evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
Taksim'de LGBT yürüyüşü! Direniyoruz ayol
Burada verilmek istenen, dunyanin hangi cografya ve toplumunda dogarsa dogsun; bir bebege, otoplumun ve cografyanin milli ve de/ya da etnik kokensel kimligi verilir. Ayni bebegin buyudukten sonra, kendi ozel yasami temelinde kendine kendinin verecegi basska bir ulke ve vatandas kimligi olabilir, bu konuda sorgulayarak/bilinclenerek bir milli/etnik kimlik tasima geregini de duymayabilir. Herkes sartlar elverdigince her ulkenin ve cografyanin vatandasi da olabilir, oldugu vatandasliktan da feragat edebilir. Yalniz ve maalesef, gunumuzde din uygulama ve inanc tamamen birey olarak algilansa da, hala bir kisi en az bir ulke ve toplumun vatandasi olmak zorundadir. Milliyetcilik ise bu vatandasligi ya da etnik kimligi dusunce ve davranista savunuya tasimak, ya da diger vatandasliklar ve etnik kokenler ile mukayese etmek ve kendini onlara hakim ve ust kilmaktadir. Bir kisinin milliyeti etnik kokeni olmasi gayet dogaldir. Bunu dusunce ve davranista mucadeleye tasimak ise milliyetcilik, ya da milliliktir. Konunun bilim ya da bilimsellik ile bir ilgisi yoktur. Cunku kisiye dogumdan sonra verilir. Toplumumuzda milli ve etnik kokeni dusunce ve davranista savasima tasimanin en belirgin ornegi "asil kan" algisidir. Kan biyolojik bir fenomenken, bunun asilligi tamamen dusunce urunu ve milli duygu somurusunden baska bir sey degildir. Aslinda burada yapilan tam bir milliyetciliktir. Ayni deri renk farki olan, beyaz/siyah algisinin savasimi gibi. Ya da kafatasi irkciligi gibi v.s.
-
selam
evrensel-insan şurada cevap verdi: ırmakece başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımSitemize ve aramiza hosgeldin.
-
Taksim'de LGBT yürüyüşü! Direniyoruz ayol
Milli cikis/dini cikis bagi ve iliskisi. Osmanli Doneminde, milliyet ve milliyetcilik anlayisinin oturmadigini ve devlet ve de hukumet icice politikalarinin, dini temele dayandigi bilinir. Bu temelde, henuz milli bilinc tam gelismemis ve Osmanlilar, milli cikislar yuzunden, topraklarini bir bir kaybederken, Osmanli acisindan, Ermeni "basarisini" milli bilinci olmayan bir hareket acisindan, milli degil de; ayni zamanda dini, bir cikis (Ermeniler, musluman degildi), olarak degerlendirmek, yanlis mi?, yanlis ise, neden yanlis. Ya da Ermeni ayaklanmasina karsi, Osmanli Idaresinin, milli cikisi hangi politika idi? Bunun yaninda, TC kurulduktan sonra, bu politikanin tam tersine, mesela Dersim olayinin, milli bir hareketten ziyade, dini icerikte (Alevi), gosterilmesinin, altinda yatan politika ne idi?, yani, Halk, bu ayaklanma, milli icerik olarak ortaya konsa, karsi cikacak ta; dini icerik olarak ortaya kondugu icin mi, karsi cikilmayacakti? Butun bu temelde, Anadoluda yasayan Alevi toplumun, tamamen dini cikislarini, milli cikislardan nasil ayirt edecegiz? Kisaca, TC politikalarinin, milli veya dini tum cikislari, milli ya da dini icerikte ortaya koymasinin altinda, hangi politika yatmaktadir. Dersim olayini halka tarihsel olarak anlatmak acisindan, iceriginin milli (Kurd), ya da dini (Alevi) cikisinin hangisi oldugunu ve hukumetin neden bu cikisi, milli degilde, dini icerikte gosterdiginin altinda yatan politika nedir? Yani halkin "eger biz simdi, bu olayin milli temelden kaynaklandigini aciklarsak "yanlis" olur, ama dini temelden kaynaklandigini aciklarsak "dogru" olur" Temelli, bir politik tutumu, nasil aciklanir. Halk, dini cikislara yapilan mudaheleleri "normal" mi karsilamaktaydi?, ya da milli cikislara yapilan mudaheleeri "tepki" ile mi karsilayacakti. Butun bu aciklamalar temelinde, tarihsel olaylarin, bilhassa Ermeni ve Dersim; milli/dini ic iceligini, hukumetin hangisini ve neden onu neden gosterme politikasini ve de Alevi (dini), Kurd(milli) tum tarihsel cikislarin, neye gore ve hangisi oldugunun yorum, gorus ve dusuncelerini nedenleri ile birlikte belirtirseniz, sevinirim. Not:dersim ve Ermeni cikislarinin, kendi dile getiris acimdan, belirli bir milli/dini temele dayandirmadim. Oyuzden, bu mesaj, bir seyi savunma/karsi cikma degil; Osmanlinin son zamanlarindaki, ve TC deki; hukumet ve devlet politikalarinda, milli/dini politikalarin ve bu politikalarin, bilhassa askeri zihniyetle ve baski ile "cozum" icerigine burunmelerinin, neden ve neye dayanarak, tarihte yer aldiginin tartismalarla, GERCEK olarak ortaya cikmasi acisindan actim.
