Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi (2008)


Admin

Önerilen İletiler

  • Admin

Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi (2008) The Curious Case of Benjamin Button

 

 

David Fincher’ın, yaşlı doğup giderek gençleşen bir adamın öyküsünü sinemaya aktardığı filmi 13 dalda Oskar'a adaya gösterilmiştir. Film F. Scott Fitzgerald'ın kitabından sinemeya uyarlanmıştır. 20 yüzyılda geçen film 80'inde doğan ve gittikçe gençleşen bir adamın öyküsünü, tersine işleyen zamanın Benjamin üzerindeki zorluklarını konu almış ve ortaya bir sinema şaheseri çıkarmış diyebiliriz. Değişik bir film olduğu kesin ve filmde kullanılan makyajın ve sinema hilelerinin ne kadar geliştiğine tanık olacaksınız... Kaçırmayın

Yönetmen: David Fincher

Oyuncular: Brad Pitt, Cate Blanchett, Tilda Swinton, Taraji P. Henson, Julia Ormond, Jason Flemyng, Elias Koteas, Josh Stewart, Elle Fanning

 

post-2-1233985168_thumb.jpg post-2-1233985175_thumb.jpg

 

David Fincher directs this adaptation of F. Scott Fitzgerald's classic tale set in the early 20th century that follows Benjamin Button (Brad Pitt), a man who was born in his 80s and continually grows younger. The story throws linear conventions upside down to explore love, loss and memories from the perspective of a character living under incredibly unique -- and unexpectedly difficult -- circumstances. Cate Blanchett co-stars in this Oscar nominee for Best Picture.

Director: David Fincher

Cast: Brad Pitt, Cate Blanchett, Tilda Swinton, Taraji P. Henson, Julia Ormond, Jason Flemyng, Elias Koteas, Josh Stewart, Elle Fanning

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İlk önce filme verilen emeğe ve Brad Pitt'e kocaman bir alkış :alkis:

Benjamin Button'ın tuhaf hikayesi gerçektende son derece tuhaf,görüntüleri,müzikleri,makyajlar 1920 yıllardan itibaren 2000 li yılara akışı bir belgesel tadında izleyiciye aktarmayı başarmış.Bunun yanında herkesin sorgulaması gereken ilginç bir yaşam hikayesi sunmuş önümüze..

Benjamin Button karakteri Brad Pitt'in bence kariyerindeki en muhteşem karakter..

Zaman zaman Titanic bazende Forrest Gump çağrışımı yapsada film,aslında kendi başına bir adamın hayat hikayesi ile bir felsefik duruş sergilemiş..

Hayatı tersinden yaşamak gibi bir alternatifimiz olsaydı bildiğim bir şey var bu filmi izledikten sonra öyle tercih yapmazdım.

Ama bir şeyi daha fark ettim ki sonuçta bebek olarakta yaşlı olarakta ölmek hiç bir şeyi değiştirmiyor her ikisi birbirine o kadar çok benziyor ki..

 

Benjamin Button'ın görüntü olarak yaşlı ama ruhen küçük bir çocuk olduğu yaşlılar yurdundaki huzuru izlerken sizde hissediyorsunuz nefes alış seslerinin onda uyandırdığı güveni ve sıcaklığı..Ama hepsinden önemlisi onu anne gibi sahiplenip son ana kadar "bebeğim"diye seslenen yurd hizmetlisi zenci kadının şefkati görülmeye değer..Ve tüm verdiği emeğinin karşılığını Benjamin'in kendi anne babasını öğrendiğinde ona verdiği cevapla alıyor"benim annem sensin"

Aşkın nasıl fedakarlıklar gerektirdiğini,insanın kendi eliyle kaderini değiştiremeyeceğini anlık olayların hayati durumlara sebeb olacağını,daha bir çok şeyi yaşayarak öğreniyor-öğretiyor Benjamin..

 

Mutlaka izlemelisiniz..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin
Ama bir şeyi daha fark ettim ki sonuçta bebek olarakta yaşlı olarakta ölmek hiç bir şeyi değiştirmiyor her ikisi birbirine o kadar çok benziyor ki..

 

Bence de... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bugunlerde izlemeyi en çok istediğim film bu... Fırsatını bulduğum anda izleyip yorumumu yazacağım ama hakkında ne okuduysam hep guzeldi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İlk aşık olduğunda duygularını anlattığı sahne çok güzeldi.Öyle bir ruh halindeyken herşeyin nasıl güzel güzel göründüğünün bir perdenin kıpırdanışının bile bambaşka duygular uyandırdığını..

