siosteran

1980 öncesi olaylarda sağ ve sol çatışması yaşanırken,ülkücüler üçüncü bir kuvvet olarak çatışmalara katılmadı mı?İsteseler pekala,olaylar çatışma safhasına gelmeden birleştirici bir misyon üstlenebilirlerdi.Ama olmadı,canımız sağolsun.Bundan sonra geçmişten ders almak lazımdır.

Bundan sonra vatan,millet ve din bağlamında birleşirsek,eğitim birliğini sağlar ve siyonist güçlere karşı direnir,uygar dünyayla rekabet eder konuma gelebiliriz. Saygılarımla,

Kürt sorunu,Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetinin otoritesinin zayıfladığı anlarda,siyonist güçlerin Türkiyeyi bölmek için koz olarak kullandığı bir durumdur.Bu sorunun ekonomik boyutu yadsınamaz bir gerçektir.İspanyadaki bölgesel ETA ve İrlandadaki dini IRA,Teksas'ın petrol varlığı nedeniyle ABD'den ayrılması gibi sorunlardan çok farklıdır.Bölgeye geniş güvenlik önlemleriyle yatırım yapılırsa Kürt sorunu da yakın zamanda çözülür.Zira, Güneydoğudaki insanlara iş ve aş verdiğiniz zaman,yavaş yavaş vatan,millet ve din bağlamında sorun çözülür. Irkçılık yapmaya devam edersek,siyonist güçler de kürtleri bize karşı kışkırtır,bu da 1980 öncesine dönmemize neden olur.Gücümüzü Güneydoğuda silahla değil,eğitimle daha da hissettirmeliyiz. Böylece,dünya çapında itibarımız da yavaş yavaş artar.

2044 yılında böyle bir düzen oluşacağını sanmıyorum.Zira,milliyetçilik hareketleri artmaya başladı.Globalizmin tam bir sömürü düzeni olduğu anlaşılmaya başlandı. Milliyetçilik hareketleri başarısız bile olsa,siyonist güçler kürtlere vaadetmiş oldukları devlet kurma yetkisini vermezler.Şimdilik,onları maşa gibi kullanıyorlar.Onlar da kullanıldıklarının farkına varabilirlerse,Türk ve Kürt milliyetçiliği ortak bir paydada(bu vatanın hepimizin olduğu fikrinde) birleşebilir ve siyonist güçlere Kurtuluş savaşından daha etkili bir şekilde karşılık verebilir. Bu vatan hepimizindir,ya istiklal ya ölüm! Ben de devam edeyim öz Türkçe kelimelere: hastalık:sayrılık poliklinik:çoklu bakılık üreterler:*********** sağanlar insitu carcinoma:örtücü kırtışta yerli yerinde yemece epitel:kırtış kanser:yemece lokomotif:çekit Aklıma şimdilik bunlar geldi. Saygılarımla,

Aynı durum,yakın tarihte İngiliz parlamentosunda da geçerli.Parlamento başkanının sağında oturanlar "Lordlar Kamarası",solunda oturanlar "Avam Kamarası" olarak adlandırılıyor.İngiltere Roma döneminden beri Hristiyan katoliklerin söz sahibi olduğu ve gelenekçi bir ülke... Türkiye'de sol kesim,yıllarca dinsizlerin oluşturduğu bir topluluk olarak görüldü.Sağ-sol ayrımı antilaik ve laiklik olarak gösterildi.Bu durum,aslında laik eğitimin başlangıcıyla ilgilidir.Avrupa'da 7.yüzyılda eğitimin kiliselerden alınarak kralların desteğiyle laik düzende devam etmesi sağlandı.Aynı yüzyılda Ortadoğu,İslamı yeni kabul etmekteydi.Yüzyıllar boyu Avrupada devam eden laik eğitim düzeni,düşünce yapılarının da olgunlaşmasını sağladı.Rönesans ve reform hareketleri özgür düşüncenin oluşmasını sağladı. İslam dünyasının Haçlı seferlerinden sonra içine kapanması(sofuluk),düşünce sisteminin gelişmesini ve özgürleşmesini engelledi.Bu nedenle,Cumhuriyet tarihimizde solculuk ve sağcılık fikir ve kavramları batıdan alınmış oldu.Türklerde bu kavramların yukarda anlattığım nedenlerle temelleri tam olarak bilinmediği ve/veya unutulduğu için solculuk ve sağcılık dış baskılarla din bazında değerlendirilerek laik ve antilaik olarak anılmaya başlandı.Bunun peşinden de doğal olarak etnik ayrımcılıklar gündeme getirildi. Hala siyonist güçler,İslam dünyasının bu yaralarını kaşımaya devam ediyorlar.Bakalım,din kisvesinden kurtulup,aydın solcuların önderliği ile ne zaman yüzyıllardır devam eden uykudan uyanacağız? Saygılarımla,

Ek olarak,şunu da belirtmek isterim ki,Batı Dünyası geçenlerde karikatür krizini düşünce özgürlüğüne dayanarak ve de bilerek ortaya çıkarmış,İslam Dünyasını sınamış ve düşünce alanındaki gelişmelerinin en önemli sebebinin resim ve heykeltraşlık gibi sanatlara önem vermesi olduğunu göstermiştir. Saygılarımla,

