Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

evrensel-insan'in Blogu

  • başlık
    201
  • yorum
    22
  • görüntü
    188.228

Dogallik ve Dusuncenin "Yoklugu/Onemsizligi"


evrensel-insan

989 görüntü

Insanoglunun, dogumuyla gelen ve dogal olan ogeleri ve bu dogal ogelerin neler oldugu; yine insanoglu tarafindan ortaya atilmistir. Bu temel de;insanoglunun kendi icin dogalligi nasil sekillendirdigini gorelim.

 

Insanoglunun dogalliginin; bir gorunumu, bir de ozu vardir. Butun bunlarin algilanabilmesi icinde; monizm ve dualizmin sinirlarini asmak gerekir.

 

Insanoglunun gorunen dogalliginin ogeleri; Beyin, onun fonksiyonu dusunce ve de onun yaratimi kavramdir. Bu goruntu hic bir zaman degismez. Insanoglu; monizm ve dualizm sinirli dogal dusunce kapasitesine sahip oldugu icin; tarihler boyu; once beyin kismini, yani maddeyi; soyut kismi, yani dusuncesiyle; carpistirip durmus ve ikisini bir birine ustun kilmaya ugrasmistir. Halbuki bu carpistirmayi yaparken; carpistirma yaptigi ogeyi de uzun sure gorememis, sonradan bu ogeyide, yarisin teke indirgeme mucadelesinin icine sokmustur. Bu oge de kavramdir.

 

Insanoglu; bu uclu ogesini; bir, algi temelinde; pozitife, iki; dusunce temelinde teke; uc, dilin kulak yapisindan ve noktalama ozelliginden gelen, kavrami da; noktaya indirgemistir.

 

Ozetlersek; Beyin-madde-tek; dusunce-soyut-pozitif ve kavram-soyut-nokta.

 

Bu monizm ve dualizm gereksiz cekismesini, durdurabilmek; seyin; uclemini gorebilmekten gecer.

 

Dogalligin; ozu, yani karakterine gelirsek; bunlarda aslinda, gorunusu veren ogelerin acilimidir. Bu acilim da; tek icin, ikilem; pozitif icin karsitliktir. Yani dogallik; dortlu bir oze ve karaktere sahiptir.

 

Iste tum sorun da; bu 7'li olusturumun; tek bir "sey" de gizlenmesi ve toplanmasidir. Bu 7'li seyi olusturan ogeler olarak gizlidir.

 

Aslinda; seyi tartismanin karsitligi ve ifadenin ikilemi goz onune alinir, tartisma savunusunun tekligi ve tartisan taraflarin; pozitifligi ve sonunda; tartismacilarin, kendi acilarindan, tartismayi noktalamak istemeleri, aslinda gizli olan bu ogeleri ortaya cikarir ve algilatir.

 

Iste dogalligin; bu ic sorunu ve sorunun ic kitlenmesi; ancak; bu dogalligin tum resmini algilayabilmek ve disina notr olarak cikabilmekle mumkundur.

 

Aksi; insanoglunun, dogallik cikmazidir.

 

Dusunurluk, kisaca, yukarida bahsedilen dogalligin; herturlu kaotik, rahatsizlik verici ve insandisi ve insanlik disi iceriginden, kokten; dusunce ureterek ve bu dogalligin tum resmini icinde yer almadan vererek kurtulmak ve alternatini ortaya koymak.

 

Bireyin, bireysel olarak; evrensel-insansal icerigini kazanmasi ve bunun icin dusunce uretmesi, hem onun kendi menfaatine; hem de turu ve de evrenin menfaatinedir. Dogalliktan rahatsiz olan; herkes, bunu basarabilir. Yeterki; kendi kisisel dogalligindan rahatsiz olsun ve dusuncenin, gucunu dusunerek algilasin.

 

Dusunurluk, ozde insan olan gorunusteki insanoglunu, yasam ve iliskide de dusunce ve davranista da insanlastiracak ve insan gibi hayat saglayacak tek kurtulustur.

 

Dogalliligin; en buyuk sorunu; dogal dusuncenin, dusunce olarak "yoklugu ve onemsizligidir". Dogalliligin; ctetolojik kokenine bakarsak; fiziksel uretimin disindaki soyut uretim, durmustur.

 

Bunun bir ayagi; ayrimciligin sonuncusu olan, bireyci akilcilik ve ayristirmanin kalicilastirilma cabasi ve dunyanin; ronesans oncesine cekilme cabasi ve dunyayi; dusunce sahipleri ve uzerine dusunce uygulananlar olarak; iki kalici kutba ayirma cabalaridir. Insanoglunun bu cabasi; hem pozitif bilimde; hem de sosyal bilimde hizla ilerlemektedir.

 

Diger ayagi ise; dusunce "yoklugu ve onemsizliginin" "dogal" ayagidir. Bu da, soyle izah edilebilir. Dusunce kavrami yaratan ve bu kavrami algi ile yaratandir. Bu temelden bakildiginda; dusuncenin islemesi demek; kavram yaratimi demektir.

 

Ama, dogallilik ters islemektedir. Yani yaratilan kavramin; algi ile ifadesidir. Iste bu algi ile ifade; kavram'in ogesi dili ortaya koyar. Kavramin da dahil oldugu uclem; kavram temelli; ifade ve dildir.

 

Algiya gelirsek; alginin da temel olarak dahil oldugu uclem; algi temelli yansi ve sezgidir. Ki yansinin, maddeyi ve sezginin de inanci verdigini daha onceleri cokca isledik.

 

Butun bunlarin sonucu ise; ana uclemimiz, tek, pozitif, nokta olarak; kavramsal algili dusunce olarak belirir. Iste dusuncenin buradaki rolu, yaraticiliktan cikip; kavramsal algi ya donusmustur. Yani; kavram olacak, dil ve ifade temelinde; algi olacak, inanc ve madde temelinde; ondan sonra kavramli algi uzerine dusunce uygulanacak.

 

Iste bu yapilanis; hem dusunceyi yok etmis; hem de kavramsal algiya mahkum etmistir. Yani dusunce kullanimi/paylasimi ve yaratimi yerine; kavramsal algiya dusunsel/davranissal sahiplik ortaya cikmistir.

 

Iste bu da; gunumuz; dogalliliginin; en son tikandigi noktadir. Cunku dusunce dusunmemekte, kullanilmamakta ve paylasilmamakta;sadece dusunceye kavramsal algi olarak sahip cikilmakta ve ifade anlam ve icerik temelli tartisma olarak ta kavram sabitlenmektedir.

 

Iste bu dusunceye olan sahiplik ve kavram sabitligi, kisinin sadece numenal yeti dogalliginin icinde kalarak;inancsal, ideolojik, dogrusalligin bunyesindeki kendi dogrusunu ortaya koymasi ve savunmasi, dolayisiyle de kendi dogrusu disinda kalan dogrularla tartismasi ve onlari distalamasi ve karsisina almasidir.

 

Bu da bilindigi gibi; dogrusalligin, dogrular arasi savasidir. Hem dusunce sahipligi, hem dogru sahipligi ve sabitligi, hem uretken olmayan, hem de taraflidir.

 

Iste bu da; insanoglunu, dusuncenin gercek gorevi olan kavram yaratimindan uzak tutmaktadir. Iste dusuncenin, maalesef; insanoglu eliyle getirildigi nokta burasidir.

0 Yorum


Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.