Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz.
Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz.
O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
..
Vaktiyle İstanbul'da bi kambur adam yaşarmış.
Zavallı, fakir olduğu için uzun müddet hamama gidememiş.
Nihayet bi gün eline beş-on kuruş geçmiş.
Akşam hemen hamama giderek temizlenmeyi düşünmüş
ve düşündüğünü yapmış.
Oraya gidince görmüş ki kendisinden başka müşteri yok.
"Oh ne ala, rahat rahat yıkanırım"
diyerek kurnanın başına geçmiş, başlamış yıkanmaya.
Fakat biraz sonra içeriye bi takım mahluklar girmiş ve
orta yerde topluca:
"Çarşambadır Çarşamba.."
diyerek haykırıp
JABBERWOCKY / KURAM BÖCEĞİ
by: Lewis Carroll (1832-1898)
(as possible translation)
Sırları moda biçimlerle ortaya koyduğumda
Gözlerinin önüne ve sahne oyunları ile:
Tüm kalpazanlar kuytulara gizlendiler,
Ve dışarıda gaspçı-mumya sıçanlar var.
"Vay canına! etrafta kuram böceği cirit atıyor!
Onun çeneleri keskindir, pençeleri ile yakalar
Dikkat onlar mini mini füzelerdir, uzak dur!
Rüyaların frekans bandında bile gezer onlar!"
O, şifreli sözcükleri açmak için k
..
Bırak! Ölüler, kendi ölülerini gömsünler.
Let the dead bury their own dead.
İNCİL
Luka: 60
**
Kavramlar, hafızada kayıtlı resimlerin nominal
değerleridir.
Kişi, bu resimler ile muhayyilesi boyutunda
(imgelem/imagination/fancy) yaratma gücünü
kullanarak isteklerini oluşturur. (fantasia)
Ancak, bu enerjinin kullanımı anlarında kişinin
sosyal yapısı içindeki pozisyonu ve şart'ları
değerlendirişte/resmi oluştururken dayandığı
tanıt, değeri düşük ve olumsuz spekülas
..
Astral Boyut/Astral Format'ta, ve çevresi ile ilişkilerinde
sürekli problemler, acı ve ızdırablar içerisinde olan kişinin,
bu durumun sadece kendisinden ya da Post Environment;
Mental Post ortamında durduğu hatalı pozisyondan veya
günahlarından nemalandığı/faiz kaynağı bulduğunu kabul
etmesi ile birlikte, sorunlar-nedenler döngüsünden çıkıp,
"acının kendisini" ni sorgulaması, bu yönlü yorumlamaya
gitmesi özverili, çetin, zor bir süreci gerektirir.
"Bu noktada 'Günah'; post'unu
http://youtu.be/GdZ2JXCCSOI
kaçınılması imkânsız olanın karşısında
enterne belli bi sona doğru
büyük denizde dolanmaktayım
avucumda gemim
kanal rotası belirlenmiş iknada koaksiyel
güvertede günlük işlerimi yapmaktayım
bu gün belki bi piyes yazarım
ya da küçük bi melodi mırıldanırım özgün
ve belki bi konuda karar veririm
olabildiğimce özgür
kuytuda isis ile buluşurum
çalıbülbüllerinin ülkesi üretim ünitelerinde
limana palamarlandığımızda
akşam düşünce leylâk bahçesine
p
Yeni Sezon Yayın Akışı
Haftanın erkeki
Haftanın dişisi
Benim de canım var
Olası Savaş tehditleri üzerine güzelleme
Aydınlanmak istediğiniz başka konular varsa ekleyin bi bakiim düşüneyim furum sakinneri...
(Saat 3:23)
Yatağın üzerinde deli bir anne ve kızı..
Gülüyoruz.
Hayır gülmüyoruz:
Gülme krizine giriyoruz!
Neden mi?
Elimizde ki telefonun kamerasıyla ayaklarımızın en estetik görüntüsünü yakalamaya çalışıyoruz..
Ama olmuyor tabi, her bir poza kulp takıyoruz
-"Bunda bileğim kalın çıktı, benim bileklerim kalın değil ki yaa"
-"durrr bunda çok tombul"
-"ama ayaklarımı kapatıyorsun, aaaaa.."
ve içeriden ihtar gecikmiyor
-"o gülüyor benim suçum yok"
-hayır benim suçum yok sen güldürdün!
kendi evimde olmazda genelde misafirin evinde başıma gelen bi olay.
heleki kış ayındaysan.
misafirliğe gitmişin içerdeki ortamdan sıkıldın mutfakta bi sigara içeyim, biraz daha zaman geçsin diye hadi bide lavaboya gidim dedin lan terliği bi giyiyon terlik ıslak.
senden önce biri girmiştir ıslatmıştır.yada abdest almıştır felam filam.
hiç haz etmem.terliğe ayağımı soktuğum an kafamdan aşağı kaynar sular dökülür.lan ben şimdi ne yapacam diye.
