Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Fıkralar Sadece Burdan


sardunyam

Önerilen İletiler

Çiftçinin birisi gittikce yumurta verimi düşen kümese bakar. Artık horoz

yaşlanmıştır. Bunun yerine genç ve yorulmayan bir horoz almak lazım diye

geçirir içinden.

 

Pazara gider. Satıcıya hiç yorulmayan bir horoz almak istediğini söyler.

 

Satıcı bunun üzerine elimde bir tane var. Çok azgın elinden ne uçan nede

kaçan kurtuluyor. Eminim der kümesinizdeki yumurta verimi bundan sonra

artacaktır.

 

Çiftci yeni horozunu alarak çiftliğine döner. Kümesin kapısını açar horozu

kümese bırakır bırakmaz.

 

Havada tüyler uçuşmaya başlar. Gıdaklama sesleri, tavuklar feryat figan

koşturuyor. Tavuklar önde horoz arkada kümesde kovalamaca başlar.

 

Çiftci durumdan çok memnundur. Ama horoz çok azgındır 2. gün tavuklardan

sonra çiftlikdeki küçük baş hayvanlar , büyük baş hayvanlar , atlar bile

horozdan nasibini alır.

 

Çiftci horozun bu gidişi karşısında endişelenmeye başlar. Bu şekilde

giderse

öleceğini düşünür.

 

Ertesi gün kümese doğru giderken. Bir de ne görsün. Horozun ayakları havaya

 

dikilmiş. Dili gagasından dışarı çıkmış , Pestili çıkmış bir vaziyetde yere

 

yatmış. Tepesindede bir akbaba uçuşuyor.

 

Çiftci ben böyle olacağını biliyordum diye homurdanmaya başlar. Bu sırada

horoz gözünü hafif aralar.

 

Şişşştt Gürültü yapmasana. Akbabayı kaçırtacan. :PB):lol::D:lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...
Bush`un Pulu

Baskan Bush'un yeni talimati:

- Uzerinde resmim olan pul bastirdim, bundan boyle baskanligin butun

mektuplarinda bu pullar kullanilacak.

Bir sure sonra gorulmus ki pullar zarfa bir turlu yapismiyor.

Baskan Bush kuplere binmis ve yetkilileri cagirip sormus;

- Ustunde resmim olan pullar yapismiyor, arkalarina zamk surmediniz mi?

- Surduk efendim, demis yetkili ve eklemis;

- Yapismamasinin nedeni, herkesin pulun arka yuzune degil de on yuzune

tukurmesi efendim..."

:D:D:D:D

Hic gulecegim yoktu, Allahta sizi guldursun.

Bir tukurmekle kurtulursa iyi.

Yarin bir rambo daha cikar, bagdat rambosu.

o zaman ne olur yuzume tukur rambo ben ettim sen etme der.

Ama, rambo bu fikrayi yutarmi bilmem.

Tekrar tesekurler.

iLyAdA'

 

Evren.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Ekonomik kriz yüzünden büyük para problemi olan temel, çocuk kaçırıp fidye istemeye karar verir.Sehrin büyük bir parkında çocuğun birini gözüne kestirir ve bir not yazar:

"Çocuğunuzu kaçırdım.Bunu yaptığım için üzgünüm ama kusura bakma çünkü gerçekten paraya ihtiyacım var.Yarın sabah saat 7'de falanca parktaki filanca ağacın altına bir siyah çantada 5 milyar getir.

imza :Laz"

çocuğun yanına gider ve notu çocuğun ceketinin iç cebine koyup,doğruca evine gitmesini ve notu babasına iletmesini söyler....Ertesi sabah parka geldiğinde söylediği ağacın altında,söylediği renkteki çantanın içinde 5 milyar olan emaneti bulur.

