Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

irinçköl

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.234
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    29

irinçköl tarafından postalanan herşey

  1. İletişim:0533 923 77 72 Yer:Ataşehir/İstanbul Öldü diye bir çöp kutusunun yanına bırakılan kardeşi melek olan ancak kendisi hayata tutunan minik bebeğimiz için süt anne arandı ancak bulunamadı.Bebeğimiz görüldüğü üzere gün geçtikçe büyümekte artık iştahla mamasını yiyor tuvaletini yapabiliyor.Karamel bayram sonuna kadar şuanki evinde bakılabilecek.Ancak sonrasında yuva bulamazsa ne yazık ki barınağa bırakılacak.Karamel'in barınağa gitmesine engel olacak ömürlük ailesi aranmaktadır.
  2. İletişim:0532 203 0138 Yer:Ataşehir/İstanbul Sn üyemizin iletisidir:''Altın kız bundan 1 yıl önce bizim sokakta oturan birinin peşine takılıp buraya geldi ve sokağın köpeği oldu. Peşine takılıp geldiği kişi köpeğin kulağında ki belediye küpesini çıkarıp onu sahiplendiğini, apartmanlarının bahçesinde bakacağını söylemişti bana. Daha sonra da duydum ki sahiplendiğini söyleyen kişi köpeği eğitmeye çalışırken dövüyor, poşetle boğuyormuş! Adamla defalarca tartıştım yapmaması gerektiğini bu şekilde bir eğitimin olmadığını söyledim .Bu şekilde bizim sokakta 1 yıl boyunca yaşadı ve yaklaşık 2 hafta kadar önce hiç havlamayan köpek fotoğraflardaki şekilde oturup havlamaya başlamış ve hiç uyumadan 5 gündür bu şekilde havlamış, yani yardım istemiş Bir gece acı acı haykıran sesini duydum ve dayanamayıp hemen kliniğe götürdüm. Vajinal bölgesinin kurtlandığı ve anal keselerinin iltihaplandığı teşhisi konuldu! Düşünün artık nasıl bir bakımsızlıksa köpek canlı canlı kurtlanmış! Şuan klinikte tedavi görüyor, tedavisi bittikten sonra onu tekrardan sokaklara bırakmayacak, onunla ilgilenecek ve onu diyete sokup zayıflatacağı bir yuvaya ihtiyacı var. Ona bir şans verip aynı acıları tekrar yaşamasına engel olamak ister misiniz? O bundan sonra ki hayatını bir Golden gibi yaşayacağı ona Altın gibi değer vereceği ömürlük ailesini bekliyor.''
  3. Uyanıp hala yataktan çıkamayanlar,haydi artık sizde kalkın..Paylaşımların bol olması ve daha çok canın ailesine kavuşması dileğiyle....Günaydın Haysev ailesi....
  4. 4+4+4 ü boşuna mı getirdi. 8 . sınıftan sonra hangi çocuğu imam hatibe yollayabilirsiniz? Hoş onu da yüzlerine gözlerine bulaştırdılar ya o da ayrı mesele.
  5. İnternetten birini bulmak son derece kolay artık .Redhack değilse Gezi direnişinde herkes aynı düşünceleri yüksek sesle söyledi. Kimseden korkumuz yok
  6. (Direniş, boykot, işgal, yazı yazma, resim yapma, slogan atma vs.) Bunların yakıp yıkmayla alakası nedir? Anarşi ve terörle alakalı olarak zaten vardı kural. Bunlar yeni eklenenler .Siz herhalde başbakanın TM şubesindensiniz. Tıpkı yandaş medya ve başbakan ağzıyla konuşuyorsunuz. Ama o yakıp yıkma iddialarının yalan olduğu hergün ortaya çıkıyor
  7. Oysa ne kadar ilginç değil mi? O sağlık çalışanları olmasa ölü sayısı daha çok artacak ve hükümet olarak zaten dibe vurmuş sicilleri eksi değerlere geçecekti. Bu ne demektir. Bize muhalif olanlar ölsün .Bunun adı nedir derseniz müslümanlık
  8. Ve Atlas Diren bebek dünyaya geldi .Hoşgeldin bebek
  9. Mavi gökyüzü ,deniz ve özgürlüğümün rengi Yeşil toprağa bağlılığımın, Kırmızı uçuk hayallerimin Siyah kötü günlerimin Beyazsa herşeye rağmen ayakta durmam cesaretle tüm pisliklere ve kötülüklere göğüs germem gerektiğinin rengi. Hayatımın her döneminde bu renkler var ve ölene kadar da olacak gibime geliyor.