-
Taksim'de LGBT yürüyüşü! Direniyoruz ayol
Muhammed'i Elestirebilenler; Neden Ataturk'e Elestirisel Yanasamiyorlar? Insanogluna, dogumu ile birlikte; kimlik ve kisilik degerlerini olusturacak olan iki ana veri verilir. Bunlardan biri dini veri, digeri ise milli veridir. Bu iki verinin de temel ve kokeni, ayni dogal dusunsel zihniyetten kaynaklanir. Boyle oldugu halde; kisiler, gelisme ve kendi degerlerini kendileri olusturma yolunda, dini soyut ve somut degerleri asabilip te; bu degerlere elestirisel gozle bakabildikleri halde; yine bu kendi soyut ve somut degerlerini kendileri olustururken; milli degerlere elestirisel gozle bakamamaktadirlar ve boyle bir yanasim gosterememektedirler. Ilk merak ettigim acaba; kisinin kendi degerlerini olustururken; neden once dini one aldigi, ya da acaba; milli degerlere elestirisel yanasipta; dini degerlere elestirisel yanasamayanlar var midir? Insanoglunun kisi olarak; bu kendine ait degerleri kendi olusturmasindaki verdigi mucadele de; neden, bu iki ana kimlik verisi, bir paralellik gostermez? Dini degerlere, elestirisel yanasim gosterebilenleri; milli degerlere elestirisel yanasim gostermekten ali koyan nedir? Dini somut ve soyut deger tabularini "yikabilenler, nasil olurda milli somut ve soyut deger tabularini yikamaz? Ornek olarak somut degerleri verelim. Muhammed'in tabusalligini yikabilenler, nasil olurda Ataturk'un tabusalligini yikamaz? Muhammed'e elestirisel yanasabilenler, nasil olur da; Ataturk'e elestirisel yanasamaz? Bu durumda olupta; bu veri celiskisini aciklamak isteyen arkadaslara sesleniyorum. Eger bu veri celiskileri bilincli ise; bunu aciklayabilecek cevaplari vardir. Yok, eger bu celiski bilincli degilse; neden bu elestirisel celiskiyi surdurduklerini izah edebilirlermi? Ya da dini elestirisel bilinc ile; milli elestirisel bilinc arasinda; bir bilinclenme farki varsa bu nereden gelir? Son bir soru daha; Eger Osmanli Imparatorlugu aynen devam etse idi, dine elestirisel yanasan arkadaslarimiz, bu yanasimi gosterebilecek bilince erebilecekler miydi? Yani, illa bir kisinin kendi kisisel degerlerini olusturma yolunda, mutlaka kendisine bir, Ataturk devrimleri gibi bir yol mu gosterilmesi gerekir? Illa bunun pratik olarak yasanmasi mi, gerekir? Ozaman, milli konudaki elestirisel yanasim da; ancak boyle bir pratik yasam sonucumu gerceklesecek? Kisi kendi dusunsel yeti ve gucuyle; bu elestirisel yapiyi kendinde olusturamaz mi?
-
Taksim'de LGBT yürüyüşü! Direniyoruz ayol
Dini Orgutlenmeler Ile Milli Orgutlenmeler-Fark ve Benzerlikleri Nelerdir? Dini orgutleme ile; milli orgutleme arasindaki farklar, benzerlikler nelerdir hic dusundunuzmu? Ben benzerlikleri siralayayim. Ikiside ayrimcidir Ikisi de inanctir. Ikiside ideolojidir. Ikiside Dogrusaldir. Ikiside kisilerin kisilik ve kimlik degerlerini olusturur. Ikiside Duyguya hukmeder Ikiside kendini savunur. Ikiside ideolojik kavramdaslarina karsidir. Ikiside kisilere dogumuyla birlikte verilir. Ikisininde soyut ve somut sorgulanmaz degerleri vardir. Ikiside sistemin vazgecilmez degerleridir.