Paraların yanında bir not vardır :

"Paran purada ama bir Laz hemşehrisine nasil peyle bir şey yapar inanamayrum...." :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Bush bir göle balık tutmaya giderler. Tuttukları balıkları teknede pişirip, sandal sefası olayina girmeyi düşünmektedirler. Göle açılırlar, kıyıdan iyice uzaklaştıklarında, Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan'a mahçup mahçup bakar, abi dur yaw, tüpü arabada unuttum bir koşu alıp geleyim der. Ve suyun ortasinda kayıktan atlayıp, suya batmadan bir oraya bir buraya sekerek koşturup bir çırpıda tüpü alıp gelir. Bush ***** ***** bakar kalır birşey de belli edemez. Biraz olta sallayıp balıkları kayığa cektikten sonra Tayyip Erdogan Abdullah Gül'e bakıp, kardeş tuzu unuttum, bu nimet de tuzsuz gitmez ki bi koşu alıp geleyim der ve kayıktan atladığı gibi o da suya batmadan bir oraya bir buraya seke seke kıyıya gidip tuzu alır gelir. Bush iyice ***** laşmıştır.

 

Aksilik bu ya, salata malzemesinin de kıyıda kaldığı anlaşılır, bizimkiler tam kalkacakken Bush atlar, bunu da ben getireyim. Hevesle ayağını kayıktan atması ile beraber, cumburlop, suyun dibine gider.

 

Gül, Erdoğana bakıp şöyle der "Abi taşların yerini söylesemiydik acaba?"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Büyük bir hastahane de 5 meşhur cerrah oturmuş hangi meslekten olan insanları ameliyat etmenin kolay olduğuna dair sohbet ediyorlarmış. İlk cerrah;

"Ben" demiş "Muhasebecileri, hesap uzmanlarını ameliyat etmeyi severim. İçlerini açtığım zaman her şey numaralıdır, iş kolay olur" İkincisi;

"Doğru ama" demiş "Elektrikçilerin, elektronikçilerin ameliyatı daha kolay olur. Her şey ayrı, ayrı renktedir" Üçüncü cerrah;

"Siz bir de kütüphanecileri, arşivcileri görün. Her sey alfabetik sıradadır, onun için onların ameliyatı çok kolay olur" Dördüncüsü;

"İnsaatçıların ameliyatı da pek kolay olur" demiş.

"Üstelik onlar iş bittikten sonra içeride parçalar, yabancı maddeler kalmasına alışıktırlar" Sonuncu cerrah;

"Arkadaşlar" demiş "Siz her halde hiç politikacıyı ameliyat etmediniz. Onları kalbi, yürekleri yoktur. İçleri bomboştur. Beyinleri de öyle. Üstelik kafaları ile popoları birbirlerinin yerine takılabilinir"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Güneydoğu'da 15 yıl süren çatışmalı ortam; doğrusuyla, düzmecesiyle, abartısıyla binlerce hikayeye kaynaklık etmiştir. İşte bu binlerce hikayeden biri de şöyle rivayet edilir. Bir TV kanalında bir PKK itirafçısı geçmişini anlatmaktadır. Muhabir: 'Anlat bakalım, yasadışı-bölücü-terör örgütü ile nasıl tanıştın?' İtirafçı başlar anlatmaya: ' Bir gece pekakalılar bizim köye gelmiştir. Duymuşuzdur. Birden kapı vurulmuştur: taak taak takk.. Açmışız biz de. Bakmışım ki anarşitler. Bana demiştir ki; bize yemek vereceksin, ekmek,su vereceksin, yardım edeceksen yataklık edeceksen yani ha! Yook demişim, olmaz demişim, siz hayınsınız, anarşitsiniz, bölücüsünüz, size ekmek su yok.. O zamaan anayı vururuk demişlerdir. Yine benden yardım yok... Anayı vurmuşlardır. Sonra gene gelmişlerdir anarşitler, demişlerdir bize yardım edeceksin, ekmek, su... Demişim yok... Babayı da vurmuşlardır. Ertesi gün gene gelmişlerdir... Bize yardım, yoksa karıyı vururuk, yok demişim, karı da gitmiştir. Sonra çocuklar..... Herkes ölmüştür. Ben evde bir başıma düşünürem bir gece... Yine kapı çalmıştır... Takkk takkk takkk!. Açmışım kapıyı, onlar! Demişlerdir ki bize yardım edeceksin, ekmek su vereceksen...Ben demişim, size yardım yok,siz hayınsınız... Bana demişler ki; yoksa seni vururuk...! Biraz düşünmüşüm, bana mantıklı gelmiştir, kabul etmişim... İşte böyledir....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yeltsin içkiden ölmüş. Yöneticiler kara kara düşünüyorlarmış halka bunu nasıl açıklarız diye ve çözümü bulmuşlar. Halka Yeltsinin bir suikasta kurban gittiğini açıklamışlar. suikasçıları da açıklamışlar.

