sardunyam

sen iste ben hep yazarım ve hep gelirim sayfana... gerçi anneler pek çekilmez ama... vıdı vıdı sürekli nasihat kumkumalarıyızdır... annem derdi de inanmazdım öfff anne derdim ben biliyorum uzatma artık, sende anne olunca anlarsın derdi ben ondan beter oldum... ne güzel sana bunu hissettiriyorsam... çok mutluyum, evlatlarım çoğalıyor... Allah eksikliğinizi göstermesin...

diloşum ve frozenim ay ben sizle ne yapcam yahuuu fena halde tutku haline geldiniz (eti) (reklam arası) dınkkk neyse ne diyordum... tutku haline geldiniz bende, sürekli yeni neler yazdılar diye işi gücü bırakıyorum oturuyorum masaya, olmazki!!! bu büyünün hiç bozulmamasını istiyorum elemtere fişşş kem gözlere şişşş diyorum şuan karşılıklı etkileşimimiz harika ve ben burdadan çok malzeme çıkar diye düşünüyorum. (gerçi frozenden bişi çıkmayabilir) ilerleyen günlerde nerelere geleceğimizi ve yeni neler üreteceğimizi merakla bekliyorum... sizi seviyorum ya ben... ama olmazkiiiiii böylede yapılmaz kiiiiii

Bir gün gelirde unuturmuş insan En sevdigi hatıraları bile Bari sen her gece yorgun sesiyle Saat on ikiyi vurduğu zaman Beni beni unutma, Çünkü ben her gece o saatlerde Seni yaşar ve seni düşünürüm Hayal içinde perişan yürürüm Sen de karanlığın sustuğu yerde Beni beni unutma, O saatlerde serpilir gülüşün Bir avuç su gibi içime, ey yar Senin de başında o çılgın rüzgar Deli deli esiverirse bir gün Beni unutma Ben ayağımda çarık, elimde asa Senin için şu yollara düşmüşüm Senelerce sonra sana dönüşüm Bir mahşer gününe de raslasa Beni unutma Hala duruyorsa yeşil elbisen Onu bir gün yalnız benim için giy Saksıdaki pembe karanfilde çiğ Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen Beni unutma Büyük acılara tutuştuğum gün Çok uzaklarda olsan yine gel Bu ölürcesine sevdiğine gel Ne olur Tanrıya kavustuğum gün Beni unutma, beni unutma

sarmaşık gülleri gibi olduk güzel kızım benim... seni seviyorum... bana şimdilik müsade bir arkadaşıma davetliyim sonra yine gelirim. öptüm seni pamuk yanaklarından

caı/fbı/dış güçler

bölücülük

aynen, hadi sarıl bana...

aşırılık

faşizm

yerim seni ben nartanem seni görünce aklıma duruluk geliyor

akım

ne güzel

kanka lafına gelmişti ama kaynadı kötü bişi deel yaww çağrı

mutluluk

sen

ölümüne

sevgi

ne demek elbette, gurur duyarım... ekselansları demek geliyor (prenses) canımsın sen estikçe ben titriyorum

ağlama değmez hayat bu gözyaşlarına

kızım demek geliyor

Sedoşum sana armağan bu şarkı... özledim seni... Sensin beklediğim kapılarda Ne çıkar gelmiyorsan Kader dediğin cam kırıkları Ne çıkar yazmıyorsan Yokluğun amansız zaten Zamanlı zamansız bazen Gel de yanlızlık dinsin Ne çıkar sabaha gidersin Şehrin sevişme vakitlerinde Kime ne yanımda yoksan Gece sol yanımda hazır yerin Ne çıkar yatmıyorsan Kapılar hep açık sönmez ışığım Deli derler halimi görenler Odalarda hüzün yüzün olmasa da Tüm suretler sana benzer Arada sırada kırılır da gönül Hadi der yeter ne çok üzüldün Dinlemem ben onu Beni sevdiğine inanmasaydım ölürdüm

diloşum, yüreği güzel, aydın arkadaşım... paylaştığımız ve birbirimize aktardığımız o güzel sözler ve duygulardan kazanımlarım çok fazla... bazen bir kelime yeterlidir sizi anlatmaya, bazen sayfalar dolusu yazılsa yetersizdir... hassas noktaların, hüzünlü güzel anlatımın, duygusallığın ve sen... birçok güzel özelliği bir arada toplamışsın... seni seviyorum... ve defterin anısına sana bir şiir armağan ediyorum... Zamanı Kirletiyorlar... Bir örümcek gibi Sabırla bekliyorum onları... Yüreğimin duvarlarını yıktım Kapılarını çıkarttım Pencerelerim zaten yerlerinde yoktular... Yeni yalanları, Yeni tuzakları, Yeni can yakmaları bekliyorum... İhanet çeşmeleri gürül,gürül akıyor , Ben, Mermer kurnalarımda Zamanı yıkıyorum biteviye, Onlar, Zamanı durmadan kirletiyorlar... Bir örümcek gibi Sabırla bekliyorum onları... Gözlerinde küçük hesapların ışıltısı, Dillerinde kobra zehirleriyle gelenler Çıkmaz sokaklara alışkın arsız gülüşleri Riya maskeleriyle Biteviye çoğalıyorlar... Onlar zaten Çakal hükümdarlığının kullarıydılar Buram, buram yalan kokuyorlar. Yürekleri tenleri gibi ak olmayanlar Onlar zaten Hiçbir gönülde aklanmadılar... Akıl almaz aymazlıklarıyla Hep aldattıklarını Hep kazandıklarını sandılar... Bir örümcek gibi Sabırla bekliyorum onları... Bu gelişleri, son olacak.... Bilmiyorlar.... Ceyda Görk.....2001

