Zıplanacak içerik
Blog gönderen: evrensel-insan - Şurada: Genel
  • Başlık

    201
  • Yorum

    22
  • Görüntü

    191.595

Bu blog hakkında

evrensel-insan'a ait basliklar

Bu blogdaki başlıklar

Bugun noncognitivizm, yani farkindasizlik ve bilincsizlik bilimsel olarak cognitive science'da yani bilissel bilim de olgulasmis durumdadir. Bunu algilayabilmek icin bir ornek veriyorum. Diyelim bir kisi lise mezunu ve bu kisiyi diyelim ucak muhendisligi doktora toplantilarindan birine davet ediyorsunuz. Toplanti sonunda kisi size"bu neyin toplantisi yahu, ben hic bir sey anlamadim." diyor. Iste burada lise mezunu olan kisinin non gognitivizmi soz konusudur, yani kisi o toplantida konusulanlari
Sozluk anlami temelinde ayrim ve fark kavramlari ayni kefeye konmakta; boylece olasi bir uzlasinin onu kesilmeye calisilmaktadir.   Ayrim, iki seyi birbirinden koparmak, birbiri arasindaki iliskiyi kesmek, iki ayri yon yaratmak ve ayrilanlar arasi savas ilan etmektir. Burada ayiran ise farktir.   Fark ise, bir seyin diger seyden farkli olmasidir.   Burada isleyen duz mantik" madem farklilar, o zaman ayrilsinlar" mantigidir. Halbuki, evrensel temelde hersey icicedir ve hepsi bir ayninin uru
Bilindigi gibi dun mecliste bu paket ile ilgili tartismalarda fiziki saldirilar ve yaralanmalar olmustur.   Yani ic guvensizlik daha meclisten gecmeden fiziki saldirisi baskisi v.s. ile kendini gostermistir.   Bu paket ile AKP'nin neyi "guvenlik altina almak" istedigi ve buna mukabil bu guvenligi saglamak Adina nasil bir terore zora ve baskiya bas vurmasi gerektiginin onerisi olan bu paket kisaca "AKP'li isen guvendesin, eger degil isen gerisini sen dusun" seklinde bir paket olmasi vasfi ile
Bilhassa, emperyalizm konusunda; bazi kavramlari algilamak ve farklarini ortaya koymak gerekir. Once emperyalizmi alalim. Dil anlatimi olarak; bir onerinin iki tane olumsuzu vardir. Bunlardan ilki; karsiti, yani ANTI-EMPERYALIST digeri de, icermiyeni, yani, emperyalist olmayani NON-EMPERYALIST tir.   Bugun emperyalizme karsi savas vermek; hemen hemen mumkun degildir. Nedeni cok aciktir. Tum bilinen siyasal-sosyal-toplumsal inanclar ve dogrulanan ideolojiler, HEM EMPERYALIST ZIHNIYETIN BIR URUN
Insanoglunun yeryuzune adim atisindan beri; onu dusunce ve davranista, insanlastiramayan ve ona arzuladigi insan yasam ve iliskisini yasatmayan, en buyuk rakibi;onun kendi zihniyetidir.   Bu zihniyetin, cesitli kereler degindigim; kokeni, temeli, icerigi, isleyisi, yansisi, algisi, kavramlamasi, insanogluna tek bir sey getirmistir. O da sorun.   Insanoglu, evrimsel ve dogal gelisen ve hicbir zaman; nedenlenip-sorgulanmayan bu dusunce-dusunme sekillenisi ve yapilanisi temelinde; sistemler kur
Insanoglunun kim olarak kendi dahil, YANSISINI, ALGILADIGI herseyi, kavram ile ozdeslestirerek, ortaya koymasi ve kendisinin alternatifsiz olarak bir ortaya koyulan, ortaya koyan olmasi ve ortaya koyumun yon ve yontemini, yapilanis ve isleyisini kendisinin duzenlemesi, EPISTEMOLOJIK OLARAK BILIMSELDIR.   Bunun anlami sudur. Insanoglu ortaya koyduklari uzerinde, kendi de buna dahil olmak uzere, bulus, deney, gozlem, arastirma, inceleme, sorgulama, nedenselleme v.s. yaparken ve bunu yapan altern
