Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Islam ve Siddet


Atlet

Önerilen İletiler

Sayın boşig. Doğru tahmin etmişsin yazım sana değildi. Genele yazdım ben onu. Ama sen mademki bana cevap yazmışsın bende sana birkaç bir şey yazmak istedim. Aslında konuyu kendi açımdan kapatıp çıkmam gerekiyor zira vakit bakımından çok bunalımdayım. Yarın sabah 06,00 da kalkmam gerekiyor. Her neyse. Bana söylediklerin içinden gözüme çarpanlar şunlar.

1- zorla dinlere büründürmek.

2- suç Tanrı'nın mıdır, Yoksa beşerin midir

 

1- zorla dinlere büründürmek.

Ben tanrının görevine talip değilim. insanları "dinlere büründürmek" tanrının işidir. (Tanrı varsa ve din gönderdiyse tabiki). Eğer insanları dinlere büründürmek isteyip de büründürememişse tanrı başarısız kalmıştır. Yani insanları imtihan edeyim derken kendisi sınıfta kalmıştır. Çünkü bir tanrı varsa ve bir din göndermişse insanları dine büründürmek onun asli görevidir. Eğer insanları dinlere büründürmek istemediyse bu takdirde dinlerin hepsi yalandır. Eğer dinlerin hepsi yalansa öyleyse insanları cehalete sürüklemesi de gayet normaldir. Cehalete sürüklenen insanın da her türlü şiddeti uygulaması normaldir.

 

2- suç Tanrı'nın mıdır, Yoksa beşerin midir

Burda bir beşerden söz edilmiyor. Beşer"ler"den söz ediliyor. Yani bir araya gelmiş 100 insandan yüzü yada bin insandan bini. Beşer dediğiniz zaman sanki binlerce kişi içinden birinden bahsediyormuşum gibi düşünülür. Benim söylediğim gayet açık. Orada o çirkin olayı seyreden yüzlerce insandan biri bile insanlıktan nasibini alamamış. Üzerinde düşünülmesi gereken konu bir kişinin yaptığı değil ordakilerin tümünün ne yaptığı.

Ayrıca o çocuğun resimi üzerine birşey daha eklemek istiyorum. Eğer bu bir cezalandırma değilse ortada daha beter bir durum var demektir. Zira bu durumda çocuğun hiçbir suçu yok demektir. Eğer kuran bu insanları hiçbir suçu olmayan bir çocuğa bile böyle bir muamele yapacak hale getirdiyse durum bizim düşündüğümüzden bile daha vahimdir. Eğer kuran bu yüzlerce insandan hiçbirine hiçbir şekilde etki edememişse o halde tanrı zaten başarısızdır yada o din sahtedir.

 

Ayrıca imtihan meselesinde kendini neden muhattap görmediğini de merak ettim. Sen allahın insanları imtihan ettiğine inanmıyormusun?

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 158
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Radikaller üzerinden bütünü yargılamak. Bu mu rasyonellik ?

Bu bir yaklaşımdır.

Böyleler, dünyadaki kaç etnik temizliğin, kıyımın mümessileri bu dediğin kişiler aynı zamanda. Kaç soykırıma imza atmışlar.

 

Etnik temizlik, adı üstünde, kabile kavgası.

 

Senin anlamakta güçlük çektiğin şey: etnik temizlik yapan Almanya, bir kuşak geçer, yapılanın hata olduğunu, insanlık suçu olduğunu anlar, suçu kabul eder, tazminat ödeyerek bir parça olsun suçunun bedelini ödemeye çalışır. Düşmanlıklar kuşaktan kuşağa miras bırakılmaz. Ama dinde öyle değildir.

 

Sen Müslümanların, şu kavgada, şu savaşta yapılanlar haksızlıktı diyebildiğini gördün mü? Göremezsin. Zira düşmanlar da dogmatik olrarak belirlenir. Düşmana ya o adamlara da yazık oldu demek dinden çıkarır insanı.

 

İtalya, avrupada boşanma oranı irlandayla beraber en düşük ülkedir, aile içi şiddet oranıda oldukça yüksektir. Ama koyu katolik oldukları için kolay kolay boşanmazlar. Artık kürtajın yasak olmamasına rağmen kürtaj oranı çok düşüktür. Bir genç kızın boşanması veya kürtaj yaptırması, bizde evlenmeden bekaretini kaybeden kız gibi karşılanmasını sağlar ailesi tarafından.

 

Neden acaba aile içi şiddet çok fazla? Dini duyguların yüksekliğiyle bir alakası olabilir mi?

 

İnsanlar müslüman ve müslüman olmayan diye senin yaptığın tanımla ayrılmıyor dünyada. Bunu kendileri ifade ediyorlar.

:)

 

Söze bakılmaz, ayinesi iştir kişinin.

 

Söze bakacak olursan, İslam dini barış ve hoşgörü dinidir.

Uygulamaya bakacak olursan, İslam şiddet ve nefret dinidir.

 

Sen doğduğun anda, zaten bir grubun üyesisindir. Latin amerikada ya favelalarda yaşayan bir çocuksundur, yada "cennet" adı verilen mahallelerde yaşıyan bir çocuksundur.

 

Birincisi, latin amerikanın yüksek elitine ait yapar seni.

 

Diğeri, organize suç çetelerinin, uyuşturucunun, mafyozilerin arasında büyümeni sağlar. Ben büyeyimde şu guruba katılayım demekle olmaz bu işler.

 

a grubu alır b grubunu keserde değildir. Ya Amerikancı bir hükümet olur, yada bağımsızlıkçı latin amerikada. Bağımsızlıkçı hükümet çok güçlenirse başarır. Gücü yetmezse ABD bir cunta düzenler katliam yapar.

 

Şili, Arjantin, Kolombiya, El Slavador, Nikaragua, Guetamala, Panama hiç değişmez.

 

Senin bu ulağanüstü tespitlerine hayranım, ne diyeyim.

 

Bugünün elitleri, dünün suç çetesi örgütlerinin çocuklarıdır.

İnsanların hangi grupta olacakları yüzyıllar öncesinden belli değildir.

Bu durum sadece dinlere mahsustur.

 

*

 

Vay be Latin Amerikada iktidarlar ya bağımsızlıkçı olurmuş, ya Amerikancı.

 

Madem herşeyi emperyalizm ile, sömürü ile açıklıyorsun, iktidar kavgasını da böyle açıklasana.

Kim sömürecek? Amerikanın desteklediği eski yerli kodamanlar mı, yoksa ABD'nin ileride destekleyeceği mahallenin yeni yetmeler mi?

 

Protestanlar, taa avrupanın öbür ucundan getirilip, İrlandaya yerleştiriliyor, silahlandırılıp katoliklerin üstüne salınıyor. Ve sen bunu, emperyalizmin karıştırması olarak görmüyorsunda, din kaynaklı bir savaş olarak görüyorsun öylemi.

 

Emperyalizm şehir efsanesi öylemi :

 

Madem herşeyi emperyalizmle açıklayabiliyorsun, şu emperyalizmin emperyalist İngiltereyi bile emperyalist oyunlarına nasıl alet ettiğini şu harika analiz yeteneğinle bize de anlat da aydınlanalım.

 

En kaba iktisat kurallarınıda bilmiyormusun. Zenginlik dediğin şey, sadece servetin el değiştirmesidir. Dünyanın üreteceği değer ve piyasada dönecek para bellidir. A kişisi daha zengin olunca piyasaya uzaydan para gelmez. Sadece B kişisinin elindeki servet azalır.

 

Sen çok iyi biliyorsun iktisat kurallarını.

 

Katma değer, üretim diye birşey biliyor musun, duydun mu?

Daha önce ekonomik faaliyet kapsamında olmayan metaların ekonomiye kazandırılması ile çoğalan zenginliği duydun mu?

Bir ülkenin milli gelirindeki artış = başka bir ülkenin veya diğer ülkelerin milli gelirlerinin toplamında aynı oranda bir düşüş demektir.

 

Ekonomik analiz, tarihçiliğe benzemiyor üstat.

 

Senin yukarıdaki en kıytırık ekonomistleri bile güldürecek iddiana göre;1950 yılındaki dünya devletlerinin milli gelirler toplamı ile, 2006 yılındaki milli gelirleri toplamının aynıdır.

 

Örnek:

 

Dünyada bulunan A, B, C, D ülkelerinin milli gelirler toplamı X olsun. (Bu sayıyı dünya devletlerinin sayısı kadar arttırınız. Ben örnek anlaşılsın diye, dünyada 4 ülke varmış gibi basit bir heap sunuyorum)

 

CYRANO arkadaşımızın dediğine göre, bu X hiçbir zaman değişmez.

 

A+B+C+D=X

 

Zira ona göre A ülkesinin milli geliri artarsa, sözgelimi B'ninki azalır.

 

(A+1)+(B-1)+C+D=X

 

Ekonomi bu basit matematik formülü ile işlemiyor.

 

Ekonomi şçyle işliyor.

 

A+B+C+D+Yaratılan Katma Değer + Daha Önce ekonomide bulunmayan ancak Ekonomiye Kazandılılan Metalar = X + Yaratılan Katma Değer + Daha Önce ekonomide bulunmayan ancak Ekonomiye Kazandılılan Metalar

 

Yaratılan Katma Değer + Daha Önce ekonomide bulunmayan ancak Ekonomiye Kazandılılan Metalar toplamına Ekonomide kalkında/büyüme deniyor.

 

Bu kalkınma/büyüme, yaratılan katma değerden, daha önce ekonomiye girmemiş metaların ekonomiye kazandırılmasından kaynaklanıyor. Yani çıkarılmamış petrolün, çıkarılması ekonomiye kazandırılmasıdır.

 

Silikonun, plastiğin, metalin bilgisayara dönüştürülmesi ekonomiye kazandırılan katma değerdir.

 

CYRANO arakadaşımza göre, 1950 yılındaki dünya ülkeleri milli gelirleri toplamı ile 2006 yılındaki dünya ülkeleri milli gelirleri toplamı aynı. Sadece servet el değiştirdi. Başka bişey olmamış yani.

 

2006 yılında dünya ülkelerini oluşturan A, B, C, D ülkelerinin milli gelirleri toplamı hala aynı mı? X mi?

 

Bakalım:

 

GWPsmall.gif

 

Haklıymışsın CYRANO, sevret sadece el değiştirmiş, toplam servette hiç artış olmamış. Grafik yalan söylüyor.

 

Geçelim...

 

Dostum kusura bakma ama. Görünen o ki Çeçenistan konusunda çeçen asıllı olmama rağmen ben senden daha objektif bakıyorum olaya.

 

Ve ben duygusal tartışmam, yazdığım herşeyi dayanaklarıyla sunarım.

 

"Her Kabileye ayrı devlet" mi ?

 

Çeçenlermi kabile olanlar ?

 

Neden hoşlanıyorsun peki ? Daha ruslar tarih sahnesine çıkmadan kafkasyada devlet kuran, Hiçbir zaman Rusyanın bir şehri olmayan bir ülkenin rus işgali altında yaşamasından hoşlanıyorsun.

 

Rusyanın Çeçenistandaki varlığına bildiğin herhangi bir hukuki gerekçe varmı ?

 

Çeçenistan, Sovyetler Birliği içinde dahi Özerk bir cumhuriyet değilmiydi. "çeçenistan sovyet cumhuriyeti". sovyet cumhuriyetleri "kabile" lerdenmi oluşuyordu.

 

Sovyetler Birliğinin kuruluş anlaşması ve Anayasasına göre, Birlik dağıltıktan sonra bütün cumhuriyetler istedikleri an bağımsızlıklarını ilan edebililer değilmi.

 

Sovyetler Dağılınca Birliği oluşturan tüm cumhuriyetler bağımsızlığını ilan etmedimi?

 

Senin çeçenleri "kabile" olarak gören, ve Rusların 1996 da başlayan Çeçenistan işgaline bulduğun mantık ne ?

 

Ruslar, Çeçenleri muhatap aldı, devletlerini tanıdı, ama Federasyon içinde kalın dedi.

