
seREnaDE
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
740 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
seREnaDE tarafından postalanan herşey
-
canımcım cvp verdim soruna...vermedimmi yoksa ya
-
hımm aşk,zor oldu bu soru be arman... kalbimizn özel biri için çarpmadığı an varmıdır,ölçüsü değişebilir sadece... benim ki kronik vaka birazda,bakalım zaman göstericek eğriyi doğruyu,kendi haline bıraktım herşey... duygusalım ewt,ama ikili ilişkilerde değil...hayata birazda benim duygusallığım... sevgi kelebeği modunda bir ilişki beni kasabilir sanıyorum önceliklerim; önce prof.olcam sonra evlencem abartmayalım önce kendime ait bir hayat istiyorum sadece... ve çocukları çok çok çok seviyorum
-
hımm sen terbiyeli yapıyorsun ozaman... limonlu tuzlu suda bekletince kararmıyor birde karıştırmıyorum pişerken,bunun etkisi olabilir mi acaba kararmamasında
-
teşekkür ederim arman gezgin gel buraya konuk bulundu arman bey bizi siz yarattınız efenim,bi sonraki oscar a aday olıcaz umuyorum gerçi rolü pek sindiremedim ama ossun artık sanat sanattır. **************************************** ewwwt başlıyorum o zaman.. 24 yaşının son günlerini yaşayan ama büyümekten nefret eden biriyim ben. e yani koç burcuyum izmirliyim, ancak aslımı sorarsanız AVŞAR boyundanım selanik göçmeni bir ailenin en büyük çocuğuyum. şu an da eğitim dolayısıyla izmirde değilim malesef... tarih mezunuyum ve halen yakınçağ osmanlı iktisat tarihi üzerine master yapıyorum...tezim bitince de akademisyen olcam inşallah ordan nasıl görünüyor bilmiyorum ama aslında ben bir ss subayı değilim ya,delinin biriyim işte. insanları kırmaktan çok korkarım,düşüncesi ne olursa olsun herkesi seviyorum... insan yaratılmak tanrının ve doğanın bize en büyük hediyesidir işte bu yüzden insan olma vasıflarına haiz herkes değerlidir benim için... ilgi alanlarım...hımm tabiki tarih...yeniden bir şansım olsa eğitimimi ve mesleğimi seçmek için hiç düşünmez aynı tercihi yapardım...açıkçası bu aralar bu sandalyeden çok fazla kalkamadığım için(tezimden dolayı) ilgi alanlarım da kısıtlanıyor yemek yemeye bayılırım hatta şimdi de bakla pişiriyorum başka ne yaziiim kii,şimdilik yeterli mi? 2 yıl özel bir kurumda örtmenlik te yaptım bu arada..made in canımcım yaw nerden geldi bilmiyorum ama siyasete ve tarihe taa ortaokul yıllarında ilgi duymaya başladım...her insanın ne yönde olursa olsun dünyaya dair bir görüşü olmalı bence... özellikle lisedeki tarih öğretmenim etkili bu bölümü seçmemde,ama ben zaten kafaya koymuştum ideal; he he prof.olcam 20 yıl sonra olur mu acaba şaka bir yana,öğrendiklerimi en doğru şekilde aktarıp genç zihinlere doğru şekiller verebilirsem o yeter bana
-
arkadaşımın kardeşi... selim...
-
üsttekinin en çok nesini sewdin.....
seREnaDE şurada cevap verdi: made in turkey! başlık Forum Oyunları
tam bir beyefendi oluşunu saygılar -
aaa ben oliyimmi konuğunuz arkadaşlar beni secin beni secin... ama zor sorular sormayın
-
ewt canım daha önce de yaptım,çok ta severim ama tarif çok teferruatlı görünüyor farkındayım,aslında tarifte verilen malzemeleri üstüste koyup orta ateşte de pişirince aynı şey oluyor yani ben daha özenmiş olmak için bu tarifi yazdım.. ayrıca sarmısaklı yoğurt ile servisi de tavsiye ederim
-
BİR TARİF DE BENDEN... ZEYTİNYAĞLI TAZE BAKLA Malzemeler : 1500 gr. taze bakla 3 demet taze soğan 1 demet dereotu 2 demet nane 1 çorba kaşığı toz şeker 2 adet limonun suyu Tuz zeytinyağ Hazırlanışı : Baklanın uçlarını ve iki yandaki kılçıklarını sıyırırarak ince kestikten sonra su dolu bir tepsi yada tencereye atarak yıkayın ve süzün. Sonra tuz ile limon suyu katarak harmanlarcasına karıştırın. Daha sonra baklaların büyük ve aynı boyda olanlardan bir miktar seçerek, bunları içinde pişirecek olduğumuz büyükçe tencerenin altına yanyana ve düzgün bir sekilde döşeyin ve tam ortalarına da çok ince kıyılmış dereotu ile yarım demet nane yerleştirin, sonra üstlerini küçükçe parçalara kesilmiş bir sıra taze soğan koyun, onların üstlerine de gelişigüzel olmak üzere kalan bakla ve soğanları yerleştirdikten sonra zeytinyağ, 2 bardak su ile toz şeker koyun. Sonra üzerlerine, ıslatılmış bir yağlı kağıt örterek tencerenin kapağını sıkıca kapatmış olarak, baklalar suyunu çekipte yumuşak bir hal alıncaya kadar kuvvetli ateşte yaklaşık 1.5 saat pişirin ve tencereyi ateşten alarak, baklalar iyice soğuduktan sonra tencerenin üstüne bir tabak kapatıp alt üst ederek baklaları tabağa alıp servis yapın. biraz uğraştırıyor ama harika bir lezzet... ben başladım bile yapmaya
-
Eşinizi veya sevgilinizi nasıl deli edersiniz..