Herhangibir, olgu, bulgu ve Kurgunun evrensel olmasi ile evrensel onayi olmasi arasinda; bilim ile inanc, bilgi ile ogreti, bilimsel ile inancsal, epistemolojik ile ideolojik gercek ile dogru, epistemolojik gerceklik ile, doga ustuluk, dunya otelik, mistik, mitolojik, efsanevi v.s. farki vardir.   Herseyden once, insanoglunun, yansisini algiladigi !? 'yu isaretledigi "var" a verdigi kavram; ister bilimsel, ister inancsal olsun EVRENSELDIR. Cunku KAVRAMLAR, OZNE/NESNE, SOMUT/SOYUT, MADDE/DUSUNC
Insanoglunun soyut olarak yarattigi ve sonar bir yasamsal gercek haline getirdigi teorizmin de, fasizmin de bir ideolojik/inancsal/izmsel tabani/temeli vardir.   Once fasizm ile terorizmin farkini ortaya koyalim.   Fasizm genelde ulke ve toplumda iktidarda olanin kendi niteligini toplumuna zorla baski ile ve kendi niteliginde olmayanlari bertaraf ederek devleti hukumeti ve toplumun her turlu kurumunu ve de yargi yurutme ve yasamayi iktidar olarak ele gecirerek dayatmasidir. Butemelde getiril
Ingilizcede "intermediate" olarak gecen, ara formun sesli sozlukteki karsiliklari;   intermediate orta dereceli şey en intermediate ara en intermediate ara sınav en intermediate arabulucu en intermediate aracı en intermediate aradaki en intermediate orta en intermediate ortadaki en intermediate vasıta en intermediate orta seviyede bulunan en intermediate / n / orta seviyede bulunan şey en intermediate ara mamul en intermediate seyir esnasında oluşan en intermediate arada bulunan e
Insanoglunun yukaridaki sorulari sorarken ve yanitlarken vermis oldugu yanitlar ve sorularin icerigi ve beyinlerinin bilincalti alisilagelmisliginin temelinde ya da bilincli ve farkinda olarak bilissel temelde soru ve yanitlara yonelimi bir yerde; insanoglunun her turlu ortaya koyumu farkinin da temelini teskil eder.   Ne sorusu genelde varliksal/ontolojik/teolojik temeldeki ideolojik inancsal dogrulama/gerceklestirme temelli metafizigin "seyin ne oldugu" uzerine yuzyillardir yaptigi tartisman
"Sey ve Ne" genelde "soru/cevap" niteligindedir. Bir yerde ne seyin belirlenmis ve belirtilmis adidir.   Metafizigin varliksal ve ontolojik temelli ideolojik inancsal dogrulari seyi ne olarak indirgemeci determinist mutlak ilkli tekli olarak aciklar. Fizik otesi de Ne yi aciklarken, onu bir kime oldurur. Bu temeldeki felsefi gelisim soyledir.     Nihilizm felsefesini seyin karsiti hicbirseyi evrensel bir temelin-hic bir soyut veya somut konuda-olmamasina dayanarak ortaya atmistir. Burada ma
Beyin ile zihin iliskisi ve birinin digerinden farki metafizigin varliksal/ontolojik felsefelerinin indirgemeci, determinist monist/dualist "birini otekine tercih eden/birini digeri bunyesinde yok eden" sartlanmis cagdisi yanasimi ile algilanmaz.   Herseyden once bu iki kavramin ne oldugunu ve birinin digerinden farkini algilamak icin; ikisi arasindaki farki algilamak ve farkina varmakgerekir.   Beyin, bir complex dinamik sistemdir. Iste bu complex ve dinamik sistemin her turlu soyutlama, so
