Admin

Başka kombinasyonu yokmudur acaba diye merak etmedim de değil... Bazan yaşamaktan çok ona anlam yüklemeyi ve olayı tam bir PowerPoint Şiir şovuna dönüştürmeyi seviyoruz. Öylesine alışmışız ki bu şovlara her zaman elimizin altında, e-posta kutumuzda bir tane duruyor. Bir açıyorsunuz karşınızda aşkın en yalın, yaşanacak en güzel hali, belkide anlatılabilecek en güzeli diyebilirim... Peki sonra ne oluyor. PowerPointle yapılmış bu aşk, kendi programının ekranından dışarı çıkamıyor ve hep söylenmemiş veya yaşanmamış olarak orada kalıyor. Herşeyin sonunda, birşeyi hiç unutmuyorsunuz çaresizliği ve bunun sizi gene PowerPoint şiirlerine geri göndereceğini... Aynı zevki almasanızda, hiç çaba sarf etmediğiniz aşkı kaybetmenizi gene o şiirlerdeki inanılmaz ve görüntülerle süslenmiş aşklardakini bulamadığınıza bağlıyorsunuz.... Emek isteyen bu kombinasyondaki harfler ta başından ucuz şeylerin esiri oluyor ve kendini yenileyemiyor. Soruncuklardan kendini aşamıyor. Aşsada aştığı ile kalıyor. Aşk bir çılgınlıktır. Ama tek başına da hiç bir şeydir. Aşkı karşılıklı anlayanlar onu aşk olarak yaşarlar yoksa aşk gene anlattığım rutinlere ve kalıplara döner. Parantezlere saklanmış gibi.... Onu, iki tarafından sıkıştırarak, sıcaklığını hissetmek istiyorsun. Bunun anlamı olsun istiyorsun. Hatta anlamdan çok ona kendini kaptırmak istiyorsun. Aşk öldü diyorlar ya en çok ona gülüyorum... Sadece bir şey ölüyor oda aşkı anlamayan veya kalıpların içinde bırakanlar... Ve aşk gene yalnız gene sevecen hiç yılmadan aynı puntolarla kalbinizde çarpıyor... Bazan bir zürafa olmak istemediğimide saklayamam ha...

Forumdaki Ünvanlar ve ünvana sahip olacağınız ileti sayısı (forumun önündeki sayı o iletiye ulaşınca o ünvanı alacaksınız anlamına geliyor): Administrator Yönetim Yeni Üye: 0 Genç Üye: 100 Deneyimli Üye: 500 Kıdemli Üye: 1000 Uzman Üye: 2500 Süper Üye: 7500 Saygılar

Sevgili Forum Üyeleri, İletilerin altında 'RAPOR ET' butonu bulunmaktadır, eğer gönderilen bir şey size göre uygun değilse bu butona tıklamanız ve bize göndermeniz o iletinin veya başlığın tekrar veya bakılmamışsa gözden geçirilmesin neden olacaktır... Ve bu sadece bu olay için değil forumda yazılan herşey için geçerlidir... Gözden kaçmış veya tekrar gözden geçirilmesini istediğiniz herşey için... Saygılar

Roket Bilimi (2007) Rocket Science İngilizce de çok kullanılan bu deyim şöyle gidiyor It is not a rocket science yani 'yapabilirsin' veya 'yapabilirim'. Diğer bir deyişle roket bilimi değil ki yapamayayım veya yapamayasın. İzlerken büyük zevk aldığım filmlerden birisi oldu diyebilirim. 15 yaşında konuşma zorluğu çeken bir lise öğrencisi ve okulun münazara kaptanı aşkı. Gençlerin düşünce yapısına ve olaylara yaklaşımına eğilmiş ve çarpıklıkları çok çekici şekilde kafanızda şekillendirmekten çok çizmeye çalışan bir baş yapıt. Özellikle 15 yaşındaki Hal Hefner'i oynayan (Reece Thompson) şapka çıkarmak istiyorum. Başarı ve mutluluğun nelere mal olduğunu veya nelerden vaz geçmek durumunda olduğunuza siz kendiniz karar verin diyorum. Mutlaka izleyin kaçırmayın... Yönetmen: Jeffrey Blitz Oyuncular: Reece Thompson, Dionne Audain, John Patrick Barry, Lisbeth Bartlett, Dan DeLuca, Anna Kendrick When 15-year-old Hal Hefner (Reece Thompson) -- a New Jersey boy with a terrible stutter -- falls in love with the star of his high school debate squad (Anna Kendrick), he joins the team at his dream girl's urging. Next thing you know, young Hal finds himself caught up in the intense competition of debating. Jeffrey Blitz, who wrote and directed this charming tale, was awarded the Dramatic Directing Award at Sundance 2007. Director: Jeffrey Blitz Cast: Reece Thompson, Dionne Audain, John Patrick Barry, Lisbeth Bartlett, Dan DeLuca, Anna Kendrick

