Admin

Dünya'nın ikinci uydusu doğrulandı: Bilim insanları gezegenimizin yörüngesinde dönen yeni bir doğal uydu keşfetti Madrid Complutense Üniversitesi'ndeki gökbilimciler, Güney Afrika'daki Sutherland'da güçlü bir teleskop kullanarak bu ilgi çekici olayı ilk kez tespit ettiler. Sadece 37 fit genişliğindeki minik asteroit, Dünya'nın çekim gücüne geçici olarak takılıp kalmış ve onu mini bir aya dönüştürmüştür. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) gökbilimci olan Richard Binzel, "Bunlar belirli bir sıklıkta gerçekleşir, ancak çok küçük ve tespit edilmesi çok zor oldukları için bunları nadiren görürüz. Araştırma kabiliyetimiz ancak yakın zamanda bunları rutin olarak tespit etme noktasına ulaştı." diye açıklıyor. Dünya'nın birincil uydusu 2.159 mil çapa sahipken, 2024 PT5 nispeten küçüktür. Perspektif olarak ifade etmek gerekirse: ・Dünya'nın uydusu: 2.159 mil genişliğinde ・Asteroid 2024 PT5: 37 feet genişliğinde ・Boyut farkı: Dünya'nın uydusu 300.000 kat daha geniştir Küçük boyutuna rağmen bu geçici uydu, kozmik komşuluğumuz ve Dünya'ya yakın nesnelerin dinamikleri hakkında değerli bilgiler sağlar. Dünya'nın yeni mini uydusunun yolculuğu Asteroid 2024 PT5, Güneş'ten yaklaşık 93 milyon mil uzaklıkta, Dünya'nınkine benzer yörüngeler izleyen bir grup uzay kayası olan Arjuna asteroit kuşağına aittir. Bazı Arjuna asteroitleri gezegenimize yaklaşık 2,8 milyon mil yakın mesafeden yaklaşabilir ve saatte 2.200 milden daha düşük nispeten düşük hızlarda hareket edebilir. NASA'nın Jet Propulsion Laboratory Horizons sisteminden alınan verilere göre, 2024 PT5'in Dünya yörüngesindeki kalışı kısa olacak. Yakalama 29 Eylül 2024'te TSİ 15:54'te başladı ve 25 Kasım 2024'te TSİ 11:43'te sona ermesi bekleniyor. Complutense Üniversitesi'nden profesör ve mini ay uzmanı Carlos de la Fuente Marcos, asteroitin davranışını bir vitrin alışverişçisinin davranışına benzetiyor. "Asteroid 2024 PT5, Dünya etrafında tam bir yörüngeyi tanımlamayacak. Gerçek bir uydunun bir mağazada mal satın alan bir müşteriye benzediğini söyleyebilirsiniz, 2024 PT5 gibi nesneler ise vitrin alışverişçileridir." diyor. Bu göksel ziyaretçinin yolculuğu, güneş sistemimizin dinamik doğasını hatırlatıyor. Birincil uydumuz gibi milyarlarca yıl Dünya yörüngesinde kalmayacak olsa da, geçici varlığı bilimsel çalışma için eşsiz bir fırsat sunuyor. Astronomik araştırmalarda mini uyduların önemi 2024 PT5 gibi mini uydular, bilim insanlarına Dünya'ya yakın nesneleri yakından incelemek için değerli fırsatlar sunuyor. Bu geçici yakalamalar, asteroitlerin bileşimi ve güneş sistemimizin karmaşık işleyişi hakkında içgörüler sunan doğal kozmik laboratuvarlar gibi davranıyor. Binzel, bu olayların önemini vurgulayarak, "Bu geçici yakalamalar doğal kozmik laboratuvarlardır. Dünya'ya yaklaşan ve gelecekteki uzay görevleri için önemli olabilecek küçük cisimleri anlamamıza yardımcı oluyorlar." diyor. Mini uydular çoğu amatör astronomun gözlemleyemeyeceği kadar küçük ve sönük olsa da, profesyonel düzeydeki teleskopların algılama aralığına giriyorlar. 2024 PT5'i tespit etmek için şunlara ihtiyaç duyulur: Mini uyduların incelenmesi, Dünya'ya yakın asteroitleri ve gezegenimiz üzerindeki potansiyel etkilerini anlamamıza katkıda bulunur. Bilim insanları bu geçici uyduları analiz ederek asteroit davranışına ilişkin modellerini geliştirebilir ve olası çarpışmaları tahmin etme ve azaltma yeteneğimizi artırabilirler. Gelecekteki çıkarımlar ve devam eden araştırmalar Teknoloji ilerledikçe, araştırmacılar bu geçici ziyaretçileri daha yakından incelemeyi umuyor. Gelecekteki görevler, mini uyduları hedef olarak kullanarak numune toplamayı veya yeni uzay aracı tasarımlarını test etmeyi bile deneyebilir. 2024 PT5 ve diğer mini uyduların keşfi, kozmik çevremizin sürekli değişen doğasını vurgular. Güneş sistemimizin bilimsel keşifler için sürprizlerle ve fırsatlarla dolu dinamik bir yer olduğunu hatırlatır. Dünya'nın ikinci uydusu geçici olsa da, varlığı araştırma ve keşif için yeni yollar açar. Gökyüzünü taramaya devam ettikçe, başka hangi göksel harikaları keşfedebileceğimizi kim bilebilir? Evren şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor ve her yeni bulgu bizi gizemlerini çözmeye bir adım daha yaklaştırıyor. Kaynak: Daily Galaxy