 

yok ben bu filmi geniş bir zamanda bir kez daha izleyeceğim o kesin :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...
  • 1 ay sonra...
  • 3 hafta sonra...
  • Admin

Dün gece yastığa başımı koyduğum anda 'DEJAVU' sanki filmin bir sahnesinde yaşıyormuşum gibi geldi bana ve bu sahne birden filmden fragmanlara dönüştü bunları sizinle paylaşmak istedim:

 

Filmin başlangıcını hatırlıyormusunuz? Duvar saati? Evet duvar saatinin öyküsü ne kadar ilginçti değil mi?

 

Ya şimşek adam! Ne zaman konuşmaya başlasa 'Benim yedi defa şimşeğe yakalandığımı biliyormusun?' dediğini hatırlıyormusunuz ve akıllı bir yönetmen bunları Charli Chaplin kurnazlığı ile grafiğe dökmesini....

 

Benjamin kızının doğumunda, hemşire bir kızınız oldu dediğinde odaya ilk girerek Daisy'e bakarak şunu söylediğini hatırlıyormusunuz?

 

'Did you count the toes?'

'Ayak parmaklarını saydın mı?'

 

Saygılar :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya şimşek adam! Ne zaman konuşmaya başlasa 'Benim yedi defa şimşeğe yakalandığımı biliyormusun?' dediğini hatırlıyormusunuz ve akıllı bir yönetmen bunları Charli Chaplin kurnazlığı ile grafiğe dökmesini....

Bu gidişle Chaplin benim de filmimi yapacak gelecekte, dağcılığın cilvesi olarak henüz 2 kez yıldırım düştü üzerime çünkü :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Filmin başlangıcını hatırlıyormusunuz? Duvar saati? Evet duvar saatinin öyküsü ne kadar ilginçti değil mi?

 

zaten filmin konusu o tren istasyonundaki duvar saatinin hikayesi ;) zamanı geriye dönük yaşamak..

birde şöyle bir sözü vardı ya Benjamin'in "hayat fırsatlardan ibarettir" -_-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Roy C. Sullivan isimli bir adama 7 kez yıldırım çarpması mevzusu ile ilgili NG'de bir belgesel izlemiştim... Adam 7 kez yıldırım çarptığı halde ölmeyen tek varlık olarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girmiş bir Amerikalıydı. Belgesel boyunca ara ara ekranda görünüp "Biliyor musunuz, beni 7 kez yıldırım çarptı." tarzında cümleler sarfedip arkasından da tek tek yıldırım maceralarını anlatıyordu... "Yıldırım bir düştüğü yere bir daha düşmez." derler ya bazıları, bu belgeselde bir insanı bir kez yıldırım çarpmışsa, aynı insanı daha sonra tekrar tekrar yıldırım çarpabilirmiş gibi bir bilgi de vermişlerdi :huh:

 

Filme de geleyim azıcık; ben ne yalan soyleyeyim, çok beğendim bu filmi... Brad Pitt, sadece yakışıklılığı ile değil yeteneği ile de muhteşemleşiyor gözümde sürekli... Eleştirilicek tek bir saniyesi yok bu filmin... Her saniyesi mükemmeldi...

 

Ve tabii benim David Fincher'im... Yönetmenliğini yaptığı her bir filmle "Gönlümün Yönetmeni" mertebesine erişmiş muhteşem yaratık, SEN BİR NUMARASIN!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin
Roy C. Sullivan isimli bir adama 7 kez yıldırım çarpması mevzusu ile ilgili NG'de bir belgesel izlemiştim... Adam 7 kez yıldırım çarptığı halde ölmeyen tek varlık olarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girmiş bir Amerikalıydı. Belgesel boyunca ara ara ekranda görünüp "Biliyor musunuz, beni 7 kez yıldırım çarptı." tarzında cümleler sarfedip arkasından da tek tek yıldırım maceralarını anlatıyordu... "Yıldırım bir düştüğü yere bir daha düşmez." derler ya bazıları, bu belgeselde bir insanı bir kez yıldırım çarpmışsa, aynı insanı daha sonra tekrar tekrar yıldırım çarpabilirmiş gibi bir bilgi de vermişlerdi :huh:

 

:lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Brad Pitt'in gençlik halinin bilgisayar ürünü olduğu çok çok belliydi açıkçası. Yanaklar ışıl ışıldı...

Ama yaşlı hali çok gerçekçiydi...

 

Konu olarak izlemeye değer bir film ama o kadar şahane değil...

Bana sonu çok kestirilebilir geldi...

Mesela; annesine o hikayeyi anlatan kızın, Benjamin'in kızı olduğu çok belliydi.

O kadının da hikaye bittiğinde öleceği çok açıktı.

