tülvent tarafından postalanan herşey
-
GÖKYÜZÜ HER YERDE MAVİ
Sen de, dizeler de çok güzeldiniz...
-
irinçköl için...
Sevgili irinçköl, kendine özgü dizelerin, sıcak ve sevgili kişiliğin, hayvan sevginle yüreğimi kazandın. Her şey ''gönlün'' gibi olsun! Ve de burada iyi ki varsın!
-
Komik resimler
Hepsi ayrı ayrı güzeldi, hepinize teşekkürler.
-
Yorumsuz
- Yorumsuz
- tülvent' in Dağarcığı
Bakın, ama ne anlatıcam size.... (Part 4) Bu bölümde de tek gecelik aşkımın fotoğrafları Banyo sonrası ödülü... Sıcacıktı Onu bilemiyorum, ama ben mutluydum. Bebeğim benim... '' Allahallah, ne ki bu? '' '' Daha önce hiç yemedim, ama tadını beğendim, doğrusu! '' '' Kucakta olmak da güzelmişşş! '' '' Bu kardeş, bana bişiii yapar mı acabaa? '' '' Benim bir annem vardı amaaa... '' '' İnsan sevgisi de güzelmiş aslında, ama... '' Dedi vee gitti!- tülvent' in Dağarcığı
Bakın, ama ne anlatıcam size.... (Part 3) Eveeet, nerde kalmıştık... Ara tara yok! O ara, annemin elbise dolabının yarım aralık duran alt çekmecesine takıldı gözüm... Elimi uzattım, yok! Daha ileri uzattım. Çekmecenin altına gidiyor sonrası, doğal olarak... Hadiii yanda duran şifoniyeri çek, çekmeceyi çıkarmaya çalış, boşluğa ulaş derken, bizim miniş, ciciş göründü. Elimi uzattım alayım diye, ''kıııhhhh!!!'' diye efelenmez mi, bak sen kerataya! E, bizim uyku yalan oldu tabii, anneminki de! Aldım yanıma sakinleşti falan uyumuşuz. Sabah kahvaltı hazırlıyorum, '' miyavv miyavvv...'' Odaya gittim hemen. Baktım, bizimki pencereye doğru miyavlıyor, tırmanmaya çalışıyor. Bu arada, dışarıdan da ona cevap veren var. Merak ettim evin arka tarafına dolandım. Pencereye bakarak miyavlayan bir kedi. Sabaha karşı Mia' ya tuvalet için kapıyı açtığımda kapıda bulduğum, Minişi yakaladığım zaman, yemek yerken de yanında gördüğüm aynı kedi! Pencereden gözücüğünü ayırmadan miyavlıyor. O an memelerini fark ettim, sarkmış... Daha önce mama falan verdiğim grubun içinde niyeyse hiç farketmemişim. Olay böylece çözüldü tabiii... Bütün gece kapının önünde yavrusunu bekleyen; biri pencerenin bir tarafında, biri diğer tarafında kavuşmak için çabalayan anne ve yavrusu!!! Hemen geri dönüp kucakladım Minik' i, anne zaten peşim sıra kapıda. O minicik şeyin annesini görünce yere bırakmama bile fırsat vermeden annesine nasıl koştuğunu, anneciğin de onu nasıl yalamaya başladığını görseydiniz, ağlardınız. Çok duygusal bir sahne yaşanıyordu ve ben aptallaşmış şekilde... Neyse! Hemen uzaklaştılar tabii, Miniş, arkasına bile bakmadı. Ben de daha sonra hiç geçmedim arka tarafa; geçemedim zaten. Hangisine hüzünleneyim, üzüleyim bilemedim. İstemeden, bilmeden onları ayırdığıma mı, birbirlerine ulaşmak için onları nasıl miyavlattığıma mı, o duygusal kavuşma sahnesine mi, Miniş' imin gittiğine mi, bilemedim. Bu yazıya başlarken Minik evdeydi ve ben minicik bir şeyin yan odada olmasının, onu istediğim an kucaklayacağımı bilmenin verdiği mutlulukla yazmaya başlamıştım. Masal oldu. O minicik şey, annesini sıcağa, yemeğe tercih etmişti. İşin en kayda değer yanı, buydu bence!- tülvent' in Dağarcığı