seREnaDE şurada cevap verdi: arman başlık Kadın Erkek İlişkileri
etrafında dolaşıp sürekli evi temizlemeye çalışarak...oyyy müthiş bir yöntem çok işe yarıyo... sonuçç..KARŞI TARAFIN CİNNETİİİ -
Bizim açımızdan asıl ilginç olan, düne kadar ABD'nin bölücü planlarından dem vuran kimi "sosyal demokrat" köşe yazarlarının AKP'nin Washington'daki prestij kaybından sevindirik olmaları ve bir Amerikalı'nın Erdoğan'ın "islamofaşist darbe peşinde koştuğu"nu yazmasında büyük bir keramet görmeleridir. Türkiye'deki bütün darbelerin arkasında öyle ya da böyle ABD vardır ve gericiliğin bu topraklarda siyasal bir güç haline gelmesi konusunda da aynı ülkenin büyük katkıları olmuştur. Zaten, "islamofaşizm" 12 Eylül döneminin resmi açılımı "Türk-İslam sentezi"nden başka bir şey değildir. Sonuç: ABD Türkiye'nin amerikanofil yönetici sınıfıyla tam anlamıyla dalga geçmekte, siyasi ve bürokratik kadroları parmağında oynatmaktadır.
-
Disk Sine-Sen (Türkiye Sinema Emekçileri Sendikası), Disk Basın İş (Türkiye Basın İşçileri Sendikası), Halkevleri ve Sendika.Org tarafından 30 Nisan-6 mayıs 2006 tarihlerinde İstanbul ve Ankara’da 1. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali düzenleniyor. Türkiye’de ilk defa yapılacak olan ve yarışmasız olacak olan festivalin amacı: * Tüm dünyadan işçi sınıfının yaşam ve mücadelelerini göstermek, * İşçi sınıfı mücadelesine dair belgesel veya kurgusal film yapan kişi ve grupların deneyimlerini paylaşmak ve ortaklaştırmak, * İşçilerin, işsizlerin, öğrencilerin, köylülerin ve kadınların mücadelesini ve tüm dünyadan halkların isyanını gösteren çalışmaları yaygınlaştırmaktır. Bu festivalin Türkiye’de ve dünyada işçi filmlerine olan ilgiyi artıracağına ve üretimlerini teşvik edeceğine inanıyoruz. Festival tarihi olarak kitlesel 1 Mayıs etkinliklerinin olacağı hafta seçilmiştir. 30 Nisan 2006 tarihinde dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen konukların da katılımıyla Taksim 1 Mayıs 1977 gösterisinde öldürülen 37 emekçinin anısına Kazancı Yokuşu’nda anma töreni ile açılış yapılacaktır. Açılışı takip eden günlerde film gösterimlerinin yanı sıra paneller, çalışma atölyeleri, tartışmalar ve sergiler gerçekleştirilecektir. I. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali'nde G.Kore, Japonya, ABD, İtalya, Bolivya, Arjantin, Kolombiya, Finlandiya, İspanya, İran, Fransa ve Filistin/İsrail'den onlarca sinema filmi ve belgesel gösterilecektir. Ayrıca Türkiye'den işçi ve emek hareketleri üzerine belgesel filmler ve sinema filmleri de gösterim programına alınmıştır. I. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali'nin programı Nisan ayında kesinleşecek; kesin program sendika.org ve festival web sitesinde yayınlanacaktır. I. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali'ni Destekleyenler: Türkiye’den Muzaffer Hiçdurmaz(Film Yönetmenleri Derneği Başkanı) Vedat Türkali Eşber Yağmurdereli (Türkiye) Menderes Samancılar (Türkiye) Aytaç Arman (Türkiye) Yelda Kaymakçı Reynaud (Türkiye) Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu (Türkiye) Özcan Yurdalan ( FOTOGRAF Sanatçısı) Belgesel Sinemacılar Birliği (BSB) Belge Film İstanbul Kısa Filmciler Dernegi FILMÜR (Film Üretim San. Ve Tic. A.S.) KALAN Müzik Yurt dışından San Francisco LaborFest (ABD) The Labor Video Project (ABD) LaborNet-US (ABD) James Petras (ABD) Labor News Production (G.Kore) Festival konusundaki en güncel bilgileri Festival Web sitesi www.festival.sendika.org adresinden elde edebilirsiniz.
