Bir kisinin caga uygun olarak yasam ve iliski surebilmesi icin; once cagin bilisselligi gerekir.
Cagimiz bilgi ve bilisim cagidir.
Bir bireyin cagdas yasam ve iliskisi iki farkli faktore baglidir.
Birinci faktor, ozgur birey olabilme faktorudur.
Ozgur birey olabilmek, bireyin kendisinden ziyade; yasam ve iliski surdugu ulkesine toplumuna duzenine sistemine kisaca ozgur bir birey olarak yetisip yetismemesine baglidir.
Ne demektir ozgur birey?
Ozgur birey demek, birey olara
Toplumumuzda her kavramda oildugu gibi, basliktaki iki kavramda da bir algi karmasasi mevcuttur.
Itaat genelde,"kucuklerin" "yeni" neslin, "buyuklere" "eski" neslie, " karsi ve yonelik dusunce ve davranista "uymasi" yani, onlarin dediklerini aynen dusunmesi ve davranmasi anlamindadir.
Kisaca itaat, buyuklerin kucuklerden otomatikman bilincalti olarak bekledigi davranistir.
Aslinda itaat cagdasligi onleyen en onemli faktorlerden biridir. Cunku gelisen dunyada ve cagda yenilerden eskil
Zihinsel evrim, dunyanin herhangibir cografya ve toplumunda dogan bir bebegin sahip oldugudur.
Yani dogumda olan her turlu fiziki, sinirsel/kimyasal yapisi; beyin ve vucudunun algiya bilgiye ogrenime acik olmasi ve tamamen herhangibir kavram ya da bilgi ile dogmamis olmasi.
Iste bu zihinsel evrim, dogan bir bebegin bulundugu ortamda kendisine dogumdan itibaren verdikleri ile yetisir.
Burada onemli olan bu bebegin genelde tum dusunce ve davranislarinin sadece bir taklit ve ogrendigini te
Bireyin, cagin; bilgisel, bilimsel ve bilissel gelisimine, degisimine uygun olarak; evrensel hukuk, insan haklari hak ve ozgurlukleri temelindeki, adaletin, vicdan ve saygisini talep, savunu ve destegini dusunce ve davranisa; yasam ve iliskisinde tasimasi evrensel-insan zihniyetidir.
Evrensel-insan zihniyeti her turlu insanoglu yapilandirilmisliginin bilisselligi ile; bu yapilandirilmis gercekligin sorununun yapi ve isleyisini temelden ve kokten cozucu ve bozucu bilginin bilimsel ve bilissel ac
Bu uc kavram uzerine ciltlerce kitaplar yazilabilir ve en cetin tartismalara girilebilir.
Yalniz burada onemli olan, bu uc kavramin ayri ayri; biribirinden farkinin farkina varmak ve her bir kavramin bilisselligine kendi farkinda varmaktir.
Kisaca bu uc kavrama ....e gore temelinde ve hedefinde analojik ve mana turetme ve cikarma mantigi temelinde bakarsak;
Evrim; Herhangi bir seyin kendi kendine kendi ic dinamigi ile geldigi noktadir.
Bilim, Bu gelinen noktanin gelis surecini ge
Aslinda herhangibir dine tanriya varliksal ya da inancsal olarak bagli oilmak, kendi icinde celiski tasir.
Birincisi, her teist, varliksal ve inancsal temelde kendi ozel inancinin celiskisini tasir.
Ikincisi, her teist ozel inancindan dolayi genel teizm celiskisi tasir.
Simdi bunlari soyle aciklayalim.
Mesela islam dini uygulayicisi ve onun Allah'ini varliyan ve inanan bir muslumanin; diger dinler ve tanrilar temelinde bir karsitligi olmasi nedeniyle, celiski tasir.
Orneklers
Tarihe baktigimizda, insanoglu Sokrates oncesi; sadece bilimsel temelde bes duyusu ile algiladigini ortaya koyuyor, sorguluyor, irdeliyor ve buluyordu.