  10. Önyargı demeyelim yaşadığımız ve şahit olduğumuz olaylardan çıkarılan doğal sonuçlar diyelim Hiç bir resmi kuruluşta böyle abuk subuk bir iftar daveti olmaz çünkü usule ve etiğe aykırıdır. Ama samimi olduğunuz bir arkadaşınıza " bak şimdiden haber veriyorum , işim çıktı , başım ağrıdı, deprem oldu, sel bastı bahanelerini kabul etmiyorum " diyebilirsiniz bir davetinizle ilgili olarak.
  11. Tayland, petrol sızıntısıyla boğuşuyor. Tayland'ın Rayong bölgesi açıklarında PTT Global Chemical Plc. şirketinin işlettiği boru hattından cumartesi sabahı ham petrol sızmaya başladı. Sonuç: Tam bir fiyasko. 50 ton ham petrol tüm temizleme çabalarına rağmen Samet adası kıyılarına yayıldı. eski hali Ve Şimdiki Hali
  12. İletişim: 0554 937 11 27 Yer: Suadiye/İstanbul Bir üyemizin iletisidir: "Muhteşem çizgileriyle tam bir minik kaplan olan güzel kızımız İzabel, kısa bir süre önce sokakta tek başına bulunmuş ve kliniğe alınmış. Tesadüfen sokağa bırakılacağını öğrendiğimizde şansını denemek istedik; çünkü çok sevgi dolu ve tatlı bir kedi, patileri tekrar sokaklara basmasın dedik. İzabel'in iç-dış parazit ve karma aşıları yapıldı, tuvaletini kumuna yapıyor, kaliteli mamalarla besleniyor, şu an 2,5 aylık. İzabel benim kızım olsun, bir daha asla sokaklara geri dönmesin diyorsanız diyorsanız bizi hemen arayabilirsiniz, zamanı gerçekten çok çok az."
  13. İletişim: 0549 748 19 08 / 0532 615 93 11 / [email protected] / sibelmolu@@hotmail.com Yer: İstanbul / Avrupa yakası Erkek, çok iyi huylu, 1-2 yaşlarında ve kısırlaştırılmış bir husky. O'nun başına neler gelmiş bilmiyoruz ama RM'de karşımıza çıktığında arka iki patide deformasyon olduğunu ve arka bacaklardan tekini hiç kullanamadığını gördük. Kliniğe gitti tabi ki.. Önceden müdahale edilmiş olduğunu anladık. 3 ayrı plaka vardı bacaklarda; plakalar çıkarıldı. Patilerdeki deformasyon için yapacak bir şey yok. Kullanamadığı arka bacağı alınmadı ama bu oğlan 3 bacakla hayatını sürdürecek. Sokaklarda bu şekilde kendini koruması çok güç. Dolayısıyla güvende olacağı bir yuva arıyoruz.
  14. Fındık yardımlarınızı bekliyor. / BAĞIŞ KAMPANYASI HaySev Derneği'ne bağış yapmak isteyen üyelerimiz için Banka: Ziraat Bankası Şube : Çankaya (798) Hesap Sahibi: Hayvansevenler Derneği (Haysev) Hesap No: 56997864-5001 IBAN : TR070001000798569978645001 Paypal: haysevder@@gmail.com Sabah, yöneticilerimizden birinin telefonun çalmasıyla başladı Fındık'ın kurtuluşu. Bizler içinde alışık olmadığımız bir durumdu. Telefondaki ses "yardım edin atın gözü gitti" diyordu. Kayıtsız kalamadık, çalıştığımız hekimler vasıtasıyla konusu atlar olan bir hekim bulmakla başladık. Ve hemen Şile'ye doğru yola çıkıldı. Fındık, romen vatandaşlarımızda evet onu çok seviyorlar ve görme engelli almışlar. Maddi güçleri yetersiz kaldığından Fındık'ın dişleri için gereken törpülenme işlemi uygulanmadığından bağışıklığı da zayıflamıştı. Öncelikli olarak gözündeki soruna değil, bağışıklığının güçlendirilmesine odaklandı. Ve şimdi yemeğini daha rahat yiyor, güçleniyor. 2 Ağustos tarihinde operasyon olacak ve görmeyen fakat enfeksiyon yayan gözü ampute edilecek. Bu operasyonda iki veteriner hekim ve bir veteriner stajyer öğrenci görev alacak. Bu süreçte antibiyotik ve bağışıklık güçlendirilmesine devam edilecek. Bizler Fındık'a hayır diyemedik. Sizlerde onun tedavisinde katkımız olsun isterseniz; Fındık'ın toplam tedavi masrafı : 1220-TL'dir. HaySev Derneği'ne bağış yapmak isteyen üyelerimiz için Banka: Ziraat Bankası Şube : Çankaya (798) Hesap Sahibi: Hayvansevenler Derneği (Haysev) Hesap No: 56997864-5001 IBAN : TR070001000798569978645001 Paypal: haysevder@@gmail.com