 

Çeçenler ne yaptılar? Afedersin, tek kelimeyle azıttılar. Dağıstana saldırdılar. Rusların iyi niyetini suistimal ettiler.

 

Kendin söylüyorsun: Rusya eğer Çeçenistan'ı ve Çeçenleri yoketmek istseydi, Çeçenistan SSC diye bir varlık kurulmasına izin vermezdi. Onun devlet başkanını Kremlinde ağırlamazdı. Bayrak asmasına izin vermezdi.

 

Ama ne zaman ki Dağıstan'a saldırdı Çeçenler, o zaman Rusya'daki aşırı kabilecler de aldı sopayı ellerine.

 

*

 

Sömürgecilik açısından dünyadaki en başarısız, afedersiniz ***** imparatorluklar, Türk (Osmanlı) ve Rus (Sovyet) İmparatorluklarıdır.

 

Kimsenin diniyle, diliyle uğraşmamışlardır. Asimile etmeye çalışmamışlardır.

Hiçbir iyilik cezasız kalmaz. Türk İmparatorluğu cezasız kalmadı. Rus İmparaorluğu da cezasız kalmıyor.

 

*

 

İnsan birşeyi savunurken tutarlı olmalı.

 

Burada Kürt ayrılıkçılığını kınayacaksın, Rusya'da Çeçen ayrılıkçılığını destekleyeceksin.

Neden çifte standart?

 

Demokratik hak ise aranan, Kürtlerde de var, Çeçenlerde de. Peki farklı muamele ne?

 

Benim tutumum belli.

 

Kabileciğilin her türlüsüne karşıyım.

 

Bu ister Türk kabileciliği olsun, ister Kürt kabileciği olsun, isterse Çeçen kabileciliği.

 

Devletler sunidir. illa ki insanlar kabile esaslarına göre bölünmek zorunda değildir.

 

Herkes kaldığı bir yerde insan gibi yaşayabiliyor mu, önemli olan odur.

 

*

 

Bir taraftan Kosova ayrılsın, KKTC ayrılsın, Çeçenistan ayrılsın diyeceksin, öbür taraftan Kürtler ayrılmasın, Darfur ayrılmasın demeyeceksin.

 

Ya herkes ayrılabilir diyeceksin. Yada, kabileciliğe karşı olacaksın, hertürlüsüne. Ben kabileciliğin her türlüsüne karşıyım. Dinciliğin de.

 

Bir taraftan, dincilik, ırkçılık emperyalizmin en çok kullandığı iki maşadır derken, öbür taraftan kendin kabilecilik yapanlara destek vermeyeceksin, dincilikten kaynaklanan şiddeti rasyonelleştirmeye girişmeyeceksin.

 

Bir taraftan, bizim dini bilgilerimizi misyonerlerin propaganda kağıtlarından öğrendşiğimizi iddia ederken, öbür taraftan kendin ekonomiyi 1 Mayıs mitinglerindeki sloganlardan öğrenmişsin gibi bir intiba bırakmayacaksın.

 

Düşüncene katılırım, katılmam o başka konu, ama tutarsızlık sergilemeyeceksin.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Etnik temizlik, adı üstünde, kabile kavgası.

 

Senin anlamakta güçlük çektiğin şey: etnik temizlik yapan Almanya, bir kuşak geçer, yapılanın hata olduğunu, insanlık suçu olduğunu anlar, suçu kabul eder, tazminat ödeyerek bir parça olsun suçunun bedelini ödemeye çalışır. Düşmanlıklar kuşaktan kuşağa miras bırakılmaz. Ama dinde öyle değildir.

 

Sen Müslümanların, şu kavgada, şu savaşta yapılanlar haksızlıktı diyebildiğini gördün mü? Göremezsin. Zira düşmanlar da dogmatik olrarak belirlenir. Düşmana ya o adamlara da yazık oldu demek dinden çıkarır insanı.

 

Bu nasıl bir yaklaşım böyle. Bu kadarmı gerçekler çarpıtılabilir.

 

Almanya savaşı kaybetmeseydi, kabul edecekmiydi soykırım olduğunu ?

 

Fransa, Cezayirde, Ruandada soykırım uyguladığını kabul ettimi. Tazminat Ödedimi ?

 

Amerika, Kızılderili katliamını kabul ettimi, tazminat ödedimi?

 

İngiltere, bu güne kadar hangi ülkede yaptığı katliamları kabul etti. Hangi ülkeye tazminat ödedi ?

 

Bu devletlerden hangisi, "Evet biz orada katliam yaptık, soykırım uyguladık, " dedi?

 

2007 nin Fransasının liderinin Cezayir Kalitamıyla ilgili yorumu "Geçmişi kaşımanın anlamı yok"

 

Türkiyeni 1915 te yaşanan faciayla ilgili yorumu "biz arşivlerimizi açtık, herkes açsın, uluslararası divanda tartışılsın tarihçiler karar versin, hangi devlet suçlu çıkarsa cezasını çeksin"

 

Biraz düşünür insan, madem kin ve düşmanlık dinde nesilden nesile geçiyor, O zaman niye, 20. yya kadar Anadoluda müslümanlar, rumlar ve ermeniler hiç sorunsuz yaşadılar. Niye devletin elinin uzanmasının aylar süreceği imparatorluğun en uç noktalarında ortodokslar katledilmeden yaşadılar yüzyıllar boyunca.

 

Ne zaman başladı olaylar, Birinci Emperyalist Paylaşım savaşıyla dimi.

 

 

Kim kabul etmiş savaşı kaybeden, Önüne şunları şunları yapacaksın, şunları şunları kabul edeceksin denen Almanya. Neden kabul etmiş, çünkü katlettikleri kişiler,, Almanyayı savaşta mağlup eden iki devlette dünyanın en güçlü lobilerine sahip oldukları Yahudiler olduğu için.

 

Düşmanlıklar din haricinde nesilden nesile geçmezmiş. Ya Allasen sen bu yazdıklarına inanıyor musun ?. İtalya, İngiltere, Fransa, Almanya, 2000 yıl boyunca birbirleriyle savaşmadılarmı. Taaki Almanyanın savaşı mutlak olarak kaybetmesine kadar. Fransızlar ve Almanlar arasında, 1000 yıl boyunca kin ve düşmanlık nesilden nesile geçmedimi ? Aynı dine aynı mezhebe mensuplar oysa.

 

Neden acaba aile içi şiddet çok fazla? Dini duyguların yüksekliğiyle bir alakası olabilir mi?

 

Anlamadımki ben seni, önce, Kolombiya dine düşkündür, İtalya değildir diyordun. Şimdi İtalyayıda dinle açıklıyorsun.

 

Çözemezsin bu mantıkla uğraşması. Katolik dünyasının merkezi olan ve en koyu katolik ülke olan İtalya Dünyanın en zengin ve iç huzura sahip ülkelerinden birisiyken. Katolik Latin Amerikanın açlık sefalet ve iç savaşlarla boğuşmasını o herşeyi dine bağlayan mantığınla çözemezsin.

 

ha keza, budist dinine en çok sahip çıkan, ve asyanın en tutucu ülkelerinden birisi olan Japonya'nın haliyle, Devletin hiçbir dini otoriteyi ve kuramı resmen kabul etmediği Çin'İn arasındaki farkıda çözemezsin.

 

Söze bakılmaz, ayinesi iştir kişinin.]

 

Senin sanırım bir kişiye müslüman demen için, şeriatçı ve el kaide yandaşı falan olması gerekiyor. Kişinin sadece islam dinine inanması onu müslüman yapar.

 

İyi müslüman, kötü müslüman vs göreceli kavramlardır.

 

Söze bakacak olursan, İslam dini barış ve hoşgörü dinidir.

Uygulamaya bakacak olursan, İslam şiddet ve nefret dinidir..]

 

E hani demin ayinesi iştir kişinin diyordun. Dünyada islam adına verilen herhangi bir savaşta kaç kişi ölmüş ? Müslümanlar hangi ülkede etnik temizlik yapmışlar, soykırım uygulamışlar ? Neden tarih boyunca, dini azınlıklar en yoğun olarak islam ülkelerinde bulunmuş.

 

Afganistanda, binlerce yıldır, hiç bir semavi dine inanmayan, kafiriler ve yezidiler yaşıyor, bunlar soykırımamı tabi tutulmuş, katliamamı maruz kalmışlar.

 

Senin bu ulağanüstü tespitlerine hayranım, ne diyeyim.

 

Bugünün elitleri, dünün suç çetesi örgütlerinin çocuklarıdır.

İnsanların hangi grupta olacakları yüzyıllar öncesinden belli değildir.

Bu durum sadece dinlere mahsustur.]

 

Ya arkadaşım herşey hakkında yürüttüğün fikirleri doğru sanma bence.

 

Latin Amerikadan bahsediyoruz, kast sisteminin halen devam ettiği. Elit Kesim denilen kesimin, her latin amerika ülkesinde, bir kaç ailenin soyundan gelenler ve aile üyelerinden oluştuğu. Dünyada "Oligarşi" tanımına birebir uyan coğrafyadan bahsediyoruz.

 

Sen neden bahsediyorsun.

 

Bırak yüzyılları Cortez latin amerikaya ordusuyla geldiği günden beri, Ya yerli gruptansındır, yada avrupa göçmeni beyaz azınlıktansındır Latin Amerika ülkelerinde. Latin Amerikanın elit sınıfı dediğin, yerleşimci beyazlardır. Hepside katoliktir.

 

Ha keza Güney Afrika yüzyıllardır. Ya doğduğunda yerli zencisindir. Yada Britanyalı bir beyazsındır. Senden onlarca kuşak önce bellidir yani hangi gruba dahil olduğun. Hepside protestandır. Ama Güney Afrikada bir beyaz veya zenci olarak doğmanın arasındaki farkı bilmiyorsun, iki gram tarih üç gram güncel.

 

 

 

Vay be Latin Amerikada iktidarlar ya bağımsızlıkçı olurmuş, ya Amerikancı.

 

Madem herşeyi emperyalizm ile, sömürü ile açıklıyorsun, iktidar kavgasını da böyle açıklasana.

Kim sömürecek? Amerikanın desteklediği eski yerli kodamanlar mı, yoksa ABD'nin ileride destekleyeceği mahallenin yeni yetmeler mi?.]

 

İşte dedim ya, herşey hakkında fikir yürütüp doğru sanmak.

 

Arkadaşım latin amerika tarihi ortadadır.

 

Buyur bugüne bak, şimdi sana bütün Latin Amerika ülkelerini sayarım. Hangisinde hangi iktidarların olduğunu, iktidara nasıl geldiklerini, ve iktidarlarının dayanağının ne olduğunu. Ama yine çarpıtırsın. Yorulmadan bir kaç örnek vereyim.

 

Brezilya, anti emperyalist halk hareketinin desteğiyle iktidara gelen Lula hükümeti. Brezilya havalanına inen her ABD vatandaşının parmak izini alarak, fişleyerek adını duyurdu. Şu an ABD nin ambargo ve yaptırım tehdidi ve kendi hareketinin anti emperyalist baskısı arasında bocalıyor.

 

Venezuella, Hugo Chavez Yüzyılın yeni Fidel Castrosu, Ülkedeki yabancı petrol şirketlerini kamulaştırdı. Petrolu yüzde yüz oranında millileştirdi. Kübaya uygulanan Ambargoyu delerek ticarete başladı. ABD'nin kendisine yönelik ajan faaliyetlerine devam etmesi halinde, ABD nin tüm petrol harcamalarının %40 ını karşıladığı için petrol satışını durdurmakla tehdir etti. ABD destekli bir darbeyle koltuğundan indirildi. İki gün sonra, caracas sokaklarında milyonların katıldığı protestolar ve kendi taraftarı subayların düzenlediği karşı darbeyle tekrar iktidara geldi. ABD nin bölgede Castro'dan sonra birinci hedefi

 

Bolivya, Eva Morales, Hugo Chavez'in Anti Amerikan politikalarını izliyor. Koyu bir Castro yanlısı.