-
Lice'de Gezi Bilinci ve Politika Farki
Bilindigi gibi, Diyarbakir'in Lice Ilcesi'nde Halk sokaklara dokulmus ve Jandarma saldirisi sonucu da Medeni Yildirim adli 18 yasindaki bir vatandas oldurulmus ve bir cok yarali oldugu da aciklanmisti. Bugunde "Hukumet adim at" slaganlari ile Diyarbakir, Adana, Mersin ve Antep'te halk sokaklara dokuldu. Burada da bildik gezi parki halk diren isine uygulanan polis saldirilari gerceklesti. Lice'deki olaylarin ardindan, Gezi Parki halk direnisi bilinci, yurdun her yerinde hem M.Y.'in vurularak katledilmesini hem de yapilan jandarma saldirisini protesto etti ve "her yer lice her yer direnis/bir yanim Lice bir yanim Taksim/direnLice" v.b. sloganlar ile jandarma saldirisini protesto etti. Peki neydi Lice'de olan olaylardaki Gezi bilinci? Gayet acikti. Gezi bilinci Lice'de halk direnisi olarak hem Jandarmanin saldirisina karsi cikiyor, hem toplanti/gosteri ve ifade ozgurlugu hakkini savunuyor, hem de bu olaylarin da tek sorumlusu olarak diktator ve partisini hukumet ve devleti kullanmak ile protesto ediyordu. Daha once katledilen 3 kisiye sahip ciktigi gibi, olen polise de sahip cikiyor, bu sahip cikislara katledilen M.Yildirim'i da ekliyordu. Cunku gezi bilinci politika ustu olarak, basta yasam hakki olmak uzere, etik her turlu hak ve ozgurlugunun mucadelesini birey bilinci ile veriyordu. Peki Lice'de olan olaylardaki politik/ideolojik icerik neydi? Bunu en basta Gezi ile Lice'yi sirf kendi politik/ideolojik cikari icin ayiranlar ortaya koydu, ne o "gezi olaylari acilim surecine bir engelmis" Evet, Lice'de olmayan gezi bilinci ise; BDP kurtculugu, PKK teror affi ve buna bagli olarak bolgeyi ayristirmaya goturen her turlu politik/ideolojik cikar yanasimiydi. Bundan sonra T.C. devletinin neresinde ne olay olursa olsun, gezi bilinci ile herhangibir politik/ideolojik cikar farki her zaman ortaya cikacaktir. Yeterki bunun farkinda ve bilincinde olarak algisina varalim. Gozlem gosteriyorki, gezi bilinci bu farkin algisinda ve farkinda.
-
Taksim Dayanışması 29 Haziran basın açıklaması
29 Haziran 2013 Bu gün 29 Haziran 2013. Yaklaşık bir aydır Yurdumuzun dört bir yanından, meydanlarımızdan, parklarımızdan, evlerimizden, odalarımızdan, sendikalarımızdan, partilerimizden, köylerimizden kısacası her neredeysek oradan seslenmeye devam ediyoruz. ANCAK, ARTIK SADECE İSTANBUL’DAN ANKARA’DAN MERSİN’DEN İZMİR’DEN DEĞİL DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN VE LİCEDEN SESLENİYORUZ. Hepimiz meşru kılınmaya çalışılanın insanlara karşı kolluk kuvvetlerinin uyguladığı akıl almaz şiddet olduğunun farkındayız. Anayasal haklarını kullanırken gözaltına alınan, tutuklanan ve kaybolan arkadaşlarımız hala bizlerden uzakken, tüm delillerle yapmış olduğu suç ortada olanların serbest bırakılması gerçeğiyle karşı karşıyayız. Şiddetin gerçek sorumluları, verdikleri hukuka aykırı emirleri uygulayan görevlileri “aklayarak” içinde bulundukları sorumluluklardan kurtulabileceklerini zannediyorlarsa, bilmeliler ki yanılıyorlar. Daha eşitlikçi, daha özgürlükçü ve daha kardeşçe bir dünya özlemiyle sokaklara hak arayışına çıkan canlarımızdan Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş ve Ethem Sarısülük savaş sırasında bile görülmeyen bir vahşet, nefret ve şiddetinin kurbanları olmuşlardır. Yaşamlarının baharında aramızdan koparılıp alınan canlarımızdan Ethem Sarısülük’ün cenazesinde yaşanan şiddet olayları henüz hafızalarımızdan silinmemişken, ölümüne yol açan Çevik Kuvvet polisi serbest bırakılmıştır. Tüm dünyanın gözü önünde