan burjuva sınıfına mensup insanlar, topluma faydalı olabilecek uğraşılara daha eğilimlidirler. Son söz olarak şunu söyleyeyim;gelir pastasının aynı kaldığı,ancak bu pastanın paylaşımının zenginler lehine daha fazla olduğu bir ortamda,sırf maddi sebeplerden dolayı kaliteli düşünce insanlarının yetişmesi zor görünüyor. Sevgi ve Saygılarımla,
-
BUSH'UN DEDESİ AZILI BİR PAPAZMIŞ!
Gayet basit! Azılı ifadesi,yaptığı işlerde aşırılığa giden insanlar için kullanılır.Bu papaz,hristiyanlığa ve Müslümanlığa saldırdığına göre %100 Yahudidir. Hadi ya! İlgili papaz aşırılığa gitmişse "azılı" sıfatını fazlasıyla hakediyor demektir!
-
devrım kacınılmazdır!
Değerlendirmeleriniz için teşekkürler jön! %20 dolayında gazete vb.yayınları okuma alışkanlığı olan bir toplumda,hangi parti ya da topluluk olursa olsun,halkımızı inandıramaz!Cebi para gören kişiler,iktidardaki partinin büyük işler yaptığını zannederler. Varoşlarda oturan ve/veya tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesimimiz artık gerçekleri görmekte ve yıllardır şu ya da bu vaatlerle kandırıldığını yaşadıkları olaylarla,gazete okuyamamış olsa bile,anlayabilmektedir. Artık iktidarın kazanı kaynamakta ve kazanının suyu kaynadıkça eksilmektedir.Kazana su eklemekle(yeni vaatlerde bulunmak) birşey kazanılamaz. 2007 ortalarına kadar üç gelişme olabilir: 1.Tüm halk kitlelerinin işgal tehlikesinin farkına varmasını sağlayacak devrimci hareket(uyuşmuş ve balık hafızalı beyinlerle oldukça zor!) 2.Vakıflar yasasının meclisten geçmesiyle indüklenecek hristiyan saldırısı neticesinde kendiliğinden ortaya çıkacak bir direniş,devrimci hareket ve belki de savaş! 3.Kalan Türk milli değerlerini sonuna kadar savunmak adına Kıbrıs,vakıflar yasası vb.milletimizi esir alacak sevr dayatmalarına karşı kredi musluğumuzu kapattırıp aç ve susuz kalsak bile sonuna kadar ölümü pahasına direnmek! Yani,kendi yağımızla kavrulmak! İnşallah,uzun vadeli olan üçüncü madde gerçekleşir de,can kaybı olmadan şerefimizle kendimizi savunur ve AB,ABD ve siyonist güçlerin oyunlarını bozarız.Şimdilik,gördüğüm kadarıyla AKP'nin tutumu bu yönde! Sevgi ve Saygılarımla,
-
Atatürk ve İslam’ı bütünleştirirsek BOP Projesi biter
Bu güzel temmennilerin ışığında günümüze gelirsek,Cumhuriyet dönemi ve öncesinde kapatılan dini içerikli kuruluşlar yeniden artırılıyor.Ezbere dayalı eğitim yeniden teşvik ediliyor.Batı aleminin hristiyanlık dayatmaları,adeta İslami düşüncede olan bireylerin yetiştirilmesiyle kompanse edilmeye çalışılıyor.Kıbrıs da el altından Türkiye'ye benzetilmeye çalışılıyor. Batılılar,3.binyılda tüm Ortadoğuyu hristiyanlaştırmayı kafaya koymuşlar,Vakıflar Yasasının meclisten geçmesini dörtgözle bekliyorlar.İşte,esas direnci burada göstermek gerekiyor;işin inançlar yönünden kırılma noktası bence burada! İsmailağa cemaati gibi en radikal gruplar bile hristiyan din adamları tarafından asimile edilmeye çalışılıyor. İmam-hatip liselerinde bile kuruluşlarından beri yoğun ingilizce programı uygulanması hep planlarının bir parçası... Özetle,uyutuluyoruz arkadaşlar! Hükümet,AB uyum yasalarını uyutuyor,muhalefetse unutuyor! Fettullah Gülen dışarıda ABD'nin desteğiyle semiriliyor. 2007 ortalarında Türkiye'ye gönderilirse,hiçbirimiz için sürpriz olmasın! Böyle bir ortamda,Atatürk ve İslamı özümsetmeye çalışan biri çıkarsa,hiç şüpheniz olmasın ayağını kaydırırlar! Sevgi ve saygılarımla,
-
NASIL BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ?
Sardunyam'ın yazdıkları bana yazacak birşey bırakmamış olsa da,hiç olmazsa Hürriyet gazetesinin TESEV'in araştırmasına ilişkin haberini nakledeyim.5 yıl önce %73'lere varan başörtüsü kullanma oranı son araştırmaya göre %63'lere düşmüş.Türban kullanma oranı %13'den %11'lere düşmüş.Çarşaf kullanma oranı %3.5'den %1'lere düşmüş.Yine de fena değil!