Zıplanacak içerik

suheda

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

suheda tarafından postalanan herşey

  1. suheda şurada bir blog başlığı gönderdi: suheda
    Kimbilir belki birgün.....
  2. Evet,arkadaşımız için bu tip şeyler galiba son derece normal ve sıradan... Bu olayı mantık dışı buluyorum 24 yıl boyunca öz kızını sex kölesi haline getirmiş bir baba evinin bodurumunda nasıl bir mahzen yapmış ki 24 yıl boyunca 7 çocuğun doğduğu yaşadığı büyüdüğü ve kimsenin ruhunun bile duymadığı bir yer.. Sonra nasıl olduda tüm bu vahşeti yapan adam merhamete gelip hasta olan çocuğa acıyıp onu bodrumdan çıkartıp hastaneye götürmüş?Ve olay bu şekilde meydana çıkmış.. Peki 7 tane çocuğun ebeliğini her seferinde kendisimi yapmış yada kızcağız her seferinde bir başınamı doğurmuş? Bir aylık hücre cezası alan mahkumların nasıl sağlık sorunları yaşadığını okuruz duyarız peki doğdukları andan itibaren gün ışığı görmeyen bu çocukların gelişimi normalmidir? Bir sürü soru sorulabilir bu konu ile ilgili ama benim mideme kramplar girmeye başladı..
  3. suheda şurada yorum gönderdi deniz_kizi'nın blog başlığı içinde deniz_kizi's Blog
    Hep derim ya keşke çocuk kalsadık..Büyümek zor büyümek meşakkatli iş
  4. suheda şurada cevap verdi: sardunyam başlık Güncel Konular
    Siz kime ne anlatıyorsunuz? Ne zamandan beridir bu topraklarda piyonlar,kuklalar kahraman ilan edilmeye başladı? "6. filo defol demişler"miş vay be bu söz tüm suçlarını örtmeye yetiyor öylemi?Bizden önceki kuşak yaşadıklarını anlatırken masalmı anlatıyorlar sırf bu ucuz ideolojiler için binlerce genç ölmedimi bu ülkede? Siz Ankara Karşıyaka mezarını gördünüzmü hiç?farklı ideolojiler yüzünden ölmüş öldürülmüş o insanlar kimler?Yaşları kaç haberiniz yokmu?Orada yan yana yatıyorlar.. Görüyorum ki aynı günleri büyük bir açlıkla bekleyen vampirler gene aynı yaraları kaşımaya başlamış,geçmişten ders almaktansa hala intikam diye çığlık atanlar var.. DHP-C nin şimdiki uzantısı kimlerdir?Kimler bu büyük ideolojinize sahip çıkmış?Belliki bundanda bi habersiniz.. Anarşizmin kol gezdiği insanların sokaklara çıkmaya korktuğu günlerimi özlediniz? Sözüm ona Atatürk'çü geçinip Atatürk devrimlerine karşı olanları sahiplenmek nasıl bir *********? Deniz Gezmiş'in ve arkadaşlarının devrim anlayışı nereden ithal edilmiştir? Siz hiç baskın yapılan bir evin duvarında Atatürk resmine şahit oldunuzmu?Ama Marx'ları Leninleri,Maoları görürdünüz değilmi? Peki ya onların illegal mitinglerinde hiç ay yıldızlı bayrak görmüşlüğünüz olmuşmudur?Hayır orak çekiçlerle süslüdür onların bayrakları.. Siz kime ne anlatıyorsunuz? Bugün size hidrellezi hatırlatma sebebim ****** ******* biraz güneş girmesi içindir.. Silahları döşenip devrim yapacaksın?Vay bee,Türk ordusu ile düşman safları gibi çarpışmaya girişeceksin ondan sonrada kendiniz bilmezler bunları Kurtuluş savaşı Çanakkale savaşı şehitleri ile bir tutacak.. Devrimin şehitleri imiş Hadi hep birlikte bir fatiha okuyalım ruhlarına
  5. suheda şurada yorum gönderdi crazy mom'nın blog başlığı içinde candide
