Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz.
Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz.
O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
İran’da kadın olmak zor zanaat
İran’da bahar ve ardından yaz mevsimleri, kadınların ‘şeytani’ yönlerini bastırmak adına mollaların gerekli tedbirleri almaları için çanların çaldığı ‘temizlik’ mevsimleridir. Kadınlar sokaklarda, parklarda, sinemalarda, kısaca her yerdedir ve onların yaydığı hayat enerjisinin mollaların kanı çekilmiş donukluklarını ürkütmesi kadar doğal ne olabilir? ‘Light hijab’ denilen, başı zoraki örtmekle beraber birkaç saç tutamını dışarıda bırakan başörtüleri takan (ya d
sen bilmezsin düş prensi,
rüyalardan çıkıp gelmeyen
anka kuşunun kanadında sakladığı,
hazine neydi?
damarıma nasıl enjekte ediyorum
zemherinin,
ayaz gecelerinden yazgı,
türkü dilli sevgiliyi?
dudaklarım arasında tutunan
sigara gibi tükensemde
aklım başımda olduğu halde,
ateşi aşkına yaktım kendimi.
bilirim yar, vuslat bir masal
bizden başkası inanmaz
yanardağ gibi eritir,
avuçlarımız arasında iz bırakanlar.
günahsa günah deyip
kanat çırptık aşkın ummanında
Gitmek Gerek Bazen…
Bazen bitmek gerek yaşamdan, her yerden
Bırakmak gerek bugünlerde, işi gücü, sevgileri aşkları, parayı pulu. Gözün görmeden, kulağın duymadan, yüzün gülmeden gitmek gerek buralardan.
Nereye olduğunu bilemediğin yollara, neden olduğunu anlamadığın sebeplerle çıkmak gerek. Kimseyi yanına katmadan, kendini bile olduğun yerde bırakarak gitmek.
Gitmek gerek bazen.
Bazen buralardan
Bazen bu zamandan
Bazen bu yerlerden.
Tanıdık tanımadık her yerden, her şeyden g
Cok degil, azdan yaratmakta guzeldir sevgiyi. Yavas yavas biriktirmek onu.
Sevginin icinde bulundugu ufak ufak hayatlar yeni dunyalara yol acan mutluluklar.
Gozlerinde dunyayi gormek, kiyilari gormek, onu gormek, durmak dinlenmek....
Sevgi, tenin icinde kaybolmaktir, onun kokusuna doyamamak, yastigina, tenine, eline, koluna, burnuna karismasidir onun kokusu....
Sevgi, omuzunda uyumak, o an fisildamaktir kulagina onu nekadar sevdigini...
Sevgi Seni seviyorum diyebilmektir
Canım İSTANBUL
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
Uc gunden beri kendimle savasirken anladigim tek birsey oldu. Aslinda yillardir cizdigim Gül portresi tamamen yalanmis. Aslinda icimin derinliklerinde benden baska birsey yasiyormus, ve ben icimin derinliklerinde yasayip duran bu seyin karsisinda cok gucsuz oldugumu hissettim, adeta yeniliyorum ona karsi.Bu gucsuzluk oyle birseyki bana kendimi, cok asagilanmis gibi hissettiriyor.
Kendimi oyle kotu hissediyorumki, surekli yapmamam gereken seyleri yapiyorum. Sonra cok basit biri oldugumu dusu
Türkiye: Sonun başlangıcı
18 Mayıs 1919 tarihli The New York Times gazetesi, “Türkiye: Sonun Başlangıcı” başlığı altında “Türkler’e Anadolu’da küçük bir bölge bırakılabileceğini” yazıyordu.
İzmir’in işgali, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) tarih boyunca Türkler’e hangi gözle baktığının da bir göstergesi ve dahası “tarihi bir belgesi” oldu.18 Mayıs 1919 tarihli The New York Times gazetesi, “Türkiye: Sonun Başlangıcı” başlığı altında “Türkler’e Anadolu’da küçük bir bölge bırakılabile
Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda...
Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz
ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,
imkansız olan her
3 saat once resmi bir sekilde 2 haftalik tatile girmis bulunuyoruz. Ama sanirim benim hatam olucakki, cok terelelli giyindigim icin hastalik kapmis gibi bir his geliyor icime, sesimde degisti gozlerde yaniyor, ama sorun degil.
Kendimle ilgili konuyu bitirdikten sonra,sinemaya gelelim Ben bir sinemaciyim derken, oynuyorum anlaminda degil, olamaz zaten. Nerede bende o yetenek
Bu yil biraz kotu gecmisti benim icin. Hatta sevgilimden oncesi bir kabustu, akla alinmayacak kotu seylerde vardi
Örtünme konusunda yalandan Müslüman olan yönetenlerimiz İslamın haram saydığı faize gelince dünya rekoru kırıyorlar. Geçen yıl 1000 dolarla Türkiye'ye gelen bir yabancı yatırımcı, 720 dolar faiz almış. Her şeyi çarpıtmakta usta oldukları için bu durumu da tersine çevirmekte zorluk çekmediler. Neymiş efendim, "Yabancı sermaye Türkiye'yi tercih ediyormuş". Neden tercih ettiği meydanda. Peki ama gelen yabancı sermaye devr-i iktidarınızda bir kuruşluk yatırım mı yaptı; ya da bir kişilik istihdam mı
Sondan Bir Önceki Eyalet Kosova
Bülent Esinoğlu
Yugoslavya’yı beş parçaya bölen Batı emperyalizmi bölmeye devam ediyor. Aslında Amerika için bölünmüş Yugoslavya’nın en önemli parçası Kosova’dır.
Çünkü, Rusya’yı, Avrupa’yı ve Kuzey Afrika’yı kontrol edecek Amerikan üssü buradadır.
Bağımsızlığını ilan eden Kosova aslında bir Amerikan eyaletidir. Burada Türkler ve Müslümanlar çok zor şarlar altında yaşamaktadır. Amerikanlaşma ve Arnavutlaşma operasyonuna tabi tutulmuşlardır.
Ame
Yazarlar / Sedat Sertoğlu
Dışişleri: Kral Çıplak
[email protected]
35 yıla yaklaşmış bizim Dışişleri Bakanlığı ile olan diyaloglarım. Bir ayağımız hep içinde olmuş. O kadar çok arkadaşım olmuş ki. Hikmet Çetin’in Bakanlığı döneminde Özlük Hakları’nın verilmesi için onlar adına aslanlar gibi kavgalar vermişim hükümetle... Bugünkü diplomatlar bana teşekkür borçlular bu yüzden.
Son yıla kadar inanılmaz başarılara imza attı benim Dışişleri’ndeki arkadaşlarım. Yal
Uzun süredir sık sık yakalandığım bir alerjik bir sünizit sorunum var.Alerjik olduğu içinde tedavisi pek mümkün olmuyor..
Bu hastalıkla olan haşır neşirliğim sayesinde tüm evrelerini ezbere biliyorum.İlk önce burun tıkanır nefes almak güçleşir sonra solunum düzelir fakat müthiş bir geniz yanması başlar,sanki genziniz yara olmuş gibidir,gibi değil olmuştur.
Sonra aynı ağrı ve acıma boğazınıza iner yutkunurken canınız yanar,üstüne üstlük ateş ve halsizlik eklenir buna,eğer nasılsa geçer diye düş
Bu sabah Tengerinden bir mail aldım.
Yazdıklarını sizlerle paylaşmamı istemiş...
Selam abla, nasıl gidiyor?
Bugün kardeşim geldi en sonunda askerden.
Ama tabi bayaa bi gerginlik yaşamadık değil...
Bu aslında dün geldi ama beyefendi önce sevgilisinin yanına gitti,
İzmir'e indiğinde beni aramadı bile...
Ya aslında gitmesi sorun değil, daha başka bir şeyler var ayrıntıda, sonra anlatırım tabi...
Ben akşam kurstan bir geldim, aradım bunu, telefonu kapalı...
