Zıplanacak içerik

Genel

Seçilmiş Blog Başlığı

Bu sabah saatimin alarmi beni acimasizca uyandirdiginda, o dayanilmaz sesini kapatmak icin elimi hizlica uzattim yatagimin basucuna.. aksam koydugum yerde bulamayinca ve alarm inat edercesine sesini yukselttikce, yeni bir gune yine cok guzel basladim diyebilmemek icin bir neden daha buldum kendimce.. Sabah oldugu halde hala gece gibi karanlikti odam, isiklari acmadan bulurum diyerek, elimi yatagin altina uzattim.. herzaman basucumda duran saat, nasil olmustu ki yerinden kayboluyordu.. Aksilik
Değer Yargıların ve Kavramların Yanlış Yorumlanması   İnsanların günlük hayatta sergiledikleri birtakım davranış biçimleri ve modeller vardır. Bazı olaylar karşısında nasıl davranılması gerektiği,bunların yorumlanması ve analizini genelde bu tutum ve davranışlar belirler. Tüm bunlar insanlarda, çocukluk devrelerinde, aile ortamında ve yaşadığı çevreden aldıkları izlenimlerle oluşur. Bunlar zamanla aile ortamından ,kişilerden ve olaylardan etkilenerek(anne,baba,arkadaş veya bir film kahramanı
Kapının üzerinde ki "DİKKAT DELİ VAR" "AKILLILARIN GİRMESİ YASAKTIR" "ÖZGÜRLÜĞÜN DEĞERİNİ BİLMEK LAZIM" türünden yazıları görmezden gelmeye çalışıp derin bir nefes aldım.İçeri de bangır bangır,"kendim ettim kendim buldum,gül gibi sarardım soldum" çalıyordu yine."deli kız" dedim güldüm. Müziğin sesinden girdiğimi duymadı elbetteki..Bir yanında sigara,bir yanında bira şişesi bacakları çalışma masasına boylu boyunca uzatmış kendine müziğe kaptırmış şarkı söylemesine bir kez daha güldüm..Onu herşeye
  • Radya
Sen şimdi yatağında mışıl mışıl uyurken ben büyük bir üzüntü ve hayal kırıklığı ile yazıyorum bu satırları...Ne yazık ki bu sabah bana karşı büyük bir ihanet içinde olduğunu anladım...Yüzüme gülerken,"senin yanında ve daima destekçinim" derken aslında içinden hain planlar yapmışsın..Dün nihayet gerçek yüzünü ortaya çıkardın ve veee o planlardan birini gayet başarılı bir biçimde sergilemekten kaçınmadın.Ama iyi oldu bende böylece gerçekte kime sırtımı dayamış olduğumu biliyorum artık..Direncimi k
  • Radya
Uyuduğum uykudan omuzuma nazikçe dokunan bir elle uyandım.Gözlerimi aralayıp baktığımda hostesin gülümseyen yüzüyle karşılaştım.. "inişe geçiyoruz lütfen emniyet kemerinizi bağlarmısınız" Oturduğum yerde doğrulup saate baktım tam 23:50 yi gösteriyordu,sonra gayri ihtiyari yanımda oturmakta olan hiç tanımadığım adama,uçağa ilk bindiğimiz andaki gibi elleriyle sıkıca koltuk kenarlarını kavramış,dimdik oturmuş gözleri sımsıkı kapalı.. Onun bu hali bende gülümsemeye yol açtı "korkudan ölecek gari
  • suheda_
Dinle.. Turnaround, Every now and then I get a little bit lonely and you're never coming round Turnaround, Every now and then I get a little bit tired of listening to the sound of my tears Turnaround, Every now and then I get a little bit nervous that the best of all the years have gone by Turnaround, Every now and then I get a little bit terrified and then I see the look in your eyes Turnaround bright eyes, Every now and then I fall apart Turnaround bright eyes, Every now and then I fall a
  • KiRaZ
30 Temmuz 1943 tarihinde, Van’ın Özalp ilçesinde...33 Kurşun!İbret, yargısız bir infazdır;gelir ölüm emri... jandarma tarafından gözaltına alınan 33 köylü ibret olsun diye, hiç bir yargılama olmadan, sınırda elleri ve gözleri bağlanarak kurşuna dizilir. ..33 KURŞUN   1.   Bu dağ Mengene dağıdır Tanyeri atanda Van'da Bu dağ Nemrut yavrusudur Tanyeri atanda Nemruda karşı Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur Bir yanın seccade Acem mülküdür Doruklarda buzulların salkımı Firari guvercinler