    Hıımmm herşey yolunda gitmiş demekki sevindim buna Bu arada Türkiye sıcakmı dedin hangi Türkiye orası çünkü ben donuyoruuuummm.. Bu arada şarkının sözlerini yanlış yazmışsın doğrusu şöyle olacaktı.. Hasret tükenmez gibi kavuşmak bir dakika Sevmek bir ömür sürer sevişmek bir dakika Seninle buluşmamız bir dakikada geçti Gözlerin gözlerimi canım bir dakikada seçti Gördüğün gibi sevişmek bir dakika sevmek bir ömür sürüyormuş
  6. suheda şurada cevap verdi: sardunyam başlık Güncel Konular
    Hayatta en çok acığım insanlar tüm hayatını ******* ideolojiler için harcayanlardır Bu arada bugün 6 mayıs hıdrellez Türk'lerin mevsimlik bayramlarından biri çıkın kırlara içinize güneş girsin mutlu olun bırakın bu boş işleri geçmişin hatalarını yaralarını kaşıyıp kanatmayı
  7. Ben herşeyin gayet net farkındayım sizin hiç endişeniz olmasın
  8. Ben hala bu olayın gerçekliğine inanmıyorum..
  9. suheda şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    İyi bir rüya yorumcusu olaraktan kısaca özetliyeyim şekerim.. Deniz görmek rüyanın çabuk gerçekleşeceğine işaret eder anacım Flütle balık çağıran Japona ne yorum yapacağımı bilemedim o yüzden o kısmı geçiyorum bana fareli köyün kavalcısından başka birşey çağrıştırmadı Kocanın cebinden para aşırman ondan işiteceğin pek iyi olmayan bir söze işarettir,parayı kendi isteğinle aldığın için haketmişsin demekki işiteceğini Devlet büyüğü görmek devlet kapısında bir işinin kolaylıkla olacağına işarettir.. Ha bu arada tatilde yalnız olduğunu görmen kendini bu aralar yalnız hissetmenden kaynaklanabilir.. Babana gelince hala yanlış yapınca küçük bir kız gibi ondan tırstığını fark edebildim Son olarak.. O tiyatrocuya gelince onun orda olmaması gerekiyor Nasıl??
  10. suheda şurada yorum gönderdi alamet-i farika'nın blog başlığı içinde alamet-i farika
    Neşeli günlerdeki "seviyorum vermiyormusun" kısmı gerçekten süper,ama o film beni gülmekten çok ağlatır her izlediğimde.. Bu arada Tosun Paşa'da ki hamam sahnesini atlamışsın,(çok konuşma rukiyede hanım ağzını yırtarım oh oh oh )bin kez izlesem her seferinde aynı şekilde karnımı tutarak gülüyorum sonra Kadir İnanır'ın bir filminde (üzgünüm adını hatırlamıyorum) "seviyormusun" diye üç kez sorup her seferinde hayır cevabını alıp en sonunda kadının pes edip "seviyorum"dediği ve onun "yalan söylüyorsun laaaannn"deyip tokatı patlattığı sahneyi..
  11. Düne böyle yazıyordu medyada.. "Hüseyin Üzmez'in birlikte olduğu 14 yaşındaki B.Ç. ve babasının şikayeti üzerine gözaltına alındığı ortaya çıktı. B.Ç.'nin annesi L. Ç. ise ‘Kızını fuhuşa zorlamak’ suçundan tutuklandı. L. Ç., Emniyet Müdürlüğü'nde üç kez fenalaşınca doktor kontrolundan geçirilerek sorgulandı." Bugünse böyle.. "Yaşı küçük kız çocuğuna yönelik cinsel istismar iddiasıyla tutuklanan Vakit Gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’in telefon dinlemesi sonucu yakalandığı ortaya çıktı. Para karşılığı fuhuş yaptığı iddiasıyla B.Ç.’nin annesi Livaze Ç.’nin peşine düşen polis, teknik telefon dinlemesi yaparken Üzmez’in olayını ortaya çıkardı." Ha birde tabi düne kadar tecavüzdü bugünse taciz.. Acaba bizmi adamı yargısız infaz ettik?Gene burnuma pis kokular gelmeye başladı ve aklıma ilk gelen şey bir tarafta İlhan Selçuk diğer tarafta Hüseyin Üzmez aynı yaşlarda zıt görüşlerde iki gazeteci..Biri devlete karşı çetecilikle suçlandı bir diğeri çocuk tacizi ile..