Bulgu olgu kurgu islemi; sadece bulgu ve olgu uzerinden bilimsel ortaya koyumdu.
Sokrates ile ilk defa, insanoglu; akilciliga yoneliyor, metafizik temelinde "gercegin ne oldugu" tartismasina giriyor ve bunu sadece akilciligin ideolojileri inanclari ve teorileri ile tartisiyordu.
Aristo ile hiz kazanan bu akilsal algi ve akilcilik maal
Turkce kokeni olmayan ve yabanci dilden turkceye tercume algi ve anlam olarak aktarilan evrim kavrami sorunludur.
Buradaki ilk sorun, ozne sorunudur
Ikinci sorun kelimenin kavramsal olarak verdigi algi/anlam sorunudur.
Turkiye toplumu bilinc ve algi olarak genelde, ozneli ve direk algi yapisina sahiptir.
Yani bir kavrama anlam ve icerikk verilirken, genelde sanki o kavramin insanoglu gibi bir beyinsel yetisi ve fonksiyonu algisi her bir fenomende varmis gibi verilir. Bu da anlam
Farklara gecmeden once; her iki kavramin ve yasam/iliskinin ortak noktalarini ortaya koyalim.
Her ikisi de ulke butunlugu temelinde toplumsaldir.
Her ikisi de etigin konusudur.
Sosyal yasam ve iliski; bir kmisinin kendine has etik degerlerinin toplum bunyesinde, kendinin sahip oldugu degerlerin butunlugu bunyesinde, bu degerleri yasam ve iliskisinde dusunce ve davranista ifade edebilmek.
Sosyal yasam ve iliski, dokunulmaz olarak bir kisinin evrensel hukuk ve insan haklarindaki en
Tanri algisini, insanoglu 4 farkli nitelikte degerlendirir.
Varliksal, Inancsal, Kavramsal ve bilgisel
Tanrinin varligini, varliksal olarak degerlendirmek, ve ifade etmek; metafizigin, teolojik degerlendirmesidir.
Burada varliksal nitelikteki ifade sekli ucludur. Genelde temeli de ontolojik tabanlardan birine dayanir (madde/nesnel,dusunce/oznel ve yok, isimsel)
Vardir, yoktur ve varligi/yoklugu bilinemez,
Tanriya inancsal algi ise, genelde metafizik (fizik otesi, akilci, duyu
Insanoglu her turlu dusunce ve davranisini, algisi temelinde belirler. Daha dogrusu bu belirlemede bilinc yoksa, belirlenir.
Alginin akilsal/akilci ve gozlemsel/gozlemci farkini daha once aciklamistik.
Simdi de alginin bilinc ile olan iliskisine deginecegiz.
Algi genelde pozitiftir ve etkisi ya buna parallel, yani "memnun/mutlu edici, rahatlik verici ve sorunsuz" dur.
Ya da buna ters olarak bu pozitif algi "memnun/mutlu etmez, rahatsiz eder ve sorunludur.
Iste bilincin bilere
Algi her turlu dile gelen bilgi niteligi ve cesidi olarak insanoglu temelinin farklilik yaratan en onemli fenomenidir.
Once Alginin neler icerip neler icermedigini ve nasil sekillendigini ve yapilandirildigini ortaya koyalim.
Alginin fonksiyonu (sey ilistirilmis algilamasi, algilamak eylemidir.
Burada ilistirilen sey iki turludur.
Birincisi, ilk alginin yani daha once kavramsal olarak ortaya konmamis, gerek duyusal gerekse duyumsal alginin algilamasi
Ikincisi, birinci algilam
Insanoglu, beyninin zihinsel yeti ve fonksiyonlari ile kendi kendini degersizlestiren/onemsemeyen/ ve ustelik kendisini degersizlestirecek ve onemsetmeyecek olan yarattigi degerleri ile bunu kendine saglayan bir turdur.
Bunun ilki, "sahte kendicilik" tir.