 

Arjantin, dünyada "hükümet dayanmıyor" denilen ülke. Ülke tarihinin son elli yılı boyunca, Halk hükümetleri peronist iktidarla ve ABD destekli askeri darbeler arasında sürdü. 1960 lardan itibaren, aşlayan anti emperyalist Peronist hareket defalarca askeri darbeler ve muhtıralarla iktidardan indirildi. Şu andaki hükümet, Venezuellayla, yakın ilişkiler kurdu ve uzun yıllar sürecek ticari anlaşmalar imzaladı. Krichner hükümetinin tercihini peronist tabandan yana kullanmasıyla arjantin, lula, morales, castro arasında kurulan ittifaka yakın.

 

Kolombiya, ülkede CIA'nın sadece destekle değil, maddi manevi her anlamda yardımıyla iktidara gelen Urube iktidarda. Ülke orduyla da değil. CIA'nın desteklediğini ve silahlandırdığını inkar etmediği Ölüm Mangalarıyla yönetiliyor.Ancak sadece %60 ı. Ülkenin %40'ı Küba yanlısı FARC gerillalarının hakimiyetinde.

 

Panama, anti amerikancı hükümetin iktidara gelmesiyle, Amerikan Ordusu Panamaya girdi. Panamada halen ciddi bir Amerikan askeri var.

 

Şili, Bağımsızlıkçı ve anti emperyalist lider, Salvatore Allande, seçimleri kazanıp devlet başkanı oldu. Ardından Abd destekli Pinochet darbesiyle iktidardan indirildi. Dünyada iz bırakan büyük bir katliam yaşandı Şili de. Askeri diktatörlük uzun yıllar sürdü. Ve sonunda iktidarı kendisine yakın bir hükümete bıraktı.

 

Haiti: Anti Emperyalsit ve bağımsızlıkçı Aristide seçimleri kazandı ve iktidara geldi. 2004 Yılında ABD nin düzenlediği bir askeri darbeyle iktidardan indirildi.

 

El Salvador, 1979 yılından beri ABD nin desteklediği Cuntayla yönetiliyor.

 

Dünyada ABD'nin arka bahçesi adı verilen Latin Amerikayla ilgili tespitime hayran olmuşsun.

 

Evet Latin Amerikada, ya ABD nin açıkça desteklediği askeri diktatörlükler, hükümetler. Yada anti emperyalist bağımsızlıkçı liderler. Senin yürüttüğün mantığa uymuyor diye gerçeklerimi değiştirelim ?

 

 

Madem herşeyi emperyalizmle açıklayabiliyorsun, şu emperyalizmin emperyalist İngiltereyi bile emperyalist oyunlarına nasıl alet ettiğini şu harika analiz yeteneğinle bize de anlat da aydınlanalım. ]

 

Biz insanların bir konudaki birikimine bakıp diğer basit konularda bile birikimli olacağını sanarak hata ediyoruz sanırım.

 

Harika analiz yeteneğine gerek yok. Çok basit zeka yetiyor.

 

Hani bir kavram var "rekabet" diye hiç duymadın mı. Amerika Avrupadaki savaşa katılmak için niye 1944 yılına kadar bekledi ?

 

Ve savaşa ne zaman katıldı. Almanlar stalingaradda bozguna uğrayınca. Alman ordusu İngiltere'yi işgal planını başaramayıp vazgeçip ordularını İtalyaya kaydırınca. Yani Almanyanın artık Rusyayı ve İngiltereyi işgal etmesinin imkansız hale geldiğinde.

 

Roosvelt'in planı neydi. Nazi Almanyası, O tarihe kadar Dünyanın en büyük devleti olan İngiltereyide işgal edecek, ele geçirecek. Rusyayı işgal edip ele geçirecek. ABD 'de bu aşamada savaşa katılıp Almanyayı yok edecek ve ortada tek güçlü devlet olarak kalacaktı.

 

Yani bu günün tek kutuplu dünyası 1940 larda gerçekleşmiş olacaktı.

 

Dünya Emperyalist devletlerin kendi aralarındaki paylaşım krizinden doğan 2 büyük savaşa sahne oldu.

 

Birincisi, yeni güçlenen ve tarih sahnesine çıkan Almanya İmparatorluğuyla İngilterenin sömürgeleri paylaşamaması sonucu ortaya çıkan kriz.

 

İkincisi, Kendilerine ait Maden ve Petrol havzalarına sahip olmayan Japonya ve Almanyanın, Sömürge ve işgal yoluyla ele geçirecekleri petrol ve maden havzalarının, Diğer emperyalist devletlerin işgalinde olması sonucu ortaya çıkan kriz.

 

Emperyalist devletlerin birbirleriyle ilişkisi, kardeş ilişkisi değildir. Dostluk ilişkisi değildir. Kimseninde İngiltereyi emperyalist oyunlara dahil ettiği falan yoktur.

 

Tam rekabet esasına dayanan dünya finans kapital sisteminde. Rakibine sorun çıkaracak, onu yoketmeyecek ancak zayıflatacak, başka alanlarla ilgilenmesinin önüne geçecek. Senin elinde ona karşı bir koz olacak herşey kullanılır.

 

ABD IRA'yı, 80 yıldır desteklemektedir. Bunun sebebpleri hem Amerikadaki güçlü İrlanda lobisidir. Hemde, ABD'nin kapitalist ülkeler arasında tek rakibi olan İngiltere'yi İrlanda kozuyla sıkıştırma amacıdır.

 

Emperyalist İngiltere hangi emperyalist oyunlara alet olmaktadır ??

 

Laf olsun diye konuşmayalım. İngiltere Irak'a asker göndermiştir. Ve desteğinin karşılığında petrolden hakkına düşen payı almıştır. İngiltere bugün Iraktan İngiltereye direk petrol nakeledecek hatların planlarını yapmaktadır.

 

Sen çok iyi biliyorsun iktisat kurallarını.

 

Katma değer, üretim diye birşey biliyor musun, duydun mu?

Daha önce ekonomik faaliyet kapsamında olmayan metaların ekonomiye kazandırılması ile çoğalan zenginliği duydun mu?

Ekonomik analiz, tarihçiliğe benzemiyor üstat.

 

Senin yukarıdaki en kıytırık ekonomistleri bile güldürecek iddiana göre;1950 yılındaki dünya devletlerinin milli gelirler toplamı ile, 2006 yılındaki milli gelirleri toplamının aynıdır.

 

Örnek:

 

Dünyada bulunan A, B, C, D ülkelerinin milli gelirler toplamı X olsun. (Bu sayıyı dünya devletlerinin sayısı kadar arttırınız. Ben örnek anlaşılsın diye, dünyada 4 ülke varmış gibi basit bir heap sunuyorum)

 

CYRANO arkadaşımızın dediğine göre, bu X hiçbir zaman değişmez.

 

A+B+C+D=X

 

Zira ona göre A ülkesinin milli geliri artarsa, sözgelimi B'ninki azalır.

 

(A+1)+(B-1)+C+D=X

 

Ekonomi bu basit matematik formülü ile işlemiyor.

 

Ekonomi şçyle işliyor.

 

A+B+C+D+Yaratılan Katma Değer + Daha Önce ekonomide bulunmayan ancak Ekonomiye Kazandılılan Metalar = X + Yaratılan Katma Değer + Daha Önce ekonomide bulunmayan ancak Ekonomiye Kazandılılan Metalar

 

Yaratılan Katma Değer + Daha Önce ekonomide bulunmayan ancak Ekonomiye Kazandılılan Metalar toplamına Ekonomide kalkında/büyüme deniyor.

 

Bu kalkınma/büyüme, yaratılan katma değerden, daha önce ekonomiye girmemiş metaların ekonomiye kazandırılmasından kaynaklanıyor. Yani çıkarılmamış petrolün, çıkarılması ekonomiye kazandırılmasıdır.

 

Silikonun, plastiğin, metalin bilgisayara dönüştürülmesi ekonomiye kazandırılan katma değerdir.

 

CYRANO arakadaşımza göre, 1950 yılındaki dünya ülkeleri milli gelirleri toplamı ile 2006 yılındaki dünya ülkeleri milli gelirleri toplamı aynı. Sadece servet el değiştirdi. Başka bişey olmamış yani.

 

2006 yılında dünya ülkelerini oluşturan A, B, C, D ülkelerinin milli gelirleri toplamı hala aynı mı? X mi?

 

Bakalım:

 

GWPsmall.gif

 

Haklıymışsın CYRANO, sevret sadece el değiştirmiş, toplam servette hiç artış olmamış. Grafik yalan söylüyor.

 

Geçelim...

 

İktisat birinci sınıf, temel modellerinden birisiyle dünya piyasasını açıklamaya çalışıp üstüne birde grafik tamam. Harun Yahyanın evrim teorisi çözümlemelerinden hiçbir farkı olmamış.

 

Piyasaya dahil olan ek kaynaklardan bahsetmiş. Piyasaya dahil olan herhangi bir ek kaynak, bir diğerinin yerini alır. Yani onun piyasaya katıldığı oranla, ikamesi olan kaynak piyasadan çekilir. Yani arkadaşımızın örneğiyle, Slikondan bilgisayar üretmek, piyasanın zaten duyduğu ve yerine ikamesini kullandığı bir kaynağı piyasadan siler.

 

Ekonomiye daha önce girmemiş metalar, ekonomiye girdikten sonra, neyin yerini alıyor ?

 

Katma Değer Üretimi hayhay bakalım hemen. A ülkesinin mikro katma değer üretimi, %7 arttı var sayıyoruz. Yani ne olmuştur, A ülkesi satış-maliyetten elde ettiği geliri %7 arttırdı. Ancak A ülkesi %7 arttırması başka bir cenahta %7 azalışı ifade eder. Çünkü piyasada o talebi %7 daha fazla karşılıyorsa B %7 daha az karşılıyordur.

 

Makro Katma Değer üretimine bakalım. Piyasada olmayna ek kaynakların piyasaya girmesi. Piyasaya dahil olan ek kaynak, ancak o güne kadar piyasada zaten o kaynağa bir ihtiyaç varsa ve o ihtiyaç başka bir kaynak tarafından karşılanıyorsa bu yüzden onun piyasası varsa girebilir. Petrol piyasaya girmiştir, Bu ne demektir Buhar gücü yani maden kaynağının aynı oranda atıl hale gelmesini ifade eder.

 

Doğalgaz ın ek kaynak olarak piyasaya girmesi, Taş kömürün aynı oranda atıl hale gelmesini ifade eder.

 

Net olarak, piyasaya giren ek kaynak, piyasada olan bir kaynağı atıl hale getirir.

 

Plastik piyasaya girmiştir ek kaynak olarak, bunla beraber piyasada edindiği yer kadar ormancılık sektörünü atıl hale getirmiştir.

 

Yani servet el değiştirir.

 

Gelirlerin merkezileştirilemsi ve daha az ellerde toplanmasını sağlayan kaynak girişlerinin yarattığı sanal ekonomiyle, dünya analizi yapmaya çalışmak, yüzyıl önce belki tutardı. Ancak bunları motomot bir mantıkla okuyup, işte çözdüme sarılmak. Yine sadece mantık yürütmek.

 

İktisat kıt kaynakların bölüşümü demektir.

 

Dünyada son yüzyıldır, gelirin merkezileşmesi, tekellerde toplanması ve bunun yarattığı sanal ekonomi gerçeği vardır.

 

En güzel örneği Türkiyedir, Türkiyede son 30 yıldır insanlar dahada yoksullaşmıştır. İnsanların eline geçen reel geliri düşmüştür.

 

Ancak rakamlara bakınca Türkiye ekonomisi ve milli geliri büyüme göstermiştir.

 

Servetin el değiştirmesinden oluşan Sanal Ekonominin yarattığı tabloyu. Kaba iktisat modelleriyle açıklamaya çalışmak.

 

 

Ruslar, Çeçenleri muhatap aldı, devletlerini tanıdı, ama Federasyon içinde kalın dedi.

 

Çeçenler ne yaptılar? Afedersin, tek kelimeyle azıttılar. Dağıstana saldırdılar. Rusların iyi niyetini suistimal ettiler.