ben deliliğimi ve delileri seviyorum... deliler dünyanın en renkli kişilikleridir nerede ne yapacakları belli olmaz ve sizi heran şaşırtabilirler... bu şahsına münhasır arkadaşımız yani frozen... hala gizemli bana göre... bize görünen buzdağının görünen yüzü, asıl derinlerde ne cevherler var düşünemiyorum... nerede böyle bir renkli kişilik görsem peşine düşerim ve artık benden kurtulması imkansızdır ben kurtulmak istemedikçe... diloşum bu özellikleri sende de görüyorum ve birbirimize o kadar enerji veriyoruz ki duygular ve fikirler daha bir akışkan hale geliyor... (eti tutku) araya reklam aldım idare edin... eee geçim dünyası ne yaparsın...

imza muhteşem... ve ben sana demiştim ne düşündüğünü biliyorum diye... benim imzam nasıl, bana ait bir söz... çok az kişi anlamıştır ne dediğimi de, ben zaten kolay anlaşılmayı sevmem... Sezen Aksu ablamız ne demiş... aşktan başka her şey yalan... büyük bir düşünür bu kadın, bir filazof, bir aydın, bir deha... ben onun şarkılarını düz dinlemem manaları ararım... ve bulduklarım muhteşem gelir... evet aşktan başka herşey yalan, aşksız yaşayan insanlara bakın... hepsinde bir bezginlik, ruhsuzluk, dengesizlik, sapıklık, depresyon... ne ararsanız vardır... hayata bağlanacakları ve sevgi paylaşacakları bir aşkları yoktur... aşkı olmayanın hiç bir şeyi yoktur. tutunacak dalları, verecek duyguları, alacakları enerji yoktur o yüzden hep tüketirler asla üretemezler... inançlılar ile inançsızların arasında geçen din tartışmalarında atladıkları noktada aşktır... bir insan Allah'a inanabilir çeşitli sebeblerden ötürü... ama eğer Allah'a aşkla bağlı değilse o inanmışlığın bir anlamı yoktur çünkü inanmasına sebeb olan şey ya korkudur, ya boşluk, ya da şekilsel birşey... Ama birde Allah'a aşkla bağlı olanlara bakın... (pek fazla bulamazsınız) azda olsalar, onlar kötülük yapmazlar, bütün dünyasal kirlilikten uzaktırlar, ahlaksızca birşey de yapmazlar... çünkü kaybedecekleri bir aşkları vardır. o aşk o kadar kuvvetlidir ki, o kadar hoştur ki, onu kaybetmek korkusundan kimseye kötülük yapamazlar... burada inanç edebiyatı yapmak istemiyorum ancak benim inanç anlayışımı biraz aktarmak istedim. aşksız kalmasın hiç kimse... ruhunuzu tatmin edecek tek gıda aşktır...

sayın katakuta, zaten ben inanmasa bile saygı gösterebilenler demiştim siz kendiniz koyun şıklardan birine kendinizi... hoşgörünüz varsa bu ortaya mutlaka çıkar, olmayanların nasıl çıkıyorsa... brainslapper... adınız da tefaffuzu zor bişey... kendin cevap ver demişsin... ne kadar amiyane bir tabir... işte tahammülsüzlük budur... sen gocunmuyorsan neden bu kadar hiddetleniyorsun? dünyanın yuvarlak olduğu ispat edildi, aksini iddia eden olsa bir sürü şey yazılır diyorsun... sığ düşünceler bunlar... bir derinliği ve gerçekçiliği olmayan hiç bir şey 1400 yıl ayakta kalamaz, sizden öncede onu yıkmaya çalışanlar vardı, sizden sonra da olacak ama ya sonuç ne olacak? kanıt dediğiniz şeyler ancak sizi tatmin eder ya da sizin gibi düşünenleri... oysa ortada kanıt diye birşey yok. Gerçek Tek'tir. Farklar ise algılardan kaynaklanır... Biz "Gerçeği" farklı algıladıkça yada farkların aslında ne olduğunu anlayamadıkça, "Bize Ait Gerçekler"de hep farklı farklı olacaktır. "Tek Gerçeğe" ulaşabilmek, tüm farklılıkların aslında tek "Bir" gerçeği anlattığını anlayabilmekten geçer: "Ene'l Hakk" bunu çok beğendim... imzanız çok güzel... sayın Tengeriin boşig