Yani, herseyin kendi icin var oldugunu, ve yaratildigini dusunmesi- Yani kendini bu sekilde yaratana yonelik duyulan kulluk ve teslimiyet
Bunun ikincisi de " bilisselsizliktir"
Yani kendisini mutlaka bir varlik ile ozdes gormesi
Bugun insanoglu eliyle gelinen, 21. yuzyilda; insanoglunun kendine sagladigi herhangibir bilgiyi, bilimi, felsefeyi, dili, ve bunlarin toplami olan; algiyi, farkindaligi ve bilinci hem koruyabilmek hem de yenileyebilmek, ilerletebilmek ve gelistirebilmek Adina; yapilacak en onemli eylemi; direnmek olarak ortaya koyabiliriz.
Bugun emperyalist zihniyetin ve onu besleyen her turlu dogal/fenomenal zihniyetin; geldigi her bir noktadaki tikaniklik ve bu tikanikligin insansal zihniyete acilamamasi;
Bilissel analizimize, insanoglu ve onun algisindan basliyoruz.
Cunku bilimsel olarak; algi olmadan, ne bir kavram ne bir bilgi ne de bir ifade edim, ya da ortaya koyum mumkun degildir.
Tabiki burada, evrimsel olarak canlilarin gelismislik temelinde, algi sadece insanogluna ait bir olgu degildir.
Yalniz, insanoglu arasinda digger algisi olan canlilar ile ortak bir dialog olmadigindan ve her turlu canlinin gozlemini dile getiren insanoglu oldugundan, canlilarin verdigi herhangi bir goz
Insanogluna Marx eliyle once teorik olarak tanistirilan sosyalizmin, o gunku cagda; sosyal bir algisi, anlami ve icerigi yoktu.
Ogunku sosyalizm algisinin iki ana temeli vardi;
Birincisi toplumsallik
Ikincisi de ekonomik.
Ortak nokta- Politik
Iste bu iki temel, henuz o gunlerde farkindalioga ve bilince cikmamis hem bireyi hem de onun nitelik temelli sosyo-etik yonunu icermiyordu.
Yani sosyalizm, cografi olarak bulundugu tum toplum bunyesinde, ekonomi temel alinarak ve tum
Herhangi bir seyin, hic birsey, hersey ya da sey olarak varliginin determinist ve indirgemeci monist her turlu "ilk, tek, mutlak, baslangic, sonsuz" v.s. temelli zamansal ideolojik ve inancsal algisi hem bilimsel degildir, cunku gozlemi yoktur. Hem de kendi bunyesinde zamansal paradoks tasir.
Bunun ilk nedeni insanoglunun yapilandirdigiginin zaten yapisinin paradoks tasimasindan kaynaklanir.
Orneklemek gerekirse;
Varlik-var/yok
Hak- Hakli/haksiz
Inanc-inancli/inancsiz
Kisaca
Bugun basta Turkiye ve O.Dogu'da emperyalizmin mikroayrimci ve "kaybet kaybet" cikar politikasi, kendi tutuculugunda geliserek halkdusmanligina donusmustur.
Nedir halk?
En basit tabiri ile sosyo-etik degerlerin en basta etnik ve de mezhepsel degerlerini ortak paylasan bir topluluktur.
Peki, halk dusmanligi nedir?
Yine en basit tabiri ile, bir halka; belirli bir ideolojik inancsal ve etik karsitlik temelinde ustelik bu temellere degil, bu temellerin mensubu olarak sucladigi bu top
Bilindigi gibi, Osmali devrinde, Turkiye ve O.Dogu halklar olarak bolgesel birliktelikler yasiyordu. Bu birliktelikler etik temelde hem dini/mezhepsel hem de milli/etnik birlikteliklerdi.
Ornek olarak; turkler, kurdler, aleviler, sunniler, turkmenler.
Osmanli savasi kaybedince ve Turkiye ve O.Dogu sekillendirilirken cizilen sinirlar aslinda bunu hic dikkate almadilar. Bilhassa Turkiye, Iran, Irak ve Suriye sinirlari cizilirken, bu birliktelikler ayni "Berlin duvari" gibi bolundu.