Fazla teknik terimlere kaçmadan filmden beni etkileyen fragmanlara devam ediyorum... Bazan düşünürüm gerçekten öyle mi? diye, insan "ikiz beyni" ile karşılaşabilir mi..! Çok yakın olduğum zamanlar olmuş tu ama bir süre ıhhhhh dedirten olaylar oluyor ve gene uzaklaşmıştım... Ama bir gün bulacağım ikiz beynimi... "Gözyaşının sesi olsaydı, şimdi sana ne söylerdi" kendi kendime hiç sormuşmuytum yoksa hep biliyor gibi mi davranmıştım... ve bir tane daha: "Önce ben olmalıyım ki daha sonra biz olabilelim..." Yaşam <----------------> Ben <----------------> Biz <----------------> Ben <------------------> Yaşam Bu benim diagramım ama sanırım herkesin kendine göre bir diagramı var... İşte böyle arkadaşlar, bir film insana çok şey öğretebiliyor bazen daçok şey hatırlatabiliyor.... Bir sinema aşığı olarak bunu yaşamakta bana büyük zevk veriyor... Saygılar

Resim Tahmin Yarışması doğru tahmin ettim ilk denememde! Kazandığım puan 100 Puan!

Yeni bir yarışma oluşturulmuştur! Oynama puanı 5 Puan. Kazanana ödenecek puan 50 Puan. Oynamak için yarışma bölümüne gidiniz...

Resim Tahmin Yarışması doğru tahmin ettim ve şu kadar zaman aldı 2 -! Kazandığım puan 95 Puan!

Yeni bir yarışma oluşturulmuştur! Oynama puanı 5 Puan. Kazanana ödenecek puan 50 Puan. Oynamak için yarışma bölümüne gidiniz...

Resim Tahmin Yarışması doğru tahmin ettim ilk denememde! Kazandığım puan 100 Puan!

Yeni bir yarışma oluşturulmuştur! Oynama puanı 5 Puan. Kazanana ödenecek puan 50 Puan. Oynamak için yarışma bölümüne gidiniz...

Kırmızı Toz (2004) Red Dust Enteresan bir film. Özellikle Güney Afrika'da olup-bitmiş olanları öğrenmek ayrıca çok enteresan geldi özellikle bu Amnesty (genel af) olayı ve Irkçılık, vahşet sergilemiş insanların nasıl bir yol izleyerek kendilerini güvene aldıklarını görmek ise insana insanlığını unutturuyor ve filmin bir yerinde kendi kendinize laten okuyorsunuz bunları yapanlara insan olabilir mi diye... Özellikle Oskarlı Yıldız (Milyon dolarlık bebek ve Erkekler Ağlamaz) Hilary Swank, ve benim filmdeki en sevdiğim karekter Ian Roberts'la çok çok iyi bir film olmasada belgesel tarzı bilgi vermesi açısından izlenmesi gerektiğini düşündüğüm bir film. Vahşete ve zulme uğramış insanların mahkeme önünde verdikleri mücadeleyi anlatan ve kendi topraklarına geri dönerek bir şekilde parçası olduğu insanlara yardım etmek isteyen bir avukatın öyküsü diyebiliriz... Kaçırmayın.... Yönetmen: Tom Hooper Oyuncular: Hilary Swank, Ian Roberts, Chiwetel Ejiofor, Jamie Bartlett, Nambitha Mpumlwana, Marius Weyers When a South African police officer (Jamie Bartlett) files an application for amnesty for acts of atrocity he committed under apartheid, a human rights lawyer (Hilary Swank) returns to her homeland to investigate. In the process, she decides to represent anti-apartheid activist Alex Mpondo (Chiwetel Ejiofor), a member of parliament who staunchly opposes the amnesty because he was one of the police officer's victims. Director: Tom Hooper Cast: Hilary Swank, Ian Roberts, Chiwetel Ejiofor, Jamie Bartlett, Nambitha Mpumlwana, Marius Weyers