çorabını çıkarsan anasını satim o kadar insanın iç
Önceden planlanmamış tatilleri oldum olası sevmişimdir. Aniden ertesi gün için hazırlıklara başlamışsındır bile. Birde tatil sıradışı olursa deymeyin keyfine.
Bundan yaklaşık 1 ay önce yengemden gelen bir telefon ile böyle bir maceralı tatil yaşadım.
Abim Uluslararası sefer yapan gemi kaptanıdır (suvari). Uzun yıllar yük taşıyan gemilerde oradan oraya gider gelir.
Maceramız Göcekte başladı. Yengemden gelen telefon ile ertesi gün yola çıktım. Muğlada yengemle buluşup Göceğe hareket ettik. Ö
arkadaş gidiyon markete alışverişini yapıyon kasaya geliyosun artık ürünlerin geçiyo kasiyer poşet veriyo ulan uğraş uğraş o poşet açılmıyo anasını satim.elinle ufalıyon ufalıyon üflüyon buruşturuyon elimi dilime götürüp biraz tükmüklüyom yok olmuyo.millette bana bakıyo sırada bekleyenler.hadi bir an önce poşetine koyda git diye.biride yardım edim demiyo.cebelleşiyorum ben orda.sonra kasiyer elini bi atıyo hemen açılıyo poşet..bide sırada beklerken görüyorum genelde bayanlar yapıyo kasiyer poşet
Bu hafta sonu köyüme gittim... çook çok sıcaktı yaktı kavurdu nefes alamadım çoğu kez zira astımım ben... bikaç saat içerde vantilatör karşısında ilacımıda alarak soluklandım hoop hemen metabolizmam tanıdı köyümü ve uyumla nefes alışlarım düzeldi bahçede bir renk cümbüşü sayamadım çiçeklerin rengini çeşidini. annecim ne güzelde yıllardır bakar o bahçemize.. benim 12 yıldır ektiğim çileklerde bir gürleşmiş ki sormayın. sanki ben gelicem diyede bebek çileklerle bezenmiş küçücük dalları girdim ara
Unutmayacaksın. Daha doğrusu, unutmaya çalışıp, bunun için çabalamayacaksın. Gerekirse, yüreğine taş basacaksın. Gecen gündüzüne karışacak, hayatın alt üst olacak belki. Gözünü kırpmadığın geceler olacak. Gündüzün bir anlamı kalmayacak. Gam ve keder yüreğini mesken tutacak.
Acının ta içinden geçeceksin. Bu hayata, “hayat” demeyeceksin. Yaşamayacaksın, ölüp ölüp dirileceksin. Ölümün içinden geçeceksin, ölmeden evvel. Öyle ki; acıdan müteşekkil olacaksın. Sen acının bizatihi kendisi olacaksın.
yolda gidiyon çorap yavaş yavaş ayaktan kayıyo.eğer hemen çekmezsen bi süre sonra topuktan aşağı kadar iniyo.lan topuktan aşağı kadar inmeyi nasıl beceriyon çorap.ben her dakka eğilip çorap mı çekecem arkadaş.ister istemez kendi kendine söyleniyosun.yolda gidenlerde bana bakıyo.ne bakıyosunuz olim ben kendi kendime mi konuşuyorum çoraplan konuşuyorum alla alla.hem kendi kendime konuşsam size ne yani.sinir oluyorum yaa ifrit oluyorum irrite oluyorum illet oluyorum kuduruyorum içten içe fıttırıyor
"Ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, hakkında twitter mesajları nedeniyle "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçlamasıyla 1.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi."
Hayırlı uğurlu olsun.. Fazıl Say aşağıda yazılı 'tweet' leri için İslam dinine, bu dine mensup müslümanlara yönelik ağır hakaretler ederek dini değerleri alenen aşağıladığı iddiasıyla yargılanacakmış :
"Tanrı, uğruna yaşayacağın bir şey mi, öleceğin b
Iki cumle yazip gidicem.yazdigim blog benim mi ondan bile emin degilim cunku kafam guzel cunku bisuru blog yazarina editor olmusum.bursercan blogunu isgalediyorsam affet ablacim.kirazcim sayet senin blogtaysam fazla konusma, doverim..
Yalniz gercekten telden yazmak cok zormus
Ama evden kacmak isteye ngenc kizlara bir mesaj vermek istiyorum..