Yahudilerin bu kadar güçlü konuma ulaşmalarını tarihte aramak gerekir.MÖ 2000 yılında Babil Kralının Yehuda Krallığına savaş açması ve krallığın ele geçirilmesinden sonra Yahudilerin sürgün edilmesi,bugün Ortadoğu'da devam eden kargaşanın başlangıcı olmuştur.O zamanlar Yehuda krallığı tek tanrılı dinlere inanırken,çevresinde çok tanrılı dinlere inanan büyük bir topluluk vardı.Yahudiler,bu sürgünün acısını hiç unutmamış ve yüzyıllar boyu kendilerini geliştirerek varlıklı konumlara gelmişlerdir. Hitlerin zulmünden kaçabilen Yahudiler,2.Dünya savaşı sonrasında ABD desteğiyle sürgün edildikleri yurtlarına geri dönmüşler ve İsrail devletini kurmuşlardır.ABD,İsrail gizli örgütü MOSSAD aracılığıyla Rusyada komunizmi sonlandırmıştır. Şu anda Yahudiler,tek tanrılı inanç dahil hemen her konuda dünyaya hakim konumdalar... Geçenlerde bir Yahudiyle internette tavla oynuyordum ve arada muhabbet ediyorduk.Muhabbetin birinde "4000 yıldır siz haklıydınız,inanılacak tek bir tanrı vardı" dedim;o da cevaben "Keşke bütün dünya buna inansaydı" dedi.Bu cevaptan benim anladığım,düşmanlarımızı gözümüzde fazla büyütmememiz gerektiğidir.Batı dünyası Haçlı seferleri ile nasılolsa alacağını aldı,bundan sonra eskisi gibi savaşlar çıkacağını düşünmüyorum.Adamların elinde etnik terör kozu var ve bunu gelişmekte olan ekonomilerde hemen her fırsatta kullanacaklardır.Uyanık olmak,oyuna gelmemek ve mümkün olduğunca taviz vermemek lazım... Saygılarımla,

Doğu'nun 16. yüzyıla kadar düşüncesi Batı'nınkine göre daha ileriydi.16.yüzyıldan sonra Doğu Dünyasında düşünce sistemi neden gerilemeye başladı? Bunun sebebi,bana göre Doğunun 6-16.yüzyıllar arasında görsel sanatlara(resim,heykeltraşlık vb) dini etkilerle,Ortaçağ Avrupası kadar önem vermemesinden kaynaklanıyor.Hz.İsaya yönelik çeşitli sanatsal tasvirler günümüze kadar ulaşırken,Hz.Muhammed'e ait hiçbir sanatsal tasvir olmaması çok ilginçtir.Bir görüşe göre bunun sebebi,peygamberimizin putlaştırılmaması içindir.Zira Ortaçağ Doğu Dünyası bu dönemde tıp,psikoloji,ekoloji gibi bilimlere önem vermiştir.Uzak Doğuda da Buda'ya ait heykel ve resimler,kanaatimce Ortaçağ Avrupası kadar incelikli değildir. Ortaçağda batı 3-4.yüzyıllarda Hristiyanlığı iyice benimsedikten sonra ibadethaneleri kilise haline getirip,görkemli yapılara dönüştürmeye başlamıştır.Bu kiliselerde 6-7.yüzyıllara kadar dini ağırlıklı eğitim verilirken,daha sonra İslam dininin tesiriyle daha laik eğitim verilmeye başlanmıştır.Eğitimin laik olmasında,o zamana kadar etkili olan bilim literatürünün Arapça olmasının ve özellikle Endülüste bunları çeviren Hristiyan din adamlarının büyük katkısı olmuştur. Kralların da katkılarıyla kiliselerden daha özerk "studium generale" denen eğitim kurumları oluşturulmaya başlanmıştır.Rönesansa doğru üniversiteler de açılmıştır. Ortaçağdan çıkan ve hemen her alanda İslam dünyasını örnek alan batı dünyası,bu teşkilatlı gelişmesini 3-4.yüzyıllara kadar dini motifleri içeren sanata önem vermesine ve hristiyanlığı kabul ettikten sonra bunu giderek geliştirmesine borçludur. Doğu dünyası,6.yüzyıla kadar,sanata batı dünyası kadar önem vermemiştir.İslamiyetin kabulunden sonra sanata verilen önemin giderek azaldığı hepinizce malumdur.Bunun sebepleri; -Kavim göçleri ile doğudan gelmenin ve yurt edinmenin zorlukları olabilir.Zira Türkler,ancak 1071 sonrasında kurmuş oldukları Anadolu Selçuklu Devletiyle hemen her alanda bulundukları topraklarda söz sahibi olabilmişlerdir.Ancak Anadolu Selçukluları Doğu ve Batıdan gelen sürekli saldırılarla yıpranmış ve yıkılmıştır.Osmanlıların aynı trendi devam ettiremediği konusunda çoğu tarihçi hemfikirdir. -Kuran-ı Kerime göre görsel sanatlarda kısıtlama olması,Hz.Muhammed'e ait günümüze ulaşan dini eserler hiç yoktur.(bu tür sanatsal etkinliklerin olmamasını,batı dünyası,gizlice ve son karikatür krizinde olduğu gibi açıkça kullanmıştır) -İncilin saklanması ve bu nedenle tarih boyunca 800 kez yorumlanması -Tevrat ve Zebur'un kaybedildikten sonra Yahudiler tarafından tekrar yazılması -Kuran-ı Kerim'in ise orijinal haliyle günümüze kadar ulaşması olabilir. Doğunun düşünce sisteminin ortaçağda fazla sanatsal özellik taşımaması;sadece tıp,psikoloji ve ekolojik bilimlerin ağırlıklı olması,Mezopotamya ve Arap yarımadasının kavim göçlerine maruz kalması ile oradaki kurulan uygarlıkların kısa zamanda savaşlarla yıkılmasına bağlanabilir. 12.yüzyılda yapılan haçlı seferleri,misyonerler aracılığıyla doğu dünyasının varlıklarının batı dünyasına taşınmasına sebep olmuş;rönesans büyük ölçüde doğu dünyasının bilgi birikimiyle oluşmuştur.Bu yüzyıldan sonra Doğuda İran bölgesinde dini kitap süslemeciliği dışında başka görsel sanat faaliyetleri kalmamış ve islam dininin tesiriyle sofuluk(içine kapanma) hareketleri başlamıştır. Gördüğüm kadarıyla,günümüzde batı dünyası giderek ekonomik,politik ve sosyal açıdan çıkmaza sürüklenmekte...Bunda göçler ve nüfus artışı büyük etken.... İslam Dünyası bu süreçte Doğu ve Batı ile rekabet etmek zorunda!Ancak,bu rekabetin sağlanması,yukarıdaki tarihsel süreç gözönüne alındığında zor görünüyor,ancak imkansız değildir.Zamanında işgal ettiğimiz devletlere hoşgörülü davranmamızın ve sömürgecilik yapmamanın sıkıntısını çekiyoruz.Uzakdoğu'da Çin ve Hindistan bile sömürgecilikten kurtulup eğitim sistemlerini zamanında düzenleyerek dünya ekonomisinde söz sahibi olmaktalar.Ya biz? İŞİN BAŞI LAİK EĞİTİM Saygılarımla,