  12. Buda zevkli kısmı projenin uygulanışı.. projenin uygulanışı; Birinci adım; Masaya en az beş tane kitap konuluyor. (üçgen tarzındaki bir takvimin bir yanına "kitap kardeşliği projesi" yazılıyor.) ikinci adım; Kitabın arkasında, bir kağıda 20 kişiye kadar olan boş bir isim çetelesi yapıştırılıyor. üçüncü adım; Bir kitap getirip kitaplara ekleyen kişi oradan beğendiği bir kitabı alarak okuyor.( Bu sayede beş kitap hiçbir zaman eksilmiyor.) dördüncü adım; Herkes bu projeyi en az üç kişiye yaymaya çalışıyor. beşinci adım; Bütün Türkiye herkesin katkısıyla hep birlikte kitap okumaya başlıyor. proje hakkında bilgi; mür; 0 505 79 55 125 http://www.hayalkurun.com/habergoster.asp?id=628
  13. Şimdi bende merak ettim! böyle bir durum söz konusu ise ve çayın fermantasyon işleminden geçtiğini hesaba katarsak ve benim günde ortalama 15-20 bardak çay içtiğimi.... Ben sarhoşmu geziyorum acaba
  14. Trabzonlu İki Küçük Kardeşin Başlattığı "Kitap Kardeşliği" Pojesi Hızla Yayılıyor Resmi büyütmek için tıklayın Trabzon'da İlköğretim Okulu Öğrencisi 2 Kardeş, Anne ve Babalarının da Desteği ile Başlattıkları Kitap Okuma Projesi ile Tüm Türkiye'ye Kitap Okutmayı Hedefliyor. Yaklaşık 7 Ay Önce Başlayan ve 'Kitap Kardeşliği' Adı Verilen Trabzon Başta Olmak Üzere, Rize, Erzincan, İstanbul ve Erzurum'da Devam Eden Proje, Hızla Tüm Ülke Geneline Yayılıyor. Trabzon'da ilköğretim okulu öğrencisi 2 kardeş, anne ve babalarının da desteği ile başlattıkları kitap okuma projesi ile tüm Türkiye'ye kitap okutmayı hedefliyor. Yaklaşık 7 ay önce başlayan ve 'Kitap Kardeşliği' adı verilen Trabzon başta olmak üzere, Rize, Erzincan, İstanbul ve Erzurum'da devam eden proje, hızla tüm ülke geneline yayılıyor. Dumlupınar İlköğretim Okulu 5 ve 4. sınıf öğrencisi Muhammet Kamil (11) ile Emre Kalaycı (10) kardeşlerin öncülük ettiği proje fikri, yaklaşık 7 ay önce geleneksel olarak yaptıkları aile toplantısında ortaya çıkmış. Kitap okumayı seven 5 kişilik Kalaycı ailesi, o gün çevrelerindeki insanlara da kitap okutmaya karar verir. Projeye öncülük etmek de anne ve babalarının da yardımı ile küçük Muhammet Kamil ve Emre'ye düşer. 'Bütün Türkiye kitap okusun' sloganı ile harekete geçen Kalaycı kardeşler, babalarının kütüphanesindeki kitapları teyzelerine ve esnaf amcalarına verir. Bir ay sonrasında da verdikleri bu kitapları diğer kitaplarla değiştirirler. Kalaycı kardeşler, bu şekilde 7 ayda 40 civarında insanı kitaplara abone yapıp kitap okutturur. Uygulama kısa süre birçok kişi tarafından duyulur ve taktirle karşılanır. İki küçük kardeş, her ayın belirli günlerinde söz konusu kişileri dolaşarak, onları yeni kitaplarla buluşturmaya devam ediyor. Projenin daha da yaygınlaşması gerektiğini düşünen Kalaycı ailesi, ikinci aşamada da 'özel, tüzel bütün bürolarda masaların üzerinde en az 5 tane kitap olsa ve herkes okuduğu kitabı bir kitapla değiştirse insan bu şekilde yüzlerce kitap okur' diye düşünürler. Hemen harekete geçilir ve uygulama ilk olarak öğretmen olan baba