  15. Bir şok düzenlemede beşiktaş taraftarlarına geldi. Kombine alan taraftarlara imzalanan taahhütnamede şöyle bir hüküm yer aldı: "Toplumsal, siyasi ve ideolojik olaylara sebebiyet verecek şekilde veya bir kişiyi veya bir grubu veya zümreyi hedef alacak şekilde hakaret etmeyeceğimi, hakaret içeren sloganlar atamayacağımı.aksi halde BJK nın sezon kartını bedelsiz olarak geri alma ve iptal etme hakkına sahip olduğunu, böyle bir duruma itiraz etmeyeceğimi ve bu nedenle BJK dan herhangi bir talepte bulunmayacağımı ayrıca böyle bir duruma sebebiyet vermem halinde BJK nın uğradığı ve uğrayacağı zararalardan sorumlu olduğumu....." Gezi parkı olaylarında ön saflarda er alan beşiktaş çarşı grubunun,gezi ruhunu RTE Stadına yansıtmaması amacıyla hazırlanan maddenin bir benzeri ,Kasımpaşa-Beşiktaş arasında imzalanan stat sözleşmesinde de yer alıyordu. #dirençArşı Çevik kuvvetten çarşı grubuna açık tehdit http://www.youtube.com/watch?v=1ykQ6-DXW4M
  16. Aadalet bakanlığına bağlı resmi bir kuruluşta böyle bir ilanın verilmesini espriye bağlamak fazla iyiniyetlilik gibime geliyor. Hele hele bu tür kuruluşlarda tehditle bir takım şeyleri yapmaya zorlanan insanların olduğu malumumuzken
  17. Sn cell ,kokuşmuşluk polisin içinde , sistem çürümüş. Bu sistemi ihya etmenin yolu halkı muhbirliğe alıştırmaktan geçmiyor. İşini iyi yapan polis çok az inanın namuslu, dürüst ,ahlaklı polis te bu çürümüş sistemin içinde barındırılmıyor. Önce polisin içinde varolan ve suç şebekeleri ile ortak hareket eden polsleri temizleyeceksiniz. Halkı muhbirliğe teşvik hiç bir sorunu çözmez.
  18. Bir Gezi eylemcisinin Başbakan Erdoğan’a yazdığı mektup sosyal medyada fenomen oldu. Başbakan Erdoğan’ın dilinden düşürmediği Gezi eylemcilerinden biri, Ekşi Sözlük’te "limon kimyon zorro" adlı nick'le Başbakan’a açık mektup yazdı. Mektupta kendisinin nasıl biri olduğundan bahseden eylemci, Erdoğan’ın yönelttiği suçlamalara da tek tek cevap verdi. İşte sosyal medyada paylaşım rekoru kıran o mektup: “Merhaba Başbakan, Her şeyden önce belirtmek istiyorum ki az sonra yazacaklarım tamamen şahsi düşüncelerim olup, kesinlikle provokasyon yahut yanlış bilgilendirme amacı taşımamaktadır. Kırk saattir uyumuyor olmama rağmen demin başımı yastığa koyduğumda içim içimi yedi, kapadığım bilgisayarı yeniden açtım ve şu an okuduğun bu satırları yazmaya başladım. Zira uyuyamıyorum. Uykum öyle bir kaçtı ki gözümü her kapadığımda damarlarıma adrenalin pompalanıyor, yüreğim sıkışıyor. Yemek yemeyi zaten unuttum, iştahım sıfırlandı. Neden böyle hissettiğime gelmeden önce biraz kendimden bahsedeceğim. Ben bu ülkede doğmuş, bu ülkede yaşayan, bir işi olan, vergi ödeyen sıradan bir vatandaşım. Sokakta beni görsen hiç garipsemezsin, göze batmam. Çapulculuğum görüntümden anlaşılmayacak kadar sinsidir. Öte yandan bilgiye erişim imkânları olan bir ortamda büyüdüğüm için kendimi hep şanslı hissetmişimdir. Aydın, eğitimli bir ailede zorluklar içinde ama sorgulayarak büyüdüm. Şu yaşıma kadar edindiğim tüm bilgiyi bir kenara koyarsak pratikte meziyet olarak sahip olduğumu söyleyebileceğim tek şey de bu her haltın dibini kazıma arzumdur herhalde. Empati kültürü ile