1. Jonny Walker

2. JB

3. Jack Danielson

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Patron İle Eşek Arasındaki Fark

 

Zengin olan görgüsüz birisi şöforune sorar:

-Eşekle şöfor arasında ne fark vardır?

Şöfor bir süre düşündükten sonra mahcup bir şekilde:

-bilemedim patron... deyince, patron cevap olarak :

-eşeğe çüş diyince, şöfore ise dur diyince durur demiş.

Bunun üzerine şöfor çok sinirlenmiş, ama karşıdaki patron olduğu için bir şey söyleyememiş.

Belli bir süre sonra şöfor patrona:

-Bir soru da ben sorabilimiyim patron? demiş.

Patron da sor bakalım deyince şöfor sorar:

Peki patron, eşekle patron arasında ne fark vardır?

Patron bir süre sonra:

Bulamadım şöfor, sen söyle bakalım deyince fırsatı yakalayan şöfor cevabı yapıştırır:

Vallahi patron bende bulamadım...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tilki ormanda gezmektedir. Bir ağacın dalında asılı bir geyik budu görür.

Açtır ama şüphelenir kontrol etmeye başlar ve görür ki bu bir tuzak.

Geyik budu bir iple bombaya bağlıdır.

Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar, biraz sonra

kurt gelir, budu görür ve yatan tilkiyi de tabi...

 

Tilkiye sorar "ne yapıyorsun dostum"

Tilki cevap verir "hiç... yatıyorum"

 

-Burada bir but var

-Evet var

-Neden yemedin

Tilki sakince cevap verir ;

"BU GÜN ORUCUM"

Kurt kendinden emin ;

"Ben yiyeyim o zaman"

Tilki "Buyur afiyet olsun" der.

Kurt but 'a uzanır uzanmaz bir patlama ortalık toz duman kurt yaralı

hareketsiz 10 metre uzakta perişan halde yatarken tilki sakince budu

yemeye baslar.

Bunu gören kurt ;

"LAN ****** HANI ORUCTUN"

Tilki piskin piskin ;

"Biraz önce top patladi duymadin mi ?" der :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevenler........

 

Beyaz karayı, sinek yarayı, zengin parayı,

Yemek tuzu, rakı buzu, maymun muzu,

Ördek kazı, güzel nazı, aşık sazı sever...

Kuş darıyı, çiçek arıyı, erkek karıyı,

Ana çocuğu, çoban gocuğu, yumurta sucuğu,

Ocak közü, kirpik gözü, ozan sözü sever...

Garip sılayı, yiğit halayı, tencere kalayı,

Davul zurnayı, avcı turnayı, deve hurmayı,

Alın kelini, cömert elini, cimri dilini sever...

Çöl yağmuru, çizme çamuru, oklava hamuru,

Tembel yatmayı, geveze atmayı, pazarcı satmayı,

Şişe tıpayı, şarap kupayı, eşek sopayı sever...

Ebe bebeği, kahve dibeği, çengi göbeği,

Memur masayı, ermiş asayı, hakim yasayı,

Haylaz döveni, dalkavuk öveni, hergele söveni sever...

Sarhoş dostunu, ayı postunu, yaşlı bastonu,

Hatip lafı, suçlu affı, açıkgöz safı,

Orman çamı, kedi damı, işçi zammı sever...

Mektup pulu, Allah kulu sever de..