Fenerbahçe Beko Derbide Efes Pilsen'e Acımadı 86 - 72

Japonya'nın Solid State Battery (Katı Hal Pil) Yarışında Lider Olmasının 10 Yolu Japonya elektrikli otomobiller söz konusu olduğunda oyuna yavaş girdi. Toyota 90'ların sonlarında bir RAV4 EV ile oynamış ve hatta 2014'e kadar üretmiş olsa da, dünyanın en büyük otomobil üreticisi 2020'lere ve bZ4x'e kadar bir EV ile tamamen uğraşmadı. Elbette Nissan Leaf ile bu eğilime karşı çıktı, ancak genel olarak ülke yeşil sürüşün ana yolu olarak hibrit ve hidrojeni kullandı. Daha önceki elektriklendirmenin sınırlamaları ve malzeme ithalatının maliyeti Japonya'yı EV'den uzak tuttu. Ancak Japonya sonunda zamana ayak uydurdu. Japonya artık pil alanına giriyor. EV'ler büyüdükçe, pil teknolojisindeki sıçramalar, menzil kaygısı alıcılar için önemli bir endişe olmaya devam ederken, geleneksel ICE arabalarıyla rekabet etmelerine yardımcı olacak ana şey olacak. Katı hal pillerine girin. Pil teknolojisi aslında yaklaşık 200 yıllık, Michael Faraday tarafından keşfedildi, ancak EV'ler için potansiyeli nedeniyle tekrar moda oldu. Esasen, tipik sıvı yerine katı bir elektrot kullanıyor, bu yüzden adı bu. Bu teknolojinin doruk noktası Toyota'nın yeni pili. Mevcut EV setini yaklaşık bir buçuk kat daha fazla yok ediyor. İşte Japonya'nın EV savaşında nasıl ilerlemeyi planladığı. Bu, henüz tamamen açıklanmamış olan yaklaşan EV teknolojilerinin bir listesidir. Gerçekleri doğrulamak ve herhangi bir spekülasyonu desteklemek için her türlü çabayı göstersek de, aşağıda verilen bilgiler tamamen doğru olmayabilir veya bir aracın piyasaya sürülmesinden önce değişebilir. Ortaya çıktıkça bu içeriği yeni gelişmelerle güncellemek için her türlü çabayı göstereceğiz. Burada yer alan tüm bilgiler Car And Driver, Nikkei Asia, Kelly Blue Book ve üretici web siteleri dahil olmak üzere yetkili kaynaklardan elde edilmiştir. Toyota 745 Mil Katı Hal Pil Geliştirdi Bahsettiğimiz gibi, Toyota yeni pil teknolojisine damgasını vurdu. Yeni katı hal geliştirmesi EV teknolojisinin sınırlarını zorladı ve ICE serisini partiye getirdi. SSB teknolojisi, dünyanın en uzun menzilli üretim otomobili olmak için yarışacak olan 745 mil menzil sağlayacak. Dünyanın En Büyük Otomobil Üreticisi Dalgalar Yaratıyor Toyota'nın planı, pili 2027'ye kadar piyasaya sürmek. Toyota, SSB teknolojisi için 1.000'den fazla patent başvurusunda bulundu. 900 mil piller için planlar yapılıyor. Mevcut en uzun menzilli hibritin menzili yalnızca 704 mil. Toyota, yalnızca hibrit bir ürün serisinin otomotiv mühendisliğinin geleceğinde hayatta kalamayacağını sonunda anladı. Bu nedenle, şimdiye kadar yapılmış en iyi EV pilini ortaya koydu. Her fırsatta durmaksızın yenilik yapan bir şirket için tipik bir durum. AGC, Katı Hal Pilleri İçin Elektrolitler Geliştirdi Bir endüstriyi devralırken, bitmiş ürünün yanı sıra bileşenlere de sahip olmak önemlidir. Japon kimya sanayi kompleksi katı hal pilleri için tam da bunu yaptı. AGC, SSB'ler için önemli bir bileşen oluşturmak üzere tescilli bir süreç geliştirdi. Cam Devi Önde Gelen Bir Japon Üreticisidir AGC, Mitsubishi grubunun en büyük parçalarından biridir. Şirket 50.000'den fazla kişiyi istihdam etmektedir. AGC'ye göre, "Sülfit elektrolitleri, tüm katı hal pilleri için umut vadeden malzemeler olarak kabul edilir". Şaşırtıcı bir şekilde, sülfit elektrolitleri, özellikle karmaşık olmayan özel bir fırında malzemelerin birleştirilmesiyle yapılır. AGC, çevresel etkiyi azaltmak için süreci geri dönüştürülmüş malzemelerle uyumlu hale getirmeye odaklanacağını iddia ediyor. SSB'lerin tedarik zincirini kontrol etmek, Japonya'ya en uzun menzilli piller yarışında büyük bir avantaj sağlayacaktır. Bu, özellikle yan kuruluşlarından birinin SSB'ler için önemli bir bileşen üretmesini sağlayacak olan Mitsubishi için önemlidir. Bir Japon kimya devinin bu katı hal devrimine katılması mantıklıdır. Nissan Katı Hal Devrimine Katıldı Nissan, EV'lere yatırım yapmış tek Japon markasıdır. Leaf, ortalama tüketici için hem özellikler hem de fiyat açısından mantıklı olan uygun fiyatlı, basit elektrikli otomobillerin temel direği olmuştur. Ancak Nissan hiçbir zaman pil menzili konusunda en son noktada olmamıştır. Yeni Ariya bile yalnızca 300 mil civarında maksimum menzile sahiptir. Bu nedenle Nissan, menzilini iki katından fazla artırmayı vaat eden SSB teknolojisine yönelmiştir. Bir Prototip Tesis Sergilendi Nissan, 2028'e kadar SSB'li bir araba yapmayı hedefliyor. AGC gibi Nissan da pilin içindeki unsurları ve pilin kendisini geliştirmeyi hedefliyor. Nissan, SSB teknolojisinin yalnızca menzili artırmakla kalmayacağını, aynı zamanda şarj süresini de azaltacağını belirtiyor. Prototip tesisinin şu ana kadar prototip bir pil üretmemiş gibi görünüyor. Nissan, menzil devriminin EV hakimiyetine giden en iyi yol olduğunu biliyor. Bu nedenle Nissan, SSB'ye yatırım yaptı. Ambition 2030 projesine nasıl uyduğunu görmek için heyecanlıyız. Önümüzdeki on yılda, katı hal piller EV'lerin devralınmasından şüphe eden herkesin yüzünü saklamasına neden olacak Telefon Pil Üreticisi TDK Büyük Bir Oyuncu TDK 50 yılı aşkın süredir teknoloji dünyasında yer alıyor. CD ve video kaset üretimiyle bilinen bir isim haline geldi. TDK ayrıca çeşitli ürünler için şarj edilebilir piller de üretti. Daha yakın zamanda şirket SSB teknolojisine yöneldi. Dünyanın En Büyük Katı Hal Pil Üreticilerinden Biri Otomotiv Endüstrisine Katılabilir TDK, son beş yıldır şarj edilebilir SSB'leri seri üretim ürünü olarak sunuyor. TDK'ya göre Ceracharge'ın "gerçek zamanlı saatler, Bluetooth işaretleri, enerji hasadı" uygulamaları var. TDK şimdi mevcut SSB'sinin 100 katı enerji yoğunluğuna sahip yeni bir ürün yarattı. Bu pilin mevcut amacı Bluetooth cihazları gibi giyilebilir teknolojiye girmek. Ancak TDK bu boyutta bu kadar güçlü hücreler yaratabilirse, otomotiv teknolojisinde daha büyük hücrelerin kullanılması muhtemeldir. TDK, Japon otomotiv endüstrisi EV aşırı üretimine doğru ilerlerken aynı anda SSB teknolojisinin sınırlarını zorlarsa, eğlenceye katılmaya çalışması neredeyse kaçınılmaz görünüyor. Boyutu büyütmek zor olabilir, ancak TDK enerji yoğunluğunda bir atılım yaptıysa, bir arabada TDK bataryası görmeniz an meselesi olabilir. Toyota, Idemetsu ile Ortaklık Kurdu Toyota 745 mil canavarını kendi başına geliştirmedi. Aslında, EV çözümü için beklenmedik bir kaynağa gitti. Bir petrol şirketinin 2001'den beri SSB teknolojisi üzerinde çalıştığına inanır mısınız? Onları yenemezseniz, onlara katılın, ha? Idemitsu Bir Petrol Devi Şirketin 2023'te 38,58 milyar doların üzerinde geliri vardı. Toyota ve Idemitsu, ortaklığı 2023 Ekim ayında duyurdu Ortaklık üç aşamalı bir plandan oluşuyor: Tamamlanan 1. Aşama, SSB teknolojisini geliştirmekti Devam eden 2. Aşama, SSB'leri seri üretmek ve 2027'ye kadar tamamen SSB'den oluşan bir EV serisi üretmekti 3. Aşama, 1. ve 2. aşamaların sonuçlarına dayanarak SSB kullanımını genişletmek olacak Idemitsu, yalnızca EV'lerin olduğu bir dünyada petrol üretiminin sona ermesine karşı bahislerini koruyor gibi görünüyor. Şirket, pil üretimine geçerek petrolün dünyayı döndürmeyi bırakmasıyla birlikte varlığını sürdürebilir. Japon Ekonomisi Katı Hal Patlamasından Yararlanmayı Hedefliyor Bu makalede belirtildiği gibi, farklı sektörlerden çeşitli Japon şirketleri SSB pazarına giriyor. Piller günlük yaşam için giderek daha önemli hale geldikçe, neredeyse her şeyin şarj edilmesi ve daha uzun pil ömrüne ihtiyaç duymasıyla SSB'ler küresel ekonominin büyük bir parçası haline gelecek. Katı Hal Teknolojisi İçin Küresel Pazarın 2030'a Kadar Üç Trilyon Yen'i Geçmesi Bekleniyor Ünlü araştırma firması BCC Research'e göre, SSB teknolojisi patlamaya hazır. BCC, 2029'un sonuna kadar yılda %36'lık bir büyüme tahmin ediyor. Bu toplam yaklaşık 1,7 milyar dolara veya yaklaşık 300 trilyon Yen'e geliyor. Şu anda SSB'ler yalnızca 274 milyon dolara denk geliyor. Bu tahminler beklenenin yarısı kadar iyiyse, bu herhangi bir şirketin içinde olmak isteyeceği bir alandır. TDK ve Idemitsu gibi devasa Japon şirketlerinin bu işe atılması şaşırtıcı değil. Okuyan herhangi bir bilgili günlük tüccar buraya bakmak isteyebilir. Katı hal pillerinin geleneksel lityum iyon pillere kıyasla en büyük avantajı, önemli ölçüde daha fazla enerji yoğunluğuna sahip olmalarıdır. Maxell Başka Bir Japon Katı Hal Canavarıdır Maxell, SSB teknolojisiyle ringde olan bir diğer büyük Japon üreticisidir. Maxell, aslında tarihine bir pil şirketi olarak başladı. O zamandan beri dijital depolama ve kablosuz şarj ürünleri gibi şeylere genişledi. Ancak Maxell pil alanından hiç ayrılmadı ve artık SSB'ler alanında bir oyuncu. Maxell Yakın Zamanda Fabrika Robotlarını Hedefleyen Piller İçin Bir Üretim Hattı Kurdu Maxell, 2023'te SSB'ler üretmek için yeni bir üretim hattına 15 milyon dolar harcadı. Amaç, bunları otomatik fabrika robotlarındaki servo motorlar için üretmek. Otomatik fabrika robotları üretimde giderek daha standart hale geldikçe, daha güvenilir pil teknolojisine ihtiyaç duyulacağı hissi var. Maxell, 2030 yılına kadar ilgili gelirde 30 milyar yen elde etmeyi bekliyor. Bu Maxell güncellemesinin hedefi EV'ler olmasa da, motorlar. Giyilebilir teknoloji için piller üreten TDK'nın aksine, Maxell, EV motorları için piller üretmekten sadece küçük bir adım ötede olan elektrik motorları için piller üretecek. Herhangi bir büyük Japon şirketi EV alanına girmeye hazır görünüyorsa, bunun Maxell olduğunu düşünüyoruz. Japon Hükümeti Araba Pil Devrimini Destekliyor Yeni bir teknoloji geliştirirken, hükümet düzenlemeleri onu pazara sunmada büyük bir engel olabilir. Neyse ki Toyota bu sorunla boğuşmuyor gibi görünüyor. Toyota, 90'larda Kaliforniya Sıfır Emisyon zorunluluğunda olduğu gibi, elektrikli araçların standart hale gelmesini zorlayacak düzenlemeleri ezip geçmeye yardımcı oldu. 745 Mil Toyota Pili Seri Üretime Hazır Toyota, 9/6/24 tarihinde Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı'nın (METI) SSB'yi üretim için onayladığını duyurdu Toyota, SSB teknolojisi için 2.000'den fazla patent başvurusunda bulundu. Toyota'ya göre: METI tarafından tanımlanan bir politika olan "Pillerin İstikrarlı Bir Şekilde Arzını Sağlama Girişimleri", Ekonomik Güvenlik Teşvik Yasası'na dayanmaktadır. Politika, kritik malzemeler olarak belirlenen pil hücreleri, malzemeler ve üretim ekipmanları dahil olmak üzere pillerin üretim altyapısını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Pil endüstrisi, önemli tesislerde büyük ölçekli yatırımlar gerektiren ekipman yoğun bir endüstridir. Japonya'nın ekipman endüstrileri ve malzeme üreticilerini içeren pil endüstrisindeki üretim kapasitelerini ve teknolojilerini korumak ve geliştirmek için hükümet desteği sağlanmaktadır. Japon hükümetinin desteğiyle, pil üreticileri SSB teknolojisinin ekonomik başarıya giden uygulanabilir bir yol olduğunu bilerek rahatlayabilirler. Murata Bir Başka Büyük Japon Pil Şirketidir Maxell gibi, Murata da elektronik üretiminde işe başlayan bir Japon şirketidir. Şirket 2023'te 1,8 trilyon Yen (11 milyar doların üzerinde) çekti, gerçekten bir elektronik devi. Devreleri iPhone gibi ürünlerde yer almaktadır. Ayrıca Giyilebilir Teknoloji İçin Piller Üretiyor 2019'da Murata, küçük cihazlar için tasarlanmış minik bir SSB geliştirdiğini duyurdu. 2022'de Murata bu SSB'lerde üretime başladı. Murata 2019'da bu SSB'lerin amacının daha küçük cihazlar ve giyilebilir teknoloji olduğunu açıkça belirtmiş olsa da, şirket 2020'de bir otomotiv bölümü açtı. Yeni bir otomobil bölümü ve yükselen SSB teknolojisiyle, Murata'nın Japonya'nın SSB devriminde bir oyuncu olması oldukça olası. Hiçbir şey duyurulmamış olsa da, bu kadar büyük bir şirket sonunda başka bir pastaya parmağını sokmaya çalışacaktır. Başlangıçtaki 932 mil menzilden hala inanılmaz olan 745 mil güce kadar, işte Toyota'nın etkileyici katı hal pilinin arkasındaki gerçek hikaye. Japonya Hidrojenden Elektrikli Araçlara Geçti Japon otomobil üreticilerinin kitleler için o efsanevi ucuz ve neşeli elektrikli aracı asla geliştirmemesinin bir nedeni de diğer türdeki yeşil otomobillere odaklanmış olmalarıdır. Toyota'nın hidrojene olan bağlılığı eşsizdir ve başardıkları tartışmasız inanılmazdır. Mirai, CO2 yaymayan yakıtla çalışması dışında temelde bir Camry ile eşdeğerdir. Ancak, hidrojenin henüz işe yaramadığı anlaşılıyor. Yeni Bir Yeşil Hedefle Japonya Katı Hal Pillerine Para ve Kaynak Harcayabilir Hidrojenin altyapı ve maliyet sorunları, hem Japonya'da hem de ABD'de yaygınlaşmasını engelledi. Toyota'nın hidrojeni tamamen terk etmesi pek olası değil. Ancak, şirket EV'lere her zamankinden daha fazla bağlı görünüyor. SSB'ler, en iyi hidrojen sistemlerinden bile daha üstün bir menzil sağlıyor ve bu da onları yeşil bir seçenek olarak daha da çekici kılıyor. Katı hal pilleri, EV teknolojisinde bir kuantum sıçramasını temsil ediyor. Menzil, yalnızca en uzun ICE araçlarıyla eşleşmekle kalmayacak, aynı zamanda potansiyel olarak yüzlerce mil daha fazla aşacak. Bu piller, bu şirketlerin vaat ettiği her şeyse, o zaman tüm otomotiv dünyası altüst olacak. Kaynak: TopSpeed