“Bizi yakarak öldürdüler,bizi diri diri yaktılar”diyordu yanık bedeniyle yabancı olduğum kadın!   Diri diri yakılmışlardı…tecrite hayır derken,insan gibi yaşamak istiyoruz diye mücadale ederlerken;en temel hakları olan yaşama hakkı ellerinden fütursuzca alınmış,bizler de yaşananlara rağmen seyirci olmakta ki ustalıkla sadece “ah vah” demekle yetinmiştik!   Yaşama hakkı size neyi ifade ediyor?   Hiç önceliğinizde başkasının yaşamı oldu mu,hiç başkaları dediklerinizin canı yanarken,siz canı
"...Kulağımda ahize,mutfakta dururken karşı uçtakinin yalnızca Rahim Han olmadığını biliyordum...Kefareti ödenmemiş günahlarımla dolu geçmişimdi...Rahim Han;YENİDEN İYİ BİRİ OLMAK MÜMKÜN,diyordu"   Gecenin ilerleyen saatleri...Gökyüzü karanlık.İstanbul suskun.Elimde kendimle ertelediğim kitabım."Uçurtma Avcısı" demişti arkadaşım.Mutlaka okumalısın.Beyazı yutan bir dengeler çatışmasından yorulmuş beynim;Uçurtma Avcısı ile yeniden demişti...Yeniden iyi biri olmak mümkün!   Yeniden iyi biri o
Bilirim ki...           Elimi sürsem bir kere yüzüne     Acirmi kalbim tenin sicakliginda     Gözüm gözüne degse bir kere       Unuturmu bu can gözlerinin rengini     Sussam dinlesem tek kalbini     Bana dünyanin en güzel melodisi gelir     Bakabilsem sana bana baktigin gibi       Yüregime aksa sevgi hislerin       Bir kere dokunsam yüzüne     Sevmeme izin verse yüregim     Gözlerime cesaret gelse     Kavussam bir gün sana özlemlerimle     Tüm acilari
Efenim yeni yazı dizimizin konusu Saygı duyulası Adamlar Bir simetrik konu olarak da Saygı Duyulası Kadınlar dizisi yapmayı düşündüm lakin henüz aklıma kendimden başka hatun gelebilmiş değil.   Bu aydınlatıcı yazı dizimizin ilk kahramanı bendenizin ekranda gördüğü ilk günden itibaren kendisine hayranlıkta sınır tanımadığım ve hakkında öğrendiğim her yeni şeyden sonra daha da bi takdir ettiğim şahsiyet :   Zebercet post prodakşın iftiharla Takdim eder:   En ünlü Volkanlı Mr.Spock - Leonar
Yagmurun sesiyle uyandim bu sabah..tik tik yaparken yagmur pencereme.. ilk aklima gelen sen oldun yine..   Sende yagmuru dinlemeyi cok severdin, kendin soylemedin bana ama ben biliyordum sevdigini.. nerden biliyorsun ki diye sormustun bir gün..sadece gülümsemistim ozaman.. (: Simdi oldugu gibi.       Hafif uykulu gözlerle yola baktim, neye baktigimi bile fark etmiyorum..tam uyanik degilim galiba.. ben biraz uykucuyum da (:   bu yagmurda disari cikmasam... diye gecirdim icimden..  
unutmamak için tarihten zihnimize bir not düşelim   57. Alay Sancağı     57. Alay Sancağı..selamlamadan geçmeyin...   Resimdeki sancak, Çanakkale Savaşı’nda son erine kadar şehit olan Kahraman 57nci Alay'ın Sancağıdır. Hâlen Melbourne-Avusturalya müzesinde sergilenmekte olan sancağın tanıtım plâketinde şöyle yazmaktadır:   "Bu Alay Sancağı Gelibolu savaş alanından getirtilmiştir, ama esir edilmemiştir. Türk Ordusu'nun geleneklerine göre bir alayın sancağı, alayın son eri
Eflatun rengi olan bakislarimda   Karanliga aitti duygularim…   Döndüm baktim ardima,   Sonsuz bir yolda ayak izlerim kalmis….   Ne olur,   Rüzgar essin topragi toz duman etsin..   Ne olur,   Yagmur yagsin silsin izleri..   Firtinalar yalniz birakmasin beni..   Unutayim her günü   Yalan olan sevdayi yüregimden atmayi   konusmadigim her kelimeyi,   yazmadigim her siiri yakmak istiyorum…   Yansin…   Sadece Yansin..   Yalan da olsa duygularim,.   Bahane degildi susm