 

 

Sen kimi seversin? sadi :P

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Bir ayıp fıkra daha...

 

 

Maymunla Aslan bir iddiaya girmişler...

 

Ayrıntısı neyse ama Maymun sonunda Aslanı alaşağı etmiş...

Kaçmış...

Aslan da bunu kovalamış tabi...

Sonra Maymun kaçamayacak kadar yorulunca tanınmamak için eline bir gazete alıp oturmuş.

Aslan gelmiş ve Maymuna sormuş:

"-Buralarda hiç bir maymun gördün mü?"

"-Şu, Aslanı alaşağı eden maymunu mu?"

"-Vay beee medyanın gücüne bak!!!"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Erzurumlu harmanini kaldırmış, ekinini kurutuyormuş. Öğleden sonra

gökyüzü kararmaya başlamış..

 

-"Allah'ım, ne olirsen ekinim gurumadan yağmurunu yağdırma"

 

-"Allah'ım, birkaç gün daha yağmurunu yağdırma, ne olirsen" diye

 

dualar edip durmuş.

 

Ekini kurudu kuruyacak. Aksam üzeri, son yarım saatte bir yağmur bir

 

boran.

 

Tüm ekini çürümüş.

 

O hırsla eve gelmiş, Bir de bakmış ki; eşeği de yıldırım çarpmış.

 

Bu olay Erzurumlunun içine oturmuş ama bir şey de yapamamış.

 

Zaman geçmiş, Ramazan ayı gelmiş. İlk gün niyetlenmiş Erzurumlu.

 

İftara tam yarim saat kala, bir sigara çıkartıp yakmış.

 

İlk nefesini söyle bir güzelce çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş.

 

-"Nasil? illet oliysen simdi değil mi?" demiş ve eklemiş:

 

-"Ölen eşeği de gurbana saymazsam şerefsizim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Elektrik supurgesi

 

Elektrik supurgesi saticisi, bir apartman dairesinin

kapisini calmis, kapiyi acan bayana

- "Hanimefendi, bu elimde gormus oldugunuz kovanin

icinde at pisligi var!" demis ve bu bir kova pisligi

evin icine dogru savurarak dokuvermis.

Sonra da

- "Hanimefendi, elimdeki elektrik supurgesi ile 10

dakika icinde bunu temizleyemezsem,

bu pisligi yiyecegim..!"

Kadin saticiya soyle bir bakmis

- "Beyefendi, ustune domates sosu da istermisiniz?

Elektrikler kesik de ....

 

:lol::grin:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

hocanın yanına telaşla bir adam gelir:

 

- hoca hoca baklava gidiyor

- bana ne?!

- ama hoca bu baklava sizin eve gidiyor

- sana ne?!

- ama hocaaa bu baklava yoğurtluu baklava

- o zaman danone

:D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Gülmek güzeldir,bir tebessümde benden olsun..

 

 

 

Tanrı kaybolmuş

 

Mahallenin iki afacan kardeşi tüm mahalleliyi bıktırmış. Sürekli ana ve babalarına şikayet geliyor mahalleliden. Kırılan camların, kuyruğuna teneke bağlanan kedilerin, lastiği indirilen arabaların sorumlusu hep afacan kardeşler.

Ana ve babası usanıp bu durumdan kilisenin papazına anlatırlar durumu ve yardım isterler.

Papaz;

- gönderin çocukları konuşayım der.

Çocukları gönderirler. Papaz önce büyük oğlanı çağırır;

- Söyle bakiim evladım, Tanrı nerede? .

Çocuk susar. Papaz tekrar sorar;

- evladım söylesene tanrımız nerede? .

Çocuk susmaya devam eder. Papaz ısrarla sormaya devam eder, çocuk susmaya.. Sinirlenir Papaz;

- konuşsana be çocuk nerde tanrı? .

Çocuk aniden fırlar kiliseden koşarak kaçıyorken seslenir kardeşine

- kaçalım çabuk .