yoğrulduğunda bu meziyet insanda rahatsızlık verecek bir adalet arzusu yaratıyor. Bir haksızlıkla karşılaştığımda akıl almayacak derecede huzursuz oluyorum. Ancak benim kuşağıma bir önceki kuşağın yaşadığı kanlı politik dönemin mirası olarak apolitize olmayı bir gerek olarak aşıladıklarından, herhangi bir konuda karşıt görüşe sahip olsam bile bunu dışarı çıkartmamanın doğru olduğunu düşünmeme neden olacak şekilde büyüdüm. Bunu bir nezaketmiş gibi bize öğreten ailelerimiz, bizi yıllarca sürecek bir suskunluğa iteceklerini bilselerdi bence bunu yapmazlardı ama nasıl dönemlerden geçtiklerine bakınca uzun vadeli düşünememelerini mazur görüyorum. BİZİ DİNSİZ, MARJİNAL, ALKOLİK, KAYIP BİR GENÇLİK SANDIN Tüm bunların ışığında senin beni yanlış değerlendirdiğini düşünüyorum. Sen sanıyorsun ki biz belirli ideolojik odakların kışkırtmaları sonucu harekete geçmiş marjinal alkolik dinsiz kayıp bir gençliğiz. Oysa anlayamadığın şu ki biz birilerinin kışkırtmaları sonucu harekete geçmemek üzere öyle bir güdümlendik ki haklı da olsak konuşamayacak hale geldik. Ben bizatihi kendi kuşağıma baktığımda götümüzden donumuzu alsalar ses etmeyecek kadar pasifize olduğumuzu düşünmeye başlamıştım son bir haftaya kadar. Dile kolay 10 yıldır senin yönettiğin bir ülkede yaşıyoruz ve ilk kez böylesi güçlü protesto ediyoruz seni. Yaşananları düşününce gerçekten akıl durduracak kadar uzun bir süre susmak için. Bu 10 yılda yapılan yolsuzlukları, adaletsizlikleri, halkını hakir gören yönetimi, alaycı tavrı, yandaşlara ve akrabaya uygulanan pozitif ayrımcılığı, sayılarla oynanılarak yapılan sahte zenginleşmeyi gördük ama ses çıkarmadık. Madem bu kadar samimi gidiyoruz örnekler de vermek isterim; (Mektubun bu kısmında ekşi sözlükte, çeşitli tarihlerde açılan başlıklar sıralandı.) (bkz: kuvvetler ayrılığı önümüze engel oluyor) (bkz: başbakan sensin ister asar ister kesersin) (bkz: düşünmezsen kürt sorunu yoktur) (bkz: amanosları temizleyin) (bkz: rum ve ermenilerle milli olamazdık) (bkz: 100 bin ermeniye hadi evinize deriz) (bkz: ittihat ve terakki zihniyeti sürüyor) (bkz: benim ecdadım soykırım yapmaz) (bkz: ığdır'ı da aldılar ermenistan sınırına dayandılar) (bkz: devletime karşı geleni vurmaktan hoşlanacağım) (bkz: din birleştirici bir çimentodur) (bkz: müslüman soykırım yapmaz) (bkz: darfur'da soykırım yok) (bkz: askerlerin kurtulmasına sevinemedim) (bkz: kriz bizi inşallah teğet geçecek) (bkz: işkence konusunda hamdolsun ülkemizde sorun yoktur) (bkz: türkiye'de ücretler son derece iyi) (bkz: türkiye'de işsizlik olduğuna inanmıyorum) (bkz: 700 tl işçiler için nimettir) (bkz: onlar zam değil vergi) (bkz: gücü olan doğalgazı kullanacak) (bkz: çok okuyan arkadaşlar şimdi sefilleri oynuyorlar) (bkz: burası sakatatçı değil kardeşim) (bkz: ananı da al git buradan) (bkz: o kadar parayı ne yapacaksınız dangozlar) (bkz: bir takım çevreci tipler) (bkz: ben çevrecilerin daniskasıyım) (bkz: allianoi diye bir yer yoktur) (bkz: eşcinseller yok demiyoruz bu vaka var) (bkz: batı'nın ahlaksızlığını aldık) (bkz: her türlü kötü alışkanlık gençliğimizde var) (bkz: izmir'in akp'yi seçerek gavurluktan kurtulması) (bkz: evlilik dışı çocuk yapmak anayasa'ya aykırı) (bkz: demokratikleşme için güneydoğu'dan ikinci eş almak) (bkz: türk kadını evinin süsüdür) (bkz: kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek) (bkz: ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum) (bkz: avrupalıların %27'si gayrimeşrudur) (bkz: avrupalı ne çocuğu olduğunu iyi bilir) (bkz: kadın da olsa çocuk da olsa gereken yapılacaktır) (bkz: benim çocuk muhbirlerim var) (bkz: sel riski varsa üst kattaki komşunuzda kalın) (bkz: ankaralılar tatile çıksın) (bkz: şerefim üzerine yemin ederim su temiz) (bkz: eymir gölü'nü alacağız) (bkz: ya bırak sen şimdi ankara halkını) (bkz: ölmek madencilerin kaderinde var) (bkz: madenciler güzel öldüler) (bkz: yatıyoruz tuzla kalkıyoruz tuzla) (bkz: treni ben mi kullandım) (bkz: şişli ile şemdinli aynı imkanlara sahip) (bkz: başbakanımız bizim için ikinci peygamber gibidir) (bkz: başbakan uçurumdan atlarsa biz de atlarız) (bkz: şeyini şey ettiğimin şeyi) (bkz: lenin'i ölü olarak görmek çok güzel) (bkz: karl marx'ı tarihten sileceğiz) (bkz: umarım japonlar da bir gün hak dinine girerler) (bkz: hocaefendi her zaman olduğu gibi doğruyu söylüyor) (bkz: dindar cumhurbaşkanı seçeceğiz) (bkz: islam dünyasına hayırlı olsun) (bkz: bedava kömür alamayan ormanı keser elektriği çalar) (bkz: işçi greve çıkarsa devlet tasarruf eder) (bkz: tcdd'yi kapatsak 3 trilyon tasarruf ederiz) (bkz: sümerbank'ı bitirdik yakında tarihten silinir) (bkz: limitsiz kullanıcının bağlantıyı suistimal etmesi) (bkz: babalar gibi satarız) (bkz: erdemir pislik içinde satalım) (bkz: turşu nihayetinde yenmek içindir) (bkz: tekel işçileri eyleminde pkk'nın da parmağı var) (bkz: bol keseden maaş verme dönemi bitti) (bkz: hatamız tekel işçilerine merhamet etmek) (bkz: ayakların başları yönettiği yerde kıyamet kopar) (bkz: dinlenmek istemiyorsanız konuşmayın) (bkz: ne işimiz var elalemin sitesinde) (bkz: sosyalizmin iphone'u olmaz) (bkz: iktidar biziz krediyi kimden alacaksın) (bkz: hükümetle zıtlaşan belediye iş yapamaz) SABRETTİĞİMİZİ HİÇ ANLAYAMADIN MI Tüm bunları dinleyip susarken bizlerin olaylardan habersiz hakir görülecek zekada insanlar olduğumuzu mu düşünüyordun merak ediyorum. bizim içten içe aptal yerine koyulduğumuzun farkında olduğumuz ancak sabrettiğimiz hiç aklına gelmedi mi. nasıl bir halk tüm bu laflar söylenirken boyun büküp eyvallah diyerek hayatına devam edebilir. bu söylenenleri sindirebilecek insanları yönetmek gerçekten bir meziyet midir? Anlayamıyorum. Vatandaşa "bir takla at da görelim" diyen İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'i görmedik mi sanıyorsun. Görüp de sindirebildiğimizi mi sanıyorsun başbakan. "gözlerin görmüyor ama sana iş vermişiz" diyen sağlık bakanı Recep Akdağ'ı duymadık mı başbakan. Devletin denetleme görevini hiçe sayan "ölmek madencilerin kaderinde var" lafını işitmedi mi bu kulaklar sanıyorsun. Gümrük ve ticaret bakanı hayati yazıcı, işten çıkarılan işçiye, "ben senden, '17 ay çalıştım, çok teşekkür ederim. Emeğimin karşılığını aldım' demeni beklerdim" dediğinde o bakan adına utanmadık mı sence. Bizi bu kadar koyun mu belledin gerçekten. Bak ben bunları yazarken bile bileniyorum sana karşı yemin ederim. Yıllardır bu olaylar yaşanırken içime attığım tüm o aşağılanmışlık hissi kulaklarımı yakıyor. Sizin karşınızda eğilip bükülen o emekçi insanları gördükçe tam da suratınızın ortasına "haysiyetimizle oynamayın" diye bağırmak istedim yılarca anlıyor musun? Tüm bunların ve daha nicelerinin yarattığı hissi bastıran tek şey bir şey yapamayacağımıza olan artık içime kök salmış inançtı. Bu koskoca sistemde bizler ne yapabilirdik ki değil mi? Üstelik azdık