Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Genel

Seçilmiş Blog Başlığı

AMASRA   Toprak kokan şehir Deniz kokan şehir Sevda kokan şehir   Büyüsüyle bekler seni Caddeler ıslak gözyaşlarıyla   Gitmem bu gece gidemem artık olmasanda Gitmem bu gece olmasanda   Hava ile bütün Su ile bütün Güneşle bütün şehir   Bıraktığın zamanki gibi Loştur heryer hayalin gibi   Gitmem bu gece gidemem artık olmasanda Gitmem bu gece olmasanda   Oysa artık düşlerimde Yanlızlık da aşktır bu şehirde Karanlıkta aşkır sensizlikte   Gitmem bu gece gidemem artık olmasa
Misafir
1957 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun olup ihtisas yapmak üzere ABD'ye giden doktor Ömer Musluoğlu görev yaptığı hastahanede başından geçen çok enteresan bir hadiseyi şöyle anlatıyor: "Amerika 'ya gittiğim ilk yıllar ( 1957) lisanım pek o kadar iyi değil. Newyork'da Medical Center Hospital adlı bir hastahanede görev almıştım. Fakat vazifem kan almak, kan vermek, serum takmak, elektro kardiyografi çekmek gibi işler.. Hastaya o kadar önem veriyorlar ki yeni doktorlar hemen direk olarak
evet ben KPSS sınavına girip kütüphane memuru olmak niyetindeyim.   bi kaçınızın yüzündeki o kenardan kenardan gülümsemeyi görür gibiyim şimdiden...Gülmeyin,ciddiyim...       böyle bi hayat istemediğime kanaat getirdim...   evet...   ( aç parantez) bigün birazdan aşağıda italik ve kalın harflerle yazacağım lafı bi yerde okumuştum h.sktr. benim aklıma neden gelmedi diye hayıflanıp kıskanmıştım..Çok başıma geliyo bu durum nedendir bilemem,hayır bi de kalkıp koca koca yazarları kıskanıyor
SENDE KALMIŞ....   Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış. Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.   Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.   Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim, Saçlarına hasreti tanımayan hallerim, Rengarenk rüyalarım, toz pem
Misafir
Nostalji   yürekleri dağlayan keşke hasret olsa, eski dostlara atılan bir gönül köprüsü, taşlanmış yüreğinde memleket kokusu, avuçlarının içinde unutulmuş yıllara meydan okuyan toprak kırıntısı olsa hasretini gideren!   her taşın altından çocukluğun çıksa, her sokakta anılar uyansa, ağaçların gölgesinde kırılmış aynalar, yollarını kapatsa, memleketi hatırlatsa! göbek bağı kesilmiş işte bu topraklarda, bir gurbet, bir de memleket bildiğin yıllarca.   bir gün yok olur ayakl
  • ERBAY
Bırakma ellerimi, Bırakma yalnız beni, Son defa seyredeyim, O yaşlı gözlerini...   Artık bülbül ötmüyor, Gül dolu pencerede, Yalnız hatıran kaldı, Boş kalan çerçevede...   Aşkların en güzelini, Yalnız sende bulmustum, Son defa seyredeyim, O yaşlı gözlerini...   Artık bülbül ötmüyor, Gül dolu pencerede, Yalnız hatıran kaldı, Boş kalan çercevede...    
Boşlukta çarpışıp yankılanan sesim, Sana hiç mi gelmez ki duymazsın... Giderken parçalayıpda kanattığın yüreğim, Yüreğini hiç acıtmazmı ki derman olmazsın... Itırlı bir bahar sabahında sevdim seni, Şimdi yağmurlar yağıyor göz bebeklerime... Benim sevdam dillere destan oldu, Fermanım sana gelmezmi ki dönmezsin... Bir acı hayattır ömrümün son demi, Biliyorum gelsende bir gelmesende, Gönül özlüyor başka birşey değil... Gözlerim görmek istiyor gülen gözlerini, Gem vuramıyorumki sensizliğ
Okumaktan hiç bıkmadığım bir şiir..   YAĞMUR   Vâr eden’ in adıyla insanlığa inen Nûr Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebâbil dudağından Rahmet vâdilerinden boşanır âb-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kâinat   Yıllardır boz bulanık suları yudumladım Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım   Hasretin alev alev içime bir ân düştü Değişti hayal köşküm, gözümde vir
  • kralx
*Mimar Sinan'in Selimiye Camii'nin kubbesini o genislige oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematigin bilinen 4 ana isleminden farkli besinci. bir islem bularak cozdugu soylenir. Ayrica minarelerin serefelerine cikanlarin yolda birbirlerini gormemeleri ise buyuk bir bir dehanin urunudur.   Almanlar ayni sistemi meclislerinin onundeki dev kurede kullanmislar. Mimar Sinan bu sistemi 2 metre capindaki minarelere yuzyillar once monte edebilecek bir dehadir. Almanlarin dehasi
  • siyahx
Lakabı İnatçı Çivi   Çin’in Çongcing Kenti’nde yaşayan ve Çin medyasının "İnatçı Çivi" adını taktığı Wu Ping (49), 3 yıldır, oturduğu bölgede hafriyat çalışması yapan müteahhidin evini yıkmasına izin vermiyor. Baskılara dayanamayan 280 komşu, az bir para karşılığı evlerini boşaltmak zorunda kaldı. Oldu bittilere tek başına karşı gelen Ping’in hukuk mücadelesi ise kamuoyundan büyük destek görüyor.   Çukurun ortasında   Müteahhit site yapmak üzere inşaat alanına kazdığı çukuru derinleştirir