Eve giderler, odalarına çıkıp kapıyı iyice kapatırlar, küçük oğlan sorar büyüğüne;

- neden kaçıyoruz? .

Büyük yanıtlar;

- işte şimdi hapı yuttuk, tanrı kaybolmuş bizden biliyorlar! ... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

BABAN NE iş YAPIYOR?:))

 

Ogretmen ogrencilere sirasiyla babalarinin ne is yaptigini soruyormus

*Avukat, doktor, hakim, memur derken sira sessiz ve sıkılgan bir cocuk olan kucuk Mehmet'e gelmis.

Ogretmen ona da Babasinin ne is yaptigini sormus.

Mehmet anlatmaya baslamis:

-'Babam bir gay barda striptizci olarak calisiyor.Herkesin icinde cirilciplak soyunup , metal direkte semsiyeyle dans ediyor'...

Eger cok iyi bahsis veren birileri olursa onlarla birlikte geceleri evlerine de gidiyor'.

Ogretmenin rengi atmis. Diger cocuklara oyalanmalari icin bir gorev verip, Mehmet'i bir kenara cekmis:

-Mehmet , Baban gercekten bu isi mi yapiyor?

-'Hayir Ogretmeim, Babam aslinda Tayyip icin calisiyor ama butun sinifin icinde soylemeye cok utandim'. .

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Elektrik supurgesi

 

Elektrik supurgesi saticisi, bir apartman dairesinin

kapisini calmis, kapiyi acan bayana

- "Hanimefendi, bu elimde gormus oldugunuz kovanin

icinde at pisligi var!" demis ve bu bir kova pisligi

evin icine dogru savurarak dokuvermis.

Sonra da

- "Hanimefendi, elimdeki elektrik supurgesi ile 10

dakika icinde bunu temizleyemezsem,

bu pisligi yiyecegim..!"

Kadin saticiya soyle bir bakmis

- "Beyefendi, ustune domates sosu da istermisiniz?

Elektrikler kesik de ....

 

:lol::grin:

bu cok guzeldı ya.elıne saglık :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

KIMLIK

Bir ciftlik evine davet edilen Kenan Evren, Orhan

Gencebay ve Tayyip

Erdogan ayni anda kapiya gelirler.

Kapida bekci karsilar. Ama bekci guvenlik konusunda

sikica tembihlendigi icin gelenlere kimliklerini sorar.

Gencebay 'Beni herkes tanir. Bak sazimda elimde.

Sazim benim kimligimdir.'der

Bekci tamam sizi sazinizdan tanidim. Gecin' der.

Kenan Evren 'Bende Marmaris'te resim yapiyorum.

Herkes beni tanir. Bak paletlerimi de getirdim.

Belki burada da resim yapacagim' der.

Bekci 'Tamam sizi de tanidim. Guzel hanimlarin

resimlerini yapiyorsun, gecebilirsiniz' der.

Sir Tayyip Erdogan'a gelince,

Erdogan, 'Ne kimligi, artistlik yapma lann!' der.

Bekci bu kez, 'Tamam Basbakanim. Kimlik

gostermenize gerek yok bu

beyaniniz yeter.'

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir gün küçük çocuğun birisi parkta bir bankın üzerinde oturmuş şekerlerini yiyormuş yaşlı adamın birisi gelmiş çocuğun yanına oturmuş:

-Bak evladım bu kadar şeker yersen bütün dişlerin dökülür.

Çocuk:

-Bak amca benim dedem 110 yaşına kadar yaşadı demiş.

-Yaa dedendemi çok şeker yiyordu?

-Hayır amca herşeye burnunu sokmuyordu...

 

:lol::D:lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:

-"Getir bakayım şu karneyi!"

-"Al baba..."

Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.