Iki gundur cekmece ve dolaplari hala annem kokan yazlik evdeyim. Cocukluk ve genclik hatiralariminla dolu olan tek ev.Ansizin odalardan birinden annem ci
Ülkede artık tanımlamakta da, inanmakta da zorluk çektiğim şeyler oluyor.. 2 gün önce kürtaj ile ilgili yazımı yazdıktan hemen sonra Başbakan'ın "Zaten bakanıma söyledim, kürtajla ilgili yasayı hazırlıyoruz ve çıkartacağız" söylemiyle karşılaştım. Zaten AKP hükümetinin bu konuda yıllardır izlediği bir yöntem olduğundan (Başbakan bir konuda bir şeyler söyler, hemen ardından hükümet kanadından bir veya bir kaç siyasetçi bunu destekleyen açıklamalarda bulunur ve bundan sonra Başbakan çıkıp "Bunu ya
ablam evlendikten sonra benim yaşadığım bir problem bu.başka kardeşimde yok annem babam ve ben yaşıyoruz evde.bi misafir geldiği zaman eyvah ki ayvah.annemde hep bana söylüyor.oğlum hadi misafirimize şundan getir yok meyve getir yok çay getir.niye ben getiriyorum yaa acayip canım sıkılıyo bu duruma.heleki mevzu çaysa.annem bana hadi oğlum bi çay getir diyo gider getirrim.o benim annem.annelerin dediği yapılır.lan misafir sana ne oluyo.sen niye benden çay istiyon.kalkta kendin al alla alla.bu çay
İki gündür kendi çocukluğumla, çocuklarımın imkanlarını kıyaslayıp duruyorum.Benim kasaba çocuğu oluşum, onların şehirde büyümeleri, oyuncaklarımız, oyunlarımız değil kıyasladıklarım..Bilgi ve bilgiye en doğru kaynakları bulup hızla erişmekten bahsediyorum..
Annemin bize sözünü geçirebilmek için, batıl inançları nasıl kullandığı geldi aklıma.Aynı şeyi kendi çocuğuma denediğimde aldığım tepki gerçekten "vay bee" dedirtti bana.
Sizlerde küçükken çıkartır mıydınız acaba o garip sesi? Hani d
arkadaş ne zamandır buraya üyeyim benim başım kelmi benim niye bir blogum yok diyerekten artık yazmaya karar verdim.başlıktaki fakir görünmem blogumun olmamasından dolayı değil.ne zaman unlu mamullerine gitsem hep bu hisse kapılıyorum.içeri giriyorum bişeler alacam kimse benle ilgilenmiyo.benden sonra biri giriyo hemen böyle bi ilgi alaka.ben ondan önce gelmiştim halbuki.çıkarken bide ayak altında dolaşma çekil önümden der gibi itmeler omzuyla felan.hem sıramı kaptırıyorum hemde dayak yiyorum.si
Milli görüş gömleğini çıkardıklarını iddia ederek başa geçenlerin, artık "ustalık dönemi" diye tabir ettikleri dönemi hep birlikte yaşıyoruz hamdolsun !! E zaten ülkenin ilgilenilmesi gereken yüzlerce, binlerce sorunu ulu orta dururken, çıkardıklarını iddia ettikleri gömleğin cebinden aldıkları ajandadaki maddeleri sırasıyla şakkadanak ülke gündemine sokmaları bu ustalığın göstergesi değil mi? Dünya üzerinde görülmemiş derecede ileri demokrasi teknikleri kullanarak, ülkeyi muasır medeniyet sevi
3 gündür tuvaletimdeki çeşme damlatıyor idi.. dün akşam iş çıkışı gittim nalburdan yeni bir musluk yada çeşme adı bile bilmediğim o şeyi aldım yapacaktım o damlamayı durduracaktım işte... zaten hastaydım ve canımda sıkkındı kafamı dağıtırdım bana uğraş olurdu... birde boru pensesi denilen alet i de nasıl kullanmam gerekteğini nalburdan öğrendim evde aldığım bir takım çantası var nasılsa evimdeki her işi ben hallederdim.. matkabım bile var perde rustiklerimi bile ben yaptım .. elimden her
Lafa nereden başlayacağımı bilmiyorum. Yıllarca okudum.. Tuvallette okudum, otobüste okudum, sonra metro çıktı orada okudum.. Kendimi bildim bileli yemek yerken bile okudum.. Matematik okudum, psikoloji, felsefe, tarih okudum.. Yeni yıl kutlamaları yapılırken bile ben sabahlara kadar okuyordum... Taa ki..
Kendimi keşfetmem mi diyeyim, yoksa insan psikolojisini keşfetmek mi diyeyim bilmiyorum ama "Puşkin'in Gizli Güncesi" adlı bir kitap beni derinden etkiledi. Puşkin severlerin bir kısmı bu gün
İçimde bir yazma, kağıda dökme ve olanı biteni ölümsüzleştirme ihtiyacı var. Gözümün önünde harfler uçuşuyor, bir araya geliyor sonra kelimeleri oluşturuyor, daha sonra onlardan da anlamlı cümleler meydana geliyor… Ve ben şu an sadece gördüklerimi yazıyorum. Yazdığım hiçbir şeyden mesul değilim yani… Gördüğüm her şeyden mesulüm de diyemeyeceğim çünkü şu an gördüklerimi yaratan ben değilim… Başka bir şey o, Belki Tanrı, belki anı, belki o, belki bu, her neyse işte takılmıyorum zaten ben o kısma