Mike Tyson ve Jake Paul'un kazançları: Her dövüşçü ne kadar para kazandı? Cuma gecesi Jake Paul ile eski ağır sıklet şampiyonu Mike Tyson arasındaki merakla beklenen mücadele, hemen hemen herkesin daha fazlasını istemesine neden oldu. Mücadele büyük ölçüde bir fiyaskoydu; 58 yaşındaki Tyson'ın bu noktada Paul'ü fiziksel olarak strese sokamayacağı baştan belliydi, YouTube yıldızı ise çoğunlukla puanlarla galibiyete ulaşmaktan memnundu. Ve işleri daha da kötüleştirmek için, Netflix canlı sporları yayınlamaya hazır olduğunu kanıtlamaya çalışırken ciddi teknik sorunlar yaşadığı için yayını izlemek bile bir mücadeleydi. Ancak etkinliğin kendisi çok etkileyici olmasa da Tyson ve Paul pek umursamıyor. AT&T Stadyumu doluydu, Paul's Most Valuable Promotions 17,8 milyon dolarlık canlı bir gişe duyurdu ve Canelo Alvarez ile Billy Joe Saunders'ın 2021'de kırdığı önceki Teksas rekorunu kırdı. Ve bilet geliri, Netflix'in hak ücreti ve diğer her şey arasında, her iki adam da etkileyici bir kazanç elde edecek. Hem MVP hem de Texas Atletik Komisyonu her dövüşçünün parasını açıklamayı reddetse de, kamuoyunun yorumlarına ve son raporlara dayanarak oldukça iyi bir tahminde bulunabiliriz. Jake Paul, Netflix'teki Mike Tyson dövüşünden ne kadar kazandı? Tekrar ediyorum, burada sadece tahmin yürütüyoruz, ancak Paul, dövüş öncesi bir basın toplantısında maaşını düşürmüş gibi görünüyor ve "40 milyon dolar kazanmak ve bir efsaneyi nakavt etmek için buradayım." diyor. İkinci vaadi yerine getirmedi, ancak ilkinin oldukça doğru bir rakam olduğunu söylemek güvenlidir - Tyson daha büyük bir boks ismi olabilir, ancak Paul kendi noktasında daha büyük bir yıldız ve etkinliğin MVP aracılığıyla bir araya getirilmesine yardımcı oldu. Yine de Tyson için çok üzülmeyin, kendisi de iyi bir iş çıkardı. Mike Tyson, Netflix'teki Jake Paul dövüşünden ne kadar kazandı? Tyson'ın kendisi maaş günü hakkında daha ketumdu ve muhabirlere "bu dövüş hayatımı maddi olarak değiştirmeyecek." dedi. Tyson, "Yapmak istediğim bu," dedi. "Bu benim. Şanımı arıyorum." Yine de sekiz haneli bir ödül kesinlikle yardımcı oluyor ve mevcut tüm kanıtlara göre Tyson'ın aldığı tam olarak bu. Buradaki en güvenilir kaynak Tyson'ın arkadaşı, eski MMA şampiyonu Henry Cejudo. Kendisi, eski ağır sıklet dünya şampiyonunun Paul'e karşı mücadelesi için yaklaşık 20 milyon dolar aldığını iddia ediyor. Sekiz rauntluk bir çalışma için fena değil. Kaynak: FanSided

Bu Yöntem Yaprakları Torbalara Atmayı Kolaylaştırabilir mi? Yaprakları tırmıklamak bitmek bilmeyen bir angarya gibi geliyorsa, bu akıllıca numarayı seveceksiniz. Sadece büyük bir plastik torba ve birkaç basit adımla, sürekli eğilmeden veya birden fazla tur atmadan yaprakları hızla toplayabilirsiniz. Hızlı Yaprak Temizleme Numarası YouTuber Paris Karnes, bahçenizdeki çirkin yaprakları hızla temizlemek için hızlı bir numara paylaştı. Önce, büyük bir plastik torbayı sallayın. Ardından, geniş bir duruş sergileyin ve torbayı ayaklarınızın etrafına sıkıca sarın. Ayaklarınızı yaprak yığınının içinden geçirin ve ellerinizle yaprakları torbaya doğru kendinize doğru çekin. Bu, çok zaman kazandıracak ve yaprakları yerden torbaya taşımak için tekrar tekrar eğilmekten kaynaklanan sırtınızı biraz zorlayacaktır. Bahçe atıklarını tutarken eldiven giymeniz önerilir. Diğer Yaprak Temizleme Tüyoları Yaprak toplamayı kolaylaştırmanın en basit yollarından biri branda kullanmaktır. Tırmıklayacağınız alanlara büyük bir branda serin ve yaprakları doğrudan brandanın üzerine tırmıklayın. Branda dolduğunda, onu kompost kutunuza veya atık alanınıza sürükleyin. Bu teknik, ileri geri gidiş sayısını en aza indirir ve büyük yaprak yığınlarını aynı anda taşımayı kolaylaştırır. Çimlerinizden yaprakları temizlemenin en hızlı yolu, torbalama aparatı olan bir çim biçme makinesi kullanmaktır. Yapraklarınızı biçerek, onları daha küçük parçalara ayıracaksınız. Bu, yaprakları bahçe yataklarını malçlamak için mükemmel hale getirir ve daha soğuk aylarda bitkileriniz için doğal yalıtım sağlar. Yaprakları Torbalamak mı Yoksa Bırakmak mı? Düşen yaprakları torbalamak mı yoksa yerde bırakmak mı konusundaki tartışma, çim bakımı meraklılarını sıklıkla ikiye böler. Bir yandan, yaprakları torbalamak temiz ve düzenli bir çim sağlar ve kalın yaprak katmanlarının çimleri boğmasını önlemeye yardımcı olur. Torbalama, bahçe alanlarının bakımlı görünmesini sağlamanın bir yoludur, özellikle de sıkı peyzaj standartlarına sahip mahallelerde önemlidir. Ancak, yaprak bırakmanın savunucuları, yaprakların temel besinleri sağladığını ve toprağı zenginleştiren ve çim köklerini kış soğuğundan koruyan doğal bir malç görevi gördüğünü savunuyorlar. Dokunulmadan bırakıldığında, bir yaprak tabakası, uzun bir kış boyunca küfün gelişebileceği yerde bir battaniye oluşturabilir. Ancak bir biçme makinesiyle malçlandığında, yapraklar çok daha hızlı parçalanır, toprağa organik madde ekler ve çim için daha sağlıklı bir ekosistem yaratır. Ayrıca, yaprak bırakmak, biyolojik çeşitlilik için gerekli olan böcekler ve küçük hayvanlar için barınak sağladığı için yerel yaban hayatına da fayda sağlar. Her iki dünyanın da en iyisini isteyenler için, yaprakları yerinde malçlamak, yaprakların çimi boğmadan toprağı beslemesine izin veren bir uzlaşma sunabilir. Kaynak: TFH