-
yaw azizil ben bilem kınamadım ya..baksana düştüğüm hallere
-
ilahi arman yıllardır anlatıyorum şu tarih illetini,demek ki sevdirmenin yöntemi buymuş... yaaa işte ders alıyoruz arkadaşlar şimdi hep birlikte tarihten elinizdekinin kıymetini bilcekmişiz... öle bi hatunun peşinden ülke ülke gezmicekmişiz... jul arman hakettin oluuum sen bunları
-
angel ne ettin ya dağıldım burda... ÇEVRENİZDEKİ İNSANLARIN NE HİSSETTİĞİ YA DA NE DÜŞÜNDÜĞÜNDEN O KADAR EMİN OLMAYIN, BAZEN BİR KALBİN, İÇİNDE NELER SAKLADIĞINI ÖĞRENDİĞİNİZDE HER ŞEY İÇİN ÇOK GEÇ OLABİLİR... geç kalmamak ümidiyle... paylaşımın için teşekkürler
-
bütün paylaşımlarımız ŞİİR kadar güzel olsun... Reading Zindanı Baladı'ndan Tanrım! zindan duvarları Sallandı sanki birden. Başımın üstünde gök Bir tolga oldu yakan çelikten. Kendi acımı unuttum Acı içindeyken. Yalnız ben biliyordum hangi uğursuz düşüncenin Hız verdiğini yürüyüşüne. Neden gün ışığına bakarken Böylesine bezginlik vardı gözlerinde? Adam öldürmüştü sevdiği şeyi Ölmeliydi kendisi de. Ama bilin ki hepiniz Herkes öldürür sevdiği şeyi. Kimi bir acı bakışla, Kimi fısıldayarak sevgi sözlerini. O gün öyle habersiz, öyle sessiz Korkak öperek öldürür Yüreklisi kılıçla, kırpmadan gözlerini. Oscar Wilde
-
IŞIN DEMİRKENT Işın Demirkent, 1938’de İzmir’de doğdu. 1961-1965 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ortaçağ Tarihi Kürsüsü’nde yükseköğrenimini tamamlayan Demirkent, 1967’de aynı kürsüde asistan, 1972’de doktor, 1981’de doçent ve 1988’de profesör olarak görev yaptı. 1983-2001 yılları arasında Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu asli üyeliği yapan Prof. Dr. Demirkent, 2001 yılından başlayarak Bizans/Doğu Roma İncelemeleri Türkiye Milli Komite Başkanlığı’nı yürüttü. Ayrıca, Haçlı Seferleri ve Latin Doğu Çalışmaları Cemiyeti (Society for the Study of the Crusades and the Latin East-SSCLE) adlı uluslararası kuruluşun üyesi olarak görev alan Prof. Dr. Demirkent, 1994 yılından itibaren İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı yaptı. Prof. Dr. Işın Demirkent, Haçlı Devletleri ve Bizans İmparatorluğu tarihi konularında lisans, yüksek lisans ve doktora dersleri verdi. Bu konularda yayımlanmış pek çok eseri ve makalesi bulunan Prof. Dr. Işın Demirkent’in yayımlanmış yapıtları arasında “Urfa Haçlı Kontluğu Tarihi (1098-1146) 2 cilt”, “Mikhail Psellos’un Khronographia’sı”, “Türkiye Selçuklu Hükümdarı Sultan I. Kılıç Arslan”, “Bizans Tarihi Yazıları (Makaleler-Bildiriler-İncelemeler)” bulunuyor. 3 ŞUBAT 2006 CUMA GÜNÜ aramızdan ayrılan ışın demirkent uluslararası düzeyde bir bizantolog idi. uzamanlık alanlarından haçlı seferleri tarihi konusunda olduğu kadar bizans tarihine ilişkin eserleri de mecvuttur.O GERÇEK BİR BİLİM İNSANIYDI...