hakları ve arkadaşları için direnen emekçi arkadaşımız Ethem Sarısülük, kameraların önünde, Taksim Gezi Parkı direnişinin birinci haftasında, 1 Haziran’da, Ankara Kızılay Meydanı’ndaki destek eyleminde polis tarafından başından kurşunla vuruldu. Ethem’in ne kaskı, ne yeleği, ne de silahı vardı. Ethem orada bizlerle yani arkadaşlarıyla, barışçıl bir hak arayışındaydı. Polisin uygulamış olduğu şiddetin meşru müdafaa olarak adlandırılması kabul edilebilir değildir. Hepimiz bu şiddeti ve ardından sergilenen adaletsizliği gördük ve hepimiz tanığız. Gezi direnişinde hayatını kaybeden arkadaşlarımız Abdullah Cömert ve Mehmet Ayvalıtaş’ın katillerine dönük ise bir soruşturma dahi başlatılmış değil. Yaşamsal taleplerimizi dillendirdiğimiz bu süreçte biri emniyet görevlisi 5 canımızı yitirdik, 11 kişi gözünü kaybetti, 1 kişinin dalağı alındı, 60 kişi ağır yaralandı, bunlardan ikisinin hayati tehlikesi devam ediyor, 103 kişi kafa travmasına uğradı, 8041 insan yaralandı, bir kişi yoğun gaz bombalı saldırının ardından kaldırıldığı hastanede kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Bu şiddetin tüm sorumlularının ortaya çıkarılması ve yargılanması gerekirken iktidar şimdi de günlerdir süren polis şiddetiyle sokakta susturamadığını gözaltılar, tutuklamalarla bastırmaya çalışıyor. Bütün bu gerçekler ve özellikle de Ethem’in katillerini serbest bırakılması karşısında adalet taleplerimizi haykırmak üzere Taksim’de buluşmaya karar vermişken; iktidarın acımasız ve akıl almaz bir şiddet gösterisine daha tanık olduk. Lice’de barış ve demokrasi talepleri ile karakollara ek inşaat yapılmasını protesto eden yurttaşlarımıza ateş açıldı basından edindiğimiz bilgilere göre kardeşimiz Medeni Yıldırım canını yitirdi, onlarcası yaralandı. Bu kurşunlar hepimize, barışa, kardeşliğe, demokrasiye ve dayanışmamıza sıkılmıştır. Muktedirlerin çaresizliğinin ve korkaklığının göstergesi olan bu şiddet ve adaletsizliğe karşın bizler en yalın en çıplak ve en haklı halimizle; bizi biz yapan bütün değer ve renklerimizle, sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü, kararlılık ve inanılmaz bir yaratıcılıkla, yaşamın olduğu her alanda bir arada olmaya devam edeceğiz. Taleplerimizden ve kazanımlarımızdan asla vazgeçmiş değiliz ve vazgeçmeyeceğiz. Unutturmak isteyenler ve varsa hala duymayanlar için bir kez daha kez daha hatırlatalım: •Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda, toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmesini; ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını, •Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak, halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan; binlerce, insanın yaralanmasına, beş yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumluların görevden alınmasını; gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılmasının yasaklanmasını, •Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan yurttaşlarımızın derhal serbest bırakılması, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmasını, •Afet zamanlarında da toplanma ve korunma yerlerimiz olan Gezi Park’ı başta olmak üzere halkın kullanımına kapalı bütün parklarımızın bir an önce açılmasını, önemle ve acilen talep ediyoruz. Gözaltılar, tutuklular, yaralılar, kayıplar… 1 Temmuz 2013 Pazartesi günü saat 12.30′da “Buradayız, Gezi parkı eylemlerinin tüm sorumluluğunu üstleniyoruz” demek üzere dilekçelerimizle Çağlayan Adliyesi’nde (C kapısı karşısı alan) hep beraber buluşuyoruz. Yaşasın dayanışmamız. Her yer taksim her yer direniş.