Kainat Güzeli 2024'ü Danimarkalı Victoria Kjær Theilvig kazandı Danimarkalı Victoria Kjær Theilvig, Miss Universe 2024 tacını takarak yarışmayı kazanan ilk Danimarkalı oldu. Rekabetçi bir dansçı, girişimci ve hevesli bir avukat olan 21 yaşındaki yarışmacı, Cumartesi gecesi Mexico City'de düzenlenen yıllık güzellik yarışmasını kazanmak için 120'den fazla yarışmacıyı geride bıraktı. Nikaragua'dan tacını hüküm süren unvan sahibi Sheynnis Palacios'tan alırken sahnede diğer yarışmacılar tarafından alkışlandı. Bu yılki finalde şarkıcı Robin Thicke'nin bir performansı yer aldı ve sunuculuğunu "Saved by the Bell" yıldızı Mario Lopez ve eski Miss Universe Olivia Culpo yaptı. Gösterişli yarışma, Perşembe günü düzenlenen ve gösterişli bir ulusal kostüm yarışmasının da yer aldığı ön eleme etkinliğinin sonuçlarına göre yarışmacıların 30'a indirilmesiyle başladı. Yarı finalistler daha sonra mayo giydi ve 12'si gece elbisesi yarışmasına yükseldi. Son beş yarışmacı daha sonra liderlik ve dayanıklılık gibi çeşitli konularda sorularla karşı karşıya kaldı. Kimse onu yargılamasaydı nasıl farklı yaşayacağı sorulduğunda Theilvig, jüriye hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini ve "Her günümü yaşıyorum" dedi. Daha sonra izleyenlere ne söyleyeceği sorulduğunda Theilvig, izleyicileri "nereden gelirseniz gelin mücadele etmeye devam edin" diye teşvik etti. "Bugün burada duruyorum çünkü bir değişiklik istiyorum, tarih yazmak istiyorum ve bu gece bunu yapıyorum" dedi. Nijeryalı Chidimma Adetshina birinci ikinci oldu ve Meksikalı Maria Fernanda Beltran ikinci oldu. Taylandlı Suchata Chuangsri ve Venezuelalı Ileana Marquez Pedroza onları takip etti - 28 yaşındaki bir anne olan Pedroza, son yıllarda yarışmanın birkaç kısıtlamayı kaldırmasının ardından ilk beşte yer alarak tarih yazdı. Bu yıl, Miss Universe'ün 72 yıllık tarihinde ilk kez 28 yaş üstü kadınların yarışmaya katılmasına izin verildi. Finalistlerin yirmi dörtten fazlası önceki yıllarda izin verilenden daha yaşlıydı ve Malta'dan Beatrice Njoya büyük finale ulaşan 40'lı yaşlardaki ilk ve tek kadın oldu. Yaş sınırının kaldırılması, yarışmanın modernize edilmesi yönündeki çağrıların artmasıyla gerçekleşti. 2023 yarışması öncesinde, Miss Universe Örgütü ayrıca hamile kadınlar veya anneler ile evli olan veya daha önce evli olmuş kadınlar için uzun süredir devam eden yasağı kaldırdı. Her ülkenin delegeleri, Miss Universe Örgütü'nden yerel hakları lisanslayan yerel yarışmalar aracılığıyla seçildi. Bu yılki yarışmada Marianela Ancheta tarafından temsil edilen Küba, 1967'den beri ilk kez Miss Universe'e katıldı. Belarus, Eritre ve Birleşik Arap Emirlikleri de dahil olmak üzere birkaç ülke ilk kez yarışmacı gönderdi, ancak Miss Universe Örgütü Nisan ayında Suudi Arabistan'ın 2024 yarışmasında ilk kez yer alacağına dair "yanlış ve yanıltıcı" olarak adlandırdığı bir dizi haberi dağıtmak için harekete geçti.

Ah aha bu Müslümanlar ne zaman akıllanacaklar Trump'a oy veren Müslümanlar, İsrail yanlısı kabine seçimlerinden rahatsız WASHINGTON (Reuters) - Biden yönetiminin İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını ve Lübnan'a yönelik saldırılarını desteklemesine karşı protesto etmek için Cumhuriyetçi Donald Trump'ı destekleyen ABD'li Müslüman liderler, Reuters'a yaptığı açıklamada, kabine seçimlerinden derin bir hayal kırıklığı yaşadıklarını söyledi. "Trump bizim sayemizde kazandı ve dışişleri bakanı seçiminden ve diğerlerinden memnun değiliz," dedi Pensilvanya'da Abandon Harris kampanyasına başkanlık eden ve Trump için Müslümanlar'ı kuran Philadelphia yatırımcısı Rabiul Chowdhury. Stratejistler, Trump'a verilen Müslüman desteğinin Michigan'ı kazanmasına yardımcı olduğunu ve diğer eyaletlerdeki diğer zaferlerde de etkili olabileceğini düşünüyor. Trump, Dışişleri Bakanlığı için İsrail'in sadık bir destekçisi olan Cumhuriyetçi senatör Marco Rubio'yu seçti. Rubio, bu yılın başlarında Gazze'de ateşkes çağrısında bulunmayacağını ve İsrail'in Hamas'ın "her unsurunu" yok etmesi gerektiğine inandığını söyledi. "Bu insanlar vahşi hayvanlar," diye ekledi. Trump ayrıca, İsrail'in Batı Şeria'yı işgalini destekleyen ve Filistin'de iki devletli çözümü "işe yaramaz" olarak nitelendiren eski Arkansas valisi ve sadık İsrail yanlısı muhafazakar Mike Huckabee'yi İsrail'e bir sonraki büyükelçi olarak aday gösterdi. Gazze'deki ölümleri kınaması nedeniyle BM'yi "antisemitizmin pisliği" olarak niteleyen Cumhuriyetçi Temsilci Elise Stefanik'i, ABD'nin Birleşmiş Milletler büyükelçisi olarak seçti. Amerikan Müslüman Katılım ve Güçlendirme Ağı'nın (AMEEN) yönetici direktörü Rexhinaldo Nazarko, Müslüman seçmenlerin Trump'ın barış için çalışan kabine yetkililerini seçmesini umduğunu ancak bunun hiçbir belirtisinin olmadığını söyledi. "Çok hayal kırıklığına uğradık," dedi. "Bu yönetimin tamamen neoconlar ve aşırı İsrail yanlısı, savaş yanlısı insanlarla dolu olduğu anlaşılıyor ki bu, Başkan Trump'ın barış yanlısı ve savaş karşıtı hareket açısından bir başarısızlıktır." Nazarko, topluluğun Gazze'deki savaşı sona erdirmek için seslerini duyurmaya devam edeceğini söyledi. "En azından haritadayız." Minnesota Üniversitesi, Twin Cities'de eski profesör ve Yeşil Parti adayı Jill Stein'ı destekleyen Abandon Harris kampanyasının kurucu ortağı olan Hassan Abdel Salam, Trump'ın personel planlarının şaşırtıcı olmadığını, ancak korktuğundan daha da aşırı olduğunu kanıtladığını söyledi. "Sanki Siyonist aşırı hız yapıyormuş gibi," dedi. "Her zaman aşırı şüpheciydik... Açıkçası yönetimin nereye gideceğini görmek için hala bekliyoruz, ancak topluluğumuzun kandırılmış gibi görünüyor." Trump kampanyası, yorum talep eden bir e-postaya hemen yanıt vermedi. Trump'ın birkaç Müslüman ve Arap destekçisi, Trump'ın eski ulusal istihbarat direktörü Richard Grenell'in, Müslüman ve Arap Amerikan topluluklarına aylarca süren tanıtım faaliyetlerine öncülük etmesinin ve hatta etkinliklerde olası bir sonraki dışişleri bakanı olarak tanıtılmasının ardından önemli bir rol oynamasını umduklarını söyledi. Trump'ın bir diğer önemli müttefiki, Trump'ın kızı Tiffany'nin Lübnanlı kayınpederi Massad Boulos, Arap Amerikalı ve Müslüman liderlerle defalarca görüştü. Her ikisi de Arap Amerikalı ve Müslüman seçmenlere Trump'ın Orta Doğu'daki ve ötesindeki savaşları sona erdirmek için hızla harekete geçecek bir barış adayı olduğuna dair söz verdi. İkisine de hemen ulaşılamadı. Trump, büyük Arap Amerikalı ve Müslüman nüfusa sahip şehirlere birkaç ziyaret gerçekleştirdi; bunlar arasında Müslümanları sevdiğini söylediği çoğunluğu Arap olan Dearborn şehri ve Trump için Müslümanları "güzel bir hareket" olarak adlandırdığı Pittsburgh da vardı. Barış istiyorlar. İstikrar istiyorlar." Trump'ı destekleyen komşu Dearborn Heights belediye başkanı Bill Bazzi, kabine atamalarına rağmen başkan seçilen kişiyle üç kez görüştüğünü ve savaşı sona erdirmek için çalışacağına inandığını söyledi. Michigan Cumhuriyetçi Partisi'nin dış ilişkilerden sorumlu Müslüman başkan yardımcısı Lübnanlı Amerikalı Rola Makki de aynı fikirde. "Trump'ın yaptığı her atamadan herkesin memnun olacağını sanmıyorum, ancak önemli olan sonuçtur," dedi. "Trump'ın barış istediğini biliyorum ve insanların farkına varması gereken şey, 50.000 Filistinli ve 3.000 Lübnanlının öldüğü ve bunun mevcut yönetim sırasında gerçekleştiğidir." Kaynak: Reuters

Yapay zeka destekli öğrenme robotları, yerinde eğitim verilerek Çin endüstrilerine giriyor