 

Kendin söylüyorsun: Rusya eğer Çeçenistan'ı ve Çeçenleri yoketmek istseydi, Çeçenistan SSC diye bir varlık kurulmasına izin vermezdi. Onun devlet başkanını Kremlinde ağırlamazdı. Bayrak asmasına izin vermezdi.

 

Ama ne zaman ki Dağıstan'a saldırdı Çeçenler, o zaman Rusya'daki aşırı kabilecler de aldı sopayı ellerine.

 

Daha önce söylemiştim ya, ben çeçen olduğum halde daha tarafsızım diye.

 

Defalarca söyledim. Çeçenistan tarihi boyunca hiç Rusyanın bir şehri olmuşmudur. Çeçenistan hiç rus toprağı olmuşmudur. Rusya tarafından idare edilmişmidir ? Çeçenistanın rusya toprağı olduğuna dair en ufak bir hukuki, yada tarihsel gerekçe varmıdır ?

 

Çeçenistan Cumhuriyeti 1996 yılında hiçbir hukuki dayanağı olmadan Rusya tarafından işgal edilmiştir. Sen bunu Ruslar Çeçenleri muhatap aldı olarakmı görüyorsun.

 

Çeçen - Rus harbi rusların mağlubiyetiyle sonuçlanmıştır. Rusya ağır askeri kayıplarından sonra Çeçenistanı terk etmiş, ve ardından barış anlaşması imzalanmıştır.

 

Sömürgecilik açısından dünyadaki en başarısız, afedersiniz keriz imparatorluklar, Türk (Osmanlı) ve Rus (Sovyet) İmparatorluklarıdır.

 

Kimsenin diniyle, diliyle uğraşmamışlardır. Asimile etmeye çalışmamışlardır.

Hiçbir iyilik cezasız kalmaz. Türk İmparatorluğu cezasız kalmadı. Rus İmparaorluğu da cezasız kalmıyor.

 

Bu kadar tarih bilgisinden yoksun olup, bu kadar iddiacı olabilmek ancak internette gerçekleşebilir.

 

Hiçmi merak etmedin. Niye asyanın her ülkesinde çerkez ve çeçen azınlıklar var. Çerkesler neden Türkiyeye geldi ?

 

19. yyda, Kafkasyanın tamamındaki çeçen ve çerkeslerin yarısı katledilmiştir. Bir milyon çerkes, yanlarına yiyecek dahi verilmeden gemilere bindirilip ülkelerinden atılmışlardır. Sürgüne gönderilen 1 milyon çerkesten yalnızca 150 bin tanesi sağ olarak kıyılara ulaşabilmiştir.

 

Bumu keriz imparatorluk olmak, bumu "iyilik"

 

Çerkeslerin ve Çeçenlerin 19. yy da yaşadıkları büyük katliamları dalga geçer bir tarzda Rusların ihsanı olarak sunmak.

 

Buna yorum dahi yapamıyorum.

 

*

İnsan birşeyi savunurken tutarlı olmalı.

 

Burada Kürt ayrılıkçılığını kınayacaksın, Rusya'da Çeçen ayrılıkçılığını destekleyeceksin.

Neden çifte standart?

 

Demokratik hak ise aranan, Kürtlerde de var, Çeçenlerde de. Peki farklı muamele ne?

 

Benim tutumum belli.

 

Kabileciğilin her türlüsüne karşıyım.

 

Bu ister Türk kabileciliği olsun, ister Kürt kabileciği olsun, isterse Çeçen kabileciliği.

 

Devletler sunidir. illa ki insanlar kabile esaslarına göre bölünmek zorunda değildir.

 

Herkes kaldığı bir yerde insan gibi yaşayabiliyor mu, önemli olan odur..

 

İnsanın tek tartışma uslubu çarpıtma olmamalı.

 

Amerikan İşgali altındaki Iraktaki direnişçilerle, Fransa işgali altındaki cezayirdeki direnişçilerle, İsrail işgali altındaki Filistine ait topraklardaki direnişçilerle. İNGİLİZ, FRANSIZ, İTALYAN, YUNAN İŞGALİ ALTINDAKİ TÜRKİYEDEKİ KUVAYI MİLLİYECİLERLE

 

Türkiye'nin doğusunda ayrı bir devlet kurmak için savaşan PKK aynımıdır ?

 

Hangi akla, izana mantığa sığdırıyorsun bu bakış açısını.

 

Ya anlamak istemiyorsun, yada tek savunma şeklin çarpıtma.

 

Çeçenistan hiçbir zaman bir rusya şehir olmamıştır. Çeçenistan hiçbir zaman rusya idaresinde yaşamamıştır. Rusya'nın Çeçenistan üzerinde hiçbir hakkı yoktur. Çeçenistan, Özerk Bir Sovyet Cumhuriyetiydi. Birlik dağıldı, bağımsızlığını ilan eden ve bugün bağımsız olan tüm eski sovyet cumhuriyetlerinden farkı yoktur.

 

*

Bir taraftan Kosova ayrılsın, KKTC ayrılsın, Çeçenistan ayrılsın diyeceksin, öbür taraftan Kürtler ayrılmasın, Darfur ayrılmasın demeyeceksin.

 

Ya herkes ayrılabilir diyeceksin. Yada, kabileciliğe karşı olacaksın, hertürlüsüne. Ben kabileciliğin her türlüsüne karşıyım. Dinciliğin de.

 

Bir taraftan, dincilik, ırkçılık emperyalizmin en çok kullandığı iki maşadır derken, öbür taraftan kendin kabilecilik yapanlara destek vermeyeceksin, dincilikten kaynaklanan şiddeti rasyonelleştirmeye girişmeyeceksin...

 

Çeçenistan Rusyaya bağlımıydıda ayrılsın ?

Diyarbakır, Hakkari, Muş, Bitlis, siirt vs, Kurulduğu günden beri Türkiye Cumhuriyetinin sınırları içindeki şehirlerdir.

 

Çeçenistan tarihinin hiçbir diliminde, bir rus şehri veya rus toprağı olmayan bir ülkedir.

 

Önce bilmediğin konuları öğreneceksin. Çarpıtmaya girişmeyeceksin. Elma ile Armut arasındaki farkı ayırt edebileceksin.

 

Sovyetler Birliği anayasası ve kuruluş anlaşmasının verdiği haklarla bağımsızlığını ilan eden Çeçen cumhuriyetinin silah zoruyla işgal edilmesine, bin tane kılıf geçirmeye çalışmayacaksın. Çünkü Ruslar daha buna bir kılıf geçiemediler. Bu yüzden kendileri direk yönetimiyorlar. Kraldan çok kralcılığa soyunmayacaksın.

 

Bir taraftan, bizim dini bilgilerimizi misyonerlerin propaganda kağıtlarından öğrendşiğimizi iddia ederken, öbür taraftan kendin ekonomiyi 1 Mayıs mitinglerindeki sloganlardan öğrenmişsin gibi bir intiba bırakmayacaksın.

 

Düşüncene katılırım, katılmam o başka konu, ama tutarsızlık sergilemeyeceksin.

 

Saygılar.

 

Kafayı dinle bozup. Dünyadaki tüm toplumsal olayların, çatışmaların, işgallerin, savaşların sebebini din olduğunu iddia edip, tarihle, bilimle, gerçeklerle çatışmayacaksın.

 

Ortaokulda öğrendiği fen bilgisiyle evdeki herşeyi tamir edebileceğini sanan adam gibi. Kaba iktisat modelleriyle dünyayı çözümlemeye çalışmayacaksın. Bunu usta iktisatçılar bile yapamıyor henüz.

 

Ülkeleri, hiçbir hukuki dayanağı olmadan silah zoruyla işgal edilen bir ülkenin insanlarını "kabile" bilmemne diye aşağılamıyacaksın. Sırf müslüman oldukları için halklara ve insanlara karşı önyargı beslemeyeceksin.

 

Ben herzaman dini gericiliğe ve dini şiddete karşı çıkardım. Ancak senin yaptığın gibi insanları dini inançları üzerinden sınıflandırmak ve değer biçmenin. Dini şiddete sarılanların mantığındanda hiçbir farkı yoktur.

 

Aynı tehlikedir, aynı mantıktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Burada her iki kadının da davranış biçimi tartışılır fakat benim dikkat çekmek istediğim şey çocuğun annesinin çocuğu fena halde pataklaması. Yahu kadın mademki senin çocuğun masum bir çocuk ne diye çocuğun ağzını burnunu kırdın?

Senin yazılarını zevkle takip ediyorum. Özellikle tarih bilgilerinden herkez gibi bende yararlanıyorum. Ancak bu defa malesef yanlış tutum içindesin. Zira islami şiddet haberi ortaya çıktığında islamı bizden çok sen pataklıyorsun. Fakat buna rağmen islamı pataklayan bir müslüman değilse; bu seferde islamı pataklamaya çalışana karşı çıkıyorsun.

 

 

Yazılanları okursan benim karşı çıktığımın islami şiddetin eleştirilmesi olmadığını görürsün buna en çok karşı çıkanlardan birisi benim bu forumda. Ancak, dünyadaki tüm çatışmaların, savaşların, yıkımların sorumlusu olarak bunu gösteren zihniyete karşıyım.

 

Sosyoloji benim yanımda, tarih benim yanımda, siyaset bilimi benim yanımda.

 

Artı benim patakladığım islam değildir, gericiliktir.

 

Ben seni anladım sen "eğer şiddet islamdan kaynaklansaydı müslüman olmayanlarda şiddet olmaması gerekirdi" diyorsun. Ama burda es geçtiğin bir nokta var ki o da şudur. Diğerleri şiddet uygularken bunu "yaşasın isa", yaşasın musa" yada "the god is only one" çığlıkları atarak yapmıyorlar. Ama müslümanlar şiddet ve cinayet işlerken "Allah-u ekber" nidalarıyla bunu yapıyorlar. İşte bu üzerinde durup düşünmen gereken konu..

 

üff gerçekten sıktı bu artık. Hem kalkıp, hristiyanlar , museviler din adına cinayet işlemiyor bunu sadece müslümanlar yapıyor diyeceksin. Sonra ben bunların "misyoner" zırvaları olduğunu söyleyince itiraz edeceksiniz.

 

Ku Klux Klan, katliam yaparken haçlı kıyafetini aksesuar olarakmı giyiyor. Yada halen güney eyaletlerinde hergün ırkçı saldırılara imza atan bu örgütün Haçlı bayrağı aksesuarmı. Adolf Hitler'in gamalı haçı aksesuarmı.

 

Bugün Avrupada her ülkede güçlenen "beyaz hristiyanlık" adlı ırkçı hareketin hristiyanlığı aksesuarmı.

 

Yanlarındamı bulunuyorsun cinayet işlerkende, ne çığlıkları atıp atmadıklarının çetelesini tutuyorsun. Mantıklı argümanlarla tartışmak zormu.

 

 

 

Sen şiddetin kaynağı islam değildir emperyalizmdir diyorsun. Sömürünün kaynağı emperyalizmdir fakat şiddetin kaynağı emperyalizm değildir. Şiddet her canlının doğasında vardır. Böyle olmasaydı hayvanlar arasında şiddet olmaması gerekirdi. Eğer şiddetin kaynağı emperyalizmdir dersek hayvanların şiddetini nasıl açıklarız? Evet hayvanların dini de yok ama zaten hayvanların dini olmaması onların uyguladığı şiddetin insanların uyguladığı şiddetin yanında çok hafif kalmasının sebebidir. Mesela hiçbir hayvan diğer bir hayvana işkence uygulamaz. Çünkü onların şiddetini körükleyen bir dini yok.

Yani demek istediğim; şiddet emperyalizmden veya dinden kaynaklanmaz. Fakat dinler insanların zaten doğasında var olan şiddet duygusunu körükler ve aynı zamanda da bundan faydalanır...

 

Ben şiddetin kaynağı. Dinlerin siyasal, ekonomik ve güç amaçları için kullanılmasıdır diyorum.

 

Siyasal, ekonomik problemi olmayan ülkelerde dini çatışmalarında olmadığını gösteriyorum.