Gökyüzünde kırılgan bir güvercin,gülümsüyor bana içten içe;günaydın diyorum aydınlık,günaydın diyorum Diyarbekir surları,Günaydın Dicle…   Gökyüzünde paramparça olmuş bir uçurtma,korkuyorum,güneşi diliyorum ışığıyla…Karanlık kolaçan ediyor sokakları,kulaklarımı tıkıyorum;dile geliyor 13 Kurşun!   13 Kurşun;reva mıdır ey insan!Reva mıdır aydınlığı karanlık ile yıkamak,reva mıdır 12 yaşında bir çocuğa 13 kurşun sıkmak?   Üşüyorum;Diyarbekir’in kavurucu sıcağında.Gözlerimi kapatıyorum;12 yaşı
Önce doğdum elbette.   Bir gül yüzlü ananın kucağına hem de   Adıma bin bir isimden birini vermişler   Büyürken ismine aşina oluyor insan   Manasıyla yoğruluyor isminin   Okullar, parklar, sokak araları   Git gel bitmeyen yollar   Ufacık adımların büyüyeceği günlere değin   Bir hayalden bir diğerine gidip geldim     Anam öğretmen, babam doktor olmamı istedi   Ben ne olacağıma karar bile veremeden   Bir sistem vardı yaşanılan   Ve bu sistemdi bizi biçimlendiren   İsteni
Tarih 8 Ocak 1996…Gökyüzü dargın yeryüzüne. Tarih 8 Ocak 1996…Eyüp Kapalı Salonun hemen yanıbaşında canından edilmiş gencecik bir beden.Yeryüzüne dargın gökyüzünde yürek yakan bir ağıt;   “Uyy uyy uyy uyy Uyy ben ölim lo Uyyyy Metin’im,beni öldürüün uyy”   ...     Tarih 8 Ocak 1996…Ümraniye E Tipi Cezaevinde yaşamını yitiren Rıza Boybaş ile Orhan Özen’in Alibeyköyde ki cenaze törenine “Mutlaka ben izlemeliyim” diyerek giden Evrensel Gazetesi Muhabiri,Metin Göktepe “sarı kartı” olm
beynimde kaldıramayacağım kadar büyük bir gürültü var..beynimdeki çözamediğimm çözmek için de uğraşmadığım sır; çürümeye yüz tutmuş hayallerimi her geçen zamanda biraz daha içine çekiyor.bana değil şu anda var oldugum tüm karanlıga,odamın her aydınlığından yansıyan karanlıga,ait oluyor o büyük sırrım ..bir gürültü oluşuyor sürekli sefil hayalerimden..kulaklarımı ve bana ait olmayan her hayali gürültüye boğuyor kendi kargaşası içinde..odam,karanlığım birden duruluyor ..sis dolasıyor her yanda kar
Türkcemizi Koruyalım     Yıl: 1965 "Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım.. Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim.."   Yıl: 1975 "Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmede
Bu sene başından beridir bir hamam merağı sarmış ki beni sormayın.. O nasıl bir keyftir öyle anlatamam,şu spa merkezleri termal su motelleri,kaplıcalar hepsi hikaye Türk hamamlarının yanında.. Birde hamam merağından sonra hiç yıkamadığımı fark ettim yani bizim evlerdeki banyo olayımız yıkanmak değilmiş.. Dünyanın parasını akıttığımız o markalı vucut şampuanları duş jelleri bilmem neler aslında bir işe yaramıyor güzel kokmak dışında.. Bütün iş kesede ve işin ehli iri yarı bir natırda bitiyor.
Yaşlı ve çirkin bir tüccar; karşılığını parayla ödeyeceği zevk gecesi için olağanüstü güzel, ama taş kalpli bir fahişeye gitmiş... Sabaha karşı, yaşıl adamın uykuya dalmasını fırsat bilen genç kadın, soyguncu dostlarını çağırmış. Ne var ki tüccar, tilki uykusundan fırladığı gibi olanca gücüyle karşı koymaya, dövüşmeye başlamış. Haydutlar hem kalabalık, hem de işinin ehliymiş.Onu kolayca köşeye sıkıştırmışlar. Ancak ne kadar vururlarsa, bu zayıf ve çirkin bedende yara açılmadığını, can alı
Okuduğum ilkokulun kantininde simit ve Çamlıca gazozu dışında bir şey yoktu, zaten o zamanlar çocuğa haftalık vermek diye bir şey de yoktu. Gene de bakkala gidişlerimde kalan para üstlerini haftalarca biriktirip, tüpte şokella alıyordum. Onca zaman para biriktirilerek alınan ve bitmesin diye gıdım gıdım yenen o tüpte şokellanın tadını hala hiçbir şeyde bulamıyorum.   Ben şanslıydım, babam denizciydi. Seyir dönüşleri bana envai çeşit oyuncak getiriyordu Avrupa'dan. Ama o zamanın çocukları bile

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.