Uçan Arabalar Geldi: Önümüzdeki 4 Yıl Mahallenizi Nasıl Etkileyebilir Gökyüzünün sadece kuşlar ve ticari jetler için değil, aynı zamanda kişisel elektrikli uçan makineleri kullanan günlük insanlar için olduğu bir gelecek hayal edin. Tek kişilik elektrikli dikey kalkış ve iniş (eVTOL) uçaklarının ilk dalgasının piyasaya sürülmesiyle, bu gelecek hızla yaklaşıyor. Bu yenilikçi, tek kişilik uçuşlu uçaklar ulaşımı devrim niteliğinde değiştirecek ve yeni yönetimin düzenlemelere ve güvenlik denetimine yaklaşımı bu dönüşümü hızlandırabilir. Yenilik teşvik edilirse, komşularınız yakında evinizin üzerinden uçuyor olabilir. Federal Havacılık İdaresi (FAA) şu anda bu eğlence amaçlı eVTOL'leri ultra hafif kategori altında sınıflandırıyor, yani pilot lisansı gerektirmiyorlar. Yukarıda gösterilen geleneksel ultra hafif uçakların aksine, yeni versiyonlar ultra hafif ve dikey olarak havalanabiliyor. Pilotlar yalnızca yoğun olmayan alanlarda uçmayı ve 63,3 mil/saatin altında hızları korumayı içeren düzenlemelere uymalıdır. Yönetimin bu kurallar hakkındaki duruşu ve güvenliği yenilikle nasıl dengelediği, havacılığın bu yeni segmentinin geleceğini şekillendirebilir. Mahallenizde gölge düşürebilecek en olası 7 düzeneğe bir göz atalım. 1. Jetson One Genel Bakış: Jetson'ın misyonu, uçuşu herkes için erişilebilir kılmaktır. Jetson One uçağı, 20 dakikalık uçuş süresini destekleyen elektrikli fırçasız motorlar ve lityum iyon pillerle sezgiseldir. Güvenlik Özellikleri: Otomatik iniş teknolojisi ve balistik paraşüt güvenliği sağlarken, hafif tasarımı onu FAA sınırları içinde tutar. Fiyat: 128.000 $ Potansiyel Etki: Düzenlemeler olumlu kalırsa, daha fazla insan bu aracı benimseyebilir ve uçma hayalini rutin bir aktiviteye dönüştürebilir. 2. MC ONE Genel Bakış: Monako merkezli MC CLIC tarafından tasarlanan MC ONE, denge ve kullanım kolaylığına odaklanıyor. Otomatik rüzgar ayarlamalarına sahip ve 50 mph azami hıza ulaşabiliyor. Uçuş Süresi: 12-15 dakika Fiyat: 140.000 € (yaklaşık 152.000 $) Potansiyel Etki: Oldukça istikrarlı bir platform olarak, hem ilk kez uçanlara hem de heyecan arayanlara hitap ediyor, ancak yaygın kullanım destekleyici düzenlemelere bağlı. 3. Zapata AirScooter Genel Bakış: Zapata AirScooter, uçuş süresini iki saate çıkarmak için hem yanmalı hem de elektrikli motorları kullanan hibrit güç aktarma organıyla öne çıkıyor. Hibrit sistem, itme yedekliliğiyle güvenliği artırıyor. Maksimum Hız: 62 mph Fiyat: Belirlenmesi gerekiyor Potansiyel Etki: Daha uzun uçuş menziliyle, bu uçak kişisel uçuşun sınırlarını yeniden tanımlayabilir, özellikle de yeni denetim kuralları daha geniş bir kullanıma izin verirse. 4. RYSE Recon Genel Bakış: Bu fütüristik eVTOL, altı adet yüzer iniş pisti kullanarak suya inme gibi benzersiz bir yeteneğe sahip. Altı güçlü elektrik motoru ve 400 fitlik maksimum irtifası var. Uçuş Süresi: 20 dakika Fiyat: 150.000 $ Potansiyel Etki: Yönetimin potansiyel olarak yeniliği desteklemesiyle, Recon gibi uçaklar göllerde veya uzak mülklerde yaygınlaşabilir. 5. Pivotal Helix Genel Bakış: Artık Pivotal olarak bilinen Opener, Helix'i yaratmak için Blackfly ile yıllarca süren testler üzerine inşa etti. Sağlam bir güç sistemi ve hata toleransı sunarak daha güvenli bir uçuş deneyimi vaat ediyor. Şarj Süresi: Seviye 2 şarj cihazında 75 dakikada tam dolum Fiyat: 190.000 $ Potansiyel Etki: Yeni hükümet politikaları kitlesel benimsemenin önündeki engelleri azaltırsa Helix pazarda lider olabilir. 6. FlyNow Genel Bakış: Avusturya'nın FlyNow'ı, kişisel bir versiyon sunmadan önce kargo uçuşları aracılığıyla teknolojisini mükemmelleştirmeyi hedefliyor. İklim kontrolü, mükemmel görüş ve rahat bir koltuk gibi özellikler içerecek. Uçuş Süresi: 30 dakika Fiyat: Belirlenmesi gerekiyor Potansiyel Etki: Güvenilirlik ve kullanıcı konforuna odaklanan FlyNow, düzenlemeler geliştirmeyi teşvik edecek şekilde uyarlanırsa eVTOL'un geleceğini şekillendirebilir. 7. LIFT Hexa Genel Bakış: LIFT'in Hexa'sı kiralama pazarını hedefliyor ve 15 dakika için 249 dolara benzersiz bir deneyim sunuyor. 18 motor ve su iniş kabiliyetiyle güvenli ve keyifli uçuşlar için tasarlandı. Eğitim: Kullanıcılar uçmadan önce sınıf ve VR eğitimi alıyor Potansiyel Etki: Kamu uçuş deneyimleri başlarsa, yönetim gökyüzünü daha da demokratikleştirmenin yolunu açabilir. Yönetimin bu uçaklar konusundaki duruşu çok önemli. Güvenlik denetimi norm haline gelmiş olsa da, yeni yönetimin duruşu kişisel uçuşu daha yaygın hale getirebilir. Savunucular, balistik paraşütler ve sezgisel kontroller gibi artırılmış güvenlik özelliklerinin kişisel eVTOL'ları geleneksel küçük uçaklardan daha güvenli hale getirdiğini savunuyor. Ancak eleştirmenler, çok sayıda insanın uçmaya başlaması durumunda oluşabilecek tıkanıklık, gürültü kirliliği ve kaza potansiyelinden endişe duyuyor. Yeni yönetim müdahalesiz bir yaklaşım sergilerse, pazarda yaratıcılıkta bir patlama görebiliriz ve bu da daha uygun fiyatlı ve erişilebilir kişisel uçan makinelere yol açabilir. Öte yandan, katı düzenlemeler ilerlemeyi yavaşlatabilir ve bu uçakları meraklılarla ve uzak bölgelerle sınırlı tutabilir. Sonuç ne olursa olsun, gökyüzü gerçekten sınırdır ve ileriye giden yol, kişisel uçuşun nasıl ve ne kadar kısa sürede günlük bir gerçeklik haline geleceğini şekillendirecektir. Bu yüzden hazır olun: Gelecekte komşularınız tam evinizin üzerinde uçuyor olabilir. Kaynak: World Matrix

Ünlü Jimnastik Antrenörü Nadia Comaneci ve Mary Lou Retton'ı olimpiyat jimnastik altın madalyasına taşıyan Bela Karolyi öldü Nadia Comaneci ve Mary Lou Retton'ı Olimpiyat altınına götüren ve jimnastik sporunda devrim yaratan, ancak mirasının kötü niyetli koçluk iddialarıyla yok edildiğini gören Bela Karolyi öldü. 82 yaşındaydı. Comaneci, Instagram'da yaptığı bir paylaşımla haberi doğruladı ve aralarında ormanda yürüyüş yaparken koçuyla birlikte çekilmiş siyah beyaz bir fotoğrafın da bulunduğu bir dizi fotoğraf paylaştı. Yazıda şöyle yazıyordu: "Hayatımda büyük bir etki ve nüfuz. Huzur içinde yat Bela Karolyi." "Neredeyse 50 yıl önce beni Olimpiyatlarda First Perfect 10'un tarihi performansına yönlendirdi... ve bu hayatımı sonsuza dek değiştirdi," dedi Comaneci, Cuma günü ölen Karolyi için USA TODAY Sports'a. Ölüm nedeni açıklanmadı. Karolyi son yıllarda sağlıksızdı ve eşi Martha ile birlikte USA Gymnastics'i sarsan kötü muamele skandalının ardından kamuoyunun gözünden büyük ölçüde kayboldular. Eski takım doktoru Larry Nassar, yüzlerce kıza ve genç kadına cinsel tacizde bulundu ve tacizlerin bir kısmı Karolyi çiftliğindeki eğitim kampları sırasında gerçekleşti. Karolyiler, Nassar'ın tacizine dair herhangi bir bilgileri olmadığını reddetti ancak skandal, antrenör olarak fiziksel ve duygusal tacizde bulundukları yönündeki şikayetlere yeniden dikkat çekti. 2017'de, ABD Jimnastik, Karolyi çiftliğini satın alma ve onu ulusal takım eğitim merkezi olarak kullanma anlaşmasından çekildi ve çift ile bağları etkili bir şekilde kopardı. Karolyi, memleketi Romanya'da ünlendi. Martha ile birlikte öğrencilerine ısınmanın bir yolu olarak jimnastik öğretmeye başladıklarında Transilvanya'da ilkokul öğretmenleriydi. Birkaç yıl içinde milli takımın başına getirildiler. Karolyi, 1976'da Montreal Olimpiyatları'na çocuklardan oluşan bir takımla geldiğinde sporu altüst etti. 1970'lerde elit kadın jimnastikçilerin çoğu 19'lu yaşlarının sonlarında veya 20'li yaşlarının başlarındaydı, ancak Karolyi'nin takımında 14 yaşından büyük sadece bir jimnastikçi vardı. Romanya gümüş madalyayı kazandı ve jimnastiğin gençlere ayrılmış bir spor olduğu fikrini sonraki kırk yıl boyunca pekiştirdi. Ayrıca dünya, Olimpiyatlarda ilk mükemmel 10'u alan koyu gözlü, koyu saçlı bir peri olan Comaneci ile Montreal'de tanıştı. Comaneci, üç altın madalya kazanma yolunda bu başarıyı altı kez tekrarlayacaktı ve Karolyi her rutinden sonra onu ayı gibi kucaklayacaktı. Karolyi başlangıçta Romanya'da takımın başarısı nedeniyle kutlansa da, dört yıl sonra Moskova'daki 1980 Olimpiyatları'ndaki jüriyi eleştirdikten sonra hükümetin gözünden düştü. Karolyi, Comaneci'nin ikinci altın madalyasını kaybettiğine inanarak öfkelendi, ancak Rumen yetkililer, Sovyet ev sahiplerini utandırmasından dehşete düşmüştü. Karolyi cezalandırılacağını biliyordu, sadece ne zaman olacağı bir soruydu. Mart 1981'de Comaneci ve Rumen takımını Amerika Birleşik Devletleri'ne getirdiğinde, ikisi de İngilizce konuşmamasına ve küçük kızları hala Romanya'da olmasına rağmen Martha ile birlikte kaçmaya karar verdiler. Karolyi, jimnastik camiasından tanıdığı Amerikalılarla yeniden bir araya gelmeden önce Amerika'daki ilk birkaç ayı basit işlerde çalışarak geçirdi. Kısa süre sonra, o ve Martha tekrar koçluk yapmaya başladılar - Batı Virginia'dan Mary Lou adında neşeli bir genç de dahil. 1984'te Retton, Olimpiyat genel klasman şampiyonluğunu kazanan ilk ABD'li kadın oldu. Sonraki sekiz yıl boyunca, Karolyi'ler Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en önemli jimnastik koçlarıydı. Bir Karolyi jimnastikçisi 1987'den 1992'ye kadar her ABD genel klasman şampiyonluğunu kazandı ve Kim Zmeskal 1991'de dünya şampiyonluğunu kazanan ilk ABD'li kadın oldu. Karolyi'ler 1992 Olimpiyatları'ndan sonra emekli oldular ancak Atlanta Oyunları'ndan önce Dominique Moceanu ve Kerri Strug'a koçluk yapmak için geri döndüler. Takım altınını, ABD kadınları için ilk kez, kötü bir şekilde yaralanan bir ayak bileğinin üzerinde yaptığı bir atlayışla mühürleyen kişi Strug'du. Her zamanki gibi şovmen olan Karolyi, onu madalya kürsüsüne taşıdı. Karolyi'ler Atlanta'dan sonra tekrar emekli oldular. Ancak 1999'da ABD Jimnastik, Karolyi'yi geri dönmeye ve ABD eğitim sisteminin elden geçirilmesini denetlemeye ikna etti. Jimnastikçilerin kendi başlarına antrenman yapması ve yalnızca etkinliklerde bir araya gelmesi yerine, ulusal takım aylık eğitim kampları düzenliyordu. Bu yarı merkezi sistem, jimnastikçilerin bir veya iki güçlü spor salonuna konsantre olmak yerine evde kalmalarına izin veriyordu, ancak daha iyi bir yoldaşlık ve iletişimi teşvik etmesi gerekiyordu. Karolyi ulusal takım koordinatörlüğü görevini yalnızca bir yıl boyunca üstlenmiş olsa da, Martha onun yerini aldı ve ABD kadınlarını bir güç merkezine dönüştürdü. Kaynak: USA TODAY