-
Taksim'de LGBT yürüyüşü! Direniyoruz ayol
Tek etik (milli, dini/mezhebi v.s.) deger altinda toplumu BIRLESTIRMEK te AYRISTIRMAKTA ayni empewryalist zihniyetin eline mikroayrimcilik kozu vermektir. Cunku her ikisi de sosyal nitelikli etik farklar farkini algilayamamakta ve teklestirilen farktan baska bir farka yasam ve hak ve ozgurluk hakkini devlet/hukumet eliyle saglayamamakta ve bir etik degeri digerlerine ustun ve hakim kilmaktadir. Dolayisi ile teklestirme politikasi ve ideolojisi ister 1980 oncesi gibi butunlestirmek ve ister 1980 sonrasi ve bugunku gibi ayristirmak uzerine yapilsin; sonucta Anadolu gerceginin tarihinin her turlu cok sesli ve mozaik etik farkli yapisina terstir. Zaten gezi parki halk direnisi de, bugunku ayristirma altinda tum etik farklari farklari ile birlikte ve hic birini digerine ustun ve hakim kilmadan birlestirme bilinci ve direnisidir. O yuzden de T.C. tarihinde sosyal nitelikli olarak bir ilk ve tek harekettir. http://www.turkish-media.com/forum/topic/309845-diktatorun-farkli-ideolojisipolitikasi/
-
AKP askeri de sokağa indiriyor
İçişleri Bakanı Muammer Güler'den EMASYA açıklaması. İçişleri Bakanı Muammer Güler, valilerin toplumsal olayları kendi güçleriyle bastıramadığı takdirde, en yakın garnizondan, TSK'dan yardım isteyebileceğini söyledi. Muammer Gülerden EMASYA açıklaması: İçişleri Bakanı Muammer Güler, İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında imzalanan yeni protokolün, 18 Nisan 2013'te yürürlüğe girdiğini belirterek, “İl İdaresi Kanunu'na göre valilerin toplumsal olayları kendi güçleriyle bastıramadığı takdirde, en yakın garnizondan, TSK'dan yardım istemesine ilişkin esasları kapsıyor” dedi. Dün, TBMM Başkanlık Divanı üyelikleri ile AKP Grup Yönetimi seçimi için geldiği Meclis'te, İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında imzalanan yeni protokol ile ilgili soruları yanıtlayan Güler şunları söyledi, 'İl İdaresi Kanunu'na göre valilerin toplumsal olayları kendi güçleriyle bastıramadığı takdirde, en yakın garnizondan, TSK'dan yardım istemesine ilişkin esasları kapsıyor. Kanunda ne yazıyorsa, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11. maddesinin d. fıkrasında ne yazıyorsa o, protokolde var. EMASYA diye bir şey yok, bu EMASYA değil. Bunun geçmişte adına EMASYA dediler. Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında yapılan bir protokol denilebilir buna.'
-
Kadıköy 'Lice' için yürüyor
Türk bayrağıyla Kürtçe slogan Karakol inşaatını protesto eden köylülere ateş açılması Kadıköy'de protesto ediliyor. GERÇEK GÜNDEM - HABER MERKEZİ Lice'de karakol inşaatını protesto edenlerin üzerine ateş açılması üzerine Kadıköy'de bir protesto yürüyüşü düzenleniyor. Yürüyüşte, bazı göstericiler ellerinde Türk bayraklarıyla yürüdü. Türk bayrağı taşıyan göstericilyer Kürtçe ''Biji Britaya Gelan'' (Yaşasın halkların Kardeşliği) sloganı attı. Kadıköy sokaklarını dolduran "Diren Lice Kadıköy seninle" , ‘Faşizme karşı omuz omuza’ sloganlarıyla Yoğurtcu Parkı’ndan yürüyüşe başlayan kalabalık Moda ve Kadıköy meydan üzerinden yeniden parka dönecek. Yürüyüşe katılanlar "Faşizme karşı omuz omuza" ile "Her yer Lice her yer direniş'' sloganı atıyor.
-
RedHack 'Lice' için hackledi
RedHack 'Lice' için hackledi Kaymakamın 'Vurdularsa birbirlerini vurdular' sözünü RedHack affetmedi. GERÇEK GÜNDEM - HABER MERKEZİ / Diyarbakır 'ın Lice İlçesi Kayacık Köyü'nde karakol inşaatına karşı gösteri yapan köylülere jandarma müdahale etti. Askerin ateş açması sonucu, Medeni Yıldırım hayatını kaybetti. Lice Kaymakamı Özer Özbek yaşanan olay üzerine, "Vurdularsa birbirlerini vurdular" açıklamasını yaptı. RedHack Lice Kaykamamı Özer Özbek'in bu açıklaması üzerine Lice Kaymakamlığı'nı hacklediğini Twitter'dan duyurdu. İşte RedHack'in o açıklaması: RedHack "kendi kendilerini vurmuslardir" diyerek haklklari kandirmaya calisan Lice Kaymakami'na uyari. SIte halen kapalidir.
-
Kadıköy 'Lice' için yürüyor
Lice için Beşiktaş da sokakta Lice'de köylülere ateş açılması Beşiktaş'ta protesto ediliyor GERÇEK GÜNDEM - HABER MERKEZİ / Lice'de karakol inşaatını protesto edenlerin üzerine ateş açılması üzerine Beşiktaş'ta bir protesto yürüyüşü düzenleniyor Kadıköy'deki yürüyüşün haberinin ardından Beşiktaş Abbasağa Parkı forumunun katılımcıları da Lice'de yaşanan olaylarda ölen ve yaralananlar için Beşiktaş'taki Kartal heykeline doğru yürüyüşe geçti. 'Lice halkı yalnız değildir' sloganıyla yürüyen grup Kartal heykelinin orada eylemine devam ediyor.