 

Arkadaşım iki insanın birbirine şiddet uygulamasıyla, İnsanları uyuşturucu iğneyle bayıltıp. Kargo uçaklarında diri diri okyanusa dökmek arasında fark vardır.

 

Yahu herşeyi bu kadar dine bağladınızda. Kamboçyada Komunist diktatör pol-pot un öldürdüğü 6 milyon insanı neye bağlıyacaksınız. Pol-Pot bırak din adamlarını dini temsil eden herhangi bir sembolu bile bırakmadı ülkede.

 

Çin in uyguladığı şiddeti neye bağlayacaksınız.

 

Sovyetlerin uyguladığı şiddeti neye bağlıyacaksınız.

 

Bunlar en ufak dinsel sembole dahi izin vermeyen ülkeler değilmiydi.

 

Bunların olmaması gerekirdi sizin mantığınızla. Ya bu kadar abes mantıklar yürütmeden biraz dünyayı düşünmek zormu ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tam çıkmışken ilave etmem gereken şeyler olduğunu düşünerek geri döndüm.

Yukarıda "şiddet emperyalizmden kaynaklanmaz" demiştim. Bu konu yanlış anlaşılmasın. Benim burada söylemek istediğim şey "şiddet direk olarak emperyalizmden kaynaklanmaz" manasındadır. Yani şiddetin asıl kaynağı emperyalizm değildir. Emperyalizm şiddet konusunda sebep ve sonuç arasında ancak bir köprü olabilir ama asla sebep değildir. Emperyalizmin amacı kendisinden olmayan insanları sömürmektir. Yok etmek değildir. Zaten insanları yok etmek yada şiddete mağruz bırakmak emperyalizmin amacına da ters düşer çünkü insanları yok ederseniz sömürecek insan bulamazsınız. Şiddete mağruz kılarsanız bu defa da onları karşınızda düşman olarak bulursunuz: Düşman kazanmak ise çıkar amaçlı bir ideolojinin işine gelmez.

 

Emperyalist bir devletsinizdir. Bir ülkeyi sömürmek için işgal edersiniz. O ülkede 1 milyon insan size karşı çıkıyordur. Beşyüzbinini katledersiniz. geriye kalan beşyüzbin insanın size itaat etmesini sağlarsınız. sadece bu yüzyılda defalarca yapılmıştır bu. Merak etme dünya nufusu emperyalizmin sömürüsü için yeterince fazla. Nufus kaygıları olduğunu sanmıyorum.

 

Bir ülkeyi işgal ederseniz silah zoruyla, zaten düşmanlığını kazanmışsınızdır demektir.

 

Şimdi diyeceksinizki; "neden öyleyse emperyalist ülkeler savaş yoluyla amacına ulaşmaya çalışıyor?" Bunun sebebi dincilik ve ırkçılıktır. Zaten emperyalizmin neden direk olarak şiddetin kaynağı olamayacağının sebebi de budur. Asıl kaynak dincilik ve ırkçılıktır. Bunlar zaten emperyalizmin de ana kaynağıdır. Yani iki çeşit emperyalizm vardır.

1- Ümmetçi emperyalizm.

2- Irkçı emperyalizm.

Birisi din adına diğeri ise ırk adına sömürür. Din adına sömürü olduğu sürece emperyalizmin içinde tabiki şiddet olacaktır. Irkçılık adına yapılan emperyalizmde de şiddet vardır. Fakat bunun da asıl kaynağı dindir. Çünkü ırkçılığı da dinler körükler. Yani neticede şiddet konusunda her taşın altından yine din çıkar.

 

Allah Allah yani, kendi dininden olanları katletmiyorlarmı. Almanya ve Fransa ikiside hristiyan ikiside protestan. E niye yüz yıl boyunca savaşıp birbirlerini öldürdüler ?

 

Peki dostum. Dini toplumun düşmanı olarak gören devletlerin politikaları ve katliamlarını nasıl açıklayacaksın. Rusya, Çin, Kamboçya.

 

Azcık tarih, azcık sosyoloji, azıcık siyaset bilimi diyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Emperyalist bir devletsinizdir. Bir ülkeyi sömürmek için işgal edersiniz. O ülkede 1 milyon insan size karşı çıkıyordur. Beşyüzbinini katledersiniz. geriye kalan beşyüzbin insanın size itaat etmesini sağlarsınız. sadece bu yüzyılda defalarca yapılmıştır bu. Merak etme dünya nufusu emperyalizmin sömürüsü için yeterince fazla. Nufus kaygıları olduğunu sanmıyorum.

 

Bir ülkeyi işgal ederseniz silah zoruyla, zaten düşmanlığını kazanmışsınızdır demektir.

Allah Allah yani, kendi dininden olanları katletmiyorlarmı. Almanya ve Fransa ikiside hristiyan ikiside protestan. E niye yüz yıl boyunca savaşıp birbirlerini öldürdüler ?Peki dostum. Dini toplumun düşmanı olarak gören devletlerin politikaları ve katliamlarını nasıl açıklayacaksın. Rusya, Çin, Kamboçya.

 

Azcık tarih, azcık sosyoloji, azıcık siyaset bilimi diyorum.

 

Aynı şey müslümanlar için geçerli değilmi? Muhammedin ölümünden az bir zaman sonra cemel ve sıffin savaşlarında onbinlerce müslüman birbirini katlemedimi. Irakta sünniler ve şiiiler amerikayı unutup birbilerini mezhep farkı yüzünden öldürmüyorlarmı ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sosyoloji benim yanımda, tarih benim yanımda, siyaset bilimi benim yanımda.

 

Artı benim patakladığım islam değildir, gericiliktir.

üff gerçekten sıktı bu artık.

 

Genel doğrularda birleşilemeyince sıkılınır ve tartışma sürer gider elbette. Tartışan "aydın" arkadaşlarımızın genel doğrularda birleşmelerini umuyoruz. Tartışmalarınızdan yararlandığımız da ayrı bir gerçek.

 

Bizlerin amacı gericilikle mücadele ise, gericiliğin ne olduğunun açıklığa kavuşmasında yarar görüyorum.

Pataklanması gereken, insan yaşamına etken tüm unsurlardaki gericilik.

 

Gericilik hangi unsurlarda aranmalı:

 

* İnsanoğlunun tarihsel gelişim sürecine göre.

* Üretim ilişkilerine göre.

* Tüketim ve paylaşım ilişkilerine göre.

* Siyasal ve sosyal nedenlere göre.

 

İnsanlık toplayıcılıktan avcılığa, avcılıktan tarıma, tarımdan endüstriye, endüstriden bilişime doğru yol almaktadır.

Bu çizgiye uygun bir değişmeyi amaçlayan ilerici, onu durdurmaya veya tersine çevirmeye çalışan gericidir.

 

Üretim ilişkileri , ilkel, köleci, feodal, kapitalist, sosyalist olabilir.

Her bir üretim ilişkisini ileri götürmek isteyen ilerici, durdurmak veya geri döndürmek isteyen gericidir.

 

Tüketim ve paylaşım ilişkileri gelir ve servet dağılımını adil olmayan bir biçimde merkezileştiren, sosyal adaleti bozan veya bunun tersine, fırsat eşitliğini sağlayan, sosyal adalete uygun olan bir yapıda olabilir.

Gelir ve servet adaletinin bozulmasından yana olanlara gerici, fırsat eşitliğinden, sosyal adaletten yana olanlara ilerici denir.

Emperyalist gericilik bu yaklaşım çerçevesinde tartışılabilir.

 

Siyasal rejimler temel hak ve özgürlükleri güvenceye alan laik ve demokratik ilkelere dayalı veya çeşitli gerekçelerle temel hak ve özgürlükleri askıya alan antidemokratik uygulamalara dayalı olabilir.

Demokratik ve laik rejimlerden yana olanlar ilerici, antidemokratik rejimlerden yana olanlar gericidir.

Din gericiliği bu yaklaşım çerçevesinde tartışılabilir.

 

"Benim gericilikle mücadele alanım seninkinden iyidir" diyemeyiz. Ne varki burada din gericiliği (islam-şiddet) tartışılmaktadır.

Temel ve genel doğrularda uzlaşılması umudu ile.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadasimiz Cyrano, Islam ve Siddet konusunu tartisirken, her mevzuya degindi, .....Şili, Arjantin, Kolombiya, El Salvador, Nikaragua, Guetamala, Panama dan bahsetti. Sonra iktisat kurallarini acikladi ve tekrar Guney Amerika ya gitti ve bu sefer Brezilya, Venezuella, Bolivya, Arjantin, Kolombiya, Panama, Şili, El Salvador ve Haiti hakkinda yorumladi. Anladik yani .. ABD'i sevmiyor. Baska bir zaman bu konuyu tartisiriz.

 

Gelelim tekrar Konu başlıgına... Islam ve Siddet.

 

Bu konu hakkında, beni en çok etkiliyen insanlardan biri “Durmuş Kumdereli” dir. Irak'ta kaçırılan Türk kamyon şoförü Durmuş Kumdereli, 'Cellat' lakaplı terörist Zarkavi'nin , El Kaide bağlantılı grubu tarafından başı kesilerek öldürüldü. Bu korkunç cinayet görüntüsünü bir internet sitesinde yayınladı. Bu Islam adina yapildi.

 

Evet Islam adına yapıldı !

 

Bu korkunç cinayet Islamiyete uymaz diyenlerin dikkatini çekmek umuduyla sormak isterim sizlere, Kuran'da nasıl öldürülür Ayetler var mi? Bunu bilmiyorsak, yeterki Kurani okumaliyiz. Acaba kendine “Muslumanim” diyenlerin % kaçı , Kuranin ayetlerini okudu ve anladi?

 

"Tanrı ve Peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde fesatlık çıkaranların cezası, boğazlanarak öldürülmek ya da asılmak ya da el ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi ya da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onlar için dünyadaki rezilliktir. Ahiretteyse daha büyük bir azab hazırlanmıştır" (Maide suresi, 33)

 

 

Evet Sevgili Cyrano. Demek ki, "boğazlamak" var, "asmak" var. dahası, "işkence" bile var. Bunu Kuran’da tarif ediyor. Islamin anayasasinda belirtiyor. Bu Islam hakkinda yapilan cinayetler, demek ki Islamiyet kanunlarini takip ediyorlar. Kuran da ve hadisler de Birçok örneği vardır bunun “Evlerini, agaçlarini yakin”, "Öldür, öldür!" gibi… Eger bu yetmezse, daha da diger ayetlerden ornekler (kaynak dahil) verebilirim.

 

 

 

Saygilar,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aynı şey müslümanlar için geçerli değilmi? Muhammedin ölümünden az bir zaman sonra cemel ve sıffin savaşlarında onbinlerce müslüman birbirini katlemedimi. Irakta sünniler ve şiiiler amerikayı unutup birbilerini mezhep farkı yüzünden öldürmüyorlarmı ?

 

Tüm dinler için geçerli. Din, toprak paylaşımı, iktidar mücadelesinde bir araç haline getirilirse aynı tablo oluşur. Bu ırkta olabilir, bölgede olabilir, kabilede olabilir.

 

Yani dünyadaki her türlü farklılık, belli amaçlar çerçevesinde kullanılabilir ve birer silaha dönüştürülebilir.

 

Farklılıklar amaçlar için kaşındığında. İnsanlar birbirini farklı dinden oldukları içinde öldürebilir, farklı mezhepten oldukları içinde öldürebilir. farklı ırktan oldukları içinde öldürebiir. Farklı ülkenin vatandaşı oldukları içinde öldürebilir. Farklı kabilelelere üye oldukları içinde öldürebilir. Farklı aşiretlere mensup oldukları içinde öldürebilir. Farklı futbol takımlarını tuttukları içinde öldürülebilir.

 

Tek suçlu, ne ırkların var olmasıdır, ne ülkelerin var olmasıdır, ne futbol takımlarının var olmasıdır, ne kabilelerin var olmasıdır , nede dinlerin var olmasıdır. Hiçbiri bilinçli ve sistemli bir şekilde o amaç için kullanılmadığında bir çatışmanın sebebi olamazlar.