-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"

-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

ŞAPKACI

 

Şapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana düşmüş. Adam biraz

yürüdükten sonra sıcaktan ve yorgunluktan bunalmış, bir ağacın altına

oturmuş. Şapkalarla dolu sepetini de yere koymuş ve uykuya dalmış. Birkaç

saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmış. Bir de bakmış ki yanındaki

sepet bomboş...Şapkalar gitmiş.Kafasını kaldırıp ağaca bakmış, ağacın

dallarında bir sürümaymun, her birinin kafasında adamın şapkaları... Adam

başlamış düşünmeye; 'Ben şimdi ne yapacağım, şapkaları bu maymunlardan

nasıl geri alacağım' diye. Düşünceli bir şekilde kafasını kaşırken bakmış

ki, maymunlar da adamın taklidini yapıyor, kafalarını kaşıyorlar. Adam

ellerini havaya kaldırmış, maymunlar da...Derken adam ne yapacağını bulmuş,

kendi kafasındaki şapkayı çıkarıp yere atmış, maymunlar da şapkaları

çıkartıp aşağı atmışlar... Adam böylece bütün şapkaları geri almış,

sepetine koyup yoluna devam etmiş.

Aradan 50 yıl geçmiş... Artık adamın bir torunu varmış, o da dedesi gibi

şapka satıcısı olmuş. günlerden bir gün onun da yolu aynı ormana düşmüş.

Hava yine çok sıcakmış ve genç adam bir ağacın altına oturmuş, şapkalarla

dolu sepetini yanına koymuş ve uykuya dalmış... Bir saat sonra uyanmış,

birde bakmış ki sepetin içinde şapkalar yok... Derken tuhaf sesler duymuş,

bir de kafasını kaldırmış ki ağacın üstünde bir sürü maymun, hepsinin

kafasında birer şapka. Düşünmüş... 'Dedem yıllar once bana bir hikaye

anlatmıştı... ne yapacağımı çok iyi biliyorum...' demiş. Adam kafasını

kaşımaya başlamış, maymunlar da aynısını yapmışlar... Adam ellerini

havaya kaldırmış,maymunlar da.. Ve adam gülümseyerek kendi başındaki

şapkayı çıkarmış yere atmış... O anda ağaçtaki maymunlardan biri yere

inmiş, adamın yere attığı şapkayı kapmış, adama da bir tokat atmış ve

şöyle demiş:

-'Sadece senin mi deden var ? ser efsiz ! :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bill Gates ölmüş ve Tanrının huzuruna çıkmış..

 

Tanrı demiş ki:

'Bill senin durumun hakikaten karmaşık.

Seni cennetemi cehenneme mi yollamalı bilemiyorum.

Her eve bilgisayar girmesine yardımcı olarak insanlığa

katkıda bulundun ama bir yandan da Windows gibi bir

rezaleti de yarattın.

Ben de senin özel durumuna göre bir şey yapacağım.

 

Cenneti de cehennemi de ziyaret et, hangisine gideceğine karar ver

 

 

 

 

 

'Tamam' demiş Bill Gates, 'Önce cehenneme bir bakayım.'

 

Ve inmiş cehenneme bir de bakmış berrak sulu bir kumsalda

bir sürü güzel kız top oynuyor eğleniyor, güneş parlıyor

hava süper.

 

'Allaah' demiş Bill Gates, 'Cehennem böyleyse Cenneti

hakkaten görmek isterim.'

 

 

 

Ve cennete çıkmış. Bir bakmış, bulutların üzerinde bir

yer, etrafta melekler uçuşuyor, güzelce bir yer ama

cehennem kadar değil.

 

'Tamam' demiş tanrıya Bill Gates, 'Ben cehenneme gitmeye

karar verdim.'

 

İki hafta sonra tanrı cehennemi ziyaret edip Bill Gates'in nasıl olduğuna bakmaya karar vermiş

 

Gitmiş Bill'in yanına, Bill bir duvara zincirlenmiş,

alevler içinde karanlık bir mağarada ve zebaniler işkence

ediyor.

 

- Nasılsın Bill? -

- Korkunç! Burası iki hafta önce geldiğim cehennem değil!

Kızların oynaştığı o güneşli kumsala ne oldu? -

 

Tanrı cevap vermiş:

 

 

O ekran koruyucuydu!!!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.