Basliktaki "turk/kurd kavramlari ozeline gecmeden once; "aynilik/farklilik" ile ilgili bir aciklama yapmak gerekiyor.   Mantikta tume varimi "farklari aynilamak" ve mantikta tumdengelimi " ayniyi farklamak" olarak aciklarsak, daha bir net algilanacagi gorulur.   Iste buradaki ilk tartisma farklari aynilayan ile, ayniyi farklayan arasindadir.   Ana sorun ise her ikisi de kendi farkindan bu tartismayi yaptiklarinin bilinc ve farkinda degillerdir.   Yani bir fark, ya farklari aynilar; ya da
E. Kant'tan sonra felsefe hem bilimsel, hem inancsal; hem gozlem, hem akilcilik temelinde bir zihinsel devrim yasamistir.   E.Kant'in dusuncesinin farklilastigi ana nokta;   Ya, sunum objeyi mumkun kilar;   Ya da obje sunumu mumkun kilar.   Farklilasmasiydi.   Burada hem idealist, hem de materyalist bir fark vardi. Yalniz, bu fark disindaki baska bir fark, gozlem veya akil farkiydi.   Once akil farkina bakalim;   Eger obje sunumu mumkun kilarsa (materyalizm), burada objeye bir akil
Insanoglunun, dogumuyla gelen ve dogal olan ogeleri ve bu dogal ogelerin neler oldugu; yine insanoglu tarafindan ortaya atilmistir. Bu temel de;insanoglunun kendi icin dogalligi nasil sekillendirdigini gorelim.   Insanoglunun dogalliginin; bir gorunumu, bir de ozu vardir. Butun bunlarin algilanabilmesi icinde; monizm ve dualizmin sinirlarini asmak gerekir.   Insanoglunun gorunen dogalliginin ogeleri; Beyin, onun fonksiyonu dusunce ve de onun yaratimi kavramdir. Bu goruntu hic bir zaman degis
Baslik aslinda aklin teleolojisi ile bilimi birlestirmek adina ilginc bir ironi.   Yalniz eger bilim insanoglu adina bir degerse, bunun mutlaka her beyin algisinca bir teleolojisi, yani bir amaci gayesi v.s. vardir.   Peki nedir, bilimin amaci?   Bunu en kisa sekli ile "bilmek ve bildirmek" olarak ortaya koyabiliriz.   Buradan ilk fark, yani bilimin amacinin inanmak olmadigi ortaya cikar.   Peki, bilim neyi bilir bildirir?   Bunu da en kisa sekli ile "algiladiginin/varladiginin tarti
Bir bebek, dogumdan olumune kadar; kendisine verilen degerlerle; buyur, yasar ve iliski kurar. Bebek, yasi ilerledikce; ya bu verilen degerleri sahiplenir ; ya da verilen degerlere karsi cikar. Bu mucadele, bebegin kisiligini olusturur. Bu surec, dogal gelisen bir surectir. Bu, surecte; dogan bebegin, bir rolu yoktur.   Devrimci surec ise iki asamalidir. Bunun birinci asamasi; dogan bebegin yasam ve iliskilerinde, birey olmaya yonelmesi asamasidir.   Bu asama; dogan bebegin, dogumundan itiba
Insanoglu turunun mustakil var olan her bir birinin gozlemsel butunlugunu olusturan farklarin farkindaligi cok onemlidir?   Simdi soyle bir soru soralim.   Bir seyin farkina varan kim/ne?   Iste bu soru bize, gozlemsel algi olarak bir butunu algilatiyor.   Peki bu "kim/ne" mustakil var olan butunu olusturan ve bir biri ile her turlu iletisim de olan farklar nelerdir?   Yani farkina varan, kimdir/nedir?   Farkina varan kisinin butunlugu. Yani beyni, zihni ve kendisi.   "Kim" sorusu
Basta cagimizda ve gunumuzde bu iki kavram farki ve de iliskisi algilanamamis olarak, esdeger ve de ozdesmis gibi kullanilmaktadir.   Aslinda bunun boyle olmasi da gayet dogaldir. Sonucta metafizik temelden yola cikan tum etik yonlendirimli ve yaptirimli ideolojik inancsal her turlu duzen ve sistem kurma temelli izmler; bu farki aslgilayamazlar ve insanoglunu sadece toplumsal bir fenomen olarak degerlendirerek, onun nitelik yani sosyal yonunu hem toplumsallik hem de kisisellik temelinde degerl