-
Kadıköy 'Lice' için yürüyor
28 Haziran 2013 Kadıköy 'Lice' için yürüyor Karakol inşaatını protesto eden köylülere ateş açılması Kadıköy'de protesto ediliyor. GERÇEK GÜNDEM - HABER MERKEZİ Lice'de karakol inşaatını protesto edenlerin üzerine ateş açılması üzerine Kadıköy'de bir protesto yürüyüşü düzenleniyor. Kadıköy sokaklarını dolduran "Diren Lice Kadıköy seninle" , ‘Faşizme karşı omuz omuza’ sloganlarıyla Yoğurtcu Parkı’ndan yürüyüşe başlayan kalabalık Moda ve Kadıköy meydan üzerinden yeniden parka dönecek. Yürüyüşe katılanlar "Faşizme karşı omuz omuza" ile "Her yer Lice her yer direniş'' sloganı atıyor. BEŞİKTAŞ DA YÜRÜYOR Öte yandan Beşiktaş Abbasağa Parkı forumunun katılımcıları da Lice'de yaşanan olaylarda ölen ve yaralananlar için Beşiktaş'taki Kartal heykeline doğru yürüyüşe geçti. 'Lice halkı yalnız değildir' sloganıyla yürüyen grup Kartal heykelinin orada eylemine devam ediyor. Ayrica bugunku forumlarin tartisilacak ilk maddesi Lice'de halka kursun sikan Jandarma olacak.
-
Taksim'de LGBT yürüyüşü! Direniyoruz ayol
Iste sana her turlu farkin ayrimciligi algisinin serbest dusunce ile bertarafi ve qua felsefesi ile ortaya konmasi. Zaten bu algi ve bilincte etik olarak sahiplenilmis ve insanlasmanin onunde engel olan dogal/fenomenal zihniyetinin sorununun algisi vardir. Cunku insanogfluna dunyanin hangi cografyasinda onun dogmu ile verilmis bir fark varsa, ustelik bu fark empoze olarak mucadeleye tasinirsa; tam da ayrimciligin eline koz verilmis olur. Bilgiel bilimsel ve bilissel olarak her bir farkin bilincalti savunusu yani sorgulanmamasi toplumun sosyo-psikolojik sorunudur. Mesela bugun insan haklari olarak Lice'deki halk direnisini savunmak, baskalarinca PKK savunusu olarak bile algilanasbilir. Cunku onlar kurd kimligi kurdculuk politikasi ve PKK terorizm farkinin farkini algilayamazlar.
-
Taksim'de LGBT yürüyüşü! Direniyoruz ayol
Emperyalist zihniyet her zaman mikro ayrimciliktan beslenir ve korukler. Bir toplumu tek bir etik milli deger altinda toplamak ile, onu yok saymak onu gale almamak ayni mantiktir. Sonucta "herkes turktur" demek, resmen kurde "sen kurd degilsin" demek temelli bir zorlamadir. Yine "herkes turktur" demek, "ben kurdum" diyeni de distalamaktir. Her ikisi de ayrimciliktir ve emperyalizmin ekmegine yag surmektir. Cunku emperyalizm "bak sen kurdsun ama seni turk sayiyor, senin kurd oldugunu kabul etmiyor, seni turk olmaya zorluyor" temelli ayrimciligina yag surmektir. Emperyalizme hizmet etmemek demek; farkli etnik kokenlerin varligini algilamak ve hak ve ozgurlugunu savunmak ve desteklemek demektir.
-
Kadıköy halkı Lice için yürüyecek
Halkevleri@Halkevleri8m Kadıköy halkı Lice için yürüyecek:"Tayyip'in destanı Lice'de sürüyor" Buluşma:20.30-Yoğurtçu Parkı #direnlice Alaz Ozcan@alazozcan40s Lice'de ölen Medeni Yıldırım 18 yaşındaymış. Hayal edebiliyor musun? 18 yaşında, gencecik, tazecik can, polis kurşunuyla ölüyor.
-
Taksim'de LGBT yürüyüşü! Direniyoruz ayol
T.C.Devleti vatandaslarindan her birinin kendi etik (milli, dini toresel, ahlaki, ananevi, kulturel, tarihi, sosyal v.s.) kimligini ortaya koymasi taninmassinin ve temsilinin talep edilmesi ve de baskalarinin etnik kimliklerine destek vermesi ve de herkesin etnik kimligini savunmasi, her bir T.C.Devleti vatandasinin, insan haklari ve evrensel hukluk guvencesinin temelhak ve ozgurlugudur. Bir etnik kimligin diger etnik kimlikler uzerindeki toplumsal yonlendirim ve yaptirfiminin devletin ve hukumetin politikasi olmasi ve bunun zorla baski ile kabul ettirilmeye calisilmasi ve devlet hukumet eliyle herhangibir etik kimligin digerleri uzerindeki ustunluk ve hakimiyet savunusu destegi ve zorlamasi ise hak ve ozgurluk ihlalidir.