Benjamin'in ölmesi sahnesi güzeldi; kadının gözlerine bir kere ve derin derin bakıyordu...

 

Belki kitabı derinlemesine işlemiş olabilir ama insana yeni birşey katmıyor film.

Yeni birşey katmıyorsa da o kadar şahane değildir diye düşünüyorum.

 

Mesela o geriye işleyen saat ile olan bağlantısı çok boş bırakılmış.

Adamın birisi, ölen oğlu anısına geriye işleyen bir saat yapıyor; aynı sıralarda bir çocuk doğuyor.

O saat yıllar sonra kaldırılıp yerine dijital olanı konuyor; o doğan çocuk o sıralarda ölüyor.

Film fantastik ama bu ikisi arasındaki o fantastik bağ hiç anlatılmamış; buna hiç değinilmemiş...

 

Hem ya hu adamın etrafında o kadar insan var;

Hepsi yaşlanıyor ve patır patır ölüyorlar...

Ya hu birisi de çıkıp "ya bu adamda bi şey var; gençleşiyor, neden acaba?" demiyor.

"-Aaaa bak ben yaşlandım Benj. ama sen ne güzel olmuşsun, adeta gençleşmişsin!"

"-ehe ehe ehe!"

 

Bu ne yaa!

 

Mesela filmin bi kenarında yine böyle hayat sürmüş bir çocuk çıksa; habire gençleşen.

Otursa; bu işin biraz felsefesini anlatsa...

Dese ki "Bak, bu doğanın bi anomalisi; herkes yaşlanırken, yaşlanmanın değerini öğretecek birisi çıkmalı" gibi saçma da olsa bir felsefesi işlense doyurucu olacak...

Ama efendim yok; biri çıkıp "Sen Tanrının mucizesisin" diyor, öteki ağzı açık ayran şeysi gibi her görüşünde şaşırıyo duruyor...

 

Filmin sonunda Benj.'in hayatındaki insanların alıntılayarak bir mesaj vermek istemiş ama yamalı bohça gibi kalmış; filmin içinde çok daha güzel bir biçimde verilebilirdi...

 

Abi çok sığ bir filmdi yaaa.

Kendisini izlettiren şey;

Cate Blanchet'in o kızıl güzelliği ve geriye saymanın nasıl birşey olacağına odaklandıran merak öğesiydi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
Brad Pitt'in gençlik halinin bilgisayar ürünü olduğu çok çok belliydi açıkçası. Yanaklar ışıl ışıldı...

Ama yaşlı hali çok gerçekçiydi...

 

Konu olarak izlemeye değer bir film ama o kadar şahane değil...

Bana sonu çok kestirilebilir geldi...

Mesela; annesine o hikayeyi anlatan kızın, Benjamin'in kızı olduğu çok belliydi.

O kadının da hikaye bittiğinde öleceği çok açıktı.

Benjamin'in ölmesi sahnesi güzeldi; kadının gözlerine bir kere ve derin derin bakıyordu...

 

Belki kitabı derinlemesine işlemiş olabilir ama insana yeni birşey katmıyor film.

Yeni birşey katmıyorsa da o kadar şahane değildir diye düşünüyorum.

 

Mesela o geriye işleyen saat ile olan bağlantısı çok boş bırakılmış.

Adamın birisi, ölen oğlu anısına geriye işleyen bir saat yapıyor; aynı sıralarda bir çocuk doğuyor.

O saat yıllar sonra kaldırılıp yerine dijital olanı konuyor; o doğan çocuk o sıralarda ölüyor.

 

:) katil dadı...

 

saol be tengeriin filmi başından sonuna kadar anlatmışsın :D ya insan bu yorumu yaparken belki izlemeyen vardır diye düşünmezmi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:) katil dadı...

 

saol be tengeriin filmi başından sonuna kadar anlatmışsın :D ya insan bu yorumu yaparken belki izlemeyen vardır diye düşünmezmi?

Ya Suheda (Şüheda değilmişsin...) valla ne bileyim, yazmaya başladığımda duramıyorum.

En iyisi sen benim yorumlarımı, filmi izledikten sonra oku...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Sonunda bende baka bildim bú filme. Ilk Olarak demeliyimki David Finch ile Brad Pittin beraber yaptiklari filmler genelde hosuma gidiyorlar. Aslinda Filmin arkasinda bence fazla düsünmeden bakilmasi lazim bu filme cünkü sonunda bir mücize gösterilmyor yaslanpta ülsekte yada genclesipte ikisi ayni bitis yapiyor.. ölümden kacamiyoruz iste. Güzel bir filmdi izlememe deydi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.