Peki Doğu'nun 16. yüzyıldaki düşüncesi Batı'nınkine göre bu kadar ileri ise neden bu düşüncenin batıda yerleşmesinden sonra hemen her konuda batının gerisinde kalıyor? Bunun sebebi,bana göre Doğunun 6-16.yüzyıllar arasında görsel sanatlara(resim,heykeltraşlık vb) dini etkilerle,Ortaçağ Avrupası kadar önem vermemesinden kaynaklanıyor.Hz.İsaya yönelik çeşitli sanatsal tasvirler günümüze kadar ulaşırken,Hz.Muhammed'e ait hiçbir sanatsal tasvir olmaması çok ilginçtir.Bir görüşe bunun sebebi,peygamberimizin putlaştırılmaması içindir.Zira Ortaçağ Doğu Dünyası bu dönemde tıp,psikoloji,ekoloji gibi bilimlere önem vermiştir.Uzak Doğuda da Buda'ya ait heykel ve resimler,kanaatimce Ortaçağ Avrupası kadar incelikli değildir. Ortaçağda batı 3-4.yüzyıllarda Hristiyanlığı iyice benimsedikten sonra ibadethaneleri kilise haline getirip,görkemli yapılara dönüştürmeye başlamıştır.Bu kiliselerde 6-7.yüzyıllara kadar dini ağırlıklı eğitim verilirken,daha sonra islam dininin tesiriyle daha laik eğitim verilmeye başlanmıştır.Eğitimin laik olmasında,o zamana kadar etkili olan bilim literatürünün Arapça olmasının ve özellikle Endülüste bunları çeviren hristiyan din adamlarının büyük katkısı olmuştur. Kralların da katkılarıyla kiliselerden daha özerk "studium generale" denen eğitim kurumları oluşturulmaya başlanmıştır.Rönesansa doğru üniversiteler de açılmıştır. Ortaçağdan çıkan ve hemen her alanda İslam dünyasını örnek alan batı dünyası,bu teşkilatlı gelişmesini 3-4.yüzyıllara kadar dini motifleri içeren sanata önem vermesine ve hristiyanlığı kabul ettikten sonra bunu giderek geliştirmesine borçludur. Doğu dünyası,6.yüzyıla kadar,sanata batı dünyası kadar önem vermemiştir.İslamiyetin kabulunden sonra sanata verilen önemin giderek azaldığı hepinizce malumdur.Bunun sebepleri; -Kavim göçleri ile doğudan gelmenin ve yurt edinmenin zorlukları olabilir.Zira Türkler,ancak 1071 sonrasında kurmuş oldukları Anadolu Selçuklu Devletiyle hemen her alanda bulundukları topraklarda söz sahibi olabilmişlerdir.Ancak Anadolu Selçukluları Doğu ve Batıdan gelen sürekli saldırılarla yıpranmış ve yıkılmıştır.Osmanlıların aynı trendi devam ettiremediği konusunda çoğu tarihçi hemfikirdir.) -Kuran-ı Kerime göre görsel sanatlarda kısıtlama olması,Hz.Muhammed'e ait günümüze ulaşan dini eserler hiç yoktur.(bu tür sanatsal etkinliklerin olmamasını,batı dünyası,gizlice ve son karikatür krizinde olduğu gibi açıkça kullanmıştır) -İncilin saklanması ve bu nedenle tarih boyunca 800 kez yorumlanması -Tevrat ve Zebur'un kaybedildikten sonra tekrar yazılması -Kuran-ı Kerim'in ise orijinal haliyle günümüze kadar ulaşması olabilir. Doğunun düşünce sisteminin ortaçağda fazla sanatsal özellik taşımaması;sadece tıp,psikoloji ve ekolojik bilimlerin ağırlıklı olması,Mezopotamya ve Arap yarımadasının kavim göçlerine maruz kalması ile oradaki kurulan uygarlıkların kısa zamanda savaşlarla yıkılmasına bağlanabilir. 12.yüzyılda yapılan haçlı seferleri,misyonerler aracılığıyla doğu dünyasının varlıklarının batı dünyasına taşınmasına sebep olmuş;rönesans büyük ölçüde doğu dünyasının bilgi birikimiyle oluşmuştur.Bu yüzyıldan sonra Doğuda İran biölgesinde dini kitap süslemeciliği dışında başka görsel sanat faaliyetleri kalmamış ve islam dininin tesiriyle sofuluk(içine kapanma) hareketleri başlamıştır. Gördüğüm kadarıyla,günümüzde batı dünyası giderek ekonomik,politik ve sosyal açıdan çıkmaza sürüklenmekte...Bunda göçler,nüfus artışı büyük etken.... İslam Dünyası bu süreçte Doğu ve Batı ile rekabet etmek zorunda!Ancak,bu rekabetin sağlanması,yukarıdaki tarihsel süreç gözönüne alındığında zor görünüyor.Zamanında işgal ettiğimiz devletlere hoşgörülü davranmamızın ve sömürgecilik yapmamanın sıkıntısını çekiyoruz.Uzakdoğu'da Çin ve Hindistan bile Sömürgecilikten kurtulup eğitim sistemlerini zamanında düzenleyerek dünya ekonomisinde söz sahibi olmaktalar.Ya biz? Saygılarımla,