-
Gezi Halk Direnişi Lice'deki Jandarma Terörüne Karşı çıkmalıdır.
Diyarbakır: 1 ölü 7 yaralı Diyabakır'da jandarma köylülere gaz bombası ile müdahale edip havaya ateş açtı. GERÇEK GÜNDEM - HABER MERKEZİ /Diyarbakır 'ın Lice İlçesi Kayacık Köyü'nde karakol inşaatına karşı gösteri yapan köylülere jandarma müdahalesinin ardından bazıları ağır olmak üzere yaralanan köylüler olduğu belirtiliyor. BDP Lice ilçe başkanı Jandarma birliklerinin gösteri yapan köylülere ateş açtığını ve 3'ü ağır olmak üzere 7 kişinin yaralandığını ve yaralılardan birinin durumunun çok ağır olduğunu söylerken, jandarma kaynakları ise "karakol şantiyesine girmek isteyen köylülere" gaz bombası ile müdahale edildiği ve havaya ateş açıldığını, bu esnada arbede yaşandığını bildiriyor. Bazı kaynaklar ise Medeni Yıldırım isimli gösterici hayatını kaybetti. BDP İstanbul milletvekili Sebahat Tuncel Twitter hesabından müdahale sırasında 2 göstericinin öldüğünü 5 de yaralı olduğunu, BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak'ın da aralarında bulunduğu bir parti heyetinin Lice'ye gittiğini duyurdu... Tuncel, DTK eş Başkanı Aysel Tuğluk'un da Lice'ye gidenler arasında bulunduğunu belirtti.
-
Gezi Halk Direnişi Lice'deki Jandarma Terörüne Karşı çıkmalıdır.
Lice'de karakol protestosuna müdahale; 1 ölü, 8 yaralı 28.06.2013 18:10 Diyarbakır Lice İlçesi Başkanı Harun Erkuş: Kitle içerisinden çocuklardan oluşan bir grup karakola taş attı. Askerler de kurşun yağdırdı T24 Helin Alp Diyarbakır'ın Lice ilçesindeki Kayacık karakoluna ek binalar yapılmasını protesto etmek isteyen halkın üzerine asker tarafından ateş açıldı. Açılan ateş sonucunda Medine Yıldırım hayatını kaybederken 8 kişi yaralandı. Yaralılar Lice Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Lice'deki karakol inşaatını protesto etmek isteyen bir grup, karakol yakınında bulunan işçilerin kaldığı çadırları ateşe verdi. Halk daha sonra karakola doğru yürümeye başladı. Karakol yakınlarında basın açıklaması yapan kitle içerisinden bir grubun karakola molof ve taş atmasının ardından askerler tarafından kitle üzerine ateş açıldı. T24'e konuşan BDP Lice İlçe Başkanı Harun Erkuş,"Barış umudumuz var. Ancak yeni karakolların yapılması bizi kaygılandırıyor. Basın açıklamsından sonra kitle içerisinden çocuklardan oluşan bir grup karakola taşve molotf attı. Askerler de kurşun yağdırdı. Beton yığınlarını molotf ve taş atılmasına kurşun mu yağdırılır" dedi. Erkuş'un konuşmasının satır başları şöyle: "30 seneden beri süren bir savaş vardı. Binlerce insan faili meçhule gitti. Gözaltına alındı, işkenceye uğradı. Barış sürecinin korunmasını istiyoruz. Yeni karakolların yapılması, bu sürece karşı güvensizlik yarattı. Aylardır asker ve gerilla cenazesi gelmiyordu" "Kesinlikle böyle bir müdahale beklemiyorduk. Acımasız bir saldırı yapıldı. Yalnızca çocuklar taş attı.içlerinden bazıları da molotof attı. Beton yığınlarını molotof ve taş atılmasına kurşun mu yağdırılır. Böyle bir silahla yapılan saldırıyı anlamakta zorlanıyoruz.anlam veremiyoruz" Tuğluk, Kışanak ve parti yöneticileri Lice'ye gidiyor Nuçe TV, Twitter hesabından Medeni Yıldırım adlı bir kişinin öldüğünü öne sürdü. BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak ve DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk'un belediye başkanları ve parti yöneticileri ile Lice'ye gideceklerini açıkladı. Nuce TV'den Amed Dicle'nin Lice'deki gelişmelere dair tweetleri şöyle: "BDP Lice ilçe başkanı olay yerinde. Hezan köyünde karakol yapımını protesto eden halka asker ateş açtı, biri ağir 6 kişi yaralandı. BDP Lice ilce başkanı '6 yaralıdan 2'si ağır yaralı. 30 yaşlarında olan birinin yarası çok ağır, kurtarılması çok zor' diyor. Lice'deki saldırıya ilişkin bilgileri BDP ilçe baskanından telefon üzeri aldık. Kendisi olay yerinde; 6 yaralı ikisi çok ağır. BDP Lice ilçe başkanıyla yine konuştum, bazı ajanslar yanlış bilgi veriyor. Yarali sayısı 7 oldu ve 3'ü ağır... Yaralılardan biri Salih Bedirxan... Lice'de 7 kişi kurşunla yaralanmış. 32 yaşındakı Salih Bedirxan'a kalp masajı yapılıyor ama durum çok kritik deniliyor. (Kaynak: BDP ilçe başkanı)" "BDP Lice Başkanı, şimdi Nuçe TV'de konuştu: 'Silahlı saldırı da 7 kişi yaralandı. 2'sinin durumu çok ağır."