Dünya Sürücülerinin %50'sinden Fazlası Önümüzdeki 10 Yıl İçinde Elektrikli Araç Sahibi Olmayı Bekliyor Accenture'ın yeni anketine göre, küresel olarak bu sayı ABD'dekinden daha yüksek olacak, ancak çok da fazla değil. Sürücülerin %50'sinden fazlası önümüzdeki on yıl içinde bir EV almak istiyor. Ankete katılan sürücülerin %65'i EV'lerin gelecek olduğunu söylerken, Almanya sadece %37 ile diğer tarafta yer alıyor. Geçtiğimiz 12 ayda okumuş olabileceğiniz kasvetli manşetlere rağmen, insanlar elektrikli otomobil istiyor. Bu, bilgi teknolojisi ve danışmanlık firması Accenture'ın dünya çapındaki sürücü tercihlerine baktığı ve dengenin bazılarının düşündüğünden daha fazla EV'lere doğru kaydığını keşfettiği yeni bir ankete göre. ABD'de ankete katılan sürücülerin %54'ü önümüzdeki 10 yıl içinde bir EV sahibi olmayı beklediklerini söylerken, sadece %11'i asla pille çalışan bir araba almayacaklarını söyledi. Küresel ölçekte, sayılar daha da iyi, bunun büyük bir kısmı Çin'in muazzam EV benimseme oranı sayesinde. Anket, sürücülerin %57'sinin önümüzdeki 10 yıl içinde bir EV'ye sahip olmayı beklediğini ve yalnızca %10'unun asla bir EV satın almayacağını söylediğini ortaya koydu. Bu arada, şu anda bir EV'ye sahip olmayan katılımcıların %23'ü önümüzdeki beş yıl içinde bir tane satın almayı düşündüklerini söyledi. Ancak, gerçeklik bir ülkeden diğerine farklılık gösteriyor. Örneğin Çin'de ankete katılan sürücülerin %65'i geleceğin elektrikli otomobillere ait olduğuna inandıklarını ve EV sahibi olmayanların %44'ü önümüzdeki beş yıl içinde pille çalışan bir araba satın almayı planladıklarını söyledi. Aynı zamanda, Alman ve Fransız katılımcılar EV'lerin hakim olduğu bir gelecek söz konusu olduğunda daha şüpheci, sürücülerin sırasıyla %37'si ve %36'sı tamamen EV'lerden yana olduklarını söylüyor. İlk EV'lerini almak isteyen kişilerin ne aradığına gelince, erken benimseyen aşamasını çoktan geçtik. Bunun nedeni, katılımcıların çoğunun önceliklerinin güvenilirlik (%83), güvenlik (%82) ve paranın karşılığını almak (%82) olduğunu söylemesidir. Bunlar, bir sonraki satın alımlarında içten yanmalı bir araç arayan kişilerle benzer kriterlerdir; başka bir deyişle, sürdürülebilirlik artık bir sonraki alıcı dalgası için bir öncelik değildir, tıpkı erken meraklılar için olduğu gibi. Şarj etme, bir sonraki arabaları olarak bir EV satın almayı düşünen kişiler için de bir endişe kaynağıdır. Anket, dünya çapındaki sürücülerin %70'inin, ister evde ister süpermarketler gibi halka açık alanlarda olsun, arabalarını park halindeyken şarj edebilmeyi beklediğini ortaya koydu. Sürüş menzili de büyük bir tartışma konusu ve dünya çapındaki sürücülerin %81'i, bir EV satın alırken en kritik faktörlerden biri olarak pil boyutunu ve sürüş menzilini derecelendiriyor. Çalışma, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, İtalya, Fransa, Çin ve Japonya'daki 6.000 otomobil sürücüsüyle yapılan derinlemesine görüşmelere ve anketlere dayanıyordu. Bunların hepsi iyi haberler. İnsanlar, on yıllık bir zaman diliminden bahsediyor olsak bile, EV istiyor. Dahası, otomobil üreticileri öne çıkıyor ve lüks 200.000 dolarlık kruvazörlerden 30.000 doların altındaki kompakt EV'lere kadar giderek daha fazla elektrikli model sunuyor; bunların çoğu tam şarjla 300 milden fazla yol yapabiliyor. Kaynak: Inside EVs

Netflix, Jake Paul ile Mike Tyson arasındaki dövüş eleştirilerine yanıt verdi Netflix başkanı Brandon Riegg, yayın platformunun Mike Tyson ile Jake Paul arasındaki büyük dövüşünün "herkese göre olmadığını" kabul ediyor. Boks efsanesi ve spor ikonu Tyson, Cuma gecesi Dallas'ın AT&T Stadyumu'ndaki ringe YouTuber'dan boksöre dönüşen Paul ile dövüşmek üzere geri dönüyor. Genel ilgi maça büyük olsa da - Paul yakın zamanda 25 milyon kişinin bugüne kadarki en zorlu dövüşünü izleyeceğini tahmin etti - boks camiasından bazıları izlemeyeceklerini söyledi. Tyson, 1980'lerin sonu ve 1990'larda dünyanın en iyi ve en ünlü sporcularından biriydi ancak 2004'ten beri profesyonel olarak dövüşmedi. Spor dünyasında tüm zamanların en iyilerinden biri olarak kabul edilse de kariyeri de tartışmalarla gölgelendi. 1990'ların başında tecavüzden hüküm giydikten sonra altı yıllık cezasının üç yılını çekti. Ringin içinde rakibini ısırdığı için kötü şöhretli bir şekilde diskalifiye edildi. Bazı uzmanlar, bu yılın başlarında dövüşün ertelenmesine neden olan tıbbi bir sorun yaşayan 58 yaşındaki Tyson için de endişelerini dile getirdiler. Her iki dövüşçünün de yumrukların etkisini azaltan biraz daha ağır eldivenler giymesi ve rauntların üç yerine iki dakika olmasıyla riskler en aza indirildi. Tyson ayrıca sporun nispeten farkında bir şekilde dövüşüyor, bölücü içerik yaratıcısı Paul, Teksas'taki çatışmadan önce 11 maçta 10 galibiyet ve bir yenilgi rekoruyla övünüyor.Dövüşle ilgili aldığı eleştirilerden bazıları sorulduğunda, Netflix'in Kurgusal Olmayan Eserler Başkan Yardımcısı Brandon Riegg Metro ve diğer yayınlara şunları söyledi: 'Sosyal medya çağında koridorun her iki tarafında da her zaman insanlar olacak. 'Bakın, bu sizin seçiminiz. Netflix'te birçok şeyimiz var, sahip olduğumuz her şey herkese hitap etmiyor. Kendi şartlarınıza göre karar verebilirsiniz, izlersiniz veya izlemezsiniz, hepsi güzel ve iyi. 'Bazı insanların izlemeyeceklerini söylemek için zaman bulmalarını biraz tuhaf buluyorum. Bunu alenen söylüyorlarsa, izlemediklerini düşünüyorum. 'Ama sorun değil, herkesi alamayacağız, herkese göre değil, bu beklenen bir şey. Harika bir gece geçirmeye ve izleyen herkes için eğlenceli ve keyifli bir deneyim yaratmaya çalışıyoruz.' Bazı dövüş hayranları ayrıca kartın Mike Tyson ile Jake Paul'u Katie Taylor ile Amanda Serrano arasındaki büyük bir kadınlar şampiyonluk mücadelesinin önüne koyduğu için eleştirdi. Taylor ve Serrano, 2022'de ilk kez geri döndüklerinde Madison Square Garden'ı tamamen doldurdular ve her biri yaklaşık 1 milyon sterlin kazandılar, İrlandalı Taylor puanla galibiyeti aldı. Riegg, kartın hiyerarşisini eleştirenler sorulduğunda, "Aslında bunu pek duymadık," dedi, ancak Taylor ile Serrano'nun her zaman alt kart dövüşü yerine ortak ana etkinlik olarak faturalandırıldığı unutulmamalıdır. "Birçok kişinin bunun kadın boksunda yüzyılın maçlarından biri olduğunu söylediğini duydum. Dolayısıyla kadınların daha fazla görünürlük elde etme fırsatı - onlar için daha büyük bir platform olmadığını iddia ediyorum. "Bu bir ödemeli izleme duvarının arkasında değil, Netflix'te, ortak ana etkinlik olarak faturalandırıyoruz. Her iki kadın da bunun kadın boksu için harika olduğunu söyledi, sonuç ne olursa olsun. "Bunu gerçekten olumlu bir şey olarak görüyorum. Bunu Mike Tyson ile Jake Paul dövüşüyle eşit görüyorum. Açıkçası tüm bunlar Mike ve Jake'in bunu kabul etmesiyle ortaya çıktı ve biz de oradan inşa ettik ama kadınlar da orada, benim aklımda eşit konumda.' Tyson ve Paul arasındaki dövüşün nasıl ortaya çıktığını tartışan Riegg - 2016'nın sonlarında Netflix'e katıldı - şunları ekledi: 'Bir yıldan biraz fazla bir süre önce Jake Paul ile bir belgeselimiz vardı [Anlatılmamış: Jake Paul Sorunlu Çocuk]. 'Gerçekten iyi gitti ve o da yeteneklerimizin çoğu gibi, erişimimizin ve dağıtımımızın faydasını ve gücünü gördü. Etkilenmişti ve ekibi bize gelip canlı yayın yeteneği ve bir sonraki dövüşünü Netflix'te canlı yayınlamak hakkında sordu. 'Gerçekten ilginç bir teklif olduğunu düşündük. Bunu daha önce teoride düşünmüştük, bu yüzden ona kiminle dövüşeceğini sorduk. 'İsimler hakkında konuşuyorlardı - KSI, Tommy Fury - doğru ismi bulmaya çalışıyorduk ve sonra oldukça rahat bir şekilde daha önce Mike Tyson ile konuştuklarını söylediler. 'O noktada spor başkanımız ve ben ayağa kalktık. Bunu duyduğunuzda neredeyse duymamazlıktan gelemezsiniz. Çok sayıda kutucuğu işaretledi, spor ve boksu aşan bir isim, sporun bir ikonu.' Netflix dövüş gecesinde kaç kişinin izlemesini bekliyor? Cevap düşündüğünüzden daha karmaşık. Netflix'in tenis ve golfün yanı sıra boksa ilk adımlarını da denetleyen Riegg, 'Sayılara fazla bağlanmamaya çalışıyorum çünkü açıkçası, gerçekten bilmiyoruz' dedi. 'Hepimiz için yeni bir alan ve sayı aralıkları çok uç noktalardaydı, bu yüzden söylemek zor. Gerçekten, bu bizim ilk girişimimiz olduğu için, umarım mükemmel bir spor ve boks gecesi üretiriz ve sorunsuz geçer. 'Bu bizim için büyük bir değişim. Kaç kişi izleyecek ve ekonomik olarak haklı çıkaracak mı? Bunu hissediyoruz, bu yüzden sağlıklı bir sayı istiyoruz ama her şeyin başı ve sonu olmayacak.' Kaynak: Metro