Aydın Kalaycı'nın işyerindeki masasında başlatılır. Bu çalışmanın aşamaları şu şekilde gerçekleşir: İşyeri ya da bürodaki çalışma masasına en az 5 tane kitap konuluyor. Kitabın arkasına da boş bir liste yapıştırılıyor ve kitabı okuyan herkes ismini oraya yazıyor. Masadan beğendiği bir kitabı almak isteyen kişi, getirdiği bir başka kitabı onun yerine bırakıyor. Bu sayede masadan 5 kitap hiçbir zaman eksilmiyor. Kampanyaya katılan herkes bu projeyi en az 3 kişiye yaymaya çalışıyor ve bu sayede birçok insan kitap okumaya başlıyor. Oluşturulan her masadan kitap değiştirme imkanı olduğu için de hiçbir ücret vermeden yüzlerce kitabı okuma fırsatı yakalanıyor. Şu anda Trabzon'daki birçok kişi tarafından yapılan bu uygulama İstanbul, Erzurum, Erzincan ve Rize gibi illere de yayılmış durumda. Hızlı bir şekilde tüm Türkiye'ye yayılmaya başlayan projeyi Trabzon Valiliği de, valilikteki bürolarda uygulamaya hazırlanıyor. Kitap okumayı çok sevdiklerini söyleyen Muhammet Kamil ve Emre kardeşler, ebeveynlerinin de desteği ile yakın çevrelerinden başlattıkları bir kıvılcımın bu kadar hızlı yaygınlaşmasından mutlu olduklarını dile getirdi. Herkesi kitap okumaya ve kampanyaya katılmaya davet eden Kalaycı kardeşler, bu şekilde binlerce, hatta yüzbinlerce insanın 'kitap kardeşi' olacağını anlattı. (Cihan Haber Ajansı)
  15. Kendine farklı bir dil,farklı bir kimlik ve bir türlü söylemeye cesaret edemediği farklı bir vatan isteyen benim kardeşim değildir,olmamıştır,olamazda....
  16. Son on günde tam 13 şehit verdik,artık söyleyecek sözde bulamıyorum.. MEHMETÇİĞİN ZAP ŞİİRİ Karanlık gecede kara sudan zap suyuna giden yol, Dolunay azaplığında vatanımın, Ay örgüsü saçlarına vurgun düşmüşüm, Alın yazımıza vatan ve bayrak, şehitlik yazılmış En güzel türküyü kurşun söyler özüme, Ola ki Tendürek ağıdı Cudi, Havar türkülerinde, Muhabbeti bulurum bir zaman, Şahadetse aslanların savaşında, Ölümsüzlük, şehitlik, bayrak hilalinde, Can veren, kan veren yiğitler, Yar gönlümüze düşende, çıktık dağların başına Karanlık gecede el uzattık hilale, Vurgun yedik seher rüzgarında, Gurbet türküleriyle selam ettik yar diyarına, Savaş türkülerinde kendimizi bulduk, Vatan türküsüyle huy eyledik her zaman Kürşat baskınlarında şahadetime destur verilirken, Tekbir-i ilahi ki bayrağımdaki iman, Yıldız yüceliğinde vatan olası gönül, Neylerim, neylerim sensiz acep? Seninle gezerim Şavşat?ı, Kars?ı, Seninle inerim Bingöl?den Van?a, Muş?tan el ederim Adıyaman?a, Ben deli sevdalar yaşar uykusu geçerken, Keleş sesinde yas tutarım, Ölen şehitlerin ardından, Mimarisi olduğum Anadolu?yu gezerken, Nasibim bir kurşun olup da, düşersem toprağa, Eğer, eğer toprak bana asmışsa bağrını, Damla damla düşüyorsa toprağa kan, Bayraklara sarılıyorsa tabutlar, Analar, analar ağlıyorsa yitik erlerinin ardı sıra, Gelinler, gelinler yas tutuyorsa yiğit erlerinin ardından Ki Türk devleti öksüz kalacaksa eğer, *********** Ay gökte kaldıkça, Ulu kocaların, ak sakalların duası Üstüne olsun. (Alıntı)