-
Gezi Halk Direnişi Lice'deki Jandarma Terörüne Karşı çıkmalıdır.
Bilindigi gibi son akil adamlar toplantisi sonrasi BDP/PKK Kurtculugunun istemleri olan % 10 barajinin indirilmesi, ana dilde egitim olanagi red edilmistir. Bunun yaninda BDP kurtculugu kendi kurtculuk acilimini "engelliyor" diye gezi parki halk direnisini "golgelemek istemis" ve diktatorden yana tavir koymustur. Bugun Diyarbakir/Lice'de kurulmak istenen bir karakola karsi cikan vatandas'a Jandarma mudahele etmis ve bir ve hatta birden fazla kisinin oldugu ve cok sayida yarali oldugu, vatandaslarin da Lice-Bingol yolunu kapattigi aciklanmistir. Bugun orada halk kendi hak ve ozgurlugu icin ayaklanmistir. Birincisi bu ayaklanmaya BDP/PKK kurtculugunun sahip cikilmasina izin verilmemelidir. Ayrica jandarmanin siddet ve vahsetini halka silahli saldirisini da protesto etmek gerekir. Gezi parki halk direnisi, Lice'deki bu ayaklanmaya hem BDP/PKK kurtculugunu buradan politik bir cikar saglamama adina, hem de jandarmanin silahli saldirisi adina sahip cikmak durumunda ve oradaki Lice halkinin yaninda yer almak durumundadir. Cunku orada bir halk hareketi vardir ve bu halk hareketi her turlu hak ve ozgurluk adina gezi parki halk direnisinin bir parcasidir. Gezi parki halk direnisinin oradaki direnen halka sahip cikmasi, halk direnisine yeni bir boyut kazandiracaktir. Cunku Lice'deki bu hareket diktatorun kurtler uzerindeki politikasina jandarma terorune ve de BDP/PKK kurtculugune karsi bir harekettir. Yasasin gezi parki halk direnisinin, Lice'deki Jandarma terorune karsi hal direnisi kardesligi/birligi.
-
Taksim'de LGBT yürüyüşü! Direniyoruz ayol
Cok duygusal bir mesaj yazmissin. Ataturk'un yaptiklari baskadir, Ataturk'un toplumun beyninde aldigi yer baskadir.
-
Taksim'de LGBT yürüyüşü! Direniyoruz ayol
Iyi de bu isi ilk Ataturk baslatti. Hem cumhurun basina gecti, hem de CHP'yi kurdu. Ilk hata buydu. Yani devleti ve hukumeti tek bir ideolojik inanca baglamak.
-
Taksim'de LGBT yürüyüşü! Direniyoruz ayol
Politikaci/siyasetci olmak yani bu isi meslek olarak yapmak baskadir. Bir kisinin kendine dogruladigi bir siyaseti/politikasi olmasi baskadir. T.C. Tarihinde ne yazikki tum devlet ve hukumet yetkilileri sadece iktidarin politikasinin gudumundedir. Istemeseler de iktidarin politikasini uygulamak zorunda kalirler. Ayni bugunun polisinin, emniyetinin, valisinin ve de tum belediye kuruluslarinin AKP'nin bir biatcisi oldugu gibi.
-
Gezi Parki Halk Direnisi-Canli Yayinlar.
Gezi pasrki halk direnisi ile ilgili iki capul tv iki ankara eylem vakti ve bir Btf/diren Ankara olmak uzere 5 canli yayin var. Tek yayin ise su anda Btf ve Dikmen caddesi'nde saldiri oldugunu naklen veriyor. E be polis, bugunu de saldirmadan geciremedin ya! ne diyeyim ben sana! www.capul.tv/ //www.ustream.tv/channel/btf-can-direnankara
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Insanoglunun akli ne kadarsa, yarattigi tanrisini tanrilastirmak adina ancak o kadar akil verir.