İnşallah,herşeyin hayırlısı olur.Benim de temennim o...Türkiyenin çağdaş,bilim,teknik ve kültürel açıdan yetişmiş kalifiye elemanlara ihtiyacı var.Bunları neden biz yetiştirmeyelim?Neden bu insanlar Türk olmasın?Avrupanın laik olduğunu ve bunu 16.yüzyılda başlatılan reformlarla gerçekleştirdiğini biliyoruz.Avrupada dini geleneklere göre giyim ancak kiliselerle sınırlanmış durumda...İsteyen kiliselerde görevini sürdürüyor.İstemeyen toplumun kabul ettiği normlara uygun kılık ve kiyafeti ile dışarıda dolaşıyor.Müslümanların neden kılık kiyafetine karışmıyorlar onu da söyleyeyim.Türkiyenin geri kalması ve/veya parçalanması onların işine geliyor da ondan...16.yüzyılda Avrupa ile eşzamanlı olarak halkımız din adamlarının din sayesinde zengin olduklarını görebilseydi,o zaman kutsal dinimiz,yetişen aydın kesim tarafından yorumlanır;zamanın şartlarına göre güncellenir;dünya gerçeklerine göre şekillenir;Avrupa ile rekabet eder hale gelir ve bu günlere gelmezdik.Yine de Allaha şükür,Afrika ülkeleri gibi sömürülmedik,aç ve sefil değiliz. Avrupalılar hala bizim kılık kıyafet ve davranışlarımıza göre not veriyorlar."Ye kürküm ye" dünyası bu kardeşim,böyle olması doğal değil mi?Giyimin iyi olursa karnında isterse tek bir zeytin çekirdeği olsun önemli değildir.İmaj çok önemlidir.Şekilci ve materyalist bir dünyada yaşıyoruz. Haçlı seferlerinden sonra incilin orijinal metni papazlar tarafından 16.yüzyıla kadar saklanırken,İslam dünyası Hz.Osman devrinden beri Kuran-ı Kerimi okumuş ama İslam Dünyasının 13.yüzyıldan itibaren fakirleşmeye başlaması nedeniyle sadece ve sadece dini yayınlara bağlı hale gelmişlerdir.Buna bağlı olarak sistematik ve analitik düşünce yapısı geliştirilememiş;din adamlarımızın her söylediği tartışmasız doğru kabul edilmiştir.Dinimiz konusunda çeşitli mezheplerin oluşmasına rağmen bu mezhepler iç ve dış tesirlerle kendi aralarında fikir birliği oluşturamamışlardır. Şu anda dışarıda okuyan insanlarımıza Avrupanın zamanında İslam Dünyasından alıp geliştirmiş olduğu çağdaş bilim,teknik,kültür,felsefe vb.konuları dinimize fazla bağlı kalmadan öğretebiliyorsanız,helal olsun size...Bundan Türk Milleti,geç de kalmış olsa,eninde sonunda karlı çıkacaktır.Aksi takdirde,Avrupanın ortaçağda yaşamış olduğu sıkıntıları çekmemiz muhtemeldir.