  • siyahx
ERKEK silahları buldu, avlanmayı icat etti... KADIN avcılığı buldu, kürkü icat etti... ERKEK renkleri buldu, boyamayı icat etti... KADIN boyamayı buldu, makyajı icat etti... ERKEK konuşmayı buldu, sohbeti icat etti... KADIN sohbeti buldu, dedikoduyu icat etti... ERKEK tarımı buldu, yemeği icat etti... KADIN yemeği buldu, diyeti icat etti... ERKEK dostluğu buldu, aşkı icat etti... KADIN aşkı buldu, evliliği icat etti... ERKEK kadını buldu, seksi icat etti... KADIN seksi buldu, başağrısını
  • siyahx
Ben Toprağın Sinesinde İnsan Denilen Bir Canım, Hem Düşünür Hem Severim Budur Taştan Farklı Yanım. Her Maddenin Zerresini Bedenimde Taşıyorsam, Ben Ne Bir Taş Ne Bir Ağaç, İnsanlığımla İnsanım.   Ben Topraktan Bir Canım Senin Gibi Çiğnesen Ne Fark Eder Yolun Gibi Dil Söylemiş, Kalp Kırılmış. Ha Bir Eksik Ha Bir Fazla Ne Fark Eder Derdim Gibi, Ben Seni Her Halin ile Seviyorum Toprak Gibi   Benim Aşkta Tek Dilegim, Benim Cefada Örnegim. Ağlatmayı Hüner Bilen, Benim Vefa
Misafir
Yanmak da, yakınmak da bizim işimiz değil Ölümsüz ilkbaharın ufkundayız biz Kalbimizde kımıl kımıl yeşeren arzular Mutluktur dediğimizin peşindeyiz biz Hayat değirmeni durmaksızın dönüyor Güneş bize göz ediyor, ay gülümsüyor   El ele günlerimiz türlü çiçeğe renk renk vurmuş Cıvıl cıvıl kuşların söylediği bizim şarkılarımız Gül dalındaki dikenler yırtıcı da olsa bir tanem Yine de “Sen, sen!” diye tutuşur damarlarımız Hayat değirmeni durmaksızın dönüyor Güneş bize göz ediy
  • ohb
Bir ıslık sesi var havada...   Bir serin yel esiyor çorak tepelerden...   Bir mavzer patlar uzaklarda,   vurulan bir ceylan mıdır soluk soluğa,   ya da can mıdır yere düşen?   Acı mıdır sesini duyduğum,göremediğim...   Şurada,coşkuyla yanan yüreğim midir ateşte?   Şu küçük ırmakta akan ümidim midir boynu bükük?   Haykırışlarım mıdır bu hazin melodi,   veda şarkıları gibi kulaklarımda,çığlık çığlığa?...       Puslu hava,   keskin bir kömür kokusu sızıyor eski bacalardan...
Şimdi gidiyorsun!... Git! Oysa senden tek bir damla istemiştim Sana kocaman bir deniz sunmak için... Şimdi gidiyorsun!... Git!       Ne zaman başladı bu hikaye Anımsamak zor... Gençtim Hazırda fırtınalarım vardı dört nala sevdalarım... Komazdı öyle üç-beş nöbetleri... Geceler içimi acıtmazdı böyle...   Bir insan bu kadar eksilebilir mi!       Hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı Bu şehrin biryerlerinde... Düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona... Göz
Yokluğunda; keskin bıçak... Yağlı urgan boynumda hasret! Yokluğunda; gamlı rutubet her üstüme çöken... Her soluk,her nefes! Yokluğunda; her eşya puslu... Gök yağmur öncesi kapalı, ağlamaklı! Yokluğunda; yıkık gönül kalem... Umudum kırık, hayatım yitik! Yokluğunda;aşkın bahtı gölgeli... Sızılı gönlüm sevda yanığı! Yokluğunda; çakıl, kum, taş... Geçtiğim yollar,baygın gölge dolu! Yokluğunda; yeni yükselen ayın sönük ışığı... Heryerde sereserpe renksiz mehtap!     Yokluğun... Kahrol
Seni seviyorum... Çünkü her sabah kalktığımda Bir günü daha seninle geçirecek olmanın mutluluğunu yaşatıyorsun bana... Ben güne seninle başlıyorum... Ve hergün gün hayatı yeniden keşfediyorum.. Seni seviyorum... Çünkü gökkuşağının her tonunu gölgede bırakan en parlak renksin sen... Herşey senin rengini taşıyor... Ve benim için ancak o zaman anlamlı oluyor. Seni seviyorum... Çünkü soğuk günlerde içim
Kimdi kalan, kimdi giden... Giden mi suçludur herzaman!... Ne zaman başlar ayrılıklar... Dostluklar biter ne zaman...   Her geçen gün bir parça daha Aldı götürdü bizden... Aynı kalmıyordu hiçbir şey... Değişiyordu herşey kendiliğinden...   Artık çözülmüştü ellerimiz... Artık bölünmüştü yüreğimiz... Birimiz söylemeliydi bunu... Ötekini incitmeden...   Kimdi giden, kimdi kalan... Aslında giden değil... Kalandır terkeden... Giden de bu yüzden gitmiştir zaten !!! Mur
Gittin…Ben arkandan sadece baktım.Oysa söylenecek o kadar çok şeyim vardı ki...’Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.Gidersen sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak.Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi.O karanlıkta yolumu kaybedeceğim...'diyecektim sana KONUŞAMADIM…   Gittin… Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım.Öylesine acıdı ki içim,tutup koparsalardı kolu mu,bacağımı bu kadar acı duymazdım.Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden.AĞLAYAMADIM…

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.