Bugün filmi izledim... Film çok güzel kurgusu ve içerik açısından doyurucu... Joseph harika oynamış ama Nietzsche ise tam bir amerikalı gibi oynamış hiç mi hiç Alman tipi veya ebaresi yok adamda bıyıkları hariç (Tabi bu sinema açısından) Ama Joseph beni kendine hayran bıraktırdı.... Ayrıca filmden bir replik geçeyim daha doğrusu herkese sorayım.... Bütün yaşamınıza bakarak yanıtlayın.... Amaçlarınızı veya hedefelerinizi nasıl belirlediniz? veya daha doğrusu Amaçlarının veya hedeflerinin, kendi amaçların veya hedeflerin olduğuna nasıl karar verdin? .... Saygılar

Resim Tahmin Yarışması doğru tahmin ettim ilk denememde! Kazandığım puan 100 Puan!

Yeni bir yarışma oluşturulmuştur! Oynama puanı 5 Puan. Kazanana ödenecek puan 50 Puan. Oynamak için yarışma bölümüne gidiniz...

Resim Tahmin Yarışması doğru tahmin ettim ilk denememde! Kazandığım puan 100 Puan!

Yeni bir yarışma oluşturulmuştur! Oynama puanı 5 Puan. Kazanana ödenecek puan 50 Puan. Oynamak için yarışma bölümüne gidiniz...

Resim Tahmin Yarışması doğru tahmin ettim ilk denememde! Kazandığım puan 100 Puan!

Yeni bir yarışma oluşturulmuştur! Oynama puanı 5 Puan. Kazanana ödenecek puan 50 Puan. Oynamak için yarışma bölümüne gidiniz...

Merhaba, Misafir ve kullanıcı adı olarak görünenler genelde hesabını silmek isteyenler veya hesabı kapatılanlardır... Saygılar

Evren Boyunca (2007) Across the Universe Julie Taymor'dan Beatles şarkısından esinlendiği ve karekterleri bile Beatles'dan seçtiği bir müzikal... Liverpool'dan babasını bulmak için Amerika'ya gelen Jude (Jim Sturgess), Amerikaya geldiğinde kendini 1960'ların politik sorunları arasında bulacaktır. Ah ah aşkı unuttuk, aşık olacak ve bu aşkın arkasından öyle koşacak ki siz bile bu sahnelerde kendi deviniminizi yaşayacaksınız. Değişik bir müzikal ritminde çekilmiş bu film insanı 1960'ları siyasi arenasında bir yolculuğa çıkarıyor. En önemlisi Beatles ve 1960'ların Rock'n Roll müzik akımlarının içinde kaybolmadan renklerin kameraya hakim olduğu çok enteresan bir müzikal diyebiliriz aslında belgeselde diyebiliriz gibime geliyor... U2'nun yıldızı BONO'yuda filmde görmek ayrıca güzel bir sürpriz oldu. Sadece bir müzikal olmadığı kesin çünkü dünya sorunlarını sorgulamaya çalışan ve bu sorunların ne tür bir etkileşimle algılandığını bize gösteren ender filmlerden birisi diyebiliriz. Bu müzikale benden tam not. Sakın kaçırmayın diyorum... Yönetmen: Julie Taymor Oyuncular: Jim Sturgess, Evan Rachel Wood, Joe Anderson, Dana Fuchs, Martin Luther, James Urbaniak, T.V. Carpio, Bono, Eddie Izzard An American girl (Evan Rachel Wood) and a British lad (Jim Sturgess) fall in love amid the upheaval of the 1960s in this musical featuring classic Beatles songs and a mix of live action and innovative animation. On an excursion to America, Liverpool dock worker Jude (Sturgess) falls for Lucy (Wood). When Lucy's brother (Joe Anderson) is drafted, Jude and Lucy take a stand as anti-war activists. Dana Fuchs, Bono and Eddie Izzard co-star. Director: Julie Taymor Cast: Jim Sturgess, Evan Rachel Wood, Joe Anderson, Dana Fuchs, Martin Luther, James Urbaniak, T.V. Carpio, Bono, Eddie Izzard Ek Beatles Şarkısı ve Sözleri:

Müze veya benzeri bir yer olduğunu anlamıştım zaten... Benim söylediğim 5 DVD lik sinema tarihi diye bir belgesel vardı ve bu tür bir gösteri var içinde inanılmaz demek istemiştim... Tabiki sinema tarihini görsel ve gerçeksel anlatan yerler unutulmaz olmalı... Şanslı oldun ve Parise gelirsem gitmeyi düşünüyorum... Saygılar

Aslında bu gösterinin veya festivalin veya müzenin 5 DVD lik (Fransadaki değil genel anlamda) bir belgeseli var ama adını şimdi hatırlamıyorum... Herkesin görmesi gereken güzel bir görsel şölen / gösteri... Paylaşım için teşekkürler

Sadece bir açıklama yapmak istedik: Biz site olarak giderleri ödemek için google reklamlarını kullanıyoruz. Nasıl işliyor: Google'a hesap açıp kendine hedef kitlesini belirleyen herkes sayfa içeriklerinideki, içerik tanımlamasına göre reklamlarını yayınlıyor... Örneğin bu reklam için: Eğer reklam sahibi şu kelimeleri seçtiyse (hedef olarak): Din, Müslüman veya buna benzer kelimeleri hedef olarak seçmişse, bu reklam google tarafından buraya yerleştiriliyor... Ayrıca bu konu daha öncede ifade edilmişti: http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=20662 Neden bu kadar açıklama yaptık... "billhassa buraya konulmuş sanırım" biz yapmıyoruz ama google yapıyor... Ve bunada hedef kitle bulunması deniyor ve buluyorlarda... Hepsi bu... Sadece sistem nasıl işliyor hakkında bilgisi olmayanlara biraz bilgi verelim dedik...

The Darjeeling Limited Treni (2007) The Darjeeling Limited Kendi kuyruğu ile kulağını kaşımaya çalışan yönetmenlerin, yönetmek için belkide mürekkep balığından Baileys çekmeye çalıştıklarında ortaya çıkan bu tür filmler beni heyecanlandırıyor daha doğrusu ben mi yoksa yönetmen mi yanlış yapıyor duygusunu yaşatıyor. Öncelikli bir seçim oluyor... Adını koyduğunuza eminim... Çünkü siz bunun neresindesiniz diye benden 10 dakika önce bu soruyu kendinize sordunuz, hala anlamadınız değil mi..! Ha filim mi bilmem daha seyretmedim ki. Dünyada kendinizden başka renklerin olduğunu .... Sakın kaçırmayın... Film içindeki kısa filmi (metrajlı) kaçırmayın sakın (Hotel Chevalier) Yönetmen: Wes Anderson Oyuncular: Owen Wilson, Adrien Brody, Jason Schwartzman, Anjelica Huston, Natalie Portman, Roman Coppola, Camilla Rutherford, Amara Karan Following the death of their father, three brothers (Adrien Brody, Owen Wilson and Jason Schwartzman) embark on a journey on the cross-India train the Darjeeling Limited and attempt to reconnect after years of physical and emotional distance. The trip also opens up some old wounds and proves that their sibling rivalry can never be completely erased. Natalie Portman and Anjelica Huston co-star in Wes Anderson's lyrical comic drama. Yönetmen: Wes Anderson Oyuncular: Owen Wilson, Adrien Brody, Jason Schwartzman, Anjelica Huston, Natalie Portman, Roman Coppola, Camilla Rutherford, Amara Karan VE BU PARÇAYIDA DİNLEMEDEN ÖLÜRSENİZ KENDİNİZİ BOŞA YAŞAMIŞ SAYABİLİRSİNİZ... (Where Do You Go To My Lovely - Peter Sarstedt )