  17. Kimse kimsenin dinini ölçme hakkına sahip değildir,kastettiğiniz sadece güvenirliği ise tabiki samimiyetidir...
  18. suheda şurada cevap verdi: ''biji tirkiye'' başlık Güncel Konular
    Bence.. Yerel seçimlerde kişiye,genel seçimlerde partiye doğru olanda budur...
  19. Oldukça uzun zamandır şu forumdayım islam karşıtı olan yada ateist olan herkesin diline doladığı bir şeydir Hz.Aişenin yaşı bu konu o kadar çok tartışıldı ki burda,yazılan herşey bantı başa sarmaktan başka bir işe yaramadı.. Çok merak ediyorum Hz.Aişe mevzusu olmasa idi neyi tartışacaklardı?hemen her iletiye her konuya kıyısından köşesinden bir şekilde bu konu iliştiriverilir.. Ben bir dini bütün müslümanım çok şükür ve ben her zaman söylediğim gibi Hz.Aişenin peygamberle evlilik yaptığı zaman yaşının 9 olduğuna inanmadığımdır.,neden peygamber 9 yaşında bir çocukla evlilik yapmak istesin? İşte olay burada kopuyor bence..İslam kisvesi adı altında pedofili meşrulaştırmaya çalışan kişilerin uydurma senaryosudur bu,bunu her fırsatta dile getirenlerde bana göre aynı zihniyete hizmet etmektedirler.. Öyleki bu yaş olayı bazen korkunç abartılarla önümüze çıkar ki bir çoğu yaşının 9 değil 6 olduğunda ısrar eder,zaman içerisinde bu yaşın 1 yada 2 ye inme durumu söz konusumudur acaba?? Hz. Aişe validemiz peygamberimizle dokuz yıl evli kalmışlardı. Peygamberimizin vefatı esnasında İse 27 yaşında idi. Peygamberimizden sonra da 48 yıl yaşamış ve hicri 58. yılda ve 74 yaşında vefat etmiştir. Sondan başa doğru gidersek 74 ten 48 i çıkartıp kalandan da evli olduğu yılı çıkartınca evlendiği yaşı bulmuş oluruz. 74 – 48 = 26; 26 – 9 = 17 kalır ki yaklaşık 17 veya 18 yaşında evlendiği gerçeği ortaya çıkar…alıntı En çok hadis rivayet eden,fıkıh konusunda engin bir bilgiye sahip,sahabenin ileri gelenlerinin akıl danıştığı bir kadından Peygamber eşinden bahsediliyor,hangi mantık 6-9 yaşında bir çocuğun bir devrim içerisinde bu mevkiye gelebileceğini iddia edebilir akıl var izan var..
  20. **** Ben olayın doğru olduğunu söylemedim benim söylediğim sanki ilk kez böyle birşey duyulmuş gibi tepki gösterilmesine.. Bugün gidin Günyedoğuya hemen her evde 2-3 tane hanım mevcuttur.Üstelik bir bedel karşılığında dedesi yaşında adamlarla evlendirilen gencecik kızlar.. Onlar niçin gündeme taşınmaz?Ha bu adam ünlü bir giyim firmasının sahibi diyemi medyatik ama olay medyatik değil,olay devletin biran önce el koyması gerektiği ciddi bir sosyolojik problem..