 

Irakta sunniler ve şiiler birbirini öldürmek için ABD yimi bekliyordu. Yoksa onların birbirini öldürür hale gelmelerindeki etken işgalin yarattığı tablo mu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Tanrı ve Peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde fesatlık çıkaranların cezası, boğazlanarak( senmi ekledin arkadaşım bunu buraya, ayette böyle bir ifade yok) öldürülmek ya da asılmak ya da el ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi ya da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onlar için dünyadaki rezilliktir. Ahiretteyse daha büyük bir azab hazırlanmıştır" (Maide suresi, 33)

Evet Sevgili Cyrano. Demek ki, "boğazlamak" var, "asmak" var. dahası, "işkence" bile var. Bunu Kuran’da tarif ediyor. Islamin anayasasinda belirtiyor. Bu Islam hakkinda yapilan cinayetler, demek ki Islamiyet kanunlarini takip ediyorlar. Kuran da ve hadisler de Birçok örneği vardır bunun “Evlerini, agaçlarini yakin”, "Öldür, öldür!" gibi… Eger bu yetmezse, daha da diger ayetlerden ornekler (kaynak dahil) verebilirim.

Saygilar,

 

ben ayetleri vsyi tartışmam,

 

ancak amacım yönteme dikkat çekmek böyle şeylere gerek yok. Bir ayete önce olmayan bir maddeyi ekleyip onun üzerinden gerçekleşen bir cinayetin sebebi olarak sunmak gereksiz. Maide suresinde kimsenin boğazlanmasından bahsedilmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tek suçlu, ne ırkların var olmasıdır, ne ülkelerin var olmasıdır, ne futbol takımlarının var olmasıdır, ne kabilelerin var olmasıdır , nede dinlerin var olmasıdır. Hiçbiri bilinçli ve sistemli bir şekilde o amaç için kullanılmadığında bir çatışmanın sebebi olamazlar. [/b]

 

Irakta sunniler ve şiiler birbirini öldürmek için ABD yimi bekliyordu. Yoksa onların birbirini öldürür hale gelmelerindeki etken işgalin yarattığı tablo mu.

 

Var olan emperyalist gericilik, kendisine sağ duyuyu yoldaş olarak seçmez. Emperyalizm, gerici etkenliğine yoldaş olabilecek, gerici, sosyal ve siyasi yapıyı seçer.

 

Mücadelemiz tüm gerici etmenlere karşı olmalı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın CYRANO,

 

1950 yılının toplam gayri milli hasılalar toplamı ile, 2000'li yılların tolam gayri milli hasılalar toplamının aynı olduğunu iddia eden adamla ne konuşabilirim ki?

 

Plastik, petrol piyasaya girince ormancılık öldü diyeceksin, ormanların hala neden hızla yokolduğuna açıklama getirmeyeceksin. Ekonomik faaliyet sırasında, ikame maların eski malları sadece farklı alanlara kaydırmak dışında bir işlevi olmadığını bilmeyeceksin. Bütün Ekonomiyi Kıt kaynakların Bölüşülmesi olarak tarif eden İktisat'a Giriş dersine göre anlayacaksın ve bütün ekonomiyi bununla açıklayacaksın. Diğer İktisat kurallarını öğrenmeyeceksin.

 

İngiltere'yi kimse emperyalist oyunlara alet etmiyor diyorsun, sonra tutup, emperyalistler kendi aralarında rekabet ediyorlar, ABD İngiltere'yi IRA kozu ile sıkıştırmak için bu oyunu oynuyor diyeceksin. Yazdığın şeyler arasındaki çelişkilere bile bakmayacaksın.

 

Tutup Latin Amreika hakkında, bu forumda, özel ilgi duyanlar dışında kimsenin fazla bilgi sahibi olmadığı alanda vaaz vereceksin ki, ne kadar dolu olduğunu görsünler.

 

İslami fanatizme karşı çıkıyorsun, öbür taraftan benim İslam'la sorunum yok demeyi de ihmal etmiyorsun. Neden İslamiyet fanatisizm üretiyor diye sormuyorsun.

 

Dünyadaki herşeyi emperyalizmle açıklamaya kalkacaksın, sonra bizleri her şiddeti dinle açıklamaya kalkmakla suçlayacaksın. Bizim öyle bir iddiamız olmadı. Her kötülüğün sebebi din değildir. Din, ırk, sapkınlık, sex, ekmek kavgası, insanı duygular, kıskançlık vs. herşey kötülüğün sebebi olabilir.

 

Konu başlığı İslam ve şiddet olduğu için, bu konuda yazıyoruz.

 

Irkçılık ve şiddet başlığı aç oraya da yazalım.

Sex ve şiddet başlığı aç, oraya da yazalım.

Ekmek kavgası, paylaşım kavgası ve şiddet başlığı aç oraya da yazalım.

 

*

 

HY'nın çarpıtmalarına karşıı birsürü bilimsel tez var.

Madem benim gertirdiğim grafik çarpıtma imiş, bir tane farklı grafik getir toplam dünya milli gelirinin 1950'den bu yana artmadığını gösteren.

 

*

 

Bir taraftan beni düşündüğüm herşeyi doğru sanmakla itham edeceksin, kendinin aynı durumda olduğunu görmeyeceksin.

 

Ama takdir ediyorum seni. Herkese güzel çiçek sunuyorsun, bir taraftan emperyalizmin en büyük maşalarının din ve milliyetçilik olduğunu söylüyorsun, öbür taraftan ulusalcıların ve dincilerin ağzına bal çalmayı unutmuyorsun.

 

Çok güzel bir taktik. islamcılar memnun, ulusalcılar memnun, komunistler memnun. Herkes memnun.

Ne şiş yanıyor, ne kebap.

İyi tiyatrolar dilerim sana.

 

Biz insanların bir konudaki birikimine bakıp diğer basit konularda bile birikimli olacağını sanarak hata ediyoruz sanırım.

 

Harika analiz yeteneğine gerek yok. Çok basit zeka yetiyor.

Bak bu konuda haklısın. Biz de yanılmışız tarihi iyi biliyor arkadaşımız diye, seni basit konularda birikimli olacağını sanarak.

 

*

 

Tarihi iyi ezberlemişsin. Ama sadece ezberlemişsin.

Tek taraflı kaynaktan ezelenmiş olsan da ezberleşimsin. Saygı duyuyoruz.

İş analize, yorum yapmaya gelince, 1 Mayıs mitingçilerinin sloganlarından, kahvehane muhabbetinden öteye geçemiyor.

Zaten analiz yeteneğine de gerek yokmuş. Ne diyelim tebrikler.

 

 

*

 

Biz dini misyoner propagandalarından öğreniyoruz.

İktisadı İktisada Giriş Dersinden öğreniyoruz.

Her söylediğimizi doğru sanıyoruz.

Biz herşeyi çarpıtıyoruz.

Biz cahilleri bırak sen.

Biz dine kafayı takmış kişileriz.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Söze bakacak olursan, İslam dini barış ve hoşgörü dinidir.

Uygulamaya bakacak olursan, İslam şiddet ve nefret dinidir.[/b]

 

Sömürgecilik açısından dünyadaki en başarısız, afedersiniz ***** imparatorluklar, Türk (Osmanlı) ve Rus (Sovyet) İmparatorluklarıdır.

 

Kimsenin diniyle, diliyle uğraşmamışlardır. Asimile etmeye çalışmamışlardır.

Hiçbir iyilik cezasız kalmaz. Türk İmparatorluğu cezasız kalmadı. Rus İmparaorluğu da cezasız kalmıyor.

 

*

 

Osmanlının şeriat ile yönetildiğini bilen birinden böyle çelişkili bir açıklama gelmesi şaşırttı beni doğrusu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Osmanlının şeriat ile yönetildiğini bilen birinden böyle çelişkili bir açıklama gelmesi şaşırttı beni doğrusu...

 

Suhedacığım,

 

Osmanlı "şeklen" şeriat olan, ama çok ulusluluk ve çok dinlilik nedeniyle "esasen" şeriatla yönetilmeyen bir ülkedir.

Padişah istediği zaman şeyhülislamın kellesini kesmiştir.

 

Gayrimüslimlerden alınan vergilerin düşmemesi için din değiştirmek teşvik edilmemiştir.

 

Vergilerin kolayca toplanabilmesi ve cemaatlerin kolayca idare edilebilmesi için gayri müslim cemaat liderlerine özel olanaklar tanınmış, yetkiler verilmiştir. Anadolu Osmanlı zamanında değil, Selçuklu zamanında Türkleşmiş ve müslümanlaşmıştır.

 

Ben tarihçi değilim. İddiam da yok. Tarihçi Sayın CYRANO. Doğrusunu o bilir.

Ekonomi, din vs konularında farklı düşüncelerimiz olsa da, tarih bilgisine saygı duyarım.

 

İyilik ceza getiriyor diye dusunen biri, adalete de inanmaz. Adalete inanmayan biri kendinden suphe edendir. Kendisi dogru degildir. Her sey bir yana tum dunya bir yana sen adaletliysen, adalet vardır. İSTE OKDR.

 

Benim inancımda öyle birşey var demedim.

Ata sözüdür veya bir deyiştir. Anadoluda söylenir. Sadece onu hatırlattım.

 

Yoksa ben, her iyiliğin karşılığının alınacağına ve her kötülün cezasının mutlaka ödeneceğine inanırım.

Bu hesap da burda kapatılıyor tabi. Hayali dünyada değil.

 

Bir çeşit karma felsefesidir.

Özeti, "ne ekersen onu biçersin" sözüdür.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ben ayetleri vsyi tartışmam,

 

ancak amacım yönteme dikkat çekmek böyle şeylere gerek yok. Bir ayete önce olmayan bir maddeyi ekleyip onun üzerinden gerçekleşen bir cinayetin sebebi olarak sunmak gereksiz. Maide suresinde kimsenin boğazlanmasından bahsedilmez.

 

"Tanrı ve Peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde fesatlık çıkaranların cezası, boğazlanarak öldürülmek ya da asılmak ya da el ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi ya da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onlar için dünyadaki rezilliktir. Ahiretteyse daha büyük bir azab hazırlanmıştır" (Maide suresi, 33)

 

Cyrano arkadas, Maide suresinde ki vahsetleri ve iskenceleri (el ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi ) ni kabul ediyor, yani itiraz etmiyor. Yalniz "boğazlanarak" kelimesinin bu surede olmadigini iddia ediyor. Ayni zamanda "ben ayetleri vsyi tartışmam" diyor.

 

Sanki vahsetli diger kelimeler yetmiyormus gibi, "boğazlanarak" kelimesinin uzerinde durmak gereksiz. Bu bakimdan hakli olmasi lazim. Ama Kuran'i anlamak icin "Sunnet"i bilmek , yani "hadisler"i bilmek gerekir. Kurani hadisleri anlayarak tercume etmek lazim.

 

Irak'ta kaçırılan Türk kamyon şoförü Durmuş Kumdereli'nin başı kesilerek öldürülmesi ve Malatya da 3 kisi, sandalyeye baglandiktan sonra bogazlari kesilerek oldurulmesinin bir tesaduf olmasini zannetmis olmasi gerek. Hic baska bir toplumun "anayasasinda" böyle vahsi emirler varmi? Kurandan baska !

 

 

 

Saygilar,

 

Celal

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1- zorla dinlere büründürmek.

Ben tanrının görevine talip değilim. insanları "dinlere büründürmek" tanrının işidir. (Tanrı varsa ve din gönderdiyse tabiki). Eğer insanları dinlere büründürmek isteyip de büründürememişse tanrı başarısız kalmıştır. Yani insanları imtihan edeyim derken kendisi sınıfta kalmıştır. Çünkü bir tanrı varsa ve bir din göndermişse insanları dine büründürmek onun asli görevidir. Eğer insanları dinlere büründürmek istemediyse bu takdirde dinlerin hepsi yalandır. Eğer dinlerin hepsi yalansa öyleyse insanları cehalete sürüklemesi de gayet normaldir. Cehalete sürüklenen insanın da her türlü şiddeti uygulaması normaldir.