Etik, felsefi kullanim ve paylasimda bir kavram olarak; her bir beynin kendi bunyesindeki ...e gore temelli algisinin bu kavrama verdigi anlam ve icerioktir.   Dolayisi ile o klasik dildevrimi oncesi "Etik budur/bu degildir" seklindeki bir determinist ve mutlak dogru iceren bir aciklama, bugun gecerli degildir.   Evrensel-insan zihniyetine gore etik kavramina verilen anlam ve icerik "bireyin yasam ve iliskisindeki her turlu zihni yetisinin islemesi ve davranis oloarak yansimasidir."   Yuka
Insanoglunun toplumsal olarak farkli sosyo-etik temelde bir arada yasayamamasinin sorunu, ilkel ve tekel toplumlardan kalma, sosyo-politik iktidar guc ve otoritenin kendi ideolojik inancsal dogrusunu tek dogru niteligi olarak ve toplumu nicelik olarak algilayarak, farkli sosyo-etik topluma zorla baski ile dayattigi ILKELLIK VE TEKELLIK sorunudur.   Burada toplumu farkli sosyo-etik farklar ile bir arada yasatabilecek olan bu ilkellik ve tekellik baski ve zorlamasina karsi olan ve toplumun COKEL
Toplumumuzun en onemli sorunu kendisine dogumdan itibaren verilen her turlu deger, veri ve tabuyu sabitlestirmesi ve sahiplenmesi temelinde; "kendi degerinden baska bir degeri tanimamasi, ona karsi cikmasi, onu otekilestirmesi ve bunu da degere yonelik degil; sadece ve sadece kendi degerine karsit, zit, dusman, ters v.s. olarak algilamasidir.   Bu yukaridaki paragrafta ne denmek istedigini ornekler ile acikliyalim.   Diyelim bir kisi, deger olarak "turkcu, Ataturkcu, sunni, turkmilliyetcisi
Basligimizi detayli aciklamaya tasimadan once, basligi guncel bir bilgi iletimi temelinde ele alalim.   Bilindigi gibi ulkemizde ve toplumumuzda oyle bir sicak oertam varki, hergun ve hatta gunde bir kac kere, yeni bir olay, soylem, eylem v.s. guncelligin basini cekiyor.   Iki gun once Reyhanli'da katliama donusen patlama sonucu, Iktidar hukumet ve devleti, bir aciklama yaparak; Reyhanli'da olan bu katliam ve vahim olaydan sonra, kendine ait gerekce ile; olayin geneli hakkinda her turlu goru
7 Hazirandaki milletvekili secimleri, sadece AKP ve biatci surekasinin Turkiye ulke ve toplumunu, teokratik, otokratik tek bir diktatore teslimiyetci gidisatina "dur" deme acisindan bir donum noktasi degildir.   T.C. ne bir devlet ne bir hukumet ne de bir rejim olarak ne de anayasada belirtilen "sosyal, hukuk" olarak bir yonetime hic bir zaman sahip olamamistir.   Iktidara kim geldi ise, devlet ve de hukumet onun politik cikar politikasinin bir duygu ve ekonomi somuru araci olmus, devlet ve
Bir devlet, ait oldugu cografi ve toplumsal birlikteligin devleti, bir hukumette ait oldugu cografi ve toplumsal birlikteligin bir hukumetidir.   Dolayisi ile farkli halklarinin ve kesimlerinin ve de farkli sosyo-etik degerlerinin oldugu bir cografya ve toplumun devleti ve hukumeti; tum bu toplumun farkli degerlerini kucaklayacak bir yonetim yonlendirim yapilanma ve isleyis temelinde olmalidir.   Yani ne devletin bir resmi dini ya da milliyeti, ne de hukumetin bir resmi dini ya da milli siya

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.