organize değildik korkuyorduk. ÇADIRLARI YAKINCA TÜM KORKULARIMI BİTİRDİN Ama işte 30 mayıs perşembe sabahı sen o gezi parkındaki barışçıl eylemi polis zorbalığı ile bastırıp çadırları yaktırdığında bendeki tüm korkuları da bitirdin başbakan. İçimde biriken nefreti tutan barajı dinamitledin gittin. O andan sonra seni temin ediyorum ne uyku uyuyabildim ne yemek yiyebildim. Aynı gün kimseye haber vermeden, kimseye de sormadan çıkıp taksime gittim. İçimden geçen tek şey bir tek kişinin daha bu insanları tebaa gören zihniyet tarafından aşağılanmaması için aktif rol almaktı."yeter artık ne yapıyorsunuz lan siz!" demek için gittim oraya. İşe bile haber vermedim taksime gidiyorum diye nasıl yola çıktığımı sen düşün. O günden beri de her anımda aklımla elimle kolumla ruhumla gezi parkındayım. Bedenim ayrılsa aklım orada kalıyor. Oradaki insanların huzurlu olduğunu yurtdışı kaynaklı canlı yayınlardan görmeden yatağa yatamıyorum. Yani anlatmaya çalıştığım beni senden başka kimse kışkırtmadı başbakan. Benim şu anki çapulcu, ayyaş, dinsiz halim tamamen kendi densizliğimin ve senin 13 yılda yaptıklarının ürünüdür. Sorumluluğunu alıyor ve yaptıklarımın arkasında bir birey olarak duruyorum. Yaptıklarımı kimseye mal etme. O perşembe taksime kimse gelmemiş olsa büyük ihtimal dayağımı yiyip gazı soluyup içeri tıkılacaktım. Gerçi sonuncusu hariç hepsini yaşattın yine de hakkını yemeyeyim, tavrın konusunda beni şaşırtmadığın için teşekkür ederim. LEŞ GİBİYİN AMA ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM Kıyafetlerim leş gibi gaz kokuyor ayak bileklerimde ve ellerimde yaralar var uykusuz aç ve yorgunum başbakan. Ancak şikayetçi değilim. Hatta ilk defa kendimi özgür ve hafif hissediyorum. İçimde yıllardır taşıdığım o fosseptiği sonunda bir yere kanalize edebildiğim için ve o yerin doğru yer olduğunu bana yaptıklarınla gösterdiğin için arınmış durumdayım. Son olarak başbakan. O alanlardaki herkesin benim gibi ayyaş çapulcu sapık dinsizler olmadığını da belirtmek isterim. Aramızda öyle iyi insanlar var ki, hatta o insanlar öyle çoklar ki alanda onları izlerken bile gururlanıyorum. Alanın dört köşesine hayvanlar için su ve yemek bırakan, hastaları tedavi eden, oturdukları yerden bağıra bağıra şiir okuyan, şarkı söyleyen, halay çeken o insanlar düşman olmak için fazla iyiler gibi geliyor bana. Üstelik istedikleri de öyle atla deve değil; 1) taksim gezi parkını rant uğruna yok etme başbakan 2) insanları hakir görüp rencide edici şekilde konuşma başbakan 3) ifade özgürlüğünün önündeki engelleri kaldır başbakan 4) kişisel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri kaldır başbakan 5) sandığın demokrasinin bitip diktatörlüğün başladığı yer olmadığını anla başbakan. 6) sermaye odaklı politikaları hizmet adı altında yürütme başbakan. SENİ SEVMİYORUM Bunları yapmayacaksan da istifa et. Halk, hak ettiği şekilde halka hizmet için o mevkiyi dolduracak yeni bir insan seçsin. Hep söylediğin o halk hizmetkarlığı sadece lafta kalmasa iş bu noktaya asla gelmezdi bilmelisin. Şimdi ben biraz yatıp uyuyacağım sonra yeniden parktaki arkadaşlarımla direnişe devam edeceğim. 5 gündür yaptığın gibi polisler yoluyla canımıza kast etmeye devam edeceğini bile bile bunu yapacağım hem de. Dediğim gibi korku bitti artık oyun zamanı. Sağlıcakla kal başbakan. Seni sevmiyorum.” Odatv.com ************* Ben de
  19. irinçköl

    Kedi

    Hatırlayan var mı?