-
biliyorum ki,cıvıl cıvıl hallerinin altında kocaman duygu yüklü bir yürek var...durup düşününce bunu anlamak hiç zor değil.... sevgili made in,bu forum seninle daha bi güzel
-
ERKEK DEDİĞİN NASIL OLMALI..HADİ KIZLAR!
seREnaDE şurada cevap verdi: cerenimoo başlık Havadan Sudan Konular
iddia ediyorum ELF ler vardır...bana neeee var lar işte -
mystic river, çok güzel olcak gibi bu ya... dayanamayıp yapıcam sanırsam... teşekkürler
-
ASLIMI SORARSAN Aslımı sorarsan avşar soyundan Ayrı düştüm aşiretten beyimden Pınarbaşı'ndan da beş yüz evinen Çıkıp da cana kıyanlardanım Çekerim çileyi böyl'olsun bugün Alırım mı sandın şol Kozan Dağın Biz bir kurt idik de Bozoklu köyün Ürkütüp sürüsün yiyenlerdenim Dadaloğlum der de böyle olmazdım Gördüğüm günlerin birini görmezdim Kavga kızışınca geri durmazdım Meydanda kardaşa kıyanlardanım...
-
21 Mart 2006 Salı Politikanın türleri veya bayramı kutlamak Medyaya göre Newroz bayramı fazla politize olduğu için gerginlik nedeni… Kültür Bakanı ise Nevruz'un Edirne'de de Hakkari'de de kutlanacağını vurgularken ekledi: "bütün bu illeri biz yönetiyoruz." Newroz'un kökeni hakkında Ortadoğu'nun, Mezopotamya'nın, Asya'nın halkları arasında benzeşen rivayetler vardır. Ancak 21 Mart'ı yerelliklere sıkışan halk etkinliklerinin ötesinde toplumsal bir anlamla donatan kuşkusuz Kürt halkı olmuştur. Bugün Newroz geleneksel bir gün olmanın ötesinde barış, kardeşlik, özgürlük kavramlarıyla anılan bir bayram olarak bölgemizin bütün halklarına mal olmuşsa, bu sonucu Kürtlerin insanlığa bir hediyesi saymak yerinde olur. Medyaya göre Kürtler böyle yaptıkları için Newroz'u politize etmiş, gerginlik tarihi haline getirmiş oluyorlar… Peki bunun karşısındaki taraflar ne yapıyor? Kürtlerin barış, kardeşlik, özgürlük adına verdikleri hediyeyi Kürt bayramı diye örtenlerin içlerinden geçirdiği 21 Mart'ta sokakları yasaklamak değil de nedir! Ama yasaklama bir kez imkansız olunca, "Yeni Gün" Ergenekon efsanesine bağlanmaya çalışıldı, barış gününde Türk olmayanın kafasına vururcasına çekiçle demir dövme törenleri düzenlendi! Memurların ve ilkokul öğrencilerinin kalabalık yapsın diye toplandığı resmi binaların önünde polis müdürleriyle kaymakamlar, Newroz'u en fazla sahip çıkan halkın elinden almak için ateşin üstünden atlayıp durdular! Şimdi de göz kapaklarını zor bela aralayan bir bakan boş boş konuşuyor… Bütün bunlar 21 Mart'ı politize ve terörize etmek olmuyor! Aslına bakarsanız politikanın türler vardır. Geleneksel bir günün bayram haline gelmesinin koşulu o günün politik anlam kazanmasıdır. Bu anlamı 21 Mart'a koskoca bir halk kazandırmıştır. Evet bu bir politikadır. Bunu engellemeye ve saptırmaya uğraşanlar da politika yapmaktadırlar ve bu politika halka karşı olan türdendir… 21 Mart 2006 haftalar öncesinden bir tedirginliğe teslim edildi. Bu tedirginliğin önüne resmi Nevruzlarla ve ilave polis gücüyle geçmeyi düşünenler patinaj yapmaya mahkum. Ama patinaj yaparken Kürt ve Türk halklarını birbirlerine yabancılaştırmakta mesafe kaydettikleri de açıktır. ABD'nin Irak Kürtleri ve Arapları arasında yaratmayı amaçladığı gibi… Bugün halkın politikası bu yabancılaşmanın ortadan kaldırılmasını hedeflemelidir. Nasıl olacağı da hiç karmaşık değil. Barışın düşmanı emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı çıkmaksızın barış bayramından söz etmek mümkün olabilir mi? Halkların birbirine düşman edilmesi sayesinde iktidarlarını sürdüren emperyalistlerle ve işbirlikçileriyle mücadele etmeden kardeşlikten söz edilebilir mi? İşkenceci ve işgalcilerden özgürlük beklenebilir mi? Newroz Kürt halkının insanlığa hediyesidir. Şimdi halklar 21 Mart'a bir büyük adım daha attırmalı, Newroz'u emperyalizme ve sömürüye karşı mücadele gününe dönüştürmelidir. Bu politikadan kimlerin tedirgin olacağı, korkacağı açık değil mi?
-
nice senelere...
-
Nevruz Bayramı, Farklı bakış Açıları ,İstismar edenler
seREnaDE şurada cevap verdi: nicomedias başlık Güncel Konular
bunun üzerine söylenecek söz kalmışmıdır