Söylemek istediğim ile zerre kadar alakası yok söylediğinizin...

Kastım başka idi...

Ayrıca "Tanrı'nın Başarısızlığı" konusunda yürüttüğünüz mantık çok yüzeysel...

Yine zoraki...

 

"Dine Büründürmek"ten kastım,

Yapılan eylemlerin mutlaka "Din Emrettiği" için yapıldığını iddia edebilmenizdir.

Oysa ki aslen öyle değildir.

Sırf kendi payınıza zorlama iddialarda bulunuyor

Ve zoraki bir mantık yürütüyorsunuz.

En basit bir Tarih Bölümü birinci sınıf öğrencisine dahi sorsanız o bile

Tüm savaşların, toplumsal olayların, isyanların, geri kalmışlığın, çağdışılığın vesairenin en temel nedeninin ekonomik ve toplumsal nedenler olduğunu, "Din" olgusu ve dini emirlerin çok çok sonraları ve hatta en son etken olarak ortaya çıktığını söyleyecektir. Tabii ki bu öğrenci Tarih Bölümü okumanın hakkını verebilmişse...

Yani daha niye bazı şeyleri illa ki sadece dine bağlamaya çalışıyorsunuz ki?

Benim her zaman söylediğim şeydir.

Bazen bazı insanlar, "Dine Karşı" Bilim'i savunurken, yine dine karşı "Bilim Dışı" ve hatta "Karşıtı" hareket edebilmektedirler ve bu kendi öz çelişkileri olabilmektedir.

Sizde bunun en görünen kanıtısınız.

Söylediğim yukarıdaki tespit "Tarih Bilimi"nin en temel kabulüdür.

Ve siz neyi örnek olarak gösterirseniz gösterin aksini iddia edemezsiniz.

Aksini iddia etmeniz, o savunduğunuzu söylediğiniz Bilim'e, Toplum BİLİM'e, Siyaset BİLİM'e, Tarih BİLİM'e AYKIRI davranmaktır...

Çelişkidir...

 

2- suç Tanrı'nın mıdır, Yoksa beşerin midir

Burda bir beşerden söz edilmiyor. Beşer"ler"den söz ediliyor. Yani bir araya gelmiş 100 insandan yüzü yada bin insandan bini. Beşer dediğiniz zaman sanki binlerce kişi içinden birinden bahsediyormuşum gibi düşünülür. Benim söylediğim gayet açık. Orada o çirkin olayı seyreden yüzlerce insandan biri bile insanlıktan nasibini alamamış. Üzerinde düşünülmesi gereken konu bir kişinin yaptığı değil ordakilerin tümünün ne yaptığı.

Ayrıca o çocuğun resimi üzerine birşey daha eklemek istiyorum. Eğer bu bir cezalandırma değilse ortada daha beter bir durum var demektir. Zira bu durumda çocuğun hiçbir suçu yok demektir. Eğer kuran bu insanları hiçbir suçu olmayan bir çocuğa bile böyle bir muamele yapacak hale getirdiyse durum bizim düşündüğümüzden bile daha vahimdir. Eğer kuran bu yüzlerce insandan hiçbirine hiçbir şekilde etki edememişse o halde tanrı zaten başarısızdır yada o din sahtedir.

 

Yine zorlama bir mantık...

Bakınız

"Kim ki göre bir çocuğun eli araba altında gösteri içün ezile,

Hiç bir Müslüman tepki vermeye, hatta güle eğlene..."

Diye bir ayete rastlamadım ben Kur'an da...

 

Ha, dediğiniz şu:

"Kur'an hani medeniyet verecekti...?

Vermiş olsa idi bu türlü şeylere rastlanmazdı?"

 

Size Mesnevi'sini Kur'an-ı temel alarak yazan Mevlana'nın İnsan Sevgisini hatırlatırım...

Yine Yunus Emre'yi hatırlatırım...

Yine Hallac-ı Mansur'u...

Ya da "İnsan Sevgisi" düşüncelerini "Kur'an"dan hareket ederek ortaya koyan ve bugüne kadar isimleri ve eserleri gelebilen diğer insanları örnek gösterebilirim...

 

Yani illa ki tek tek yazmama gerek yok hepsini...

 

Kimisi İslam'a bakarak, bugünü bile etkileyen "İnsan Sevgisini" ve "İnsancıllığı" ortaya koyabiliyor,

Kimisi de artık nasıl ele alıyorsa, tam aksini sergileyebiliyor...

 

Burada hemen o dine bakıpta yargılamamak lazım.

Bu durumu ortaya çıkaran süreci ve koşulları da ele almak lazım.

Siz bir savaş sırasında bir metini ele alıp, insanları kışkırtırsanız

O insanlar o katliamlardan zevk alırlar ve bunu sürdürürler.

O inancı da artık hep öyle algılarlar...

Orta Doğu'daki durum bundan kaynaklanmaktadır.

İnsanlar Savaş ve İktidara İtaat konusunda işlerine geldiği gibi yontuyorlar.

Kaldı ki "İslam"ın toplumsal öğütleri hakkındaki görüşlerim bellidir...

 

Durumun açıklaması Toplum Psikolojisinde yatmaktadır...

 

Tespitleriniz çok yüzeysel, kusura bakmayın...

Ayrıca imtihan meselesinde kendini neden muhattap görmediğini de merak ettim. Sen allahın insanları imtihan ettiğine inanmıyormusun?

Saygılar

 

Ben Tanrı'nın "İmtihan" olayına farklı bir açıdan bakıyorum.

Bunu çokça anlattım zamanında.

Sizin anladığınız "İmtihan" ile benim anlamlandırdığım arasında çok fark olduğuna eminim.

O yüzden bu konuyu tartışmaya açmak yerine, bir zahmet geçmiş iletilerime göz atıverin...

"Kaza ve Kader" konusunda yazmıştım galiba, yanlış hatırlamıyorsam...

 

Sömürgecilik açısından dünyadaki en başarısız, afedersiniz ***** imparatorluklar, Türk (Osmanlı) ve Rus (Sovyet) İmparatorluklarıdır.

 

Kimsenin diniyle, diliyle uğraşmamışlardır. Asimile etmeye çalışmamışlardır.

Hiçbir iyilik cezasız kalmaz. Türk İmparatorluğu cezasız kalmadı. Rus İmparaorluğu da cezasız kalmıyor.

Mesela bu söylediğinizin nedeni olarak "Türklerin İslam Dinini Seçmiş Olmaları"nı ve "İslam Dininin Öğretileri" nedeniyle Türklerin asimile ve katliam yapmadıklarını, dillere ve dinlere dokunmadıklarını anlatan bir çok kitap örnek gösterebilirim size...

 

Ama ne vardır,

Yine sizin düştüğünüz yanlışa düşerim o zamanda...

 

"Müslümanlar İslam öğretileri emrettiği için katliamlar yapmışlardır ve çağdışıdırlar..."

"Müslüman Türkler İslam emrettiği için kimselerin dinlerine ve dillerine dokunmamıştırlar, insancıldırlar..."

 

İkiside Bilimsellikten son derece uzak iddialardan ibarettir...

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu konu hakkında, beni en çok etkiliyen insanlardan biri “Durmuş Kumdereli” dir. Irak'ta kaçırılan Türk kamyon şoförü Durmuş Kumdereli, 'Cellat' lakaplı terörist Zarkavi'nin , El Kaide bağlantılı grubu tarafından başı kesilerek öldürüldü. Bu korkunç cinayet görüntüsünü bir internet sitesinde yayınladı. Bu Islam adina yapildi.

 

Evet Islam adına yapıldı !

 

Bu korkunç cinayet Islamiyete uymaz diyenlerin dikkatini çekmek umuduyla sormak isterim sizlere, Kuran'da nasıl öldürülür Ayetler var mi? Bunu bilmiyorsak, yeterki Kurani okumaliyiz. Acaba kendine “Muslumanim” diyenlerin % kaçı , Kuranin ayetlerini okudu ve anladi?

 

"Tanrı ve Peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde fesatlık çıkaranların cezası, boğazlanarak öldürülmek ya da asılmak ya da el ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi ya da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onlar için dünyadaki rezilliktir. Ahiretteyse daha büyük bir azab hazırlanmıştır" (Maide suresi, 33)

 

Evet Sevgili Cyrano. Demek ki, "boğazlamak" var, "asmak" var. dahası, "işkence" bile var. Bunu Kuran’da tarif ediyor. Islamin anayasasinda belirtiyor. Bu Islam hakkinda yapilan cinayetler, demek ki Islamiyet kanunlarini takip ediyorlar. Kuran da ve hadisler de Birçok örneği vardır bunun “Evlerini, agaçlarini yakin”, "Öldür, öldür!" gibi… Eger bu yetmezse, daha da diger ayetlerden ornekler (kaynak dahil) verebilirim.

 

Bakın...

Yine ele aldığınız noktada hatanız var...

Ancak yapacağım açıklamayı, o katliamı desteklemek olarak ele almamanızı rica ediyorum.

 

Şoför'ün öldürülmesi ile ilgili bir emir ya da ayet yoktur.

Kur'an, ortaya çıktığı döneme ait bir mücadele yöntemi belirtmiştir,

Ki ben o döneme ait olduğuna inandığım için bugün uygulanmasına

Ve hatta bu türlü konularda bir dine göre hareket edilmesine taraftar değilim.

 

Şoförü katleden kimseler, yöntem olarak Kur'an-ın dediğini yapmış olabilirler.

Ancak yine amaçları ve niyetleri

Yani süregelen zaman içersinde sonuçu ortaya çıkaran öğeler

Toplumsal ve Ekonomik öğelerdir.

 

Yani Türklerin, İşgal kuvvetlerine yardım ettikleri düşünülerek öldürülmüştür o şoför...

 

Eğer Kur'an öyle bir emir vermemiş olsa idi bile,

Ve hatta Kur'an olmasaydı bile,

Sömürgecilik faaliyetleri ile Bilişsel ve Medeni açıdan geri bırakılmış bir toplumdan

Belki en fazla yöntem olarak farklı bir öldürme eylemi görecektiniz.

Lakin yine bir öldürme eylemi görecektiniz...

Çünkü o toplum insana verilen değer açısından geri bırakılmıştır,

Ki bunun nedeni "Din" değil, sömürge faaliyetleridir...

 

Umarım ufak ayrıntıyı gösterebilmişimdir...

 

Hiç kimse yapılan işgale "Hoş geldiniz" diye tepki göstermez...

 

Ben o Türk Şoför'ün öldürülmesini elbette ki insanlık dışı buluyorum,

Vahşicedir...

 

Lakin demek istediğim,

O kimse "Din Emrediyor" diye değil,

İşgal kuvvetlerine yardım ediyor sanrısıyla öldürülmüştür...

 

Arada pek bir fark var...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

LÜTFEN CEVAP YAZIN

 

ya abi bişeyler soruyoz cevap yok ne iş. kuranda kabirden çıkışlar neden milyonlarca hayvan varken çekirgeleri benzetilmiştir. cevap verin arkadaşlar. AYIN HAREKETİ hurma dalına benzetilmesi tesadüfmü?

bir ayette o gün kafirler için uzun bir gündür deniyor.hadistede o günün kafire 100yıl gibi geleceğini mümine ise 1 saat gibi geleceği yazıyor.şimdi iki seçenek var 1)hayır bu mümkün değil 2)evet mümkün.

bakalım bilim ne diyo.beyinin ön bölümündeki lopta normal hayatımızı yaşarken 10 ila 20 arası sinyal gelir ve zaman normal hızında devam eder.peki korktuğumuzda ne olurr.. aa ne ilginç bakalım cevaba o zaman şu olur bu sinyallerin sayısı 50 60 a yükselir ve zaman olduğundan daha yavaş geçer kişi için.şimdi 1000 yıl ile 1 saat acaba bu teşbih mi. bukadar fark olurmu.düşünün bir kalkıyosunki solunda cehennem sağında cennet hayattayken savunduğun herşey yalanmış meğer allah varmış ve peygamberler doğru söylemiş.ve o an anlıyosunki geriye dönüşte yok af artık yok.sizce bu anda kaç sinyal iletilir beyine.normal bir korkuda(dünya içinde) 4 5kat artıp zamanı yavaşlatan bu korku sanırım 1000 katına yükselir ve zaman o kişi için neredeyse durmuş olur.