Ayn
Isvicre, ulkesinde bulunan tum islami orgut ve kuruluslari yasaklama karari aldi.
Daha once de camilerde ezani yasaklamisti.
Simdi bu bati'nin ve dunyanin en cagdas ulkelerinden biri olan ve her turlu sosyo-etik fark cesidine ev sahipligi yapan bu ulkenin bu yaptigini "inanc ozgurlugu" temelinde degerlendirelim.
Nedir inanc ozgurlugu?
Bir kisinin ya da inanc grubunun inandigi bir degeri yasam ve iliskisinde hak ve ozgurluk olarak kullanmasi.
Burada aslinda bu yukarida yazilan
Genelde bazi kavramlar anlam ve icerik olarak karistirilmaktadir.
Bu mesajda yukaridaki iki kavram arasindaki farki acikliyacagim.
Olay (actuality)- Belirli bir zaman, yer sar ve durumda meydana gelmis, olmus bitmis gozlemi olan bir harekettir.
Olgu(Fact)- Bilimsel olarak olmuslugu, teori ile ortaya konmus, teorisi test edilmis ve gozlem veren matematiksel/mantiksal Fiziksel ve de sosyal bir bilgidir.
Olayda, olmusluk sadece o an yer zaman durum ve sart icin gecerlidir. Baska bir
Insanoglu ile bilgisayar arasindaki en onemli fark, bilgisayarin insanoglunun bir urunu olmasi ve bilgisayara bilginin insanoglu eliyle yuklenmesidir.
Iste buradaki fark aslinda soyutlama farkidir.
Yani bilgisayar soyutlayamaz. Sadece ona yukleneni yansitir.
Insanoglunu ve ozellikle beynini basit bir varliksal temele indirgemek mumkun degildir.
Cunku insanoglunun beyni daimi sekilde bir beliris ve belirtis ortaya koyan, bir karmasik dinamik sistemdir.
Burada bilgisayardan far
Zihin felsefesi, zihin, zihinsel olaylar, zihinsel işlevler, zihinsel özellikler, bilinç ve bunların fiziksel bedenle, özellikle beyinle ilişkilerini inceleyen felsefenin bir alt araştırma koludur.
Bedenin zihinle ilişkisi bakımından zihin-beden sorunu, zihnin doğası ve onun fiziksel bedenle ilişkili olup olmadığı gibi diğer sorunlara rağmen, zihin felsefesinin merkezinde yer alan bir sorun olarak görülmektedir.
Zihin felsefesinden önce, zihnin tanımlanması gerekir. Zihin, insan beyninin
Bilissel bilim, zihnin ve islevinin icdisiplinini bilimsel calisir.
Bilisselligin ne oldugunu, ne yaptigini nasil calistigini, iceler/arastirir.
Bu arastirma/inceleme, zekayi ve davranisi da icerir. Ozellikle, enformasyonun, sinir sistemi (insanlar ve digger hayvanlar) ve makinelerde (ornek bilgisayar) nasil temsil edildigi, isleve kondugu, donustugunu (algi, konusulan dil, hafiza, sorgulama ve his alanlarinda) icerir.
Bilissel bilim, psikoloji, yapay zeka, felsefe, sinir sistemi bil
Biase, felsefi mantikta; asagidaki linkte aciklanmis olan qua felsefesinin tam da tersi olan bir felsefi mantik cesididir.
http://www.turkish-media.com/forum/blog/1121/entry-7005-qua-felsefesi/
Biase, red edisin esligide; alternatif bakis acilarini hak etmeyi dahi goz onunde bulunduran, sunmak, veya tarafli perspektif icermek ile ilgili gorusun veya huyun/mizacin egilimidir.
Kisiler, bir bireye, bir irka, bir dine, bir sosyal sinifa, ya da bir politik partiye yonelik ya da karsit ol