Bakın, ama ne anlatıcam size.... (Part 2) ... Az önce dışarıdaki miyavlar için bıraktığım tabağı sıyırmaya çalışmıyor mu... Öyle kendinden geçmiş ki, beni fark etmedi bile! Yavaşça, adeta bir balerin zarifliği ve sessizliğinde yaklaşaraaaakkk.... Pat yakaladım. Ohhh be, muradıma ermiştim işte! Hemen göğsüme bastırıp içeri girdim. Sakin, sessiz ve de çaresiz öyle sinmiş göğsüme garibim. Hemen az önceki tabaktan yeni bi tane daha hazırlayarak hapır küpür yemesini izledim zevkle... Ahh ahhh, anlatamam... Yeme faslı bitince yavaşça banyoya sızdım. Lavaboda ılıcık suyun altında tarafımdan okşanarak yıkanırken hiç mi hiç sesini çıkarmadı bebeğim. Kurulandık falan, ödül olarak da biraz yoğurt; bizim ufaklık mestti valla. Mutlu mutlu, ama birazcık da titrek epey bi sarmaştık, öpüştük, hır hırrr... Bu arada Mia' da boş durmuyor, çaktırmadan tetikte; neler olup bittiğini anlamaya çalışmakla meşgul. Bir geliyor kokluyor, bir gidiyor tam görüş menziline alarak bakışlar falan derken hazıladığım tuvalet kutumuzla artık geceye hazırdık. En iyisi dedim ben bu minişi Mia' yla başbaşa bırakmıyim; ne olur ne olmaz, annemin odasına yatırayım. Minicik tuvaletliği, suyu falan... Ben gayet huzurlu ve mutluyum bu arada, artık aç kalmayacak, soğukta uyumıyacak diye... Gece ara ara bakıyorum uslu uslu yatıyor, hadi bi de süt vereyim dedim, oda servisiiii dedim, ses yok! Bakındım oraya buraya yok! Zaten avuç içi kadar oda, oranın yanı, buranın altı... Yok yok yok! Deliricem. Hadi uyu uyuyabilirsen, ama diyorum sıkışsa falan duyardım bağırırdı. Hadiii annem uyandı, ''kızım sabah çıkar o, yat uyu'' diyor. Ne mümkün! Bi parça sucuk kesip getirdim, belki kokusuna çıkar diye, bekliyorum uyuma numarası yaparak... Çıkmadı anam, çık ma dıııııı.... *** İlginizi çektiyse eğer... Gerisi azzz sonra- tülvent' in Dağarcığı
Bakın, ama ne anlatıcam size. Biz bu kış annemin yanında yaşıyoruz. Burası bir yazlık. Temiz hava, bol kedi türünden bi yer olduğu için de, her an tüylü dostlarımı görmek, sevmek gibi de bir şansa sahibim. (övünmek gibi olsun! ) 'Sevmek' dedimse de hepsi için geçerli olmuyor bu, elbette bazısı kaçıyor. Kaçıyor, hele de mini minnacıksa... Korkuyor, ürküyor, yaşamak ve hayatta kalmak için tedbirli olmak zorunda çünkü. Neyse, uzatmıyim üç beş gündür mini minnacık bir şeyin yanımdan, önümden, arkamdan top gibi uçarak, sekerek uzaklaştığını görüyordum. Mama vermek istiyorum, içim içimi yiyor, ama ne mümkün! Kocaman abiler ablalar geçit verir mi, o da zaten ne zaman, nerede belli değil... üç gün önce, tüm zamanımı TV karşısında hukuka vurulan darbeleri, kilitleri, her zamanki tarzlarıyla yaptıkları usulsüzleri izleyip de kafam sinirden, sıkıntıdan, stresten ambole vaziyetteykeneeee... Az dışarı çıkayım dedim. Daha adımımı atar atmaz yanımdan yine top gibi yuvarlak bir şey fırlayıverdi. Meğer kapının hemen önündeymiş, ne hikmetse... Sonra ne mi oldu? Çook tatlı şeyler. Hadi o tatlı şeyleri de yarın anlatayım. Ne dediniz?- Yorumsuz