şimdi mümkün değil dersen cevap yukaRIDA.yok mümkün dersen o zaman 610 yılında bir insan bunu nasıl bilebilir.

big bang ten önce ünlü bilim adamı bir ateist(ismini isteyene yazarım şimdi aklıma gelmedi) diyoki.''evren sonsuzdan beri vardır ve var olacaktır,çünkü diğer ihtimal evrenin bir yokluktan var olmasıdır ki bu imkansızdır'' maalesef big bang i göremedi.görseydi ne olurdu.şimdiki ateistler ne yapıyosa oda onu yapardı.tesadüf.evren sonzdan beri patlıyo kapanıp yine patlıcak v.s.komik iddialar yani. ama bunca delile rağmen ateistlerin olması çok normal çünkü işte o zaman kuran çelişkiye düşerdi çünkü kuranın 3 te biri kafirlerden bahsediyo.mesela bu ayet anlamını yitirirdi''onlar hangi delili görürlerse görsünler inanmazlar.düşünsene dünyada kafir yok.eee napçaz bu ayeti o zaman.ben şaşırmıyorum o yüzden.

bana bir ateistle kuranı tartışmak anlamsız geliyo.çünkü evrenin tesadüfen oluşma olasılığı roger pensore göre 10 üssü 123 dir.yani 1 in yanına 123 sıfır yazın o rakam işte.şimdi buna tesadüf diyen adamla ben neyi tartışıyım abi.he adfam derki evet allah var ama islam onun dini değil işte o zaman sabaha kadar tartışırım.abi dna yı düşünün,hemoglobini,bunların oluşma olasılığı aklınıza getiremiyeceğiniz rakamlar.einstein diyoki''evrende tesadüfe yer yoktur çünkü allah zar atmaz'' ''aklımın almadığı tek şey,bu evrenin nasıl olupta aklımıza sığabilmiş olmasıdır''

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bakın...

Yine ele aldığınız noktada hatanız var...

Ancak yapacağım açıklamayı, o katliamı desteklemek olarak ele almamanızı rica ediyorum.

 

Şoför'ün öldürülmesi ile ilgili bir emir ya da ayet yoktur.

Kur'an, ortaya çıktığı döneme ait bir mücadele yöntemi belirtmiştir,

Ki ben o döneme ait olduğuna inandığım için bugün uygulanmasına

Ve hatta bu türlü konularda bir dine göre hareket edilmesine taraftar değilim.

 

Şoförü katleden kimseler, yöntem olarak Kur'an-ın dediğini yapmış olabilirler.

Ancak yine amaçları ve niyetleri

Yani süregelen zaman içersinde sonuçu ortaya çıkaran öğeler

Toplumsal ve Ekonomik öğelerdir.

 

Yani Türklerin, İşgal kuvvetlerine yardım ettikleri düşünülerek öldürülmüştür o şoför...

 

Eğer Kur'an öyle bir emir vermemiş olsa idi bile,

Ve hatta Kur'an olmasaydı bile,

Sömürgecilik faaliyetleri ile Bilişsel ve Medeni açıdan geri bırakılmış bir toplumdan

Belki en fazla yöntem olarak farklı bir öldürme eylemi görecektiniz.

Lakin yine bir öldürme eylemi görecektiniz...

Çünkü o toplum insana verilen değer açısından geri bırakılmıştır,

Ki bunun nedeni "Din" değil, sömürge faaliyetleridir...

 

Umarım ufak ayrıntıyı gösterebilmişimdir...

 

Hiç kimse yapılan işgale "Hoş geldiniz" diye tepki göstermez...

 

Ben o Türk Şoför'ün öldürülmesini elbette ki insanlık dışı buluyorum,

Vahşicedir...

 

Lakin demek istediğim,

O kimse "Din Emrediyor" diye değil,

İşgal kuvvetlerine yardım ediyor sanrısıyla öldürülmüştür...

 

Arada pek bir fark var...

 

Sayin Tengeriin boşig, soylediklerinize bu vahşetleri red ederek İnanmayi çok istersiniz. Anliyorum. Cunku düşünen, hisseden, iyi bir insan bu vahseti tabii ki red edecek. Farkina varmadan bu ayetleri (ve Kurani) red etmeniz bir yana, sozlerinizin boyle bir dilemeli bir düşünce olduğundan daha ötesi oldugunu zannetmem. Eminim ki, iyi bir insan olarak, Sivas Olaylarını, (02 temmuz 1993) da degisik gorursunuz. Islamiyeti yaymak ve "kafir"leri ortadan kaldırarak 35 kişiyi diri diri yakarak sevap işlemek isteyen dincilerin Musluman olmadigini iddia da edebilirsiniz. Veya uzun bir yazi yazip "Arada pek bir fark var..." neticesine ulaşabilirsiniz!

 

Tengeriin boşig Kardeş, seriatin yarattigi kabus, vahşet dolu karanlik atmosferi gormek istemeyen, daha dogrusu dinin şeriat oldugunu kabul etmek istemeyen, kafasini kuma gommeye israr eden “Musluman”lari ikna etmek imkansiz.

 

Saygilar,

 

Celal

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Tengeriin boşig, soylediklerinize bu vahşetleri red ederek İnanmayi çok istersiniz. Anliyorum. Cunku düşünen, hisseden, iyi bir insan bu vahseti tabii ki red edecek. Farkina varmadan bu ayetleri (ve Kurani) red etmeniz bir yana, sozlerinizin boyle bir dilemeli bir düşünce olduğundan daha ötesi oldugunu zannetmem.

Biraz cerbeze/laf oyunu yapıyorsunuz gibime geldi Sayın Atlet...

Hiç birşeyin "Farkına varmadan"da olsa reddedildiği yoktur.

Ben Tarihsel Süreç açısından kabul edilen ve geçerli olan düşünceyi ortaya koyuyorum...

Zannınız sizi ilgilendirir lakin eleştiriniz keşke biraz yapıcı ve bilgilendirici olaydı...

 

Eminim ki, iyi bir insan olarak, Sivas Olaylarını, (02 temmuz 1993) da degisik gorursunuz. Islamiyeti yaymak ve "kafir"leri ortadan kaldırarak 35 kişiyi diri diri yakarak sevap işlemek isteyen dincilerin Musluman olmadigini iddia da edebilirsiniz. Veya uzun bir yazi yazip "Arada pek bir fark var..." neticesine ulaşabilirsiniz!

Sayın Atlet...

Uzun bir yazı yazmama gerek yok...

Öyle ki gerçeklerden ne kadar habersiz olduğunuz ortada...

Siz hala "Görünen Nedenler"desiniz...

Asıllardan çok çok uzaksınız...

 

Şuna benziyor bu örneğiniz:

"1inci dünya savaşı niye yapıldı?"

"Ee Avusturya-Macaristan İmp. veliahtı, Saraybosna'da ırkçı bir sırplı tarafında öldürüldü de ondan..."

"Haaa! e tamam o zaman..."

 

Ya da şu da olabilir:

"Varlık nasıl meydana gelmiştir?"

"Ee Tanrı ölye istedi de ondan..."

"Haaa! e tamam o zaman..."

 

Belki de şu olabilir:

"Sivastaki insanlar niçin öldürüldü?"

"Ee Kur'an öyle emretti de ondan..."

"Haaa! e tamam o zaman..."

 

Hatta şu bile olabilir:

"Sen kimsin?"

"Ee Atlet!"

"Haaa! e tamam o zaman..."

 

Çok doyurucu idiler değil mi?

Hepsi aynı mantıkla özdeştirler, dikkat edin...

"Sorgulayıcılık" ve "Bilimsellik" adına,

"Sorgusuz" ve "Doğmatik" davranıyorsunuz.

Şu halde, övünmek değil yaptığım ancak,

Sizden çok daha nesnel olduğum ortadadır.

Savunduğunuz "Bilimsel Düşünce"ye davet ediyorum sizi...

 

Bilemiyorum yeterince açıklayıcı oldu mu?

Demek istediğim şey Sayın Atlet:

Olay ve Olguların görünen ve sanılan nedenleri vardır,

Ve de Asıl ve En Önemli nedenleri vardır.

Yani o olay ve olguları yaratan, olmadıkları takdirde o olay ve olguların ortaya da çıkmayacağı nedenler vardır.

"Din" kesinlikle böyle bir neden değildir.

Çünkü "Din"in olmadığı yerde onun yerini farklı farklı akımlar, düşünceler ve sistemler mutlaka alacaktır.

Böyle bir durumda "Din" sadece en son unsurdur.

En önemli ve asıl nedenler, sizin o göz ardı ettiğiniz nedenlerdir.

Mantığınız hatalıdır...

 

Dilediğiniz gibi uzun yazmıyorum.

Çünkü yazmaya gerek yok...

Yazdıklarım açık ve nettir...

 

Tengeriin boşig Kardeş, seriatin yarattigi kabus, vahşet dolu karanlik atmosferi gormek istemeyen, daha dogrusu dinin şeriat oldugunu kabul etmek istemeyen, kafasini kuma gommeye israr eden “Musluman”lari ikna etmek imkansiz.

Sayın Atlet...

Kim kafasını kuma gömüyor ve "Bilimsellik" adına "Gayri Bilimsel" davranıyor ortada...

Müslümanları iknadan ziyade, sizin de ikna olacağınız yok.

Dolayısı ile yukarıdaki ve önceki iletimdeki örneklerimde,

Sizin mantığınız ile o kastettiniz Müslümanların mantığı arasında hiç bir fark olmadığını ortaya koyduğumu düşünüyorum.

Eğer yine yaptığınız gibi yüzeysel okumadıysanız, görmemeniz için hiç bir neden yoktur.

 

Ben açıkça söylüyorum oysa ve siz de kabul etmekle yükümlüsünüz, eğer Bilimden dem vuruyorsanız:

 

"Kur'an-ın kastedilen toplumsal hükümleri, ortaya çıktıkları döneme ve o günün anlayışına hitap etmektedir. Şu halde cezai yaptırımlarının aynılığıyla bugün uygulanması gericiliktir.

Ancak şu vardır ki, hiç bir olay ve olgu -Din öyle istiyor- diye ortaya çıkmamıştır. Olay ve Olguları meydana getiren şey toplumsal ve ekonomik devinimler ve etkileşimlerdir.

Din hiç bir zaman olay ve olguların ilk ve asli nedeni, kıvılcımı olmamıştır. Ve hatta iktidarlarca, insanları menfi amaçlar doğrultusunda kullanmak için kullanılan bir araç olmaktan öteye gidememiştir.

Şu halde Dinler ve kuralları, bir devlet için hiç bir zaman -Amaç- olmamış, amaca ulaşmak için gerekli desteği sağlamak kaygısıyla, halkı kendi lehlerinde birleştirmek üzere kullanılan bir -Araç- olmaktan başka bir işlevi olmamıştır.

Bu açıdan "Din" olmasaydı bile onun yerini "Vatandaşlık Bağı", "Millet Bağı", "Kan Bağı" ya da her hangi bir "Ülkü" ya da "Akım" kaçınılmaz olarak alacaktır ve hepte öyle olmuştur..."

 

Şimdi tekrar soruyorum:

 

Bilimsellik adına, Bilim Dışı savlarınızda devam edecek misiniz?

Yoksa Nesnel olmayı mı seçeceksiniz...

 

Ve rica ediyorum eleştirileriniz biraz yapıcı olsun...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Tengeriin boşig, son söz sizde kalsın.

Sayın Atlet,

Merak etmeyin, söylemlerimden dönmem...

Yazılarıma bakarsanız, bu söylemimi sık sık tekrarlamışımdır ve arkasındayımdır...

 

O söz bende, merak etmeyin...

 

Lakin ben sanıyorum ki siz bir şeyleri görebildiniz...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.