Allaha şükür Müslümanım.Böyle bir kardeşlik dininden başka bir inancı benimsemek toplum ve millet olarak bize ne kazandırır ki?İnancımızı değiştirmek yerine sorgulamak ve bize yanlış aktarılan yönlerini düzeltmek için gayret etmeliyiz.Aksi takdirde çok çok daha fazla gayri müslimlerin boyunduruğuna gireriz.Bu konudaki yorumlarınızı bekliyorum. Saygılarımla

Tamam,eskiden teorik anlamda onlar bizden kopyaladılar,ya biz şu an ne yapıyoruz?Okumadığımız için teoriyi de unuttuk,pratiği de.1850'den beri onlardan kopyalıyoruz.

Yeniçeri öncelikle şunu belirteyim,başımıza ne gelmişse hep iyi niyetimizden gelmiştir. Papazlar Haçlı Seferleri bittikten sonra ne yapmışlar?Seferlerde ön saflara sürülen çapulcu takımı,seferlerden sonra hiçbir zenginlik elde edemeyince papazların dolduruşlarına geldiklerini anlamışlar,inançlarını yitirmişler ve kiliseye düşman olmuşlardır,bu nedenle bari hristiyanlık elden gitmesin diye incilin orijinali yüzyıllarca saklanmıştır.Bu bir bakıma iyi olmuş,çoğu incili okuyup tekrar bağnaz olma yolunu seçmemiştir.Bu çapulcu takımından arta kalanları yönlendiren kimler olmuştur?Onlarla birlikte savaş bölgesine bir şekilde ulaşan misyonerler...Misyonerler de kendi halklarını yönlendirmişler,ticaret yollarını açmışlardır.İşgal edilen bölgelerdeki halkları da din yoluyla sömürerek karşılığında tüm teorik verileri almışlar ve pratik alanlara taşımışlardır.Reforma kadar papazların yine de izinde olan fakir Avrupa toplumu yüzyıllarca devam eden zenginliğin gölgesinde yaşamaktan bunalmışlar,800 değişik şekilde yorumlanan incilin onlara birşey kazandırmadığını farketmişler ve Fransa'da 1789'da ayaklanmışlardır.Bundan sonra da rönesans başlamıştır.Yani adamlar reformla laik ve çağdaş eğitimin temellerini 16.yüzyılda atmışlardır,biz o dönemlerde hazine boşaldıkça seferler düzenlerken... Daha bizde din adamlarının din sayesinde zenginleştiğini halk anlayamadı ki reform olsun ya da rönesans olsun,nerdeeee?Hala genel anestezi ile uyutulduğumuz derin uykudan uyanmadık ki!Ne zaman uyanacağız o da bilinmez.Ancak ve ancak,çağdaş ve laik eğitimle;Laisizmi bile benimsetememişiz halk kitlelerine!Okumayı sevdirememişiz yüzyıllar boyu sofuluktan kurtaramamışız milleti.Sofuluktan kendini kurtaranların kafasını "yılanın başı küçükken ezilir" deyip susturmuşuz.Böylece insanlarımız Anadolu coğrafyasında kendi kabuklarına çekilmişler,devlet adamlarının,şeyhülislamların ve din adamlarının okuduğu Kuran-ı Kerimde ne yazıyorsa ona uymuşlar ve merak edip,dini kitabımızdaki teorik kalıpların dışına çıkıp pratik,yaratıcı,eğitici,bilimsel ve teknik nosyonlara sahip olamamışlardır. İslam Dünyası,Avrupanın ortaçağda yaşadığı sıkıntıyı yaşamadı ve yaşamıyor da...Sürekli teknoloji ithal edip,onların ister istemez esiri oluyor.Onlar üretsin biz tüketelim mantığı bakalım nerelere vardıracak bizleri! İnsanoğlu,sıkıntı çekmeden ne bilim yapar,ne de keşif ve icat! İş ve aş bulamazsak ya ekmek yeriz ya da lavaş! İŞİN BAŞI LAİK EĞİTİM Saygılarımla