- Yorumsuz
- Yorumsuz
- Yorumsuz
- Yorumsuz
- Yorumsuz
- Yorumsuz
- Yorumsuz
- Yorumsuz
- Twitter Muhabbetleri
T.C. Ali Karşılayan Bütün yollar 'BÜYÜK PATRON'a çıkıyor! - Barış Yarkadaş - Gerçek Gündem TC #ATATÜRK Gençliği @TURK_GENCLIGI 45 dk #ErdoğanaGüvenimizTam, yolsuzlukların üstünü örtmede yine bizi yanıltmayacaktır! sermiyan midyat - 22 Aralık Mahalleye hırsız dadandı. Bakkal görevden alındı. Kasabın yerine manav atandı. Muhtar, fırıncı dış mihrak, diyor. Hırsız yola devam ediyor. İmamınGülü O Polisler Gezi Çocuklarının önunde hıyarağası gibi tespih çekip lahmacun yerken DESTAN YAZIYOR diyordunuz NOLDU? Zaytung Türk Dil Kurumu, "kelime oyunu" ifadesinin anlamını "gerçekleri örtbas" etmek olarak değiştirdi.. Aykut Erdoğdu Bu yolsuzluk kapatılırsa… Partiler bundan sonra seçim kampanyalarında rüşvet tarifesini açıklayıp en düşük rüşveti biz alacağız mı diyecek? Kenan Oğuz Bu CNN de haberleri vermemek icin her yolu deniyor. "Bir Zamanlar Haberler" diye program yapmislar onu gosteriyolar İmamınGülü Bu babalarda ne oğul varmış..polis lahmacun yiyince zorlarına gitmiş.. polis insanların hayatlarını çalarken, prim dağıtan kimdi? Kafamda deli sorular Biz Ateistler cehenneme gideceksek bu hırsız Tayyipçiler nereye gidecek ? Bunlarla aynı yere gitmemek için namaza bile başlayabilirim !! cüneyt özdemir Özet geçiyorum; Derin devlet için farklı cephelerde çarpışma var. Kazanan Türkiye'nin direksiyonuna geçer! ...ve bu bir kısır döngü.- Resim - Fotoğraf Gibi Görünen Çalışmalar
Resim Gibi Görünen 10 Şahane Fotoğraf Fotoğraf gibi görünen resimler ve resim gibi görünen fotoğraflar. Sanat giderek kafa karıştırıcı olmaya başladı. Fotoğraf Fotoğraf sanatçısı Veronika K. Ko bu kareyi Moskova'da bir gölde yakalamış. Aslında amacı gölde süzülen kuğuları fotoğraflamakmış ama çok uzaklaşan kuğulardan geriye bu tüy kalmış. Suyun görüntüsü yağlı boya gibi değil mi? Üstelik hiç fotoşop da yok. Leon Neal bu fotoğrafı Londra'da bir dans gösterisinde çekmiş. Aslında fotoğrafta tek bir balerin yani Laurretta Summerscales var. Bu harika renkleri yaratan ise uzun pozlama. Arthur Morris sadece suyun fotoğrafını çekerek ortaya tablo gibi bir fotoğraf çıkarmış. Gerçekten başarılı. Bu noktacıklar fotoşop marifeti sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Onlar ateş böcekleri. Japonya'nın Nagoya şehrinde Yume Cyan tarafından çekildiler. Rus fotoğrafçı Andre Ermolaev İzlanda'yı havadan fotoğraflamış. Görmüş olduğunuz