Peru'nun Chancay mega limanı, Latin Amerika ticaretinde yeni bir dönemin habercisi Peru'daki Chancay Megaport'un açılışı, tesisin Güney Amerika'nın en büyük ticari limanı olmasıyla bölgesel ticaret için önemli bir anı işaret ediyor. Çin'in devlete ait Cosco Shipping tarafından geliştirilen bu 3,4 milyar dolarlık proje, Pekin'in Latin Amerika genelindeki genişleyen etkisini örnekliyor. Yine de, ekonomik vaatleri yerel zorluklar ve daha geniş jeopolitik etkilerle çatıştığı için bu iddialı girişim iyimserlik ve şüphecilik karışımıyla karşılandı. Asya'ya Bir Geçit Lima'nın 70 kilometre kuzeyinde bulunan Chancay Megaport, Güney Amerika ve Asya arasındaki ticaret için bir oyun değiştirici olarak konumlandırılıyor. 15 terminal ve son teknoloji lojistik tesisleriyle tasarlanan liman, nakliye sürelerini önemli ölçüde azaltmayı hedefliyor. Daha önce Meksika'daki Manzanillo gibi limanlara kuzeyden bir rota izlemeyi gerektiren mallar artık 40 gün yerine 28 günde doğrudan Asya'ya gönderilebiliyor. Peru hükümeti bunu bölge için bir lojistik merkezi olarak kendini kurma fırsatı olarak görüyor. Yetkililer limanın operasyonlarının ülkenin GSYİH'sine %1,8 katkıda bulunabileceğini ve binlerce iş yaratabileceğini tahmin ediyor. Ancak eleştirmenler, Latin Amerika'daki önceki Çin yatırımlarının yerel işçiler yerine ithal işgücüne öncelik verdiğini ve toplulukların kendilerini dışlanmış hissetmesine neden olduğunu savunuyor. Yerel Fedakarlıklar Chancay sakinleri için proje dönüştürücü oldu; ancak her zaman olumlu şekillerde değil. Bir zamanlar sakin bir balıkçı köyü olan Chancay artık artan trafik, şişirilmiş emlak fiyatları ve kıyı şeridine erişimin azalmasıyla karşı karşıya. Limanın inşası sırasında evlere verilen yapısal hasar ve turizmdeki düşüşle ilgili şikayetler de hayal kırıklığına yol açtı. Chancay belediye başkanı Juan Álvarez Andrade, bu sorunların ele alınmasında hükümetin desteğinin olmamasını eleştirdi. Yerel ihtiyaçlar yerine yabancı çıkarların önceliklendirilmesi konusunda endişelerini dile getirerek, kasabanın hızlı değişimlerine uyum sağlamak için altyapı ve kamu hizmetlerine daha fazla yatırım yapılması çağrısında bulundu. Çevreciler ayrıca projenin ekolojik etkisi konusunda endişe duyuyor ve bölgenin doğal kaynaklarını korumak için yeterli önlemlerin alınıp alınmadığını sorguluyor. Bölgesel Etki Chancay'ın faaliyetlerinin etkileri Peru'nun ötesine uzanıyor. Bölgenin en yoğun limanlarından bazılarının bulunduğu Şili'de proje rekabet gücünün kaybedilmesi korkusunu artırdı. Yeni mega limanın daha düşük maliyetlerle daha büyük gemileri idare etme kapasitesi, ticareti Valparaíso ve San Antonio gibi geleneksel merkezlerden uzaklaştırma tehdidinde bulunuyor. Ancak bazı Şilili ihracatçılar, özellikle tarım sektöründekiler, fırsatlar görüyor. Şili'nin kiraz ihracatının büyük çoğunluğunun Çin'e gitmesiyle, Chancay'ın sunduğu daha kısa nakliye süreleri avantajlı olabilir. Benzer şekilde, Bolivya ve Brezilya, lojistik zorluklar devam etse de malları Chancay üzerinden yönlendirmek için ortaklıklar araştırabilir. Çin'in Stratejik Oyunu Chancay, küresel ticaret ağını güçlendirme stratejisi olan Pekin'in Kuşak ve Yol Girişimi'nin bir parçasıdır. Liman, Çin'e lityum, bakır ve tarım ürünleri de dahil olmak üzere Güney Amerika'nın bol miktardaki doğal kaynaklarına doğrudan bir hat sağlarken, bölgedeki etkisini de artırıyor. Bazı uzmanlar mega limanı ekonomik büyümenin katalizörü olarak selamlarken, diğerleri bağımlılık riskleri konusunda uyarıyor. Latin Amerika'daki geçmiş Çin yatırımları, ekonomik bağımlılığı teşvik ettiği ve yerel kaynakları sömürdüğü için eleştirilere maruz kalmış ve ev sahibi ülkeler için uzun vadeli faydalar hakkında sorular gündeme gelmiştir. Hırslar ve Gerçekler Arasındaki Denge Chancay faaliyetlerine başladıkça, ikili doğası belirginleşiyor: bölgesel ticaret için bir ilerleme sembolü ve yerel topluluklar için bir çekişme kaynağı. Peru için zorluk, mega projenin faydalarının eşit bir şekilde paylaşılmasını, yerel şikayetleri ele alırken Güney Amerika'nın ticaret manzarasını yeniden şekillendirme potansiyelinden yararlanılmasını sağlamaktır. Chancay'ın önündeki yol, Çin'in Latin Amerika ile derinleşen bağlarının daha geniş kapsamlı karmaşıklıklarını yansıtan hem fırsatlarla hem de belirsizliklerle dolu. Kaynak: Intellinews

T-Mobile, Çin'deki Telekom Ağlarındaki Büyük İhlalde Hacklendi Konuya yakın kişilere göre, T-Mobile'ın ağı, birden fazla ABD ve uluslararası telekomünikasyon şirketine başarılı bir şekilde girmeyi başaran zararlı bir Çin siber casusluk operasyonunda hacklenen sistemler arasındaydı. Çin istihbarat teşkilatına bağlı bilgisayar korsanları, yüksek değerli istihbarat hedeflerinin cep telefonu iletişimlerini gözetlemek için aylarca süren kampanyanın bir parçası olarak T-Mobile'a girmeyi başardı. T-Mobile müşterilerinin aramaları ve iletişim kayıtları hakkında herhangi bir bilgi alınıp alınmadığı belirsizdir. Şirket sözcüsü, "T-Mobile, sektör genelindeki bu saldırıyı yakından izliyor ve şu anda T-Mobile sistemleri ve verileri önemli bir şekilde etkilenmedi ve müşteri bilgilerine yönelik etkilere dair bir kanıtımız yok" dedi. "Sektördeki meslektaşlarımız ve ilgili yetkililerle çalışarak bunu yakından izlemeye devam edeceğiz." T-Mobile'ın ele geçirilmesi, bazı ABD yetkililerinin kapsam ve ciddiyet açısından tarihi ve felaket niteliğinde olduğunu düşündüğü Çinli bilgisayar korsanları tarafından yürütülen ve Salt Typhoon olarak adlandırılan siber casusluk kampanyasının bilinen kurbanlarının listesini genişletiyor. Journal daha önce Ekim ayında AT&T, Verizon ve Lumen Technologies'in bir izinsiz giriş yaşayan telekom şirketleri arasında olduğunu bildirmişti. Grup, Cisco Systems yönlendiricileri de dahil olmak üzere güvenlik açıkları aracılığıyla Amerikan telekom altyapısına sızmak için karmaşık yöntemler kullandı ve araştırmacılar, konuya aşina kişilerin söylediğine göre bilgisayar korsanlarının casusluk operasyonlarını ilerletmek için yapay zekaya veya makine öğrenimine güvendiklerinden şüpheleniyor. Saldırganlar bu altyapının en azından bir kısmına sekiz ay veya daha uzun bir süre boyunca sızdı. Daha geniş kapsamlı bilgisayar korsanlığı kampanyasında, saldırganlar politikacıların yanı sıra ABD hükümetindeki çeşitli üst düzey ulusal güvenlik ve politika yetkilileri tarafından kullanılan cep telefonu hatlarına erişebildiler. Erişim, araştırmacıların önemli ulusal güvenlik sonuçları olabileceğine inandıkları hedeflerden gelen çağrı kayıtlarını, şifrelenmemiş metinleri ve bazı sesleri toplamalarına olanak sağladı. Ek olarak, bilgisayar korsanları, ABD gözetim taleplerine uymak için taşıyıcılar tarafından sürdürülen sistemlerden bilgilere erişebildiler ve bu da daha fazla karşı istihbarat endişesi yarattı. Araştırmacılar hala tam olarak anlamaya çalışıyorlar ve saldırının Salt Typhoon grubu tarafından gerçekleştirildiğini söylediler. Konuya aşina kişilere göre, kablosuz hizmet sağlamayan Lumen'de saldırganlar herhangi bir müşteri verisini çalmadı veya telefon dinleme yeteneklerine erişmedi. Konuya aşina kişiler, ABD ile yakın istihbarat paylaşım ortaklıkları sürdüren ülkeler de dahil olmak üzere, saldırılarda bazı yabancı telekomünikasyon şirketlerinin de tehlikeye atıldığını söyledi. Bu haftanın başlarında, Biden yönetimi daha önce Journal tarafından bildirilen "geniş ve önemli" saldırının niteliği hakkında bazı ayrıntıları kamuoyuna açık bir bildiriyle kabul etti. Çin hükümetiyle bağlantılı bilgisayar korsanları, "müşteri çağrı kayıtlarının çalınmasını, öncelikli olarak hükümet veya siyasi faaliyetlerde bulunan sınırlı sayıda bireyin özel iletişimlerinin ele geçirilmesini ve mahkeme emirleri uyarınca ABD kolluk kuvvetlerinin taleplerine tabi olan belirli bilgilerin kopyalanmasını sağlamak için" birden fazla telekomünikasyon şirketinin ağlarını tehlikeye attı. "Soruşturma devam ettikçe bu tehlikeye ilişkin anlayışımızın artacağını umuyoruz" diye ekledi. Aruna Viswanatha ve Drew FitzGerald bu makaleye katkıda bulundu. Kaynak: TWSJ