Ülkenin kalkınamaması esas senin gibiler yüzünden...Din ve milli görüş adına masum insanların dinini kullanmaya ne hakkınız var?Ancak,bunu da hak,hukuk,demokrasi ve insan hakları adına yaptığınızı iddia edince doğal olarak hakkımız var diyorsunuz?Bir yerde şu açıdan haklı olabilirsiniz,bunu sadece millet adına hristiyanlığın yayılmasını engellemek için yapıyorsanız evet.Ama işin içine dini de katıp sadece ve sadece kendi vatandaşlarımızı sömürüyorsanız,her laik insan gibi ben de buna karşı çıkarım.Ama diyeceksiniz ki,bizim insanımız cahil,kandırmak kolaydır.Bana kalırsa elinizi vicdanınıza koyup bu insanlarımızı gerek yurt içinde gerekse yurt dışında din vasıtasıyla kullanmak yerine onlara öncelikle milletini seven tarzda öğütler ve eğitim veriniz.Bundan hem sizler,hem Türk milleti fayda görecek ve kendinizi dışlanmış hissetmeyeceksiniz.Bu tarzda bir görüşü benimsediğiniz anda sizlerin de laik düşünen insanlara saldırmanıza gerek kalmayacaktır.Laik düşünenler Allaha inanır,ancak bunu dış çevresine yansıtmaz,kılık kıyafetine özen gösterir.Şimdi burada diyeceksiniz ki,siz Avrupa taklitçisisiniz.Ben de size derim ki,siz de Arap milliyetçiliğini ve kültürünü taklit ediyorsunuz? (Hem neden Avrupa taklitçisi olmayalım,adamlar din ile devlet işlerini birbirinden ayırmışlar,biz neden ayırmayalım,yani laik olmayalım?İstesek pekala laik olabiliriz.)Peki o zaman nerede Türk Kültürü ve milliyetçiliği?Lütfen özümüzü unutmadan globalleşelim,zaman geç değildir!Kendi milletimizden olan insanları sömürmekten vazgeçelim.Yüzyıllar yapamadığımız dış sömürüyü artık bundan sonra yapalım. Doğuya yatırım yapmakla oradaki insanlarımıza istihdam sahası açabiliriz.Oradaki güvenlik zamanla sağlanır.Vergi oranlarını azaltarak sanayici ve işverenimizin yurt dışına kaçmasını önleyebiliriz.Böylece isteyen yerli ve yabancı yatırımcı da doğu bölgelerine gelebilir ve rekabet imkanı doğar. İnsanoğlu iyi olanı taklit eder,kötü olanı dışlar.İyi olan laik kalarak gelişmek,kötü olan din kisvesi altında kendi insanımızı sömürmektir.Bizden daha geri toplumları sömürelim.ABD yıllarca Afrikalı zencileri kullanmadı mı?Ya bizler İslam dinini Afrikaya yayarken ne yaptık? Zamanında Afrikalılar Müslüman oldular,ancak şimdi bazıları Hristiyan misyonerler tarafından Hristiyan oldu.Kenya son 10 yılda %65 Hristiyan oldu. Aslında tüm üzerimizdeki bu baskılar,(yukarda anlattığım şekilde kafayı kullanmamamız,kendimizi ve çıkarımızı düşünmememiz yüzünden) yüzyıllar boyu bu topraklarda gözü olan dış odaklarca din faktörü kullanılarak tezgahlandı,yani sömürmeyince sömürüldük.Haçlı seferlerinden beri sofu kaldığımız için sömürsek bile sömürdüğümüz ülkelere ne katkımız olacaktı ki?Bilim,kültür,teknoloji adına Türkler olarak ne yaptık ki?Teorik olarak bulduğumuz verileri pratik alanda kullanabildik mi? Moralimizi yüksek tutalım.Viyanayı fetih edememenin verdiği ezikliği üzerimizden atalım.Kendimize gelip,Türk kültür,örf,adet ve inanışlarını yeniden canlandıralım.Yalnız şuna dikkat edelim,milliyetçi olalım derken faşist olmayalım.Sofu insan yetiştirirsek bunun bize faydası olmaz.Dün dündür,bugün de bugün. İŞİN BAŞI LAİK EĞİTİM! Saygılarımla

İnanç insanın içinde olmalıdır.Şu anda inanç adına kılık kıyafetini değiştirenler bunu Arap Milliyetçiliğinin tesirinde yıllarca kaldıkları için yapmaktadırlar.Bazı siyasiler,bu kişileri oy deposu gibi görmekte ve onların şekilciliğe varan bu inançlarını kullanmaktadırlar.İslam ülkelerinin en varlıklı olduğu Haçlı seferleri öncesi dönemde eğitim,bilim-teknik,kültür adına pratik anlamda gelişmeler sağlanabilseydi,Kuran-ı Kerim farklı yorumlanmasaydı,bugün islam dünyası çok farklı bir konumda olacaktı.Aslında o dönemde İslami reform şarttı,ancak yapılmadı.Bundan sonra İslam dininde reform yapılmadan İslam dünyasının önünün açılması çok zor görünüyor.Zira,Hristiyan ve Budist alemi bu reformları çoktan yapmıştır.Hristiyan alemi Rönesans ile gelişmiş,Budist alem ne ateist ne de teist olmuş ve kendi ekseninde dine fazla bağlı kalmadan gelişmiştir.Örneğin Hindistan 1945-1950 yıllarında bizdeki Köy Enstitüleri benzeri bir sistemle eğitim seferberliğini başlatmış ve devam ettirmiş,bizler komunizm gelecek korkusuyla 1946'da bu enstitüleri kapatmış ve çok sayıda imam-hatip okulları açmıştık.Bu da hemen her alanda gelişmemizi engellemiş ve sofuluğa dönme hevesinde olanların ekmeğine yağ sürmüştür. Tarihsel sürecimizi anlatan pragmatik bir yazıyı "Sonuçları Tartışarak Nereye Varacağız?" adı altında okuyabilirsiniz!