fırça darbeleri aslında nehirler ve buzullar. Renkli karıncalar gibi görünen kayakçıları fotoğraflayan ise Alman sanatçı Stephen Zirwes. Bu parlak turuncu ancak boyayarak oluşur diye düşünmek çok kolay. Oysa bu filtresiz fotoğraf Howard Ignatius tarafından Yosemite Milli Parkında çekilmiş. Fotoğrafçı şelalenin üzerine düşen güneş ışığını yakalamak için epey beklemiş. Bu çok acayip fotoğrafta neye baktığınızı bilmiyorsunuz değil mi? Ay ve deniz manzarası gibi görünen bu kare aslında duvara asılan bir çeşit yünlü kumaş. Ay gibi görünen ise çivinin başı. Fotoğraf Aditya Vardhan Tibrewala'ya ait. Bu harika kırmızılıktaki fotoğraf NASA'nın uydu çekimlerinden biri. Görmekte olduğunuz yer ise Desolation Canyon. Zaten NASA'da çalışıyorsanız fotoğrafçı olmanız çok mantıklı. Çünkü bu harika fotoğraf da astronot Don Pettit'e ait. Uluslararası Uzay İstasyonundan, uzun pozlama ile çekilen bu kare yıldızlı gecelerin ışıltısını ekrana taşıyor. Gerçekten muhteşem.- Yorumsuz
- Yorumsuz
- Yorumsuz
- Yolsuzlukların Üzeri Örtülemez - Kadri Gürsel(Milliyet)
Yolsuzlukların Üzeri Örtülemez - [email protected]/Kadri Gürsel AKP’nin “yeni Türkiye”sinde tabu haline getirilmiş iki konu vardı... BİRİNCİSİ, “yeni rejimin yolsuzlukları”ydı. Siz, 2008’deki Deniz Feneri skandalı haberleri nedeniyle Doğan Grubu’na çektirilen eza ve cefanın ardından, 17 Aralık 2013’e kadar 5 yıl boyunca ana akım medyada yayımlanmış, ucu bu iktidarın yüksek menfaatlerine dokunan bir tanecik yolsuzluk haberi okudunuz mu? Hayır, okumadınız. Çünkü bu iktidarın medyayı tabi kıldığı oto-sansür düzeni buna engel oldu. Bir de hakkını teslim edelim; tek adamın mutlak iradesi ve hakemliği ile tayin edilmiş öyle bir kenetlenme vardı ki iktidar blokunda, aradan yolsuzluk ve usulsüzlük haberi de sızmıyordu. İKİNCİSİ de birincisiyle bağlantılı olarak “iktidar ailelerinin” iş hayatları, yatırımları, ortaklıkları ve para harcama alışkanlıkları idi... Siz son yıllarda bu konularda en masumundan bir magazin haberi bile okumadınız medyada. Kontrol ve denge mekanizmalarının ortadan kaldırıldığı, Sayıştay’ın TBMM adına denetleme görevini bihakkın yapmasının engellendiği, ihale düzeninin iyice göstermelik bir hale sokulduğu bu yeni “kapalı rejim”de gazetecilik de boğulmuşsa, kamuoyu yolsuzluklardan, rüşvet ve nüfuz ticaretinden nasıl haberdar olabilirdi? Bakanlar ve onların ilişkileriyle ilgili bu son derece ilginç, dudak uçuklatan suçlamaların detaylarından haberdar olmamızı neye veya kimlere borçluyuz? Suçun izini süren bağımsız, tarafsız, profesyonel ve idealist savcılar ile onların emrinde aynı ruhla çalışan Emniyet mensuplarına mı? Keşke öyle olsaydı. Ama değil. İşin gerçeği şu: Bütün bunlardan eski iktidar ortakları AKP ve Cemaat arasında şimdi kıran kırana yaşanan nihai hesaplaşma sayesinde haberimiz oluyor. Başka türlü olmasına