Zerenspor Fenerbahçe Medicana'yı zorlu bir maçın ardından 3-2 yendi

Houston Rockets Dün akşam oynanan maçta L.A Lakers'ı 125 - 104 yendi 33 Dakika oyunda kalan Alperen Şengün 16 Sayı 10 Ribaunt ve 10 Asistle ilk Triple Doble'ını yaptı

Dün akşamki Tarihi boks maçının kazananı belli oldu... Jake Paul, Mike Tyson'ı maç puanıyla yendi! Mike Tyson ile Jake Paul'un karşı karşıya geldiği tarihi maçın kazanan ismi Jake Paul oldu. Paul, 8 round sonunda Tyson’ı 78-74 puanla yendi.

Devrim niteliğindeki yapay zeka teknolojisi, %94 doğrulukla ateşlemeden önce EV pil yangınını tespit ediyor Lityum pillerdeki yangın, yenilikçi cihazlar ve elektrikli arabalar için risk oluşturuyor. Bu tür pillerde yangın çıkmasını önlemek için birçok girişimde bulunuldu. Yeni bir yöntem, lityum iyon pillerin ne zaman alev alacağını ses kullanarak tespit etmenin bir yolunu sunuyor. Araştırmacılar, bir lityum iyon pil alev almadan önce içeride bir kimyasal reaksiyonun basınç oluşmasına neden olduğunu iddia ettiler. Pil şişmeye başlar. Birçok lityum iyon pil hücresi, bu basıncı kırmak ve serbest bırakmak için bir emniyet valfi içeren sert kasalara sahip oldukları için genişleyemez. Araştırmacılara göre, bu emniyet valfi kırılır ve bir soda şişesinin çatlama sesine biraz benzeyen belirgin bir tık-tıslama sesi çıkarır. ML algoritması, kırılan bir emniyet valfinin sesini tanıyabilir Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü'ndeki (NIST) araştırmacılar, kırılan bir emniyet valfinin sesini tanıyabilen bir makine öğrenimi algoritması eğittiler. Araştırmacıların algoritmayı çalıştırabilmesi için öncelikle çok sayıda ses örneğine ihtiyaçları vardı. Xi'an Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'ndeki bir laboratuvarla iş birliği yaparak, 38 patlayan pilden ses kaydı yaptılar. Ardından, araştırmacılar bu kayıtların hızını ve perdesini ayarlayarak bunları, yazılıma kırılan bir emniyet valfinin nasıl ses çıkardığını öğretmek için kullanabilecekleri 1.000'den fazla benzersiz ses örneğine genişlettiler. Algoritma, aşırı ısınan pilin sesini %94 oranında tespit ediyor Araştırmacılar, bir kameraya monte edilmiş bir mikrofon kullanarak aşırı ısınan pilin sesini %94 oranında tespit ettikleri için algoritmanın dikkate değer şekilde iyi çalıştığını iddia ettiler. NIST'ten Wai Cheong "Andy" Tam, "İnsanların yürümesinden, kapıların kapanmasına, kola kutularının açılmasına kadar her türlü farklı sesi kullanarak algoritmayı karıştırmaya çalıştım," diye açıkladı. "Sadece birkaçı dedektörü karıştırdı." Araştırmacılar, gerçek yaşam ortamlarında kullanılabilecek bir algılama modelinin geliştirilmesini kolaylaştırmak için çeşitli insan aktiviteleri de dahil olmak üzere 1.128 akustik veri örneği kullandılar. Araştırmacılar çalışmalarında, "Giriş olarak 10 saniyelik akustik verileri ve omurga olarak evrişimli sinir ağı model yapısını kullanarak, tespit modelinin genel doğruluğu %93,9, hassasiyeti %91,6 ve geri çağırma puanı ise %97,7'dir" şeklinde açıklama yapmışlardır. Önerilen model yapısının sağlamlığını ve veri artırma yöntemlerinin etkinliğini değerlendirmek için parametrik çalışmalar yürütülmektedir. Ayrıca araştırmacılara göre, modelin iki tam teste karşı performansı, bir test dışı bırakma çapraz doğrulaması kullanılarak değerlendirilmektedir. Ayrıca önerilen çalışmanın, termal kaçaklar konusunda erken uyarı sağlayabilen ve kullanıcılara olası aşırı yangın tehlikelerini azaltmak ve/veya güvenli bir şekilde tahliye olmak için ekstra zaman tanıyan sağlam bir tespit cihazı geliştirmeye yardımcı olabileceği iddia edilmektedir. Bu teknoloji tamamen geliştirildiğinde, yeni bir tür yangın alarmı oluşturmak için kullanılabilir. Bu alarmlar evlere ve ofis binalarına veya depolar ve elektrikli araç park garajları gibi çok sayıda pil bulunan yerlere kurulabilir. Sağladıkları gelişmiş uyarı, insanlara tahliye için zaman kazandırabilir. NIST'in bir basın bültenine göre, lityum iyon pillerle sağlıklı bir ilişkinin anahtarı sadece dikkatli dinlemek olabilir. Kaynak: IE

Macar PHANTOM İHA'sı İHA teknolojisinde gizliliği ve menzili yeniden tanımlıyor Macar şirketi Uaviator, ağır insansız hava aracı pazarını önemli ölçüde etkileyebilecek bir cihaz olan PHANTOM drone'u tanıttı. Son derece dayanıklı olarak sunulan drone, çeşitli görevler üstlenebiliyor ve 10 Bin Km kadar etkileyici bir menzile sahip. Bu İHA hakkında başka neler biliniyor? Modern savaş alanlarında ordunun karşılaştığı gelişen gereksinimler, drone'ların büyüyen rolünü vurguluyor. Hem sivil hem de askeri drone'lar, hedefli saldırılardan keşiflere ve gözetleme görevlerine kadar çeşitli operasyonları yürütmede paha biçilmez olabilir. Hatta ilaç, yiyecek ve silah taşımak için bile kullanılırlar. Bunun en iyi örneği, her iki tarafın da çok sayıda insansız model kullandığı Ukrayna'dır. Birçok drone, görünüşte sıkı düşman hava savunmalarını delebiliyor veya zırhlı ekipmanları yok edebiliyor. PHANTOM: Macaristan'dan yeni bir insansız araç PHANTOM drone'u dünyaya tanıtan Macar şirketi Uaviator, insansız araçların önemini kabul ediyor. Army Recognition, bunun modülerlik düşünülerek tasarlanmış bir makine olduğunu belirtiyor. Bu özellik, İHA'nın bir görevin özel ihtiyaçlarına göre yapılandırılmasına olanak tanır. Servis, "Gerekli olmayan bileşenleri donatma veya çıkarma yeteneği, onu çok çeşitli operasyonel uygulamalar için uygun, son derece çok yönlü bir drone yapar" diye bildiriyor. Mevcut bilgiler, PHANTOM'un 1.323 lbs kütleye sahip ve 1.102 lbs'ye kadar yük taşıyabilen bir İHA olduğunu gösteriyor (toplam kalkış ağırlığı 2.425 lbs kadar yüksek). Bu, özel tasarımıyla mümkün oluyor. İHA 19.685 fit yüksekliğe çıkabiliyor ve yaklaşık 10 Bin Km tahmini menzile sahip, bu da uluslararası olanlar da dahil olmak üzere uzun menzilli görevler gerçekleştirmesini sağlıyor. PHANTOM'un yaratıcıları ayrıca, İHA'nın tespit edilmesini zorlaştıran gizlilik teknolojisini de dahil ettiler. Buna radardan kaçınma, termal radyasyon ve elektromanyetik emisyonlar dahildir. Bu tür özellikler, tespit edilmekten kaçınmanın hayati önem taşıdığı hassas ortamlarda drone'un operasyonel kabiliyetini artırıyor. Kaynak: essanews

Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımı durdurulamıyor! Seriye devam Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımı, Euroleague'de yoluna doludizgin devam ediyor... Zalgris Kaunas'a konuk olan sarı lacivertliler mücadeleden 72-65'lik üstünlükle ayrıldı.