  21. Kim ne derse desin,bana göre son derece yerinde ve güzel bir açıklama oldu yazarın söyledikleri.. Nedenine gelince son zamanlarda ikinci plana itilen Türk'lük kavramına işaret etmiştir.Neredeyse Türk olduğumuzu söylemeye korkar olduğumuz şu günlerde haklı bir tepki bir başkaldırıdır..
  22. Askere alınmış!! Resmen kendisine bir lütüf ikram edildi.Karabük'ün Safranbolu ilçesi Er Eğitim Jandarma alayında,askerlik yaptığı süre içerisinde üzerine giyeceği üniforma sayesinde hayatı boyunca görmediği itibarı görecek o yüzden bunun keyfini çıkartsın bence... Gerçi bu ona göre hapis yatmaktan daha ağır bir cezadır ya neyse...
  23. Çok güzel özellikle bu tam benlik...
  24. Bundan yıllar önce bir arkadaşım bana bir kitap tavsiye etti,"bir çeşit biyografi,yazar kendi Necip Fazıl,ve Osman Yüksel Serdengeçti ile olan hapishane anılarını anlatmış"dedi bir Necip Fazıl fanatiği olarak kitabı hiç düşünmeden aldım okudum müthiş bir kitabtı yer,yer gülerek ve bazende gözlerim dolarak,o büyük şairlerin insani yönlerini ve zaaflarını..yazarın adını ilk kez o zaman duymuştum Hüseyin Üzmez.. Sonrasında bir iki kitabını daha okudum,arkasından bir döneme damgasını vuran aczimendi şeyhi ve güzel müridinin aşk hikayesinde ev sahibi olarak karşımıza çıktı.. Şimdide bu af edilmez çirkin ötesi olayla,basından takip ettiğim kadarı ile (günahı vebali yazanın boynuna) işin içerisinde küçük kızında annesinin olduğu,beni olay içerisinde en çok etkileyen kısım bu.. Bir anne maddi çıkar için çocuğunu gözden çıkartabilirmi? Aklım almıyor karşındaki insanın sapık eğilimleri olduğunu bile,bile zamanı ve mekanı ayarlayarak çocuğunu ona teslim etmek ve durumdan rahatsız olan çocuğuna "sabret"diye tembihte bulunmak,kendini savunmak içinde (bugünkü milliyette)"Üzmez ile cinsel birliktelik yaşadığımda erkekliğinin uyanmadığını, kızıma bir zarar veremeyeceğini bildiğimden Üzmez’in kızım ile birlikte kalıp kendini tatmin etmesine bir nevi göz yumdum"..diye açıklamada bulunmak..Özrü kabahatinden büyük peki ne için?Para için,bu mazeretmi? Para nasıl birşey ki insan kendi çocuğunu bu uğurda feda edebiliyor? Bülent Ersoy'la evlenen genç delikanlının(adı Armağandı yanılmıyorsam) anneside böyle birşeyler söylemişti tam olarak hatırlamıyorum ama yaklaşık şöyleydi"aralarında karı koca ilişkisi yok ama ben asla ayrılmalarından taraf değilim"26 yaşlarında genç bir delikanlı 60 yaşlarında erkektende dönme bir kadın!!! ve bu evliliğe aralarında hiç birşey olmadığını söyleyip destek veren bir anne ne için?Para.. 1,5 yaşındaki bebek olayına girmeyeceğim bile hepiniz biliyorsunuz zaten,peki ya onun annesi? Ben onu bunu bilmem bu insanların işlediği suçların ceza yaptırımı az,cezaların ağırlaştırılıp olayın içerisinde ki anne ve babalarından suçu işleyenle aynı şekilde yargılanmaları sağlanmalıdır.. Türkiyede zaten tecavüz suçunun çok büyük bir caydırıcılığı yok,buda sapıkların işine yarıyor maalesef.. Özellikle söz konusu olan çocuklarsa ya müebbet hücre cezası yada idamdan başka bir şey tanımıyorum...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.