Bugün öğlen kızı da almış g
Sevgi
Sevgilim
Benim sevgilim
Sadece benim sevgilim.....
Ask
Askim
Benim askim
Sadece benim askim....
Birgun uyudum uyandim hala gundu...Gece hic olmamisti...Onu gormenin heyecani vardi icimde...Onu gordum...Ustum ortama uymuyordu,disarda cok usumustum...Arabamizin kapisini actim ve en az ismim kadar guzel guller vardi benim koltugumda
Aldim, kokladim,optum....Yola devam ettik...Ben icimi isitan heyecanla cevreye bakarken icerisini inanilmaz bir sessizlik burumustu...Isindikca m
YJaeB1OhPVA
Anneme hitaben...Annem iyiki dogdun.....
Turkce meali:
bir ben birde sen
garibiz buralarda
oturmuş bir kapının önünde
ve bilmiyor hiçkimse
nedir derdimiz diye
oy benim garibim,biçaresizim
bir kapının önünde oturmuşuz öylece
kapanmış yollarımız dikenlerle
ve bilmiyor hiçkimse
nedir derdimiz diye
oyy benim garibim biçaresizim
Sana bu satırları
Bir sonbahar gecesinin
Felç olmuş köşesinden yazıyorum.
Beşyüz mumluk ampullerin karanlığında
Saatlerdir, boşalan kadehlere
Şarkılarını dolduruyorum,
Tabağımdaki her zeytin tanesine
Simsiyah bakışlarını koyuyorum*
Ve, kaldırıp kadehimi
Bu rezilcesine yaşamların şerefine içiyorum:
Burası Agora Meyhanesi
Burda yaşar aşkların en madarası
Ve en şahanesi
Burda saçların her teline
Bir galon içilir
Sen, bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin
Bu sekiz köşel
Bu kalabalıklar sen oluyor gitgide... Gördüğüm her yüz sana benziyor. Elbet hiçbir göz bakmıyor senin gibi, ama her renkte biraz sen varsın işte, her seste bir ton sen. Yanıp sönen her ışıkta görünüp kayboluveriyor yüzün. Sayamıyorum ya kayan yıldızları, dileğim tek; teksin yüreğimde.
Yokluğun aleni bir acı su bırakıyor gözlerime, kırpmıyorum... Korkuyorum seni kaybedeceğimden. Yüreğime damlayan her kan biraz daha can katıyor kimsesizliğime. Sevdamı yazdığım kesik yol çizgilerinden geçerken
Vücudumun hiç bir yerinde hareket yok. İç dünyamda nasıl fırtınalar kopuyor. İsteklerimi nasıl
engelliyorum bir bilsem. Dudaklarını takip ediyorum ama konuştuklarını işitmiyorum. Ara sıra
ellerine gözüm kayıyor.
Korkuyorum bakışlarımı hissedeceksin diye yada artık beni sevmediğini bilen insanların bunu fark
etmesinden.
Sen sevmiyorsun, ben ne yüzsüzüm hala içim titriyor.
Aramızda diğer arkadaşların birbiriyle aralarındaki mesafe kadar mesafe var. Ne uzak ne yakın ve
içimden keşke diyorum;
1999 ile 2008 yılları arasında Birleşmiş Milletler idaresinde bir bölge olan Kosova 17 Şubat 2008 tarihinde Türkiye saati ile 16.39´da tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etti.............
KNklosMYw7o
biraz eğlenmek gerek......
Öylesine yuttum ki sesli harflerimi… Korkar oldum noktalar koymanın ardından yeni cümleler kurmaya... Artık yokmuşsun, artık yokmuşum, artık yokmuşuz... Gün batımları yokmuş oturduğumuz odanın sarı duvarlarına yansıyan... Ellerin yokmuş en beklenmedik anda ellerimle kavuşan... Aşklar yokmuş artık, bir zamanlar var olduğuna inanılan...
Öylesine yuttum ki sesli harflerimi… İçimde kırılan bir ayna kaldı sadece... Geceler yokmuş artık, gündüzler de… Saatlerin kadranları kırılmış, küsmüş zamana..