da imkan yoktu. Çatışmadaki bu dramatik tırmanış, iktidar mahfillerindeki usulsüz menfaat ilişkilerine fiili dokunulmazlık sağlaya gelmiş “yolsuzluk” ve “iktidar aileleri” tabularını yıkmıştır. İktidarın medya düzeni, yıkılmasa bile bu kriz bağlamında işe yaramaz hale gelmiştir. İktidar, enformasyon akışını şimdilik kontrol edemez durumdadır. Diğer taraftan Türkiye, içinde biriktirdiği cerahatle şişmiş kapalı yolsuzluk yapısına, kamuoyunun ve siyaset sınıfının geniş mutabakat ve desteğini arkasına alarak neşter atacak bir “Temiz Eller” savcısını görevlendirmekten henüz maalesef çok uzakta. Hükümet ise bu operasyonu yürüten savcıları pasifize etme yoluna gidiyor. Bu da, bakanların ağır suçlamalarla yüz yüze oldukları bir yolsuzluk soruşturmasının, neresinden bakarsanız bakın engellenmesi ve dolayısıyla “yargıya müdahale” anlamına geliyor. Hükümetin gerekçesi de malum; iktidarlarına “ameliyat yapıldığını” söylüyorlar. Yapılan ne olursa olsun, bu operasyon sayesinde ortalığa dökülen rüşvet ve yolsuzluk ilişkilerini yok saymak ve bu vakaların üzerini örtmek mümkün değildir. Bu yolsuzluk soruşturmalarına müdahale etmek iktidarın meşruiyetini gölgeler; onu söz konusu yolsuzlukların ortağı konumuna düşürür. Bu kriz, 7 Şubat Yargı-MİT krizinden farklıdır. O zaman MİT’e yönelik suçlama, her türlü siyasi mülahazaya açık bir “PKK ilişkisi”ydi. Şimdi ise hükümetten verilen ilk tepkilerde inkarı yoluna bile gidilemeyen vahim yolsuzluklar söz konusu ve bunun lamı cimi yok. “Bu yolsuzluk operasyonunun, AKP-Cemaat çatışmasıyla ilgisi yoktur” diyeceklere cevabımız, “Ta kendisidir” şeklinde olur. İktidarın yolsuzluklarını, “Bu, karanlık ittifakların siyaseti çevreleme operasyonudur” diye örtmeye çalışanlara da gerçeklerle yüzleşmekten böyle kaçamayacaklarını hatırlatmak isteriz. İktidarın yolsuzluk gerçeği, bunu kendisine karşı siyasi maksatla kullananlar var diye ne değişir, ne de yok farz edilir.- Twitter Muhabbetleri
İşte, Bugünkü Twittler: * Operasyon: "Çılgın Dershane." Parola: "Hakan Tatile Çıktı." * "-Hakan, fena dalıcaz. Sen çık ordan." "-Tamam Hocam." * Gezi Parkı'nda ailelere ''Çocuklarınıza sahip çıkın'' diyen İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu yolsuzluk ve rüşvetten gözaltına alındı. * Şu anda bakan çocugu olup 3,5 atmadığımızı düşünerek mutlu olabiliriz.. Polyanna * "Ben diil kuzenim yapmış yolsuzluğu.." 13 yaşındaki çocuğu Gezi Direnişi'ne katıldı diye yargılayanların çocukları yolsuzluktan gözaltında! Günaydın Türkiye... * Hükümet sözcüsü Çelik: ''Lafı dolandırmayı sevmem, Emniyet'te bi tanıdığı olan var mı?'' * Operasyon duası: İnşaat ya resulullah!! * Hükümetin emniyette hiç mi tanıdığı yokmuş? * Cemaat Rocky gibi bir süre dayak yedikten sonra sağlam açıldı.Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.
Account
Navigation
- Yorumsuz