Yeter ki dini yanlış yorumlayıp,üzerinden siyaset yapmasınlar! Forumdaki bazı kişiler Allah'ın varlığını,kaç tane olduğunu sorguluyorlar!Bu nedir ya?Utanmasalar cinsiyetini de sorgulayacaklar!Böyle şey olur mu?Bu tartışmalar Rusyada komunizm kabul edilmeden önce kilisede din mensupları tarafından tartışılırdı.Bu da gösteriyor ki,daha gidilecek uzun bir yolumuz var.Bilimi,teknolojiyi,kültürü dinsel inanışın önüne geçiremezsek işimiz çok zor! Çağı zor yakalarız!

Neden hüzünlendi milletvekilleri,çok açık;aldıkları eğitim çarpık! Çoğunun eğitim aldıkları imam ve hatip liselerinde istiklal marşı okutulmamış ki! Tam sofu düzeyinde eğitim almışlar! Ders kitaplarının birinde "sol düşüncede olanlar Atatürk taraftarı ve cehennemlik,sağ düşüncede olanlar bizden olur ve cennete gider" diye yazıyorsa ve bunun gibi bilgiler körpe beyinlere küçük yaşlarda işleniyorsa daha ne beklersiniz ki?Tabii ki duygulanıp ağlayacaklar!