  20. Tabi ki güvenli bir çevrede yaşamak hepimizin arzusu. Geçenlerde bir arkadaşımın kızının başına gelen bir taciz daha doğrusu sapık olayında polis tanıdıklarına durumu anlattığında aldığı cevap şöyle: "Canım biz biliyoruz geçen ay aldık bir süre içeri sonra bıraktık" Adam halen tacizlerine devam ediyor. Yine başka bir olay telefon etmek için 6 ya da 7. sınıfa giden bir çocuğun telefonunu alan birkaç kişi telefonu alınca kaçmaya başlıyorlar. Orada tesadüfen bulunan polis ekibine anında bildirdikleri halde alınan cevap: "Biz bu bölgenin polisi değiliz" Belki koşsalar yakalayacaklar hırsızı. Başka bir olay telefonu çalınan bir dostum polise boş vuruyor (iphone 5 ) aldığı cevap: "onu bulursanız bir temiz dövün biz senin arkandayız" Bu ülke de işini iyi yapmayan bir polis ve işini iyi yapmayan bir adalet sistemi var. Ve tüm bu olumsuzluklar , ekonomik zorluklar içinde yaşamaya çalışan ve burnundan soluyan da bir halk.Buna bağlı olarak ta büyük ahlak çöküntülerinin yaşandığı bir toplum var. Bu sistemi düzeltmek yerine halkı jurnalciliğe alıştırmak doğru bir düzenleme değildir değildir. Sorunu , şikayeti olanların polisten aldıkları cevaplar ortada.Bunlar benim karşılaştığım basit örnekler .
  21. 14.iletide bunu söylemiştim
  22. Yüksek Öğrenim KYK Genel Müdürlüğü'nün 2013-2014 öğretim yılı yurt içinde okuyan önlisans, lisans, özel yetenek, master ve doktora öğrencileri için burs ve öğrenim kredisi müracaat şartları yayımlandı. Yüksek Öğrenim KYK Genel Müdürlüğü'nün internet sitesindeki duyuruda, yurt içinde yükseköğrenim gören başarılı ve ihtiyaç sahibi öğrencilere karşılıksız verilen para anlamındaki burs başvuru şartlarına göre, öğrenciye normal öğrenim süresince verilen öğrenim kredisinde ilginç maddeler yer alıyor. Kurum, öğrenim kredisi verilmeyecek öğrenciler arasında, öğrenim görmekte olduğu öğretim kurumlarında, eklentilerinde, kalmakta olduğu yurtta, öğretim kurumu veya barındığı yurdun dışında, münferiden veya topluca her ne şekilde olur ise olsun anarşi ve terör olaylarına karışan, öğrenim özgürlüğünü ihlal edici (Direniş, boykot, işgal, yazı yazma, resim yapma, slogan atma vs.)davranışlarda bulunan bu fiillere eksik veya tam teşebbüste bulunan, üzerinde veya kendi kullanımına bırakılmış yerlerde ateşli silahlar, patlayıcı maddeler, bıçaklar vs. tüm kesici, delici, yakıcı, boğucu, ezici, parçalayıcı, eza ve cefa verici olarak salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere, özel nitelikte yapılmış olan her türlü suç aletlerinden birini veya birkaçını bulunduran öğrencilere kredi verilmeyeceği açıklandı. Kurumun üniversite öğrencilerine aylık 280 TL olarak ödenen burslarına ilişkin sözkonusu bu madde, 'Gezi Parkı' olayları nedeniyle eylemlere katılan öğrencileri de içeriyor
  23. "Suriye sınırında 1500-2000 kişilik kaçakcı gruba gaz bombası ile müdahale edildi." Genelkurmay gece saat 3.00′te Suriye sınırında bin 500 – 2 bin kişilik bir kaçakçı grubunun belirlendiğini, uyarılara rağmen farklı noktalara dağılarak kaçakçılık faaliyetlerine devam ettiklerini, Türkiye tarafındakilerle birleşerek askere saldırdıklarını, dağılmamaları üzerine göz yaşartıcı gaz bombasıyla gruba müdahale edildiğini açıkladı. Dün bin kişiyle Suriye sınırında TSK devriyelerine saldıran kaçakçılar bu kez adeta bir ordu büyüklüğüne ulaştılar ve 2 bin kişiyle kaçakçılık faaliyetine giriştiler. Genelkurmay Başkanlığı, gece saat 3′te Suriye sınırında bin 500 – 2 bin kişilik bir kaçakçı grubunun belirlendiğini, uyarılara rağmen farklı noktalara dağılarak kaçakçılık faaliyetlerine devam ettiklerini, Türkiye tarafındakilerle birleşerek askere saldırdıklarını, dağılmamaları üzerine göz yaşartıcı gaz bombasıyla gruba müdahale edildiğini açıkladı. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Türkiye-Suriye Hududunda 2’nci Hudut Alay Komutanlığı Oğulpınar Hudut Karakolu sorumluluk sahasında, saat 3.00’da hudut hattında görev yapan araç ve TSK personeli tarafından, hudut taşları arasında yaklaşık 1500-2000 kişilik kaçakçı grup tespit edildi. Sınır hattında bir Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç , bir Tank, bir Geliştirilmiş Zırhlı Personel Taşıyıcı ve bir Zırhlı Muharebe Aracı ile geçiş noktaları kapatıldı ve kaçakçı gruba, hudut hattına yaklaşmamaları konusunda Türkçe ve Arapça ikazlarda bulunuldu. İkaza uymayan kaçakçı grup, farklı noktalardan hudut hattına yaklaşmaya devam etti ve kaçakçılık girişiminde bulundu. TÜRKİYE TARAFINDAKİLERLE BİRLEŞİP ASKERE SALDIRDILAR Devriye yolunda görev yapan araçlara sınırın Suriye tarafından, daha geride görev yapan araç ve askere ise, sınırın Türkiye tarafındaki bir diğer kaçakçı grubu tarafından taş atılarak saldırıda bulunuldu. Tel engeline kaçakçılık girişimleri esnasında büyük zararlar veren kaçakçılar, bölgede görev yapan güvenlik birimlerince engellenmeye çalışıldı. TSK birimleri tarafından havaya uyarı ateşi açılırken göz yaşartıcı gaz bombasıyla müdahalede bulunularak grubun dağılması sağlandı. PARALEL KAÇAKÇILIK Bu faaliyet sürerken; Oğulpınar Hudut Karakolu sorumluluk sahasında bir diğer bölgeden kaçakçılık yapmaya çalışan 300-350 kişilik bir atlı gruba ise, bir ZMA, bir GZPT ve bir ZPT ile önleyici atışlarla müdahalede bulunuldu. Olayla ilgili olarak; Reyhanlı Kaymakamlığına, Reyhanlı Cumhuriyet Başsavcılığına ve İlçe Jandarma Komutanlığına bilgi verildi, bölgedeki birlikler takviye edildi. Olayda herhangi bir zayiat meydana gelmediği bildirildi. (ANKA)
  24. İLK TELEFON MEMURELERİ Yıl 1912, İstanbulda telefon hizmeti veren Dersaadet Telefon Anonim Şirket-i Osmaniyesi, İngiliz-Fransız ortaklığının elinde. Şirketin çalıştırdığı tüm santral memureleri ya yabancı, ya da yerli azınlıklardan oluşuyor. Tek bir Müslüman-Türk santral memuresi yok. O yıllarda İstanbul’da yayınlanan ''Kadınlar Dünyası''dergisi bu duruma isyan bayrağı kaldırıp,birkaç sayısını bu konuya ayırıyor. Kamuoyunun da baskısıyla Şirket Müslüman-Türk bayanlar da almaya karar veriyor. Alınacak personelde Fransızca bilme şartı da aranmasına rağmen İstanbul Telefon Şirketi’ne başvuran Müslüman kadın sayısı 200’ü buluyor. Yapılan çetin sınavlar sonucunda ikiyüz kadından yedisi Fransızca barajını da aşarak işe alınmaya hak kazanıyorlar. Mücadeleyi başlatan Bedra Osman Hanım’ın da aralarında olduğu bu kadınlar 5 Aralık 1913 günü Dersaadet Telefon Anonim Şirket-i Osmaniyesi telefon memuresi olarak göreve başlıyorlar. Göreve başlayan diğer Müslüman Türk kadınlar ise; Nezihe Mustafa, Semiha Hikmet, Vefika (Refika) Mustafa, Mediha Enver, Hamiyet Derviş, Bedia Şekip Muvahhit’tir. Artık telefon şirketinde 7 Müslüman Türk kadın,179 ise hiristiyan azınlıktan kadınlar çalışmaya başlıyorlar. Bu kadınlardan Hamiyet Derviş ünlü romancı Suat Derviş’in kızkardeşidir. Bedia Şekip Muvahhit ise daha sonra Bedia Muvahhit ismiyle ünlenerek önemli bir tiyatro sanatçısı olacaktır. Bedia Şekip Muvahhit işe girdiğinde Fransızca eğitim yapan bir kız lisesinde öğrencidir ve yalnızca 14 yaşındadır. Bedra Osman Hanım ile birlikte işe giren kadınlardan dördü -Bedia Şekip Muvahhit dahil- bir yıl dolmadan işten ayrılıyorlar. Ama onların yerlerini yenileri alıyor.Çünkü artık yol açılmış oluyor.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.