Sevgili Arkadaşlar; Forumda yer alan tüm konulara bakıyorum,hep sonuçlara yönelik,sebepleri ele alan her nedense tek bir yazı göremedim. Olayların sebebi esasen,bunu üzülerek söylüyorum ki, kaderdir. Kısaca tarihten bahsetmek istiyorum. Türklerin esas kökeni Orta Asyadır.Ama zamanında Orta asya'da iklim şartları ve savaşlar nedeniyle tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelince mecburen önemli bir kısım Türk kavmi,batıya doğru göçetmek zorunda kalmıştır.Hazar denizinin kuzeyinden gidenler Macaristan ovasına kadar ilerlemiş ve Büyük Hun İmparatorluğunu kurmuşlardır.Çin ile olan ticari ilişkilerinden dolayı,Orta asyada kalmış olan Türkler,Müslümanlıktan ziyade Budizme daha yakın duruyorlardı.Ama bu eğilim de zamanla değişti ve Türkler Hazar Denizinin güneyinden o zamanki Pers(İran) imparatorluğunun sınırlarına kadar geldiler.Perslerin sınırları koruyan paralı askerler olarak görev aldılar. Zamanla bölgedeki Persler ve diğer devletler zayıfladı.Nihayet 1071 yılında Alpaslan, Türklere Anadolunun kapılarını açtı.Anadolu Selçuklu Devleti kuruldu.Ekonomik,siyasi,politik,kültürel,askeri alanda Anadolu Selçuklu Devleti büyük atılımlar yapıldı.O dönem,Türklerin en parlak devriydi.Selçuklu Devletinin zayıflaması,Orta Asya'dan gelen Moğol istilaları ve Batıdan gelen Haçlı Seferleriyle oldu. (Özellikle Haçlı seferlerine kadar İslam dünyası çok varlıklıydı.İslam düşünürlerine ait çok sayıda kitap,Haçlılar tarafından beğenilerek ülkelerine götürüldü ve bazı kitaplar 600 yıl boyunca Avrupa'da ders kitabı olarak okutuldu. Avrupalıları Haçlı seferi yapmaya iten şey,zengin olma hırsıydı.Ortaçağın karanlıklarında Avrupalılar simyacılar tarafından kilise koruması altında çeşitli madenleri ergiterek altın elde etmeye çalışıyorlardı.Papazların motivasyonu ile önce Avrupanın çapulcu takımı ve peşinden misyonerler Haçlı seferleriyle akın akın Anadolu üzerinden kutsal topraklara vardı.Bazı tarihçiler Haçlılar bu dönemde birşey elde edemedi dese de doğru değildir.Adamlar birşey elde edememiş olsa şimdi bu kadar güçlü olabilirmiydi?Olamazdı. Kanaatimce İslam Dünyası o zamanlar varlıklı olduğu için Avrupalılar kadar sıkıntı görmemiş,veba salgını atlatmamıştı.İslam dünyasında yapılan tüm keşif ve icatlar,sıkıntıya bağlı bir motivasyon olmayınca bölgesel kalmış ve genişleyip dünyaya yayılma imkanını bulamamıştır.Aynı dönemde Avrupanın çektiği sıkıntılar nedeniyle İslam dünyasına saldırması,tarihsel bir şanssızlık ve belki de kaderdir.) Daha sonra Anadolu Beylikleri kuruldu.1299 yılında Osmanoğulları giderek askeri alanda güçlendi ve sonunda Osmanlı İmparatorluğunu kurdu.Askeri alanda çok başarılar elde etti.Diğer alanlarda Haçlı Seferleri sonrası yerleşen sofuluğun tesirine kapılarak içine kapandı ve ister istemez Anadolu Selçuklu Devletinin elde ettiği başarıları elde edemedi.İşgal ettiği ülkelere İslam Dinimizin etkisiyle hoşgörülü davrandı,vergilerinizi verin,dininize,dilinize ırkınıza karışmam dedi.Sömürgecilik yapmadı ve bence en büyük hatası da bu oldu.Eğer sömürgecilik yapsaydı,ilerde zayıflamış olsa bile,misyonerlik faaliyetleri sayesinde bugünkü İngiltere gibi olabilirdi,bu sayede dünyanın hemen her yerinde Türkçe beynelmilel lisan olurdu. Osmanlı İmparatorluğu 1600 yıllarında Viyana kuşatmasına kadar moral olarak çok iyi durumdaydı.Bu kuşatma hezimetle sonuçlanınca daha da içine kapandı.Sanki o depresyonun tesiri bugün de genetik olarak üzerimizde mevcut. Tabii ki Osmanlı Devleti de tarihte her devlet gibi zayıflamaya başlayınca,bu işgal ettiği ülkelerdeki insanlar ayaklanmaya başladı.Duraklama ve gerileme döneminde yapılacak anlaşmalarda tüm üst yetkililer kesesini düşündü.Anlaşmalar para karşılığı yapıldı. Dört cephede birden aynı anda yapılan savaş ve antlaşmalar sonucunda giderek zayıfladık. Allahtan Büyük önder Atatürk yetişti de ülkeyi kurtardı.Onun önderliği ve o zamanki Rusyanın mali desteği olmasa bugün Türkiye Cumhuriyetini kuramazdık.1923-1946 döneminde devletimizin imkanlarıyla çok iyi işler yaptık.Ancak 1946 sonrasında Atatürk ilke ve inkilaplarını tepeden inme ve kendi anlayışlarına ters görenler,dış odakların da tesiriyle yıllar içinde yavaş yavaş din temelli devlet kurmak için uğraşıp durdular.Zira dış odaklar,Türkiye Cumhuriyetinin gelişmesini istemiyordu.Bunun sebebi İslamın Türkler tarafından kabulunden beri,bilim,teknik,kültür gibi konuların dinin gerisinde kalması,İslami rönesans yaşanmamış olmasaydı. Şimdi bakıyorum da ABD,Mossad aracılığıyla Rusyadaki komunist rejimi de devirdi ve tek kutuplu bir dünya oluşturdu ve kendi kafasındaki Yeni Dünya Düzenini oluşturmaya devam ediyor.Büyük Ortadoğu projesi de bunun bir parçası...Sürekli doğudaki vatandaşlarımızı maşa gibi kullanıyor.Amaç belli,İncilde yazılan ve sınırları Malatyaya kadar uzanan Kutsal Topraklarda Yahudi egemenliğini oluşturmak...Rumlara ve Ermenileri de Anadoluya bir şekilde yerleştirecek.Şimdiye dek kardeşçe yaşayan,devletin önemli makamlarında görev almış ve almakta olan,ama çeşitli sebeplerle dış güçler tarafından yönlendirilen Doğu kökenli vatandaşlarımızı Türklerle birbirine düşüren bu siyonist güçlere sonuna kadar direnmeliyiz.Türk ve Kürt ayrımı da dış güçler tarafından ortaya atılmış yapay bir ayrımdır,hepsi bu... Türklerin doğuya yatırım yapmasına şu ya da bu şekilde yabancı güçler engel oluyorsa Türkler ne yapsın? Diyelim bu topraklara kazara Doğu kökenli vatandaşlarımız hakim oldu,devlet kurdu,ABD,Avrupa ve İsrail onları da rahat bırakmaz.Bu durum böyle gelmiş böyle gider;değişmez kaidedir,büyük balık küçük balığı yutar. Size şu kadarını söyleyeyim;zamanında Türkler olarak,Müslümanlık yerine Hristiyanlığı din olarak kabul etmiş olsaydık,hoşgörümüz olmaz ve sömürgecilik sayesinde bugün dünyada bir numaralı ekonomi olurduk;bundan hiç şüpheniz olmasın. Ama şu da bir gerçek ki,Hristiyan aleminin tarihi,İslam alemine göre daha çok kan ve vahşetle dolu... Size belki garip gelecek ama ABD'de yaşanan tüm doğal felaketler bu kıtanın her iki tarafının okyanuslarla çevrili olmasındandır.İngiltere yakınındaki Gulfstream sıcak su akıntısı Britanya adasını yavaş yavaş sulara gömecektir.Bunu yakın zamanda batılı bilim adamları doğrulamaktalar.Hala İslam alemiyle uğraşmaya devam ederlerse,Bin Ladin olmasa bile,Yüce Allah bunların cezalarını fazlasıyla verecektir.Tüm bunlar olmasa bile,Türk ve İslam alemi ergeç her alanda eski saygınlığını ancak ve de ancak kendi gayretleriyle kazanacaktır.Bundan hiç şüpheniz olmasın. Yazımı sabırla okuyan herkese şimdiden teşekkür eder,çalışmalarınızda başarılar dilerim.